ULUDAĞ’IN TEPESİNDEN CHP’YE BAKIYORUM
Parti içi seçim sürecine hazırlanan CHP’YE, Uludağ’ın tepesinden kendi penceremden bakıyorum. Gördüklerimi, hissettiklerimi, düşündüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
ULUDAĞ’IN TEPESİNDEN CHP’YE BAKIYORUM. Özüyle, sözüyle, geçmişiyle, geleceğiyle, gerçek CHP’LİLERİ, CHP sevdalılarını görüyorum. Parti içindeki, antidemokratik, davranışlardan, yanlış alışkanlıklardan, anlayışlardan, zihniyetliden uygulamalardan dolayı CHP’Lİ yöneticilere kırgın, kızgın olduklarını, ama buna rağmen CHP’DEN hiç biz zaman vazgeçmediklerini, oylarıyla CHP’Yİ beslediklerini, yaşattıklarını ve sayılarının çok fazla olduğunu ama sakin, sesiz ve yalnız olduklarını görüyorum.
Yıllardan beri, aynı şehirde, aynı ilçede, aynı mahallede olmalarına rağmen birbirleriyle tanışamadıklarını, kaynaşamadıklarını, bir araya gelip konuşamadıklarını görüyorum.
ULUDAĞ’IN TEPESİNDEN CHP’YE BAKIYORUM. CHP’Lİ il, ilçe, başkan yöneticilerini görüyorum. Kendilerini, yerlerini, koltuklarını korumak için, tekrar daha iyi yerlere seçilmek için büyük bir çabanın ve gayretin içinde olduklarını görüyorum.
CHP’NİN gerçek sahipleriyle, sevdalılarıyla toplantılar yapmadıklarını, onları bilgilendirmediklerini, birbirleriyle tanıştırıp kaynaştırmadıklarını, onlarla yeterli derece ilişki ve iletişim içinde olmadıklarını görüyorum.
ULYDAĞ’IN TEPESİNDEN CHP’YE BAKIYORUM, CHP örgütleri içinde bir, birlerinden farklı, birbirlerinden ayrı, birbirleriyle yarışan, birbirleriyle, il, ilçe başkan ve yönetimleriyle anlaşamayan, uzlaşamayan, çelişen, çakışan, zaman, zaman sürtüşen irili ufaklı, güçlü, zayıf grupların oluştuğunu ve oluşmakta olduğunu görüyorum.
VE ULU DAĞIN TEPESİNDE KENDİ KENDİME DÜŞÜNÜYORUM.
2 milyon nüfusu olan ilde, 20.000 üyesi olan CHP’de kendimi yalnız hissediyorum. Varlık içinde yokluk çektiğimi düşüyorum. Takdiri ve yorumu sizlere bırakıyorum.