CHP ÜYESİNE (BİREYE) GEREKLİ OLAN ÖNEM VE DEĞERİ VERİYOR MU?
Eğri oturup doğru konuşalım.
CHP başkanları yönetimleri, yetkilileri CHP üyesine gerekli olan değeri ve önemi veriyor mu?
CHP kendi üyesinin hakkına, hukukuna gerekli olan önemi değeri veriyor mu?
CHP kendi üyesine, parti içinde, örgütlü yaşam içinde, toplantılarda, kendini ifade etme hakkını, konuşma, üyeleri tanıma ve tanınma hakkını veriyor mu?
CHP üyeler arasında eşitliği, adaleti sağlamak için gerekli olan adımları atıyor mu?
CHP’li bir üye parti içinde, örgüt içinde hakkı olan bilgilere engelsiz ulaşabiliyor mu?
CHP de parası olan üye ile parası olmayan üye parti içi seçimlerde eşit koşullarda yarışabiliyor mu?
CHP’ il ilçe başkan ve yöneticileri yetkilileri bu sorulara makul ve mantıklı yanıtlar vermiyor, veremiyorsa, üyesini AKP ile AKP ‘nin yaptıklarıyla, yapacaklarıyla korkutmasın. Atatürk’e, devrimlerine, devrimcilere sığınıp boş nutuklar atmasın. Bu anlayışla bu uygulamayla iktidar olmayı hiç beklemesin. Halkla bütünleşsin kaynaşsın. Çok daha önemlisi ne ararsa kendi içinde arasın. Sorunun da cevabında kendi içinde olduğunu anlasın. Önce oyu değil oyu vereni kazanmasının yollarını arasın, bulsun uygulamaya koysun.
“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”
31.5.12
CHP ÜYESİNE (BİREYE) GEREKLİ OLAN ÖNEM VE DEĞERİ VERİYOR MU?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
NE YAZIK Kİ UMUT ETMEKTEN, İSTEMEKTEN, BAŞKA ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYOR.
NE YAZIK Kİ UMUT ETMEKTEN, İSTEMEKTEN, BAŞKA ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYOR.
CHP’de parti içinde yapılan seçimlerde gördüm, anladım, yaşadım ve şahit oldum ki
CHP’de kronik hastalık haline gelen, grup, kutup, anlayışının, zihniyetinin, uygulamasının,
Tek bir kişinin delege ve yönetim kurulu listesini belirlemesinin,
Hiç hak etmeyenlerin listeye yazmasının,
Blok liste yöntemiyle seçime gidilmesinin,
Etkili ve yetkili kişilerin seçimlere doğrudan ya da dolaylı olarak müdahale etmesinin,
Özgür iradenin önüne acımasızca set çekilmesinin
CHP’ye verdiği zararı, üyeler üzerinde yarattığı tahribatı
Hiç kimse, hiçbir kavga, hiçbir eleştiri, hiçbir rakip güç veremez.
Bu seçimin değil, bu psikolojik savaşın, güçler arasındaki savaşın
Son derece antidemokratik olan bu uygulamanın
Bu haksızlığın, adaletsizliğin
Bu kötü alışkanlığın,
Bunu içine sindiren zihniyetin
Bu seçimlerde son bulmasını
Kökünün kazılmasını,
Dilemekten, istemekten, umut etmekten başka elimizden bir şey gelmiyo
CHP’de parti içinde yapılan seçimlerde gördüm, anladım, yaşadım ve şahit oldum ki
CHP’de kronik hastalık haline gelen, grup, kutup, anlayışının, zihniyetinin, uygulamasının,
Tek bir kişinin delege ve yönetim kurulu listesini belirlemesinin,
Hiç hak etmeyenlerin listeye yazmasının,
Blok liste yöntemiyle seçime gidilmesinin,
Etkili ve yetkili kişilerin seçimlere doğrudan ya da dolaylı olarak müdahale etmesinin,
Özgür iradenin önüne acımasızca set çekilmesinin
CHP’ye verdiği zararı, üyeler üzerinde yarattığı tahribatı
Hiç kimse, hiçbir kavga, hiçbir eleştiri, hiçbir rakip güç veremez.
Bu seçimin değil, bu psikolojik savaşın, güçler arasındaki savaşın
Son derece antidemokratik olan bu uygulamanın
Bu haksızlığın, adaletsizliğin
Bu kötü alışkanlığın,
Bunu içine sindiren zihniyetin
Bu seçimlerde son bulmasını
Kökünün kazılmasını,
Dilemekten, istemekten, umut etmekten başka elimizden bir şey gelmiyo
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP YILDIRIM İLÇE BAŞKANLIĞINA
CHP BURSA YILDIRIM ESKİ İLÇE BAŞKANI ALİ TOĞAN 20.1.2011 TARİHİNDE BANA BİR GÖREV VERMİŞTİ. GEREVİ YERİNE GETİRMİŞTİM. AMA ESKİ İLÇE BAŞKANI GEREĞİNİ YAPMAMIŞTI, GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEMİŞTİ.
AYNI DİLEKÇEYİ HİZMET BİR BÜTÜN OLDUĞU DÜŞÜNCESİYLE YENİ SEÇİLEN İLÇE BAŞKANIMIZIN GÜNER AKLAN’IN VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN BİLGİLERİNE VE İLGİLERİNE ÖNEMLE SUNUYORUM VE GEREĞİNİ YAPMALARINI VE KONUNUN ÖNEMİ NEDENİYLE YAZILI BİLGİ VERMELERİNİ DİLİYORUM. BEKLİYORUM. 31.5.2012
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ BAŞKANLIĞINA
BURSA
CHP Yıldırım İlçe Örgütü bir aile ise, sizlere de o ailenin reisleriyseniz, (ilçe, kadın ve gençlik kolları başkanlarıysanız) bende o ailenin bir ferdi olarak size diyorum ki, Hiçbir sorunun üstünü örtmeyin. Sizde, biz aile fertleri de biliyoruz ki, ailenin çok karmaşık, çok önemli, çok birikmiş ve kronikleşmiş sorunları vardır. Bu sorunları tek başınıza ya da bir kaçınız bir araya gelerek çözme şansınız yoktur. Sorunları daha fazla ertelemek çözümünü imkânsız hale getirecektir.
