“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”

18.6.12

CHP BURSA İL KONGRESİNİ DİKKATLE İZLEDİM NOTLAR TUTTUM

CHP BURSA İL KONGRESİNİ DİKKATLE İZLEDİM NOTLAR TUTTUM

17.6.2012 tarihinde Merinos Atatürk Kültür Merkezi salonuna 12.30 da gittiğimde oldukça kalabalık buldum. Dört İl başkanı adayından biri olan Sayın Yahya Şimşek’in yarıştan çekildiğini o anda öğrendim.

Kongrenin yapılacağı 3 katlı salonun fiziki görünümü donanımı her yönüyle mükemmeldi. Toplantı salonunda dinleyici bölümüne uygun bir yere oturdum. Ve kongre boyunca yerimden hiç kalkmadım. CHP seçim müziği eşliğinde, Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve Görevi devir edecek olan il başkanımız Gürhan Akdoğan’ın, (seçim çalışmaları) görüntülerini, mesajlarını,1,5 saat boyunca ekranda defalarca dinledim, izledim. Kongrede 1,5 + 5.35 = toplam tam 7 saat kaldım ve not tuttum.

Saat 14.10’da kongrenin açış ve veda konuşmasını İl başkanımız Sayın Gürhan Akdoğan yaptı. 40 dakika konuştu.

Kongre divan başkanlığına, örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcımız Sayın Nihat Matkap Oybirliği seçildi. Saygı duruşu, yapıldı. İstiklal marşı okundu.

Sayın Nihat Matkap tam 25 dakika konuştu.

Faaliyet ve mali raporların okunması toplam 5 dakika sürdü.

Seçimlerin her zaman olduğu gibi blok liste yöntemi ile yapılması oylandı ve oy çokluğu ile kabul edildi.

Faaliyet ve mali raporların aleyhinde ve lehinde yapılacak konuşmalara geçildi. Kongrenin başından sonuna kadar hiçbir konuşmacıya zaman sınırlaması konmadı. Söz alan delegeler içinde en az 2 dakika, en çok 10 dakika konuşan oldu.

9 delege konuştuktan sonra (9 delege toplam 55 dakika konuştu ) yeterlilik önergesi ile delege konuşmalarına son verildi.

Mesleki örgütler adına kişinin konuşması tam 10 dakika.

Söz alan eski yeni milletvekillerinden, Sayın Onur Öymen 10, Sayın sena Kaleli 15, Sayın Aykan Doğan 15, Sayın Turan Tayan 12, Sayın Kemal Ekinci 13, Sayın İlhan Demiröz 20, parti meclisi üyesi Sayın Hüseyin Sezgin, 5 dakika konuştular (Milletvekillerin toplam konuşma süreleri 100 dakika)

İki delegeye daha söz hakkı verildi. İkisin toplam konuşma süresi 5 dakika. (11 delegenin toplam konuşma süresi 60 dakika)

Başkan adaylarından, Metin çelik 15 dakika, Mustafa Şenyurt 40 dakika, Bülent Aslanhan 15 dakika (başkan adaylarının konuşmaları toplam 70 dakika)

İL KONRESİNDE HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIM

ÇÜNKÜ,ÖRGÜTLENMEDEN SORUMLI GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ SAYIN NİHAT MATKAP’IN DİVAN BAŞKANLIĞIYAPTIĞI BİR İL KONGRESİNDE, UYGULANMASI, UYULMASI GEREKEN TOPLANTI YÖNTEMLERİNİN, TOPLANTI DİSİPLİNİN, TOPLANTI İLKE, KURALLARININ TÜM ÜYELERİMİZE, DELEGELERİMİZE, BAŞKANLARIMIZA, MİLLETVEKİLLERİMİZE ÖRNEK TEŞKİL ETMESİNİ İSTERDİM. (TBMM’DEKİ GİBİ)

ÇÜNKÜ, DEMOKRASİYİ SAVUNAN ÖRGÜTLERİN DÜZENLEDİĞİ TOPLANTILARDA (ÖZELLİKLE SÖZ HAKKININ KULLANILMAINDA) EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK, DİSİPLİN SAĞLANMIYORSA O ÖRGÜTTE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ HAYATA GEÇEMEZ.

