Bu Blogda Ara

8/28/14

CHP OLARAK, CHP’Lİ YÖNETİCİLER OLARAK, CHP LİLER OLARAK İŞİMİZ O KADAR ZOR Kİ. NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ, ÇOK ACİL İŞLERİ YAPMAKTAN, ÇOK ÖNEMLİ İŞLERİ YAPMAYA HİÇ ZAMAN AYIRAMIYORUZ. KAYBEDİYORUZ.


AKP iktidara  geldi  geleli, AKP’nin,  AKP hükumetinin  yaptıklarını  yapacaklarını, seçimleri, kurultayları savaşları, krizleri, yolsuzlukları, zamları konuşmaktan tartışmaktan kendi iç  sorunlarımızı, çözümlerimizi, başarılarımızı, başarısızlıklarımızı konuşmaya  tartışmaya  hiç ama  hiç  zaman  ayıramıyoruz.

AKP’nin ve AKP hükumetinin yaptıkları, yapacaklarıma, anti demokratik uygulamalara  karşı neler yapmalıyız? Nasıl önlemler almalıyız?  Zaman ayırıp konuşamıyoruz tartışamıyoruz.

Seçimleri  kazanmak için,  örgütlenme  ağını en sağlıklı  şekilde  nasıl  kurmalıyız? Seçimlere en iyi şekilde hazırlanmak için  neler  yapmalıyız? Zaman ayırıp konuşamıyoruz tartışamıyoruz.

Kurultayları mızı, örgüt toplantılarımızı, en iyi, en sağlıklı, en üretken, en  verimli şekilde gerçekleştirmek için, başarı  ve başarısızlıklarımızı  enine  boyuna konuşup  tartışmak için  hangi önlemleri almalıyız?  Zaman ayırıp konuşamıyoruz tartışamıyoruz.

Zaman  darlığından, zaman  azlığından yüzünden, (yakın  zamanda yapılacak seçimlere  çok az zaman  kalacağı için,  AKP nin  belirlediği gündemleri  konuşmaya tartışmaya çok az  zaman  kalacağı için mecburiyetten, kurultayı 15 güne sıkıştırmak zorunda kalıyoruz.

Kısacası kendi iç  sorunlarımızı, çözümlerimizi , başarılarımızı, başarısızlıklarımızı konuşmaya  tartışmaya  hiç ama  hiç  zaman  ayıramıyoruz.

Çok acil işleri yapmaktan çok önemli işleri  yapmaya  hiç zaman  ayıramıyoruz. Zaman  bulup da bu  gerçeği halkımıza üyelerimize  anlatamıyoruz. Bu  yüzden  bir türlü iktidar kapısını aralayamıyoruz.

AMA UMUDUM  YİTİRMİŞ DEĞİLİM.   BU GERÇEĞİ  ANLAYACAK LİDERİMİZ, YÖNETİCİLERİMİZ  5-6 EYLÜL 2014  TARİHİNDE  YAPILACAK  KURULTAYDA  SEÇİLECEĞİNİ  UMUT EDİYORUM 

ÇOK ÖNEMLİ İŞLER  NELER? BİRKAÇ ÖRNEK:  Plan, program  yamak,   Toplantı kurallarına uymak,  Örgütlenme ağını kurmak,   Örgütlenme ağını kurmak    İlkeli kurallı çalışmak  vb. gibi

ÇOK ACİL OLAN  İŞLER  NELER? BİRKAÇ ÖRNEK:    Ziyaretler, görüşmeler yapmak,  Telefonlara bakmak, Kutlamalara, anmalara, törenlere katılmak,  Açılışlara,  toplantılara katılmak,   Basın  toplantıları yapmak, Organizasyonlara katılmak vb. gibi                                                                                                                                                                                                                                        
Çok önemli işleri yapmak isteyenler.  CHP’de çok sevilmezler. Önemli görevlere  gelmeleri  seçilmeleri çok zordur.

Çok acil işleri yapmak isteyenler CHP’de çok  sevilirler. Önemli görevlere gelmeleri çok  kolaydır.  Aradaki fark  nedir?

Çok önemli  işlere çok zaman  ayırmak CHP’yi var  eder. Çok  acil  işlere  çok zaman  ayırmak  insanları  var eder. 29.08.2014

8/26/14

CHP BURSA İL DANIŞMA KURULU TOPLANTILARININ ZAMANINDA VE SÜRESİ İÇİNDE NEDEN YAPILMADIĞI HAKKINDA


CHP Tüzüğün 57/B maddesi  “MYK’ın bilgisi içinde  en  geç 3  ayda  bir olmak üzere, il  danışma  kurulu düzenlenir.”  Diyor.

 1-CHP Bursa İl örgüt  başkanlarımız,  2010 Nisan - 2014  Ağustos   tarihleri arasında  il danışma  kurulunu 17 defa  toplantıya çağırmaları   gerekirken, ( 4 yıl 3 ay içinde, toplam  51 ayda)  sadece  2  defa   toplantıya  çağırmışlardır.  

1-) 3.3.2013 tarihinde Merinos Atatürk  Kültür Merkezi

2-) 23.10.2010  tarihinde Almira Oteli,

İl ve ilçe  danışma   kurullarının tüzük  hükmü  gereğince her  3  ayda  bir  neden  düzenlenmediği,  düzenlenen  tüm örgüt  toplantılarda,  toplantı  tutanaklarının  (2. Danışma  kurulu toplantısı örneğinde olduğu  gibi) Örgüt  üyelerinin  bilgisine  neden sunulmadığı konusunda, il  örgütümüzün  üyesi  olarak  öğrenmek ve bilgi edinmek  istiyorum. İl örgüt  başkanlığımızın   gerekli  olan  yazılı  bilgiyi  vereceğini  umut  ediyorum.

1- http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/chp-bursa-il-orgut-danisma-kurulu.html BURSA  DANIŞMA KURULU TOPLANTISI MERİNOS  KÜLTÜR MERKEZİ  3.3.2013 TIKLARMISINIZ?

2- http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/chp-bursa-il-danisma-kurulu-toplanti.html BURSA DANIŞMA KURULU TOPLANTI TUTANAĞI ALMİRA OTELİ  23.10.2010 TIKLARMISINIZ?

3- https://www.facebook.com/notes/z%C3%BClfikar-bal/bursa-il-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC-dani%C5%9Fma-meclisi-toplantisi-hk-ki%C5%9Fisel-raporum/106538199412687  ALMİRA OTELİNDE DÜZENLENEN  İLİMİZ DANIŞMA KURULUNU  BAŞINDAN  SONUNA  KADAR İZLEMİŞ  VE  KİŞİSEL  RAPORUMU  YAZMIŞTIM. TIKLARMIINIZ?

4- https://www.facebook.com/notes/z%C3%BClfikar-bal/chp-bursa-il-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC-dani%C5%9Fma-kurulu-toplantisi-332013/462676197132217 3.3.2013 TARİHİNDE MERİNOS  KÜLTÜR  MERKEZİNDE  DÜZENLENEN İLİMİZ DANIŞMA KURULUNU BAŞINDAN  SONUNA  KADAR  İZLEMİŞ  KİŞİSEL  RAPORUMU  YAZMIŞTIM. TIKLARMISINIZ?

Bir üst organ  olan,  İl  Başkanlığımız  Danışma  Kurul  Toplantılarını  düzenli ve  zamanında  yapmadığı  için,  aynı  soruyu  ilçe  başkanımıza  soramıyorum.  Sorsam da  yanıt alamıyorum.

ÇOK ÖNEMLİ NOT

Merinos Kültür Merkezinde  Yapılan  Danışma  Kurulu  Toplantısında  not  tuttuğum için yazıyorum.

Danışma  toplantısı toplam olarak  225  dakika  sürmüştü.

Protokolün, (milletvekillerimizin) toplam  konuşma süresi  175 dakika  tutmuştu.

Divan  heyeti  yerini  aldıktan  sonra

Danışma  kurulu  üyelerinin  toplam  konuşma  süresi 80 dakika tutmuştu.

Ne  yazık ki  her  seferinde öncelikli ve  süresiz  konuşma  hakkı olanlardan örgüt üyeleri  ve   delegelerin  konuşmasına  zaman kalmıyor.  Çok az  zaman  diliminde Bir  kaç  üye  konuşursa  kendini  çok  şanslı  görüyor.  demokrasi toplantılarda yok oluyor.  Ama  bunu  hiçbir  il  başkanımız,  milletvekilimiz  görmek  anlamak, duymak  istemiyor.

CHP BURSA İL ÖRGÜT DANIŞMA KURULU TOPLANTISI 3.3.2013 MERİNOS ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZ



CHP BURSA İL ÖRGÜT DANIŞMA KURULU TOPLANTISI 23.10.2010 ALMİRA OTELİ



İL DANIŞMA KURULU TOPLANTISI

Toplantı Yeri:………ALMİRA Otel

Toplantı Tarihi:…… 23.10.2010

Toplantı Saati: …….13:00 – 18:00

GÜNDEM:

1- Açılış

2- Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı

3- İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN’ın Konuşması ve Sunumu

4- Divan Oluşturulması

5- Konuşma yapmak isteyenlerin başvuru sırasına göre isimlerinin listelenmesi

6- Liste sırasına göre konuşmacıların kürsüye davet edilerek görüşlerin alınması

7- Kapanış

8- Toplantı Tutanaklarının Divan Başkanı’na teslim edilmesi.

Toplantıya Davet Edilenler :

İl Yönetim Kurulu Üyeleri

İl Disiplin Kurulu Başkan ve Yönetimi

İl Gençlik ve Kadın Kolları Başkanları

İlçe Başkanları ile İlçe Sekreterleri ve Sayman Üyeleri

İlin Kurultay Temsilcileri

İlin Partili Milletvekilleri

Eski Parti Meclisi Üyeleri ve Eski Milletvekilleri

Partili Belediye Başkanları ile İl Genel Meclisi Üyeleri ve Belde Başkanları

İl Çevresindeki Sendikalar, Meslek Kuruluşları ile Tarım Üretim ve Satış Kooperatiflerinin Partili Başkanları

Tüzüğe göre ilde kurulan ve sürekli görev yapan komisyonların başkanları

TOPLANTI TUTANAĞI :

Gündem gereği;

1- Toplantı,İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN’ın kısa açış konuşmasıyla başladı.

2- Saygı Duruşu’nun ardından İstiklal Marşı okundu.

3- Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Gürhan AKDOĞAN, katılımcılara, başta referandum çalışmaları olmak üzere İl ve İlçe örgütlerinin eylemleri hakkında bilgilendirme sunumu yaptı.

Basına kapalı olan İl Danışma Kurulu’na bir değerlendirmede bulunan AKDOĞAN 9 Eylül 1923’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyet’inin devamı olarak kurulan partimizin 87. yılını kutluyor ve Kurucu Genel Başkanımız Mustafa Kemal’e şükranlarımızı sunuyorum dedi.

Önce işgal edilmiş Anadolu topraklarında cephelerde mücadele eden ,emperyalizme karşı bir kurtuluş mücadelesi örgütleyen bir avuç yurt sever ,daha sonra da yıkılmış bir imparatorluktan genç bir cumhuriyet yeşertmeyi başarmış ,sonrasında da üyesi olmaktan onur duyduğumuz Cumhuriyet Halk Partisini kurmuşlardır!

