CHP’SİNİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, YENİ CHP’DE, YENİ SEÇİLEN BAŞKAN VE YÖNETİMLER DÖNEMİNDE HAKLARIMI VE BİLMEDİKLERİMİ BİLMEK, ANLAMAK, UYGULAMAK İSTİYORUM.
Bir birey olarak, bir insan olarak, Zülfikar Bal olarak değil, CHP’sinin asil ve sade bir üyesi olarak, kendimi, parti içinde, örgüt içinde güvensiz, korumasız, savunmasız ve korumasız hissediyorum.
Çünkü parti içinde, örgüt içinde haklarımın görev ve yetki ve sorumluluk sınırlarımın neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü parti organlarının parti organlarına seçilenlerin, görev, görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü iki yıldan beri örgüt yönetimlerine yazılı ve sözlü olarak sorduğum, hiçbir soruma, önerime, eleştirime yanıt alamıyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgütün, örgüt organlarının hangi ilke ve kurallara, plan ve programa bağlı olarak çalıştığını bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum partinin programının, politikalarının neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgüt yönetiminin, hangi toplantılarında hangi gündem maddelerini görüştüklerini hangi kararları aldıklarını bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgüt yönetiminin kısa, orta ve uzun vadeli plan ve projelerinin neler olduğunu bilmiyorum.
Bilgili, bilinçli bir üye olabilmem için, aynı parti dilini konuşabilmem için, haklarımı ve partimi güvenle savunabilmem için
Yeni CHP’de, yeni seçilen ilçe yönetimleri döneminde, CHP’sinin asil bir üyesi olarak, CHP’sinin hangi örgütüne kayıtlı olursam olayım, haklarımı ve bilmediklerimi bilmek, öğrenmek, anlamak ve uygulamak istiyorum.
“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”
17.5.12
CHP’SİNİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, YENİ CHP’DE, YENİ SEÇİLEN BAŞKAN VE YÖNETİMLER DÖNEMİNDE HAKLARIMI VE BİLMEDİKLERİMİ BİLMEK, ANLAMAK, UYGULAMAK İSTİYORUM.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP’DE KAVGAYI, KABA KUVVETİ, ŞİDDETİ ŞİDDETLE NALETLİYORUM, KINIYORUM. AMA
CHP’DE KAVGAYI, KABA KUVVETİ, ŞİDDETİ ŞİDDETLE NALETLİYORUM, KINIYORUM. AMA
Evet, gerekçesi ne olursa olsun, CHP, CHP örgütlerinde kavgayı, kaba kuvveti, şiddeti şiddetle ve nefretle lanetliyorum, kınıyorum. Ama
Evet, kavga edenleri, partiye zarar verenleri affetmeyelim, gözlerinin yaşına bakmayalım. Korkutalım kulağından tutup atalım. Ama
Kavgaya, kaba kuvvete, şiddete sebep olan nedeni, kavgadan, şiddetten, kaba kuvvetten çok daha önemli buluyorum.
Yasalar, kanunlar, tüzükler, mahkemeler, savcılar, yargıçlar, disiplin ve denetleme kurulları, emniyet teşkilatı, polis niçin vardır? Haklıyı haksızı ayırmak için. Adaleti sağlamak için. Haksıza hak ettiği cezayı vermek için.
Çözümü demokraside arıyorsak CHP’liler olarak, kendimizden korkmayalım, ürkmeyelim, çekinmeyelim, başkasına değil kendimize soralım.
CHP de, CHP örgüt çalışmalarında, haklıyı haksızı, doğruyu yanlışı, neye göre hangi temel doğruya göre bulup ortaya çıkaracağız? Haklıyla haksızı, doğruyla yanlışı nasıl bir birinden ayıracağız? Güçlünün zayıfı ezmesine, büyük balığın küçük balığı yutmasına, kurunun yanında yaşında yanmasına doğa kanunun işlemesine nasıl engel olacağız?
Partinin, tüzüğü, partinin disiplini, parti hukuk mu var diyeceksiniz? Partinin çalışma ilke ve kuralları, partinin organları, organlara seçilenlerin, üyelerin görev yetki ve sorumluluk sınırları mı var diyeceksiniz? Evet, bunların hepsi bunların var. Çok daha fazlasının olduğunu da biliyorum.
Ama çok büyük bir iddia ile söylüyorum parti içinde, örgüt, içinde (küçük istisnaların dışında bunları okuyanı anlayan, bilen uygulayan kimse yok. Bunları okuyan, anlayan, bilen, uygulayan kimse olmadığı için kavgaya, kaba kuvvete şiddete başvuranlar oluyor. Ve bunların önüne geçilemiyor.
Ve ne yazık ki CHP 20 yıldır bu anlayışla, bu zihniyetle bu uygulamayla yönetiliyor.
Bu köhnemiş, kokuşmuş, anlayıştan zihniyetten, uygulamadan, kronikleşmiş hastalıktan partimizi örgütlerimizi kurtarmadıkça kavgayı, şiddeti, kaba kuvveti, adaletsizliği, haksızlığı, eşitsizliği nasıl ve neyle önleyeceğiz?
Evet, gerekçesi ne olursa olsun, CHP, CHP örgütlerinde kavgayı, kaba kuvveti, şiddeti şiddetle ve nefretle lanetliyorum, kınıyorum. Ama
Evet, kavga edenleri, partiye zarar verenleri affetmeyelim, gözlerinin yaşına bakmayalım. Korkutalım kulağından tutup atalım. Ama
Kavgaya, kaba kuvvete, şiddete sebep olan nedeni, kavgadan, şiddetten, kaba kuvvetten çok daha önemli buluyorum.
Yasalar, kanunlar, tüzükler, mahkemeler, savcılar, yargıçlar, disiplin ve denetleme kurulları, emniyet teşkilatı, polis niçin vardır? Haklıyı haksızı ayırmak için. Adaleti sağlamak için. Haksıza hak ettiği cezayı vermek için.
Çözümü demokraside arıyorsak CHP’liler olarak, kendimizden korkmayalım, ürkmeyelim, çekinmeyelim, başkasına değil kendimize soralım.
CHP de, CHP örgüt çalışmalarında, haklıyı haksızı, doğruyu yanlışı, neye göre hangi temel doğruya göre bulup ortaya çıkaracağız? Haklıyla haksızı, doğruyla yanlışı nasıl bir birinden ayıracağız? Güçlünün zayıfı ezmesine, büyük balığın küçük balığı yutmasına, kurunun yanında yaşında yanmasına doğa kanunun işlemesine nasıl engel olacağız?
Partinin, tüzüğü, partinin disiplini, parti hukuk mu var diyeceksiniz? Partinin çalışma ilke ve kuralları, partinin organları, organlara seçilenlerin, üyelerin görev yetki ve sorumluluk sınırları mı var diyeceksiniz? Evet, bunların hepsi bunların var. Çok daha fazlasının olduğunu da biliyorum.
