“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”

1.11.11

CHP’LİYİM DİYEN HERKESE ÇOK MÜTHİŞ SORULAR SORACAĞIM


Genel başkanımız, Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduktan sonra, ihtiyaç duyduğunda, il başkanlarını Ankara’ya çağırıp toplantılar yapıyor. Yurt ve örgüt gezilerinde fırsat buldukça il ve ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyor.
        Genel sekreterimiz, örgütlenmeden sorumlu genel başkanımız, ya da parti yetkililerimiz, ihtiyaç duyduklarında il ve ilçelere gidiyorlar. İl ve ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
        İl başkanlarımız, ihtiyaç duyduklarında ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
        Genel başkanımız, MYK ve PM. İle peryodik toplantılarını yapıyor.  
        İl ve ilçe başkanlarımız periyodik yönetim kurulu toplantılarını yapıyor.  
        Buraya kadar en ufak itirazım olamaz. Çünkü olması gerekenler oluyor. Ama  
        CHP sadece toplantıyı yapanlardan ve toplantılara katılanlardan mı oluşuyor?
         İl başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, toplantı yapan parti yetkililerimize soruyorum,
         CHP’yi oylarıyla besleyen, oylarıyla ayakta tutan, CHP’NİN gerçek sahipleriyle, örgüte hayat veren, can veren üyeleriyle neden hiç kimse ilgilenmiyor? Neden üyelerimiz hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok sayılıyor?
         İl, ilçe yönetim kurulu toplantılarında, il başkanlarının ilçe başkanlarıyla yaptıkları toplantılarda, parti yetkililerimizin ilçe başkanları ile yaptıkları toplantılarda, ne konuştukları hakkında neden üyelerimize hiçbir bilgi vermiyor? Neden üyelerimiz hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok sayılıyor?  Haftalar, aylar, yıllar geçmesine rağmen üyelerimizle neden hiçbir toplantı yapılmıyor? Neden yönetimlerden habersiz korsan toplantılar yapılmasına izin veriliyor? Neden örgüt yönetimleri ile üyeler arasına köprü kurulmuyor da duvar örülüyor? Üyelerimiz neden yalnızlığa ve kaderlerine terk ediliyor? Neden sadece seçimden seçime hatırlanıyor? Neden? Neden?  Neden?        
       CHP üyeleri bu ilgisizliği, iletişimsizliği sevgisizliği fark etmiyor sanıyorsanız müthiş yanılıyorsunuz. 

CHP’LİYİM DİYEN HERKESE ÇOK MÜTHİŞ SORULAR SORACAĞIM

         Genel başkanımız, Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduktan sonra, ihtiyaç duyduğunda, il başkanlarını Ankara’ya çağırıp toplantılar yapıyor. Yurt ve örgüt gezilerinde fırsat buldukça il ve ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyor.
        Genel sekreterimiz, örgütlenmeden sorumlu genel başkanımız, ya da parti yetkililerimiz, ihtiyaç duyduklarında il ve ilçelere gidiyorlar. İl ve ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
        İl başkanlarımız, ihtiyaç duyduklarında ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
        Genel başkanımız, MYK ve PM. İle peryodik toplantılarını yapıyor.  
        İl ve ilçe başkanlarımız periyodik yönetim kurulu toplantılarını yapıyor.  
        Buraya kadar en ufak itirazım olamaz. Çünkü olması gerekenler oluyor. Ama  
        CHP sadece toplantıyı yapanlardan ve toplantılara katılanlardan mı oluşuyor?
         İl başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, toplantı yapan parti yetkililerimize soruyorum,
         CHP’yi oylarıyla besleyen, oylarıyla ayakta tutan, CHP’NİN gerçek sahipleriyle, örgüte hayat veren, can veren üyeleriyle neden hiç kimse ilgilenmiyor? Neden üyelerimiz hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok sayılıyor?
         İl, ilçe yönetim kurulu toplantılarında, il başkanlarının ilçe başkanlarıyla yaptıkları toplantılarda, parti yetkililerimizin ilçe başkanları ile yaptıkları toplantılarda, ne konuştukları hakkında neden üyelerimize hiçbir bilgi vermiyor? Neden üyelerimiz hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok sayılıyor?  Haftalar, aylar, yıllar geçmesine rağmen üyelerimizle neden hiçbir toplantı yapılmıyor? Neden yönetimlerden habersiz korsan toplantılar yapılmasına izin veriliyor? Neden örgüt yönetimleri ile üyeler arasına köprü kurulmuyor da duvar örülüyor? Üyelerimiz neden yalnızlığa ve kaderlerine terk ediliyor? Neden sadece seçimden seçime hatırlanıyor? Neden? Neden?  Neden?        
       CHP üyeleri bu ilgisizliği, iletişimsizliği sevgisizliği fark etmiyor sanıyorsanız müthiş yanılıyorsunuz.
           