Kuvva-i Milliye ruhumuzu her zaman diri tutarak, devrimcilik anlayışımızla ; kavram kargaşasının yaşandığı günümüz Türkiyesi’nde;hızla erozyona uğrayan değerlerimize sahip çıkmak,emperyalizme….kurulu düzenin yanlışlarına…eşitsizliğe…gericiliğe…sömürüye…imtiyazlara karşı ulusal bir mücadelenin öncüsü olmak boynumuzun borcudur … diye ifade etti

“Bursa İl Örgütü olarak gerçekleştirdiğimiz bu toplantımızla, parti içi demokrasi kanallarının açık olduğunu, örgütümüze geçmişte de , bugün de emek veren tüm dava arkadaşlarımız ile katılımcı bir yönetim anlayışı izlediğimizi bir kez daha ortaya koymuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Sn. Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü
O Tarihin ender tanıdığı Büyük devrimci Mustafa Kemal sürekli devrimi tarif ederken diyor ki;

“DEVRİM, güneş kadar parlak, güneş kadar sıcak ve güneş kadar bizden uzaktır…

Yönümü daima o güneşe bakarak belirler ve öylece ilerlerim…ilerlerim; parlaklığı ve sıcaklığı ilerlememe izin verinceye kadar ilerlerim…
Tekrar ilerlemeye devam etmek üzere dururum; tekrar o güneşe bakarak yönümü belirlerim…”

İşte biz; bu ruhu taşıyan devrimcileriz arkadaşlar. Her engeli aşma kararlılığında olan insanlarız.
O kararlılıkla görevimizi yapacağız.Onun bu sözleri mücadelemizde rehber olacaktır

Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkeyi kurtaran, ve Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün partisidir. Şüphesiz, Mustafa Kemal'in partisi de tıpkı O'nun gibi devrimcidir. Devrimci kalmalıdır.

İşte bu nedenle, devrimcilik süreklidir. Süreklidir, çünkü karşı-devrim de sürekli ve inatçıdır.

İşgal altındaki bir coğrafyada,emperyalizmin tüm güçlerini vuruşa vuruşa kovan…dünyada eşi benzeri görülmeyen bir Kurtuluş Savaşı’nın temel unsuru olan Kuva-yi Milliye ruhu tarih sayfalarına adını yazdırmış, bugünkü mücadelemizde bizlere örnek olmuş ,esin kaynağı olmaya da devam etmektedir…

CHP, Devrimciliğini parti simgesi olan 6 Ok'ta ilan etmektedir .
Altı ok geri kalmış feodal bir din imparatorluğunun çağdaş bir ulus devlete dönüştürülmesinin programıdır Bu ilkelerin yanında diğer taraftan sosyal demokrasinin evrensel değerlerine sahip partimiz Özgürlük, eşitlik, dayanışma ve emeğin üstünlüğü gibi ilkeleri de özümseyerek her zaman değişim ve dönüşümün öncüsü olmuş Demokratikleşmeyi ve Sosyal devlete dönüşümü de gerçekleştirmiştir.

Bizler Cumhuriyeti, Demokrasiyi, kendi istedikleri şekle sokmak isteyenler ile Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olanların korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz.

Mustafa kemal in Bursa Nutku nu özümseyerek Atatürk ilke ve devrimlerinin bekçisi olmaya devam edeceğiz diyerek konuşmasını tamamladı.

Katılımcılar tarafından iletilen sözlü ve yazılı raporları son derece önemsediklerini dile getiren İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN, il örgütünün gelecek süreçte izleyeceği stratejide, bu raporlar ve değerlendirmeler doğrultusunda bir yol haritası oluşturacaklarını belirtti.

Konuşmasında Mustafa Kemal’in İlke ve Devrimleri’nin yobazlara ,cemaatlere ve sözde aydın geçinen ikinci cumhuriyetçilere karşı yılmaz bekçileri olduklarını sık sık vurgulayan AKDOĞAN,partisinin en küçük belde örgütünden Genel Merkez’e kadar, birlik ve bütünlük içinde tek yumruk tek yürek olarak, önümüzdeki genel seçimlerde, halkımızın özlemini duyduğu CHP iktidarını gerçekleştirme hedefine doğru koştuğunu ifade etti.

4- Divan Başkanlığı’nı yürütecek olan İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN;konuşmasını bitirdikten sonra,divan oluşturulması gerektiğini belirterek,

Divan 2.Başkanlığı’na İl Sekreteri Selim LÜMALI ile
İl Eğitim Sekreteri Şenay DEMİRAY’ı,
Divan Yazmanlığı’na İl Kadın Kolu Başkanı Yüksel ŞEKERCİLER ile
İl Gençlik Kolu Başkanı Sezgin TIKIL’ı önerdi.

Kabul gören divan üyeleri yerlerini aldılar ve gündemin diğer maddesine geçildi.

5- Konuşma yapmak isteyenlerin başvuru sırasına göre isimleri listelendi.

6- İsimleri alınan 22 katılımcıya sırayla söz verildi ve kürsüye davet edildi.

Erhan SEVİMLİ ( Geçmiş Dönemlerde Görev Yapmış İl Başkanı ) :

“Partide en yaşlılardan 2. sıradayım.Biz Atatürk döneminde İsmet İnönü’nün son dönemlerinde aktif siyasete başladık,Ecevit’in,Baykal’ın ve Kılıçdaroğlu’nun partisi olduk.Bursa siyasetinde başarılı dönemler yaşadık,Bursa Belediyesi’ni yetmişli yıllarda çok büyük mücadelelerle kazandık.Çok zor dönemlerde siyaset yaptık.
Eskiden siyaset namlu’nun ucundaydı.Ülke yeniden zorlu bir döneme giriyor.
Tüm birimleri yavaş yavaş tükettiler,sadece CHP kaldı.
Birbirimizi hırpalamadan ayakta kalmalıyız.
Kılıçdaroğlu büyük bir çıkış yaptı, halktan destek görüyor,halk dokunmak istiyor.
Hataları olabilir ama bunlar düzeltilebilir.

Kılıçdaroğlu kendi çalışma arkadaşlarını kendisi belirleyebilmelidir.
Kurultayın gücü Genel Başkan’da toplanır.

Karşı tarafa yem olacak açıklamalardan kaçınılmalıdır.
Bir haftadır bunu yaşıyoruz.
Dik durarak omuz omuza mücadelemizi devam ettireceğiz. Dünya çok değişti, teknolojinin gelişmesiyle herkes dinleniyor. Halktan destek alarak çalışmalarımızı yürüteceğiz. Cumhuriyeti savunurken yelpazemiz geniş olacak. Dünya’ya egemen olanların çarkını eskiler çok iyi bildiği için, eskilerle de iletişim içinde olalım. Görev alıp çalışmak isteyen, halktan çok insan var, bunlarla birebir siyaset yapmamız gerekiyor. Benim önerim ; ilin kocaman bir haritası olsun. Bütün sandıklar bu haritada gösterilsin, görevlendirmeler dikkatli yapılsın. Düğmeye basıldığında, mahalle mahalle, sokak sokak çalışacaklar ortaya çıksın…”

Necati AKGÜN : ( Geçmiş Dönemlerde Görev Yapmış İl Başkanı ) :

“ Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Özeleştiri yapacağım, gerçekleri görmeliyiz. Başarısızlıklarımızı da açıkça konuşmalıyız. Ben şahsen sona doğru gidiyorum, yaşlandım, kimseden bir şey beklemiyorum onun için fikirlerimi açıkça belirteceğim. CHP bu devletin kurucusudur. Devrimci, laik bir partidir. Altıok’la yolumuzu çizdik. Örgüt toplantıları eskisi gibi sık yapılmıyor, sadece kongre ve bayramlarda biraraya geliyoruz. Bu toplantıyı yaptığı için İl Yönetimi’ne teşekkür ediyorum.


Bugün parti içi demokrasi yok, önseçimsiz seçim var. Bugün sistem, maalesef ilçeden ile kadar, hatta Genel Merkez’e kadar atamayla yürüyor. Oysa örgüt oyuyla gelmeli. Genel Başkan ya da Genel Sekreterin iki dudağı arasında olmamalı.

Referandumda; değişecek maddeler anlatılmadı, seçim vaadleri yapıldı, AKP’nin ağzına sakız verdik.. Politikacılar dikkatli konuşmalı, partiyi etkiler, İl Başkanımı “Kurultay yapılmasın” diye imza topladığı için kınıyorum. Kurultaylar yapılmalı, tartışılmalı ve tüzüğe göre olmalıdır. Referandumda İl ve İlçe Başkanlarımız çok çalıştılar ama daha fazla olabilirdi. Bayramlarda sadece İl Başkanı ve Milletvekilleri konuşuyor, Kadın ve Gençlik Kollarına söz hakkı verilmiyor. Onlar partinin temel direkleridir, bunlar kanatlardır. Kanadı olmayan kuş uçamaz. Liderlik direnç ister, fikirler çarpışır, önemli olan bir ideal uğruna birleşmektir. Elimizde tuttuğumuz müspet ilim ve Atatürk’tür. Onu unutturmaya çalışıyorlar. Biz Atatürk’çüyüz, biz Kemalistiz… aksini düşünen varsa aramızda yeri yoktur…”

Bilgin ALANBEY ( İl Genel Meclisi Üyesi )

“ Elimdeki anketlere göre kadınların % 65’i neden “HAYIR” dediğini bilmiyor. Anayasa ile ilgili yeterli bilgi verilmedi, kaynaklarla beslenmedi. Dokunulmazlık konusu işlendi yetmedi, ortam sertleştirildi, bize yaramadı. Nerede hata yaptığımızı tespit edip, değerlendirmeliyiz. CHP tabanında bile % 5 gibi “EVET” diyenler oldu, bu araştırılmalıdır, Neden ? Eğitim seviyesi yükseldikçe “HAYIR” oranı artıyor, bu değerlendirilmeli.

Partimizin hukuk, kanun ve tüzükleri gereği, her kesimden insanlar partimizde olmalı, delege seçimleri tüzüğe göre yapılmalıdır. Delegesini seçmeyen bir parti sağlıklı bir kongre yapamaz, delege atanmaz, seçilir. Parti programı kurultaylarda tartışılmalı ve kurultaylarda karar alınmalı. Sosyal açıdan seçmen profilleri çıkarılmalı, kadın kollarına çok önem verilmeli, 112.madde gereği yerine getirilmeli. Seçme ve seçilme hakkı sosyal demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur…”

Asım AKIN ( Orhangazi İlçe Sekreteri ) :

“ Önseçimlerin olmasını ben de istiyorum. Köylerde, kentlerde insanların ekonomik sıkıntıları varken, neden AKP’yi destekledikleri sorulmalıdır. Seçimi kazanmak için AKP gıda ve kömür dağıtıyor, halk bundan anlıyor. Milletvekillerimiz, geri dönerek bir teşekkür etsinler…İş istemiyoruz, aş istemiyoruz, bir tek teşekkür istiyoruz. Milletvekilleri Genel Başkan’a yakın olmak istiyor, çünkü listeleri o belirliyor.

Bu yanlış… ! Önseçimle belirlenmeli.

Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Emekliliği dolmuş milletvekillerimiz geri çekilsin ve gençlerin önünü açsın…”

Bülent ASLANHAN ( Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ) :

“ Kılıçdaroğlu ezber bozuyor da, biz kendi ezberimizi ne zaman bozacağız ? Partimiz açısından laik-antilaik söylemlerin gerilimleri partiye yansıyor. Kılıçdaroğlu, laiklik söyleminden halkçılık politikasına geçerek bunu aşmak istedi. Yeni bir koordinat değişikliğine ihtiyaç var. Halkçılık zeminine geçilmeli, yoksa yine başarısız olunur. Önümüzde bir realite var. Toplumsal yapımız çıkar için sendika ya da cemaat değiştirenlerle dolu,toplum çoğunluğu sağda yer alıyor., AKP siyaseti bu tabandan yararlanıyor. Bizler de günlük sorunlara ulaşan örgüt olmalıyız. 2011 seçimlerinde Genel Başkan’ın heyecanı ve performansına ayak uydurularak, destek arttırılmalı. İç gerilimler Genel Başkan’ın hızını kesiyor, destek kitlenin oranı düşüyor. Eğitimlileri ve Alevileri aşan politikalar geliştirmeliyiz…”

Mehmet KÜÇÜKAŞIK ( Geçen Dönem Milletvekili ) :

“ Göçmen ve Alevi kesimlerinde AKP tam başarı elde edemiyor. Etnik ve mezhepsel yapıyı gözönüne almak gerekiyor. Bursa’nın referandum haritası, Türkiye haritasına uyuyor. Ovaazatlı Beldesi seçimlerinde AKP çok para harcayacak, bu konuda destek istiyoruz. Milletvekili ve Belediye Başkanlarımızı orada görmek istiyoruz. Partiiçi çekişmelerin bize yansıtıldığı gibi olmadığını düşünüyor, söylentilere inanmıyorum. Ben Milletvekili olduğumda grup toplantılarından dışlanıyor, hiç bilgi alamıyorduk. Oysa partimiz şu anda eski statükocu yapısından sıyrılmış ve 70 ile giderek çalışmalar yapmıştır. CHP kendi muhasebesini yapıyor, buna imkan tanımalıyız, aşacaktır. İnsanlar partiye katkı koymak istiyorsa, davet beklemesin, yönetimlerde olmak gerekmiyor. Parti herkese açık, katkı koyabilirler.