Ama çok büyük bir iddia ile söylüyorum parti içinde, örgüt, içinde (küçük istisnaların dışında bunları okuyanı anlayan, bilen uygulayan kimse yok. Bunları okuyan, anlayan, bilen, uygulayan kimse olmadığı için kavgaya, kaba kuvvete şiddete başvuranlar oluyor. Ve bunların önüne geçilemiyor.
Ve ne yazık ki CHP 20 yıldır bu anlayışla, bu zihniyetle bu uygulamayla yönetiliyor.
Bu köhnemiş, kokuşmuş, anlayıştan zihniyetten, uygulamadan, kronikleşmiş hastalıktan partimizi örgütlerimizi kurtarmadıkça kavgayı, şiddeti, kaba kuvveti, adaletsizliği, haksızlığı, eşitsizliği nasıl ve neyle önleyeceğiz?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
16.5.12
SADECE SEÇİM ZAMANI DEĞİL ASIL ŞİMDİ ÇIKMALISINIZ SAHNEYE
SADECE SEÇİM ZAMANI DEĞİL ASIL ŞİMDİ ÇIKMALISINIZ SAHNEYE
Üyesi olduğum CHP ilçe örgütünde dört başkan adayı vardı. Bir o kadarda aday olmaya teşebbüs edenler oldu. Aday olanlar ekibiyle grubuyla çetin bir yarışa girdiler, delegelerle kulis yaptılar, açık gizli toplantı yaptılar, rakipleriyle pazarlık yaptılar. Başkanlık adaylığından istifa edip adını yönetim kurulu üyeliğine yazdıranlar oldu. Kongre günü geldi blok listeler yarıştı. Dört listeden en çok oy alan liste yarışı kazandı. 3 liste kaybetti. Yarış demokratik miydi? Listelerin yazılması demokratik miydi? Bu soruyu sormanın artık hiçbir anlamı yok. Güçlü zayıfı yendi. Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Seçimi başkanlığı kaybedenlere diyorum ki, Seçimi kaybettik diye sahneden çekilmeyeceksiniz Asıl şimdi çıkacaksınız sahneye, şimdi Dim dik durup mücadeleye devam edecekseniz. Muhalefet görevinizi şimdi yapacaksınız. Öneri ve eleştirilerinizi şimdi koyacaksınız ortaya.
Üyelerimiz, delegelerimiz, sahneden çekilenleri, seçilip verdiği sözleri yerine getirmeyenleri, çalışmayanları çalışanları şimdiden takip etmeli. Bir daha ki seçimlerde fırsatçıların, açıkgözlerin, maskeli yüzlerin oyununa gelmemeli. Hak edeni delege seçmeli
Üyesi olduğum CHP ilçe örgütünde dört başkan adayı vardı. Bir o kadarda aday olmaya teşebbüs edenler oldu. Aday olanlar ekibiyle grubuyla çetin bir yarışa girdiler, delegelerle kulis yaptılar, açık gizli toplantı yaptılar, rakipleriyle pazarlık yaptılar. Başkanlık adaylığından istifa edip adını yönetim kurulu üyeliğine yazdıranlar oldu. Kongre günü geldi blok listeler yarıştı. Dört listeden en çok oy alan liste yarışı kazandı. 3 liste kaybetti. Yarış demokratik miydi? Listelerin yazılması demokratik miydi? Bu soruyu sormanın artık hiçbir anlamı yok. Güçlü zayıfı yendi. Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Seçimi başkanlığı kaybedenlere diyorum ki, Seçimi kaybettik diye sahneden çekilmeyeceksiniz Asıl şimdi çıkacaksınız sahneye, şimdi Dim dik durup mücadeleye devam edecekseniz. Muhalefet görevinizi şimdi yapacaksınız. Öneri ve eleştirilerinizi şimdi koyacaksınız ortaya.
Üyelerimiz, delegelerimiz, sahneden çekilenleri, seçilip verdiği sözleri yerine getirmeyenleri, çalışmayanları çalışanları şimdiden takip etmeli. Bir daha ki seçimlerde fırsatçıların, açıkgözlerin, maskeli yüzlerin oyununa gelmemeli. Hak edeni delege seçmeli
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
15.5.12
ANLAMAK ÇOK ZOR. NEYİ Mİ? LÜTFEN OKUYUN
ANLAMAK ÇOK ZOR. NEYİ Mİ? LÜTFEN OKUYUN
Yıllarca peş, peşe genel başkanlık ve genel sekreterlik yaptılar. Partinin tek hakimiydiler. Yıkılmaz kale yenilmez komutan gibiydiler. Ama öyle bir an, öyle bir zaman geldi ki, ne kadar yanıldıklarını anladılar. Olup bitenlere kendileri de inanamadılar. Güvendikleri dağlara karlar yağdı.
Yıllarca değişmeyen delegeler, değişmeyen il, ilçe başkanları, değişmeyen milletvekilleri fırsat kolluyorlarmış, düşmelerini bekliyorlarmış. Birden bire ikisini birden terk ettiler. Yeni başkanlarını, yeni yönetimlerini seçtiler. Çokta iyi ettiler. Bir dönemi bitirdiler.
Ama ne kendileri, nede yeni seçtikleri başkanları, başarılarının başarısızlıklarının hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Parti içi seçimlerde, yapılan il ilçe kongrelerinde, geçmişe yönelik başarı yada başarısızlıkların hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Seçimlerde yapılan haksızlıkların, adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, ilkesizliklerin, kuralsızlıkların hesabını sormadılar, soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Demokrasi demek, yönetmek, yönetenden hesap sormak, hesap vermek değil midir?
Demokrasi demek muhalefet etmek, eleştirmek, savunma yapmak değil midir?
CHP kurultaylarında, il ilçe kongrelerinde bütün bunlar niçin yapılmadı? İşte bunu anlamak çok zor.
Acaba gelenler gidenlerden mi çekindi? Yoksa gelenler gidenlerden mi çekindi? İşte bunu anlamak çok zor.
Keşke bir bilen olsa da, neden böyle olduğunu bize bir, ba.ir anlats
Yıllarca peş, peşe genel başkanlık ve genel sekreterlik yaptılar. Partinin tek hakimiydiler. Yıkılmaz kale yenilmez komutan gibiydiler. Ama öyle bir an, öyle bir zaman geldi ki, ne kadar yanıldıklarını anladılar. Olup bitenlere kendileri de inanamadılar. Güvendikleri dağlara karlar yağdı.
Yıllarca değişmeyen delegeler, değişmeyen il, ilçe başkanları, değişmeyen milletvekilleri fırsat kolluyorlarmış, düşmelerini bekliyorlarmış. Birden bire ikisini birden terk ettiler. Yeni başkanlarını, yeni yönetimlerini seçtiler. Çokta iyi ettiler. Bir dönemi bitirdiler.
