Hep birlikte bir an için
düşünelim. Biz, solcular, sosyal demokratlar, özellikle, politikacılar,
parti,örgüt, dernek, sendika başkanları, yönetim kurulu üyeleri olarak,
demokrasiyi, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, hakkı hukuku savunduğumuzu, koruduğumuzu, bu konuda mücadele ettiğimizi, her
ortamda, her fırsatta, her zaman, her toplantıda, her sohbete söylüyoruz,
yazıyoruz, etkili nutuklar atıyoruz.
DEMOKRASİ, EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜLÜK, HAK, HUKUK ADINA,DOĞRULUK,DOĞALLIK ADINA YÜZÜMÜZE VE SÖZÜMÜZE MASKE TAKMAYALIM. AYNANIN KARŞISINA GEÇELİM. VİCDANIMIZLA BAŞ, BAŞA KALALIM. KENDİMİZDEN KORKMAYALIM. EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞALIM.
Biz solcular, sosyal demokratlar en başta kendimizi kandırıyoruz. Üyelerimizi kandırıyoruz. Halkımızı kandırıyoruz. Demokrasiye ve demokrasinin erdemlerine, değerlerine göz göre, göre çalım atıyoruz. Kendi geleceğimizi, torunlarımızın geleceğini, halkımızın geleceğini, cennet vatanımızın geleceğini göz göre, göre, bile, bile resmen tehlikeye atıyoruz.
Çok daha tehlikeli ve vahim olanı, sorunun kaynağını kendi içimizde aramıyoruz. Her zaman rakiplerimizi, kendi dışımızdakileri, bize muhalefet edenleri, eleştirenleri suçluyoruz, Yargılıyoruz, ve her seferinde kendimizi savunmak için mantıklı gerekçeler buluyoruz. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Ama bunu görmek istemiyoruz. Görene fırsat vermiyoruz. Anında gırtlağını sıkıyoruz. Sesini kesiyoruz. canını okuyoruz. Büyük tehlike kapıya gelince de paniğe kapılıyoruz.
KENDİ İÇİMİZDE GÖREMEDİĞİMİZ, GÖRMEK İSTEMEDİĞİMİZ ÇOK BÜYÜK TEHLİKEYİ AÇIKLIYORUM.
1-Demokrasinin olmazsa olmazlarından olan, toplantılar düzenlemiyoruz. Yapmıyoruz. Yönetmiyoruz.
2-Yaptığımız ve yönettiğimiz toplantılarda ise, özellikle söz hakkının kullanılmasında, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, hakkı, hukuku kısaca demokrasiyi bile, bile, göz göre, göre yok ediyoruz. Katlediyoruz.
EŞİTLİĞİ ADALETİ, ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASİYİ, HAKKI, HUKUKU SAVUNAN ETKİLİ NUTUKLAR ATARAK MANGALDA KÜL BIRAKMAYAN SOLCU VE SOSYAL DEMOKRAT POLİTİKACILARA, BAŞKANLARA, YÖNETİCİLERE SORUYORUM.
1-Temsilcisi, yöneticisi, başkanı olduğunuz partilerde, örgütlerde, derneklerde, sendikalarda, sivil toplum örgütlerinde demokratik kurallara, geleneklere, ilkelere uygun olarak düzenli örgüt toplantılarını neden yapmıyorsunuz?
2-Yaptığınız toplantılarında söz hakkının, söz sırasının ve söz süresinin kullanılmasında (katılımcılar arasında) eşitliğe, adalete, hakka, hukuka neden uymuyorsunuz? OYUN’UN kurallarını neden bozuyorsunuz? Neden kendi kafanıza göre yeni kurallar koyuyorsunuz?
3- Yaptığınız örgüt toplantılarında toplantı tutanakları neden tutmuyorsunuz? Tuttuğunuz toplantı tutanaklarını neden ilan panolarına asmıyorsunuz?
4-Yaptığınız toplantılarında aldığınız kararları üyelerinize zaman ve süresi içinde neden açıklamıyorsunuz?
