Bu Blogda Ara
8/28/14
CHP OLARAK, CHP’Lİ YÖNETİCİLER OLARAK, CHP LİLER OLARAK İŞİMİZ O KADAR ZOR Kİ. NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ, ÇOK ACİL İŞLERİ YAPMAKTAN, ÇOK ÖNEMLİ İŞLERİ YAPMAYA HİÇ ZAMAN AYIRAMIYORUZ. KAYBEDİYORUZ.
AKP iktidara geldi geleli, AKP’nin, AKP hükumetinin yaptıklarını yapacaklarını, seçimleri, kurultayları savaşları, krizleri, yolsuzlukları, zamları konuşmaktan tartışmaktan kendi iç sorunlarımızı, çözümlerimizi, başarılarımızı, başarısızlıklarımızı konuşmaya tartışmaya hiç ama hiç zaman ayıramıyoruz.
AKP’nin ve AKP hükumetinin yaptıkları, yapacaklarıma, anti demokratik uygulamalara karşı neler yapmalıyız? Nasıl önlemler almalıyız? Zaman ayırıp konuşamıyoruz tartışamıyoruz.
Seçimleri kazanmak için, örgütlenme ağını en sağlıklı şekilde nasıl kurmalıyız? Seçimlere en iyi şekilde hazırlanmak için neler yapmalıyız? Zaman ayırıp konuşamıyoruz tartışamıyoruz.
Kurultayları mızı, örgüt toplantılarımızı, en iyi, en sağlıklı, en üretken, en verimli şekilde gerçekleştirmek için, başarı ve başarısızlıklarımızı enine boyuna konuşup tartışmak için hangi önlemleri almalıyız? Zaman ayırıp konuşamıyoruz tartışamıyoruz.
Zaman darlığından, zaman azlığından yüzünden, (yakın zamanda yapılacak seçimlere çok az zaman kalacağı için, AKP nin belirlediği gündemleri konuşmaya tartışmaya çok az zaman kalacağı için mecburiyetten, kurultayı 15 güne sıkıştırmak zorunda kalıyoruz.
Kısacası kendi iç sorunlarımızı, çözümlerimizi , başarılarımızı, başarısızlıklarımızı konuşmaya tartışmaya hiç ama hiç zaman ayıramıyoruz.
Çok acil işleri yapmaktan çok önemli işleri yapmaya hiç zaman ayıramıyoruz. Zaman bulup da bu gerçeği halkımıza üyelerimize anlatamıyoruz. Bu yüzden bir türlü iktidar kapısını aralayamıyoruz.
AMA UMUDUM YİTİRMİŞ DEĞİLİM. BU GERÇEĞİ ANLAYACAK LİDERİMİZ, YÖNETİCİLERİMİZ 5-6 EYLÜL 2014 TARİHİNDE YAPILACAK KURULTAYDA SEÇİLECEĞİNİ UMUT EDİYORUM
ÇOK ÖNEMLİ İŞLER NELER? BİRKAÇ ÖRNEK: Plan, program yamak, Toplantı kurallarına uymak, Örgütlenme ağını kurmak, Örgütlenme ağını kurmak İlkeli kurallı çalışmak vb. gibi
ÇOK ACİL OLAN İŞLER NELER? BİRKAÇ ÖRNEK: Ziyaretler, görüşmeler yapmak, Telefonlara bakmak, Kutlamalara, anmalara, törenlere katılmak, Açılışlara, toplantılara katılmak, Basın toplantıları yapmak, Organizasyonlara katılmak vb. gibi
Çok önemli işleri yapmak isteyenler. CHP’de çok sevilmezler. Önemli görevlere gelmeleri seçilmeleri çok zordur.
Çok acil işleri yapmak isteyenler CHP’de çok sevilirler. Önemli görevlere gelmeleri çok kolaydır. Aradaki fark nedir?
Çok önemli işlere çok zaman ayırmak CHP’yi var eder. Çok acil işlere çok zaman ayırmak insanları var eder. 29.08.2014
8/26/14
CHP BURSA İL DANIŞMA KURULU TOPLANTILARININ ZAMANINDA VE SÜRESİ İÇİNDE NEDEN YAPILMADIĞI HAKKINDA
CHP Tüzüğün 57/B maddesi “MYK’ın bilgisi içinde en geç 3 ayda bir olmak üzere, il danışma kurulu düzenlenir.” Diyor.
1-CHP Bursa İl örgüt başkanlarımız, 2010 Nisan - 2014 Ağustos tarihleri arasında il danışma kurulunu 17 defa toplantıya çağırmaları gerekirken, ( 4 yıl 3 ay içinde, toplam 51 ayda) sadece 2 defa toplantıya çağırmışlardır.
1-) 3.3.2013 tarihinde Merinos Atatürk Kültür Merkezi
2-) 23.10.2010 tarihinde Almira Oteli,
İl ve ilçe danışma kurullarının tüzük hükmü gereğince her 3 ayda bir neden düzenlenmediği, düzenlenen tüm örgüt toplantılarda, toplantı tutanaklarının (2. Danışma kurulu toplantısı örneğinde olduğu gibi) Örgüt üyelerinin bilgisine neden sunulmadığı konusunda, il örgütümüzün üyesi olarak öğrenmek ve bilgi edinmek istiyorum. İl örgüt başkanlığımızın gerekli olan yazılı bilgiyi vereceğini umut ediyorum.
1- http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/chp-bursa-il-orgut-danisma-kurulu.html BURSA DANIŞMA KURULU TOPLANTISI MERİNOS KÜLTÜR MERKEZİ 3.3.2013 TIKLARMISINIZ?
2- http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/chp-bursa-il-danisma-kurulu-toplanti.html BURSA DANIŞMA KURULU TOPLANTI TUTANAĞI ALMİRA OTELİ 23.10.2010 TIKLARMISINIZ?
3- https://www.facebook.com/notes/z%C3%BClfikar-bal/bursa-il-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC-dani%C5%9Fma-meclisi-toplantisi-hk-ki%C5%9Fisel-raporum/106538199412687 ALMİRA OTELİNDE DÜZENLENEN İLİMİZ DANIŞMA KURULUNU BAŞINDAN SONUNA KADAR İZLEMİŞ VE KİŞİSEL RAPORUMU YAZMIŞTIM. TIKLARMIINIZ?
4- https://www.facebook.com/notes/z%C3%BClfikar-bal/chp-bursa-il-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC-dani%C5%9Fma-kurulu-toplantisi-332013/462676197132217 3.3.2013 TARİHİNDE MERİNOS KÜLTÜR MERKEZİNDE DÜZENLENEN İLİMİZ DANIŞMA KURULUNU BAŞINDAN SONUNA KADAR İZLEMİŞ KİŞİSEL RAPORUMU YAZMIŞTIM. TIKLARMISINIZ?
Bir üst organ olan, İl Başkanlığımız Danışma Kurul Toplantılarını düzenli ve zamanında yapmadığı için, aynı soruyu ilçe başkanımıza soramıyorum. Sorsam da yanıt alamıyorum.
ÇOK ÖNEMLİ NOT
Merinos Kültür Merkezinde Yapılan Danışma Kurulu Toplantısında not tuttuğum için yazıyorum.
Danışma toplantısı toplam olarak 225 dakika sürmüştü.
Protokolün, (milletvekillerimizin) toplam konuşma süresi 175 dakika tutmuştu.
Divan heyeti yerini aldıktan sonra
Danışma kurulu üyelerinin toplam konuşma süresi 80 dakika tutmuştu.
Ne yazık ki her seferinde öncelikli ve süresiz konuşma hakkı olanlardan örgüt üyeleri ve delegelerin konuşmasına zaman kalmıyor. Çok az zaman diliminde Bir kaç üye konuşursa kendini çok şanslı görüyor. demokrasi toplantılarda yok oluyor. Ama bunu hiçbir il başkanımız, milletvekilimiz görmek anlamak, duymak istemiyor.
CHP BURSA İL ÖRGÜT DANIŞMA KURULU TOPLANTISI 23.10.2010 ALMİRA OTELİ
İL DANIŞMA KURULU TOPLANTISI Toplantı Yeri:………ALMİRA Otel Toplantı Tarihi:…… 23.10.2010 Toplantı Saati: …….13:00 – 18:00 GÜNDEM: 1- Açılış 2- Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 3- İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN’ın Konuşması ve Sunumu 4- Divan Oluşturulması 5- Konuşma yapmak isteyenlerin başvuru sırasına göre isimlerinin listelenmesi 6- Liste sırasına göre konuşmacıların kürsüye davet edilerek görüşlerin alınması 7- Kapanış 8- Toplantı Tutanaklarının Divan Başkanı’na teslim edilmesi. Toplantıya Davet Edilenler : İl Yönetim Kurulu Üyeleri İl Disiplin Kurulu Başkan ve Yönetimi İl Gençlik ve Kadın Kolları Başkanları İlçe Başkanları ile İlçe Sekreterleri ve Sayman Üyeleri İlin Kurultay Temsilcileri İlin Partili Milletvekilleri Eski Parti Meclisi Üyeleri ve Eski Milletvekilleri Partili Belediye Başkanları ile İl Genel Meclisi Üyeleri ve Belde Başkanları İl Çevresindeki Sendikalar, Meslek Kuruluşları ile Tarım Üretim ve Satış Kooperatiflerinin Partili Başkanları Tüzüğe göre ilde kurulan ve sürekli görev yapan komisyonların başkanları TOPLANTI TUTANAĞI : Gündem gereği; 1- Toplantı,İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN’ın kısa açış konuşmasıyla başladı. 2- Saygı Duruşu’nun ardından İstiklal Marşı okundu. 3- Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Gürhan AKDOĞAN, katılımcılara, başta referandum çalışmaları olmak üzere İl ve İlçe örgütlerinin eylemleri hakkında bilgilendirme sunumu yaptı. Basına kapalı olan İl Danışma Kurulu’na bir değerlendirmede bulunan AKDOĞAN 9 Eylül 1923’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyet’inin devamı olarak kurulan partimizin 87. yılını kutluyor ve Kurucu Genel Başkanımız Mustafa Kemal’e şükranlarımızı sunuyorum dedi. Önce işgal edilmiş Anadolu topraklarında cephelerde mücadele eden ,emperyalizme karşı bir kurtuluş mücadelesi örgütleyen bir avuç yurt sever ,daha sonra da yıkılmış bir imparatorluktan genç bir cumhuriyet yeşertmeyi başarmış ,sonrasında da üyesi olmaktan onur duyduğumuz Cumhuriyet Halk Partisini kurmuşlardır! Kuvva-i Milliye ruhumuzu her zaman diri tutarak, devrimcilik anlayışımızla ; kavram kargaşasının yaşandığı günümüz Türkiyesi’nde;hızla erozyona uğrayan değerlerimize sahip çıkmak,emperyalizme….kurulu düzenin yanlışlarına…eşitsizliğe…gericiliğe…sömürüye…imtiyazlara karşı ulusal bir mücadelenin öncüsü olmak boynumuzun borcudur … diye ifade etti “Bursa İl Örgütü olarak gerçekleştirdiğimiz bu toplantımızla, parti içi demokrasi kanallarının açık olduğunu, örgütümüze geçmişte de , bugün de emek veren tüm dava arkadaşlarımız ile katılımcı bir yönetim anlayışı izlediğimizi bir kez daha ortaya koymuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Sn. Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü O Tarihin ender tanıdığı Büyük devrimci Mustafa Kemal sürekli devrimi tarif ederken diyor ki; “DEVRİM, güneş kadar parlak, güneş kadar sıcak ve güneş kadar bizden uzaktır… Yönümü daima o güneşe bakarak belirler ve öylece ilerlerim…ilerlerim; parlaklığı ve sıcaklığı ilerlememe izin verinceye kadar ilerlerim… Tekrar ilerlemeye devam etmek üzere dururum; tekrar o güneşe bakarak yönümü belirlerim…” İşte biz; bu ruhu taşıyan devrimcileriz arkadaşlar. Her engeli aşma kararlılığında olan insanlarız. O kararlılıkla görevimizi yapacağız.Onun bu sözleri mücadelemizde rehber olacaktır Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkeyi kurtaran, ve Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün partisidir. Şüphesiz, Mustafa Kemal'in partisi de tıpkı O'nun gibi devrimcidir. Devrimci kalmalıdır. İşte bu nedenle, devrimcilik süreklidir. Süreklidir, çünkü karşı-devrim de sürekli ve inatçıdır. İşgal altındaki bir coğrafyada,emperyalizmin tüm güçlerini vuruşa vuruşa kovan…dünyada eşi benzeri görülmeyen bir Kurtuluş Savaşı’nın temel unsuru olan Kuva-yi Milliye ruhu tarih sayfalarına adını yazdırmış, bugünkü mücadelemizde bizlere örnek olmuş ,esin kaynağı olmaya da devam etmektedir… CHP, Devrimciliğini parti simgesi olan 6 Ok'ta ilan etmektedir . Altı ok geri kalmış feodal bir din imparatorluğunun çağdaş bir ulus devlete dönüştürülmesinin programıdır Bu ilkelerin yanında diğer taraftan sosyal demokrasinin evrensel değerlerine sahip partimiz Özgürlük, eşitlik, dayanışma ve emeğin üstünlüğü gibi ilkeleri de özümseyerek her zaman değişim ve dönüşümün öncüsü olmuş Demokratikleşmeyi ve Sosyal devlete dönüşümü de gerçekleştirmiştir. Bizler Cumhuriyeti, Demokrasiyi, kendi istedikleri şekle sokmak isteyenler ile Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olanların korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz. Mustafa kemal in Bursa Nutku nu özümseyerek Atatürk ilke ve devrimlerinin bekçisi olmaya devam edeceğiz diyerek konuşmasını tamamladı. Katılımcılar tarafından iletilen sözlü ve yazılı raporları son derece önemsediklerini dile getiren İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN, il örgütünün gelecek süreçte izleyeceği stratejide, bu raporlar ve değerlendirmeler doğrultusunda bir yol haritası oluşturacaklarını belirtti. Konuşmasında Mustafa Kemal’in İlke ve Devrimleri’nin yobazlara ,cemaatlere ve sözde aydın geçinen ikinci cumhuriyetçilere karşı yılmaz bekçileri olduklarını sık sık vurgulayan AKDOĞAN,partisinin en küçük belde örgütünden Genel Merkez’e kadar, birlik ve bütünlük içinde tek yumruk tek yürek olarak, önümüzdeki genel seçimlerde, halkımızın özlemini duyduğu CHP iktidarını gerçekleştirme hedefine doğru koştuğunu ifade etti. 4- Divan Başkanlığı’nı yürütecek olan İl Başkanı Gürhan AKDOĞAN;konuşmasını bitirdikten sonra,divan oluşturulması gerektiğini belirterek, Divan 2.Başkanlığı’na İl Sekreteri Selim LÜMALI ile İl Eğitim Sekreteri Şenay DEMİRAY’ı, Divan Yazmanlığı’na İl Kadın Kolu Başkanı Yüksel ŞEKERCİLER ile İl Gençlik Kolu Başkanı Sezgin TIKIL’ı önerdi. Kabul gören divan üyeleri yerlerini aldılar ve gündemin diğer maddesine geçildi. 5- Konuşma yapmak isteyenlerin başvuru sırasına göre isimleri listelendi. 6- İsimleri alınan 22 katılımcıya sırayla söz verildi ve kürsüye davet edildi. Erhan SEVİMLİ ( Geçmiş Dönemlerde Görev Yapmış İl Başkanı ) : “Partide en yaşlılardan 2. sıradayım.Biz Atatürk döneminde İsmet İnönü’nün son dönemlerinde aktif siyasete başladık,Ecevit’in,Baykal’ın ve Kılıçdaroğlu’nun partisi olduk.Bursa siyasetinde başarılı dönemler yaşadık,Bursa Belediyesi’ni yetmişli yıllarda çok büyük mücadelelerle kazandık.Çok zor dönemlerde siyaset yaptık. Eskiden siyaset namlu’nun ucundaydı.Ülke yeniden zorlu bir döneme giriyor. Tüm birimleri yavaş yavaş tükettiler,sadece CHP kaldı. Birbirimizi hırpalamadan ayakta kalmalıyız. Kılıçdaroğlu büyük bir çıkış yaptı, halktan destek görüyor,halk dokunmak istiyor. Hataları olabilir ama bunlar düzeltilebilir. Kılıçdaroğlu kendi çalışma arkadaşlarını kendisi belirleyebilmelidir. Kurultayın gücü Genel Başkan’da toplanır. Karşı tarafa yem olacak açıklamalardan kaçınılmalıdır. Bir haftadır bunu yaşıyoruz. Dik durarak omuz omuza mücadelemizi devam ettireceğiz. Dünya çok değişti, teknolojinin gelişmesiyle herkes dinleniyor. Halktan destek alarak çalışmalarımızı yürüteceğiz. Cumhuriyeti savunurken yelpazemiz geniş olacak. Dünya’ya egemen olanların çarkını eskiler çok iyi bildiği için, eskilerle de iletişim içinde olalım. Görev alıp çalışmak isteyen, halktan çok insan var, bunlarla birebir siyaset yapmamız gerekiyor. Benim önerim ; ilin kocaman bir haritası olsun. Bütün sandıklar bu haritada gösterilsin, görevlendirmeler dikkatli yapılsın. Düğmeye basıldığında, mahalle mahalle, sokak sokak çalışacaklar ortaya çıksın…” Necati AKGÜN : ( Geçmiş Dönemlerde Görev Yapmış İl Başkanı ) : “ Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Özeleştiri yapacağım, gerçekleri görmeliyiz. Başarısızlıklarımızı da açıkça konuşmalıyız. Ben şahsen sona doğru gidiyorum, yaşlandım, kimseden bir şey beklemiyorum onun için fikirlerimi açıkça belirteceğim. CHP bu devletin kurucusudur. Devrimci, laik bir partidir. Altıok’la yolumuzu çizdik. Örgüt toplantıları eskisi gibi sık yapılmıyor, sadece kongre ve bayramlarda biraraya geliyoruz. Bu toplantıyı yaptığı için İl Yönetimi’ne teşekkür ediyorum. Bugün parti içi demokrasi yok, önseçimsiz seçim var. Bugün sistem, maalesef ilçeden ile kadar, hatta Genel Merkez’e kadar atamayla yürüyor. Oysa örgüt oyuyla gelmeli. Genel Başkan ya da Genel Sekreterin iki dudağı arasında olmamalı. Referandumda; değişecek maddeler anlatılmadı, seçim vaadleri yapıldı, AKP’nin ağzına sakız verdik.. Politikacılar dikkatli konuşmalı, partiyi etkiler, İl Başkanımı “Kurultay yapılmasın” diye imza topladığı için kınıyorum. Kurultaylar yapılmalı, tartışılmalı ve tüzüğe göre olmalıdır. Referandumda İl ve İlçe Başkanlarımız çok çalıştılar ama daha fazla olabilirdi. Bayramlarda sadece İl Başkanı ve Milletvekilleri konuşuyor, Kadın ve Gençlik Kollarına söz hakkı verilmiyor. Onlar partinin temel direkleridir, bunlar kanatlardır. Kanadı olmayan kuş uçamaz. Liderlik direnç ister, fikirler çarpışır, önemli olan bir ideal uğruna birleşmektir. Elimizde tuttuğumuz müspet ilim ve Atatürk’tür. Onu unutturmaya çalışıyorlar. Biz Atatürk’çüyüz, biz Kemalistiz… aksini düşünen varsa aramızda yeri yoktur…” Bilgin ALANBEY ( İl Genel Meclisi Üyesi ) “ Elimdeki anketlere göre kadınların % 65’i neden “HAYIR” dediğini bilmiyor. Anayasa ile ilgili yeterli bilgi verilmedi, kaynaklarla beslenmedi. Dokunulmazlık konusu işlendi yetmedi, ortam sertleştirildi, bize yaramadı. Nerede hata yaptığımızı tespit edip, değerlendirmeliyiz. CHP tabanında bile % 5 gibi “EVET” diyenler oldu, bu araştırılmalıdır, Neden ? Eğitim seviyesi yükseldikçe “HAYIR” oranı artıyor, bu değerlendirilmeli. Partimizin hukuk, kanun ve tüzükleri gereği, her kesimden insanlar partimizde olmalı, delege seçimleri tüzüğe göre yapılmalıdır. Delegesini seçmeyen bir parti sağlıklı bir kongre yapamaz, delege atanmaz, seçilir. Parti programı kurultaylarda tartışılmalı ve kurultaylarda karar alınmalı. Sosyal açıdan seçmen profilleri çıkarılmalı, kadın kollarına çok önem verilmeli, 112.madde gereği yerine getirilmeli. Seçme ve seçilme hakkı sosyal demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur…” Asım AKIN ( Orhangazi İlçe Sekreteri ) : “ Önseçimlerin olmasını ben de istiyorum. Köylerde, kentlerde insanların ekonomik sıkıntıları varken, neden AKP’yi destekledikleri sorulmalıdır. Seçimi kazanmak için AKP gıda ve kömür dağıtıyor, halk bundan anlıyor. Milletvekillerimiz, geri dönerek bir teşekkür etsinler…İş istemiyoruz, aş istemiyoruz, bir tek teşekkür istiyoruz. Milletvekilleri Genel Başkan’a yakın olmak istiyor, çünkü listeleri o belirliyor. Bu yanlış… ! Önseçimle belirlenmeli. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Emekliliği dolmuş milletvekillerimiz geri çekilsin ve gençlerin önünü açsın…” Bülent ASLANHAN ( Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ) : “ Kılıçdaroğlu ezber bozuyor da, biz kendi ezberimizi ne zaman bozacağız ? Partimiz açısından laik-antilaik söylemlerin gerilimleri partiye yansıyor. Kılıçdaroğlu, laiklik söyleminden halkçılık politikasına geçerek bunu aşmak istedi. Yeni bir koordinat değişikliğine ihtiyaç var. Halkçılık zeminine geçilmeli, yoksa yine başarısız olunur. Önümüzde bir realite var. Toplumsal yapımız çıkar için sendika ya da cemaat değiştirenlerle dolu,toplum çoğunluğu sağda yer alıyor., AKP siyaseti bu tabandan yararlanıyor. Bizler de günlük sorunlara ulaşan örgüt olmalıyız. 