BÖYLE DEMOKRASİ BÖYLE DEMOKRATLIK OLMAZ. OLAMAZ.
Hiç kimse ne kendini nede başkalarını aldatmasın. BÖYLE DEMOKRASİ, BÖYLE DEMOKRATLIK OLMAZ. OLAMAZ. CHP’de parti içinde yapılan ve yapılmakta olan delege, ilçe, il başkan ve yönetim kurlu seçimlerinden bahsediyorum.
Demokrasiyi ve demokrasinin evrensel değerleri olan, eşitliği, adaleti ve özgürlüğü savunan bir partide, daha seçim süreci başlamadan önce, kendi grubunu kurarak, grubun orantısız gücünü kullanarak, büyük miktarlarda maddi harcamalarda bulunarak, kendini üyelere delegelere tanıtan, anlatan ve demokratik olmayan yollardan seçilen başkan ve ekibi, Partinin olanaklarından yararlanma konusunda, (grup) ekip arkadaşları arasında, üyeler arasında nasıl tarafsız olabilecektir? Nasıl eşitliği, adaleti, iç barışı, dayanışmayı, hakkı hukuku sağlayabilecektir?
Yeteri kadar maddi olanaklara sahip olamayan ve hiç bir grup içinde yer almayan ama bilgisiyle birikimiyle, inancıyla, enerjisiyle partisi için, ülkenin geleceği için, halkın çıkarları için, cumhuriyetin kazanımları içi çalışan, emek veren, bir parti üyesi, kendi özgür iradesiyle partide nasıl var olacak? Örgüt, yönetimleri toplantı düzenlemezse, parti için bu kadar değer ve öneme sahip olan üyeler kendisini, düşüncelerini üyelere, delegelere nasıl tanıtıp anlatacak? Nasıl seçilecektir?
CHP’de parti içinde (özellikle parti içi seçimlerde) yaşanan somut olaylar göstermiştir ki, İster örgütsel anlamda, ister toplumsal anlamda, yenilenmek, yanlış alışkanlıklardan kurtulmak hiçte o kadar kolay değildir. Ama bir yerden başlamak ta gerekiyor.
Demokrasinin böylesine yozlaştığı, yok olduğu bir yapı ve örgüt içinde Kemal Kılıçdaroğlu bir yerden başladı. Hiç şüphesiz ki, görevi alabildiğine zor mu? Zor. Sorumluluğu alabildiğine ağır mı? Ağır. Kemal Kılıçdaroğlu bu zorluğu üstlendi. Zaten lideri lider yapan yenilmez sanılan zorlukları yenen insanlar değil midir?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Parti içinde yenilmesi çok zor olan zorlukları yendiğini görmezden, anlamazdan gelemeyiz. Genel kuruldan sonra, parti içinde demokrasiyi kurmak için, ülke içindeki zorlukları yenmek için, maskeleri yüzerden indirmek için çok daha büyük zorlukları yenmek için kararlılıkla inançla mücadeleye devam edeceğine, halkla birleşip bütünleşeceğine gücünü, yetkisini halktan alacağına, inanıyorum. 15.06.2012
“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”
15.6.12
BÖYLE DEMOKRASİ BÖYLE DEMOKRATLIK OLMAZ. OLAMAZ.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
14.6.12
CHP İÇİNDE, CHP’Yİ YOK ETMEK İSTEYEN İKİ ZORLU DÜŞMANIN OLDUĞUNU GÖRÜYRUM. O İKİ DÜŞMAN BENİ KORKUTUYOR, ÜRKÜTÜYOR
CHP İÇİNDE, CHP’Yİ YOK ETMEK İSTEYEN İKİ ZORLU DÜŞMANIN OLDUĞUNU GÖRÜYRUM. O İKİ DÜŞMAN BENİ KORKUTUYOR, ÜRKÜTÜYOR.
1. Düşman. CHP’de özellikle taşra örgütlerinde ve özellikle parti içi seçim sürecinde, genel kurullarda, fikirler olaylar planlar projeler, programlar, sorunlar çözümler öneriler eleştiriler konuşulmuyor, tartışılmıyor. İnsanlar, isimler, kişiler konuşuluyor, eleştiriliyor, tartışılıyor. Bu beni ürkütüyor, korkutuyor.
2. Düşman. CHP’de örgüt içinde genel anlamda üyeler (taban) ve yönetim arasında sevgisizlik, saygısızlık, iletişimsizlik, hoşgörüsüzlük, yukarıdan bakma, küçük görme, yönetim gücünü kaybedenin pes etmesi, yönetim gücü eline geçireninin aslan kesilmesi. Bu beni ürkütüyor korkutuyor.
1. Düşman. CHP’de özellikle taşra örgütlerinde ve özellikle parti içi seçim sürecinde, genel kurullarda, fikirler olaylar planlar projeler, programlar, sorunlar çözümler öneriler eleştiriler konuşulmuyor, tartışılmıyor. İnsanlar, isimler, kişiler konuşuluyor, eleştiriliyor, tartışılıyor. Bu beni ürkütüyor, korkutuyor.
2. Düşman. CHP’de örgüt içinde genel anlamda üyeler (taban) ve yönetim arasında sevgisizlik, saygısızlık, iletişimsizlik, hoşgörüsüzlük, yukarıdan bakma, küçük görme, yönetim gücünü kaybedenin pes etmesi, yönetim gücü eline geçireninin aslan kesilmesi. Bu beni ürkütüyor korkutuyor.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP’Lİ BAŞKANLARA (BAŞKANIMIZA) DÜN SORDUM. BUGÜNDE SORDUM. YARINDA SORACAĞIM.
CHP’Lİ BAŞKANLARA (BAŞKANIMIZA) DÜN SORDUM. BUGÜNDE SORDUM. YARINDA SORACAĞIM.
