Bu Blogda Ara

3/20/13

BEN VE ARKADAŞLARIM YERİMİZDE OTURMUYORUZ. SABAHTAN AKŞAMA KADAR ÇOK ÇALIŞIYORUZ. DİYORLAR.

BEN VE ARKADAŞLARIM YERİMİZDE OTURMUYORUZ. SABAHTAN AKŞAMA KADAR ÇOK ÇALIŞIYORUZ. DİYORLAR.

Dediklerini, yani nerede, ne zaman kimlerle ne iş ve işlem yaptıklarını yazılı ve görsel medyada, sosyal paylaşım sayfalarında, günü gününe, saati saatine yayınladıkları resimlerle paylaşıyorlar. Yapılan çalışmaları örgüt toplantılarında slayt ve sine vizonla büyük ekranda gösteriyorlar. Ayrıca yaptıkları çalışmaları sözlü olarak tarih yer zaman vererek ayrıntılı olarak konuşmaya hiçbir sınırlama koymadan anlatıyorlar. 

Görsel ve yazılı medyayı, sosyal paylaşım site ve sayfalarını, slayt, sine vizyon gösterilerini, örgüt toplantılarında yapılan konuşmaları, yorumları, beğenileri, görenler duyanlar izleyenler yapılan çalışmaların doğruluğuna inanmak zorunda kalacaklardır. Çünkü hepsi doğrudur. 

Eski yönetimler dört duvar arasına hapsolmuşlardı. Halktan kopmuşlardı. Her şeyi masa başında yapıyorlardı. Bu iddiaların hepsinin doğru olduğunu zaten biliyoruz. Bildiğimiz için eskilerin görevine son verdik. Yenilerini seçtik. 

AMA keşke bu AMA kelimesini kullanmak zorunda kalmasaydım. Neden mi?

Eski yöneticilerle yeni yöneticiler arasında müthiş bir benzerlikler var. Benzerlikler konusunda çarpıcı birkaç somut örnek vereyim. Eski yöneticiler dört duvar arasında maşa başında halktan kopmuş olarak kendilerini ve kendilerine yakın arkadaşlarını var etme seçme mücadelesi veriyorlardı. Küçük olsun benim olsun diyorlardı. Kendilerinden olmayanlara aman vermiyorlardı. 

Yeni yöneticiler ve kendilerine yakın olan arkadaşları eski yöneticiler gibi masa başında oturmuyorlar, halktan kopmuyorlar, sabahtan akşama kadar çalışıyorlar. Halkın arasına karışıyorlar. Halkı dinliyorlar, halkla görüşüyorlar, halkı ziyaret ediyorlar. Basın toplantıları, kahve ve salon toplantıları, görüşmeler yapıyorlar. Eylemler, etkinlikler düzenliyorlar, düzenlenen eylemlere etkinliklere katılıyorlar. Bu çalışmaları belgelerle kanıtlıyorlar. 

Ama bu çalışmaları hep aynı isimlerle, aynı yüzlerle, kendilerine yakın olan arkadaşlarla birlikte yapıyorlar. Resimleri, sine vizyonları, slaytları dikkatle izlerseniz bunların doğru olduğunu anlayacaksınız. Yani dar kadro çalışması yapıyorlar. Bu çalışmalarla kendilerini ve arkadaşlarını seçime seçilmeye hazırlıyorlar. 

Yapacakları işleri, aldıkları kararları örgüte duyurmuyorlar. Bilgilendirmeleri saatler kala ya da en fazla bir gün kala mesajla yapıyorlar. Kısa, orta, uzun çalışma plan ve programı yapmıyorlar. tüm işleri günü birlik yapmayı tercih ediyorlar. Önceden örgüte duyurmuyorlar. Çalışmayı tabana yaymıyorlar, örgütlenme ağını kurmuyorlar, kurumsallaştırmıyorlar, çalışır hale getirmiyorlar. 

Gördüklerimizin, izlediklerimizin, dinlediklerimizin okuduklarımızın arasında, kısa orta uzun vadeli çalışma plan ve programlarına, mahalle sorumlularının, komisyonların, delegelerin, duyarlı yetenekli bilgili birikimli üyelerimizin çalışmalarına isimlerine resimlerine, konuşmalarına hiç rastlamıyoruz. 

SORU: Parti içi, örgüt içi muhalefetin olmadığı yerde demokrasinin d’sini görebilir misiniz? 20.03.2013