Aile büyükleri, aile reisleri olarak yapacağınız tek şey vardır. El, ele verin güç birliği yapın Sorumluluk üstelenin. Ne kendinizden ne aile fertlerinden korkmayın, çekinmeyin, ürkmeyin. Aile fertlerini en kısa zamanda bir araya toplayın. Bu konuda aile fertlerinin yazılı sözlü taleplerinin olduğunu utmayın. Aile fertlerinin birine uzak birine yakın durmayın. Asla aralarında ayrım yapmayın. Bildiğiniz, yaşadığınız, karşılaştığınız tüm sorunları açıkça anlatın. Aile fertlerini dinleyin. Çözümü hep birlikte arayın. O zaman en başta ben olmak üzere birçok aile fertlerinin yanı başınızda olacağını size destek vereceğini görecek ve anlayacaksınız.
Bunu yapmadığınız takdirde, Sorumluluğunuzu, görevinizi yerine getirmemiş olacaksınız. Bunu yapmadığınız takdirde, Başarıya ulaşma şansınız olamayacaktır. Bunu yapmadığınız takdirde aile içinde birliği, beraberliği, bütünlüğü, barışı ve huzuru asla sağlayamazsınız. Bunu yapmadığınız taktirde hem kendinize ve hem de aileye zarar vermiş olacaksınız.
…………………………..
İlçe başkanımız (20.01.2011 tarihinde)mahalle sorumlularının oluşması ve çalışması yöntemi hakkında kişisel önerimi kendisine iletmemi sözlü olarak istemiştir.
Tüzüğün 26 maddesinde çalışma usul ve kurallarının nasıl olacağını yönetmelikle belirleneceğini belirtmiştir. Dolaysıyla konu benim bilgi sınırlarımı fazlasıyla aşmaktadır. Ancak Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu 7.7.2010 tarihinde verdiği demeçte mahalle sorumlularının oluşturma yetkisini tamamen il başkanlarının inisiyatifine bırakmıştır. O demecinde genel başkanımız demiştir ki “İSTANBUL İL BAŞKANI BURDA, LİSTEYİ NASIL OLUŞTURURSA OLUŞTURSUN BU BENİ İLGİLENDİRMEZ. BENİ İLGİLENDİREN TEK ŞEY VAR. ODA İSTANBUL HARİTASINI ÖNÜME ALACAĞIM. HER SOKAĞIN HER MAHALLENİN SORUMLUSUYLA DOĞRUDAN GÖRÜŞECEĞİM”
KONUYLA İLGİLİ ÖNERİM
MAHALLE SORUMLULARININ SEÇİMİ
Mahalle sorumları seçimle, gönüllülük esasına göre, ilçe örgütü başkanı tarafından doğrudan atanarak veya kura ile belirlenmesi konusunda, karar verecek olan ilçe başkan ve yönetimidir.
MAHALLE SORUMLULARININ GÖREVİ
Mahalledeki Üye yoğunluğuna ve dağılımına göre, cadde veya sokak sorumlularını belirlemek. Hangi sokak veya cadde sorumlusuna hangi adreste kaç üyeden sorumlu olacağını liste ile tespit etmek.
MAHALLE SORUMLULARININ YETKİSİ
Gerektiğinde cadde ve sokak sorumlularıyla toplantı yapmak. İlçe örgütünün aldığı kararları, yapılan iş ve işlemleri partiyle ve ilçe örgütüyle ilgili bilgileri mahalle ve cadde sorumlularıyla paylaşmak. Edindiği bilgileri, yaptığı çalışmaları rapor halinde (Mahalle sorumluları toplantısında hazırladığı raporu okuyarak) ilçe başkan yardımcısına iletmek.
CADDE VE SOKAK SORUMLULULARI
Cadde ve sokak sorumlularının sorumlu oldukları üyelerin düşüncelerini, taleplerini, öneri ve eleştirilerini rapor halinde (yazılı olarak) hazırlayarak mahalle sorumlusuna iletmek.
Mahalle sorumlusundan aldığı bilgileri üyelere iletmek.
Sandık ve okul sorumlusu olacakları tespit etmek.
Partiye yeni üyeler kazandırmak için çalışmalar yapmak. 20,1, 2011
Zülfikar Bal
Yıldırım ilçe Örgüt Üyesi
AYNI DİLEKÇEYİ HİZMET BİR BÜTÜN OLDUĞU DÜŞÜNCESİYLE YENİ SEÇİLEN İLÇE BAŞKANIMIZIN GÜNER AKLAN’IN VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN BİLGİLERİNE VE İLGİLERİNE ÖNEMLE SUNUYORUM VE GEREĞİNİ YAPMALARINI VE KONUNUN ÖNEMİ NEDENİYLE YAZILI BİLGİ VERMELERİNİ DİLİYORUM. BEKLİYORUM. 31.5.2012
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ BAŞKANLIĞINA
BURSA
CHP Yıldırım İlçe Örgütü bir aile ise, sizlere de o ailenin reisleriyseniz, (ilçe, kadın ve gençlik kolları başkanlarıysanız) bende o ailenin bir ferdi olarak size diyorum ki, Hiçbir sorunun üstünü örtmeyin. Sizde, biz aile fertleri de biliyoruz ki, ailenin çok karmaşık, çok önemli, çok birikmiş ve kronikleşmiş sorunları vardır. Bu sorunları tek başınıza ya da bir kaçınız bir araya gelerek çözme şansınız yoktur. Sorunları daha fazla ertelemek çözümünü imkânsız hale getirecektir.
Aile büyükleri, aile reisleri olarak yapacağınız tek şey vardır. El, ele verin güç birliği yapın Sorumluluk üstelenin. Ne kendinizden ne aile fertlerinden korkmayın, çekinmeyin, ürkmeyin. Aile fertlerini en kısa zamanda bir araya toplayın. Bu konuda aile fertlerinin yazılı sözlü taleplerinin olduğunu utmayın. Aile fertlerinin birine uzak birine yakın durmayın. Asla aralarında ayrım yapmayın. Bildiğiniz, yaşadığınız, karşılaştığınız tüm sorunları açıkça anlatın. Aile fertlerini dinleyin. Çözümü hep birlikte arayın. O zaman en başta ben olmak üzere birçok aile fertlerinin yanı başınızda olacağını size destek vereceğini görecek ve anlayacaksınız.
Bunu yapmadığınız takdirde, Sorumluluğunuzu, görevinizi yerine getirmemiş olacaksınız. Bunu yapmadığınız takdirde, Başarıya ulaşma şansınız olamayacaktır. Bunu yapmadığınız takdirde aile içinde birliği, beraberliği, bütünlüğü, barışı ve huzuru asla sağlayamazsınız. Bunu yapmadığınız taktirde hem kendinize ve hem de aileye zarar vermiş olacaksınız.
…………………………..