Araştırmalara göre MHP, tabanını kaybediyor, AKP’ye kayıyor. Anadolu ve Karadeniz’de AKP ile hareket ediyor. Önseçime gelince; halk, biz önseçim yaptık diye bize oy vermiyor, çalışmalarımıza, programımıza bakıyor. Ama kontenjan konusuna ben de karşıyım…”

Hüseyin AKKUŞ ( İl Genel Meclisi Üyesi ) :

“ Önseçim yapılması gerekiyor, çünkü, biz demokrasiyi savunuyoruz, halka bunu inandırmalıyız, kişilerin hataları ve eksikliklerini tespit etmek yerine bu eksiklikleri tamamlamaya çalışmalıyız. Önümüzde az bir süre var, seçimlere gidiyoruz, eksik arama zamanı değil. Sağ siyasette bir boşluk oldu bundan yararlanmalıyız. Üst düzeyde siyaset yapmamalı, halka inmeliyiz. İnsanlara dokunmak zorundayız…”

Sena KALELİ (2009 Bursa Büyükşehir Belediye Adayı ) :

“ Atatürk’ü, söylemlerimle tüketmek istemem ama yine onun sözleriyle başlamak zorundayız. Artık bekçilik dönemi değil, bekçilik tarihte kaldı. Ben Atatürk ilke ve devrimlerinin bekçisi değilim olmakta istemiyorum. Çünkü bekçilik dönemi tarihe karıştı. Bilirsiniz eskiden mahallelerde elde düdük dolaşan bekçiler vardı. Şimdiyse mobesa kameraları var.

Özgürlük ve demokrasi arasında gerilim var, toplumda iki kutup oluştu, esneme yok. Hatta özgürlükler ve demokrasi adına kaygılar üretiyoruz. Halk coşku ve beklenti içinde Genel Başkan’a sahip çıkmak istedi, güvenmek istedi. Güvenecek ne kaldı? Sadece kendimiz kaldık. İlkeleri koruyamıyoruz. Gerilimler artıyor, tabanımıza, karşı tarafı anlama ve tahammül etme fikrini aşılamalıyız, değişime ayak uydurmalıyız.

Ortak iletişim dilimiz yok. Siyasi gelecek beklentilerimizi toplumun gelecek beklentilerinin önüne koyamayız. Vaatler inanılır ve güvenilir olmalı, bugünkü yöntemle iktidar olamayız, hep birlikte, algıyı değiştirecek şekilde değişmek zorundayız.. Değerlerimiz elimizden kayıp gidiyor. Bizleri konuşturan bir yapımız olmalı, endişe taşımadan fikrimizi söyleyebilmeliyiz.

İktidar olmadığınız sürece beğenmediğiniz fikirleri değiştiremezsiniz, sadece baskı yapabilirsiniz. Değişip, gelişmek zorundayız…”

Erol KAZANÇ ( İnegöl İlçe Başkanı ):

“ Referandum’da, CHP İnegöl’ün kılcal damarlarına kadar ulaştı. İl Genel ve Belediye Meclis üyesinin olmaması sıkıntısını yaşadık. Biz İnegöl’de radikal islama karşı mücadele veriyoruz. İyi bir çalışma ekibimiz var. CHP’nin tüm örgütlerinin aynı dili konuşması gerekiyor. Genel Merkez’in CHP’nin kılcal damarlarına kan enjekte edecek bilgi ve dokümanları göndermesi gerekiyor.

Demokrasiyi uygulamayan, demokrat olamaz. Önseçim olmalı, sandıktan çıkmalıyız. Genel Seçim programımız hazır. Milletvekillerinden yardım bekliyoruz, ortak söylem bekliyoruz. Genel Başkan’ın rüzgarı bize de yansıdı. Halktan destek arttı. Bu halk hareketinin içini doldurmak için halka sahip çıkmalı, CHP olarak çok gayret göstermeliyiz…”

Hüseyin ERTAŞ ( Yıldırım Meclis Üyesi ):

“ Biz kendi içimizde de, halkla da kucaklaşamıyoruz. % 24 ile iktidar olamayız. Diğer partilerden oy almamız gerekiyor. Bunun hesabını iyi yapmalıyız. Küskünlerle barışmalıyız, siyasette az olsun benim olsun mantığını bir kenara bırakmalıyız…”

Nesimi ÜÇLERTOPRAĞI ( Yıldırım Meclis Üyesi ) :

“ Referandum’da yeterli hazırlık yapmadık, yeterli çalışmadık ama Bursa’da bir başarı var bu anlamda İl Yönetimine teşekkür ediyorum. Yarından tezi yok mahallenin ötesinde sokak bazında çalışmamız gerekiyor. Mahalle ve sokaklara inmek zorundayız. Parti programı herşeyi anlatıyor, tüm örgüt bunu öğrenerek ilçe çalışmalarında, halka anlatmalı.

Birçok ilçede ön seçim delegeleri yok, önseçimi nasıl yapacaksınız ? Bireysel çıkarlar yerine seçime 7 ay kala birlik olalım…”

Orhan KARABAŞ ( Karacabey İlçe Başkanı ):

“ Referandum’da çok önemli bir ilerleme kaydettik. İl Yönetimi ve milletvekillerimize desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bir komisyon kurarak 64 köyün 55’ine ulaştık. Köylü ile birlikte olduk ve parti politikalarımızı bire bir anlattık. İşimiz daha bitmedi, CHP iktidar olmalı. % 25’den % 35’le çıktık. Diğer partiler çalışmadı.(MHP, DP) Çalışmak çok önemli, heryere gidilmeli. Çünkü gidemediğin yer senin değildir.

Tüm çalışanlarımıza, kadın ve gençlik kollarımıza , Karacabey örgütümüze çok teşekkür ediyorum. Halkla birebir iletişim, elini sıkmak, omuzuna dokunmak çok önemli oluyor. Özellikle tarım kesimine CHP politikalarını sunmak, halkın umudu olabilmek çok önemli, eski merkez sağ partililere (DYP-ANAP) değer vererek kendimize çekmeli, güzel diyaloglar kurmalıyız. Bu Danışma Kurulu Toplantısı inşallah bize iktidar yolunu açar. Birlikten kuvvet doğar…”

Cem GÜLER ( Gemlik İlçe Başkanı ) :

“ Gemlik’te 166 oyla referandumu kaybettik. Son yıllarda partimizin oy oranlarında artış oldu. % 42 oyu önemsiyorum. Bunu koruyabilirsek, 2011 seçimlerine güvenle gireriz. Sandık görevlilerimizi güncelledik. Seçimlerde, sandık görevlilerini, mahalle ve sokak sorumluları belirlerse daha iyi olur. Kılıçdaroğlu ile birlikte halkın sorunlarını öne çıkaran söylemlere sahip çıkmalıyız. Merkez sağda yer alanlarla diyalog kurmalıyız, dikkatli davranmalı halkı küstürmemeliyiz. Çalışan örgütü desteklemeli, çalışmayanları yönlendirmeliyiz. Demokrasi kültürünü oturtmalıyız. Halkı sadece seçimlerde değil, her zaman aramalıyız. Partiye destek ve katkı sağlamalıyız, aidatlar ödenmeli. Çünkü para katkısı önemli.

Parti içi demokrasi ve önseçim sebep değil bir sonuçtur bence. Partimizde hiç çalışmayıp da çok çalışanla önseçimde aynı hakka sahip olmak isteyenler var. Bunu hakkaniyetli bulmuyorum. Anketlerin de çok önemli olmadığını düşünüyorum…”

Kemal EKİNCİ (Geçmiş Dönemlerde Görev Yapmış İl Başkanı ) :

“ Danışma Kurulu önemlidir ama bir günde partinin sorunlarını çözemezsiniz. 15 sene önceki partinin durumunu analiz etmeden yeni yönetimleri suçlamak olmaz. Demokratik kanalların açılması gerekiyor. Önü tıkanan dere taşar. Söylem ve eylem birliği sağlanmalı, yönetimlerin daha rasyonel çalışması için komisyonlar kurulmalı, geniş katılımlı komisyonlar olmalıdır. Gençlik kolları ve kadın kolları, özenle önde tutulmalıdır. Hatır ve gönülle delege seçimi yapılmaz. Herkes kendi mahallesinden delege olmalı. Geçmişte daha sıkıntılı günler de yaşandı. Bugün daha iyiye gidiş var.

Türkiye çağdaşlıktan uzak, bağımlı, bölünmeye giden şartlarda yönetiliyor. Cumhuriyet tehlikede, iç çatışmalara yer vermemeliyiz…”

Yahya ŞİMŞEK ( Geçmiş Dönem Milletvekili ) :

“ Umutsuzlukla yaşanmaz. İşimiz hiç kolay değil, zor bir dönemden geçiyoruz. Hukuk, demokrasi ve özgürlükler ortadan kaldırılmış, bu durumda seçimlere gidiyoruz. 2002’de Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü demokrat yapımız gereği biz açtık. AKP’yi kapatma davası açıldı ama Anayasa Mahkemesi para cezası ile yetindi, biz sadece seyrettik. Ergenekon davasında ucu açık bir dava açıldı, sürekli sanık dahil ediliyor. 39 yıllık meslek hayatımda böyle ucu açık davalar görmedim.

Kürt açılımı adı altında BOP yaşama geçirilmeye başlandı. Anayasa oturumlarına bana göre katılmalıydık, son iki madde kalana kadar oylayıp, iki maddeye indirgememiz gerekiyordu. AKP referanduma çok avantajlı girdi. Çok para harcadılar, okyanus ötesi destekler ve diğer desteklerle daha da güçlendi.Bizim çalışmalarımız Genel Başkan hariç yetersiz kaldı. Bursa Türkiye ortalamasının üstünde olmasına rağmen başarılı sayılamaz. İzmir’de “HAYIR” oylarının çok çıkması, sonucu değiştirmedi, çok önemli bir kaleyi kaybettik.

Şimdi önümüzdeki seçimde ya kazanacağız, ya da yok olacağız. Derhal seçim komisyonu ve bir eğitim komisyonu kurularak yarın çalışmalarına başlamalı, çünkü bizim elimizde sadece insanımız var.

Milletvekili listesini, kazanabileceklerin sayısını 3’ten 8’e çıkaralım ve ona göre çalışalım. 3 milletvekili ile yetinmeyelim. Parlamento hesabı yapmadan içten ve samimi davranalım. Elele, gönül gönüle olalım. Bu ülke hepimizin, çocuklarımıza adam gibi bir ülke bırakalım…”

Zafer EKİCİ ( Osmangazi İlçe Başkanı ):

“ CHP Osmangazi %56’ya karşı, % 44 “HAYIR” oyu almış bir ilçe. Referandum’da sandıklara sahip çıkma oranımız % 94 oldu.. 136 mahallemiz var, çok büyük bir ilçeyiz, strateji geliştirmemiz gerekiyor. Az oy aldığımız mahallelere ağırlık verdik. İlçe Seçim Kurullarını oluşturduk. 250 kişilik bir örgütle seçime hazırlanacağız…”

Osman AYRADİLLİ ( Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ):

“ Biz 28 Şubat’ı zımnen de olsa destekledik ve AKP doğdu.Bütün darbeler,CHP’ye zarar getirmiştir.Referanduma 1-0 yenik başladık,halkımızın en alt tabakasından %70 evet oyu çıktı.Bunu maalesef başardılar.24 maddeyi meclisten geçirip sadece 2 maddenin referandumda oylanmasını sağlamalıydık.Onlar 23 maddeyi iyi anlatarak avantaj sağladılar.

