CHP GÖNÜLLÜLERİNİN ANKARA TOPLANTISI VE HAFIZALARA KAZINACAK İZLENİMLER
Uzun uzun zamandan beri beri sosyal medya üzerinden, tanıştığım, görüştüğüm, sayfa ve yol arkadaşlarım Ankara'da 17.1.2015 tarihinde saat 14.00 de toplantı düzenlemeye karar vermişlerdi. Toplantıya beni de davet etmişlerdi. toplantıya katılmaya karar verdim.
17,1.2015 tarihinde sabah saat 07.00 otbüsüyle Bursadan Ankara' hareket ettim. Ankara'da toplantının yapılacağı yeri ararken, kızılayda tunalı caddesinde CHP bayraklarıyla süslenmiş bir bina gördüm. CHP ilçe başkanlığı, yada tıpkı Bursa olduğu gibi Mahalle temsilciği olduğunu zannettim. Elimdeki adresi sorunca, toplantının yapılacağı yerin, CHP bayraklarıyla süslenmiş bina olduğunu öğrendim.
5. katta CHP yazan kapının zilini çaldım ve içeri girdim. Daha önceden, gerçek yaşamda hiç tanışmadığım, görüşmediğim CHP'li arkadaşlarla, CHP'li gönülleriyle çok samimi bir ortam ve hava içinde tokalaştım. Tanıştım. Görüştüm. O anda kendimi kesinlikle yabancı gibi hissetmedim. tam aksine son derece huzurlu ve mutlu olduğumu fark ettim.
Ama şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım. Sosyal medya üzerinden beni davet eden arkadaşıma içi ve dışı CHP bayraklarıyla, afişleriyle, resimlerle süslenmiş çalışma bürosunun, tam adının işlevinin ne olduğunu, CHP genel Merkeziyle, CHP il yada ilçe örgütleriyle doğrudan organik bir bağın olup olmadığını sordum. Öyle bir organik bağın olmadığı cevabını aldım. Tam olarak olarak adının ne olduğunu sorduğumda, karşımızdaki duvarda, afiş şeklinde yazılmış yazıyı gösterdi. "PARTİ İÇİ DEMOKRASİ" "ÜLKE İÇİN İKTİDAR" yazıyordu. Aynı yazının dış CHP'de tabelada yazılmış oldu bilgisini aldım. Ankara dışında, benim gibi bir çok ilden gelen bay bayan, CHP gönülleri vardı.
Ama ben gördüklerimden, duyduklarımdan, şahit olduklarımdan gerçekten çok etkilenmiştim. çok şaşırmıştım. Hayretler içinde kalmıştım.
Ankara'nın tam orta yerinde, CHP genel merkezinin yanı başında, CHP Genel başkanın, MYK ve PM Üyelerinin gözleri önünde, insanların arı kovanı gibi gelip geçtiği bir yerde Kızılay'da, Tunalı caddesinde, CHP Bayraklarıyla süslenmiş çalışma bürosunun CHP il ve ilçe örgütleriyle doğrudan neden bağlantı yoktu? Bağlantı yoksa CHP gönülleri kendiliklerinden böyle bir çalışma ofisini nasıl açılabiliyorlar, Ankara dışından çağırdıkları CHP li gönüllüleriyle nasıl toplantılar yapabiliyorlardı? Başkentin tam orta yerinde çalışma bürosunu açanlar, başkentin dışındaki illerden çalışma bürosuna toplantıya gelenler neden CHP il ve ilçe örgütlerinde buluşmuyorlardı? Üzerinde durulması, derin, derin, inceden inceye düşünülmesi gereken bu sorunun cevabıydı.
Toplantı başlayınca, Ankara içinden ve Ankara dışından gelen katılımcılar teker, teker söz alıp konuşmaya başlayınca, sorunun cevabı, çarpıcı ve düşündürücü gerçek, kendiliğinden ortaya çıkıyordu.
Başken Ankara'da de ve taşra örgütlerinde, örgütlenme ağı kurulmamış, kurumsallaşmamış, aktif hale gelmemişti. Başkent Ankara'da ve taşra örgütlerinde, tüzüğün emredici maddelerine rağmen aylarca ve yıllarca örgüt toplantıları yapılmıyordu.
Hamuru, demokrasi mayası ile yoğrulmuş olan, Genel başkanımızı deyişi ile demokrasinin kalesi olan CHP'nin özgür üyeleri, CHP örgütlerinde kendilerini, düşüncelerini, öneri ve eleştirilerini özgürce ifade etme olanaklarını bulamıyorlar. Kendi partilerinde yabancı gibiler. Yönetimlerle üyeler ve halk arasına psikolojik çelikten duvarlar örülmüş gibi. Bir birleriyle tanışamıyorlar, kaynaşmıyorlar. Tavanla taban arasına çelikten duvarı örenler CHP dışında ki partiler örgütler, güçler olamazdı.