Ama ne kendileri, nede yeni seçtikleri başkanları, başarılarının başarısızlıklarının hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Parti içi seçimlerde, yapılan il ilçe kongrelerinde, geçmişe yönelik başarı yada başarısızlıkların hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Seçimlerde yapılan haksızlıkların, adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, ilkesizliklerin, kuralsızlıkların hesabını sormadılar, soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Demokrasi demek, yönetmek, yönetenden hesap sormak, hesap vermek değil midir?
Demokrasi demek muhalefet etmek, eleştirmek, savunma yapmak değil midir?
CHP kurultaylarında, il ilçe kongrelerinde bütün bunlar niçin yapılmadı? İşte bunu anlamak çok zor.
Acaba gelenler gidenlerden mi çekindi? Yoksa gelenler gidenlerden mi çekindi? İşte bunu anlamak çok zor.
Keşke bir bilen olsa da, neden böyle olduğunu bize bir, ba.ir anlats
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
14.5.12
SOMUT ÖNERİ
1-SOMUT ÖNERİ
CHP EN KISA SÜREDE HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜNÜ DEVREYE SOKMALIDIR. BUNU YAPABİLMESİ İÇİN, BELLİ BİR ZAMAN DİLİMİNDE HAYATIN HER ALANINDA (KÖYDE KASABADA İLÇEDE İLDE) SÜRATLE ÖRGÜTLENME AĞINI KURMALI, ÇALIŞMA GRUPLARINI OLUŞTURMALI, KURUMSALLAŞTIRMALI VE AKTİF HALE GETİRMELİDİR. CHP TÜM ÖRGÜTLERİNDE BUNU YAPACAK POTANSİYEL GÜCE SHİPTİR. ÖRGÜTLENME AĞINI KURMAYAN İL VE İLÇE BAŞKANALRINA GENEL MERKEZ KESİNLİKLE KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR.
2-SOMUT ÖNERİ
CHP ÖRGÜT YÖNETİMLERİNİN, ALDIĞI KARARLAR, YAPTIĞI İŞ VE İŞLEMLER, MALİ KONULAR, KESİNLİKLE PARTİ ÜYELERİN HALKIN DENETİMİNE AÇILMALDIR. ÜYELER TÜRLÜ BİLGİYE BELGEYE ENGELSİZ ULAŞABİLMELİDİR. ENEGELLEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
3- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜTLERDE KISA ORTA VE UZUN VADEDE YAPILACAK İŞ VE İŞLEMLER, PLAN VE PROĞRAMLAR KESİNLİKLE İLAN PANOLARINA ASILARAK ÜYELERİN BİLGİLERİNE SUNULMALDIR. BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART HÖSGTERMELİDİR.
4-SOMUT ÖNERİ
HİÇ BİR BAŞKAN HİÇ BİR YÖNETİCİ HİÇ BİR GEREKÇEYLE, PARTİ ÜYESİNE AMİR GİBİ, PATRON GİBİ, KOMUTAN YADA MÜDÜR GİBİ DAVRANMAMALIDIR. DAVRANANLARA GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
5- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT ÇALIŞMALARINDA PARTİ TÜZÜĞÜNE PARTİNİN ÇALIŞMA İLKELERİNE UYMAYAN UYGULAMAYAN, UYGULATMAYAN ÖRGÜT YÖNETİMLERİNE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSGERMELDİR.
6- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT İÇİNDE HİÇ KİMSE AMA HİÇ KİMSE HİÇ BİR GEREKÇEYLE ÖRGÜT YÖNETİMİNDEN İZİNSİZ BAŞINA BUYRUK TOPLANTI YAPMAMALDIR. YAPANLARA MUTLAKA KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR?
CHP EN KISA SÜREDE HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜNÜ DEVREYE SOKMALIDIR. BUNU YAPABİLMESİ İÇİN, BELLİ BİR ZAMAN DİLİMİNDE HAYATIN HER ALANINDA (KÖYDE KASABADA İLÇEDE İLDE) SÜRATLE ÖRGÜTLENME AĞINI KURMALI, ÇALIŞMA GRUPLARINI OLUŞTURMALI, KURUMSALLAŞTIRMALI VE AKTİF HALE GETİRMELİDİR. CHP TÜM ÖRGÜTLERİNDE BUNU YAPACAK POTANSİYEL GÜCE SHİPTİR. ÖRGÜTLENME AĞINI KURMAYAN İL VE İLÇE BAŞKANALRINA GENEL MERKEZ KESİNLİKLE KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR.
2-SOMUT ÖNERİ
CHP ÖRGÜT YÖNETİMLERİNİN, ALDIĞI KARARLAR, YAPTIĞI İŞ VE İŞLEMLER, MALİ KONULAR, KESİNLİKLE PARTİ ÜYELERİN HALKIN DENETİMİNE AÇILMALDIR. ÜYELER TÜRLÜ BİLGİYE BELGEYE ENGELSİZ ULAŞABİLMELİDİR. ENEGELLEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
3- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜTLERDE KISA ORTA VE UZUN VADEDE YAPILACAK İŞ VE İŞLEMLER, PLAN VE PROĞRAMLAR KESİNLİKLE İLAN PANOLARINA ASILARAK ÜYELERİN BİLGİLERİNE SUNULMALDIR. BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART HÖSGTERMELİDİR.
4-SOMUT ÖNERİ
HİÇ BİR BAŞKAN HİÇ BİR YÖNETİCİ HİÇ BİR GEREKÇEYLE, PARTİ ÜYESİNE AMİR GİBİ, PATRON GİBİ, KOMUTAN YADA MÜDÜR GİBİ DAVRANMAMALIDIR. DAVRANANLARA GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
5- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT ÇALIŞMALARINDA PARTİ TÜZÜĞÜNE PARTİNİN ÇALIŞMA İLKELERİNE UYMAYAN UYGULAMAYAN, UYGULATMAYAN ÖRGÜT YÖNETİMLERİNE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSGERMELDİR.
6- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT İÇİNDE HİÇ KİMSE AMA HİÇ KİMSE HİÇ BİR GEREKÇEYLE ÖRGÜT YÖNETİMİNDEN İZİNSİZ BAŞINA BUYRUK TOPLANTI YAPMAMALDIR. YAPANLARA MUTLAKA KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM
CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM
CHP üyesi olarak bende parti büyüklerimizi uyarıyorum ve onlara diyorum ki, CHP’nin iki tane ebedi ve ezeli düşmanı vardır.
1- CHP’nin içinde ki düşmanları
2- CHP’nin dışındaki düşmanları
Çok büyük bir iddia ile söylüyorum ki, CHP’nin parti içindeki düşmanları insanlar değildir. Hiç bir zamanda insanlar olmamıştır.