27.10.2011 TARİHİNDE ATALAY PRESES DÜĞÜN SALONUNDA YILDIRIM İLÇE ÜYE TOPLANTISINDA YAPTIĞIM KONUŞMA



    Konuşmama başlamadan önce Van depreminde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza,  şehitlerimize, Allahtan rahmet yaralılara acil şifa, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyorum.
   Devletimizin, hükümetimizin depremlerden ders almalarını diliyorum, umuyorum bekliyorum.
   Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Hepimizin, her birimizin çok yakından takip ettiği ve bildiği gibi, ülkemiz, cumhuriyetimiz, partimiz tarihi bir süreçten geçmektedir. Keskin bir dönemecin içindeyiz.

Bölgenizde, ülkemizde, partimizde önüne geçilmez değişim rüzgârı eseme esmeye başlamıştır.  Değişime karışı koyanlar, değişime direnenler hiç şüpheniz olmasın ki, o keskin dönemeçte savrulmaktan kurtulamayacaklardır.
Yaşadığımız bu süreçte, kendimiz için, cumhuriyetin kazanımları için, partimiz için, geleceğimiz için, genel başkanımızdan en sade üyemize kadar hepimize, her birimize tarihi sorumluluklar ve görevler düşmektedir. 
Sorumluluklarımız ve görevlerimiz ihlal ve ihmal edilmeyecek kadar, başka kimseye devir ve terk edilmeyecek kadar önemlidir. Kutsaldır.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, örgütsel anlamda, parti içi demokrasi anlamında çözüm bekleyen sorunlarımız vardır. Bu anlamda her birimizin, hepimizin konuşacağı, eleştireceği birçok konu vardır. Olması da doğaldır.
Ama yaşadığımız bu hassas süreçte,
Gün birlik ve beraberlik günüdür.
Gün dayanışma kaynaşma, kucaklaşma günüdür.
Gün omuz, omuza, kol kola, yan yana, can cana hep birlikte hep beraber yürüme günüdür.

Bunu bugün yapmazsak isek, tarih bizi affetmeyecektir.
Gelecek kuşaklar, torunlarımız bizi affetmeyecektir.

Çok geç olmadan, iş işten geçmeden, uyanmamızın,  kendimize gelmemizin, tehlikeyi görmemizin tam zamandır.
Unutmayalım ki, CHP den başka sığınabileceğimiz güvenli başka bir liman yoktur.

Partimizi, bölüp parçalamak isteyen iç ve dış tuzaklardan korumak, hepimizin, her birimizin görevidir.

Değerli yol arkadaşlarım,
Partimiz, parti içi seçim sürecine girmiştir.
Genel başkanımız, örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcımız, il başkanımız, delegelerin, tüm oyları ile seçileceğini söylemişlerdir.

Tam bu noktada, bize düşen tarihi görev ve sorumluluk
Delege seçimlerinde hiçbir sorun yaşanmasına izin vermemektir.

Delege seçimlerini, hiçbir kuşkuya, şaibeye yer bırakmayacak bir uygulamayla, demokratik mekanizmaları işleterek,  CHP’ye ve bize yakışır şekilde gerçekleştirmeye mecburuz mahkûmuz.

Ülkemiz için, cumhuriyetimizin kazanımlarını korumak ve yaşatmak için, torunlarımız için, gelecek kuşaklar için mecburuz mahkûmuz.

Baniliğimizden, bencilliğimizden,  her türlü kişisel beklentilerimizden kurtulmaya, biz olmaya, sensiz bir kişi eksiğiz demeye mecburuz mahkûmuz.