Partimiz, örgütlerimiz, yöneticilerimiz açıklığı savunuyorsa Tüm önerilere, taleplere, isteklere rağmen
Parti ve örgüt çalışmalarıyla ilgili olarak kısa orta uzun vadede yapılacak işleri, Güncel konuları, sakınca olmayan haberleri, bilgileri, yapılacak eylemleri etkinlikleri, örgüt toplantılarını, örgütte görev alanları, görev verilenleri, mali konuları, kısaca üyelerin bilmesinde, okumasında, öğrenmesinde hiçbir sakınca olmayan tüm konuları, neden yazılı duyuru şeklinde ilan panolarına asmıyorsunuz?
Neden asılan bilgileri sık sık güncellemiyorsunuz?
Neden üyelerin doğrudan engelsiz bilgiye ulaşması için katkıda bulunmuyorsunuz?
Telefonla, mesajla, internet aracılığı ile yaptığınız bilgileri yazılı duyuru şeklinde ilan panosuna asmaktan kaçınıyorsunuz?
Neden bunu ilke kural haline getirmiyorsunuz?
Ve neden bu sorulara yazılı yanıt vermekten kaçınıyorsunuz?
NEDEN? NEDEN? NEDEN?
CHP ÜYESİ OLAN HERKESİN BAŞKANLARINA BU SORULARI SORMASINI DİLİYORUM.
Partimiz, örgütlerimiz, yöneticilerimiz açıklığı savunuyorsa Tüm önerilere, taleplere, isteklere rağmen
Parti ve örgüt çalışmalarıyla ilgili olarak kısa orta uzun vadede yapılacak işleri, Güncel konuları, sakınca olmayan haberleri, bilgileri, yapılacak eylemleri etkinlikleri, örgüt toplantılarını, örgütte görev alanları, görev verilenleri, mali konuları, kısaca üyelerin bilmesinde, okumasında, öğrenmesinde hiçbir sakınca olmayan tüm konuları, neden yazılı duyuru şeklinde ilan panolarına asmıyorsunuz?
Neden asılan bilgileri sık sık güncellemiyorsunuz?
Neden üyelerin doğrudan engelsiz bilgiye ulaşması için katkıda bulunmuyorsunuz?
Telefonla, mesajla, internet aracılığı ile yaptığınız bilgileri yazılı duyuru şeklinde ilan panosuna asmaktan kaçınıyorsunuz?
Neden bunu ilke kural haline getirmiyorsunuz?
Ve neden bu sorulara yazılı yanıt vermekten kaçınıyorsunuz?
NEDEN? NEDEN? NEDEN?
CHP ÜYESİ OLAN HERKESİN BAŞKANLARINA BU SORULARI SORMASINI DİLİYORUM.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
13.6.12
AŞAĞIDAKİ GEREKÇELERDEN DOLAYI İLÇE ÖRGÜTÜMÜZÜN DÜZENLEDİĞİ YEMEĞE KATILMIYORUM.
AŞAĞIDAKİ GEREKÇELERDEN DOLAYI İLÇE ÖRGÜTÜMÜZÜN DÜZENLEDİĞİ YEMEĞE KATILMIYORUM.
2 yıldan beri ilçe örgütümüzde, seçim ve referandum çalışmalarımızda, eylem ve etkinliklerde evimden çok daha fazla vakit geçirdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Günlük olarak yazdığım yazılardan notlar bunun en somut kanıtıdır. Bu nedenle ilçemizin sorunlarını çok yakından bilen bir üye olduğumu düşüyorum.
Yeni seçilen başkan ve yönetim her boyutu ile hiç abartmadan ifade ediyorum, boğazına kadar sorunları olan (komada halinde bir hastayı, ) enkazı hailene gelmiş bir örgüt yönetimini devir aldıklarını biliyorum.
Birkaç somut örnek vermek gerekirse, ilçe örgütümüz parasızlıktan dolayı hiçte sağlıklı olmayan bir mekânda hizmet sürdürdüğünü, borçlarından dolayı ilçe örgütümüze haciz geldiğini, zaman faturalar ödenmediği için elektrik ve telefonun kesildiğini, 2 yıl içinde hiçbir örgüt toplantının yapılmadığını, Yönetim kurulu adına seçim çalışmaları yapmak ve masraflarını kendilerinin karşılaması şartı ile iki ayrı gruba görev ve yetki verildiğini ve o iki gruplarla süreç içinde çok ciddi sorunlar yaşandığını, ilçe başkanının, ilçe kadın ve gençlik kolları başkanlarının görevden alındıklarını bunların hepsinin basına yansıyan haberler olduğunu biliyorum. (örgüt üyelerimizde biliyor)
Yine çok iyi biliyorum ki, 700.000 nüfusu olan, 4000 yakın üyesi olan bir ilçe örgütünde, örgütlenme ağı olmadan, örgüt üyelerin, yardımı, desteği, dayanışması, birliği, bütünlüğü, beraberliği, tanışması kaynaşması olmadan bu sorunların üstesinden tek başına başkan ve yönetim kurulu üyelerimiz üstesinden gelemez.
