“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”

10.6.12

CHP’DE ÜRKÜTEN, KORKUTAN ÇOK TEHLİKELİ BİR HASTALIK GÖRÜYORUM. PARTİ YETKİLİLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUM

CHP’DE ÜRKÜTEN, KORKUTAN ÇOK TEHLİKELİ BİR HASTALIK GÖRÜYORUM. PARTİ YETKİLİLERİMİZİ ACİLEN GÖREVE DAVET EDİYORUM.

Anayasa referandumunda, Milet vekili seçimlerinde, parti içi seçimlerde, yönetimlerin ve grupların açık ve kapalı havada düzenledikleri irili ufaklı tüm toplantılarda, eylemlerde, etkinliklerde bu hastalığı görüyorum. Hastalığın tedavisi için, daha fazla yayılmaması ve yaygınlaşmaması için parti yetkililerimizi (önce kendileri taramadan geçmek şartı ile delegelerimizi, il ilçe başkanlarımızı, milletvekillerimizi, ) göreve davet ediyorum.

Gördüğüm hastalığı, dilim döndüğü kadar anlatmaya, tanıtmaya çalışayım
Çeşitli gerekçelereler yaptığı gezileri sırasında genel başkanımıza, partimizin ileri gelenlerine, yani etkili, yetkili, etiketli kişilere (görevlilerin dışında) yakın olmak için, onlara gözükmek için, onların dikkatlerini çekmek için hiçbir ilkeye, kurala, uymadan bir, birleriyle yarışan insanları görüyorum.

Her türlü eylem ve etkinliklerde, özellikle televizyonda, basında (resimde) çıkmak için, irili, ufaklı düzenlenen örgüt toplantılarında üyelere gözükmek ve tanınmak için, istedikleri kadar konuşmak ve kendilerini özgürce ifade etmek için hiçbir ilkeye kurala uymadan bir birleriyle yarışan insanları görüyorum.

Gözler önünde yaşanan bu tür ayrılıkları, ayrıcalıkları, eşitsizlikleri, haksızlıkları, adaletsizlikleri, ilkesizlikleri ve kuralsızlıkları partimiz, örgütlerimiz ve demokrasimiz adına çok tehlikeli bir hastalık olarak görüyorum.

Bu hastalığın, büyüteç altına konulup incelenmesini, ( o zaman ne kadar tehlikeli virüslerin, ne çok maskeli yüzlerin olduğu görülecektir) daha fazla yayılması ve yaygınlaşmaması ve yok edilmesi için, parti yetkililerimizi, yani seçilmişleri, yani görev yetki ve sorumluluk üstlenenleri bu hastalığa çare bulmaları için acilen göreve davet ediyorum.

Ve diyorum ki, YENİ CHP’DE sakın ola ki, bu tehlikeli hastalığı görmezlikten, anlamazlıktan gelmeyin. Tam aksine hastalığı tedavi etmek için zaman geçirmeden üzerine gidin. Gidin ki parti içi demokrasi hayat bulsun. Gidin ki, partimizde, örgütlerimizde özgür iade hayat bulsun. Gidin ki tehlikeli virüsler maskeli yüzler partimizde temizlensin. Gidin ki partimize barış, sevgi hâkim olsun. 11.06.2012

KOOPERATİF

Ankara’nın merkezinde, Keçiören’de 750,50 metre kare arsası, 197 üyesi olan, bir kooperatif düşünün.

Arsa borcunu 89 ay taksit ödeyerek 1983 yılında arsa borcunu bitirip tapusunu alan bir kooperatif düşünün.

1990 yılında, imar ıslah planını yaptıran, 1992 yılında imarlı tapusunu alan, 1993- 1996 yılları arasında, her üyeye 2 daire düşecek şekilde kat karşılığı yapılmak üzere 4 ayrı müteahhitler noter tasdikli sözleşme imzalayan ve 1993 yılında inşaatlara başlanan bir kooperatif düşünün.

Devam eden yıllarda ve yapılan genel kurullarda, yeniden sözleşmeler, yapmaya, ek sözleşmeler yapmaya, sözleşme hükümlerini değiştirmeye, takas etmeye, ibralaşmaya, almaya satmaya, mahkemeye vermeye vb. gibi konularda yetki isteyen ve alan, yıllarca değişmeyen bir kooperatif başkanı ve yönetim kurulunu düşünün.

1995 yılında, yapılan genel kurul gurulda, başkanın öneriyle, hisselerinin yarısını eşlerine devir eden, 197 üye sayısını 394 çıkaran 1.etap 2. Etap diyerek eşit eşit haklara sahip olan kooperatif üyelerini ikiye ayıran, bir kooperatif düşünün.
Sözleşme hükümlerini ihlal ederek, işe başlamayan, inşaatı yarıda bırakıp kaçan, iflas eden, işi yıllarca geciktiren, bu neden aldığı yetkilere dayanarak onlarca müteahhidi değiştiren bir kooperatif düşünün.

1996 yılından itibaren, yıllara yaygın olarak inşaatları bitendaireleri şerefiye farkı çıkarılmadan, kira karşılığı oturmak üzere şartıyla anahtarı üyeye veren bir kooperatif düşünün.

Kira borcunu ödemeyen, üyeler, mahkemeye, icraya verilecek, borcu faiziyle birlikte alınacak, ihraç edilecek diye üyeleri korkutan ama yıllarca kira borcunu ödemeyen üye hakkında bunların hiçbirini yapmayan yapamayan bir kooperatif yönetimini düşünün.

Maliyet bedelleri 150.000 ile 50.000 TL arasında değişen dairelerin olduğu bir kooperatif düşünün
Özel bir kuruma ücret karşılında, şerefiye farkı çıkartan, tapuları üyelere verirken şerefiye farkını, kira borcunu ödemeyen üyelerden imza karşılığı çek ve senet aldıktan sonra dairenin daireyi ve anahtarı teslim eden bir kooperatif yönetimi düşünün

Kot altında olduğu için üyelere dağıtılmayan 3o yakın dairenin sayısını bilmediğim dükkân ve mağazaların satışının yapılması için, borcu olan üyelerden hissesine düşen paradan kesilmesi için genel kuruldan yetki isteyen bir yönetim kurulunu ve başkanını düşünün.

20 yıldır inşaatları bitirilmeyen, eşit haklara sahip olan ve bu tarih itibariyle ikinci etap üyelerin inşatlarına başlanılmayan bir kooperatifi düşünün

Bu yıllar içinde bir defa valilik, 2 defa bakanlık denetiminden geçen, her genel kurulun hükümet komiserinin nezaretinde yapılan ama hiç usulsüzlüğün kanunsuzluğun raporlara yansıman bir kooperatif olduğunu düşünün.

Bütün bu olup bitenlerden sonra tek başıma bir emekli maaşımla hakkımı aramaya, doğrunun, yanlışın, haklının, haksızlığın eşitliğin adaletin ne olduğunu sormaya korkuyorum.Konuşmaya korkuyorum. Kanundan, kooperatif, üyelerinden denetim yapanlardan, kooperatifi, yönetenlerden korkuyorum.

Bu gündem maddelerinin tümü genel kuruldan geçerse beni mağdur duruma düşüren maddeye itiraz edeceğim. Maddenin iptali için ya asal süresi içinde ticaret mahkemesine başvuruda bulunacağım.