Önerim
Seçim hazırlıklarına hiç zaman kaybetmeden hemen başlamaktır.
Seçimlerin, sağlıklı bir ortamda yapılması için, seçimlerde nasıl bir yol, yöntem izleyeceğimizi belirlemek için,  oy kullanacak üyelerimizi önceden bilgilendirmek için,

İlçemiz bünyesinde seçim komisyonu oluşturulmalıdır.
Seçim komisyonuna maddi anlamda mutlaka destek sağlanmalıdır. 

Maddi desteğin, gelir ve gider kaynaklarının nerden, kimden, ne kadar sağlandığı ve nerelere harcandığı kuruşuna kadar açıklanmalıdır. Rapor halinde üyelerin bilgisine sunulmalıdır. İlan panosuna asılmalıdır.

İsteyen her üye, masrafını karşılamak üzere kendi mahallesindeki üye listesine hiçbir sorunla karşılaşmadan sahip olmalıdır.

Çok önemsediğim ve cevap bulamadığım iki sorumu bilginize sunmak istiyorum.

Birinci sorum, aidatını ödemeyen üyeler,  seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklar mıdır?

İkinci sorum, aynı mahallede ikamet edipte, birbirini tanımayan üyeler  aday olmada, oy vermede, oy istemede ve kendini ifade etmede karşılaşacağı sorunlar nasıl aşılacaktır?
Saygılarımı sunuyorum.



DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVENLERİ KAPLI KAYA DERESİNE YÜRÜYÜŞE DAVET EDİYORUM.


          DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVENLERİ KAPLI KAYA DERESİNE YÜRÜYÜŞE DAVET EDİYORUM.
    
     Bursa Yıldırım İlçesi Kaplı kaya deresinde eşimle birlikte, genç ve dinç kalmak için, doğayla ve doğallıkla buluşmak için her sabah düzenli olarak her yürüyüş yapıyoruz.
     13.Kasım 2011 Pazar günü yapacağımız yürüyüşe,  sabah sporunu, doğayı ve doğallığı sevenleri, kendini genç ve dinç hissedenleri, önemli sağlık sorunu olmayanları, eşimizi, dostumuzu, arkadaşlarımızı, uzaktakileri, yakındakileri, tanıdığımız tanımadığımız, gencimizi, yaşlımızı hepinizi, herkesi bizimle birlikte yürümeye davet ediyoruz.
     Yürüyüşümüz orman içi ve dere boyudur. Gidiş dönüş tahminen 2 saat veya biraz daha uzun sürebilir. Yolumuzda yokuşlar vardır. Ama yollar çok engebeli değildir.
      Rahat ayakkabı olması önemlidir. İsterseniz, yanınıza termosla çay, sandviç tost (vb. gibi) alabilirsiniz? Yol boyunca kaynak sular vardır. Ama yanınızda küçük pet şişe su kabı bulundurabilirsiniz.
      Hava muhalefeti ( aşırı kar ve yağmur  ) ve önemli bir engel çıkmadığı taktirde yürüyüşümüz mutlaka ve tam saatinde başlayacaktır. Katılacakların geç kalmaması önemle rica olunur.
       Buluşma yeri  : Bursa, Yıldırım kaplı kaya Mah. Peyami safa ilköğretim okulu arkası kaplı kaya alabalıkçısı önü 
       Tarih                 : 13.Kasım 2011 Pazar sabahı 
       Hareket saati  : 7.30

CHP GENEL BAŞKANIMIZA, CHP İL VE İLÇE ÖRGÜT BAŞKANLARIMIZA, ÇOK ÖNEMLİ BİR ÖNERİM VAR



Sabah erkenden yerel gazetelere göz attım. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdarğlu’nun hafta sonunu Bursa’da geçirdiğini ve çok önemli toplantılarda ve etkinliklerde bulunduğunu öğrendim. Etkinliklerden programdan haberim olmadığı için katılamadım ve üzüldüm. benim gibi haberi olamayan bir çok partilininde  üzüldüğünden  hiç kuşku duymuyorum.

