Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, parti tüzüğümüzün denetimiyle (45.Mad.) ilgili olarak, yazılı bir emir (talimat) verse denetleme yapacak partilimize dese ki, -a- ilimizin –a- ilçe örgütüne git (mesela üyesi olduğum ilçe olabilir) denetle.
Denetim görevlisi gelse, o örgütte, seçimlerin, ilçe kongresinin (Özellikle delege seçimlerinin) nasıl yapıldığını, kimlerin, nasıl, hangi usul ve yöntemleri kullanarak seçildiğini bir, bir incelese,
Örgüt çalışmalarını, örgütün aldığı kararları, yaptığı işleri, gelir gider hesaplarını bir, bir incelese,
Partinin tüzüğüne, programına, ilkelerine, toplantı, yöntem ve kurallarına, görev yetki ve sorumluluklara uyulup uyulmadığını bir, bir incelese,
Özellikle örgütlenme ağının kurulup, kurulmadığı, çalışmaların tabana yayılıp yaygınlaştırılmadığını, (T.26.Mad. gereğince) titizlikle incelese,
Başkanla, yönetim kurulu üyeleriyle, delegelerle, duyarlı üyelerle bir, bir görüşse, dört başı mamur bir denetim raporu hazırlasa, genel başkanımıza taktim etse. Genel başkanımız da, denetim raporunu MYK’da okutsa, rapor ayrıntılı bir şekilde incelese. Ve gereği yapıl sa.
Demokrasi bu değil mi sizce?
Demokrasi bakım, ister, ilgi sevgi ister. Demokrasi, ihmal ve ihlal etmeye gelmez. Demokrasi çok hassastır, çok narindir. Demokrasi tıpkı bir çiçeğe benzer. çiçeğin suyu gecikirse solar. Biraz daha gecikirse kurur, yok olup gider.
Ne olur çiçeğimizi soldurmayalım. Kurutmayalım. Emin ellere, sevgi dolu ilgi dolu yüreklere teslim edelim. 08.08.2012