ÇÜNKÜ BİR İL KONGRESİNDE MİLLET VEKİLLERİ ÇOK DİNLEMİYOR AMA ÜYELERDEN, DELEGELERDEN ÇOK DAHA FAZLA KONUŞMA HAKKINA SAHİP OLUYORSA, O ÖRGÜTTE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ HAYATA GEÇEMEZ.

ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE YENİ CHP DE ÖRGÜT TOPLANTILARINDA DEMOKKRATİK KURALLARIN VE DİSİPLİNİN TİTİZLİKLE SAĞLANACAĞINI UMUT EDİYORUM

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150974039614419&set=p.10150974039614419&type=1

17.6.12

İKİ YILDA, İKİ SEÇİM YAŞADIK. SEÇİMLERDE OLANLARI YAŞADIKALRIMIZI GÖRDÜKLERİMİZİ UNUTMADIK UNUTMAYCAĞIZ

İKİ YILDA, İKİ SEÇİM YAŞADIK. SEÇİMLERDE OLANLARI YAŞADIKALRIMIZI GÖRDÜKLERİMİZİ UNUTMADIK UNUTMAYCAĞIZ

Son iki yılda 2 seçim yaşadık. Milletvekili ve parti içi seçimler. Eğri oturup doğru konuşalım. İki seçimde de gördüklerimizi, yaşadıklarımızı, şahit olduklarımızı, dürüstçe mertçe ortaya koyalım.

MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİNDE, Kendi ilimde, kendi ilçe örgütümde, milletvekili seçimlerini kazanmak için, kadınlarımız, gençlerimiz, analarımız babalarımız dedelerimiz, milletvekili adaylarımızla, seçim bürolarını sabahın erken saatlerinde buluşurduk.

Gruplara ayrılarak seçim araçlarıyla yaya olarak, halkın içine karışırdık. Esnaf Pazar ev, kahvehane, demeden akşamın geç saatlerine kadar gezer, dolaşırdık. Bildiriler broşürler dağıtır, toplantılara katılırdık. Bir birimizle tanışır kaynaşırdık.

Milletvekili seçimleri oldu, bitti, ilimizden seçilen milletvekillerimizin hepsi Ankara’ya gittiler, bizi, üyeleri, partiye gönül verenleri, yani kendileriyle çalışanları, kendilerine destek verenleri yani halkımızı unuttular.

PARTİ İÇİ SEÇİMLERDE kendi ilimde, kendi ilçe örgütümde parti içi seçimlerini kazanmak için, milletvekili seçimlerinde, çalışmalarda, seçim bürolarında hiç görmediğimiz, tanımadığımız yepyeni yüzlerin, isimlerin ortaya çıktığını gördük.

Üyeleri, delegeleri tanımak, kendilerini tanıtmak için, gruplar kurduklarını, üyelerle, delegelerle açık gizli grup toplantıları, pazarlıklar yaptıklarını Delege, başkan, yönetim kurulu üyesi olmak için akıl almaz (demokratik olmayan) yöntemlere başvurarak birbirleriyle yarıştıklarını gördük.

Olanları, yaşananları, şahit olduklarımızı, demokrasi eşitlik adalet birlik beraberlik dayanışma adına verilen sözleri unutmadık. Unutmayacağız.

Büyük bir yarış ve mücadele sonucunda delege, başkan ve yönetimlere seçilenler umuyorum diliyorum, icraatları sırasında verdikleri sözleri, bizleri, üyeleri dayanışmayı, birliği, beraberliği, eşitliği, adaleti, hakkı, hukuku hiç unutmazlar. Eskiler gibi olmazlar eskilere benzemezler, sadece kendilerini düşünmezler.