Suçu, kabahati, hatayı, yanlışı, doğruyu, başarısızlığı, başarıyı, haklıyı haksızlığı, doğruyu yanlışı insanlarda arayanlar tarihi yanılgının içine düşmektedirler. Tarihi yanılgıdan dönülmediği sürece CHP’de iç barışı, huzuru, güveni, dayanışmayı, parti içi demokrasiyi, örgüt içi disiplini sağlanmak imkânsızdır. Bunlara çok yeni iki somut örnek vereceğim.
Mersinde seçimlerde kavga oluyor. Bir parti büyüğümüz sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, AKP’nin diline düşmeyin. Neyinizi paylaşamıyorsunuz? Haber TV. De yayınlanıyor.
İstanbul il kongresinde parti içinde itiş kakışlar oluyor. Genel başkanımız sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, beni eleştirirseniz saygıyla karşılarım ama partiye zarar vereni asla affetmem. Haber TV’de yayınlanıyor.
Tüm örgüt birimlerinde benzeri sorunlar yaşanıyor. Kavga, itiş kakış olmasa da, haberlere yansımasa da çok kalpler kırılıyor. Çok büyük haksızlıklar, adaletsizlikler, adaletsizlikler oluyor. Seçilmek için orantısız güç kullanılıyor. Hiç hak etmeyenler seçiliyor. Sonrada seçilenler diyor ki, şimdi el ele, kol kola verme zamanı. Şimdi birlik beraberlik zamanı. İşte bu insanı kahrediyor. Yiğidi kılıç kesmiyor ama bir acı söz öldürüyor. Çünkü yapanın yaptığı her şey yanına kar kalıyor.
İŞTE BU ANLAMDA CHP’DE AZICIK DEMOKRASİ VARSA CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM.
Parti içinde özellikle seçimlerde, yaşanan çok büyük haksızlıkların, adaletsizliklerin, eşitsizliklerin, disiplinsizliklerin ilkesiz ve kuralsız davranışların, (seçimlerde) orantısız güç kullananların önüne geçmediğiniz, bunları yapanlardan hesap sormadığınız, parti disiplinini, parti tüzüğünü, parti hukukunu işletip uygulamaya koymadığınız sürece, olup bitenleri anlamazlıktan, görmezlikten, duymazlıktan geldiğiniz ve sadece uyarılarla yetindiğiniz sürece, yapanların yaptıkları yanlarına kar kaldığı sürece, partiye en büyük zararı siz vermiş olursunuz.
Öncelikle parti içindeki sorunları çözmediğimiz sürece dışımızdaki güçlere karşı örgütlü gücü oluşturmakta çok zorluk çekeriz. Çekiyoruz da.
Ya otoritenin kurallarına ya demokrasinin kurallarına uymak ve uygulamak zorundayız. 14.05.2012
CHP üyesi olarak bende parti büyüklerimizi uyarıyorum ve onlara diyorum ki, CHP’nin iki tane ebedi ve ezeli düşmanı vardır.
1- CHP’nin içinde ki düşmanları
2- CHP’nin dışındaki düşmanları
Çok büyük bir iddia ile söylüyorum ki, CHP’nin parti içindeki düşmanları insanlar değildir. Hiç bir zamanda insanlar olmamıştır.
Suçu, kabahati, hatayı, yanlışı, doğruyu, başarısızlığı, başarıyı, haklıyı haksızlığı, doğruyu yanlışı insanlarda arayanlar tarihi yanılgının içine düşmektedirler. Tarihi yanılgıdan dönülmediği sürece CHP’de iç barışı, huzuru, güveni, dayanışmayı, parti içi demokrasiyi, örgüt içi disiplini sağlanmak imkânsızdır. Bunlara çok yeni iki somut örnek vereceğim.
Mersinde seçimlerde kavga oluyor. Bir parti büyüğümüz sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, AKP’nin diline düşmeyin. Neyinizi paylaşamıyorsunuz? Haber TV. De yayınlanıyor.
İstanbul il kongresinde parti içinde itiş kakışlar oluyor. Genel başkanımız sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, beni eleştirirseniz saygıyla karşılarım ama partiye zarar vereni asla affetmem. Haber TV’de yayınlanıyor.
Tüm örgüt birimlerinde benzeri sorunlar yaşanıyor. Kavga, itiş kakış olmasa da, haberlere yansımasa da çok kalpler kırılıyor. Çok büyük haksızlıklar, adaletsizlikler, adaletsizlikler oluyor. Seçilmek için orantısız güç kullanılıyor. Hiç hak etmeyenler seçiliyor. Sonrada seçilenler diyor ki, şimdi el ele, kol kola verme zamanı. Şimdi birlik beraberlik zamanı. İşte bu insanı kahrediyor. Yiğidi kılıç kesmiyor ama bir acı söz öldürüyor. Çünkü yapanın yaptığı her şey yanına kar kalıyor.
İŞTE BU ANLAMDA CHP’DE AZICIK DEMOKRASİ VARSA CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM.
Parti içinde özellikle seçimlerde, yaşanan çok büyük haksızlıkların, adaletsizliklerin, eşitsizliklerin, disiplinsizliklerin ilkesiz ve kuralsız davranışların, (seçimlerde) orantısız güç kullananların önüne geçmediğiniz, bunları yapanlardan hesap sormadığınız, parti disiplinini, parti tüzüğünü, parti hukukunu işletip uygulamaya koymadığınız sürece, olup bitenleri anlamazlıktan, görmezlikten, duymazlıktan geldiğiniz ve sadece uyarılarla yetindiğiniz sürece, yapanların yaptıkları yanlarına kar kaldığı sürece, partiye en büyük zararı siz vermiş olursunuz.
Öncelikle parti içindeki sorunları çözmediğimiz sürece dışımızdaki güçlere karşı örgütlü gücü oluşturmakta çok zorluk çekeriz. Çekiyoruz da.
Ya otoritenin kurallarına ya demokrasinin kurallarına uymak ve uygulamak zorundayız. 14.05.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
13.5.12
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ GENÇLİK KONGRESİ
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ GENÇLİK KONGRESİ
Atamızın yurdumuzu düşman işgalinden kurtarmak için Samsun’a ayak bastığı tarihin yıl dönümünde. (yani gençlik ve spor bayramının kutlandığı tarihte 19.5.2012 ) üyesi olduğum Bursa CHP Yıldırım İlçe Örgütü gençlik kolu kongresinin yapılacağını, gençlik kolu başkan adaylarımızdan Sinan Nergiz kardeşimin facebook sayfasında yayınladığı etkinlikten öğrenmiş bulunuyorum. Bursa dışında olduğumdan kongreye katılamayacağım için gerçekten çok üzgünüm.
Çok değerli gençlerimiz
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk vatanımızın korunmasını gençlerimize, CHP’sinin ve cumhuriyetin kazanımlarının korunmasında halkımıza ve CHP’lilere emanet etmiştir.