2011 seçimlerinde Genel Başkan’ın heyecanı ve performansına ayak uydurularak, destek arttırılmalı. İç gerilimler Genel Başkan’ın hızını kesiyor, destek kitlenin oranı düşüyor. Eğitimlileri ve Alevileri aşan politikalar geliştirmeliyiz…” Mehmet KÜÇÜKAŞIK ( Geçen Dönem Milletvekili ) : “ Göçmen ve Alevi kesimlerinde AKP tam başarı elde edemiyor. Etnik ve mezhepsel yapıyı gözönüne almak gerekiyor. Bursa’nın referandum haritası, Türkiye haritasına uyuyor. Ovaazatlı Beldesi seçimlerinde AKP çok para harcayacak, bu konuda destek istiyoruz. Milletvekili ve Belediye Başkanlarımızı orada görmek istiyoruz. Partiiçi çekişmelerin bize yansıtıldığı gibi olmadığını düşünüyor, söylentilere inanmıyorum. Ben Milletvekili olduğumda grup toplantılarından dışlanıyor, hiç bilgi alamıyorduk. Oysa partimiz şu anda eski statükocu yapısından sıyrılmış ve 70 ile giderek çalışmalar yapmıştır. CHP kendi muhasebesini yapıyor, buna imkan tanımalıyız, aşacaktır. İnsanlar partiye katkı koymak istiyorsa, davet beklemesin, yönetimlerde olmak gerekmiyor. Parti herkese açık, katkı koyabilirler. Araştırmalara göre MHP, tabanını kaybediyor, AKP’ye kayıyor. Anadolu ve Karadeniz’de AKP ile hareket ediyor. Önseçime gelince; halk, biz önseçim yaptık diye bize oy vermiyor, çalışmalarımıza, programımıza bakıyor. Ama kontenjan konusuna ben de karşıyım…” Hüseyin AKKUŞ ( İl Genel Meclisi Üyesi ) : “ Önseçim yapılması gerekiyor, çünkü, biz demokrasiyi savunuyoruz, halka bunu inandırmalıyız, kişilerin hataları ve eksikliklerini tespit etmek yerine bu eksiklikleri tamamlamaya çalışmalıyız. Önümüzde az bir süre var, seçimlere gidiyoruz, eksik arama zamanı değil. Sağ siyasette bir boşluk oldu bundan yararlanmalıyız. Üst düzeyde siyaset yapmamalı, halka inmeliyiz. İnsanlara dokunmak zorundayız…” Sena KALELİ (2009 Bursa Büyükşehir Belediye Adayı ) : “ Atatürk’ü, söylemlerimle tüketmek istemem ama yine onun sözleriyle başlamak zorundayız. Artık bekçilik dönemi değil, bekçilik tarihte kaldı. Ben Atatürk ilke ve devrimlerinin bekçisi değilim olmakta istemiyorum. Çünkü bekçilik dönemi tarihe karıştı. Bilirsiniz eskiden mahallelerde elde düdük dolaşan bekçiler vardı. Şimdiyse mobesa kameraları var. Özgürlük ve demokrasi arasında gerilim var, toplumda iki kutup oluştu, esneme yok. Hatta özgürlükler ve demokrasi adına kaygılar üretiyoruz. Halk coşku ve beklenti içinde Genel Başkan’a sahip çıkmak istedi, güvenmek istedi. Güvenecek ne kaldı? Sadece kendimiz kaldık. İlkeleri koruyamıyoruz. Gerilimler artıyor, tabanımıza, karşı tarafı anlama ve tahammül etme fikrini aşılamalıyız, değişime ayak uydurmalıyız. Ortak iletişim dilimiz yok. Siyasi gelecek beklentilerimizi toplumun gelecek beklentilerinin önüne koyamayız. Vaatler inanılır ve güvenilir olmalı, bugünkü yöntemle iktidar olamayız, hep birlikte, algıyı değiştirecek şekilde değişmek zorundayız.. Değerlerimiz elimizden kayıp gidiyor. Bizleri konuşturan bir yapımız olmalı, endişe taşımadan fikrimizi söyleyebilmeliyiz. İktidar olmadığınız sürece beğenmediğiniz fikirleri değiştiremezsiniz, sadece baskı yapabilirsiniz. Değişip, gelişmek zorundayız…” Erol KAZANÇ ( İnegöl İlçe Başkanı ): “ Referandum’da, CHP İnegöl’ün kılcal damarlarına kadar ulaştı. İl Genel ve Belediye Meclis üyesinin olmaması sıkıntısını yaşadık. Biz İnegöl’de radikal islama karşı mücadele veriyoruz. İyi bir çalışma ekibimiz var. CHP’nin tüm örgütlerinin aynı dili konuşması gerekiyor. Genel Merkez’in CHP’nin kılcal damarlarına kan enjekte edecek bilgi ve dokümanları göndermesi gerekiyor. Demokrasiyi uygulamayan, demokrat olamaz. Önseçim olmalı, sandıktan çıkmalıyız. Genel Seçim programımız hazır. Milletvekillerinden yardım bekliyoruz, ortak söylem bekliyoruz. Genel Başkan’ın rüzgarı bize de yansıdı. Halktan destek arttı. Bu halk hareketinin içini doldurmak için halka sahip çıkmalı, CHP olarak çok gayret göstermeliyiz…” Hüseyin ERTAŞ ( Yıldırım Meclis Üyesi ): “ Biz kendi içimizde de, halkla da kucaklaşamıyoruz. % 24 ile iktidar olamayız. Diğer partilerden oy almamız gerekiyor. Bunun hesabını iyi yapmalıyız. Küskünlerle barışmalıyız, siyasette az olsun benim olsun mantığını bir kenara bırakmalıyız…” Nesimi ÜÇLERTOPRAĞI ( Yıldırım Meclis Üyesi ) : “ Referandum’da yeterli hazırlık yapmadık, yeterli çalışmadık ama Bursa’da bir başarı var bu anlamda İl Yönetimine teşekkür ediyorum. Yarından tezi yok mahallenin ötesinde sokak bazında çalışmamız gerekiyor. Mahalle ve sokaklara inmek zorundayız. Parti programı herşeyi anlatıyor, tüm örgüt bunu öğrenerek ilçe çalışmalarında, halka anlatmalı. Birçok ilçede ön seçim delegeleri yok, önseçimi nasıl yapacaksınız ? Bireysel çıkarlar yerine seçime 7 ay kala birlik olalım…” Orhan KARABAŞ ( Karacabey İlçe Başkanı ): “ Referandum’da çok önemli bir ilerleme kaydettik. İl Yönetimi ve milletvekillerimize desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bir komisyon kurarak 64 köyün 55’ine ulaştık. Köylü ile birlikte olduk ve parti politikalarımızı bire bir anlattık. İşimiz daha bitmedi, CHP iktidar olmalı. % 25’den % 35’le çıktık. Diğer partiler çalışmadı.(MHP, DP) Çalışmak çok önemli, heryere gidilmeli. Çünkü gidemediğin yer senin değildir. Tüm çalışanlarımıza, kadın ve gençlik kollarımıza , Karacabey örgütümüze çok teşekkür ediyorum. Halkla birebir iletişim, elini sıkmak, omuzuna dokunmak çok önemli oluyor. Özellikle tarım kesimine CHP politikalarını sunmak, halkın umudu olabilmek çok önemli, eski merkez sağ partililere (DYP-ANAP) değer vererek kendimize çekmeli, güzel diyaloglar kurmalıyız. Bu Danışma Kurulu Toplantısı inşallah bize iktidar yolunu açar. Birlikten kuvvet doğar…” Cem GÜLER ( Gemlik İlçe Başkanı ) : “ Gemlik’te 166 oyla referandumu kaybettik. Son yıllarda partimizin oy oranlarında artış oldu. % 42 oyu önemsiyorum. Bunu koruyabilirsek, 2011 seçimlerine güvenle gireriz. Sandık görevlilerimizi güncelledik. Seçimlerde, sandık görevlilerini, mahalle ve sokak sorumluları belirlerse daha iyi olur. Kılıçdaroğlu ile birlikte halkın sorunlarını öne çıkaran söylemlere sahip çıkmalıyız. Merkez sağda yer alanlarla diyalog kurmalıyız, dikkatli davranmalı halkı küstürmemeliyiz. Çalışan örgütü desteklemeli, çalışmayanları yönlendirmeliyiz. Demokrasi kültürünü oturtmalıyız. Halkı sadece seçimlerde değil, her zaman aramalıyız. Partiye destek ve katkı sağlamalıyız, aidatlar ödenmeli. Çünkü para katkısı önemli. Parti içi demokrasi ve önseçim sebep değil bir sonuçtur bence. Partimizde hiç çalışmayıp da çok çalışanla önseçimde aynı hakka sahip olmak isteyenler var. Bunu hakkaniyetli bulmuyorum. Anketlerin de çok önemli olmadığını düşünüyorum…” Kemal EKİNCİ (Geçmiş Dönemlerde Görev Yapmış İl Başkanı ) : “ Danışma Kurulu önemlidir ama bir günde partinin sorunlarını çözemezsiniz. 15 sene önceki partinin durumunu analiz etmeden yeni yönetimleri suçlamak olmaz. Demokratik kanalların açılması gerekiyor. Önü tıkanan dere taşar. Söylem ve eylem birliği sağlanmalı, yönetimlerin daha rasyonel çalışması için komisyonlar kurulmalı, geniş katılımlı komisyonlar olmalıdır. Gençlik kolları ve kadın kolları, özenle önde tutulmalıdır. Hatır ve gönülle delege seçimi yapılmaz. Herkes kendi mahallesinden delege olmalı. Geçmişte daha sıkıntılı günler de yaşandı. Bugün daha iyiye gidiş var. Türkiye çağdaşlıktan uzak, bağımlı, bölünmeye giden şartlarda yönetiliyor. Cumhuriyet tehlikede, iç çatışmalara yer vermemeliyiz…” Yahya ŞİMŞEK ( Geçmiş Dönem Milletvekili ) : “ Umutsuzlukla yaşanmaz. İşimiz hiç kolay değil, zor bir dönemden geçiyoruz. Hukuk, demokrasi ve özgürlükler ortadan kaldırılmış, bu durumda seçimlere gidiyoruz. 2002’de Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü demokrat yapımız gereği biz açtık. AKP’yi kapatma davası açıldı ama Anayasa Mahkemesi para cezası ile yetindi, biz sadece seyrettik. Ergenekon davasında ucu açık bir dava açıldı, sürekli sanık dahil ediliyor. 39 yıllık meslek hayatımda böyle ucu açık davalar görmedim. Kürt açılımı adı altında BOP yaşama geçirilmeye başlandı. Anayasa oturumlarına bana göre katılmalıydık, son iki madde kalana kadar oylayıp, iki maddeye indirgememiz gerekiyordu. AKP referanduma çok avantajlı girdi. Çok para harcadılar, okyanus ötesi destekler ve diğer desteklerle daha da güçlendi.Bizim çalışmalarımız Genel Başkan hariç yetersiz kaldı. Bursa Türkiye ortalamasının üstünde olmasına rağmen başarılı sayılamaz. İzmir’de “HAYIR” oylarının çok çıkması, sonucu değiştirmedi, çok önemli bir kaleyi kaybettik. Şimdi önümüzdeki seçimde ya kazanacağız, ya da yok olacağız. Derhal seçim komisyonu ve bir eğitim komisyonu kurularak yarın çalışmalarına başlamalı, çünkü bizim elimizde sadece insanımız var. Milletvekili listesini, kazanabileceklerin sayısını 3’ten 8’e çıkaralım ve ona göre çalışalım. 3 milletvekili ile yetinmeyelim. Parlamento hesabı yapmadan içten ve samimi davranalım. Elele, gönül gönüle olalım. Bu ülke hepimizin, çocuklarımıza adam gibi bir ülke bırakalım…” Zafer EKİCİ ( Osmangazi İlçe Başkanı ): “ CHP Osmangazi %56’ya karşı, % 44 “HAYIR” oyu almış bir ilçe. Referandum’da sandıklara sahip çıkma oranımız % 94 oldu.. 136 mahallemiz var, çok büyük bir ilçeyiz, strateji geliştirmemiz gerekiyor. Az oy aldığımız mahallelere ağırlık verdik. İlçe Seçim Kurullarını oluşturduk. 250 kişilik bir örgütle seçime hazırlanacağız…” Osman AYRADİLLİ ( Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ): “ Biz 28 Şubat’ı zımnen de olsa destekledik ve AKP doğdu.Bütün darbeler,CHP’ye zarar getirmiştir.Referanduma 1-0 yenik başladık,halkımızın en alt tabakasından %70 evet oyu çıktı.Bunu maalesef başardılar.24 maddeyi meclisten geçirip sadece 2 maddenin referandumda oylanmasını sağlamalıydık.Onlar 23 maddeyi iyi anlatarak avantaj sağladılar. Halka rağmen halk için olmuyor maalesef…Yeni kentli dediğimiz varoşlar kendi gibi olanlara oy vermezler.Biz,halktan,en alt tabakadan uzaklaştık,seçkinlerin partisi olduk. Politikalarımızı geliştirmeli,değiştirmeli,onlardan oy alacaksak ona göre davranmalıyız. Referandum çalışmaları son derece başarılı geçmiştir ama nedense yerel anlamda bilgi akışı sağlanmıyor,bunu sağlamamız gerekiyor.Biz yerelde başarılı oluyorsak genelde de başarılı oluruz. AKP, aslında bizlerden çok korkuyor.Halkın tabanına seçime son 2 ay kala gitmek yerine şimdiden başlamalıyız.Yeni yerleşim bölgelerine,yeni kentlere gitmeli kendimizi anlatmalıyız. Sermayenin el değiştirdiği,tüccar zihniyetinin geliştiği bir dönemdeyiz…” Mustafa BOZBEY ( Nilüfer Belediye Başkanı ): “ Referandum’da başarılı olan tüm ilçeleri kutluyorum.Bu Danışma Kuru’nun eksiği şudur:Önce İlçe Danışma Kurulları toplanmalı ve oradan gelen öneriler bu kurulda sunulmalı,konuşulup değerlendirildikten sonra Genel Merkez’e gönderilmeli. Örgütlenme modelini ortaya koymalıyız,hatta sandık bazında oluşturup(tüzüğe girmeli bu) her sandığa 3-5 görevli örgüt modeline yerleştirilmeli( Kadınlar ve gençler dahil.) Her sandık görevlilerine 400 kişi düşebilir.5.000 sandık olduğunu düşünürsek: 5.000 X 3 = 15.000 kişilik bir çalışma örgütü olmalı ve görev yapmalı.Mahalle Komiteleri oluşturulmalı.Bu sistem çok kolay değil ama zamanla rayına oturur. Sandık Kurulu Sistemi kurulmalı. Her ay, İlçe Başkanlarından Çalışma Raporları istenmeli,performans değerlendirmesi yapılmalı. “Ben olmazsam bu partide kimse iş üretmez…” anlayışını kıralım.Dedikoduları dikkate almadan çalışalım. Atatürk ve Cumhuriyet’in arkasına hiçbirimiz saklanmamalıyız.Halkın iş ve aşıyla ilgilenmeliyiz.