İlçe başkanımız (20.01.2011 tarihinde)mahalle sorumlularının oluşması ve çalışması yöntemi hakkında kişisel önerimi kendisine iletmemi sözlü olarak istemiştir.
Tüzüğün 26 maddesinde çalışma usul ve kurallarının nasıl olacağını yönetmelikle belirleneceğini belirtmiştir. Dolaysıyla konu benim bilgi sınırlarımı fazlasıyla aşmaktadır. Ancak Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu 7.7.2010 tarihinde verdiği demeçte mahalle sorumlularının oluşturma yetkisini tamamen il başkanlarının inisiyatifine bırakmıştır. O demecinde genel başkanımız demiştir ki “İSTANBUL İL BAŞKANI BURDA, LİSTEYİ NASIL OLUŞTURURSA OLUŞTURSUN BU BENİ İLGİLENDİRMEZ. BENİ İLGİLENDİREN TEK ŞEY VAR. ODA İSTANBUL HARİTASINI ÖNÜME ALACAĞIM. HER SOKAĞIN HER MAHALLENİN SORUMLUSUYLA DOĞRUDAN GÖRÜŞECEĞİM”
KONUYLA İLGİLİ ÖNERİM
MAHALLE SORUMLULARININ SEÇİMİ
Mahalle sorumları seçimle, gönüllülük esasına göre, ilçe örgütü başkanı tarafından doğrudan atanarak veya kura ile belirlenmesi konusunda, karar verecek olan ilçe başkan ve yönetimidir.
MAHALLE SORUMLULARININ GÖREVİ
Mahalledeki Üye yoğunluğuna ve dağılımına göre, cadde veya sokak sorumlularını belirlemek. Hangi sokak veya cadde sorumlusuna hangi adreste kaç üyeden sorumlu olacağını liste ile tespit etmek.
MAHALLE SORUMLULARININ YETKİSİ
Gerektiğinde cadde ve sokak sorumlularıyla toplantı yapmak. İlçe örgütünün aldığı kararları, yapılan iş ve işlemleri partiyle ve ilçe örgütüyle ilgili bilgileri mahalle ve cadde sorumlularıyla paylaşmak. Edindiği bilgileri, yaptığı çalışmaları rapor halinde (Mahalle sorumluları toplantısında hazırladığı raporu okuyarak) ilçe başkan yardımcısına iletmek.
CADDE VE SOKAK SORUMLULULARI
Cadde ve sokak sorumlularının sorumlu oldukları üyelerin düşüncelerini, taleplerini, öneri ve eleştirilerini rapor halinde (yazılı olarak) hazırlayarak mahalle sorumlusuna iletmek.
Mahalle sorumlusundan aldığı bilgileri üyelere iletmek.
Sandık ve okul sorumlusu olacakları tespit etmek.
Partiye yeni üyeler kazandırmak için çalışmalar yapmak. 20,1, 2011
Zülfikar Bal
Yıldırım ilçe Örgüt Üyesi
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
30.5.12
CHP’YE EN BÜYÜK ZARARI VEREN KİMDİR?
CHP’YE EN BÜYÜK ZARARI VEREN KİMDİR?
AKP olamaz çünkü oldum olas AKP, CHP’ye rakiptir.
Emperyalist güçler olamaz çünkü oldum olası kendinse bağımlı olmayan ülkelerle kan uyuşmazlığı vardır.
CHP bu iki zorlu rakibiyle verdiği mücadeleyi kazanması için, kendi içinde birliğe, bütünlüğe dayanışmaya şiddetle ihtiyacı vardır. o zaman CHP zarar vereni kendi içinde aramalıdır.
CHP’nin içine baktığım zaman, parti içi seçimlerde olup bitenleri mercek altına koyup incelediğim zaman CHP içinde, öegütsel anlamda, birliğin, bütünlüğün, dayanışmanın olmadığını görmekteyim.
CHP’ye enbüyük zarar veren CHP’nin dışındaki, rakip güçler değildir. CHP’ye zarar veren CHP’nin içinde var olan bencil ve maskeli güçlerdir. Yani sözde demokrasiyi savunanlar, ama örgüt çalıimalarında demokrasinin gereklerini yerine getirmeyenlerdir. İlke kural tüzük tanımayan ve uygulamayanlardır.
CHP rakipleriyle verdiği mücadeleyi kazanması için öncelikle kendi içinde kendisine zarar veren bencil ve maskeli güçleri temizlemek zorundadır.
CHP yöneticileri, bencil ve maskeli güçleri görmezden gelerek, onları hasır altı ederek, erteleyerek, zamana yayarak kendi içinde birliği, bütünlüğü, dayanışmayı hiçbir zaman sağlayamaz. CHP’ye bu anlayış, zihniyet ve uygulama zarar vermektedir.
CHP demokrasiyi savunan bir partidir. Çünkü CHP’nin hamurunda demokrasi mayası vardır. CHP kendi içindegizli ve maskeli güçleri ancak parti içinde uygulayacağı demokrasiyle yok edebilir.
ÇÖZÜM ÖNERİM
CHP lideri, CHP’nin tüm yöneticileri, etkilileri, yetkilileri parti içi demokrasiyi sözde değil, örgütlü yaşamın pratiğindekurum ve kurallarıyla demokrasiyi uygulamalıdırlar. Uygulanması için aktif mücadelenin içine girmelidirler. Uygulamayana, parti disiplini (yaptırım) uygulamalıdır.
CHP bunu başaramıyorlarsa ya demokrasi mücadelesinden vazgeçmelidir. Yada başarısızlıklarını veya isteksizliklerini gizlemek maskelemek için üyeleri, halkı rakipleriyle, rakiplerinin yaptıklarıyla, yapacaklarıyla korkutma alışkanlığından vaz geçmelidirler. Halka üyelere gerçeği olduğu gibi anlatmalıdırlar. Parti içindki sorunların üzerine kararlılıkla gitmelidirler. Üyeler arasında aksızlığa, adaletsizliğe eşitsizliğe bir an önce son vermelidirler.
CHP,oyu kazanma politikasını ikinci plana çekmelidirler. oy vereni kazanma politikasını birinci plana almalıdırlar.
AKP olamaz çünkü oldum olas AKP, CHP’ye rakiptir.
Emperyalist güçler olamaz çünkü oldum olası kendinse bağımlı olmayan ülkelerle kan uyuşmazlığı vardır.
CHP bu iki zorlu rakibiyle verdiği mücadeleyi kazanması için, kendi içinde birliğe, bütünlüğe dayanışmaya şiddetle ihtiyacı vardır. o zaman CHP zarar vereni kendi içinde aramalıdır.