Genel başkanımızın Eskişehir’den sonra Bursa’ya geleceğini, 29 Ekimde Nülüler Belediye Başkanlığımızın düzenlediği Cumhuriyet yürüyüşüne katılacağını duymuştum. On binlerin yürüdüğü muhteşem meşaleli yürüyüşe bende katılmıştım. Birlikte yürümüştük. O gün genel başkanımızın neden halka hitap etmediğini çok merak etmiştim. “Burada toplanan kitle CHP’nin kitlesi değil, cumhuriyete sahip çıkmak için toplanan kitle. Benim konuşmam şık olmaz” dediğini öğrenince merakımı giderdim. Haklı olduğunu düşündüm.

 Genel başkanımızın Aynı gün akşam kervan sarayda 400 kişinin katıldığı (yemeğe katıldığını değil) yemekte konuştuğunu öğrenince haklı olmadığını düşündüm. Çünkü yemekten haberi olmayanlar, yemeğe katılmak için parası olmayanlar orada yapılan konuşmayı dinleyemediler.

Özellikle il ve ilçe örgütlerimizde CHP sini ilgilendiren, her tülü eylem, etkinlik ve toplantılarla ilgili düzenlenen plan ve programların örgütümüze, üyelerimize önceden duyurulmaması, en azından duyuru panolarına asılmaması, çok büyük bir eksikliktir. Çünkü CHP hepimizindir. Hepimizin bilgisi olması çok önemlidir. Çünkü CHP üyelerinin hepsi eşit haklara sahiptir.

ÇOK ÖNEMLİ ÖNERİM
CHP hepimizin partisi ise, tüm üyeler  eşit  haklara  sahip ise,  genel merkezimizin, il ve ilçe örgüt yönetimlerimizin, yapılacakları eylem, etkinlik ve toplantılarla ilgili olarak, örgütümüzü ve üyelerimiz arasında hiç bir  ayrım  yapmadan zamanında bilgilendirmelerini bu konuda  gerekli duyarlılığı ve hassasiyeti göstermelerini önemle diliyorum, umuyorum, bekliyorum.

31.10.11

CHP BURSA İL BAŞKANIMIZIN CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI AYAKTA ALKIŞLANIR, AMA


  
CHP Bursa İl Başkanımız, Sayın Gürhan Akdoğan, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayınladığı bayram mesajında aynen şunları söylemiştir. “terör ve depremin aldığı canların yüreğimizdeki acıları devam ediyor. İçimiz yanıyor. Bunu fırsat olarak değerlendiren hükümetin Cumhuriyet bayramı törenlerini, resmi, geçitleri, okullardaki kutlamaları iptal etmesini esefle kınıyoruz. Özgür Bağımsız Bir Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda, bu topraklar için kanını dökmüş, canını vermiş aziz şehitlerimize vefasızlıktır. Bugün bu topraklar üzerinde özgür ve bağımsız yaşıyorsak,  bunu en başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğumuzu asla unutmayacağız” (31.10.2011 Kent. K.kaymaz) bu sözler ayakta alkışlanır.
   
 Sayın Başkanım  
 Asla unutmamamız gereken bir gerçek daha var. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, gücünü halkından alıyordu. Halkıyla kaynaşmış, halka tam güven vermişti. Vatanın kurtuluşu için analarımız omuzlarında cephane taşımışlardı.  Babalarımız ölüme koşarak gitmişlerdi. Sözleriniz çok güzel, çok anlamlı, çok etkili.  Ama üzülerek ifade ediyorum ki böyle bir günde, il ve ilçe başkanları, yönetimleri halkımıza güven vermiyor.  Halkımızla bütünleşip kaynaşamıyor.
   
 Evet, ifade ettiğiniz gibi Cumhuriyet Bayramında,  etkinlikler yasaklanıyor. Ama halkımız cumhuriyete sahip çıkıyor.  On binler yüz binler kendiliğinden sokağa dökülüyor. Meşaleler gecenin karanlığını aydınlatıyor.  Cumhuriyete sahip çıkan halkımız, Atatürk’ün iki eserimden biri değdi CHP’SİNE aynı oranda sahip çıkmıyor. Neden? CHP’SİNİN düzenlediği etkinlikleri 150- 200 kişi ile sınırlı kalıyor.  (CHP’NİN kurtuluşu, zamları protesto etkinlikleri gibi) düşündürücü olan bu gerçektir.
    