Çocuğu hastanede olan birine Cumhuriyet ve Laiklikten bahsedersek oy alamayız,oy veresi varsa da vermez…Cumhuriyet Bayramlarını salonlarda değil,alanlarda kutlamalıyız. Genel Başkan Kılıçdaroğlu uçan balonu havalandırdı ama rüzgar veremezsek balon yavaş yavaş aşağıya düşer.Taban ve örgütün desteğine ihtiyacı var.Örgütler dinamik hale gelmezse,çalışmazsa Genel Başkan’ın başarması mümkün değildir…” Ali TOGAN ( Yıldırım İlçe Başkanı ): “ Referandum çalışmalarımızda bize destek veren tüm partililerime çok teşekkür ediyorum.Partimizde sorumluluk anlayışı çok önemlidir.Herkes aynı sorumluluk ve heyecanla bu toplantıyı sonuna kadar izlemeli,burada bulunan aydın insanlarımızın görüşlerini dinlemeliydiler ama maalesef ayrılanlar oldu. Büyük bir ilçede zor şartlarda görev yapıyoruz.Yıldırım bölgesi,doğunun mozaiğidir.Halk yoksul ve eğitimsizdir,bunun suçu halkı yönetenlerindir.Bu toplum bir gün, kendilerini bu duruma düşürenlerden hesap sormayı bilecektir. 409.000 seçmenin bulunduğu bir yerde siyaset yapan bizlerin desteklere ihtiyacı vardır.Parti disiplini ve düzenine uyulmalıdır…” Cesim ALPTEKİN ( Kurulyat Delegesi ): “ Ağrı’dan Bursa’ya gelip CHP’den delege olan benim.( 1995’ten beri…) 2009 yılında Belediye Başkan Adayı bulamayan partimiz beni Ağrı’ya gönderdi ve belli güçlere karşı partimi orada temsil ettim.Müsaade edin de delege olabileyim…” Kemal DEMİREL ( Bursa Milletvekili ): “ Referandum’da,herkes bulunduğu mevkide elinden geleni yaptı. Yaşanan sıkıntılardan bir tanesi parasızlıktı.Bazı başkanlar,kendi broşürlerini kendisi bastırdı İlçe başkanını yalnız bırakmayan bir milletvekiliyim.Koltukta oturarak olmuyor.İstediğiniz kadar politikalarınız olsun eğer halka inemiyorsanız seçim alamazsınız…Emeğe değer vermek zorundayız,en zor şartlarda çalışanlarımıza sahip çıkmalıyız.Ben değil,biz demeliyiz.Biz birbirimizle uğraşmamalı,rakiplerimizle uğraşmalıyız,birbirimize omuz vermeli,omuz atmamalıyız.Birbirimizi tanımak ve anlamak zorundayız.Her eve gidebilmeli,seçmenin ihtiyaçlarını tespit etmeli,onlarla kaynaşabilmeliyiz.Yaşadıklarımızdan ders alarak eksiklerimizi tamamlayabilmeliyiz.Dolaşmadık bir köy bırakmamalıyız.Oturduğumuz yerden bilgi alamayız.Referandum ve seçim birlikte yürüdü,Genel Başkan olağanüstü çalıştı.Ben kanseri yendim,herkesin en az benim kadar çalışmasını istiyorum…” Gürhan AKDOĞAN ( İl Başkanı ): “ Genel Başkanımız ile Genel Sekreterimiz arasında bir fikir ayrılığı olmadığının yakın tanığıyım.Kimse bu konuda yanlış bilgi yaymasın.Sonuç Bildirgesi’nin altına ekleyebileceğimiz ortak bir bildiri hazırlanması görevini il başkanları bana verdiler.Hazırladıktan sonra 3 arkadaş Genel Başkan’a gittik ve izin alarak bildiriyi okuduk ve tüm il başkanları 1,5 saat içinde imzaladı.Yani tavır ve yaklaşım İl Başkanlarına aittir ve Genel Başkan’a rağmen yapılan bir şey değildir.Bildiriyi okuyabilirsiniz,Genel Başkanın ve MYK’nın koşulsuz yanında olduğumuzu gösteren bir bildiridir. Bugün CHP’nin değerleri de tartışılmaya başlanmıştır,bu bana göre çok yanlıştır. Bu değerlerin zamanı geçmemiş ve eskimemiştir.Ben bu değerlerin evet bekçisiyim ve sonuna kadar da bekçisi olmaya devam edeceğim,ALTIOK’un her zaman savunucusuyum..”. Bizler devrimci gelenekten gelen, olağanüstü durumlarda köklü ve gerçekçi kararları alabilen insanlarız. Cumhuriyet Halk Partisi, soylu-ilkeli- onurlu temelde oluşan Ulusal Bağımsızlık Mücadelesinin birikimleri ve Atatürk Devrimleri ile, bu eşsiz sürecin felsefi ve ahlaki değerlerinin özünü oluşturan ALTI OK ilkeleri; bir bütün olarak, siyasi kimliğimizin, ideolojimizin ve parti programımızın tarihsel kaynağı ve en güçlü dayanağıdır… İlkelerimize olan inancımız gereği; en az karşımızdakiler kadar cesur olmak, kimi zaman sert eleştirilerle yapılan yanlışları ortaya koymak, kimi zaman da duygusal olgunlukta olup örgütümüzü toparlamak, zamanımızı ve enerjimizi, iyi, doğru ve güzelden yana kullanmak boynumuzun borcudur… “Atatürk ilke ve devrimleri’’geçmişin bekçiliği değil geleceğin öncülüğüdür. Abdullah ÖZER ( MYK Üyesi ) : “ İki yönden değerlendirme yapacağım: Referandum öncesi;CHP,kurultay sürecinde kaset olayı ile parçalanacağını hesap edenlerin oyununa gelmedi,Kılıçdaroğlu’nun aday olmasıyla kritik günlerden coşkulu bir kurultay yaparak güçlenerek çıktığını kanıtladı. Referanduma hazırlıksız yakalandık,çok güçlü bir rakiple mücadele ettik.CHP elindeki kıt-kanaat imkanlarla büyük bir özveriyle çalıştı.Bütün örgütlerimizi başta Bursa olmak üzere kutluyorum.Haksız eleştirileri kınıyorum.Doğuda en ücra köşelere kadar gittik. Doğudaki gözlemlerim; halkın yoksul bırakılması sonucu, bir kısmının dağa çıkması,bir kısmının da tarikatlara ve AKP’ye boyun eğmiş olmasıdır.Bu bilinçli yapılmış olabilir;hayvancılık ve tarım bitirilmiş,halk çok yoksul bırakılmış.GAP konusunda yatırım yapılmamış,Ağrı’da turizm bitirilmiş ve kasıtlı bir politika ile özellikle ihmal edilmiş o bölge. Eski Genel Merkez binamız Parti İçi Eğitim Birimi olarak hazırlanıyor.Çalışmalar başladı.2011 seçimleri ile ilgili 6-7 uzmandan oluşan ekonomi ile ilgili kurul çalışmalarını sürdürüyor.Tespitler yapılıyor,halkın anlayabileceği broşürler hazırlanıyor,tarım konusunda yeni politikalar oluşturuluyor.Ocak ayı itibariyle Genel Merkez dökümanları elinize geçecek. Genel Merkez’de bir İletişim Kurulu oluşturuldu.Her türlü çalışmanın sizlere ulaştırılması için çalışmaya başladı. CHP olarak 2011’de önemli bir sınav vereceğiz,bunu başarmak zorundayız.Şimdi 2. kez ülkenin makus talihini yenmek zorundayız. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum…” GürhanAKDOĞAN ( İl Başkanı ): “ Toplantımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz.Tüm duygu ve düşüncelerini burada paylaşan katılımcılara teşekkür ederek sağlık ve mutluluk dileklerimle toplantıyı kapatıyorum.Saygılarımla…” 7- Toplantı Divan Başkanı Gürhan AKDOĞAN’ın iyi dilek ve temennileriyle saat 18:00’de sona erdi. 8- Toplantı tutanakları yazmanlar tarafından imzalanarak Divan Başkanı’na teslim edildi. CHP Bursa İl Danışma Kurulu Divan Üyeleri Gürhan AKDOĞAN Divan Başkanı Selim LÜMALI Şenay DEMİRAY Başkan Yard. Başkan Yard. Yüksel ŞEKERCİLER Sezgin TIKIL Yazman Yazman |
Kaynak : SONBURSA/Levent Gencelli
http://www.bursabagimsiz.info.tr/index.php?page=haber&id=925 (Güler Buğday Habri )
|
8/23/14
İÇİMİZDE DEMOKRASİYİ KENDİ ELLERİMİZLE BOĞUYORUZ. DIŞIMIZA CHP DEMOKRASİNİN KALESİDİR DİYORUZ. HEM KENDİMİZİ, HEM HALKIMIZI KANDIRIYORUZ. YAPTIĞIMIZ TÜM SEÇİMLERİ KAYBEDİYORUZ SONRADA SUÇLU ARIYORUZ. BİR KEZ OLSUN AYNAYA BAKMIYORUZ. GÜLÜYORUM AĞLANACAK HALİMİZE
CHP’yi, CHP’lileri eleştirmiyorum. CHP örgütü içinde, 4 yıldır gözlerimle gördüğüm, bizzat yaşadığım, şahit olduğum gerçeklerin ta kendisini yazıyorum.
2010 yılına kadar CHP’de örgütlenme ağı kurulmamıştı. Çalışma grupları mahalle temsilcileri yoktu. örgüt toplantıları hiç yapılmıyordu. Örgüt üyeleri birbirlerini hiç tanımıyordu. Her şey kapalı, kapılar ardında, 4 duvar arasında, masa başında, ahbap çavuş, kafa kol ilişkisi içinde yapılıyordu.
2010 yılında genel başkanlar değişti. Son 4 yıl içinde CHP’de peş, peşe kurultaylar oldu. MYK, PM, üyeleri, tüzük değişti. Anayasa oylaması oldu, cumhur başkanı, millet vekili, parti içi seçimler, belediye seçimleri oldu. cumhur başkanını ilk kez halk seçti.
Daha önce hiç örgüt, üye toplantısı yapmayan, birbirlerini hiç tanımayan, CHP üyeleri uzun yıllardan sonra ilk kez (2012 yılında) delege seçimi yaptılar. (Grupların, kişilerin hazırladığı blok listedeki isimleri oyladılar) il, ilçe kongreleri oldu. Delegeler, il, ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri değişti.
YENİ CHP’DE Parti içi demokrasi işleyecekti, örgütlenme ağı kurulacaktı. Örgüt ve üye toplantıları yapılacaktı. Üyeler birbirlerini tanıyacaktı. Palanlı programlı çalışmalar yapılacaktı. Örgüt, içinde gruplaşmaların, kutuplaşmaların kökü kazınacaktı. Üyeler arasında, hiç bir ayrılık ve ayrımcılık yapılmayacaktı. Adaylar ön seçimle belirlenecekti. Eşitlik adalet, özgürlük, hak, hukuk ilkelerinden asla taviz verilmeyecekti.
