Bu Blogda Ara
4/29/12
CHP YILDIRIM İLÇE GENEL KURU HAKKINDA YORUMUM
Genel kurul için tutulan salon, çok küçüktü ve çok direkliydi.
Birçok üye ve delege ayakta kalmıştı.
Belki salonun küçük olduğundan, belki hiç düşülmediğinden ve önemsenmediğinden, toplantı düzeni ve disiplini hiç yoktu.
Salonu dolduran üye ve delegeler karışıktılar.
Salonun giriş kapısından divanın ta önüne kadar, tıklım, tıklım doluydu.
Üye ve delegelerin yarıya yakını ayakta kalmıştı.
Birçok üye ve delege konuşmacıyı ve divanı göremiyordu.
Genel kurul bu görüntü ve toplantı düzeniyle başladı.
İstiklal marşı okundu.
Divan başkanlığına CHP’nin değil Türkiye’nin en renkli isimlerinden olan Kamer Genç aday gösterildi.
Bu görüntü ve manzara içinde divan başkanlığı seçimi oylandı.
Divan yerini aldı.
Divan başkanı uzun sayılmayacak bir konuşma yaparak düşüncelerini açıkladı.
Bol bol alkışlandı
Faaliyet raporu okunduktan sonra kişisel konuşmalara geçildi.
Kamer Genç’in dışında, il başkanı dâhil tüm Bursa milletvekilleri genel kurula katıldıkları görüldü.
Konuşmacıları dinledim.
İlçe yönetiminin 2 yıllık faaliyeti hakkında, toplantı düzeni ve disiplini hakkında (Sena Kale’li hariç ) doyurucu tatmin edici konuşma yapana şahit olmadım.
Konuşmacıların çoğu (4 ilçe başkanı adayı dahil) he r toplantıda olduğu gibi, Atatürk’ten, Pir Sultan’dan, emperyalizmden, sivas katliamında, uğur mumcu, bahriye Üçok muammer Aksoy’ vb. gibi isimler üzerinden nutuk attılar.
Konuşmacıların birçoğu mevcut toplantı görüntüsü ve düzeni içinde demokratik bir yarış olduğundan söz ettiklerinde elimde olmayarak gülümsediğimi hissettim.
Keşke demokrasi nin ve toplantı düzenin ne olduğu nasıl olduğu hakkında hiç bir bilgim olmasaydı.
Keşke seçim sürecinin ta içinde olmasaydım, olup bitenleri, yaşanan olayları, çok yakından takip etmeseydim diye düşündüm.
Evet, yıllarca delege seçimlerinin, üyelerin oylarıyla yapılmadığını, bu kadar bol katılımlı genel kurulların yaşanmadığını, kavgaların olmadığını, sandalyelerin havalarda uçuşmadığını düşünecek olursak, rakip partilerde bunlara rastlanmadığını düşünecek olursak parti içi demokrasi konusunda çok büyük gelişmelerin ve değişmelerin olduğunu söyleyebiliriz.
Eleştiri yapanları bu gerekçelerle susturabiliriz.
ÖNERİM
Millet vekillerimiz dâhil, il başkanlarımız dahil, il ilçe başkanlarımız dahil, tüm üyelerimiz dahil demokrasi dersi almalıyız.
Toplantıların nasıl düzenleneceği, oturma düzenin nasıl sağlanacağı, toplantıların nasıl yönetileceği konusunda ders almalıyız.
Bu dersi almadan öğrenmeden uygulamadan CHP de parti içi demokrasi uygulanacak diyenin aklına şaşarım.
Bu dersler alınmazsa, görev yetki ve sorumluluklarının sınırları, tüzük, ilke ve kurallar bilinip uygulanmaz, uygulanmaya konulmazsa, o örgütte ya alabildiğine disiplinsizlik yaşanır ya da alabildiğine kaba otorite yaşanır. İkisinin ortası olamaz. Doğa kanunu işler. Her zaman büyük balık küçük balığı yutar. Yutuyor da.
Dilerim umarım CHP yıldırım ilçe örgütünde, hiçbir zaman böyle bir toplantı düzenine görüntüsüne bir daha şahit olmam.
Evet, çok iyi biliyorum ki, dillere düşen. Gözle görülen, basına medyaya yansıyan kavgalar olmadı.
Ama görünmez çok yaralar açıldı, çok kalpler ve gönüller kırıldı. Böyle bir durumda kol kırılsın yen içinde kalsın diyen CHP’li olamaz demokrat olamaz. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalıdır.
SON SÖZÜM ŞUDUR
CHP’NİN, DEMOKRASİNİN, PARTİ İÇİ BARIŞ VE HUZURUN, EŞİTLİĞİN VE ADALETİN, HAKKIN, HUKUKUN EN BÜYÜK DÜŞMANI BLOK LİSTE YÖNTEMİYLE SEÇİM YAPILMASIDIR.
Çünkü üyeler bir birlerini tanımıyor. Delegeler bir birlerini tanımıyor. Delegeler başkan adaylarını, başkan adayları delegeleri tanımıyor.
Böyle bir ortam içinde blok liste yöntemi ile seçim yapmak, demokrasiye eşitliğe adalete hakka hukuka vurulan en büyük darbe oluyor.
Seçim oldu şimdi kardeşlik, dayanışma, barış, dostluk zamanı demek çok büyük aldatmaca ve kandırmaca oluyor. Artık yüzümüzdeki maskeleri indirelim bir birimizi ve kendimizi kandırmaktan vaz geçelim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)