İlk başta yapılacak işlerin en önemlisi ve belki de en acil olanı, örgütümüzün içinde bulunduğu en son durumu, hazırlanacak bir raporla örgüt üyelerimize, delegelerimize, mahalle temsilcilerimize, duyarlı üyelerimize kadın ve kadın ve gençlik kolları başkanlarımıza anlatmak olmalıydı. Böyle bir bilgilendirme yapılmadan, bu konuda öneriler dikkate alınmadan, sorunlar anlatılmadan, gerekli olan açıklamalar yapılmadan, örgütümüzün desteği onayı düşüncesi alınmadan, yönetim kurlumuzun ((başka alternatifler düşünmeden daha ucuz olan, sabah kahvaltısı, piknik eğlence gibi) pahalı yemek düzenleme kararını almasını ve üyelerimize pahalı yemek bileti satılmasını uygum ve doğru bulmadığım için bugün düzenlenen yemeğe katılmıyorum.13.6.2012
2 yıldan beri ilçe örgütümüzde, seçim ve referandum çalışmalarımızda, eylem ve etkinliklerde evimden çok daha fazla vakit geçirdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Günlük olarak yazdığım yazılardan notlar bunun en somut kanıtıdır. Bu nedenle ilçemizin sorunlarını çok yakından bilen bir üye olduğumu düşüyorum.
Yeni seçilen başkan ve yönetim her boyutu ile hiç abartmadan ifade ediyorum, boğazına kadar sorunları olan (komada halinde bir hastayı, ) enkazı hailene gelmiş bir örgüt yönetimini devir aldıklarını biliyorum.
Birkaç somut örnek vermek gerekirse, ilçe örgütümüz parasızlıktan dolayı hiçte sağlıklı olmayan bir mekânda hizmet sürdürdüğünü, borçlarından dolayı ilçe örgütümüze haciz geldiğini, zaman faturalar ödenmediği için elektrik ve telefonun kesildiğini, 2 yıl içinde hiçbir örgüt toplantının yapılmadığını, Yönetim kurulu adına seçim çalışmaları yapmak ve masraflarını kendilerinin karşılaması şartı ile iki ayrı gruba görev ve yetki verildiğini ve o iki gruplarla süreç içinde çok ciddi sorunlar yaşandığını, ilçe başkanının, ilçe kadın ve gençlik kolları başkanlarının görevden alındıklarını bunların hepsinin basına yansıyan haberler olduğunu biliyorum. (örgüt üyelerimizde biliyor)
Yine çok iyi biliyorum ki, 700.000 nüfusu olan, 4000 yakın üyesi olan bir ilçe örgütünde, örgütlenme ağı olmadan, örgüt üyelerin, yardımı, desteği, dayanışması, birliği, bütünlüğü, beraberliği, tanışması kaynaşması olmadan bu sorunların üstesinden tek başına başkan ve yönetim kurulu üyelerimiz üstesinden gelemez.
İlk başta yapılacak işlerin en önemlisi ve belki de en acil olanı, örgütümüzün içinde bulunduğu en son durumu, hazırlanacak bir raporla örgüt üyelerimize, delegelerimize, mahalle temsilcilerimize, duyarlı üyelerimize kadın ve kadın ve gençlik kolları başkanlarımıza anlatmak olmalıydı. Böyle bir bilgilendirme yapılmadan, bu konuda öneriler dikkate alınmadan, sorunlar anlatılmadan, gerekli olan açıklamalar yapılmadan, örgütümüzün desteği onayı düşüncesi alınmadan, yönetim kurlumuzun ((başka alternatifler düşünmeden daha ucuz olan, sabah kahvaltısı, piknik eğlence gibi) pahalı yemek düzenleme kararını almasını ve üyelerimize pahalı yemek bileti satılmasını uygum ve doğru bulmadığım için bugün düzenlenen yemeğe katılmıyorum.13.6.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
11.6.12
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜNDEN CHP’NİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, SEÇİMİ KAYBEDEN TÜM İL VE İLÇE BAŞKAN ADAYLARIMIZI UYARIYORUM.
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜNDEN CHP’NİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, SEÇİMİ KAYBEDEN TÜM İL VE İLÇE BAŞKAN ADAYLARIMIZI UYARIYORUM.
İl ve ilçe seçimlerinden sonra, planlarınızla, projelerinizle, bilginizle, birikimlerinizle, tecrübelerinizle, enerjinizle, sizi destekleyen partililerimizle sanki başkan seçilmiş gibi, sanki yönetime seçilmiş gibi, hizmete devam etmezseniz, sahneden çekilirseniz, doğruların yanında, yanlışların karşısında olmazsanız, önerilerinizi eleştirilerinizi demokratik kurallar ve yöntemler içinde kesintisiz olarak sürdürmezseniz, bu yazıyı okuyanlar huzurunda söz veriyorum.
Türkiye'nin neresinde olursanız olun (çünkü ben CHP üyesiyim Türkiye’nin her yerinde varım) CHP’nin asil bir üyesi olarak yakanıza yapışacağım ve gözleriniz içine bakarak diyeceğim ki, CHP’ye halkımıza hizmet etmek için, partiyi daha yukarılara taşımak için, demokrasi mücadelesi sürdürmek için CHP’yi iktidar yapmak için seçilmek şart mı?
Bu dönemde seçilenler kesinlikle ateşten gömlek giydiler. Ya seçimi kaybedenlerle, örgütle, üyelerle, halkla, birleşip bütünleşecekler. Örgütlenme ağını kuracaklar. Tam bir dayanışma içinde olacaklar. Ben demeyecekler. biz diyecekler. Parti içinde demokrasiyi hâkim kılacaklar, Kişisel çıkar menfaatlerini değil, partinin, halkın üyelerin çıkar menfaatlerini ön olana çıkaracaklar. Ya da giydikleri ateşten gömleğin içinde yanacaklar.
