Demokrasiyi kuran, koruyan, yaşatan, savunan partimizde (CHP’DE) yenilmesi çok zor bir güç vardır. O gücün adı GRUPTUR. (grupçuluktur) yenilmez olan o GRUP’UN gücü, CHP’Yİ ve CHP örgütlerini yıllarca yönetmiştir. GRUP’UN lideri de, grubun üyeleri de yıllarca değişmemiştir. Değiştirmeye kimsenin gücü yetmemiştir. Gruba ve grubun liderine muhalefet edenler karşı çıkanlar, partide ve örgüt içinde uzun süre yaşam hakkı bulamamıştır. GRUP gücüne yenilmiştir.
Bir gün, hiç kimsenin aklına gelmeyen bir hata, bir kaza, bir yanlışlık sonucu grup lideri istifa etmek zorunda kalmıştır. İstese de bir daha geriye dönememiştir. Grup lideri olmayınca, grubun ana çekirdeği dayanamamış dağılmıştır.
CHP’DE GRUP ve grupçuluk anlayışı, zihniyeti, uygulaması, (hastalığı) uzun yıllar örgütlere hakim olmuş, alışkanlık haline gelmiş, kronikleşmiş ve kök salmıştır. Bu nedenle seçimler yaklaşınca kolay ve kestirme yoldan, var olmak, öne çıkmak isteyen güçlü üyeler (kişiler) hiç kimseye, hiçbir parti üyesine sormadan kendi aralarında GRUP kuruyorlar. Güç biriliği yapıyorlar, Sahneye çıkıyorlar. Eşitliği adaleti özgürlüğü demokrasiyi savunduklarını söyleyerek halka ve üyelere kendilerini tanıtmak için tüm olanaklarını seferber ediyorlar. Parti ve örgüt içinde özgür iradesiyle var olmak ve sesini duyurmak isteyen hiçbir üyenin GRUP gücü karşısında seçme ve seçilme, eşit şartlarda yarışma şansı kalmıyor.
GRUP’LARIN oluşumu, ruhu, mayası demokrasiye, eşitliğe adalete, özgürlüğe temelden aykırı olduğu için, (insanlara üyelere değil) GRUP’ VE GRUP anlayışına, uygulamasına, zihniyetine şiddetle karşıyım. Bu nedenle gruplar içinde yer almıyorum. Gruplara karşı olmam grup gerçeğini maalesef ortadan kaldırmıyor. Önümüzde ki süreçte parti içi demokrasinin partimize ve örgütümüze hakim olacağı umudunu ve inancını taşıyorum