Ankara' da çalışma bürosunu açan CHP gönüllülerinin, zehmeri ayında, kara kışın ortasında çevre il ve ilçelerden Ankara'da açılan çalışma bürosuna gelen CHP gönüllülerinin, CHP'li üyelerin
CHP Genel başkana, MYK ve PM. üyelerine, il ve ilçe örgüt başkanlarına karşı sessizce yaptıkları en etkili en çarpıcı, en anlamlı tepki, olarak görüyor ve değerlendiriyorum. CHP'sine ve Cumhuriyete doğrudan sahip çıkma olarak değerlen diyorum. CHP tabanın tavandan fersah fersah önde olduğunu düşüyorum.
CHP Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na 2010 yılında Genel başkan olduktan 3 ay sonra Ankra'da CHP il Başkanlarıyla Yaptığı bir toplantı sonrasında TV'de canlı olarak verdiği demeci, sayfa arkadaşlarımız huzurunda bir kez daha hatırlatıyorum. ve o demecinin takipçisi olmasını diliyorum. istiyorum öneriyorum.
17.1.2015 tarihinde Ankara da yaşadığım, gördüğüm, hissettiğim çapıcı gerçekleri göz önüne getirince, CHP ve CHP örgütlerini şaha kaldıracak olan o demeci çok özlüyorum. O demeci o tarihte veren genel başkanımı çok ama çok özlüyorum. Aynı demeci canlı yayında bir kez daha, hemen şimdi vermesini çok ama çok istiyorum.
Genel başkanımızın 2010 yılında Canlı yayında verdiği demecinde şunları demişti.
" CHP İSTANBUL İL BAŞKANI İŞTE BURADA ( BERHAN ŞİMŞEK) MAHALLE SORUMLULARINI NASIL OLUŞTURURSA OLUŞTURSUN UMURUMDA DEĞİL. İSTANBUL HARİTASINI ÖNÜME ALACAĞIM İSTEDİĞİM MAHALLE SORUMLUSUYLA TELEFONDA GÖRÜŞECEĞİM"
Sayın genel başkanımız bu sözünün arkasında dursaydı. sözünün takipçisi olsaydı, genel başkanlıktan aldığı gücünü ve yetkisini kullansaydı, Bugün CHP'nin iktidar olmasını hiç hiç bir güç engelleyemezdi. 18.1.2015
Not: Toplantıda Edirne, İstanbul, Mersin, Denizli, Hatay, Burdur, Muğla, Bursa' dan gelen partililer, CHP gönüllüleri vardı. Prof.Anıl Çeçen'in dışında CHP de çok önemli görevlerde bulunmuş isimler vardı.
Uzun uzun zamandan beri beri sosyal medya üzerinden, tanıştığım, görüştüğüm, sayfa ve yol arkadaşlarım Ankara'da 17.1.2015 tarihinde saat 14.00 de toplantı düzenlemeye karar vermişlerdi. Toplantıya beni de davet etmişlerdi. toplantıya katılmaya karar verdim.
17,1.2015 tarihinde sabah saat 07.00 otbüsüyle Bursadan Ankara' hareket ettim. Ankara'da toplantının yapılacağı yeri ararken, kızılayda tunalı caddesinde CHP bayraklarıyla süslenmiş bir bina gördüm. CHP ilçe başkanlığı, yada tıpkı Bursa olduğu gibi Mahalle temsilciği olduğunu zannettim. Elimdeki adresi sorunca, toplantının yapılacağı yerin, CHP bayraklarıyla süslenmiş bina olduğunu öğrendim.
5. katta CHP yazan kapının zilini çaldım ve içeri girdim. Daha önceden, gerçek yaşamda hiç tanışmadığım, görüşmediğim CHP'li arkadaşlarla, CHP'li gönülleriyle çok samimi bir ortam ve hava içinde tokalaştım. Tanıştım. Görüştüm. O anda kendimi kesinlikle yabancı gibi hissetmedim. tam aksine son derece huzurlu ve mutlu olduğumu fark ettim.
Ama şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım. Sosyal medya üzerinden beni davet eden arkadaşıma içi ve dışı CHP bayraklarıyla, afişleriyle, resimlerle süslenmiş çalışma bürosunun, tam adının işlevinin ne olduğunu, CHP genel Merkeziyle, CHP il yada ilçe örgütleriyle doğrudan organik bir bağın olup olmadığını sordum. Öyle bir organik bağın olmadığı cevabını aldım. Tam olarak olarak adının ne olduğunu sorduğumda, karşımızdaki duvarda, afiş şeklinde yazılmış yazıyı gösterdi. "PARTİ İÇİ DEMOKRASİ" "ÜLKE İÇİN İKTİDAR" yazıyordu. Aynı yazının dış CHP'de tabelada yazılmış oldu bilgisini aldım. Ankara dışında, benim gibi bir çok ilden gelen bay bayan, CHP gönülleri vardı.
Ama ben gördüklerimden, duyduklarımdan, şahit olduklarımdan gerçekten çok etkilenmiştim. çok şaşırmıştım. Hayretler içinde kalmıştım.