Bütün kalbimle inanıyorum ki, Örgütsel anlayış, işleyiş, uygulama anlamında dün bugüne benzemeyecek. Bugünde yarına benzemeyecek. CHP’de yenilik, değişim, güçlenme artarak kesintisiz sürecek. Sürmek zorunda. Aksi takdirde sizi biz affetsek de tarih affetmeyecek.11.06.2012
İl ve ilçe seçimlerinden sonra, planlarınızla, projelerinizle, bilginizle, birikimlerinizle, tecrübelerinizle, enerjinizle, sizi destekleyen partililerimizle sanki başkan seçilmiş gibi, sanki yönetime seçilmiş gibi, hizmete devam etmezseniz, sahneden çekilirseniz, doğruların yanında, yanlışların karşısında olmazsanız, önerilerinizi eleştirilerinizi demokratik kurallar ve yöntemler içinde kesintisiz olarak sürdürmezseniz, bu yazıyı okuyanlar huzurunda söz veriyorum.
Türkiye'nin neresinde olursanız olun (çünkü ben CHP üyesiyim Türkiye’nin her yerinde varım) CHP’nin asil bir üyesi olarak yakanıza yapışacağım ve gözleriniz içine bakarak diyeceğim ki, CHP’ye halkımıza hizmet etmek için, partiyi daha yukarılara taşımak için, demokrasi mücadelesi sürdürmek için CHP’yi iktidar yapmak için seçilmek şart mı?
Bu dönemde seçilenler kesinlikle ateşten gömlek giydiler. Ya seçimi kaybedenlerle, örgütle, üyelerle, halkla, birleşip bütünleşecekler. Örgütlenme ağını kuracaklar. Tam bir dayanışma içinde olacaklar. Ben demeyecekler. biz diyecekler. Parti içinde demokrasiyi hâkim kılacaklar, Kişisel çıkar menfaatlerini değil, partinin, halkın üyelerin çıkar menfaatlerini ön olana çıkaracaklar. Ya da giydikleri ateşten gömleğin içinde yanacaklar.
Bütün kalbimle inanıyorum ki, Örgütsel anlayış, işleyiş, uygulama anlamında dün bugüne benzemeyecek. Bugünde yarına benzemeyecek. CHP’de yenilik, değişim, güçlenme artarak kesintisiz sürecek. Sürmek zorunda. Aksi takdirde sizi biz affetsek de tarih affetmeyecek.11.06.2012
10.6.12
CHP’DE ÜRKÜTEN, KORKUTAN ÇOK TEHLİKELİ BİR HASTALIK GÖRÜYORUM. PARTİ YETKİLİLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUM
CHP’DE ÜRKÜTEN, KORKUTAN ÇOK TEHLİKELİ BİR HASTALIK GÖRÜYORUM. PARTİ YETKİLİLERİMİZİ ACİLEN GÖREVE DAVET EDİYORUM.
Anayasa referandumunda, Milet vekili seçimlerinde, parti içi seçimlerde, yönetimlerin ve grupların açık ve kapalı havada düzenledikleri irili ufaklı tüm toplantılarda, eylemlerde, etkinliklerde bu hastalığı görüyorum. Hastalığın tedavisi için, daha fazla yayılmaması ve yaygınlaşmaması için parti yetkililerimizi (önce kendileri taramadan geçmek şartı ile delegelerimizi, il ilçe başkanlarımızı, milletvekillerimizi, ) göreve davet ediyorum.
Gördüğüm hastalığı, dilim döndüğü kadar anlatmaya, tanıtmaya çalışayım
Çeşitli gerekçelereler yaptığı gezileri sırasında genel başkanımıza, partimizin ileri gelenlerine, yani etkili, yetkili, etiketli kişilere (görevlilerin dışında) yakın olmak için, onlara gözükmek için, onların dikkatlerini çekmek için hiçbir ilkeye, kurala, uymadan bir, birleriyle yarışan insanları görüyorum.
Her türlü eylem ve etkinliklerde, özellikle televizyonda, basında (resimde) çıkmak için, irili, ufaklı düzenlenen örgüt toplantılarında üyelere gözükmek ve tanınmak için, istedikleri kadar konuşmak ve kendilerini özgürce ifade etmek için hiçbir ilkeye kurala uymadan bir birleriyle yarışan insanları görüyorum.
Gözler önünde yaşanan bu tür ayrılıkları, ayrıcalıkları, eşitsizlikleri, haksızlıkları, adaletsizlikleri, ilkesizlikleri ve kuralsızlıkları partimiz, örgütlerimiz ve demokrasimiz adına çok tehlikeli bir hastalık olarak görüyorum.
Bu hastalığın, büyüteç altına konulup incelenmesini, ( o zaman ne kadar tehlikeli virüslerin, ne çok maskeli yüzlerin olduğu görülecektir) daha fazla yayılması ve yaygınlaşmaması ve yok edilmesi için, parti yetkililerimizi, yani seçilmişleri, yani görev yetki ve sorumluluk üstlenenleri bu hastalığa çare bulmaları için acilen göreve davet ediyorum.
Ve diyorum ki, YENİ CHP’DE sakın ola ki, bu tehlikeli hastalığı görmezlikten, anlamazlıktan gelmeyin. Tam aksine hastalığı tedavi etmek için zaman geçirmeden üzerine gidin. Gidin ki parti içi demokrasi hayat bulsun. Gidin ki, partimizde, örgütlerimizde özgür iade hayat bulsun. Gidin ki tehlikeli virüsler maskeli yüzler partimizde temizlensin. Gidin ki partimize barış, sevgi hâkim olsun. 11.06.2012
Anayasa referandumunda, Milet vekili seçimlerinde, parti içi seçimlerde, yönetimlerin ve grupların açık ve kapalı havada düzenledikleri irili ufaklı tüm toplantılarda, eylemlerde, etkinliklerde bu hastalığı görüyorum. Hastalığın tedavisi için, daha fazla yayılmaması ve yaygınlaşmaması için parti yetkililerimizi (önce kendileri taramadan geçmek şartı ile delegelerimizi, il ilçe başkanlarımızı, milletvekillerimizi, ) göreve davet ediyorum.