CHP’sinin gençlerimize, ekmek, su, hava ve güneş kadar ihtiyacı olduğu hepimiz tarafından özellikle ak saçlı sosyal demokratlar tarafından bilinen bir gerçektir. Çünkü gençlik partimizin dizlerindeki güçtür, enerjidir.
Üzülerek ifade ediyorum ki, partimizin CHP’sinin gücü, enerjisi çok ama çok zayıflamıştır. Zayıflatılmıştır. Yıllardan beri yoluna yürümekte, ilerlemekte güçlük çekmektedir. İşte tam bu böyle bir zamanda Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde yapılacak gençlik kurultayının partimize güç ve enerji vereceğinden zerre kadar kuşku duymuyorum.
Gençlerimize hayati derecede önemli bulduğum bazı ÖNERİLERİM iletmek istiyorum.
Ne kadar güçlüklerle ve zorluklarla karşılaşırsanız, karşılaşın özgürlüğünüzden, bağımsızlığınızdan asla ve asla taviz vermeyin.
Kendinizden başka hiç kimseye hiç bir gerekçeyle bağlı ve bağımlı olmayın.
Gücünüzü, yetkinizi partimizin tüzüğünden, çalışma ilkelerinden alın.
Parti içinde özerk ve bağımsız bir organ olduğunuzu sakın aklınızdan çıkarmayın.
Sizin dışınızda sizden başka, size hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle müdahale etmesine sakın ola ki izin vermeyin.
Kendi sorunlarınızı kendi içinizde demokratik yollardan çözün.
Yapacağınız tüm iş ve işlemleri, alacağınız kararları mutlaka ama mutlaka yazılı belgelere, bilgilere dayandırın.
EN ÖNEMLİ ÖNERİM İSE
Size yalvararak söylüyorum, aranızda örgüt çalışmalarınızda düzenleyeceğiniz, yapacağınız irili ufaklı gündemli gündemsiz tüm
toplantılarınızda toplantı usulüne, yöntemine kurallarına, toplantı disiplinine toplantı adabına her ne pahasına olursa olsun mutlaka uyun ve uygulayın. Bu konuda taviz vermeyin esnek davranmayın.
Toplantı kurallarına, usul ve yönetmelerine, toplantı disiplinine hiçbir zaman, uymayan uygulamayan bu sayede var olan ve varlıklarını sürdüren il ve ilçe başkan ve yönetimlerine örnek olmanızı diliyorum.
Sakın unutmayın demokrasinin, eşitliğin, adaletin sihri, formülü inanın toplantılarda uyacağınız uygulayacağınız ilke ve kurallarda gizlidir.
Partili ve partisiz tüm gençlerimizi en içten duygularımla sevgi ve saygıyla selamlıyor. İlçe Gençlik kongrenizin partimiz ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. 13.05.2012
Atamızın yurdumuzu düşman işgalinden kurtarmak için Samsun’a ayak bastığı tarihin yıl dönümünde. (yani gençlik ve spor bayramının kutlandığı tarihte 19.5.2012 ) üyesi olduğum Bursa CHP Yıldırım İlçe Örgütü gençlik kolu kongresinin yapılacağını, gençlik kolu başkan adaylarımızdan Sinan Nergiz kardeşimin facebook sayfasında yayınladığı etkinlikten öğrenmiş bulunuyorum. Bursa dışında olduğumdan kongreye katılamayacağım için gerçekten çok üzgünüm.
Çok değerli gençlerimiz
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk vatanımızın korunmasını gençlerimize, CHP’sinin ve cumhuriyetin kazanımlarının korunmasında halkımıza ve CHP’lilere emanet etmiştir.
CHP’sinin gençlerimize, ekmek, su, hava ve güneş kadar ihtiyacı olduğu hepimiz tarafından özellikle ak saçlı sosyal demokratlar tarafından bilinen bir gerçektir. Çünkü gençlik partimizin dizlerindeki güçtür, enerjidir.
Üzülerek ifade ediyorum ki, partimizin CHP’sinin gücü, enerjisi çok ama çok zayıflamıştır. Zayıflatılmıştır. Yıllardan beri yoluna yürümekte, ilerlemekte güçlük çekmektedir. İşte tam bu böyle bir zamanda Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde yapılacak gençlik kurultayının partimize güç ve enerji vereceğinden zerre kadar kuşku duymuyorum.
Gençlerimize hayati derecede önemli bulduğum bazı ÖNERİLERİM iletmek istiyorum.
Ne kadar güçlüklerle ve zorluklarla karşılaşırsanız, karşılaşın özgürlüğünüzden, bağımsızlığınızdan asla ve asla taviz vermeyin.
Kendinizden başka hiç kimseye hiç bir gerekçeyle bağlı ve bağımlı olmayın.
Gücünüzü, yetkinizi partimizin tüzüğünden, çalışma ilkelerinden alın.
Parti içinde özerk ve bağımsız bir organ olduğunuzu sakın aklınızdan çıkarmayın.
Sizin dışınızda sizden başka, size hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle müdahale etmesine sakın ola ki izin vermeyin.
Kendi sorunlarınızı kendi içinizde demokratik yollardan çözün.
Yapacağınız tüm iş ve işlemleri, alacağınız kararları mutlaka ama mutlaka yazılı belgelere, bilgilere dayandırın.
EN ÖNEMLİ ÖNERİM İSE
Size yalvararak söylüyorum, aranızda örgüt çalışmalarınızda düzenleyeceğiniz, yapacağınız irili ufaklı gündemli gündemsiz tüm
toplantılarınızda toplantı usulüne, yöntemine kurallarına, toplantı disiplinine toplantı adabına her ne pahasına olursa olsun mutlaka uyun ve uygulayın. Bu konuda taviz vermeyin esnek davranmayın.
Toplantı kurallarına, usul ve yönetmelerine, toplantı disiplinine hiçbir zaman, uymayan uygulamayan bu sayede var olan ve varlıklarını sürdüren il ve ilçe başkan ve yönetimlerine örnek olmanızı diliyorum.
Sakın unutmayın demokrasinin, eşitliğin, adaletin sihri, formülü inanın toplantılarda uyacağınız uygulayacağınız ilke ve kurallarda gizlidir.
Partili ve partisiz tüm gençlerimizi en içten duygularımla sevgi ve saygıyla selamlıyor. İlçe Gençlik kongrenizin partimiz ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. 13.05.2012
10.5.12
BENCE HEDEFİ TAM 12 DEN VURAN BİR YAZI
BENCE HEDEFİ TAM 12 DEN VURAN BİR YAZI
Demokratım diyen, demokrasiye azıcık inanan ve özümseyen, demokrasiye azıcık olun saygısı olan, hiç bir kimse, hiç bir zaman, hiç bir yerde, istediği kişilerle, canı istediği zaman hiç bir gerekçeyle toplantı yapmaz. Yapamaz. yapmamalıdır. NEDEN?