CHP’nin içine baktığım zaman, parti içi seçimlerde olup bitenleri mercek altına koyup incelediğim zaman CHP içinde, öegütsel anlamda, birliğin, bütünlüğün, dayanışmanın olmadığını görmekteyim.
CHP’ye enbüyük zarar veren CHP’nin dışındaki, rakip güçler değildir. CHP’ye zarar veren CHP’nin içinde var olan bencil ve maskeli güçlerdir. Yani sözde demokrasiyi savunanlar, ama örgüt çalıimalarında demokrasinin gereklerini yerine getirmeyenlerdir. İlke kural tüzük tanımayan ve uygulamayanlardır.
CHP rakipleriyle verdiği mücadeleyi kazanması için öncelikle kendi içinde kendisine zarar veren bencil ve maskeli güçleri temizlemek zorundadır.
CHP yöneticileri, bencil ve maskeli güçleri görmezden gelerek, onları hasır altı ederek, erteleyerek, zamana yayarak kendi içinde birliği, bütünlüğü, dayanışmayı hiçbir zaman sağlayamaz. CHP’ye bu anlayış, zihniyet ve uygulama zarar vermektedir.
CHP demokrasiyi savunan bir partidir. Çünkü CHP’nin hamurunda demokrasi mayası vardır. CHP kendi içindegizli ve maskeli güçleri ancak parti içinde uygulayacağı demokrasiyle yok edebilir.
ÇÖZÜM ÖNERİM
CHP lideri, CHP’nin tüm yöneticileri, etkilileri, yetkilileri parti içi demokrasiyi sözde değil, örgütlü yaşamın pratiğindekurum ve kurallarıyla demokrasiyi uygulamalıdırlar. Uygulanması için aktif mücadelenin içine girmelidirler. Uygulamayana, parti disiplini (yaptırım) uygulamalıdır.
CHP bunu başaramıyorlarsa ya demokrasi mücadelesinden vazgeçmelidir. Yada başarısızlıklarını veya isteksizliklerini gizlemek maskelemek için üyeleri, halkı rakipleriyle, rakiplerinin yaptıklarıyla, yapacaklarıyla korkutma alışkanlığından vaz geçmelidirler. Halka üyelere gerçeği olduğu gibi anlatmalıdırlar. Parti içindki sorunların üzerine kararlılıkla gitmelidirler. Üyeler arasında aksızlığa, adaletsizliğe eşitsizliğe bir an önce son vermelidirler.
CHP,oyu kazanma politikasını ikinci plana çekmelidirler. oy vereni kazanma politikasını birinci plana almalıdırlar.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
YAZILARIMI 2 YILDAN BERİ OKUYAN GÖNÜL DOSTLARIMA ÇOK SAMİMİ BİR İTİRAFTA BULUNMAK İSTİYORUM.
YAZILARIMI 2 YILDAN BERİ OKUYAN GÖNÜL DOSTLARIMA ÇOK SAMİMİ BİR İTİRAFTA BULUNMAK İSTİYORUM.
Değerli gönül dostlarım,
2 konuda kesintisiz olarak düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Birincisi üyesi olmakla onur olduğum partim CHP hakkında.
İkincisi kaplı kaya yaşam boyu spor 2000 adı altında gönül dostlarımızla yaptığımız etkinlikler hak.
Samimi olarak itiraf ediyorum. Ne zaman partim hakkında siyaset ve politika hakkında yazacak olsam, bir işe eyleme katılacak olsam, ne zaman bir toplantıda konuşacak olsam, konuşmaya hazırlansam aklınızın alamayacağı kadar gerilim, sıkıntı, huzursuzluk, stres içinde olduğumu hissediyorum.
Gerilimin, sıkıntının, stresin, huzursuzluğun kaynağının CHP olmadığını çok iyi biliyorum. CHP’de tabanda değil daha çok tavanda, politika ve siyaset yapan, özü sözü bir olmayan, birbirini sevmeyen biri birini çekemeyen insanlar olduğunu da çok iyi biliyorum. O insanlar beni bende o insanları sevmiyorum. Bu yüzden parti ve örgüt içinde çok kalabalık olsak ta gerçekten yalnızlık çekiyorum.
Samimi olarak itiraf ediyorum, Ne zaman etkinliklerimiz, gezilerimiz hakkında yazı yazacak olsam, etkinliklere katılsam, gönül dostlarıyla birlikte geziye çıksam paylaşsam, konuşsam, düşüncelerimi açıklasam aklınızın alamayacağı kadar kendimi huzurlu, mutlu, neşeli olduğumu hissediyorum.
Huzurlu, mutlu, neşeli olmamın kaynağının, etkinliğimize katılan gönül dostlarımın özlerinin sözlerin bir olduğunu, bir birlerini kesinlikle sevdiklerini saydıklarını değer verdiklerini çok iyi biliyorum. Bu yüzden etkinliğe katılanlar arasında kendimi hiç ama hiç yalnız hissetmiyorum.
İşte bu nedenle etkinliğimize katılan gönül dostlarımızı çok ama çok önemsiyorum. Bu güzel insanları güzel duyguları kişisel çıkar uğruna, doğrudan yâda dolaylı olarak siyaset ve politikaya alet etmeyi kendime ihanet olarak kabul ediyorum
Değerli gönül dostlarım,
2 konuda kesintisiz olarak düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Birincisi üyesi olmakla onur olduğum partim CHP hakkında.
İkincisi kaplı kaya yaşam boyu spor 2000 adı altında gönül dostlarımızla yaptığımız etkinlikler hak.
Samimi olarak itiraf ediyorum. Ne zaman partim hakkında siyaset ve politika hakkında yazacak olsam, bir işe eyleme katılacak olsam, ne zaman bir toplantıda konuşacak olsam, konuşmaya hazırlansam aklınızın alamayacağı kadar gerilim, sıkıntı, huzursuzluk, stres içinde olduğumu hissediyorum.
Gerilimin, sıkıntının, stresin, huzursuzluğun kaynağının CHP olmadığını çok iyi biliyorum. CHP’de tabanda değil daha çok tavanda, politika ve siyaset yapan, özü sözü bir olmayan, birbirini sevmeyen biri birini çekemeyen insanlar olduğunu da çok iyi biliyorum. O insanlar beni bende o insanları sevmiyorum. Bu yüzden parti ve örgüt içinde çok kalabalık olsak ta gerçekten yalnızlık çekiyorum.