Gördüğüm hastalığı, dilim döndüğü kadar anlatmaya, tanıtmaya çalışayım
Çeşitli gerekçelereler yaptığı gezileri sırasında genel başkanımıza, partimizin ileri gelenlerine, yani etkili, yetkili, etiketli kişilere (görevlilerin dışında) yakın olmak için, onlara gözükmek için, onların dikkatlerini çekmek için hiçbir ilkeye, kurala, uymadan bir, birleriyle yarışan insanları görüyorum.
Her türlü eylem ve etkinliklerde, özellikle televizyonda, basında (resimde) çıkmak için, irili, ufaklı düzenlenen örgüt toplantılarında üyelere gözükmek ve tanınmak için, istedikleri kadar konuşmak ve kendilerini özgürce ifade etmek için hiçbir ilkeye kurala uymadan bir birleriyle yarışan insanları görüyorum.
Gözler önünde yaşanan bu tür ayrılıkları, ayrıcalıkları, eşitsizlikleri, haksızlıkları, adaletsizlikleri, ilkesizlikleri ve kuralsızlıkları partimiz, örgütlerimiz ve demokrasimiz adına çok tehlikeli bir hastalık olarak görüyorum.
Bu hastalığın, büyüteç altına konulup incelenmesini, ( o zaman ne kadar tehlikeli virüslerin, ne çok maskeli yüzlerin olduğu görülecektir) daha fazla yayılması ve yaygınlaşmaması ve yok edilmesi için, parti yetkililerimizi, yani seçilmişleri, yani görev yetki ve sorumluluk üstlenenleri bu hastalığa çare bulmaları için acilen göreve davet ediyorum.
Ve diyorum ki, YENİ CHP’DE sakın ola ki, bu tehlikeli hastalığı görmezlikten, anlamazlıktan gelmeyin. Tam aksine hastalığı tedavi etmek için zaman geçirmeden üzerine gidin. Gidin ki parti içi demokrasi hayat bulsun. Gidin ki, partimizde, örgütlerimizde özgür iade hayat bulsun. Gidin ki tehlikeli virüsler maskeli yüzler partimizde temizlensin. Gidin ki partimize barış, sevgi hâkim olsun. 11.06.2012
KOOPERATİF
Ankara’nın merkezinde, Keçiören’de 750,50 metre kare arsası, 197 üyesi olan, bir kooperatif düşünün.
Arsa borcunu 89 ay taksit ödeyerek 1983 yılında arsa borcunu bitirip tapusunu alan bir kooperatif düşünün.
1990 yılında, imar ıslah planını yaptıran, 1992 yılında imarlı tapusunu alan, 1993- 1996 yılları arasında, her üyeye 2 daire düşecek şekilde kat karşılığı yapılmak üzere 4 ayrı müteahhitler noter tasdikli sözleşme imzalayan ve 1993 yılında inşaatlara başlanan bir kooperatif düşünün.
Devam eden yıllarda ve yapılan genel kurullarda, yeniden sözleşmeler, yapmaya, ek sözleşmeler yapmaya, sözleşme hükümlerini değiştirmeye, takas etmeye, ibralaşmaya, almaya satmaya, mahkemeye vermeye vb. gibi konularda yetki isteyen ve alan, yıllarca değişmeyen bir kooperatif başkanı ve yönetim kurulunu düşünün.
1995 yılında, yapılan genel kurul gurulda, başkanın öneriyle, hisselerinin yarısını eşlerine devir eden, 197 üye sayısını 394 çıkaran 1.etap 2. Etap diyerek eşit eşit haklara sahip olan kooperatif üyelerini ikiye ayıran, bir kooperatif düşünün.
Sözleşme hükümlerini ihlal ederek, işe başlamayan, inşaatı yarıda bırakıp kaçan, iflas eden, işi yıllarca geciktiren, bu neden aldığı yetkilere dayanarak onlarca müteahhidi değiştiren bir kooperatif düşünün.
1996 yılından itibaren, yıllara yaygın olarak inşaatları bitendaireleri şerefiye farkı çıkarılmadan, kira karşılığı oturmak üzere şartıyla anahtarı üyeye veren bir kooperatif düşünün.
Kira borcunu ödemeyen, üyeler, mahkemeye, icraya verilecek, borcu faiziyle birlikte alınacak, ihraç edilecek diye üyeleri korkutan ama yıllarca kira borcunu ödemeyen üye hakkında bunların hiçbirini yapmayan yapamayan bir kooperatif yönetimini düşünün.
Maliyet bedelleri 150.000 ile 50.000 TL arasında değişen dairelerin olduğu bir kooperatif düşünün
Özel bir kuruma ücret karşılında, şerefiye farkı çıkartan, tapuları üyelere verirken şerefiye farkını, kira borcunu ödemeyen üyelerden imza karşılığı çek ve senet aldıktan sonra dairenin daireyi ve anahtarı teslim eden bir kooperatif yönetimi düşünün
Kot altında olduğu için üyelere dağıtılmayan 3o yakın dairenin sayısını bilmediğim dükkân ve mağazaların satışının yapılması için, borcu olan üyelerden hissesine düşen paradan kesilmesi için genel kuruldan yetki isteyen bir yönetim kurulunu ve başkanını düşünün.
20 yıldır inşaatları bitirilmeyen, eşit haklara sahip olan ve bu tarih itibariyle ikinci etap üyelerin inşatlarına başlanılmayan bir kooperatifi düşünün
Bu yıllar içinde bir defa valilik, 2 defa bakanlık denetiminden geçen, her genel kurulun hükümet komiserinin nezaretinde yapılan ama hiç usulsüzlüğün kanunsuzluğun raporlara yansıman bir kooperatif olduğunu düşünün.
