Bu Blogda Ara

10/11/12

CHP KENDİ ÜYESİNE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VE ÖNEMİ VERMİYOR. NEDEN Mİ?

CHP KENDİ ÜYESİNE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VE ÖNEMİ VERMİYOR. NEDEN Mİ?

CHP üyesiyim ama
AKP’nin yaptıkları ve yapacakları yüzünden,
Terör yüzünden,
Her gün ölen şehitlerimiz yüzünden,
PKK, Suriye, Amerika, dış politika yüzünden,
Zamlar, işsizlikler, yolsuzluklar, haksızlıklar, hukuksuzluklar yüzünden,
Vb. gibi daha bir çok gerekçeler, yüzünden
Parti üyesi olarak, CHP’de parti içi, demokrasiyi, parti içinde yapılan çalışmaları, icraatları, parti içi sorunları denetleyemiyorum, konuşamıyorum. çünkü ülkemizde, bölgemizde bu kadar önemli, ciddi acil sorunlar varken parti içi sorunları konuşmak, bazı CHP’li yetkililere, seçilmişlere ve onların yakınında olan üyelere göre suç gibi algılanıyor. Bunları yazan konuşan eleştiren üyelere,doğrudan değilse de dolaylı yollardan suçlu muamelesi yapılıyor.

CHP üyesiyim ama
Örgüt toplantılarının hiç birinde (kongreler dahil) eski yeni milletvekillerimiz, eski yeni il ilçe başkanlarımız, eski yeni belediye başkanlarımız, ve daha bir çok etkili yekli kişiler yüzünden (çünkü onlar her toplantılarda konuşma önceliği onlarda olduğu için üyelere hiç sıra gelmiyor. Sıra gelse de dinleyecek kimse kalmıyor)
Parti üyesinin konuşma hakkı, düşünce açıklama hakkı, önerme eleştirme, kendini ifade etme hakkı engellenmiş oluyor.

CHP üyesiyim ama
Parti içinde, örgüt içinde haksızlığa uğradığımda, hakkımı arayamıyorum. Tüzüğün ilgili maddesi gereğince hakkımı araması için, ya da bilgi edinmem için örgüte, yazılı sözlü başvuruda bulunuyorum. Ama örgütten hiç bir sonuç alamıyorum. Örgüt bilgi vereceğine hakkımı arayacağına huzura çağırıyor. Ders veriyor.akıl veriyor. şunu yap bunu yapma, örgütle iyi geçin diyor. çaresizlik içinde, açmazın çıkmazın içinde bocalayıp duruyorum. Sonunda yılıyorum,bıkıyorum,usanıyorum, kenara çekilmek zorunda kalıyorum.

CHP üyesiyim ama
CHP örgüt çalışmalarında, alınan kararlarda, yapılan iş ve işlemlerde, mali konularda, partinin tüzüğüne, disiplinine, çalışma ilke ve kurallarına, görev yetki ve sorumluluklara hiç uyulmadığı için, kim doğru, kim yanlış, kim haklı, kim haksız, kim başarılı kim başarısız olduğunu bilemiyorum. Çünkü örgüt çalışmalarında parti tüzüğü, ilkeler, kurlallar, plan, proğram, projeler değil, seçilmişlerin, etkili yetkili kişilerin dediği oluyor. yani büyük balık küçük balığı yutuyor.

Parti üyesiyim ama
Parti içinde, örgüt işleyişinde demokrasinin nimetlerinden, demokratik haklardan, partimizin olanaklarından, adından, şanından şöhretinden eşit oranda yararlanamıyorum.

CHP içinde, alışkanlık haline gelen yanlış anlayışla, zihniyetle, uygulamalarla parti üyelerini örgütsüz, etkisiz, işlevsiz, yetkisiz, hareketsiz, korumasız, çaresiz, savunmasız bırakmak için, parti üyelerini birbirleriyle tanıştırmamak, kaynaştırmamak için ustalıkla uygulanan politikaları, ince ayarlı taktikleri, ayak oyunlarını, haksızlıkları adaletsizlikleri, benlikleri, bencillikleri eşitsizlikleri, parti yöneticileri olarak görmezlikten, anlamazlıktan geliyoruz. Üyelerimize hak ettiği değeri ve önemi vermiyoruz.

Ama diğer taraftan örgüt toplantılarında, sosyal paylaşım sitelerinde, basında, televizyonda köşe başını tutanların, görev yetki ve sorumluluk üstlenenlerin, seçilenlerin, onlara yakın olan isimlerin, yüzlerin, resimlerin şu veya bu gerekçeyle öne çıkmalarına, reklamlarının yapılmasına, Başkan ve yöneticiler olarak, görev yetki ve sorumluluklar üstlenenler olarak ses çıkarmıyoruz. Kendimizi var etmek, egolarımızı tatmin etmek uğruna özgür üyeyi, özgür iradeyi yok ediyoruz. böylece en büyük darbeyi kendi içimizde kendimize vuruyoruz.

Üyelerin parti içinde var olmasını aktif hale gelmesini engelliyoruz. Üyelere görev vermiyerek, örgütlemeyerek, partiden, örgüt çalışmalarından, motivasyondan uzaklaştırıyoruz. Telefonla,mesajlarla, internetle particilik yapıyoruz. örgütlenme yapıyoruz. daha doğrusu yaptığımızı sanıyoruz. Ama bunu her seferinde bildiğimiz, tanıdığımız, yıllar boyu alıştığımız basit, ucuz, basit politik oyunlarla maskelemeye, gizlemeye, çalışıyoruz.

İlkeleri kuralları önceden belirlenen, demokrasi oyununu açıkça oynamaktan korkuyoruz, ürküyoruz, çekiniyoruz. Demokrasi oyunu, demokrasiyi özümsemeyenlerle, kendisine özgüveni olmayanlarla ilke, kural, tüzük bilmeyenlerle, öğrenmeyenlerle oynanmıyor. 11.10.2012