Biz üyelerin seçilenlere karşı hiçbir yetkimiz, etkimiz ve yaptırım gücümüz olmadığı için sadece dilek ve temennide bulunmaktan başka elimizden hiç bir şey gelmiyor. Ama umudumuzu yitirmiyoruz. 17.06.2012

16.6.12

CHP’LİYİZ, DEMOKRATIZ, DEMOKRASİYİ SAVUNUYORUZ DİYORSAK, BİR SORUMA CEVAP ARIYORUM

CHP’LİYİZ, DEMOKRATIZ, DEMOKRASİYİ SAVUNUYORUZ DİYORSAK, BİR SORUMA CEVAP ARIYORUM


Partimizde bir süreden beri parti içi seçimler yapılıyor. Özellikle bizi yani CHP üyelerini, ( halkı) temsil etmek ve onların hak ve çıkarlarını, menfaattarını korumak, savunmak için, onlara çok daha iyi hizmet vermek için tüm olanaklarını seferber ederek, bir birleriyle yarış içinde olan partililerimizin, politikacılarımızın, siyasetçilerimizin, üyelerimizin olduğunu görüyoruz, biliyoruz, şahit oluyoruz, basında medyada okuyoruz, duyuyoruz, öğreniyoruz.

Seçenlere, yani seçimlerde oy kullananlara, özellikle örgütlerin karar organlarına seçilenlere (başkan ve yönetim kurulu üyelerine) üyelik görevi yetki ve sorumluluklarını yerine getiren ve partinin asil bir üyesi olarak sormak istiyorum. Bilgi edinmek istiyorum.

Örneğin, a ilçesinin bir üyesi isem, a ilçesinin yönetim kurulu haftada bir ya da 15 günde bir (tüzük hükmü gereği )periyodik olarak toplanıyor kararlar alıyorsa, yönetim kurulunun hangi tarihte yapılan toplantıda, hangi gündem maddelerini görüşüldüğü ve hangi kararları aldığı hakkında neden hiçbir, yazılı sözlü açıklama yapılmıyor? Üyelerin öğrenmesinde hiçbir sakınca olmayan kararların bir sureti ilan panosuna duyuru şeklinde neden asılıp üyelerin bilgisine sunulmuyor? CHP’li isek, demokratsak, demokrasiyi savunuyorsak, son derece gerekli ve hatta zorunlu olan bu bilgilerin üyelere verilmesinde, üyelerin duymasında öğrenmesinde ne gibi sakıncalar var?

Acaba bu sorumu okuyan, duyan, ciddiye alan, parti yöneticilerimizden her hangi biri yazılı bir yanıt verir mi? yoksa her zaman olduğu gibi, parti içi sorunlar parti içinde konuşulur gerekçesiyle sorum yanıtsız kalmaya devam eder mi?16.06.2012

15.6.12

BÖYLE DEMOKRASİ BÖYLE DEMOKRATLIK OLMAZ. OLAMAZ.

BÖYLE DEMOKRASİ BÖYLE DEMOKRATLIK OLMAZ. OLAMAZ.

Hiç kimse ne kendini nede başkalarını aldatmasın. BÖYLE DEMOKRASİ, BÖYLE DEMOKRATLIK OLMAZ. OLAMAZ. CHP’de parti içinde yapılan ve yapılmakta olan delege, ilçe, il başkan ve yönetim kurlu seçimlerinden bahsediyorum.

Demokrasiyi ve demokrasinin evrensel değerleri olan, eşitliği, adaleti ve özgürlüğü savunan bir partide, daha seçim süreci başlamadan önce, kendi grubunu kurarak, grubun orantısız gücünü kullanarak, büyük miktarlarda maddi harcamalarda bulunarak, kendini üyelere delegelere tanıtan, anlatan ve demokratik olmayan yollardan seçilen başkan ve ekibi, Partinin olanaklarından yararlanma konusunda, (grup) ekip arkadaşları arasında, üyeler arasında nasıl tarafsız olabilecektir? Nasıl eşitliği, adaleti, iç barışı, dayanışmayı, hakkı hukuku sağlayabilecektir?