Bütün bu olup bitenlerden sonra tek başıma bir emekli maaşımla hakkımı aramaya, doğrunun, yanlışın, haklının, haksızlığın eşitliğin adaletin ne olduğunu sormaya korkuyorum.Konuşmaya korkuyorum. Kanundan, kooperatif, üyelerinden denetim yapanlardan, kooperatifi, yönetenlerden korkuyorum.
Bu gündem maddelerinin tümü genel kuruldan geçerse beni mağdur duruma düşüren maddeye itiraz edeceğim. Maddenin iptali için ya asal süresi içinde ticaret mahkemesine başvuruda bulunacağım.
Arsa borcunu 89 ay taksit ödeyerek 1983 yılında arsa borcunu bitirip tapusunu alan bir kooperatif düşünün.
1990 yılında, imar ıslah planını yaptıran, 1992 yılında imarlı tapusunu alan, 1993- 1996 yılları arasında, her üyeye 2 daire düşecek şekilde kat karşılığı yapılmak üzere 4 ayrı müteahhitler noter tasdikli sözleşme imzalayan ve 1993 yılında inşaatlara başlanan bir kooperatif düşünün.
Devam eden yıllarda ve yapılan genel kurullarda, yeniden sözleşmeler, yapmaya, ek sözleşmeler yapmaya, sözleşme hükümlerini değiştirmeye, takas etmeye, ibralaşmaya, almaya satmaya, mahkemeye vermeye vb. gibi konularda yetki isteyen ve alan, yıllarca değişmeyen bir kooperatif başkanı ve yönetim kurulunu düşünün.
1995 yılında, yapılan genel kurul gurulda, başkanın öneriyle, hisselerinin yarısını eşlerine devir eden, 197 üye sayısını 394 çıkaran 1.etap 2. Etap diyerek eşit eşit haklara sahip olan kooperatif üyelerini ikiye ayıran, bir kooperatif düşünün.
Sözleşme hükümlerini ihlal ederek, işe başlamayan, inşaatı yarıda bırakıp kaçan, iflas eden, işi yıllarca geciktiren, bu neden aldığı yetkilere dayanarak onlarca müteahhidi değiştiren bir kooperatif düşünün.
1996 yılından itibaren, yıllara yaygın olarak inşaatları bitendaireleri şerefiye farkı çıkarılmadan, kira karşılığı oturmak üzere şartıyla anahtarı üyeye veren bir kooperatif düşünün.
Kira borcunu ödemeyen, üyeler, mahkemeye, icraya verilecek, borcu faiziyle birlikte alınacak, ihraç edilecek diye üyeleri korkutan ama yıllarca kira borcunu ödemeyen üye hakkında bunların hiçbirini yapmayan yapamayan bir kooperatif yönetimini düşünün.
Maliyet bedelleri 150.000 ile 50.000 TL arasında değişen dairelerin olduğu bir kooperatif düşünün
Özel bir kuruma ücret karşılında, şerefiye farkı çıkartan, tapuları üyelere verirken şerefiye farkını, kira borcunu ödemeyen üyelerden imza karşılığı çek ve senet aldıktan sonra dairenin daireyi ve anahtarı teslim eden bir kooperatif yönetimi düşünün
Kot altında olduğu için üyelere dağıtılmayan 3o yakın dairenin sayısını bilmediğim dükkân ve mağazaların satışının yapılması için, borcu olan üyelerden hissesine düşen paradan kesilmesi için genel kuruldan yetki isteyen bir yönetim kurulunu ve başkanını düşünün.
20 yıldır inşaatları bitirilmeyen, eşit haklara sahip olan ve bu tarih itibariyle ikinci etap üyelerin inşatlarına başlanılmayan bir kooperatifi düşünün
Bu yıllar içinde bir defa valilik, 2 defa bakanlık denetiminden geçen, her genel kurulun hükümet komiserinin nezaretinde yapılan ama hiç usulsüzlüğün kanunsuzluğun raporlara yansıman bir kooperatif olduğunu düşünün.
Bütün bu olup bitenlerden sonra tek başıma bir emekli maaşımla hakkımı aramaya, doğrunun, yanlışın, haklının, haksızlığın eşitliğin adaletin ne olduğunu sormaya korkuyorum.Konuşmaya korkuyorum. Kanundan, kooperatif, üyelerinden denetim yapanlardan, kooperatifi, yönetenlerden korkuyorum.
Bu gündem maddelerinin tümü genel kuruldan geçerse beni mağdur duruma düşüren maddeye itiraz edeceğim. Maddenin iptali için ya asal süresi içinde ticaret mahkemesine başvuruda bulunacağım.
Etiketler: yazılar
KOOPERATİF
9.6.12
MİLLETVEKİLİMİZ CHP’NİN, DEMOKRASİNİN, ÖZGÜR İRADENİN DÜŞMANI OLAN GRUPLAR HAKKINDA NE DEDİ.
MİLLET VEKİLİMİZ CHP’NİN, DEMOKRASİNİN, ÖZGÜR İRADENİN DÜŞMANI OLAN GRUPLAR HAKKINDA NE DEDİ.
Partimizin değerli üyesi Sayın Mustafa Şenyurt 17 Haziranda 2012 yapılacak olan CHP bursa il kongresinde CHP il başkanlığına aday olduğunu 9.6.2012 tarihinde açıkladığı basın toplantısında,
Bursa milletvekilimiz sayın kemal Ekinci yaptığı çok kısa konuşmada gruplar hakkında, çok önemli bir şey söylemiştir. Demiştir ki, Zaman, zaman gruplar parti yönetiminin önüne geçmiştir. Bundan böyle kimse dışlanmayacak. Şu gruptandı bu gruptandı anlayışı yıkılacak.