İlimiz örgütlerinde örgütlenme ağı kurulmuyor. Bir iki ay içinde delege seçimleri yapılacak. Aynı mahallede oturan üyelerimiz bir birlerini tanımıyor. Tavanıyla tabanı arasında iletişim kurulmuyor. Korsan toplantılar yapılıyor. Ama örgüt toplantıları yapılmıyor.  Bu konularda çalışma başlatılmıyor. Neden?  Düşündürücü olan bu gerçektir.
Örgütlü güç olmayınca, etkili, anlamlı güzel sözler boşlukta kalıyor. 
   

CUMHURİYET HALK PARTİLİLERE, BAŞKANLARA, ÜYELERE TARİHİ BİR SORU


Atatürk diyor ki "BENİM İKİ BÜYÜK ESERİM VAR; BİRİ TÜRKİYE CUMHURİYET'İ DİĞERİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ’DİR"
Van depremi nedeniyle, hükümet cumhuriyet bayramını kutlamadı. Ama halk cumhuriyete sahip çıktı. On binler, yüz binler yürüdü.
TARİHİ SORU. Aynı halk neden CHP’sine aynı güçle coşkuyla sahip çıkmıyor? Neden CHP kuruluş yıldönümü, 150-200 kişi ile kutlanıyor. CHP'nin düzenlediği zamları protesto eylemlerine 150-200 kişi katılıyor?
Suç halkımızda mı? CHP'YE yıllarca yönetim edenlerde mi?
Her CHP'Lİ başkan, yönetici, üye tek başına aynanın karşısına geçmeli, aynaya bakmalı, aynada gördüğüne bu sorunun cevabını vermelidir.

30.10.11

BİR YAZI YAZACAĞIM. YAZIMDA CHP’LİLERE DİYECEĞİM Kİ

 BİR YAZI YAZACAĞIM. YAZIMDA CHP’LİLERE DİYECEĞİM Kİ
    
    
 Aklınızı başınıza toplayın. Kolaycılığa kaçmayın. AKP’Yİ ve AKP’LİLERİ suçlama yerine kutlayın. Neden mi?
    
 Cumhuriyet kurulduğu günden beri, davaları uğruna mücadele ettiler, ediyorlar. Sabırla, inatla, azimle çalıştılar, çalışıyorlar. Kabul etseniz de etmeseniz de, içinize sindirseniz de sindirmeseniz de, başardılar ve iktidar oldular. Şimdi inandıklarını ve doğru bildikleri yolda ilerliyorlar. Yapması gerekenleri yapıyorlar ve yapacaklarda. Kutlanacak bir başarı değil mi?
    
Ya siz ne yaptınız? O büyük dehasıyla ülkemizin kaderini değiştiren, devrimler yapan, cumhuriyeti kuran düşmanları ülkemizden atan, hepsini bir arada yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni baştan yaratıp emanet ettiği eserlerini, devrimlerini, savunamadınız, koruyamadınız. Tam tersine Cumhuriyetin kazanımları sizi koruyacak, savunacak sandınız. Rehavete düştünüz. Sabırla, inatla, azimle çalışmadınız, rakibinizin gücünü önemsemediniz. Ve yenildiniz?
    
Şimdi elinizde son bir şansınız var. Ya şansı kullanır iktidar olursunuz. Yada AKP’yi ve AKP’LİLERİ
Suçlamaya devam eder hep muhalefette kalmaya mahkûm olursunuz.
    
O şans, AKP’Yİ suçlama, yargılama, kendinizi savunma kolaycılığına kaçmamaktır.
    
O şans, maskelerden, bencillikten, benlikten, anti demokratik davranışlardan,  yanlış alışkanlıklardan, zihniyetlerden, kurtulmaktır. 
    
O şans, halkın oyunu alıp, sonra sırtını halka dönmemektir. Ne halin varsa gör dememektir.
    
O şans halka yüzünü halka dönmektir. Halkın içine karışmaktır. Halkla buluşmaktır. Kaynaşmaktır. Tanışmaktır.
   
 O şans demokrasinin evrensel ilkelerini, eşitliği, adaleti özgürlüğü sözde değil, örgütlü yaşamın pratiği içinde, hayata geçirmek ve uygulamaya koymaktır.
    
