Bu Blogda Ara

1/31/12

VAY ANASINI SAYIN SEYİRCİLER NE KADAR ZOR, STERSLİ VE KARMAŞIK BİR OYUNMUŞ


VAY ANASINI SAYIN SEYİRCİLER NE KADAR ZOR, STERSLİ VE KARMAŞIK BİR OYUNMUŞ

Hayatımda ilk kez delege seçimlerinin nasıl yapıldığına şahit oluyorum. İzliyorum ve bizzat yaşıyorum. Şahit olduğum, izlediğim ve yaşadığım olayları duyguları anlatmak, siyaset ve politika sahnesinde at koşturanlar için ne kadar kolaysa, benim için o kadar zor olduğunu anladım.

Delege seçim sürecinde yaşanılan olaylar belki anlatılabilir, ama yaşanılan duyguları, her an değişen dengeleri,  yaşanılan stresleri anlatmak gerçekten çok zor. Hayatta bazı şeyler vardır ki yaşamayınca anlatılmaz derler ya, tam onun gibi bir şey işte.

Delege seçilip seçilmemek inanın önemli değil.  O oyunun içine girdin mi oyunu yarıda bırakıp oyundan çıkıp çıkmamak çok önemli. Hani derler ya aşağı sakal yukarı bıyık.  Tam onun gibi bir şey işte.

Dostlarım delege seçilmek vicdanla cüzdan arasında desem çok abartmış olmayacağım. Şahit olduğum, izlediğim, bizzat yaşadığım olayları düşündükçe,  demokrasi, eşitlik, adalet, hak, hukuk denilen kavramları, değerleri keşke hiç öğrenmemiş olsaydım diyorum.

HALKIN GÖZÜ ÖNÜNDE OYNANAN BİZANS OYUNLARI CHP’YE HİÇ YAKIŞMIYOR YETER ARTIK DİYE HAYKIRMAK GELİYOR İÇİMDEN


HALKIN GÖZÜ ÖNÜNDE OYNANAN BİZANS OYUNLARI CHP’YE HİÇ YAKIŞMIYOR YETER ARTIK DİYE  HAYKIRMAK  GELİYOR İÇİMDEN

Bu günlerde yaşadığımız süreçte CHP’nin en temel sorunu, KEMAL KILIÇDAROĞLU, DENİZ BAYKAL, ÖNDER SAV değildir. Antidemokratik maddeler bulunmasına rağmen TÜZÜK sorunu hiç değildir.

CHP’nin en temel sorunu kesinlikle parti içi demokrasi sorunudur. Her şey güneş kadar açık ve nettir. Deniz Baykal’ı genel başkanlık koltuğundan aşağı indiren, o meşhur kaset değildir. O sadece bir bahanedir. bir sebeptir. Deniz Baykal’a bağlılıklarıyla bilinen İl başkanlarıdır, milletvekilleridir, kurultay delegeleridir. Birkaç gün içinde, birkaç kişinin dışında hepsi ayaklanmışlardır. 17 yıldır oylarıyla seçtikleri genel başkanlarına Gelme, gelme diye bağırmışlardır.  Yıldızı parlayan Kemal kılıçdaroğlu’na destek vermişlerdir. Genel başkan yapmışlardır.

Genel başkanlarına gelme, gelme diye bağıranlar, Kemal Kılıçdaroğlu ’nu bağrına basanlar, genel başkan yapanların hepsi aynı kişilerdir, aynı delegelerdir.  İki yıl aradan sonra tüzüğü bahane ederek genel başkan seçtikleri Kemal Kılıçdaroğulu’nu başarısızsın diyerek alaşağı etmek isteyenler aynı kişiler aynı delegelerdir.
Elimizi vicdanımıza koyalım ve düşünelim. Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan seçilir seçilmez referandumu kucağında buldu. Parti içi sorunlarla boğuştu.   Genel seçimleri yaşadı. 17 yıl partisini iktidara taşıyamayan genel başkanlarına ses çıkarmayanlar, 2 yıllık genel başkana başarısızsın diyebilmektedirler. Bu nasıl iştir? Nasıl anlayıştır? Nasıl zihniyettir? Nasıl vicdandır?

Parti içi seçimlerde parti üyelerinin oy kullanma hakkını yıllarca ellerinden alan, masa başında ahbap çavuş ilişkisiyle delege seçilmesine göz yuman aynı kişiler aynı delegelerdir. Şimdi parti üyeleri,  yasal süreç içinde delegeleri oylarıyla seçiyorlar.  İşte korkunun telaşın kaynağı budur. Tüzük tamamen bahanedir.

Koltuklarına alışmış olanlar, seçim sonuçlarına tahammül edemeyenler CHP yi babalarının malı gibi sananlar, yıllarca evlerinin arka bahçesi gibi görenlerdir. CHP hepimizin partisidir. CHP Türkiye’nin partisidir.

Bıçak kemiğe dayanmıştır. CHP nin gerçek sahibi olan ve CHP yi yıllarca oylarıyla ayakta tutan üyeler artık partilerine, cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmak zorundadırlar. Basit Bizans oyunlarına artık oylarıyla son vermelidirler.