Samimi olarak itiraf ediyorum, Ne zaman etkinliklerimiz, gezilerimiz hakkında yazı yazacak olsam, etkinliklere katılsam, gönül dostlarıyla birlikte geziye çıksam paylaşsam, konuşsam, düşüncelerimi açıklasam aklınızın alamayacağı kadar kendimi huzurlu, mutlu, neşeli olduğumu hissediyorum.
Huzurlu, mutlu, neşeli olmamın kaynağının, etkinliğimize katılan gönül dostlarımın özlerinin sözlerin bir olduğunu, bir birlerini kesinlikle sevdiklerini saydıklarını değer verdiklerini çok iyi biliyorum. Bu yüzden etkinliğe katılanlar arasında kendimi hiç ama hiç yalnız hissetmiyorum.
İşte bu nedenle etkinliğimize katılan gönül dostlarımızı çok ama çok önemsiyorum. Bu güzel insanları güzel duyguları kişisel çıkar uğruna, doğrudan yâda dolaylı olarak siyaset ve politikaya alet etmeyi kendime ihanet olarak kabul ediyorum
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
28.5.12
HİÇ KMSE SUÇUMUN NE OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ
HİÇ KMSE SUÇUMUN NE OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ
2010 Nisan ayından beri, CHP Bursa İl başkanımız Gürhan Akdoğan ve Erhan Sevimli ’den, özellikle ilçe eski Yıldırım İlçe başkanımız Ali Togan’dan görev alıp çalışmak için yazılı ve sözlü olarak defalarca görev istedim. Benim dışımda birçok üyeye görev verildiği halde bana hiçbir görev verilmedi. Her gün dilenci gibi yalvardığım halde, sandık görevlisi dahi olmadım. Sordum soruşturdum. HİÇ KİMSE SUÇUMUN NE OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ.
Kimse görev vermedi diye hiç boş durmadım. Çalışmalarım takdirle karşılandı. Birçok yazım gazetelerde yayınlandı.
Parti içi seçimler yaklaştı şimdiki ilçe başkanımız Güner Aklan bir grup kurdu. Facebookta birde serbest kürsü kurdu. Kürsüye üye olmamı, yazılarımı serbest kürsüde yayınlamamı istedi. Kabul ettim. Uzun bir süre yazdım yazıştık facabookta tanıştık. Grup çalışmalarıyla, grup toplantılarıyla ilgili olarak kendisine bir kaç soru sordum. Sorularıma cevap alamadım. Ama hem serbest kürsüden atıldın hem de arkadaşlıktan çıkarıldım. Kara listeye alındım. Adım ne yönetim kurulu listesine yazıldı, ne yedeklere yazıldı, nede üst kurul delegelerine yazıldı. Teklif dahi gelmedi. Sordum soruşturdum. HİÇ KİMSE SUÇUMUN NE OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ.
Şimdi toz duman çekildi. Köşeler tutuldu. herkes yerine oturdu.
Ama yemin ettim. kendime söz verdim. Boyun eğmeyeceğim, suçsuz olduğunu biliyorum. başımı dik tutacağım. CHP’nin özgür bir üyesi olarak varlığımı sürdüreceğim. Sadece partime ve partimin tüzüğüne bağlı kalacağım. Soracağım, sorgulayacağım. Önereceğim, eleştireceğim, yazacağım. Üyelik görev ve sorumluluklarımı yerine getireceğim. CHP’nin özgür bir üyesi olarak parti içi demokrasiyi, eşitliği, adaleti, özgür iradeyi sonuna kadar savunmaya devam edeceğim.
Sorularıma cevap vermeyenleri, görev vermeyenleri hiçbir göreve layık görmeyenleri sadece vicdanlarına havale edeceğim. CHP de bunları yaşan tek üye olmadığımı biliyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu döneminde bu haksızlıkların adaletsizliklerin son bulacağına inanıyorum.
2010 Nisan ayından beri, CHP Bursa İl başkanımız Gürhan Akdoğan ve Erhan Sevimli ’den, özellikle ilçe eski Yıldırım İlçe başkanımız Ali Togan’dan görev alıp çalışmak için yazılı ve sözlü olarak defalarca görev istedim. Benim dışımda birçok üyeye görev verildiği halde bana hiçbir görev verilmedi. Her gün dilenci gibi yalvardığım halde, sandık görevlisi dahi olmadım. Sordum soruşturdum. HİÇ KİMSE SUÇUMUN NE OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ.
Kimse görev vermedi diye hiç boş durmadım. Çalışmalarım takdirle karşılandı. Birçok yazım gazetelerde yayınlandı.
Parti içi seçimler yaklaştı şimdiki ilçe başkanımız Güner Aklan bir grup kurdu. Facebookta birde serbest kürsü kurdu. Kürsüye üye olmamı, yazılarımı serbest kürsüde yayınlamamı istedi. Kabul ettim. Uzun bir süre yazdım yazıştık facabookta tanıştık. Grup çalışmalarıyla, grup toplantılarıyla ilgili olarak kendisine bir kaç soru sordum. Sorularıma cevap alamadım. Ama hem serbest kürsüden atıldın hem de arkadaşlıktan çıkarıldım. Kara listeye alındım. Adım ne yönetim kurulu listesine yazıldı, ne yedeklere yazıldı, nede üst kurul delegelerine yazıldı. Teklif dahi gelmedi. Sordum soruşturdum. HİÇ KİMSE SUÇUMUN NE OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ.
Şimdi toz duman çekildi. Köşeler tutuldu. herkes yerine oturdu.
Ama yemin ettim. kendime söz verdim. Boyun eğmeyeceğim, suçsuz olduğunu biliyorum. başımı dik tutacağım. CHP’nin özgür bir üyesi olarak varlığımı sürdüreceğim. Sadece partime ve partimin tüzüğüne bağlı kalacağım. Soracağım, sorgulayacağım. Önereceğim, eleştireceğim, yazacağım. Üyelik görev ve sorumluluklarımı yerine getireceğim. CHP’nin özgür bir üyesi olarak parti içi demokrasiyi, eşitliği, adaleti, özgür iradeyi sonuna kadar savunmaya devam edeceğim.