Çünkü demokrasi buna müsaade etmez. Çünkü demokrasi toplantılarda doğar, demokrasinin, havası, suyu, güneşi, toprağı toplantılardır. Toplantılarda, tarafsız ve eşit ve adil olarak uygulanan ve herkesin titizlikle uyması ve uygulaması gereken toplantı ilke ve kurallarıdır. Toplantı usul ve yöntemleridir. Toplantı disiplinidir, toplantı hukukudur, toplantı adabıdır.
İşte bu nedenle toplantılar, sadece toplantıyı düzenleyen kişi yâda kişileri değil, o kişi yâda kişilerin üyesi olduğu örgütü, örgüt yönetimini, örgüt üyelerinin her birisini eşit derecede ilgilendirir.
Örgüt yönetiminin, örgüt üyelerinin bilgisi ve izni dışında hangi gerekçeyle olursa olsun, yapılan toplantılar, demokrasiye ihanettir. demokrasiyi beslemez yaşatmaz var etmez. Tam aksine demokrasiyi zayıflatır, öldürür ve yok eder.
İşte CHP’de bir yerlere seçilmek, demokrasiye uygun olarak yapılmayan toplantılarda, kendini ifade etmek için antidemokratik yöntemlerle kurulan grupların, kutupların, hiziplerin, etkili, yetkili, etiketli, paralı kişilerin ve onlara bağımlı olan zayıf kişilerin yaptıkları budur.
Bu yol ve yöntemlerle, kapalı kapılar ardında, ahbap çavuş ilişkisiyle birçok parti üyesinden habersiz olarak yapılan gizli toplantılarda kendini (kendilerini) tanıtarak, seçilen kişiler, örgüt içinde üyeler arasında eşitliği, adaleti, hakkı hukuku hangi yüzle, hangi hakla, nasıl savunacaktır. Nasıl güven verecektir. Kendilerini var etmeden üyeleri nasıl var edecektir? Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayacaktır?
Bu anlayış, bu uygulama ve bu zihniyet içinde olanlar, demokrasiden özür dilemedikçe, örgüt önünde özeleştiride bulunmadıkça, teşhir edilmedikçe, bu alışkanlıktan tümüyle vazgeçilmedikçe, sahte demokrasi maskeleri düşürülmedikçe CHP’de parti içi demokrasi aldatmaca, oyalamaca ve avutmada olarak kalmaya mecbur ve mahkûmdur.
Toplantı kurallarına uymadan ve uygulamadan bunun mücadelesin, seçilmeden ve seçildikten sonra vermeden güzel ve etkili konuşmak, güzel değerlerden dem vurmak, özveride bulunmak, çok çalışmak oyalamanın, avutmanın, kandırmanın kılıfıdır.
Asıl ve esas olan örgütte, insanlar değiştikçe değişmeyecek olan, kalıcı ilke ve kuralların varlığıdır. Örgütlü yaşamın pratiğinde ilke ve kuralların hayat bulmasıdır. Örgütün anayasası olan tüzük hükümlerine uymaktır, uymayanları uyarmaktır. Görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu bilmektir. Çalışmayı, görevi, yetki ve sorumluluğu örgüt tabanında üyeler arasında alabildiğine yaymak ve yaygınlaştırmaktır. Üyelerin örgütle ilgili her türlü bilgiye belgeye engelsiz olarak ulaşabilmesini sağlamaktır. Açıklıktır. Demokrasi işte budur?
Demokratım diyen, demokrasiye azıcık inanan ve özümseyen, demokrasiye azıcık olun saygısı olan, hiç bir kimse, hiç bir zaman, hiç bir yerde, istediği kişilerle, canı istediği zaman hiç bir gerekçeyle toplantı yapmaz. Yapamaz. yapmamalıdır. NEDEN?
Çünkü demokrasi buna müsaade etmez. Çünkü demokrasi toplantılarda doğar, demokrasinin, havası, suyu, güneşi, toprağı toplantılardır. Toplantılarda, tarafsız ve eşit ve adil olarak uygulanan ve herkesin titizlikle uyması ve uygulaması gereken toplantı ilke ve kurallarıdır. Toplantı usul ve yöntemleridir. Toplantı disiplinidir, toplantı hukukudur, toplantı adabıdır.
İşte bu nedenle toplantılar, sadece toplantıyı düzenleyen kişi yâda kişileri değil, o kişi yâda kişilerin üyesi olduğu örgütü, örgüt yönetimini, örgüt üyelerinin her birisini eşit derecede ilgilendirir.
Örgüt yönetiminin, örgüt üyelerinin bilgisi ve izni dışında hangi gerekçeyle olursa olsun, yapılan toplantılar, demokrasiye ihanettir. demokrasiyi beslemez yaşatmaz var etmez. Tam aksine demokrasiyi zayıflatır, öldürür ve yok eder.
İşte CHP’de bir yerlere seçilmek, demokrasiye uygun olarak yapılmayan toplantılarda, kendini ifade etmek için antidemokratik yöntemlerle kurulan grupların, kutupların, hiziplerin, etkili, yetkili, etiketli, paralı kişilerin ve onlara bağımlı olan zayıf kişilerin yaptıkları budur.
Bu yol ve yöntemlerle, kapalı kapılar ardında, ahbap çavuş ilişkisiyle birçok parti üyesinden habersiz olarak yapılan gizli toplantılarda kendini (kendilerini) tanıtarak, seçilen kişiler, örgüt içinde üyeler arasında eşitliği, adaleti, hakkı hukuku hangi yüzle, hangi hakla, nasıl savunacaktır. Nasıl güven verecektir. Kendilerini var etmeden üyeleri nasıl var edecektir? Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayacaktır?
Bu anlayış, bu uygulama ve bu zihniyet içinde olanlar, demokrasiden özür dilemedikçe, örgüt önünde özeleştiride bulunmadıkça, teşhir edilmedikçe, bu alışkanlıktan tümüyle vazgeçilmedikçe, sahte demokrasi maskeleri düşürülmedikçe CHP’de parti içi demokrasi aldatmaca, oyalamaca ve avutmada olarak kalmaya mecbur ve mahkûmdur.
Toplantı kurallarına uymadan ve uygulamadan bunun mücadelesin, seçilmeden ve seçildikten sonra vermeden güzel ve etkili konuşmak, güzel değerlerden dem vurmak, özveride bulunmak, çok çalışmak oyalamanın, avutmanın, kandırmanın kılıfıdır.