Günler çok kısaydı. Zaman su gibi akıp gidiyordu. Verilen sözler unutuluyordu. 2 yıl göz açıp kapayıncaya kadar uçup gitti. 2 yıl içinde örgütlenme ağı kurulmadı. Örgüt ve üye toplantıları 2 ve 3 ayda bir yapılmadı. Üyeler birbirleriyle tanışmadı, tanıştırılmadı. Palanlı programlı çalışmalar yapılmadı. Gruplaşmaların, kutuplaşmaların kökü kazınmadı. Üyeler arasında bal gibi ayrılık ve ayrımcılık yapıldı. Aday olmada, aday sırasını belirlemede göz, göre ayrılık ve ayrımcılık yapıldı. Adaylar ön seçimle belirlenmedi. Parası, torpili, grubu, adamı, olan adaylar kontenjan, fermuar yöntemiyle belirlendi. Eşitlik adalet, özgürlük sadece lafta, edebiyatta, nutukta, kağıt üstünde kaldı.
Belediye seçiminde yenilmedik ağır darbe aldık. Cumhurbaşkanı seçiminde yenilmedik ağır darbe aldık. Ha babam rakibimizi suçladık. Eleştirdik yargıladık. Kendi içimizdeki antidemokratik uygulamaları, haksızlıkları adaletsizlikleri, eşitsizlikleri hep görmezden geldik.
Bu sorunların hiç birini tartışmadan, konuşmadan, başarı ve başarısızlığımızın nedenlerini konuşmadan tartışmadan kurultaya gidiyoruz. CHP demokrasinin kalesidir diyoruz. komik duruma düşüyoruz. Gülüyorum ağlanacak halimize.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25532384/
8/20/14
Sayın İl Başkanım Metin Çelik Bey
Sayın İl Başkanım Metin Çelik Bey
Bursa olay gazetesinde
gazeteci Köşe yazarı Sayın
Ahmet Emin Yılmaz Beyin 19.8.2014 Tarihli “CHP BURSA ÖRGÜTÜ KILIÇDAROĞLU DİYOR, AMA
4 FİRE BEKLENİYOR” başlıklı yazısında,
Sayın A.Emin Beyin bir sorusu
üzerine verdiğiniz cevapta
” Geçen hafta ilçe
başkanlarını toplayıp
görüşlerini aldım. Hepsi
de Genel Balkanımızın, Yani Kılıçdaoğlu’nun devamından
yana Hepsi de Genel Başkanımızın, yani Kılıçdaroğlu’nun
devamından yana.” “Bu hafta
kurultay delegelerini de toplayacağım. Onlarında görüşlerini alacağım. Diyorsunuz.
Böylesine hassas
bir süreçte, kurultay öncesinde
yaptığınız bu tür toplantılar yapmanızı son
derece olumlu ve gerekli
bulduğumu tüm samimiyetle ve içtenliğimle
ifade etmek istiyorum.
Ancak tüzüğümüzün 57/B Maddesi gereğince en geç 3 ayda
bir olmamak üzere gerek duyulacak
sayıda il danışma toplantıları düzenlenir”
Diyor. Tüzükte ilçe başkanları,
kurultay delegelerini toplantıya çağırmanızla
ilgili bir hüküm
yok.
Sayın İl Başkanım
Metin Çelik Bey
Böylesine hassas bir süreçte
kurultay öncesinde en geç her üç
ayda bir yapılması
zorunlu olan İl danışma
kurulunu neden ve hangi
gerekçeyle toplantıya çağırmıyorsunuz?
Aynı maddenin C fıkrası
gereğince, ilçe başkanlarımız en geç her
üç ayda bir ilçe
danışma kurullarını neden hangi
gerekçeyle toplantıya çağırmıyorlar?
Soru ve cevap İl
ve İlçe örgüt üyelerimizi,
partimizi, katılımcı ve
çoğulcu demokrasiyi doğrudan
ilgilendirdiğinden
vereceğiniz yazılı cevapla
hepimiz tüm örgüt üyeleri olarak bilgi
edinmiş olacağız.
Bilişimden Sorumlu
İl Yönetim Kurulu üyesi
Başkan Yardımcımız Sayın
Hasan Taşkut Beyin sorumu
size ileteceğinden kuşku
duymuyorum.
Gereğini bilgilerinize
önemle arz ediyorum. 20.08.2014
CHP DE KOLAY VE KESTİRME YOLDAN SORUMLU GÖREVLERE SEÇİLMENİN YADA SEÇTİRMENİN TEKNİKLERİ
1-Tüzükte yazıyor olsa bile (nasılsa tüzük okunmuyor,
uygulanmıyor) bile, mahalle örgütlenmelerini, çalışma gruplarını,
kurmayacaksın, kurumsallaştırmayacaksın, aktif hale getirmeyeceksin. Örgüt üyelerini bir
birleriyle, tanışmasını bir engelleyeceksin.
2- Tüzükte yazıyor olsa
bile (nasılsa tüzük okunmuyor, uygulanmıyor) bile, mahalle örgütlenmelerin, en geç 2 ve 3 ayda bir örgüt toplantılarını düzenli olarak zamanında
yapmayacaksın. Yapsan da, eski yeni milletmeklerinden, eski yeni başkanlardan başkasına söz
hakkı vermeyeceksin. Veresen de konuşmasını
kısa tut, zaman kalmadı diyeceksin.
3-Tüzükte yazıyor olsa bile (bilgili, başarılı, yetenekli,
çalışkan üyelerin ön plana çıkmasını
engelleyeceksin.
4- Çok zorunlu olmadıkça, örgüt yönetiminin yaptığı
iş ve işlemler, aldığı kararlar, mali konular hakkında yazılı, sözlü
bilgiler vermeyeceksin.
5- Çok acil işlerin
dışında, kısa, orta, uzun vadeli
çalışma plan ve programı yapmayacaksın. Dar kadro çalışmasında, ahbap çavuş ilişkisinden şaşmayacaksın.
6- Ya sahip olduğun
yetkilerin gücünü ya paranın gücünü, yada grubun gücünü kullanarak delegelere, üyelere kendini tanıtacaksın.
Bu tekniklere, olanaklara
sahip değilsen, özgür iradenle,
CHP'nin özgür bir üye olarak partiyi,
partinin tüzüğünü, ilkelerini,
değerlerini savunarak var olman, örgüt
üyeleri, delegeleri arasında kendini
ifade etmen, tanıtman, seçilmen
zor dostum zor. Demokrasi mi?
Eşitlik mi? Adalet mi? Özgürlük mü? Demokrasi mi? Hepsi
sözde, nutuklarda bolca var ama örgütlü yaşamın pratiğinde, yok.
8/19/14
KURULTAY ÖNCESİNDE, CHP’DE YAŞANAN ÇARPICI GERÇEĞİ, HİÇ KİMSE SAKLAYAMAZ, ÜSTÜNÜ ÖRTEMEZ, GÖRMEZDEN, BİLMEZDEN GELEMEZ. O GERÇEK NEDİR? UZUN DEMEYİN LÜTFEN OKUYUN
Örgüt başkanlarımızın, yöneticilerimizin
politikacılarımızın, çok sevdikleri, sık,sık kullandıkları
bir slogan var. Halkımıza, üyelerimize yönelik
olarak açık ve kapalı alanlarda yaptıkları toplantılarda derler ki,
SENSİZ BİR KİŞİ
EKSİĞİZ” Bu söz örgütlü yaşamın pratiğinde, uygulamada ne
kadar doğrudur?
Kurultay öncesinde, parti
örgütümüzün işleyişini yukarıdan aşağıya
doğru inceleyelim. Sorunun somut cevabı
kendiliğinden orta çıkacaktır.
Genel Başkanımız, rutin toplantıların
dışında, gerek duyduğu zaman MYK’YI, PM’ sini, milletvekillerini,
il başkanlarını, toplantıya çağırma yetkisi var. Toplantıda Ülke ve yöre
sorunları ile parti politikaları görüşülüyor, değerlendirmeler yapılıyor, öneriler geliştiriliyor. Toplantı tutanakları tutuluyor.
İl, Örgüt Başkanlarımız, rutin toplantıların dışında gerek duyduğu zaman il,
yönetim kurulunu, genişletilmiş yönetim (2 tüzük hükmü gereği ayda bir) kurulunu, ilçe başkanlarını,
ilçe danışma kurulunu (tüzük hükmü gereği en güç 3 ayda
bir) toplantıya çağırma yetkisi var.Toplantıda,
ülke ve yöre sorunları ile parti politikaları görüşülüyor, değerlendirmeler yapılıyor, öneriler geliştiriliyor. Toplantı tutanakları tutuluyor.
İlçe başkanlarımız, Rutin
toplantılar dışında gerek duyduğu
zaman, ilçe yönetim kurulunu, genişletilmiş yönetim (2 tüzük hükmü gereği ayda bir) ilçe
danışma kurulunu (tüzük hükmü
gereği en güç 3 ayda bir) kurulunu, mahalle sorumlularını, çalışma grup başkalarını, toplantıya çağırma yetkisi var.Toplantıda, ülke ve yöre
sorunları ile parti politikaları görüşülüyor, değerlendirmeler yapılıyor, öneriler geliştiriliyor.Toplantı
tutanakları tutuluyor.
CHP üyesi olarak, kurultay öncesi gelişmeleri,
toplantıları, dikkatle titizlikle, inceleyelim, izleyelim, soralım,
sorgulayalım, takip edelim, notlar tutalım. Bilgi edinelim.
Edindiğimiz bilgileri, korkmadan, çekinmeden, ürkmeden medeni bir
cesaretle, demokrasi disiplini, anlayışı ve kültürüyle YAZININ BAŞLIĞINDAKİ GERÇEĞİ ortaya koyalım.
4 yıl boyunca gelişmeleri çok yakından
takip eden, çalışmalara aktif
olarak katılan duyarlı
bir üye olarak
gördüklerimi, bildiklerimi, yaşadıklarımı, şahit olduklarımı ifade ediyorum.
Genel merkezimiz deki, başka il ve ilçelerimiz deki işleyişi, gelişmeleri ilimiz
ve ilçe örgütümüz kadar yakından, takip etme, bilme şansım yok.
Üyesi olduğum CHP Bursa il
örgütümüzde, 4 yılda 2 defa İl danışma kurulu toplantısı yapıldığını biliyorum. Genişletilmiş yönetim kurulu toplantısı yapılıp
yapılmadığını bilmiyorum. Hangi tarihlerde
ilçe başkanlarıyla kaç toplantı
yapıldığını, toplantılarda neler konuşulduğunu
bilmiyorum.
Üyesi olduğum CHP Yıldırım ilçe
örgütümüzde 4 yılda 2 defa danışma
kurulu toplantısı yapıldığını toplantılarda neler
konuşulduğunu biliyorum. Genişletilmiş yönetim kurulu
toplantısı yapılıp yapılmadığını hiç bilmiyorum.
Mahalle sorumlularıyla, çalışma grup başkanlarıyla hangi tarihlerde kaç toplantı yapıldığını, toplantılarda neler
konuşulduğunu hiç bilmiyorum.
Kaç Mahalle
sorumlumuzun, kaç çalışma grubumuzun olduğunu, mahalle sorumlularımızın, ve çalışma gruplarının üyeleriyle
toplantı yapıp yapmadıklarını
hiç bilmiyorum.
Parti ve örgüt üyesi olarak
bilmediğim gerçekleri hiç
kimse saklayamaz, üstünü örtemez, görmezden gelemez. Saklarlarsa, üstünü örterlerse, görmezden,
bilmezden gelirlerse ne olur?
O PARTİDE, O ÖRGÜTTE, BAŞARI
OLMAZ. HUZUR OLMAZ. BİRLİK, BERABERLİK,
DAYANIŞMA OLMAZ. EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK, OLMAZ. DEMOKRASİ OLMAZ. İLKE KURAL DİSİPLİN OLMAZ. 19.08.2014
YETER ARTIK BUNDAN BÖYLE CHP ÜYESİNİ ALDATMAYIN, OYALAMAYIN AVUTMAYIN, YAZIKTIR, GÜNAHTIR AYIPTIR
CHP’ deki olumsuzlukların, becerisizliklerin, başarısızlıkların, huzursuzlukların tek sorumlusu genel başkanlar gibi gösterip yetkileri tek elde, tek merkezde toplamayın. CHP’de üstü örtülü padişahlığa, krallığa özenmeyin. Yeter artık aldatmayın, oyalamayın avutmayın, yazıktır, günahtır ayıptır.