O şans, alışılmış,  basit politikalara, basit ayak oyunlarına, içi doldurulmayan anlamsız nutuklara rağbet etmemektir. 
   
 O şans, gücün kaynağını cebindeki parandan, güçlü dayından, etkili yetkili kişilerden, kariyerinden etiketinden, güzel konuşmandan, grubundan kutbundan değil, doğrudan üyeden, üyenin oyundan, partinin tüzüğünden, ilke ve kurallarından, plan ve programlarından, kararlarından, örgütlü güçten almaktır.
  
 HODRİ MEYYDAN ÖNÜMÜZDE PARTİ İÇİ SEÇİMLER VAR. O SON ŞANSI KULLANMANIN TAM ZAMANI VARMISINIZ? 
 

CUMHURİYET MÜCADELESİNDEN VAZGEÇME




KENDİNİ YORGUN HİSSETSEN BİLE,
BAŞARI SENDEN KAÇSA BİLE
BİR HATA SANA ZARAR VERSE BİLE
BİR HAYAL YOK OLSA BİLE
GÖZYAŞLARI GÖZLERİNİ YAKSA BİLE
KİMSE GAYRETİNİ FARK ETMESE BİLE
NANKÖRLÜK ÖDÜLÜN OLSA BİLE
ANLAYIŞSIZLIK SENİ GÜLMEKTEN ALI KOYSA BİLE
VE HATTA HER ŞEY Hİ. BİR ŞEY OLSA BİLE
VAÇME, VAGEÇME, VAZGEÇME ……………….
YENİDEN BAŞLA
(Not. şiir bana ait değil)

29.10.11

CHP’Lİ İSEK, DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR İSEK, DEMOKRAT İSEK O ZAMAN ÖNCE İYNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM.

CHP’Lİ İSEK,  DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR İSEK, DEMOKRAT İSEK O ZAMAN ÖNCE İYNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM.
         Herhangi bir il düşünelim, o ilin ilçesinde CHP’Lİ ilçe örgütünü düşünelim.  O ilçenin herhangi bir mahallesinin her hangi bir sokağında ikamet eden bir CHP üyesini düşünelim.  O üyeye bazı sorular soralım.
        Soru 1- oturduğun sokakta, CHP örgütü adına seninle ilişki iletişim kuran, herhangi bir üye, sokak sorumlusu, mahalle temsilcisi delege vb. var mı?
        Soru 2-ikamet ettiğin ilçe örgütünün CHP’Lİ başkanını ve yönetim kurulu üyelerini tanıyor musun?
         Soru 3- ilçe yönetim kurulunun kaç gün arayla, hangi günlerde, hangi gündemlerle toplandığından, hangi kararları aldığından, hangi kararların uygulamaya konulduğundan haberin oluyor mu?  
         Soru 4- ilçe binasına gittiğinde ilgiyle,  sevgiyle, güler yüzle karşılayan oluyor mu? İlan panosunda, plan ve programlar, kısa, orta ve uzun vadede yapılacak işlerle, etkinliklerle, ilgili olarak ilan, duyuru, rapor vb. gibi belgeler bilgiler görüp okuyor musun?
          Soru 5- Parti içinde ve Türkiye genelinde çok önemli olaylar meydana geldiğinde üyeleri bilgilendirmek, üyelerin, eleştirilerini, düşüncelerini, önerilerini, yorumlarını almak amacıyla örgüt toplantıları yapılıyor mu?
          Soru 6- ilçe örgütün yaptığı, iş ve işlemlerde, alınan kararlarda, mali konularda, görev yetki ve sorumlulukların kullanılmasında değişmeyen ilke ve kurallara, parti tüzüğüne uyulduğuna, uygulandığına inanıyor musun?  
          Soru 7- örgüt içinde üyelerin kendilerini, düşüncelerini ifade etmede, seçmede ve seçilmede eşit haklara sahip olduklarına inanıyor musun?  
         Bu soruların hepsine olumlu yanıtlar almıyorsak, CHP’Lİ ve demokrat olduğumuzu, demokrasiyi savunduğumuzu söyleyebilir miyiz? Söylersek gereklerini yerine getirmediğimiz sözlerle, nutuklarla kimseyi inandırabilir miyiz? Üyelere, halka güven verebilir miyiz?