Bu konuşmanın, bu tespitin, bu düşüncenin örgütün içinden gelen bir milletvekilimiz tarafından basın toplantısında ifade edilmiş olmasını parti içi demokrasi adına çok önemli buluyorum.
Çünkü Sayın milletvekilimiz, il, ilçe başkan ve yöneticilerimiz, üyelerimiz çok iyi biliyorlar ki, yapılan delege seçimlerine, ilçe kongre seçimlerine, damgasını vuran, gruplar olmuştur.(grup çalışmaları defalarca basında yer almıştır) Gruplar, özgür iradeyi tümüyle yok etmiştir. Daha vahim olanı, birçok yerde seçimi kazanan gruplar var olmuştur. Seçimi kaybeden gruplar yok olmuştur. Hiçbir özgür iradenin tek başına grupları yenme şansı yoktur.
Demokrasinin ve özgür iradenin düşmanı olan, yüreklere, ayrılık, kin ve nefret tohumu eken, ilkesizliğin, kuralsızlığın, haksızlığın ve adaletsizliğin sembolü haline gelen, Grupların, grup anlayışlarının, kökünü kazıyacak olan önlemler mutlaka alınıp uygulamaya konulmalıdır. Lafta kalmamladır.
CHP hastalıktan, bu illetten mutlaka kurtarılmalıdır.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
DİKKATLERİ BU HASSAS KONUNUN ÜZERİNE ÇEKMEK İSTİYORUM
DİKKATLERİ BU HASSAS KONUNUN ÜZERİNE ÇEKMEK İSTİYORUM
13 yıldan beri eski CHP de seçimler ya atama ile yâda kapalı kapılar
ardında, gözlerden masa başında, kâğıt üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde yapılıyordu. Ama kol kırılıyor yen içinde kalıyordu.
Yeni CHP’de ilk kez seçimler üyelerin oylarıyla, gözler önünde, yıllarca yaşanan, ilkesizlikler kuralsızlıklar, haksızlıklar, adaletsizlikler eşitsizlikler, grup, kutup ilişkileri, etkili, yetkili, paralı, güçlerin hâkimiyetleri gözler önünde yapılıyor. Ama kol kırılıyor. Yen içinde kalmıyor.
Eski CHP ve yeni CHP arasındaki benzerlik ise, her ikisinde de yapılan genel kurullarda, örgüt toplantılarında hesap sorulmuyor olması Her şey yapanın yanına kar kalıyor olması.
Eski CHP’de yönetimde olanların, seçimlere hazırlananların, seçimi kaybedenlerin ilçe örgütü terk etmeleri ve bir daha ilçeye uğramamaları.
Bu durumun, bu alışkanlığın, bu uygulamanın, bu anlayışın ve zihniyetin demokrasi adına, CHP adına, seçimi kazanıp ve kaybedenler adına, hiçbir şekilde hiçbir gerekçeyle kabul edilmesi, içe sindirilmesi, hazmedilmesi kabul edilmez, içe sindirilemez, görmezlikten, anlamazlıktan gelinemez.
DİKKATLERİ BU HASSAS KONUNUN ÜZERİNE ÇEKMEK İSTiYORUM
Parti büyüklerinin, yetkililerinin bu hassas konuya üzerine dikkatlerini büyük bir önemle ve hassasiyetle çekmek istiyorum.
Benzeri olaylar bir sonraki seçimlerde yaşanır ise bunun tek sorumlusu kesinlikle parti büyükleri, parti yetkilileri olacaktır. Partide söz yetki ve kararı ellerinde bulunduranlar olacaktır.
13 yıldan beri eski CHP de seçimler ya atama ile yâda kapalı kapılar
ardında, gözlerden masa başında, kâğıt üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde yapılıyordu. Ama kol kırılıyor yen içinde kalıyordu.
Yeni CHP’de ilk kez seçimler üyelerin oylarıyla, gözler önünde, yıllarca yaşanan, ilkesizlikler kuralsızlıklar, haksızlıklar, adaletsizlikler eşitsizlikler, grup, kutup ilişkileri, etkili, yetkili, paralı, güçlerin hâkimiyetleri gözler önünde yapılıyor. Ama kol kırılıyor. Yen içinde kalmıyor.
Eski CHP ve yeni CHP arasındaki benzerlik ise, her ikisinde de yapılan genel kurullarda, örgüt toplantılarında hesap sorulmuyor olması Her şey yapanın yanına kar kalıyor olması.
Eski CHP’de yönetimde olanların, seçimlere hazırlananların, seçimi kaybedenlerin ilçe örgütü terk etmeleri ve bir daha ilçeye uğramamaları.
Bu durumun, bu alışkanlığın, bu uygulamanın, bu anlayışın ve zihniyetin demokrasi adına, CHP adına, seçimi kazanıp ve kaybedenler adına, hiçbir şekilde hiçbir gerekçeyle kabul edilmesi, içe sindirilmesi, hazmedilmesi kabul edilmez, içe sindirilemez, görmezlikten, anlamazlıktan gelinemez.
DİKKATLERİ BU HASSAS KONUNUN ÜZERİNE ÇEKMEK İSTiYORUM
Parti büyüklerinin, yetkililerinin bu hassas konuya üzerine dikkatlerini büyük bir önemle ve hassasiyetle çekmek istiyorum.
