Bu Blogda Ara

12/30/09

2010 YILINA GİRERKEN, DENİZ BAYKAL GERİCİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN İLERİCİ

      Atatürk’ü, Cumhuriyeti ve C.H.P. sini savunanların partisi, Deniz Baykal’ın öncülüğünde ve liderliğinde iki adım geri, bir adım ileri giderek geriliyor. İktidar olma gücünü kaybediyor.
     Atatürk’e, Cumhuriyete ve C.H.P sine karşı olanların partisi, Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde ve liderliğinde, iki adım ileri bir adım geri giderek ilerliyor. İktidarı gücünü elinde tutuyor.
     Bu anlamda görünen köy kılavuz istemiyor. Deniz Baykal gericiliği, Recep Tayyip Erdoğan ilericiliği temsil ediyor.
    Deniz Baykal’ın tek adam oluşu, sözlü muhalefeti, güzel konuşması, güzel fiziği, sözde demokratlığı, tartışılmaz dürüstlüğü, bilgisi ve birikimi partisini iktidara hazırlamaya yetmiyor. Atatürk’ü, cumhuriyeti ve    
    C.H.P’yi savunanlara umut vermiyor.
    Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan’ı ve partisini, öcü gibi göstererek, cumhuriyet elden gitti, gidiyor diyerek, halkı korkutarak, ürküterek, ucuz ve kolay politika yapıyor. Daha açıkçası Recep Tayyip   Erdoğan’ın partisinden ve politikasından, beslenmeye çalışıyor. Sorunu ve çözümü kendi içinde aramıyor.
   Deniz Baykal sözde eşitliği, adaleti, özgürlüğü ve demokrasiyi savunur gibi gözüküyor.
   Ama anti demokratik olan siyasi, patiler yasasını, seçim yasasını, baraj sistemini değiştireceğim diyemiyor.
   Deniz Baykal sözde eşitliği, adaleti, özgürlüğü ve demokrasiyi savunur gibi gözüküyor.
   Ama parti içi demokrasiyi uygulamıyor. Partiyi kelimenin tam anlamıyla padişah gibi, kral gibi yönetiyor. En güçlü en yetkili benim diyor. Parti içinde kendisine ve yürüttüğü politikaya muhalefet edene aman vermiyor. Rakiplerini tuş eden pehlivan edasıyla dolaşıyor. . Gücünü acımasızca, zalimce kullanıyor. Seçimlerde seçmenden oy isterken, seçmene yüzünü dönüyor. Seçimden sonra oy veren seçmene sırtını dönüyor. İl, ilçe örgütlerinin kapsısı kapanıyor. Düşünceler fikirler açıklanmıyor. Demokrasinin erdemleri, sorunlar çözümler tartışılmıyor. Öneriler eleştiriler yapılmıyor. Üyeler kendini ifade edemiyor. Kadın ve gençlik kollarına gerek duyulmuyor. Delegeler yenilenmiyor. Ön seçimler yapılmıyor. Hukuk işlemiyor. Görevden almalar devam ediyor. Hazine yardımı yapılıyor. Üyelik aidatına gerek kalmıyor. Parti üyesi önemsenmiyor.
   Sormak istiyorum.
   Siz o ülkenin başbakan olsanız, böyle bir ana muhalefet partisinin olmasını istemez misiniz?
   Siz o ülkenin başbakanı olsanız, çok konuşan ama iktidara alternatif olamayan bir muhalefet partsinin olmasını istemez misiniz?
   Siz o ülkenin başbakan olsanız, gücünü halktan almayan bir muhalefet partisinin olmasını istemez misiniz?
   Uyutma ve avutma oyunu daha ne kadar devam sürecek?
   Yolun sonu gözüküyor. Ya Baykal gidecek yada kendisiyle birlikte C.H.P sini tarihin derinliklerine götürecek. Vebali de çok ağır olacak
    Eğer büyük devlet ve siyaset adamı İSMET İNÖNÜ yaşasaydı Deniz Baykal’a derdi ki, SENİ BEN BİLE KURTARAMAM. 30.12.2009 Z.BAL