Ankara'nın tam orta yerinde, CHP genel merkezinin yanı başında, CHP Genel başkanın, MYK ve PM Üyelerinin gözleri önünde, insanların arı kovanı gibi gelip geçtiği bir yerde Kızılay'da, Tunalı caddesinde, CHP Bayraklarıyla süslenmiş çalışma bürosunun CHP il ve ilçe örgütleriyle doğrudan neden bağlantı yoktu? Bağlantı yoksa CHP gönülleri kendiliklerinden böyle bir çalışma ofisini nasıl açılabiliyorlar, Ankara dışından çağırdıkları CHP li gönüllüleriyle nasıl toplantılar yapabiliyorlardı? Başkentin tam orta yerinde çalışma bürosunu açanlar, başkentin dışındaki illerden çalışma bürosuna toplantıya gelenler neden CHP il ve ilçe örgütlerinde buluşmuyorlardı? Üzerinde durulması, derin, derin, inceden inceye düşünülmesi gereken bu sorunun cevabıydı.
Toplantı başlayınca, Ankara içinden ve Ankara dışından gelen katılımcılar teker, teker söz alıp konuşmaya başlayınca, sorunun cevabı, çarpıcı ve düşündürücü gerçek, kendiliğinden ortaya çıkıyordu.
Başken Ankara'da de ve taşra örgütlerinde, örgütlenme ağı kurulmamış, kurumsallaşmamış, aktif hale gelmemişti. Başkent Ankara'da ve taşra örgütlerinde, tüzüğün emredici maddelerine rağmen aylarca ve yıllarca örgüt toplantıları yapılmıyordu.
Hamuru, demokrasi mayası ile yoğrulmuş olan, Genel başkanımızı deyişi ile demokrasinin kalesi olan CHP'nin özgür üyeleri, CHP örgütlerinde kendilerini, düşüncelerini, öneri ve eleştirilerini özgürce ifade etme olanaklarını bulamıyorlar. Kendi partilerinde yabancı gibiler. Yönetimlerle üyeler ve halk arasına psikolojik çelikten duvarlar örülmüş gibi. Bir birleriyle tanışamıyorlar, kaynaşmıyorlar. Tavanla taban arasına çelikten duvarı örenler CHP dışında ki partiler örgütler, güçler olamazdı.
Ankara' da çalışma bürosunu açan CHP gönüllülerinin, zehmeri ayında, kara kışın ortasında çevre il ve ilçelerden Ankara'da açılan çalışma bürosuna gelen CHP gönüllülerinin, CHP'li üyelerin
CHP Genel başkana, MYK ve PM. üyelerine, il ve ilçe örgüt başkanlarına karşı sessizce yaptıkları en etkili en çarpıcı, en anlamlı tepki, olarak görüyor ve değerlendiriyorum. CHP'sine ve Cumhuriyete doğrudan sahip çıkma olarak değerlen diyorum. CHP tabanın tavandan fersah fersah önde olduğunu düşüyorum.
CHP Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na 2010 yılında Genel başkan olduktan 3 ay sonra Ankra'da CHP il Başkanlarıyla Yaptığı bir toplantı sonrasında TV'de canlı olarak verdiği demeci, sayfa arkadaşlarımız huzurunda bir kez daha hatırlatıyorum. ve o demecinin takipçisi olmasını diliyorum. istiyorum öneriyorum.
17.1.2015 tarihinde Ankara da yaşadığım, gördüğüm, hissettiğim çapıcı gerçekleri göz önüne getirince, CHP ve CHP örgütlerini şaha kaldıracak olan o demeci çok özlüyorum. O demeci o tarihte veren genel başkanımı çok ama çok özlüyorum. Aynı demeci canlı yayında bir kez daha, hemen şimdi vermesini çok ama çok istiyorum.
Genel başkanımızın 2010 yılında Canlı yayında verdiği demecinde şunları demişti.
" CHP İSTANBUL İL BAŞKANI İŞTE BURADA ( BERHAN ŞİMŞEK) MAHALLE SORUMLULARINI NASIL OLUŞTURURSA OLUŞTURSUN UMURUMDA DEĞİL. İSTANBUL HARİTASINI ÖNÜME ALACAĞIM İSTEDİĞİM MAHALLE SORUMLUSUYLA TELEFONDA GÖRÜŞECEĞİM"
Sayın genel başkanımız bu sözünün arkasında dursaydı. sözünün takipçisi olsaydı, genel başkanlıktan aldığı gücünü ve yetkisini kullansaydı, Bugün CHP'nin iktidar olmasını hiç hiç bir güç engelleyemezdi. 18.1.2015
Not: Toplantıda Edirne, İstanbul, Mersin, Denizli, Hatay, Burdur, Muğla, Bursa' dan gelen partililer, CHP gönüllüleri vardı. Prof.Anıl Çeçen'in dışında CHP de çok önemli görevlerde bulunmuş isimler vardı.