Halka rağmen halk için olmuyor maalesef…Yeni kentli dediğimiz varoşlar kendi gibi olanlara oy vermezler.Biz,halktan,en alt tabakadan uzaklaştık,seçkinlerin partisi olduk. Politikalarımızı geliştirmeli,değiştirmeli,onlardan oy alacaksak ona göre davranmalıyız.

Referandum çalışmaları son derece başarılı geçmiştir ama nedense yerel anlamda bilgi akışı sağlanmıyor,bunu sağlamamız gerekiyor.Biz yerelde başarılı oluyorsak genelde de başarılı oluruz.

AKP, aslında bizlerden çok korkuyor.Halkın tabanına seçime son 2 ay kala gitmek yerine şimdiden başlamalıyız.Yeni yerleşim bölgelerine,yeni kentlere gitmeli kendimizi anlatmalıyız.

Sermayenin el değiştirdiği,tüccar zihniyetinin geliştiği bir dönemdeyiz…”

Mustafa BOZBEY ( Nilüfer Belediye Başkanı ):

“ Referandum’da başarılı olan tüm ilçeleri kutluyorum.Bu Danışma Kuru’nun eksiği şudur:Önce İlçe Danışma Kurulları toplanmalı ve oradan gelen öneriler bu kurulda sunulmalı,konuşulup değerlendirildikten sonra Genel Merkez’e gönderilmeli.

Örgütlenme modelini ortaya koymalıyız,hatta sandık bazında oluşturup(tüzüğe girmeli bu) her sandığa 3-5 görevli örgüt modeline yerleştirilmeli( Kadınlar ve gençler dahil.) Her sandık görevlilerine 400 kişi düşebilir.5.000 sandık olduğunu düşünürsek:

5.000 X 3 = 15.000 kişilik bir çalışma örgütü olmalı ve görev yapmalı.Mahalle Komiteleri oluşturulmalı.Bu sistem çok kolay değil ama zamanla rayına oturur.

Sandık Kurulu Sistemi kurulmalı.

Her ay, İlçe Başkanlarından Çalışma Raporları istenmeli,performans değerlendirmesi yapılmalı.

“Ben olmazsam bu partide kimse iş üretmez…” anlayışını kıralım.Dedikoduları dikkate almadan çalışalım. Atatürk ve Cumhuriyet’in arkasına hiçbirimiz saklanmamalıyız.Halkın iş ve aşıyla ilgilenmeliyiz.Çocuğu hastanede olan birine Cumhuriyet ve Laiklikten bahsedersek oy alamayız,oy veresi varsa da vermez…Cumhuriyet Bayramlarını salonlarda değil,alanlarda kutlamalıyız.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu uçan balonu havalandırdı ama rüzgar veremezsek balon yavaş yavaş aşağıya düşer.Taban ve örgütün desteğine ihtiyacı var.Örgütler dinamik hale gelmezse,çalışmazsa Genel Başkan’ın başarması mümkün değildir…”

Ali TOGAN ( Yıldırım İlçe Başkanı ):

“ Referandum çalışmalarımızda bize destek veren tüm partililerime çok teşekkür ediyorum.Partimizde sorumluluk anlayışı çok önemlidir.Herkes aynı sorumluluk ve heyecanla bu toplantıyı sonuna kadar izlemeli,burada bulunan aydın insanlarımızın görüşlerini dinlemeliydiler ama maalesef ayrılanlar oldu.

Büyük bir ilçede zor şartlarda görev yapıyoruz.Yıldırım bölgesi,doğunun mozaiğidir.Halk yoksul ve eğitimsizdir,bunun suçu halkı yönetenlerindir.Bu toplum bir gün, kendilerini bu duruma düşürenlerden hesap sormayı bilecektir. 409.000 seçmenin bulunduğu bir yerde siyaset yapan bizlerin desteklere ihtiyacı vardır.Parti disiplini ve düzenine uyulmalıdır…”

Cesim ALPTEKİN ( Kurulyat Delegesi ):

“ Ağrı’dan Bursa’ya gelip CHP’den delege olan benim.( 1995’ten beri…) 2009 yılında Belediye Başkan Adayı bulamayan partimiz beni Ağrı’ya gönderdi ve belli güçlere karşı partimi orada temsil ettim.Müsaade edin de delege olabileyim…”

Kemal DEMİREL ( Bursa Milletvekili ):

“ Referandum’da,herkes bulunduğu mevkide elinden geleni yaptı. Yaşanan sıkıntılardan bir tanesi parasızlıktı.Bazı başkanlar,kendi broşürlerini kendisi bastırdı İlçe başkanını yalnız bırakmayan bir milletvekiliyim.Koltukta oturarak olmuyor.İstediğiniz kadar politikalarınız olsun eğer halka inemiyorsanız seçim alamazsınız…Emeğe değer vermek zorundayız,en zor şartlarda çalışanlarımıza sahip çıkmalıyız.Ben değil,biz demeliyiz.Biz birbirimizle uğraşmamalı,rakiplerimizle uğraşmalıyız,birbirimize omuz vermeli,omuz atmamalıyız.Birbirimizi tanımak ve anlamak zorundayız.Her eve gidebilmeli,seçmenin ihtiyaçlarını tespit etmeli,onlarla kaynaşabilmeliyiz.Yaşadıklarımızdan ders alarak eksiklerimizi tamamlayabilmeliyiz.Dolaşmadık bir köy bırakmamalıyız.Oturduğumuz yerden bilgi alamayız.Referandum ve seçim birlikte yürüdü,Genel Başkan olağanüstü çalıştı.Ben kanseri yendim,herkesin en az benim kadar çalışmasını istiyorum…”

Gürhan AKDOĞAN ( İl Başkanı ):

“ Genel Başkanımız ile Genel Sekreterimiz arasında bir fikir ayrılığı olmadığının yakın tanığıyım.Kimse bu konuda yanlış bilgi yaymasın.Sonuç Bildirgesi’nin altına ekleyebileceğimiz ortak bir bildiri hazırlanması görevini il başkanları bana verdiler.Hazırladıktan sonra 3 arkadaş Genel Başkan’a gittik ve izin alarak bildiriyi okuduk ve tüm il başkanları 1,5 saat içinde imzaladı.Yani tavır ve yaklaşım İl Başkanlarına aittir ve Genel Başkan’a rağmen yapılan bir şey değildir.Bildiriyi okuyabilirsiniz,Genel Başkanın ve MYK’nın koşulsuz yanında olduğumuzu gösteren bir bildiridir.

Bugün CHP’nin değerleri de tartışılmaya başlanmıştır,bu bana göre çok yanlıştır. Bu değerlerin zamanı geçmemiş ve eskimemiştir.Ben bu değerlerin evet bekçisiyim ve sonuna kadar da bekçisi olmaya devam edeceğim,ALTIOK’un her zaman savunucusuyum..”. Bizler devrimci gelenekten gelen, olağanüstü durumlarda köklü ve gerçekçi kararları alabilen insanlarız. Cumhuriyet Halk Partisi, soylu-ilkeli- onurlu temelde oluşan Ulusal Bağımsızlık Mücadelesinin birikimleri ve Atatürk Devrimleri ile, bu eşsiz sürecin felsefi ve ahlaki değerlerinin özünü oluşturan ALTI OK ilkeleri; bir bütün olarak, siyasi kimliğimizin, ideolojimizin ve parti programımızın tarihsel kaynağı ve en güçlü dayanağıdır…

İlkelerimize olan inancımız gereği; en az karşımızdakiler kadar cesur olmak, kimi zaman sert eleştirilerle yapılan yanlışları ortaya koymak, kimi zaman da duygusal olgunlukta olup örgütümüzü toparlamak, zamanımızı ve enerjimizi, iyi, doğru ve güzelden yana kullanmak boynumuzun borcudur…

“Atatürk ilke ve devrimleri’’geçmişin bekçiliği değil geleceğin öncülüğüdür.

Abdullah ÖZER ( MYK Üyesi ) :

“ İki yönden değerlendirme yapacağım:

Referandum öncesi;CHP,kurultay sürecinde kaset olayı ile parçalanacağını hesap edenlerin oyununa gelmedi,Kılıçdaroğlu’nun aday olmasıyla kritik günlerden coşkulu bir kurultay yaparak güçlenerek çıktığını kanıtladı.

Referanduma hazırlıksız yakalandık,çok güçlü bir rakiple mücadele ettik.CHP elindeki kıt-kanaat imkanlarla büyük bir özveriyle çalıştı.Bütün örgütlerimizi başta Bursa olmak üzere kutluyorum.Haksız eleştirileri kınıyorum.Doğuda en ücra köşelere kadar gittik.

Doğudaki gözlemlerim; halkın yoksul bırakılması sonucu, bir kısmının dağa çıkması,bir kısmının da tarikatlara ve AKP’ye boyun eğmiş olmasıdır.Bu bilinçli yapılmış olabilir;hayvancılık ve tarım bitirilmiş,halk çok yoksul bırakılmış.GAP konusunda yatırım yapılmamış,Ağrı’da turizm bitirilmiş ve kasıtlı bir politika ile özellikle ihmal edilmiş o bölge.

Eski Genel Merkez binamız Parti İçi Eğitim Birimi olarak hazırlanıyor.Çalışmalar başladı.2011 seçimleri ile ilgili 6-7 uzmandan oluşan ekonomi ile ilgili kurul çalışmalarını sürdürüyor.Tespitler yapılıyor,halkın anlayabileceği broşürler hazırlanıyor,tarım konusunda yeni politikalar oluşturuluyor.Ocak ayı itibariyle Genel Merkez dökümanları elinize geçecek.

Genel Merkez’de bir İletişim Kurulu oluşturuldu.Her türlü çalışmanın sizlere ulaştırılması için çalışmaya başladı.

CHP olarak 2011’de önemli bir sınav vereceğiz,bunu başarmak zorundayız.Şimdi 2. kez ülkenin makus talihini yenmek zorundayız.

Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum…”

GürhanAKDOĞAN ( İl Başkanı ):

“ Toplantımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz.Tüm duygu ve düşüncelerini burada paylaşan katılımcılara teşekkür ederek sağlık ve mutluluk dileklerimle toplantıyı kapatıyorum.Saygılarımla…”

7- Toplantı Divan Başkanı Gürhan AKDOĞAN’ın iyi dilek ve temennileriyle saat 18:00’de sona erdi.

8- Toplantı tutanakları yazmanlar tarafından imzalanarak Divan Başkanı’na teslim edildi.

CHP Bursa İl Danışma Kurulu

Divan Üyeleri

Gürhan AKDOĞAN

Divan Başkanı

Selim LÜMALI Şenay DEMİRAY

Başkan Yard. Başkan Yard.

Yüksel ŞEKERCİLER Sezgin TIKIL

Yazman Yazman
Kaynak : SONBURSA/Levent Gencelli  
 http://www.bursabagimsiz.info.tr/index.php?page=haber&id=925  (Güler Buğday Habri )

8/23/14

İÇİMİZDE DEMOKRASİYİ KENDİ ELLERİMİZLE BOĞUYORUZ. DIŞIMIZA CHP DEMOKRASİNİN KALESİDİR DİYORUZ. HEM KENDİMİZİ, HEM HALKIMIZI KANDIRIYORUZ. YAPTIĞIMIZ TÜM SEÇİMLERİ KAYBEDİYORUZ SONRADA SUÇLU ARIYORUZ. BİR KEZ OLSUN AYNAYA BAKMIYORUZ. GÜLÜYORUM AĞLANACAK HALİMİZE



CHP’yi, CHP’lileri eleştirmiyorum. CHP örgütü içinde,  4 yıldır gözlerimle gördüğüm, bizzat yaşadığım, şahit olduğum  gerçeklerin  ta  kendisini yazıyorum.