Sorularıma cevap vermeyenleri, görev vermeyenleri hiçbir göreve layık görmeyenleri sadece vicdanlarına havale edeceğim. CHP de bunları yaşan tek üye olmadığımı biliyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu döneminde bu haksızlıkların adaletsizliklerin son bulacağına inanıyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
ETKİNLİKLERİMİZLE İLGİLİ OLARAK ÖNEMLİ BULDUĞUM BAZI DUYGULARIMI GÖNÜL DOSTLARIMLA PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
ETKİNLİKLERİMİZLE İLGİLİ OLARAK ÖNEMLİ BULDUĞUM BAZI DUYGULARIMI GÖNÜL DOSTLARIMLA PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
Kaplı Kaya Yaşam Boyu Spor adı altında düzenlediğimiz 2011yılı son bahar, 2012 yılı ilkbahar doğa gezisi etkinliğimize katılan gönül dostlarımızın yarısından çoğu birbirlerini ilk defa görüyorlardı. İlk defa birlikte oluyorlardı. Birbirlerini ilk defa gören gönül dostlarımız, aynı yolda, aynı amaç için yan, yana yürüdüler. Halil İbrahim sofrasında buluştular. Doğada, dere kenarında, aynı ortamda, aynı mekânda sabah kahvaltısı yaptılar. Bir birlerine ikramda bulundular. Tanıştılar, konuştular, kaynaştılar. Ve 3 Haziranda piknikte buluşmaya karar verdiler.
Gezi esnasında gönül dostlarımız arasında kendiliğinden karşılıklı sevgi, saygı oluşmuştu. Huzurun, neşenin ve mutluluğun etkisi herkesin yüzlerine yansımıştı.
Kim zengindi? kim fakirdi? Kim ne giymişti? Kim ne yiyecek getirmişti? Kim ne iş yapıyordu? Kimin mesleği neydi? Bunlar hiç kimsenin de umurunda da değildi. Çünkü doğa güzeldi. Doğallık güzeldi. İnsanlar güzeldi. Güzel insanlarla birlikte olmak güzeldi.
Bu güzellikler hiç bir gerekçeyle hiç bir şeye alet edilemeyecek kadar, hiç bir gerekçeyle hiçbir şekilde istismar edilemeyecek kadar önemlidir. Değerlidir. Ve hatta kutsaldır.
Doğayı, doğallığı, insanları, seven tüm gönül dostlarımıza selam olsun.
3 Haziranda Pazar günü bursa kaplı kaya parkında buluşmak, gönlümüzce eğlenmek, dinlenmek, umut ve dileği ile hoşça kalın, dostça kalın, sevgiyle kalın, sağlıkla kalın.
https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/543322_10150924765369419_1474055788_n.jpg
Kaplı Kaya Yaşam Boyu Spor adı altında düzenlediğimiz 2011yılı son bahar, 2012 yılı ilkbahar doğa gezisi etkinliğimize katılan gönül dostlarımızın yarısından çoğu birbirlerini ilk defa görüyorlardı. İlk defa birlikte oluyorlardı. Birbirlerini ilk defa gören gönül dostlarımız, aynı yolda, aynı amaç için yan, yana yürüdüler. Halil İbrahim sofrasında buluştular. Doğada, dere kenarında, aynı ortamda, aynı mekânda sabah kahvaltısı yaptılar. Bir birlerine ikramda bulundular. Tanıştılar, konuştular, kaynaştılar. Ve 3 Haziranda piknikte buluşmaya karar verdiler.
Gezi esnasında gönül dostlarımız arasında kendiliğinden karşılıklı sevgi, saygı oluşmuştu. Huzurun, neşenin ve mutluluğun etkisi herkesin yüzlerine yansımıştı.
Kim zengindi? kim fakirdi? Kim ne giymişti? Kim ne yiyecek getirmişti? Kim ne iş yapıyordu? Kimin mesleği neydi? Bunlar hiç kimsenin de umurunda da değildi. Çünkü doğa güzeldi. Doğallık güzeldi. İnsanlar güzeldi. Güzel insanlarla birlikte olmak güzeldi.
Bu güzellikler hiç bir gerekçeyle hiç bir şeye alet edilemeyecek kadar, hiç bir gerekçeyle hiçbir şekilde istismar edilemeyecek kadar önemlidir. Değerlidir. Ve hatta kutsaldır.
Doğayı, doğallığı, insanları, seven tüm gönül dostlarımıza selam olsun.
3 Haziranda Pazar günü bursa kaplı kaya parkında buluşmak, gönlümüzce eğlenmek, dinlenmek, umut ve dileği ile hoşça kalın, dostça kalın, sevgiyle kalın, sağlıkla kalın.
https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/543322_10150924765369419_1474055788_n.jpg
Etiketler: yazılar
KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR
27.5.12
CHP’DE SEVDİKLERİM VE SEVMEDİKLERİM
CHP’DE SEVDİKLERİM VE SEVMEDİKLERİM
S E V D İ K L E R İ M
CHP’de sevdiklerim hakkında kitap yazabilirim yada kısaca özetleyebilirim.
Kısaca özetleyecek olursam.
Evet, dünya alem bilsin ki CHP’liyim.
CHP üyesiyim ve CHP’yi seviyorum.
CHP’nin sahip olduğu değerleri seviyorum.
CHP’nin tarihi misyonunu seviyorum.
CHP’nin emperyalizme karşı verdiği bağımsızlık savaşını seviyorum
CHP’yi kuran CHP’ yi halkına emanet eden, yurtta barış, dünyada barış diyen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü seviyorum.
Büyük devlet ve siyaset adamı, CHP ’genel başkanı olan, bir ülkede namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur diyen ismet İnönü’yü seviyorum.
CHP Genel başkanı olan dürüstlüğü ile tanınan ve TBMM’sinde burası devlete kafa tutulacak yer değil diyen Bülent Ecevit’i seviyorum.
CHP’si genel başkanı olan CHP’yi barajın altına düşüren, grup ve kutup ruhunu CHP’ye aşılayan, uzun başkanlık yıllarında CHP’yi iktidara taşıyamayan, küçük olsun benim olsun diyerek koltuğunu korumaya çalışan Deniz Baykal’ı değil parti içindeki yürüttüğü politikayı hiç sevmedim.
CHP genel başkanı olur olmaz çok büyük bir enerjiyse, kararlılıkla, inançla çalışmaya başlayan ben sizden biriyim, ben sizin kemalinizim diyen Kemal Kılıçdaroğlu’ nu seviyorum.
S E V M E D İ K L E R İ M
CHP’de sevmediklerim hakkında kitap yazabilirim yada kısaca özetleyebilirim.
Kısaca özetleyecek olursam
CHP’de eşitlikten, adaletten, özgürlükten, demokrasiden, haktan, hukuktan bahsedenleri
CHP’de Atatürk’ten, devrimlerinden, devrimcilerden, emperyalizmden, kapitalizmden, bağımsızlıktan bahsedenleri bu değerler üzerinden politika ve siyaset yapanları ama bu değerlerin gereklerini örgütlü yaşam içinde yerine getirmeyenleri, yani sözlerine ve yüzlerine maske takanları sevmiyorum.