Asıl ve esas olan örgütte, insanlar değiştikçe değişmeyecek olan, kalıcı ilke ve kuralların varlığıdır. Örgütlü yaşamın pratiğinde ilke ve kuralların hayat bulmasıdır. Örgütün anayasası olan tüzük hükümlerine uymaktır, uymayanları uyarmaktır. Görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu bilmektir. Çalışmayı, görevi, yetki ve sorumluluğu örgüt tabanında üyeler arasında alabildiğine yaymak ve yaygınlaştırmaktır. Üyelerin örgütle ilgili her türlü bilgiye belgeye engelsiz olarak ulaşabilmesini sağlamaktır. Açıklıktır. Demokrasi işte budur?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
9.5.12
KEŞKEEEE ADALETİN ÖZGÜRLÜĞÜN, EŞİTLİĞİN, DEMOKRASİNİN, HAKKIN, HUKUKUN NE OLDUĞUNU HİÇ BİLMESEYDİM YÂDA CHP’Lİ OLMASAYDIM.
KEŞKEEEE ADALETİN ÖZGÜRLÜĞÜN, EŞİTLİĞİN, DEMOKRASİNİN, HAKKIN, HUKUKUN NE OLDUĞUNU HİÇ BİLMESEYDİM YÂDA CHP’Lİ OLMASAYDIM.
Bir yurttaş olarak, bir CHP üyesi olarak, özellikle son iki yıldan beri ülkemde ve CHP’de olup bitenlerin, yaşananların farkındayım. İnternette paylaştığım Yazılarımı okuyan bazı CHP’liler diyorlar ki, neden hiç AKP hakkında yazmıyorsun da hep CHP hakkında yazıyorsun? Bu soruya birçok açıdan birçok yanıt verilebilir.
Değerli dostlarım, sevgili CHP liler beni, öncelikle üyesi olduğum partim ve partim içinde olup bitenler ilgilendiriyor. AKP Hakkında, AKP’nin yaptıkları ve yapacakları hakkında, hem eski genel başkanımız, hem yeni genel başkanımız, grup toplantılarında, mitinkilerde, günlük haberlerde, o kadar çok anlatıyorlar ki, inanın AKP’yi CHP’den çok daha iyi tanır bilir olduk.
Aslında AKP’ye çok kızıyorum. Çünkü AKP yüzünden partimiz içinde olup bitenleri konuşamıyoruz. Ne zaman CHP örgütleri içinde yaşanan olumsuzluklar, gündeme gelse, eleştirilse AKP’ye malzeme olmayın, birlik beraberlik zamanı, dayanışma zamanı vb. gibi uyarılarda ikazlar hazır. AKP gerekçe gösterilerek Parti içinde yaşanan, sorunların, haksızlıkların, adaletsizliklerin, başarısızlıkların üstü örtülüyor. Seçimlerde yâda örgüt çalışmalarında yaşanan, haksızlıkların adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, başarısızlıkların üstü örtülüyor. Bana göre çok ciddi yanlış yapılıyor.
Keşkeeeee ya adalet, eşitlik, özgürlük, hak, hukuk, demokrasi hakkında hiç bir şey bilmeseydim. Öğrenmeseydim. Yâda hiç CHP üyesi olmasaydım. Ama hem CHP üyesiyim hem de adaletin, özgürlüğün, eşitliğin, hakkın, hukukun, demokrasinin ne olduğunu az çok biliyorum.(internette hepsi yazıyor)
Basın medya önünde Hep birlikte parti içi seçim sürecini yaşıyoruz. Pati üyesi olarak seçimlerde yapılan, yaşanan adaletsizliğe eşitsizliğe haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çıkıyoruz. Öğrendiğimiz değerler üzerinden Hakkımızı arıyoruz. Tartışıyoruz. Zaman zaman kavga ediyoruz. Parti büyüklerinden, Seçilmiş olanlardan, seçilecek olanlardan yada onlara yakın olanlardan, olup biteni bilmeyen partililerimizden uyarı ikaz alıyoruz.
Kavga etmeyin, sorun çıkarmayın, AKP ye malzeme olmayın diyorlar. Kavganın tartışmanın nedenlerini hiç sormuyorlar araştırmıyorlar. Seçimlerde ya da örgüt çalışmalarında yaşanan, haksızlıkların adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, başarısızlıkların üstünü örtüyorlar. Bana göre çok ciddi yanlış yapılıyor. Demokrasi böylemi olur. Önce İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına, yoksa kimse bize inanmaz güvenmez.09.05.2012
Bir yurttaş olarak, bir CHP üyesi olarak, özellikle son iki yıldan beri ülkemde ve CHP’de olup bitenlerin, yaşananların farkındayım. İnternette paylaştığım Yazılarımı okuyan bazı CHP’liler diyorlar ki, neden hiç AKP hakkında yazmıyorsun da hep CHP hakkında yazıyorsun? Bu soruya birçok açıdan birçok yanıt verilebilir.
Değerli dostlarım, sevgili CHP liler beni, öncelikle üyesi olduğum partim ve partim içinde olup bitenler ilgilendiriyor. AKP Hakkında, AKP’nin yaptıkları ve yapacakları hakkında, hem eski genel başkanımız, hem yeni genel başkanımız, grup toplantılarında, mitinkilerde, günlük haberlerde, o kadar çok anlatıyorlar ki, inanın AKP’yi CHP’den çok daha iyi tanır bilir olduk.
Aslında AKP’ye çok kızıyorum. Çünkü AKP yüzünden partimiz içinde olup bitenleri konuşamıyoruz. Ne zaman CHP örgütleri içinde yaşanan olumsuzluklar, gündeme gelse, eleştirilse AKP’ye malzeme olmayın, birlik beraberlik zamanı, dayanışma zamanı vb. gibi uyarılarda ikazlar hazır. AKP gerekçe gösterilerek Parti içinde yaşanan, sorunların, haksızlıkların, adaletsizliklerin, başarısızlıkların üstü örtülüyor. Seçimlerde yâda örgüt çalışmalarında yaşanan, haksızlıkların adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, başarısızlıkların üstü örtülüyor. Bana göre çok ciddi yanlış yapılıyor.
Keşkeeeee ya adalet, eşitlik, özgürlük, hak, hukuk, demokrasi hakkında hiç bir şey bilmeseydim. Öğrenmeseydim. Yâda hiç CHP üyesi olmasaydım. Ama hem CHP üyesiyim hem de adaletin, özgürlüğün, eşitliğin, hakkın, hukukun, demokrasinin ne olduğunu az çok biliyorum.(internette hepsi yazıyor)
Basın medya önünde Hep birlikte parti içi seçim sürecini yaşıyoruz. Pati üyesi olarak seçimlerde yapılan, yaşanan adaletsizliğe eşitsizliğe haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çıkıyoruz. Öğrendiğimiz değerler üzerinden Hakkımızı arıyoruz. Tartışıyoruz. Zaman zaman kavga ediyoruz. Parti büyüklerinden, Seçilmiş olanlardan, seçilecek olanlardan yada onlara yakın olanlardan, olup biteni bilmeyen partililerimizden uyarı ikaz alıyoruz.