2010 yılına  kadar CHP’de  örgütlenme  ağı kurulmamıştı. Çalışma grupları  mahalle temsilcileri yoktu.  örgüt toplantıları hiç  yapılmıyordu. Örgüt üyeleri  birbirlerini  hiç  tanımıyordu. Her şey  kapalı, kapılar ardında, 4 duvar arasında, masa başında,  ahbap çavuş,  kafa  kol  ilişkisi içinde  yapılıyordu.

2010 yılında  genel  başkanlar  değişti. Son 4 yıl içinde CHP’de peş, peşe kurultaylar oldu.  MYK, PM, üyeleri, tüzük değişti. Anayasa oylaması oldu, cumhur başkanı, millet vekili, parti içi seçimler, belediye seçimleri oldu. cumhur başkanını ilk kez halk  seçti.

Daha önce hiç örgüt, üye toplantısı yapmayan, birbirlerini hiç tanımayan,  CHP üyeleri uzun yıllardan sonra ilk kez  (2012 yılında) delege seçimi yaptılar.  (Grupların, kişilerin  hazırladığı blok listedeki isimleri oyladılar) il, ilçe kongreleri oldu.  Delegeler, il, ilçe  başkanları, yönetim kurulu üyeleri değişti.

YENİ CHP’DE Parti içi demokrasi işleyecekti, örgütlenme ağı  kurulacaktı. Örgüt ve üye toplantıları  yapılacaktı. Üyeler birbirlerini  tanıyacaktı. Palanlı programlı çalışmalar yapılacaktı. Örgüt, içinde gruplaşmaların, kutuplaşmaların  kökü kazınacaktı. Üyeler arasında,  hiç  bir ayrılık ve ayrımcılık  yapılmayacaktı. Adaylar ön seçimle  belirlenecekti. Eşitlik  adalet, özgürlük, hak, hukuk ilkelerinden  asla  taviz  verilmeyecekti.

Günler çok kısaydı. Zaman  su  gibi  akıp gidiyordu.  Verilen  sözler  unutuluyordu. 2 yıl göz  açıp  kapayıncaya kadar  uçup  gitti.  2 yıl içinde örgütlenme  ağı kurulmadı. Örgüt ve üye toplantıları 2 ve 3 ayda bir  yapılmadı. Üyeler birbirleriyle tanışmadı, tanıştırılmadı. Palanlı programlı çalışmalar yapılmadı. Gruplaşmaların, kutuplaşmaların kökü kazınmadı. Üyeler arasında bal  gibi  ayrılık  ve ayrımcılık  yapıldı. Aday  olmada, aday sırasını belirlemede göz, göre ayrılık ve  ayrımcılık yapıldı. Adaylar ön  seçimle  belirlenmedi. Parası, torpili, grubu, adamı,  olan adaylar  kontenjan, fermuar  yöntemiyle belirlendi.   Eşitlik adalet, özgürlük  sadece lafta, edebiyatta, nutukta, kağıt üstünde  kaldı.

Belediye  seçiminde   yenilmedik ağır  darbe  aldık. Cumhurbaşkanı  seçiminde  yenilmedik  ağır  darbe  aldık.  Ha  babam rakibimizi  suçladık. Eleştirdik  yargıladık. Kendi içimizdeki antidemokratik uygulamaları, haksızlıkları  adaletsizlikleri, eşitsizlikleri  hep  görmezden  geldik.

Bu sorunların hiç birini tartışmadan, konuşmadan, başarı  ve  başarısızlığımızın  nedenlerini konuşmadan tartışmadan kurultaya  gidiyoruz. CHP demokrasinin  kalesidir diyoruz.  komik  duruma  düşüyoruz. Gülüyorum  ağlanacak  halimize.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25532384/

8/20/14

Sayın İl Başkanım Metin Çelik Bey

Sayın  İl Başkanım Metin Çelik Bey

Bursa olay  gazetesinde   gazeteci Köşe  yazarı  Sayın  Ahmet Emin  Yılmaz  Beyin 19.8.2014  Tarihli “CHP BURSA ÖRGÜTÜ KILIÇDAROĞLU  DİYOR, AMA  4  FİRE  BEKLENİYOR” başlıklı  yazısında,  Sayın A.Emin Beyin  bir  sorusu  üzerine verdiğiniz  cevapta

 ” Geçen  hafta ilçe  başkanlarını  toplayıp görüşlerini  aldım.   Hepsi de Genel  Balkanımızın, Yani  Kılıçdaoğlu’nun  devamından  yana Hepsi de Genel Başkanımızın, yani Kılıçdaroğlu’nun devamından yana.”  “Bu hafta kurultay  delegelerini de  toplayacağım. Onlarında  görüşlerini alacağım. Diyorsunuz.
 
Böylesine  hassas   bir  süreçte, kurultay öncesinde yaptığınız  bu  tür toplantılar yapmanızı  son  derece  olumlu ve  gerekli  bulduğumu tüm samimiyetle  ve  içtenliğimle  ifade  etmek  istiyorum.

Ancak tüzüğümüzün  57/B Maddesi gereğince  en geç 3 ayda  bir  olmamak üzere gerek duyulacak sayıda il danışma  toplantıları  düzenlenir”  Diyor.  Tüzükte ilçe başkanları, kurultay  delegelerini toplantıya  çağırmanızla  ilgili  bir  hüküm  yok.

Sayın  İl  Başkanım Metin  Çelik Bey

Böylesine hassas bir süreçte kurultay öncesinde en geç  her  üç  ayda  bir  yapılması  zorunlu  olan İl  danışma  kurulunu  neden ve  hangi  gerekçeyle toplantıya  çağırmıyorsunuz? Aynı  maddenin  C fıkrası   gereğince, ilçe  başkanlarımız  en geç her  üç ayda  bir  ilçe  danışma  kurullarını  neden   hangi  gerekçeyle  toplantıya  çağırmıyorlar?

Soru ve  cevap  İl ve İlçe  örgüt  üyelerimizi,  partimizi, katılımcı  ve çoğulcu  demokrasiyi  doğrudan  ilgilendirdiğinden  vereceğiniz  yazılı  cevapla  hepimiz  tüm  örgüt üyeleri olarak  bilgi  edinmiş  olacağız.  

Bilişimden  Sorumlu  İl Yönetim Kurulu üyesi  Başkan  Yardımcımız  Sayın  Hasan Taşkut  Beyin  sorumu  size  ileteceğinden  kuşku  duymuyorum.

Gereğini  bilgilerinize  önemle  arz  ediyorum. 20.08.2014



CHP DE KOLAY VE KESTİRME YOLDAN SORUMLU GÖREVLERE SEÇİLMENİN YADA SEÇTİRMENİN TEKNİKLERİ


1-Tüzükte yazıyor olsa bile (nasılsa tüzük okunmuyor, uygulanmıyor) bile, mahalle örgütlenmelerini, çalışma gruplarını, kurmayacaksın, kurumsallaştırmayacaksın, aktif hale  getirmeyeceksin. Örgüt üyelerini bir birleriyle, tanışmasını bir engelleyeceksin.

2- Tüzükte yazıyor olsa  bile (nasılsa tüzük okunmuyor, uygulanmıyor) bile, mahalle  örgütlenmelerin,  en geç 2 ve 3 ayda bir örgüt toplantılarını  düzenli olarak  zamanında  yapmayacaksın. Yapsan da, eski yeni milletmeklerinden, eski yeni  başkanlardan başkasına  söz  hakkı  vermeyeceksin. Veresen de konuşmasını kısa tut, zaman  kalmadı diyeceksin.

3-Tüzükte yazıyor olsa bile (bilgili, başarılı, yetenekli, çalışkan üyelerin ön plana  çıkmasını engelleyeceksin.

4- Çok zorunlu olmadıkça, örgüt yönetiminin   yaptığı  iş ve  işlemler, aldığı  kararlar, mali konular hakkında  yazılı, sözlü  bilgiler  vermeyeceksin.

5- Çok acil işlerin  dışında, kısa, orta, uzun  vadeli çalışma plan  ve  programı yapmayacaksın.  Dar kadro çalışmasında,  ahbap çavuş ilişkisinden  şaşmayacaksın.

6- Ya sahip olduğun  yetkilerin gücünü ya paranın gücünü, yada grubun gücünü kullanarak  delegelere, üyelere kendini tanıtacaksın.

Bu tekniklere, olanaklara   sahip  değilsen, özgür iradenle, CHP'nin özgür bir üye olarak  partiyi, partinin  tüzüğünü, ilkelerini, değerlerini savunarak  var olman, örgüt üyeleri, delegeleri arasında kendini  ifade etmen, tanıtman,  seçilmen zor dostum  zor. Demokrasi mi?


Eşitlik mi? Adalet mi? Özgürlük mü? Demokrasi mi? Hepsi sözde, nutuklarda bolca var  ama  örgütlü yaşamın  pratiğinde, yok.

8/19/14

KURULTAY ÖNCESİNDE, CHP’DE YAŞANAN ÇARPICI GERÇEĞİ, HİÇ KİMSE SAKLAYAMAZ, ÜSTÜNÜ ÖRTEMEZ, GÖRMEZDEN, BİLMEZDEN GELEMEZ. O GERÇEK NEDİR? UZUN DEMEYİN LÜTFEN OKUYUN


Örgüt başkanlarımızın, yöneticilerimizin  politikacılarımızın, çok  sevdikleri, sık,sık  kullandıkları  bir slogan  var. Halkımıza, üyelerimize  yönelik  olarak açık  ve kapalı  alanlarda yaptıkları toplantılarda derler ki, SENSİZ  BİR  KİŞİ  EKSİĞİZ”  Bu  söz örgütlü yaşamın  pratiğinde, uygulamada  ne  kadar doğrudur?

Kurultay öncesinde, parti örgütümüzün işleyişini  yukarıdan  aşağıya  doğru  inceleyelim. Sorunun  somut cevabı  kendiliğinden  orta çıkacaktır.

Genel  Başkanımız, rutin  toplantıların  dışında,  gerek  duyduğu zaman MYK’YI, PM’ sini, milletvekillerini, il başkanlarını,  toplantıya  çağırma yetkisi var. Toplantıda Ülke ve yöre sorunları ile parti politikaları görüşülüyor, değerlendirmeler  yapılıyor, öneriler geliştiriliyor.  Toplantı tutanakları tutuluyor.

İl, Örgüt Başkanlarımız, rutin  toplantıların dışında gerek duyduğu zaman il, yönetim  kurulunu, genişletilmiş  yönetim (2 tüzük hükmü gereği ayda  bir) kurulunu, ilçe  başkanlarını,  ilçe  danışma  kurulunu (tüzük hükmü gereği en güç 3 ayda bir) toplantıya çağırma  yetkisi var.Toplantıda, ülke ve yöre sorunları ile parti politikaları görüşülüyor, değerlendirmeler  yapılıyor, öneriler geliştiriliyor.  Toplantı tutanakları tutuluyor.

İlçe başkanlarımız,  Rutin  toplantılar  dışında  gerek duyduğu  zaman, ilçe  yönetim  kurulunu, genişletilmiş  yönetim  (2 tüzük hükmü gereği ayda  bir) ilçe  danışma  kurulunu (tüzük hükmü gereği en güç 3 ayda bir) kurulunu, mahalle sorumlularını, çalışma  grup başkalarını, toplantıya çağırma  yetkisi var.Toplantıda, ülke ve yöre sorunları ile parti politikaları görüşülüyor, değerlendirmeler  yapılıyor, öneriler geliştiriliyor.Toplantı tutanakları tutuluyor.

CHP üyesi  olarak, kurultay öncesi gelişmeleri, toplantıları,  dikkatle  titizlikle, inceleyelim, izleyelim, soralım, sorgulayalım, takip  edelim, notlar  tutalım. Bilgi  edinelim.  Edindiğimiz bilgileri, korkmadan, çekinmeden, ürkmeden medeni  bir  cesaretle, demokrasi disiplini, anlayışı ve kültürüyle YAZININ  BAŞLIĞINDAKİ GERÇEĞİ ortaya koyalım.