CHP’de grubun, hizbin, paranın, etiketin, etkili, kişilerin, gücüne güvenenleri, özgür iradenin önüne set çekenleri, kişisel çıkar uğruna kırk takla atanları, bukalemun gibi renk değiştirenleri, en yakın dostlarını arkadan hançerleyenleri, halka sırtını dönenleri, kolay ve kestirme yoldan seçilenleri seçilmek isteyenleri sevmiyorum.
CHP’de parti tüzüğüne, partinin amaçlarına, ilkelerine, çalışma kurallarına, partinin disiplinine, toplantı usul ve yönetimine uymayanları, üyelere söz hakkı vermeyenleri, görev yetki ve sorumluluk sınırlarını aşanlarını sevmiyorum.
CHP’de görev yetki ve sorumluluğu, çalışmayı tabana yaymayanları, yaygınlaştırmayanları, örgütlenme ağını kurmayanları, kapalı kapılar ardında gizli görüşme ve toplantı tapanları, üyelere değer vermeyenleri sevmiyorum.
CHP’de seçildikten sonra, üyeleri, halkı unutanları, üyeleri yok sayanları, üyelere karşı komutan, patron, amir gibi davrananları tepeden bakanları, halktan kendini soyutlayanları sevmiyorum.
yazılarımda sevmediklerimi eleştiriyorum. Sevdiklerime saygı duyuyorum. Sevmediklerim AKP varken CHP’yi eleştirme diyorlar, hedef saptırıyorlar. Maskelerinin düşmesinden gerçek yüzlerinin gözükmesini istemiyorlar korkuyorlar.
CHP ’içinde sevmediklerimin sevdiklerimden daha çok olduğunu görüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu sevmediklerimi usul, usul azaltmaya çalıştığına inanıyorum. Başaracağını umut ediyorum.
S E V D İ K L E R İ M
CHP’de sevdiklerim hakkında kitap yazabilirim yada kısaca özetleyebilirim.
Kısaca özetleyecek olursam.
Evet, dünya alem bilsin ki CHP’liyim.
CHP üyesiyim ve CHP’yi seviyorum.
CHP’nin sahip olduğu değerleri seviyorum.
CHP’nin tarihi misyonunu seviyorum.
CHP’nin emperyalizme karşı verdiği bağımsızlık savaşını seviyorum
CHP’yi kuran CHP’ yi halkına emanet eden, yurtta barış, dünyada barış diyen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü seviyorum.
Büyük devlet ve siyaset adamı, CHP ’genel başkanı olan, bir ülkede namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur diyen ismet İnönü’yü seviyorum.
CHP Genel başkanı olan dürüstlüğü ile tanınan ve TBMM’sinde burası devlete kafa tutulacak yer değil diyen Bülent Ecevit’i seviyorum.
CHP’si genel başkanı olan CHP’yi barajın altına düşüren, grup ve kutup ruhunu CHP’ye aşılayan, uzun başkanlık yıllarında CHP’yi iktidara taşıyamayan, küçük olsun benim olsun diyerek koltuğunu korumaya çalışan Deniz Baykal’ı değil parti içindeki yürüttüğü politikayı hiç sevmedim.
CHP genel başkanı olur olmaz çok büyük bir enerjiyse, kararlılıkla, inançla çalışmaya başlayan ben sizden biriyim, ben sizin kemalinizim diyen Kemal Kılıçdaroğlu’ nu seviyorum.
S E V M E D İ K L E R İ M
CHP’de sevmediklerim hakkında kitap yazabilirim yada kısaca özetleyebilirim.
Kısaca özetleyecek olursam
CHP’de eşitlikten, adaletten, özgürlükten, demokrasiden, haktan, hukuktan bahsedenleri
CHP’de Atatürk’ten, devrimlerinden, devrimcilerden, emperyalizmden, kapitalizmden, bağımsızlıktan bahsedenleri bu değerler üzerinden politika ve siyaset yapanları ama bu değerlerin gereklerini örgütlü yaşam içinde yerine getirmeyenleri, yani sözlerine ve yüzlerine maske takanları sevmiyorum.
CHP’de grubun, hizbin, paranın, etiketin, etkili, kişilerin, gücüne güvenenleri, özgür iradenin önüne set çekenleri, kişisel çıkar uğruna kırk takla atanları, bukalemun gibi renk değiştirenleri, en yakın dostlarını arkadan hançerleyenleri, halka sırtını dönenleri, kolay ve kestirme yoldan seçilenleri seçilmek isteyenleri sevmiyorum.
CHP’de parti tüzüğüne, partinin amaçlarına, ilkelerine, çalışma kurallarına, partinin disiplinine, toplantı usul ve yönetimine uymayanları, üyelere söz hakkı vermeyenleri, görev yetki ve sorumluluk sınırlarını aşanlarını sevmiyorum.
CHP’de görev yetki ve sorumluluğu, çalışmayı tabana yaymayanları, yaygınlaştırmayanları, örgütlenme ağını kurmayanları, kapalı kapılar ardında gizli görüşme ve toplantı tapanları, üyelere değer vermeyenleri sevmiyorum.
CHP’de seçildikten sonra, üyeleri, halkı unutanları, üyeleri yok sayanları, üyelere karşı komutan, patron, amir gibi davrananları tepeden bakanları, halktan kendini soyutlayanları sevmiyorum.
yazılarımda sevmediklerimi eleştiriyorum. Sevdiklerime saygı duyuyorum. Sevmediklerim AKP varken CHP’yi eleştirme diyorlar, hedef saptırıyorlar. Maskelerinin düşmesinden gerçek yüzlerinin gözükmesini istemiyorlar korkuyorlar.
CHP ’içinde sevmediklerimin sevdiklerimden daha çok olduğunu görüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu sevmediklerimi usul, usul azaltmaya çalıştığına inanıyorum. Başaracağını umut ediyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
26.5.12
CHP’DE PARTİ İÇİ SEÇİM MARATONU DEVAM EDİYOR
CHP’DE PARTİ İÇİ SEÇİM MARATONU DEVAM EDİYOR
CHP’de delege seçimleri yapıldı bitti.
İlçe yönetim kurulu seçimleri yapıldı bitti.
Kadın ve gençlik kolları yönetim kurulları seçimleri yapılıyor.