Benzeri olaylar bir sonraki seçimlerde yaşanır ise bunun tek sorumlusu kesinlikle parti büyükleri, parti yetkilileri olacaktır. Partide söz yetki ve kararı ellerinde bulunduranlar olacaktır.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
8.6.12
KEŞKE CHP DEN BİR YETKİLİ, BİR PARTİ BÜYÜĞÜ GELSE, KİM, NASIL KAZANDI, KİM, NASIL KAYBETTİ DİYE, SEÇİMLERDE YAŞANAN OLAYLARI İNCELESE, ARAŞTIRSA AYRINTILI BİR RAPOR DÜZNLESE GENEL MERKEZE İLETSE
KEŞKE CHP DEN BİR YETKİLİ, BİR PARTİ BÜYÜĞÜ GELSE, KİM, NASIL KAZANDI, KİM, NASIL KAYBETTİ DİYE, SEÇİMLERDE YAŞANAN OLAYLARI İNCELESE, ARAŞTIRSA AYRINTILI BİR RAPOR DÜZNLESE GENEL MERKEZE İLETSE
CHP de yapılan parti içi seçimlerde, kişilerin değil, tüzüğün, ilkelerin, kuralların fikirlerin, planların, programların, projelerin kısa orta uzun vadede yapılacak işlerin, ön plana çıkmasını, yarışmasını, konuşulmasını, tartışılmasını çok isterdim.
CHP’de yapılan seçimlerde kaybeden tarafların, seçimlerde savundukları fikirleri, planları, programları, projeleri kısa orta uzun vadede yapılacak işleri hayata geçirilmeleri için, yönetimlerin icraatları sırasında yaptıkları hatalarını yanlışları eleştirmeleri için, doğruları desteklemeleri, yeni önerilerde bulunmaları için, bir sonraki seçimi kazanmaları, partiyi güçlendirmeleri için, partide var olmalarını ve mücadeleye devam etmelerini çok isterdim.
CHP’de yapılan seçimlerde, yüreklerde sevgi, barış, kardeşlik, birlik, beraberlik dayanışma tohumların ekilmesini çok isterdim.
HİÇ BİR PARTİLİM KUSURA BAKMASIN YAŞANAN GERÇEKLERE GÖZÜNÜ YUMMASIN
Üyesi olduğum ilde seçimleri çok yakından izledim. Yaşadım, gördüm, şahit oldum. İstediklerimin hiç birinin olmadığı için çok hayal kırıklığı yaşadım. Ve yaşıyorum
Keşke bir parti bir büyüğü, bir parti yetkilisi gelse de yaşadığım, gördüğüm, şahit olduğum olayları, dinlese, doğruluğunu yanlışlığını araştırsa, rapor düzenlese genel merkeze iletse.
Keşke, parti büyükleri ve yetkilileri yaşanan sorunlar görmemezlikten, anlamamazlıktan gelmeseler. Sorunları ertelenmeseler. Keşke kavga etmeyin, AKP’nin ağzına sakız olmayın, demeden önce gördüğüm, yaşadığım, şahit olduğum olayların hiç birinin bir daha yaşanmaması için gerekli önlemleri alsalar.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Konunun ne kadar önemli ve vahim olduğunu kanıtlamak için bir örnek vereyim.
Dün var olan ama seçimi kaybeden birçok yüzü, ismi bugün ilçemde göremiyorum. Bugün var olan ama seçimleri kazanan bir çok yüzü, isimi de, dün ilçe göremiyordum. Acaba seçim mi yapılıyor? Var olmak, yok etmek için psikolojik savaş mı yapılıyor? 7.6.2012
CHP de yapılan parti içi seçimlerde, kişilerin değil, tüzüğün, ilkelerin, kuralların fikirlerin, planların, programların, projelerin kısa orta uzun vadede yapılacak işlerin, ön plana çıkmasını, yarışmasını, konuşulmasını, tartışılmasını çok isterdim.
CHP’de yapılan seçimlerde kaybeden tarafların, seçimlerde savundukları fikirleri, planları, programları, projeleri kısa orta uzun vadede yapılacak işleri hayata geçirilmeleri için, yönetimlerin icraatları sırasında yaptıkları hatalarını yanlışları eleştirmeleri için, doğruları desteklemeleri, yeni önerilerde bulunmaları için, bir sonraki seçimi kazanmaları, partiyi güçlendirmeleri için, partide var olmalarını ve mücadeleye devam etmelerini çok isterdim.
CHP’de yapılan seçimlerde, yüreklerde sevgi, barış, kardeşlik, birlik, beraberlik dayanışma tohumların ekilmesini çok isterdim.
HİÇ BİR PARTİLİM KUSURA BAKMASIN YAŞANAN GERÇEKLERE GÖZÜNÜ YUMMASIN
Üyesi olduğum ilde seçimleri çok yakından izledim. Yaşadım, gördüm, şahit oldum. İstediklerimin hiç birinin olmadığı için çok hayal kırıklığı yaşadım. Ve yaşıyorum
Keşke bir parti bir büyüğü, bir parti yetkilisi gelse de yaşadığım, gördüğüm, şahit olduğum olayları, dinlese, doğruluğunu yanlışlığını araştırsa, rapor düzenlese genel merkeze iletse.
Keşke, parti büyükleri ve yetkilileri yaşanan sorunlar görmemezlikten, anlamamazlıktan gelmeseler. Sorunları ertelenmeseler. Keşke kavga etmeyin, AKP’nin ağzına sakız olmayın, demeden önce gördüğüm, yaşadığım, şahit olduğum olayların hiç birinin bir daha yaşanmaması için gerekli önlemleri alsalar.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Konunun ne kadar önemli ve vahim olduğunu kanıtlamak için bir örnek vereyim.
Dün var olan ama seçimi kaybeden birçok yüzü, ismi bugün ilçemde göremiyorum. Bugün var olan ama seçimleri kazanan bir çok yüzü, isimi de, dün ilçe göremiyordum. Acaba seçim mi yapılıyor? Var olmak, yok etmek için psikolojik savaş mı yapılıyor? 7.6.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
Kaydol:
Yorumlar (Atom)