4 yıl boyunca  gelişmeleri çok  yakından  takip  eden, çalışmalara  aktif  olarak  katılan  duyarlı  bir  üye  olarak  gördüklerimi, bildiklerimi, yaşadıklarımı, şahit olduklarımı ifade  ediyorum.
Genel  merkezimiz deki, başka il  ve ilçelerimiz deki işleyişi, gelişmeleri ilimiz ve ilçe örgütümüz  kadar  yakından, takip etme, bilme şansım yok.

Üyesi olduğum CHP Bursa il örgütümüzde, 4 yılda 2 defa İl  danışma  kurulu toplantısı  yapıldığını biliyorum.  Genişletilmiş yönetim kurulu toplantısı  yapılıp  yapılmadığını  bilmiyorum. Hangi  tarihlerde  ilçe başkanlarıyla kaç  toplantı yapıldığını, toplantılarda  neler  konuşulduğunu  bilmiyorum.

Üyesi olduğum CHP Yıldırım  ilçe  örgütümüzde 4 yılda 2 defa danışma  kurulu  toplantısı  yapıldığını toplantılarda  neler  konuşulduğunu biliyorum. Genişletilmiş yönetim  kurulu  toplantısı  yapılıp  yapılmadığını hiç   bilmiyorum.

Mahalle  sorumlularıyla, çalışma  grup başkanlarıyla  hangi tarihlerde kaç  toplantı yapıldığını, toplantılarda  neler  konuşulduğunu  hiç  bilmiyorum.

Kaç  Mahalle  sorumlumuzun, kaç çalışma grubumuzun olduğunu, mahalle  sorumlularımızın, ve çalışma gruplarının  üyeleriyle  toplantı  yapıp yapmadıklarını hiç  bilmiyorum.

Parti ve örgüt üyesi  olarak  bilmediğim  gerçekleri hiç kimse  saklayamaz, üstünü örtemez, görmezden  gelemez.  Saklarlarsa, üstünü örterlerse, görmezden, bilmezden  gelirlerse ne olur?
  
O PARTİDE, O ÖRGÜTTE, BAŞARI OLMAZ. HUZUR OLMAZ.  BİRLİK, BERABERLİK, DAYANIŞMA OLMAZ. EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK, OLMAZ. DEMOKRASİ OLMAZ. İLKE  KURAL DİSİPLİN OLMAZ. 19.08.2014



YETER ARTIK BUNDAN BÖYLE CHP ÜYESİNİ ALDATMAYIN, OYALAMAYIN AVUTMAYIN, YAZIKTIR, GÜNAHTIR AYIPTIR


CHP’ deki olumsuzlukların, becerisizliklerin, başarısızlıkların, huzursuzlukların tek sorumlusu genel başkanlar gibi gösterip yetkileri tek elde, tek merkezde toplamayın. CHP’de üstü örtülü padişahlığa, krallığa özenmeyin. Yeter artık aldatmayın, oyalamayın avutmayın, yazıktır, günahtır ayıptır.
Özünüzle, sözünüzle demokrasiyi, eşitliği, adaleti savunuyorsanız, gerçek anlamda demokratsanız. il ve ilçe örgütlerinin çalışmalarını, yaptıkları iş ve işlemleri , aldıkları, uyguladıkları kararları, mali durumları, tüzük ve yönetmelik hükümlerine uyulup uymadığına, görev yetki ve sorumlulukların yerine getirip getirmediklerini, belgelere dayalı olarak azıcık olsun inceleseniz, denetlesieniz, sorgulasanız bilgi edinseniz televizyonların karşısına geçip kamu oyu önünde birbirinizi bu kadar acımasızca eleştirmezseniz.
CHP’nin genel başkanı iseniz, CHP’ye genel başkan olacaksınız, bilin ve anlayın ki, düşüncelerin, hayallerin çok daha üstünde olağan üstü güçlere sahip olsanız, mesela her kül gibi, Süpermen, gibi, atom karınca gibi olsanız, geceli gündüzlü aylarca, yıllarca çalışsanız tek başınıza başarılı olma şansınız hiç ama hiç yok.
ÖNERİM
Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz. CHP’nin başına padişah, kral seçmeyeceğiz. Seçilen başkana olağan üstü yetkiler vermeyeceğiz. Verilen yetkiler varsa geri alacağız. Genel başkandan en sade üyeye kadar partinin her kademesinde ki, üye partinin tüzüğüne, tüzükte yazılı olan görev yetki ve sorumluluklarının dışına çıkmasına izin vermeyeceğiz. Çıkarsa ne mi olacak? Parti içi demokrasiyi, parti içi disiplini, parti hukukunu uygulayacağız.

8/17/14

BURSA’DAN ÇOK YÜKSEK BİR SESLE BİR KEZ DAHA HAYKIRIYORUM.




DOST DÜŞMAN ÇOK İYİ ANLASIN, BİLSİN VE  ÖĞRENSİN Kİ, CHP YAŞANAN  BAŞARISIZLIKLARIN   TEK  SORUMLUSU HİÇ BİR  ZAMAN  GENEL  BAŞKANLAR  OLMAMIŞTIR.  BUNDAN SONRADA OLMAYACAKTIR. NEDEN? 
CHP tarihi boyunca hiçbir seçim  kazanamadıysa  (tek  partili sistem hariç)  iktidar  Olamadıysa, bu başarısızlığın  tek sorumlusu ne dün, ne  bugün  genel  başkanlar  olmamıştır. Yarında  olmayacaktır.  
O zaman CHP 70 yıldır neden seçim  kazanamıyor? İktidar  olamıyor?
Güneş, toprak, hava,  su yaşam , doğa, tüm  canlılar  ne kadar  gerçek ve somutsa, CHP’nin 70 yıl boyunca neden  iktidar  olamadığı sorusunun  cevabı da  en  az  bu yazılanlar kadar  gerçek  ve  somuttur. 
Demokrasiyi kurduğunu,  savunduğunu, koruduğunu söyleyen CHP kendi içinde  hiçbir  zaman  demokrasi uygulanmamıştır. Uygulamak  istememiştir. 
CHP genel  başkanlarının, CHP  karar mekanizmalarına  seçilenlerin ve seçilmek  isteyenlerin gündeme getirmeye, konuşmaya,  tartışmaya korktukları, çekindikleri  tek  gerçek  işte budur. 
CHP genel  başkanları ve  karar  mekanizmalarına  seçilenler, ve  seçilmek isteyenler, demokrasiyi gerçek  anlamda  koruyor  ve  savunuyor  olsalardı, 
“Genel Başkan, partiyi bağlayıcı demeçler vermeye ve bildiriler yayımlamaya yetkilidir.”  
“Parti Meclisi üyeleri ile milletvekillerine sıra gözetilmeksizin öncelikle söz verilir.”
“Parti Meclisi üyeleri ile milletvekillerine süre sınırlaması uygulanmaz.” Maddelerini partinin  tüzüğüne  ve  yönetmeliğine asla yazmazlardı.  Yazamazlardı. Kabul  edemezlerdi. İçlerine  sindiremezlerdi. Beyaz  bir  sayfanın  yüzünde  kara  bir  leke  gibi  durduğunu  hemen  fark eder gereğini  yaparlardı. Sadece  bu  iki  maddenin,  demokrasiyi  parti içinde uygulama  şansını  tamamen  ortadan  kaldırdığını  anlarlardı. 
Başarısız  olduğu  için tek suçlu, tek sorumlu   olarak  genel  başkanı  görenlerin ve  gösterenlerin,  demokrasiyi tümüyle ortadan kaldıran, işlemez  hale  getiren  bu  iki  maddeyi hiçbir  zaman  neden gündeme getirmiyorlar? Neden konuşmuyorlar? Neden tartışmıyorlar? NEDEN? NEDEN? NEDEN? 



8/15/14

CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT ÜYESİYİM. SORMAYA, SORGULAMAYA, ÖNERMEYE, ELEŞTİRMEYE, BİLGİ EDİNMEYE HAKKIM OLDUĞUNA İNANIYORUM. NEDEN Mİ?

CHP  BURSA  YILDIRIM İLÇE  ÖRGÜT ÜYESİYİM. SORMAYA, SORGULAMAYA, ÖNERMEYE, ELEŞTİRMEYE, BİLGİ  EDİNMEYE  HAKKIM  OLDUĞUNA  İNANIYORUM. NEDEN Mİ?


2010 nisan  ayı tarihinden  beri, üyelik  görevlerini, sorumluluklarını eksiksiz  olarak yerine  getiren örgün en aktif, en çalışkan ve  en çok tanınan  üyelerinden  biri olduğumu, bir önceki  ve şimdiki il ilçe  başkanlarımızın ve tüm örgüt üyelerimizin  huzurunda  başım ve yüzüm ak olarak  söylerim.  Belgelerle, canlı şahitlerle   kanıtlarım.

2010 nisan  ayı tarihinden  beri partim, il ve ilçe örgütüm  hakkında düşüncelerimi (resimlerimi)  sosyal  medyada, (facebook ta) kesintisiz  ve  herkese açık  olarak  yazıp  ve paylaştığımı sayfamda azıcık  gezinirseniz  çok  net  olarak  anlar  ve  görürsünüz.

2010 nisan  ayı tarihinden  beri, büyük  bir  iddia  ile  söylüyorum ilçe  örgütümüz  binasına en sık uğrayan, çalışmaları en çok yakından  takip  eden, soran, sorgulayan, araştıran,  öneren, eleştiren,  üyelerden  biriyim.

Sosyal  paylaşım  sayfalarında  paylaştığım yazılarımdan  dolayı bir önceki  İl  Başkanımız Sayın  Gürhan Akdoğan  il başkanlığımıza  Partimizin sorunlarıyla ilgili yazdığım 29.5.2010 tarihli dilekçeme  yanıt  vermiştir.tanımak  ve  tanışmak için ( ilçe örgütümüzden  sorumlu  başkan  yardımcısı aracılığı ile)  makamına  davet  etmiştir.

Şimdiki il başkanımız Sayın  Metin Çelik  ilçe örgütümüzün  düzenlediği  danışma  kurulu toplantısında üyelerin huzurunda   yazılarımı  beğeni  ile  okuduğunu  yüksek sesle  ifade  etmiştir.

Bir önceki ilçe  başkanımız Sayın  Ali  Togan  birden  çok  yazılarımın  yerel  basında yayınlandığına şahit olmuş  ve  bağlantı  adresini  verdiğim  (http://www.bursahaber.com/%E2%80%98yalniz-chpli-zulfikar-balin-ruyasi-makale,2695.html )  yazımdan  dolayı  beni  uyarmış, ikaz etmiş  hatta  disiplin  kuruluna  verilebileceğimi söylemiştir.

Şimdiki  ilçe  Başkanımız  Sayın  Güner  Aklan  başkan  olmadan  önce  yazılarımı beğendiğini sayfasında  yazmamı önermiştir. Bir çok yazımı  beğenmiştir. Ama  ilçe  başkanı  olduktan  sonra ilçemiz  başkanlık  sayfasında  yazıları  2 yıl  boyunca  yasaklamıştır. Yasak  devam  etmektedir.

Bursa  Milletvekilimiz Sayın  Aykan Erdemir 17.09.2011  tarihli  örgüt toplantılarının  yapılmasıyla  ilgili  yazıma  yanıt  yazılı  cevap  vermiştir. http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/bursa-millet-vekilimiz-aykan-erdemir-in.html

CHP  BURSA  YILDIRIM İLÇE  ÖRGÜT ÜYESİYİM bu  üyelik  kimliği bilinciyle  bilgi  edinmek  amacıyla  4  yıl boyunca   il ve  ilçe  örgüt  başkan ve yöneticilerimize yazılı  ve  sözlü olarak  defalarca  sormama  rağmen  aşağıdaki   soruların  hiç birine  bugüne  kadar  hiçbir  yanıt  alamadım. Alamıyorum.