İl yönetim kurulu seçimleri yapılacak ve büyük kurultaydan sonra seçim maratonu bitecek.
Parti içi demokrasi anlamında, yapılan ve yapılacak olan seçimlerin hepsinden, çıkarılacak çok önemli derslerin olduğunu düşünüyorum
Unutmayalım ve aklımızdan çıkarmayalım ki, CHP’yi yaşatan demokrasidir. Demokrasiyi içine sindiremeyen partiler tarih olmuştur. CHP bir ara demokrasiden uzaklaşmıştır. Baraj altına düşmüştür. Barajın altına düşürenler parti yönetiminden uzaklaşmışlardır.
CHP yeniden demokrasi sürecine girmiştir.
CHP’de parti içi yapılan seçimlerden çıkardığım derslere gelince, özet olarak
Parti içi demokrasiyi uygulama ve iktidar olma anlamında CHP için AKP ne ifade ediyorsa, parti içinde, özellikle seçimlerde antidemokratik (demokrasi dışı) uygulamalar aynı şeyi ifade ediyor.
CHP AKP’yi yenmek için nasıl mücadele ediyorsa, parti içindeki antidemokratik uygulamaları yenmek için de aynı mücadeleyi eşit oranda sürmesi şarttır.
CHP parti içi demokrasiyi kurum ve kurallarıyla hayata geçirmek istiyorsa, demokratik merkeziyetçilik anlamında parti disiplinini tüm üyelere eşit olarak uygulamak zorundadır.
Parti politikası sadece halkın oyunu kazanmaya yönelik olmamalıdır. Aynı derede halkı da kazanmaya yönelik olmalıdır. Ve artık söylemler eyleme dönüşmelidir.
CHP’de delege seçimleri yapıldı bitti.
İlçe yönetim kurulu seçimleri yapıldı bitti.
Kadın ve gençlik kolları yönetim kurulları seçimleri yapılıyor.
İl yönetim kurulu seçimleri yapılacak ve büyük kurultaydan sonra seçim maratonu bitecek.
Parti içi demokrasi anlamında, yapılan ve yapılacak olan seçimlerin hepsinden, çıkarılacak çok önemli derslerin olduğunu düşünüyorum
Unutmayalım ve aklımızdan çıkarmayalım ki, CHP’yi yaşatan demokrasidir. Demokrasiyi içine sindiremeyen partiler tarih olmuştur. CHP bir ara demokrasiden uzaklaşmıştır. Baraj altına düşmüştür. Barajın altına düşürenler parti yönetiminden uzaklaşmışlardır.
CHP yeniden demokrasi sürecine girmiştir.
CHP’de parti içi yapılan seçimlerden çıkardığım derslere gelince, özet olarak
Parti içi demokrasiyi uygulama ve iktidar olma anlamında CHP için AKP ne ifade ediyorsa, parti içinde, özellikle seçimlerde antidemokratik (demokrasi dışı) uygulamalar aynı şeyi ifade ediyor.
CHP AKP’yi yenmek için nasıl mücadele ediyorsa, parti içindeki antidemokratik uygulamaları yenmek için de aynı mücadeleyi eşit oranda sürmesi şarttır.
CHP parti içi demokrasiyi kurum ve kurallarıyla hayata geçirmek istiyorsa, demokratik merkeziyetçilik anlamında parti disiplinini tüm üyelere eşit olarak uygulamak zorundadır.
Parti politikası sadece halkın oyunu kazanmaya yönelik olmamalıdır. Aynı derede halkı da kazanmaya yönelik olmalıdır. Ve artık söylemler eyleme dönüşmelidir.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
25.5.12
CHP’DE BAZI HAKSIZLIKLARI İÇE SİNDİRMEK, HAZMETMEK GERÇEKTEN ÇOK ZOR.
İki yıllık ilçe örgüt çalışmalarında, referandumda, milletvekilli genel seçimlerinde, hiç ama hiç ortalıkta gözükmeyen, çalışmalara katılmayan,, üyelerce tanınmayan 10 yıla yakın başka ilçede oturan bir parti üyesi, parti içi seçimlere bir kaç ay kala başkan olmak amacıyla İl, ilçe yönetimlerinin bilgisi ve onayı olmadan bir grup kuracak. Bu grup, başka bir ilçenin üyeleriyle (ele geçirilen üye telefonları sayesinde) peş peşe salon ve kahvehane toplantıları düzenleyecek. Toplantılarda kendisini üyelere tanıtacak. Delege seçimlerini çok yakından izleyecek. Seçilen delegelerle yakın ilişki ve iletişim içinde olacak. Onlarla toplantılar düzenleyecek. İki ay içinde İlçenin en güçlü ilçe başkan adayı olacak. İlçe yönetim kurulunu ve üst kurul delegelerini tek başına belirleyecek. Hiç bir itiraz olmayacak. Blok listeyle seçime girecek belirlediği listeyle birlikte ilçe başkanı seçilecek.
Bir başka üye aynı ilçeye başkan olmak için adaylığını koyacak, pazarlık gücünü artıracak. Seçim günü yaklaştıkça araya etkili yetkili isimler girecek en güçlü başkan aday lehine adaylıktan çekildiğini açıklayacak güçlü başkan adayının yönetim kurulu listesine adını yazdıracak. Yönetim kuruluna seçilmeyi fazlasıyla hak eden üyeler blok liste yöntemiyle engellenecekler. Seçilmeyi hiç hak etmeyen isimler rahatça seçilecekler. Bu seçime de demokratik yarış denilecek. Acı ama gerçek olan bu işte.
CHP’de parti içi barışa, huzura, dayanışmaya, birliğe ve beraberliğe, parti içi demokrasiye zarar veren bu yöntemle seçilenlerden çok, bu seçim yöntemini, usulünü CHP’ye layık görenlerdir. Bu seçim yöntemine uygulamasına itiraz etmeyenlerdir. Kendini ifade etme anlamında üyeler arasında eşitliği adaleti sağlamayanlardır. Büyük balığın küçük balığı yutmasına izin göz göre, göre izin verenlerdir.
Bu seçim yöntemle seçildikten sonrada parti içi demokrasiyi kurum ve kurallarıyla uygulamak örgüt içinde, üyeler arasında eşitliği iç barışı sağlamak, güven ortamı yaratmak, birliği beraberliği oluşturmak, demokrasinin düşmanı olan grup alışkanlığını yok etmek gerçekten zordur.
Yeni CHP döneminde bu haksızlıkların hiç bir zaman yaşanmayacağını tekrar etmeyeceğini umut ediyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
Kaydol:
Yorumlar (Atom)