Özünüzle, sözünüzle demokrasiyi, eşitliği, adaleti savunuyorsanız, gerçek anlamda demokratsanız. il ve ilçe örgütlerinin çalışmalarını, yaptıkları iş ve işlemleri , aldıkları, uyguladıkları kararları, mali durumları, tüzük ve yönetmelik hükümlerine uyulup uymadığına, görev yetki ve sorumlulukların yerine getirip getirmediklerini, belgelere dayalı olarak azıcık olsun inceleseniz, denetlesieniz, sorgulasanız bilgi edinseniz televizyonların karşısına geçip kamu oyu önünde birbirinizi bu kadar acımasızca eleştirmezseniz.
CHP’nin genel başkanı iseniz, CHP’ye genel başkan olacaksınız, bilin ve anlayın ki, düşüncelerin, hayallerin çok daha üstünde olağan üstü güçlere sahip olsanız, mesela her kül gibi, Süpermen, gibi, atom karınca gibi olsanız, geceli gündüzlü aylarca, yıllarca çalışsanız tek başınıza başarılı olma şansınız hiç ama hiç yok.
ÖNERİM
Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz. CHP’nin başına padişah, kral seçmeyeceğiz. Seçilen başkana olağan üstü yetkiler vermeyeceğiz. Verilen yetkiler varsa geri alacağız. Genel başkandan en sade üyeye kadar partinin her kademesinde ki, üye partinin tüzüğüne, tüzükte yazılı olan görev yetki ve sorumluluklarının dışına çıkmasına izin vermeyeceğiz. Çıkarsa ne mi olacak? Parti içi demokrasiyi, parti içi disiplini, parti hukukunu uygulayacağız.
Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz. CHP’nin başına padişah, kral seçmeyeceğiz. Seçilen başkana olağan üstü yetkiler vermeyeceğiz. Verilen yetkiler varsa geri alacağız. Genel başkandan en sade üyeye kadar partinin her kademesinde ki, üye partinin tüzüğüne, tüzükte yazılı olan görev yetki ve sorumluluklarının dışına çıkmasına izin vermeyeceğiz. Çıkarsa ne mi olacak? Parti içi demokrasiyi, parti içi disiplini, parti hukukunu uygulayacağız.
8/17/14
BURSA’DAN ÇOK YÜKSEK BİR SESLE BİR KEZ DAHA HAYKIRIYORUM.
DOST DÜŞMAN ÇOK İYİ ANLASIN, BİLSİN VE ÖĞRENSİN Kİ, CHP YAŞANAN BAŞARISIZLIKLARIN TEK SORUMLUSU HİÇ BİR ZAMAN GENEL BAŞKANLAR OLMAMIŞTIR. BUNDAN SONRADA OLMAYACAKTIR. NEDEN?
CHP tarihi boyunca hiçbir seçim kazanamadıysa (tek partili sistem hariç) iktidar Olamadıysa, bu başarısızlığın tek sorumlusu ne dün, ne bugün genel başkanlar olmamıştır. Yarında olmayacaktır.
O zaman CHP 70 yıldır neden seçim kazanamıyor? İktidar olamıyor?
Güneş, toprak, hava, su yaşam , doğa, tüm canlılar ne kadar gerçek ve somutsa, CHP’nin 70 yıl boyunca neden iktidar olamadığı sorusunun cevabı da en az bu yazılanlar kadar gerçek ve somuttur.
Demokrasiyi kurduğunu, savunduğunu, koruduğunu söyleyen CHP kendi içinde hiçbir zaman demokrasi uygulanmamıştır. Uygulamak istememiştir.
CHP genel başkanlarının, CHP karar mekanizmalarına seçilenlerin ve seçilmek isteyenlerin gündeme getirmeye, konuşmaya, tartışmaya korktukları, çekindikleri tek gerçek işte budur.
CHP genel başkanları ve karar mekanizmalarına seçilenler, ve seçilmek isteyenler, demokrasiyi gerçek anlamda koruyor ve savunuyor olsalardı,
“Genel Başkan, partiyi bağlayıcı demeçler vermeye ve bildiriler yayımlamaya yetkilidir.”
“Parti Meclisi üyeleri ile milletvekillerine sıra gözetilmeksizin öncelikle söz verilir.”
“Parti Meclisi üyeleri ile milletvekillerine süre sınırlaması uygulanmaz.” Maddelerini partinin tüzüğüne ve yönetmeliğine asla yazmazlardı. Yazamazlardı. Kabul edemezlerdi. İçlerine sindiremezlerdi. Beyaz bir sayfanın yüzünde kara bir leke gibi durduğunu hemen fark eder gereğini yaparlardı. Sadece bu iki maddenin, demokrasiyi parti içinde uygulama şansını tamamen ortadan kaldırdığını anlarlardı.
Başarısız olduğu için tek suçlu, tek sorumlu olarak genel başkanı görenlerin ve gösterenlerin, demokrasiyi tümüyle ortadan kaldıran, işlemez hale getiren bu iki maddeyi hiçbir zaman neden gündeme getirmiyorlar? Neden konuşmuyorlar? Neden tartışmıyorlar? NEDEN? NEDEN? NEDEN?
8/15/14
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT ÜYESİYİM. SORMAYA, SORGULAMAYA, ÖNERMEYE, ELEŞTİRMEYE, BİLGİ EDİNMEYE HAKKIM OLDUĞUNA İNANIYORUM. NEDEN Mİ?
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE
ÖRGÜT ÜYESİYİM. SORMAYA, SORGULAMAYA, ÖNERMEYE, ELEŞTİRMEYE, BİLGİ EDİNMEYE
HAKKIM OLDUĞUNA İNANIYORUM. NEDEN Mİ?
2010 nisan ayı tarihinden beri, üyelik
görevlerini, sorumluluklarını eksiksiz
olarak yerine getiren örgün en
aktif, en çalışkan ve en çok tanınan üyelerinden
biri olduğumu, bir önceki ve şimdiki
il ilçe başkanlarımızın ve tüm örgüt
üyelerimizin huzurunda başım ve yüzüm ak olarak söylerim.
Belgelerle, canlı şahitlerle kanıtlarım.
2010 nisan ayı tarihinden beri partim, il ve ilçe örgütüm hakkında düşüncelerimi (resimlerimi) sosyal medyada,
(facebook ta) kesintisiz ve herkese açık olarak
yazıp ve paylaştığımı sayfamda
azıcık gezinirseniz çok
net olarak anlar ve
görürsünüz.
2010 nisan ayı tarihinden beri, büyük bir
iddia ile söylüyorum ilçe örgütümüz
binasına en sık uğrayan, çalışmaları en çok yakından takip
eden, soran, sorgulayan, araştıran, öneren, eleştiren, üyelerden
biriyim.
Sosyal paylaşım sayfalarında
paylaştığım yazılarımdan dolayı
bir önceki İl Başkanımız Sayın Gürhan Akdoğan il başkanlığımıza Partimizin sorunlarıyla ilgili yazdığım
29.5.2010 tarihli dilekçeme yanıt vermiştir.tanımak ve
tanışmak için ( ilçe örgütümüzden
sorumlu başkan yardımcısı aracılığı ile) makamına
davet etmiştir.
Şimdiki il başkanımız Sayın
Metin Çelik ilçe örgütümüzün düzenlediği
danışma kurulu toplantısında
üyelerin huzurunda yazılarımı beğeni
ile okuduğunu yüksek sesle
ifade etmiştir.
Bir önceki ilçe
başkanımız Sayın Ali Togan
birden çok yazılarımın
yerel basında yayınlandığına
şahit olmuş ve bağlantı
adresini verdiğim (http://www.bursahaber.com/%E2%80%98yalniz-chpli-zulfikar-balin-ruyasi-makale,2695.html
) yazımdan dolayı
beni uyarmış, ikaz etmiş hatta
disiplin kuruluna verilebileceğimi söylemiştir.
Şimdiki ilçe Başkanımız
Sayın Güner Aklan
başkan olmadan önce
yazılarımı beğendiğini sayfasında
yazmamı önermiştir. Bir çok yazımı
beğenmiştir. Ama ilçe başkanı
olduktan sonra ilçemiz başkanlık
sayfasında yazıları 2 yıl
boyunca yasaklamıştır. Yasak devam
etmektedir.
Bursa Milletvekilimiz
Sayın Aykan Erdemir 17.09.2011 tarihli
örgüt toplantılarının
yapılmasıyla ilgili yazıma
yanıt yazılı cevap
vermiştir. http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/bursa-millet-vekilimiz-aykan-erdemir-in.html
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE
ÖRGÜT ÜYESİYİM bu üyelik kimliği bilinciyle bilgi
edinmek amacıyla 4 yıl
boyunca il ve ilçe
örgüt başkan ve yöneticilerimize yazılı ve
sözlü olarak defalarca sormama
rağmen aşağıdaki soruların
hiç birine bugüne kadar hiçbir
yanıt
alamadım. Alamıyorum.
İl ve ilçe
danışma toplantıları her
3 ayda bir
neden yapılmıyor?
Yapılan örgüt toplantılarında toplantı
tutanakları üyelere neden
açıklanmıyor?
İl ve ilçe
yönetim kurulları her
iki ayda bir
neden genişletilmiş olarak toplanmıyor?
İl ve ilçe
örgütleri neden kısa
orta uzun vadeli çalışma
plan ve programı yapmıyor?
İl ve ilçe örgütlerimizde örgütlenme ağı neden
kurulmuyor? Neden kurumsallaşmıyor? Neden aktif hale
gelmiyor?
http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2014/08/chp-bursa-il-orgut-baskanligimiza-2010.html
İl başkanımızın ve ilçe belediye
başkanımızın dilekçeme verdikleri
yazılı cevap
BURSA MİLLET VEKİLİMİZ AYKAN ERDEMİR 'İN YAZILI ÖNERİME CEVABI
CHP’Lİ, İL İLÇE BAŞKANLARIM. BİZ ÜYELER ARABA İSEK, SİZ ŞOFÖRSÜNÜZ
Mevcut tüzüğümüze çok büyük yetkileriniz ve sorumluluklarınız var. Tarihi
bir süreçte çok önemli görev yapıyorsunuz. Böylesine tarihi önemi olan bir
süreçte sizler Direksiyon başına geçmezsiniz, yakıtını koymazsanız, kontak
anahtarını çevirip arabayı çalıştırmazsanız, arabanın kendiliğinden
çalışmayacağını çok iyi biliyorsunuz. ARTIK DAHA FAZLA BEKLEMEYİN BEKLETMEYİN
HEMEN DİREKSİYON BAŞINA GEÇİN Arabayı çalıştırıp hareket ettirin. Aksi takdirde
yarın her bu arabayı çalıştırma şansınız olmaya bilir.
Sadece basın toplantılarıyla, Atatürk, devrim, devrimci, emperyalizm,
kapitalizm eşitlik, adalet, dayanışma söylemleriyle yetinmeyin örgütün içine
karışın, örgütü harekete geçirin. Hiç gecikmeden örgüt toplantıları düzenleyin.
(Tüzük Mad. 57 i hatırlayın) Örgütü harekete geçirin.
Her konuda örgüt üyelerini
bilgilendirin, onları konuşturun, onların önerilerini eleştirilerini alın.
Onları bir birleriyle kendinizle tanıştırın kaynaştırın, onların içinde olun.
Onlara Güven aşılayın, güvenlerini alın. Onların desteğini yardımını alın.
Dayanışma, yardımlaşma birlik beraberlik böyle olur. Bunları yapmaktan
korkmayın ürkmeyin çekinmeyin. Onlar CHP’nin gerçek sahipleridir. CHP Yi
emekleriyle oylarıyla inançlarıyla, yaşatan üyelerimiz ve halkımızdır.