İl ve ilçe  danışma  toplantıları  her  3  ayda  bir  neden  yapılmıyor?
Yapılan  örgüt  toplantılarında  toplantı  tutanakları  üyelere  neden  açıklanmıyor?
İl ve ilçe  yönetim  kurulları  her  iki  ayda  bir  neden genişletilmiş  olarak  toplanmıyor?
İl ve ilçe  örgütleri  neden  kısa  orta uzun  vadeli  çalışma  plan  ve programı yapmıyor?
İl  ve ilçe   örgütlerimizde örgütlenme  ağı neden  kurulmuyor? Neden kurumsallaşmıyor? Neden  aktif hale  gelmiyor?

 http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/chp-bursa-il-orgut-baskanligimiza-2010.html İl başkanımızın  ve  ilçe  belediye başkanımızın  dilekçeme  verdikleri  yazılı  cevap


BURSA MİLLET VEKİLİMİZ AYKAN ERDEMİR 'İN YAZILI ÖNERİME CEVABI

CHP’Lİ, İL İLÇE BAŞKANLARIM. BİZ ÜYELER ARABA İSEK, SİZ ŞOFÖRSÜNÜZ

Mevcut tüzüğümüze çok büyük yetkileriniz ve sorumluluklarınız var. Tarihi bir süreçte çok önemli görev yapıyorsunuz. Böylesine tarihi önemi olan bir süreçte sizler Direksiyon başına geçmezsiniz, yakıtını koymazsanız, kontak anahtarını çevirip arabayı çalıştırmazsanız, arabanın kendiliğinden çalışmayacağını çok iyi biliyorsunuz. ARTIK DAHA FAZLA BEKLEMEYİN BEKLETMEYİN HEMEN DİREKSİYON BAŞINA GEÇİN Arabayı çalıştırıp hareket ettirin. Aksi takdirde yarın her bu arabayı çalıştırma şansınız olmaya bilir.

Sadece basın toplantılarıyla, Atatürk, devrim, devrimci, emperyalizm, kapitalizm eşitlik, adalet, dayanışma söylemleriyle yetinmeyin örgütün içine karışın, örgütü harekete geçirin. Hiç gecikmeden örgüt toplantıları düzenleyin. (Tüzük Mad. 57 i hatırlayın) Örgütü harekete geçirin.

 Her konuda örgüt üyelerini bilgilendirin, onları konuşturun, onların önerilerini eleştirilerini alın. Onları bir birleriyle kendinizle tanıştırın kaynaştırın, onların içinde olun. Onlara Güven aşılayın, güvenlerini alın. Onların desteğini yardımını alın.

Dayanışma, yardımlaşma birlik beraberlik böyle olur. Bunları yapmaktan korkmayın ürkmeyin çekinmeyin. Onlar CHP’nin gerçek sahipleridir. CHP Yi emekleriyle oylarıyla inançlarıyla, yaşatan üyelerimiz ve halkımızdır.

ÖNCELİKLE ÜYELERİMİZİ, HALKIMIZI PARTİMİZİ VAR ETMEK İÇİN ÇALIŞMAZSANIZ SİZ ASLA VAR OLAMAZSINIZ. Ve çok daha önemlisi tarihi sorumluluktan kurtulamazsınız.

NOT: Sayın vekilim bu konuda yardımınızı ilginizi ve desteğinizi bekliyoruz.17 Eylül 2011 09:18

Sevgili Zülfikar Bey,
CHP'de tüm örgütü düzenli olarak bir araya getirecek il ve ilçe danışma kurulu toplantıları yapılması dileğimi geçtiğimiz hafta ilde gerçekleştirilen eşgüdüm toplantısında dile getirdim. Tüm milletvekilleri ve il yönetimi ile her ay bir ilçemizde toplanma dileğimi de belirttim. Önümüzdeki süreçte Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun da talepleri doğrultusunda CHP'yi daha geniş kesimlere açma ve katılımcı yönetimi sağlamak için elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz. Hoşçakalın, 17 Eylül 2011 09:18

8/14/14

2010 YILINDA CHP YAŞANAN SORUN VE ÇÖZÜMLER HAKKINDA YAZDIĞIM İLK DİLEKÇEM VE ALDIĞIM İLK YANITLAR

  CHP BURSA İL BAŞKANLIĞINA                                

Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle CHP oylarında çok hızlı ve tahminlerin ötesinde bir artış olduğunu anketler göstermektedir.

Açıkça görülmektedir ki il ve ilçe yönetimleri Ülke genelinde esen bu rüzgârın çok gerisinde kalmıştır. İlçe yönetim kurulları toplantıları dışında hiçbir faaliyetleri yok gibidir. Mahalle temsilcileri yok, iş yeri temsilcileri yok,  örgütlenme, eğitim vb. gibi çalışma grupları yok. Kadın ve gençlik kollarının adı var ama kendileri yok. İl ve ilçe örgütlerinde halkını bilgilendirecek, yönlendirecek örgütleyecek faaliyet yok. Böylesi bir dönemde bunların hayata geçirilmesi için hiç bir çalışma yok.

CHP bursa il başkanlığı ilçe başkanlarıyla toplantı yapmalıdır.

Çok gecikmeden derhal ve sürat le örgütlenme çalışması başlatılması için kararlar alınmalı ve uygulamaya konulmalıdır.

Gerekli olan ve zorunlu çalışma grupları en kısa sürede oluşturulmalıdır.

Bursa genelinde,  kahvehanelerde, evlerde, iş yerlerinde toplantılar düzenlenmeli gelişmeler anlatılmalı üye yapılmalı duyarlı istekli arzulu olan herkese çalışma guruplarında görev verilmelidir.

CHP bursa örgütünün bunu yapacak altyapısı potansiyeli, insan gücü bilgi birikimi ve çok deneyimli üyeleri vardır. Önemli olan bunu harekete geçirmektir.

Bu da il ve ilçe başkan ve yönetimlerinin görev yetki ve sorumluluk alanları içindedir. 29.05.2010

-----------------------------------------------------------------------------------------------------

İl başkanımız  dilekçeme  aynen şu  yanıtı  vermişti.

 İLETİNİZ VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEPSİ DİKKATE ALINACAKTIR GÜRHAN AKDOĞAN CHP İL BAŞKANI 30.05.2010

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

CHP Bursa Nilüfer İlçe Belediye  başkanımız Sayın Mustafa Bozbey de  aynı dilekçeme şu yanıtı  vermişti

Sayın Zülfikar Bal, duygularınıza, düşüncelerinize ve önerilerinize teşekkür ederim. Çok yakında CHP İlce ve Il örgütü geleceğe yönelik programla ilgili toplantı yapacaktır. Sızın önerinizi İl ve İlce örgütlerine aktaracağım. Selam ve saygılarımla. Mustafa  Bozbey

---------------------------------------------------------------------------------------------------------
.
Zülfikar Bal 29 Mayıs 2010, 11.24 ( Belediye  başkanımıza 2. yazım)
Sayın Mustafa Bey. Önerimi okuduğunuz için, yanıt verdiğiniz için gerçekten çok memnun oldum. Ama beni hoş görün lütfen bunu yazan doğrudan yazan siz misiniz? yoksa sizin adınıza görevlendirildiğiniz başka birimi?

Size bir önerim daha var halktan yoğun bir üye olma talebi var. il ve ilçe örgütleri belli aralıklarla basın huzurunda toplu üye kayıtları başlatacağını duyurursa ve böyle bir program hazırlanırsa sanırım çok yararlı olacaktır. Diye düşünüyorum.

Bu rüzgar çok ender yakalanıyor ve esiyor. Ne olur rüzgarın arkasından gitmeyelim. Rüzgarı karşımıza değil arkamıza alalım. Kaybetme lüksümüz yok.  kaybedersek tekrar kazanma şansımız yok. Bu konuda il ilçe örgütlerini gerçekten etkisiz buluyorum. Harekete geçmek için neyi bekliyorlar ki.

Saygılarımla başarılarınızın devamını diliyorum. Düzenleyeceğiniz toplantıya dinleyici olarak katılma şansım olabilir mi? o gün sizin misafiriniz olabilir miyim? Bu konuda yardımcı olur musunuz?

--------------------------------------------------------------------------------------------------

Mustafa Bozbey 29 Mayıs 2010, 11.48 ( Belediye  Başkanımızın cevabı)
Sayın Zülfikar Bal, gerçekten yüreğinize sağlık. Bana gelen tüm mesajlara ben yanıt varıyorum. Bizim anlayışımız bu. Su an Nilüfer ilce başkanımızla beraberiz. Nilüfer ilce örgütü 12 Haziran Saat 13.00 te Ata evler 2000 düğün salonunda üye katılım töreni olacak, sızı de bekliyoruz. Sızın Nilüfer de tanıdıklarınız varsa ve üye olmak istiyorlarsa İlçe Başkanımız Metin Çelik ile iletişime gecebilırler. Selam ve saygılarımla...

CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT BAŞKANIMIZ SAYIN GÜNE AKLAN’A AÇIK MEKTUP

CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT BAŞKANIMIZ SAYIN GÜNE  AKLAN’A AÇIK  MEKTUP

Sayın ilçe Başkanım Güner Aklan  Bey

2005 yılında  CHP Bursa Yıldırım  ilçe başkanlığına aday olduğunuzu, Sayın Nihat  ilk örücü  karşısında yarışı  kaybettiğinizi sizden  öğrenmiştim.

2012 yılının ilk yarısında  yapılacak olan ilçemiz başkanlığına  2. Kez aday olmaya  karar  verdiniz. çalışmalara başladınız.  Çalışmalarınızın her aşamasını çok  yakından  takip  ettiğimi  Biliyorsunuz.
 
Sosyal medyada facebook   sitesinde “SERBEST KÜRSÜ” adıyla açtığınız  sayfada kendinizi, tanıtmaya  ve  sesinizi duyurmaya  başladınız. Yazılarımı  beğendiğinizi, sayfanızda da yayınlamamı  önermeniz üzerine uzun bir  süre sayfanızda yazmıştım.  Ama  sizi şahsen tanımıyordum. Başkan adayı olmadan önce  ilçe örgüt  çalışmalarında,   göremiyordum. Çünkü 8 yıl önce  yıldırım ilçeden,  nilüfer ilçesine  taşındığınızı sizden  öğrenmiştim.

2011 yılı ortalarında ilçemiz  başkanlığına ikinci kez aday olmak için çekirdek  kadrosu 5 kişiden oluşan “CHP YILDIRIM İLÇE BİRLİK GRUB” nu kurdunuz. (Grup üyeleri Güner Aklan, Erkan Ateş, Hasan Hayırlı,Semih Özer ve Hüseyin  Ertaş’tı) http://www.olay.com.tr/m/makale/yusuf-kayisoglu/boyle-bir-toplanti-olmamistir.html

il ve ilçe yönetimlerinin  bilgisi ve onayı dışında,telefonla mesajla ulaşabildiğiniz ilçemiz üyeleriyle  salonlarında ve  kahvehanelerde (delege seçimleri konusunda) bilgilendirme  toplantıları   yapmaya başladınız. Asıl  amaç  üyeleri  bilgilendirmekten ziyade  kendinizi (grubunuzun üyelerini) ilçe üyelerimize  tanıtmak, anlatmak ve  seçime  hazırlamak olduğunu sizde bizde, hepimizde  çok iyi biliyorduk. Kurduğunuz grubun ve  yaptığınız  çalışmaların,  grup toplantılarının anti demokratik olduğunu katıldığım her toplantıda yüksek sesle ifade  ettiğimi  biliyordunuz.

İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİNİN  BİLGİSİ VE  ONAYI DIŞINDA  NEDEN  GRUP  TOPLANTILARI  YAPMA  İHTİYACI  DUYDUNUZ?