Kavga etmeyin, sorun çıkarmayın, AKP ye malzeme olmayın diyorlar. Kavganın tartışmanın nedenlerini hiç sormuyorlar araştırmıyorlar. Seçimlerde ya da örgüt çalışmalarında yaşanan, haksızlıkların adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, başarısızlıkların üstünü örtüyorlar. Bana göre çok ciddi yanlış yapılıyor. Demokrasi böylemi olur. Önce İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına, yoksa kimse bize inanmaz güvenmez.09.05.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP’NİN BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR PARTİ OLDUĞUNDAN, HİÇ BİR ZAMAN KUŞKUYA DÜŞMEDİM
CHP’NİN BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR PARTİ OLDUĞUNDAN, HİÇ BİR ZAMAN KUŞKUYA DÜŞMEDİM
CHP’nin büyük ve güçlü oluşunun kanıtı, 88 yıldır iç ve dış düşmanların açık gizili saldırılarına rağmen her türlü engellere ve zorluklara rağmen, varlığını ve yaşamını sürdürmüştür. Ve bugün dimdik, sapa sağlam ayaktadır. Ulu bir çınar gibi kökü ana dolunun bağrında ve çok derindedir
Çünkü CHP’sinin hamuru Kuvayı milliye ruhuyla, bağımsızlıkla, özgürlükle yoğrulmuştur. Başarılarla dolu tarihi geçmişi, sahip olduğu üstün değerler, tecrübeler Atatürk gibi büyük bir liderin CHP’ kurucusu ve başkanı olması, CHP’nin büyük ve güçlü oluşunun en somut kanıtıdır.
CHP 20 yıla yakın bir süredir, ana muhalefet partisi olarak kaldıysa, iktidar olamadıysa, bunun sorumlusu 88 yıldır CHP ’yi oylarıyla besleyen, oylarıyla ayakta tutan, inançlı, kararlı vefakâr üyeleri değildir.
CHP’nin 20 yıl içinde iktidar olamayışının sorumlusu, CHP üzerinden, rant elde etmek, koltuk kapmak hesabı içinde olanlardır. CHP adını ve amblemi (6 oku kıllanarak) hava atmak isteyenlerdir. CHP’nin halkın çıkarını değil, Küçük olsun benim olsun diyenlerdir. CHP kapılarını halka, üyelere kapatanlardır. Ve ne yazık ki onların miadı iktidarı AKP’ye teslim ettikten sonra dolmuş ve kullanılamaz hale gelmiştir.
Başka bir anlatımla, 20 yıla yakın bir süredir CHP’nin iktidar olamayışının sorumlusu, 20 yıldır parti yönetimlerinde bulunanlardır. Atatürkçülük, devrimcilik, emperyalizm, kapitalizm, eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasi söylemleriyle kendilerini ve halkı avutanlar, uyutanlar ve oyalayanlardır. kolay ve kestirme yolu tercih eden anlayış, zihniyet, uygulamalardır.
İşte bu nedenle CHP’ en büyük mücadeleyi öncelikle kendi içinde kendine yönelik olarak vermelidir. CHP kişilerin değişmesi, bir şey ifade etmiyor. CHP’ye insanlar ve insanların gücü değil, CHP’nin çalışma ilkeleri, kuralları, politikaları, beğenelim, beğenmeyelim tüzüğü, parti disiplini parti hukuku, parti içi demokrasi hâkim olmalıdır.
CHP taşra örgütlerinin 20 yıldır alışık olduğu hantal, bencil, beleşçi ve uyuşuk yapıdan kurtulmanın ne kadar zor olduğunu, delege ve ilçe yönetimi seçimlerinde gördüm, yaşadım ve anladım.
Kemal Kılıçdaroğlu ve çalışma arkadaşlarının öncülüğünde bu zor ve sıkıntılı günleri başarıyla atlatılacağına ve CHP’nin iktidar olacağına inanıyorum. 9.5.2012
CHP’nin büyük ve güçlü oluşunun kanıtı, 88 yıldır iç ve dış düşmanların açık gizili saldırılarına rağmen her türlü engellere ve zorluklara rağmen, varlığını ve yaşamını sürdürmüştür. Ve bugün dimdik, sapa sağlam ayaktadır. Ulu bir çınar gibi kökü ana dolunun bağrında ve çok derindedir
Çünkü CHP’sinin hamuru Kuvayı milliye ruhuyla, bağımsızlıkla, özgürlükle yoğrulmuştur. Başarılarla dolu tarihi geçmişi, sahip olduğu üstün değerler, tecrübeler Atatürk gibi büyük bir liderin CHP’ kurucusu ve başkanı olması, CHP’nin büyük ve güçlü oluşunun en somut kanıtıdır.
CHP 20 yıla yakın bir süredir, ana muhalefet partisi olarak kaldıysa, iktidar olamadıysa, bunun sorumlusu 88 yıldır CHP ’yi oylarıyla besleyen, oylarıyla ayakta tutan, inançlı, kararlı vefakâr üyeleri değildir.
CHP’nin 20 yıl içinde iktidar olamayışının sorumlusu, CHP üzerinden, rant elde etmek, koltuk kapmak hesabı içinde olanlardır. CHP adını ve amblemi (6 oku kıllanarak) hava atmak isteyenlerdir. CHP’nin halkın çıkarını değil, Küçük olsun benim olsun diyenlerdir. CHP kapılarını halka, üyelere kapatanlardır. Ve ne yazık ki onların miadı iktidarı AKP’ye teslim ettikten sonra dolmuş ve kullanılamaz hale gelmiştir.
Başka bir anlatımla, 20 yıla yakın bir süredir CHP’nin iktidar olamayışının sorumlusu, 20 yıldır parti yönetimlerinde bulunanlardır. Atatürkçülük, devrimcilik, emperyalizm, kapitalizm, eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasi söylemleriyle kendilerini ve halkı avutanlar, uyutanlar ve oyalayanlardır. kolay ve kestirme yolu tercih eden anlayış, zihniyet, uygulamalardır.
İşte bu nedenle CHP’ en büyük mücadeleyi öncelikle kendi içinde kendine yönelik olarak vermelidir. CHP kişilerin değişmesi, bir şey ifade etmiyor. CHP’ye insanlar ve insanların gücü değil, CHP’nin çalışma ilkeleri, kuralları, politikaları, beğenelim, beğenmeyelim tüzüğü, parti disiplini parti hukuku, parti içi demokrasi hâkim olmalıdır.
CHP taşra örgütlerinin 20 yıldır alışık olduğu hantal, bencil, beleşçi ve uyuşuk yapıdan kurtulmanın ne kadar zor olduğunu, delege ve ilçe yönetimi seçimlerinde gördüm, yaşadım ve anladım.
Kemal Kılıçdaroğlu ve çalışma arkadaşlarının öncülüğünde bu zor ve sıkıntılı günleri başarıyla atlatılacağına ve CHP’nin iktidar olacağına inanıyorum. 9.5.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
Kaydol:
Yorumlar (Atom)