Bu sorulara makul ve mantıklı yanıtlar vermezseniz, istediğiniz kadar etkili nutuk atın, istediğiniz kadar çalışın, istediğiniz kadar para harcayın, sizin gerçek anlamda demokrat olduğunuza, demokrasiyi, eşitliği, adaleti, hakkı, hukuku savunduğunuza, inanmam. Ve size hiçbir zaman güven duymam. 03.03.2014
DEMOKRASİ, EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜLÜK, HAK, HUKUK ADINA,DOĞRULUK,DOĞALLIK ADINA YÜZÜMÜZE VE SÖZÜMÜZE MASKE TAKMAYALIM. AYNANIN KARŞISINA GEÇELİM. VİCDANIMIZLA BAŞ, BAŞA KALALIM. KENDİMİZDEN KORKMAYALIM. EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞALIM.
Biz solcular, sosyal demokratlar en başta kendimizi kandırıyoruz. Üyelerimizi kandırıyoruz. Halkımızı kandırıyoruz. Demokrasiye ve demokrasinin erdemlerine, değerlerine göz göre, göre çalım atıyoruz. Kendi geleceğimizi, torunlarımızın geleceğini, halkımızın geleceğini, cennet vatanımızın geleceğini göz göre, göre, bile, bile resmen tehlikeye atıyoruz.
Çok daha tehlikeli ve vahim olanı, sorunun kaynağını kendi içimizde aramıyoruz. Her zaman rakiplerimizi, kendi dışımızdakileri, bize muhalefet edenleri, eleştirenleri suçluyoruz, Yargılıyoruz, ve her seferinde kendimizi savunmak için mantıklı gerekçeler buluyoruz. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Ama bunu görmek istemiyoruz. Görene fırsat vermiyoruz. Anında gırtlağını sıkıyoruz. Sesini kesiyoruz. canını okuyoruz. Büyük tehlike kapıya gelince de paniğe kapılıyoruz.
KENDİ İÇİMİZDE GÖREMEDİĞİMİZ, GÖRMEK İSTEMEDİĞİMİZ ÇOK BÜYÜK TEHLİKEYİ AÇIKLIYORUM.
1-Demokrasinin olmazsa olmazlarından olan, toplantılar düzenlemiyoruz. Yapmıyoruz. Yönetmiyoruz.
2-Yaptığımız ve yönettiğimiz toplantılarda ise, özellikle söz hakkının kullanılmasında, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, hakkı, hukuku kısaca demokrasiyi bile, bile, göz göre, göre yok ediyoruz. Katlediyoruz.
EŞİTLİĞİ ADALETİ, ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASİYİ, HAKKI, HUKUKU SAVUNAN ETKİLİ NUTUKLAR ATARAK MANGALDA KÜL BIRAKMAYAN SOLCU VE SOSYAL DEMOKRAT POLİTİKACILARA, BAŞKANLARA, YÖNETİCİLERE SORUYORUM.
1-Temsilcisi, yöneticisi, başkanı olduğunuz partilerde, örgütlerde, derneklerde, sendikalarda, sivil toplum örgütlerinde demokratik kurallara, geleneklere, ilkelere uygun olarak düzenli örgüt toplantılarını neden yapmıyorsunuz?
2-Yaptığınız toplantılarında söz hakkının, söz sırasının ve söz süresinin kullanılmasında (katılımcılar arasında) eşitliğe, adalete, hakka, hukuka neden uymuyorsunuz? OYUN’UN kurallarını neden bozuyorsunuz? Neden kendi kafanıza göre yeni kurallar koyuyorsunuz?
3- Yaptığınız örgüt toplantılarında toplantı tutanakları neden tutmuyorsunuz? Tuttuğunuz toplantı tutanaklarını neden ilan panolarına asmıyorsunuz?
4-Yaptığınız toplantılarında aldığınız kararları üyelerinize zaman ve süresi içinde neden açıklamıyorsunuz?
Bu sorulara makul ve mantıklı yanıtlar vermezseniz, istediğiniz kadar etkili nutuk atın, istediğiniz kadar çalışın, istediğiniz kadar para harcayın, sizin gerçek anlamda demokrat olduğunuza, demokrasiyi, eşitliği, adaleti, hakkı, hukuku savunduğunuza, inanmam. Ve size hiçbir zaman güven duymam. 03.03.2014