Çünkü il,İlçe ilçe başkan  ve  yönetim  kurulu  üyeleri, tüzüğün açık  hükümlerine, yazılı ve sözlü uyarı  ikaz  ve  eleştirilerimize  rağmen,  en geç 2 ve 3 ayda bir düzenli örgüt  toplantıları yapmıyorlardı. Yapsalar  bile  toplantı kurallarına  hiç uymuyorlardı. Kendilerine  rakip olanları, eleştirenleri,  toplantılarda hiç konuşturmuyorlardı. Toplantı tutanakları tutmuyorlardı.


Kısacası  Partinin üst organlarına  aday olmak, seçilmek isteyen hiçbir üyenin, özgür iradenin  kendilerini delegelere, üyelere   tanıtma, düşünce, öner  ve  eleştirilerini  açıklama,  anlatma  şansları  hiç  yoktu. Bu uygulama  cumhuriyet halk partisi örgütlerinde iyileşmez    kronik hastalık haline  gelmişti 

Seçilmek isteyenlerin tek şanları  vardı,  grup kurmak, güç birliği oluşturmak zorundaydılar. Sizde bu hastalıklı  antidemokratik  yolu ve yöntemi seçtiniz.    kiraladığınız  salon  ve  kahvehanelerde grup toplantılarına  çalışmalara başladınız.   

Sayın ilçe Başkanım Güner Aklan  Bey  

Eski  yönetim  çok yıprandığı için,  çalışamaz hale  geldiği için, aralarında  birlik bütünlük  iletişim  yok denecek  kadar zayıftı.  bu durumu genel sekreterimizin ziyaretinde  itiraf etmişlerini bizzat  genel  sekreterimizin  ağzından  duymuştum   ilçemiz üyelerinden  güçlü başkan  adaylar çıkmadığı  için,  ilçe başkanlık  seçimini, çok  zorlanmadan, kısa ama etkili bir grup çalışmasıyla kazandınız.

Ama süreç içinde birlikte yola çıktığınız  çekirdek  grup üyeleriyle, yollarınızı  ayırmak  zorunda  kaldınız. Daha da önemlisi örgüt çalışmalarında demokratik mekanizmalar işletilmediği için 2 yıl sonunda başkanlığını  yaptınız  yönetim kurulu  (tıpkı bir önceki yönetimde  olduğu  gibi) çok yıprandı. Çok önemli  yaralar aldı.

Örneğin 2 yıl sonunda yönetim  kurlu üyeliklerinden  6 üye, yönetim kurulu yedek  üyelerinin  tamamı ilçe  sekreteri  ve ilçe  saymanı  da  görevlerinden topluca  istifa  ettiler. Hangi  gerekçeler istifa ettiklerini bugüne  kadar örgüt üyelerine  açıklamadınız.

Tıpkı  bir  önceki  yönetim gibi  (tüzük hükmüne, kesintisiz yazılı  sözlü uyarılara rağmen) en  geç  2 ve  3  ayda  bir düzenli ve zamanında örgüt toplantıları  yapmadınız.  Yaptığınız  toplantılarda  toplantı  tutanakları  düzenlemediniz.

Parti içi  seçimlere  çok  az  kaldı. Örgüt  toplantısı  yapmadığınız  için,  seçilmek, kendilerini ifade  etmek  tanıtmak  isteyenler  tıpkı  sizin    gittiğiniz yoldan  gidenler  olduğun fısıltı  gazetesinden haberini   alıyorum.

İlçe  örgütümüzde uygulanan bu yöntemi, demokratik  buluyor musunuz? Doğru  buluyor musunuz? İlçe yönetiminin  bilgisi ve onayı  dışında   grup  toplantısı  yaptığınız  için,  sizinde  içinde olduğunuz  5  grup arkadaşınız  ilçe  yönetimi tarafından  disiplin kuruluna  verilmişti.

İlçe  başkanlığımızın  bilgisi ve  onayı  dışında  yapılan  grup  toplantılarını  meşru  buluyor musunuz?   En  azından  bundan  sonraki  süreçte  gruplaşmaları  ve  grup  toplantılarını  önlemek  adına tüzük  hükmü  gereğince   örgüt toplantılarını düzenli  olarak  zamanında  yapmayı  düşünüyor musunuz?

İlçe başkanlığımıza ait  facebook sayfasını  2 yıldır  yazılarıma  ve paylaşımıma  yasakladığınız  için  bu mektubumu  şahsi  sayfamda (facebook)  ve  il  örgütümüz (facebook)  sayfasında  yayınlıyorum.  sayfa  üyeleri  huzurunda  bilginize sunuyorum.14.08.2014



8/12/14

CHP DE GRUPÇULUK NEDİR? CHP’Yİ VE DEMOKRASİYİ ARKADAN HANÇERLEMEKTİR

CHP DE GRUPÇULUK  NEDİR? CHP’Yİ VE DEMOKRASİYİ  ARKADAN  HANÇERLEMEKTİR

CHP’de grupçuluğu  öğrendiğim,  anladığım  kadarıyla  kendi üslubumla  ifade  etmek ve anlatmak  istiyorum.

CHP’DE GRUPÇULUĞU YARATAN, BESLEYEN  BÜYÜTEN NEDİR?

Cevap 1- CHP tüzüğünün 26.maddesine  göre örgütlenme ağını kurmamaktır. Kurumsallaştırmamaktır.

Cevap 2- CHP tüzüğünün 29. Ve 57. Maddesine göre örgüt toplantılarını   en geç 2 ve 3 ayda bir düzenli olarak zamanında  yapmamaktır.

Cevap 3- Yapılan  örgüt toplantılarında, toplantı  kurallarına  ve disiplinine uyulmamasıdır. Örgüt toplantılarında danışma toplantısı yönetmeliğinin 10. Maddesine göre Milletvekillerine (protokole) öncelikli ve süresiz söz hakkı  verilmesidir. (böylece örgüt üyelerinin, delegelerin  konuşma  haklarının  ellerinden  alınmasıdır.)

Cevap 4- Çalışma plan  ve programının hazırlanmaması dar  kadro ile günü birlik  çalışma  yapılmasıdır.

Örgütlenme ağı kurulup, kurumsallaşmayınca, örgüt toplantıları  yapılmayınca, toplantı kurallarına ve disiplinine uyulmayınca, katılımcıların  bazılarına öncelikli ve süresiz söz hakkı   verilince,  ayrımcılık ve  ayrıcalık  yapılınca, çalışma plan  ve programı  hazırlanıp  açıklanmayınca, CHP üyesinin ağzı bantlanmış, gırtlağı sıkılmış oluyor.

Ağzı bantlanan, gırtlağı sıkılan,  nefes  alamayan  CHP üyesi çaresiz kalıyor.  seçilmek için, kendini ifade  etmek için yönetimlerden gizli olarak, grup kuruyor. Kapalı  kapılar ardında gizli, saklı grup toplantıları yapıyor. Gruplar kendi masraflarını  kendilerini karşılıyor. Parası çok olan  doğrudan  yada  dolaylı yoldan grubun  ön sıralarında oluyor. genellikle  grup  başkanı  oluyor.

Anti demokratik yollardan  kurulan  irili ufaklı, güçlü zayıf gruplar bir birlerinden ayrışıyorlar, ayrışan gruplar, bir birleriyle  yarışıyorlar.  En güçlü olanı  yönetime kafa  tutmaya   meydan  okumaya  başlıyor. Seçim  yaklaşıyor  gruplar arasında pazarlıklar, kulisler   başlıyor. Adaylar, ekipler   ortaya  çıkıyor.  Blok listeler hazırlanıyor. Seçimi kazanan kaleyi ele  geçiriyor.  Koltuğa  oturuyor. Seçimi  kaybeden  ortalıktan  çekiliyor.  Meydanı  boş  bırakıyor.  Kesintisiz  muhalefet  görevini  yapmıyor. Yapamıyor. Pusuya  yatıp  bekliyor.

 Kazanın, koltuğa oturanın iyice yıprandığı zayıfladığı  bir  anda  ortaya  çıkıyor. Yönetenlere  ya istifa diyor yada  genel  kurulu çağır  diye  adeta  emrediyor.  Düşman  kapmalar  böyle  yaratılıyor. Bu anlayış  bu zihniyet bu uygulama  CHP’de  hiç  değişmiyor.

Aslında ağzı bantlanan, boğazı sıkılan, arkadan  hançerlenen  demokrasinin ta kendisi  oluyor.   Gruplarla, yönetimlerle  savaşma  gücü olmayan   özgür  irade  CHP üyesi  tribünlere  çekiliyor.   Yönetimleri, grupları, kutupları tribünlerden izlemek zorunda  kalıyor. Ve  ne yazık ki kendilerinden  başka  hiç kimseyi düşünmeyen maskeli yüzler  CHP’nin güçlenmesine  iktidar olmasına  izin  vermiyorlar.  Ama  demokrasi  nutuklarını da  hiç dillerinden  düşürmüyorlar. Bu sistemin köküne  kezzap  suyu döküp  yok  etmedikçe, kökünü kurutmadıkça CHP iflah  olmaz. tribünlerde izleyenler  sahneye  inmez inemez.13.08.2014

http://www.chp.org.tr/?page_id=657 Tüzüğün  bağlantı  adresi


8/11/14

ASIL YANLIŞIN KAYNAĞINI GİZLEMEK İÇİN ALDIĞI KARARLARDAN DOLAYI KEMAL KILIÇDAR OĞLU İSTİFA ETSİN DİYENLER, HAKSIZLIK EDİYORLAR. YANLIŞ YAPIYORLAR. NEDEN Mİ?


Genel başkanımız  Sayın  Kemal  Kılıçdaroğlu  Cumhur  başkanı adaylığı  konusunda  diyor ki, risk üstlendiğim doğru mu? Doğru. Ben  bir  liderim. Parti  yönetiyorum. Eğer bir  lider  risk üstlenmezse sorun var  demektir. (Demokratik mi?)

Genel başkanımız  Sayın  Kemal  Kılıçdaroğlu  MHP’nin eleştirilmemesi  konusunda diyor ki, 'Ben tüm parti teşkilatımıza bir talimat verdim. MHP kesinlikle eleştirilmeyecek. AKP hariç hiçbir parti eleştirilmeyecek (Demokratik mi?)

Genel başkanımız  Sayın  Kemal  Kılıçdaroğlu  seçim sonuçları  açıklandıktan  sonra diyor ki, bugün olsa yine  Ekmel  bey  derdim. (Demokratik mi?)

Parti içi muhalefet  Genel  başkana  diyor ki, parti içi demokrasiyi  işletmedin.  Cumhur başkanlığı seçiminde  başarısız oldun. Ya istifa  et.  Yada  kurultayı  topla. (Demokratik mi?)

Genel  başkan  Sayın  Kemal Kılıçdaroğlu istifa et, kurultayı topla diyenlere  diyor ki, ortada istifa edecek kurultayı toplayacak  bir durum  yok. kurultayın toplanması  için  yeterli  imzayı bulursanız  neden olmasın. (Demokratik mi?)

Bunlar  tartışılırken  ne  genel  başkan, nede genel  başkana muhalefet  edenler somut bir gerçeği    hiç dillendirmek, hiç gündeme  getirmek  istemiyorlar. (Demokratik mi?)

Somut  gerçek CHP tüzüğünde  yazılı olan 36. Maddedir: “Genel Başkan, partiyi bağlayıcı demeçler vermeye ve bildiriler yayımlamaya yetkilidir. Genel Başkan bu yetkisini görevlendireceği kimselere de kullandırabilir.” (Demokratik mi?)

Genel  başkanımız Sayın  Kemal  Kılıçdaroğlu  Sayın  deniz  Baykal’ın  genel  başkanlık  zamanında yazılmış olan  tüzük  maddesinin kendisine  vermiş  olduğu  yetkiyi kullanmıştır. (Demokratik mi?)

Demokrasiyi kökten yok eden  bu madde CHP genel başkanına, tıpkı  kral,  padişah  gibi yetki vermiştir.

Demokrasiyi savunuyorsanız  bu maddenin  tüzükte  ne işi vardır?  Yüzünüzdeki ve  sözünüzdeki demokrasi maskesini indirin önce bu soruya  cevap verin.