ÖNCELİKLE ÜYELERİMİZİ, HALKIMIZI PARTİMİZİ VAR ETMEK İÇİN ÇALIŞMAZSANIZ SİZ
ASLA VAR OLAMAZSINIZ. Ve çok daha önemlisi tarihi sorumluluktan
kurtulamazsınız.
NOT: Sayın vekilim bu konuda yardımınızı ilginizi ve desteğinizi
bekliyoruz.17 Eylül 2011 09:18
Sevgili Zülfikar Bey,
CHP'de tüm örgütü düzenli olarak bir araya
getirecek il ve ilçe danışma kurulu toplantıları yapılması dileğimi geçtiğimiz
hafta ilde gerçekleştirilen eşgüdüm toplantısında dile getirdim. Tüm
milletvekilleri ve il yönetimi ile her ay bir ilçemizde toplanma dileğimi de
belirttim. Önümüzdeki süreçte Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun da
talepleri doğrultusunda CHP'yi daha geniş kesimlere açma ve katılımcı yönetimi
sağlamak için elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz. Hoşçakalın, 17 Eylül 2011 09:18
8/14/14
2010 YILINDA CHP YAŞANAN SORUN VE ÇÖZÜMLER HAKKINDA YAZDIĞIM İLK DİLEKÇEM VE ALDIĞIM İLK YANITLAR
CHP BURSA İL BAŞKANLIĞINA
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle CHP oylarında çok hızlı ve tahminlerin ötesinde bir artış olduğunu anketler göstermektedir.
Açıkça görülmektedir ki il ve ilçe yönetimleri Ülke genelinde esen bu rüzgârın çok gerisinde kalmıştır. İlçe yönetim kurulları toplantıları dışında hiçbir faaliyetleri yok gibidir. Mahalle temsilcileri yok, iş yeri temsilcileri yok, örgütlenme, eğitim vb. gibi çalışma grupları yok. Kadın ve gençlik kollarının adı var ama kendileri yok. İl ve ilçe örgütlerinde halkını bilgilendirecek, yönlendirecek örgütleyecek faaliyet yok. Böylesi bir dönemde bunların hayata geçirilmesi için hiç bir çalışma yok.
CHP bursa il başkanlığı ilçe başkanlarıyla toplantı yapmalıdır.
Çok gecikmeden derhal ve sürat le örgütlenme çalışması başlatılması için kararlar alınmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
Gerekli olan ve zorunlu çalışma grupları en kısa sürede oluşturulmalıdır.
Bursa genelinde, kahvehanelerde, evlerde, iş yerlerinde toplantılar düzenlenmeli gelişmeler anlatılmalı üye yapılmalı duyarlı istekli arzulu olan herkese çalışma guruplarında görev verilmelidir.
CHP bursa örgütünün bunu yapacak altyapısı potansiyeli, insan gücü bilgi birikimi ve çok deneyimli üyeleri vardır. Önemli olan bunu harekete geçirmektir.
Bu da il ve ilçe başkan ve yönetimlerinin görev yetki ve sorumluluk alanları içindedir. 29.05.2010
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
İl başkanımız dilekçeme aynen şu yanıtı vermişti.
İLETİNİZ VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEPSİ DİKKATE ALINACAKTIR GÜRHAN AKDOĞAN CHP İL BAŞKANI 30.05.2010
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
CHP Bursa Nilüfer İlçe Belediye başkanımız Sayın Mustafa Bozbey de aynı dilekçeme şu yanıtı vermişti
Sayın Zülfikar Bal, duygularınıza, düşüncelerinize ve önerilerinize teşekkür ederim. Çok yakında CHP İlce ve Il örgütü geleceğe yönelik programla ilgili toplantı yapacaktır. Sızın önerinizi İl ve İlce örgütlerine aktaracağım. Selam ve saygılarımla. Mustafa Bozbey
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
.
Zülfikar Bal 29 Mayıs 2010, 11.24 ( Belediye başkanımıza 2. yazım)
Sayın Mustafa Bey. Önerimi okuduğunuz için, yanıt verdiğiniz için gerçekten çok memnun oldum. Ama beni hoş görün lütfen bunu yazan doğrudan yazan siz misiniz? yoksa sizin adınıza görevlendirildiğiniz başka birimi?
Size bir önerim daha var halktan yoğun bir üye olma talebi var. il ve ilçe örgütleri belli aralıklarla basın huzurunda toplu üye kayıtları başlatacağını duyurursa ve böyle bir program hazırlanırsa sanırım çok yararlı olacaktır. Diye düşünüyorum.
Bu rüzgar çok ender yakalanıyor ve esiyor. Ne olur rüzgarın arkasından gitmeyelim. Rüzgarı karşımıza değil arkamıza alalım. Kaybetme lüksümüz yok. kaybedersek tekrar kazanma şansımız yok. Bu konuda il ilçe örgütlerini gerçekten etkisiz buluyorum. Harekete geçmek için neyi bekliyorlar ki.
Saygılarımla başarılarınızın devamını diliyorum. Düzenleyeceğiniz toplantıya dinleyici olarak katılma şansım olabilir mi? o gün sizin misafiriniz olabilir miyim? Bu konuda yardımcı olur musunuz?
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Bozbey 29 Mayıs 2010, 11.48 ( Belediye Başkanımızın cevabı)
Sayın Zülfikar Bal, gerçekten yüreğinize sağlık. Bana gelen tüm mesajlara ben yanıt varıyorum. Bizim anlayışımız bu. Su an Nilüfer ilce başkanımızla beraberiz. Nilüfer ilce örgütü 12 Haziran Saat 13.00 te Ata evler 2000 düğün salonunda üye katılım töreni olacak, sızı de bekliyoruz. Sızın Nilüfer de tanıdıklarınız varsa ve üye olmak istiyorlarsa İlçe Başkanımız Metin Çelik ile iletişime gecebilırler. Selam ve saygılarımla...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle CHP oylarında çok hızlı ve tahminlerin ötesinde bir artış olduğunu anketler göstermektedir.
Açıkça görülmektedir ki il ve ilçe yönetimleri Ülke genelinde esen bu rüzgârın çok gerisinde kalmıştır. İlçe yönetim kurulları toplantıları dışında hiçbir faaliyetleri yok gibidir. Mahalle temsilcileri yok, iş yeri temsilcileri yok, örgütlenme, eğitim vb. gibi çalışma grupları yok. Kadın ve gençlik kollarının adı var ama kendileri yok. İl ve ilçe örgütlerinde halkını bilgilendirecek, yönlendirecek örgütleyecek faaliyet yok. Böylesi bir dönemde bunların hayata geçirilmesi için hiç bir çalışma yok.
CHP bursa il başkanlığı ilçe başkanlarıyla toplantı yapmalıdır.
Çok gecikmeden derhal ve sürat le örgütlenme çalışması başlatılması için kararlar alınmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
Gerekli olan ve zorunlu çalışma grupları en kısa sürede oluşturulmalıdır.
Bursa genelinde, kahvehanelerde, evlerde, iş yerlerinde toplantılar düzenlenmeli gelişmeler anlatılmalı üye yapılmalı duyarlı istekli arzulu olan herkese çalışma guruplarında görev verilmelidir.
CHP bursa örgütünün bunu yapacak altyapısı potansiyeli, insan gücü bilgi birikimi ve çok deneyimli üyeleri vardır. Önemli olan bunu harekete geçirmektir.
Bu da il ve ilçe başkan ve yönetimlerinin görev yetki ve sorumluluk alanları içindedir. 29.05.2010
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
İl başkanımız dilekçeme aynen şu yanıtı vermişti.
İLETİNİZ VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEPSİ DİKKATE ALINACAKTIR GÜRHAN AKDOĞAN CHP İL BAŞKANI 30.05.2010
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
CHP Bursa Nilüfer İlçe Belediye başkanımız Sayın Mustafa Bozbey de aynı dilekçeme şu yanıtı vermişti
Sayın Zülfikar Bal, duygularınıza, düşüncelerinize ve önerilerinize teşekkür ederim. Çok yakında CHP İlce ve Il örgütü geleceğe yönelik programla ilgili toplantı yapacaktır. Sızın önerinizi İl ve İlce örgütlerine aktaracağım. Selam ve saygılarımla. Mustafa Bozbey
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
.
Zülfikar Bal 29 Mayıs 2010, 11.24 ( Belediye başkanımıza 2. yazım)
Sayın Mustafa Bey. Önerimi okuduğunuz için, yanıt verdiğiniz için gerçekten çok memnun oldum. Ama beni hoş görün lütfen bunu yazan doğrudan yazan siz misiniz? yoksa sizin adınıza görevlendirildiğiniz başka birimi?
Size bir önerim daha var halktan yoğun bir üye olma talebi var. il ve ilçe örgütleri belli aralıklarla basın huzurunda toplu üye kayıtları başlatacağını duyurursa ve böyle bir program hazırlanırsa sanırım çok yararlı olacaktır. Diye düşünüyorum.
Bu rüzgar çok ender yakalanıyor ve esiyor. Ne olur rüzgarın arkasından gitmeyelim. Rüzgarı karşımıza değil arkamıza alalım. Kaybetme lüksümüz yok. kaybedersek tekrar kazanma şansımız yok. Bu konuda il ilçe örgütlerini gerçekten etkisiz buluyorum. Harekete geçmek için neyi bekliyorlar ki.
Saygılarımla başarılarınızın devamını diliyorum. Düzenleyeceğiniz toplantıya dinleyici olarak katılma şansım olabilir mi? o gün sizin misafiriniz olabilir miyim? Bu konuda yardımcı olur musunuz?
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Bozbey 29 Mayıs 2010, 11.48 ( Belediye Başkanımızın cevabı)
Sayın Zülfikar Bal, gerçekten yüreğinize sağlık. Bana gelen tüm mesajlara ben yanıt varıyorum. Bizim anlayışımız bu. Su an Nilüfer ilce başkanımızla beraberiz. Nilüfer ilce örgütü 12 Haziran Saat 13.00 te Ata evler 2000 düğün salonunda üye katılım töreni olacak, sızı de bekliyoruz. Sızın Nilüfer de tanıdıklarınız varsa ve üye olmak istiyorlarsa İlçe Başkanımız Metin Çelik ile iletişime gecebilırler. Selam ve saygılarımla...
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT BAŞKANIMIZ SAYIN GÜNE AKLAN’A AÇIK MEKTUP
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT
BAŞKANIMIZ SAYIN GÜNE AKLAN’A AÇIK MEKTUP
Sayın ilçe Başkanım Güner
Aklan Bey
2005 yılında CHP Bursa Yıldırım ilçe başkanlığına aday olduğunuzu, Sayın Nihat ilk örücü
karşısında yarışı kaybettiğinizi sizden öğrenmiştim.
2012 yılının ilk yarısında yapılacak olan ilçemiz başkanlığına 2. Kez aday olmaya karar
verdiniz. çalışmalara başladınız.
Çalışmalarınızın her aşamasını çok
yakından takip ettiğimi Biliyorsunuz.
Sosyal medyada facebook sitesinde “SERBEST KÜRSÜ” adıyla
açtığınız sayfada kendinizi, tanıtmaya ve
sesinizi duyurmaya başladınız. Yazılarımı beğendiğinizi, sayfanızda da yayınlamamı önermeniz üzerine uzun bir süre sayfanızda yazmıştım. Ama sizi şahsen tanımıyordum. Başkan adayı olmadan
önce ilçe örgüt çalışmalarında, göremiyordum.
Çünkü 8 yıl önce yıldırım ilçeden, nilüfer ilçesine taşındığınızı sizden öğrenmiştim.
2011 yılı ortalarında
ilçemiz başkanlığına ikinci kez aday
olmak için çekirdek kadrosu 5 kişiden
oluşan “CHP YILDIRIM İLÇE BİRLİK GRUB” nu kurdunuz. (Grup üyeleri Güner Aklan,
Erkan Ateş, Hasan Hayırlı,Semih Özer ve Hüseyin
Ertaş’tı) http://www.olay.com.tr/m/makale/yusuf-kayisoglu/boyle-bir-toplanti-olmamistir.html
il ve ilçe yönetimlerinin bilgisi ve onayı dışında,telefonla mesajla ulaşabildiğiniz
ilçemiz üyeleriyle salonlarında ve kahvehanelerde (delege seçimleri konusunda) bilgilendirme toplantıları
yapmaya başladınız. Asıl
amaç üyeleri bilgilendirmekten ziyade kendinizi (grubunuzun üyelerini) ilçe
üyelerimize tanıtmak, anlatmak ve seçime
hazırlamak olduğunu sizde bizde, hepimizde çok iyi biliyorduk. Kurduğunuz grubun ve yaptığınız
çalışmaların, grup
toplantılarının anti demokratik olduğunu katıldığım her toplantıda yüksek sesle
ifade ettiğimi biliyordunuz.
İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİNİN BİLGİSİ VE
ONAYI DIŞINDA NEDEN GRUP
TOPLANTILARI YAPMA İHTİYACI
DUYDUNUZ?
Çünkü il,İlçe ilçe başkan ve
yönetim kurulu üyeleri, tüzüğün açık hükümlerine, yazılı ve sözlü uyarı ikaz
ve eleştirilerimize rağmen, en geç 2 ve 3 ayda bir düzenli örgüt toplantıları yapmıyorlardı. Yapsalar bile
toplantı kurallarına hiç uymuyorlardı.
Kendilerine rakip olanları,
eleştirenleri, toplantılarda hiç konuşturmuyorlardı.
Toplantı tutanakları tutmuyorlardı.
Kısacası Partinin üst organlarına aday olmak, seçilmek isteyen hiçbir üyenin,
özgür iradenin kendilerini delegelere,
üyelere tanıtma, düşünce, öner ve
eleştirilerini açıklama, anlatma
şansları hiç yoktu. Bu uygulama cumhuriyet halk partisi örgütlerinde
iyileşmez kronik hastalık haline gelmişti
Seçilmek isteyenlerin tek şanları vardı, grup kurmak, güç birliği oluşturmak
zorundaydılar. Sizde bu hastalıklı
antidemokratik yolu ve yöntemi
seçtiniz. kiraladığınız salon
ve kahvehanelerde grup
toplantılarına çalışmalara
başladınız.
Sayın ilçe Başkanım Güner
Aklan Bey
Eski yönetim
çok yıprandığı için, çalışamaz
hale geldiği için, aralarında birlik bütünlük iletişim
yok denecek kadar zayıftı. bu durumu genel sekreterimizin ziyaretinde itiraf etmişlerini bizzat genel
sekreterimizin ağzından duymuştum ilçemiz üyelerinden güçlü başkan adaylar çıkmadığı için,
ilçe başkanlık seçimini, çok zorlanmadan, kısa ama etkili bir grup
çalışmasıyla kazandınız.
Ama süreç içinde birlikte yola
çıktığınız çekirdek grup üyeleriyle, yollarınızı ayırmak
zorunda kaldınız. Daha da
önemlisi örgüt çalışmalarında demokratik mekanizmalar işletilmediği için 2 yıl
sonunda başkanlığını yaptınız yönetim kurulu (tıpkı bir önceki yönetimde olduğu
gibi) çok yıprandı. Çok önemli
yaralar aldı.
Örneğin 2 yıl sonunda yönetim kurlu üyeliklerinden 6 üye, yönetim kurulu yedek üyelerinin
tamamı ilçe sekreteri ve ilçe
saymanı da görevlerinden topluca istifa ettiler.
Hangi gerekçeler istifa ettiklerini
bugüne kadar örgüt üyelerine açıklamadınız.
Tıpkı bir
önceki yönetim gibi (tüzük hükmüne, kesintisiz yazılı sözlü uyarılara rağmen) en geç 2
ve 3
ayda bir düzenli ve zamanında
örgüt toplantıları yapmadınız. Yaptığınız toplantılarda
toplantı tutanakları düzenlemediniz.
Parti içi seçimlere
çok az kaldı. Örgüt toplantısı
yapmadığınız için, seçilmek, kendilerini ifade etmek
tanıtmak isteyenler tıpkı sizin gittiğiniz
yoldan gidenler olduğun fısıltı gazetesinden haberini alıyorum.
İlçe örgütümüzde uygulanan bu yöntemi, demokratik buluyor musunuz? Doğru buluyor musunuz? İlçe yönetiminin bilgisi ve onayı dışında
grup toplantısı yaptığınız
için, sizinde içinde olduğunuz 5 grup
arkadaşınız ilçe yönetimi tarafından disiplin kuruluna verilmişti.
İlçe başkanlığımızın bilgisi ve
onayı dışında yapılan
grup toplantılarını meşru buluyor
musunuz? En azından
bundan sonraki süreçte
gruplaşmaları ve grup
toplantılarını önlemek adına tüzük
hükmü gereğince örgüt toplantılarını düzenli olarak zamanında
yapmayı düşünüyor musunuz?
İlçe başkanlığımıza ait facebook sayfasını 2 yıldır
yazılarıma ve paylaşımıma yasakladığınız için
bu mektubumu şahsi sayfamda (facebook) ve
il örgütümüz (facebook) sayfasında
yayınlıyorum. sayfa üyeleri
huzurunda bilginize sunuyorum.14.08.2014
8/12/14
CHP DE GRUPÇULUK NEDİR? CHP’Yİ VE DEMOKRASİYİ ARKADAN HANÇERLEMEKTİR
CHP DE GRUPÇULUK NEDİR? CHP’Yİ
VE DEMOKRASİYİ ARKADAN HANÇERLEMEKTİR
CHP’de grupçuluğu öğrendiğim, anladığım
kadarıyla kendi üslubumla ifade
etmek ve anlatmak istiyorum.
CHP’DE GRUPÇULUĞU YARATAN, BESLEYEN
BÜYÜTEN NEDİR?
Cevap 1- CHP tüzüğünün 26.maddesine
göre örgütlenme ağını kurmamaktır. Kurumsallaştırmamaktır.
Cevap 2- CHP tüzüğünün 29. Ve 57. Maddesine göre örgüt
toplantılarını en geç 2 ve 3 ayda bir düzenli
olarak zamanında yapmamaktır.
Cevap 3- Yapılan örgüt
toplantılarında, toplantı
kurallarına ve disiplinine
uyulmamasıdır. Örgüt toplantılarında danışma toplantısı yönetmeliğinin 10. Maddesine
göre Milletvekillerine (protokole) öncelikli ve süresiz söz hakkı verilmesidir. (böylece örgüt üyelerinin,
delegelerin konuşma haklarının
ellerinden alınmasıdır.)
Cevap 4- Çalışma plan ve programının
hazırlanmaması dar kadro ile günü
birlik çalışma yapılmasıdır.
Örgütlenme ağı kurulup,
kurumsallaşmayınca, örgüt toplantıları
yapılmayınca, toplantı kurallarına ve disiplinine uyulmayınca,
katılımcıların bazılarına öncelikli ve
süresiz söz hakkı verilince, ayrımcılık ve
ayrıcalık yapılınca, çalışma
plan ve programı hazırlanıp
açıklanmayınca, CHP üyesinin ağzı bantlanmış, gırtlağı sıkılmış oluyor.
Ağzı bantlanan, gırtlağı sıkılan, nefes
alamayan CHP üyesi çaresiz
kalıyor. seçilmek için, kendini ifade etmek için yönetimlerden gizli olarak, grup
kuruyor. Kapalı kapılar ardında gizli,
saklı grup toplantıları yapıyor. Gruplar kendi masraflarını kendilerini karşılıyor. Parası çok olan doğrudan
yada dolaylı yoldan grubun ön sıralarında oluyor. genellikle grup
başkanı oluyor.
Anti demokratik yollardan kurulan
irili ufaklı, güçlü zayıf gruplar bir birlerinden ayrışıyorlar, ayrışan
gruplar, bir birleriyle yarışıyorlar. En güçlü olanı
yönetime kafa tutmaya meydan
okumaya başlıyor. Seçim yaklaşıyor
gruplar arasında pazarlıklar, kulisler
başlıyor. Adaylar, ekipler ortaya
çıkıyor. Blok listeler
hazırlanıyor. Seçimi kazanan kaleyi ele
geçiriyor. Koltuğa oturuyor. Seçimi kaybeden
ortalıktan çekiliyor. Meydanı
boş bırakıyor. Kesintisiz muhalefet
görevini yapmıyor. Yapamıyor. Pusuya
yatıp
bekliyor.
Kazanın, koltuğa oturanın iyice yıprandığı
zayıfladığı bir anda
ortaya çıkıyor. Yönetenlere ya istifa diyor yada genel
kurulu çağır diye adeta
emrediyor. Düşman kapmalar
böyle yaratılıyor. Bu anlayış bu zihniyet bu uygulama CHP’de
hiç değişmiyor.
Aslında ağzı bantlanan, boğazı
sıkılan, arkadan hançerlenen demokrasinin ta kendisi oluyor.
Gruplarla, yönetimlerle
savaşma gücü olmayan özgür irade CHP üyesi tribünlere
çekiliyor. Yönetimleri, grupları, kutupları tribünlerden izlemek
zorunda kalıyor. Ve ne yazık ki kendilerinden başka
hiç kimseyi düşünmeyen maskeli yüzler CHP’nin güçlenmesine iktidar olmasına izin
vermiyorlar. Ama demokrasi
nutuklarını da hiç dillerinden düşürmüyorlar. Bu sistemin köküne kezzap
suyu döküp yok etmedikçe, kökünü kurutmadıkça CHP iflah olmaz. tribünlerde izleyenler sahneye
inmez inemez.13.08.2014
http://www.chp.org.tr/?page_id=657
Tüzüğün bağlantı adresi
8/11/14
ASIL YANLIŞIN KAYNAĞINI GİZLEMEK İÇİN ALDIĞI KARARLARDAN DOLAYI KEMAL KILIÇDAR OĞLU İSTİFA ETSİN DİYENLER, HAKSIZLIK EDİYORLAR. YANLIŞ YAPIYORLAR. NEDEN Mİ?
Genel başkanımız Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu Cumhur
başkanı adaylığı konusunda diyor ki, risk üstlendiğim doğru mu? Doğru.
Ben bir
liderim. Parti yönetiyorum. Eğer bir lider
risk üstlenmezse sorun var
demektir. (Demokratik mi?)
Genel başkanımız Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu MHP’nin eleştirilmemesi konusunda diyor ki, 'Ben tüm parti teşkilatımıza bir talimat
verdim. MHP kesinlikle eleştirilmeyecek. AKP hariç hiçbir parti
eleştirilmeyecek (Demokratik mi?)
Genel başkanımız Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu seçim sonuçları açıklandıktan
sonra diyor ki, bugün olsa yine
Ekmel bey derdim. (Demokratik mi?)
Parti içi muhalefet Genel
başkana diyor ki, parti içi
demokrasiyi işletmedin. Cumhur başkanlığı seçiminde başarısız oldun. Ya istifa et. Yada
kurultayı topla. (Demokratik mi?)
Genel başkan
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu istifa
et, kurultayı topla diyenlere diyor ki,
ortada istifa edecek kurultayı toplayacak
bir durum yok. kurultayın toplanması için
yeterli imzayı bulursanız neden olmasın. (Demokratik mi?)
Bunlar tartışılırken
ne genel başkan, nede genel başkana muhalefet edenler somut bir gerçeği hiç dillendirmek, hiç gündeme getirmek istemiyorlar. (Demokratik mi?)
Somut gerçek CHP tüzüğünde yazılı olan 36. Maddedir: “Genel Başkan,
partiyi bağlayıcı demeçler vermeye ve bildiriler yayımlamaya yetkilidir. Genel
Başkan bu yetkisini görevlendireceği kimselere de kullandırabilir.” (Demokratik
mi?)
Genel başkanımız Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu Sayın deniz
Baykal’ın genel başkanlık
zamanında yazılmış olan
tüzük maddesinin kendisine vermiş
olduğu yetkiyi kullanmıştır. (Demokratik
mi?)
Demokrasiyi kökten yok
eden bu madde CHP genel başkanına, tıpkı
kral, padişah
gibi yetki vermiştir.
Demokrasiyi
savunuyorsanız bu maddenin tüzükte
ne işi vardır? Yüzünüzdeki ve sözünüzdeki demokrasi maskesini indirin önce bu
soruya cevap verin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)