Yeteri kadar maddi olanaklara sahip olamayan ve hiç bir grup içinde yer almayan ama bilgisiyle birikimiyle, inancıyla, enerjisiyle partisi için, ülkenin geleceği için, halkın çıkarları için, cumhuriyetin kazanımları içi çalışan, emek veren, bir parti üyesi, kendi özgür iradesiyle partide nasıl var olacak? Örgüt, yönetimleri toplantı düzenlemezse, parti için bu kadar değer ve öneme sahip olan üyeler kendisini, düşüncelerini üyelere, delegelere nasıl tanıtıp anlatacak? Nasıl seçilecektir?

CHP’de parti içinde (özellikle parti içi seçimlerde) yaşanan somut olaylar göstermiştir ki, İster örgütsel anlamda, ister toplumsal anlamda, yenilenmek, yanlış alışkanlıklardan kurtulmak hiçte o kadar kolay değildir. Ama bir yerden başlamak ta gerekiyor.

Demokrasinin böylesine yozlaştığı, yok olduğu bir yapı ve örgüt içinde Kemal Kılıçdaroğlu bir yerden başladı. Hiç şüphesiz ki, görevi alabildiğine zor mu? Zor. Sorumluluğu alabildiğine ağır mı? Ağır. Kemal Kılıçdaroğlu bu zorluğu üstlendi. Zaten lideri lider yapan yenilmez sanılan zorlukları yenen insanlar değil midir?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Parti içinde yenilmesi çok zor olan zorlukları yendiğini görmezden, anlamazdan gelemeyiz. Genel kuruldan sonra, parti içinde demokrasiyi kurmak için, ülke içindeki zorlukları yenmek için, maskeleri yüzerden indirmek için çok daha büyük zorlukları yenmek için kararlılıkla inançla mücadeleye devam edeceğine, halkla birleşip bütünleşeceğine gücünü, yetkisini halktan alacağına, inanıyorum. 15.06.2012

14.6.12

CHP İÇİNDE, CHP’Yİ YOK ETMEK İSTEYEN İKİ ZORLU DÜŞMANIN OLDUĞUNU GÖRÜYRUM. O İKİ DÜŞMAN BENİ KORKUTUYOR, ÜRKÜTÜYOR

CHP İÇİNDE, CHP’Yİ YOK ETMEK İSTEYEN İKİ ZORLU DÜŞMANIN OLDUĞUNU GÖRÜYRUM. O İKİ DÜŞMAN BENİ KORKUTUYOR, ÜRKÜTÜYOR.

1. Düşman. CHP’de özellikle taşra örgütlerinde ve özellikle parti içi seçim sürecinde, genel kurullarda, fikirler olaylar planlar projeler, programlar, sorunlar çözümler öneriler eleştiriler konuşulmuyor, tartışılmıyor. İnsanlar, isimler, kişiler konuşuluyor, eleştiriliyor, tartışılıyor. Bu beni ürkütüyor, korkutuyor.

2. Düşman. CHP’de örgüt içinde genel anlamda üyeler (taban) ve yönetim arasında sevgisizlik, saygısızlık, iletişimsizlik, hoşgörüsüzlük, yukarıdan bakma, küçük görme, yönetim gücünü kaybedenin pes etmesi, yönetim gücü eline geçireninin aslan kesilmesi. Bu beni ürkütüyor korkutuyor.

CHP’Lİ BAŞKANLARA (BAŞKANIMIZA) DÜN SORDUM. BUGÜNDE SORDUM. YARINDA SORACAĞIM.

CHP’Lİ BAŞKANLARA (BAŞKANIMIZA) DÜN SORDUM. BUGÜNDE SORDUM. YARINDA SORACAĞIM.

Partimiz, örgütlerimiz, yöneticilerimiz açıklığı savunuyorsa Tüm önerilere, taleplere, isteklere rağmen

Parti ve örgüt çalışmalarıyla ilgili olarak kısa orta uzun vadede yapılacak işleri, Güncel konuları, sakınca olmayan haberleri, bilgileri, yapılacak eylemleri etkinlikleri, örgüt toplantılarını, örgütte görev alanları, görev verilenleri, mali konuları, kısaca üyelerin bilmesinde, okumasında, öğrenmesinde hiçbir sakınca olmayan tüm konuları, neden yazılı duyuru şeklinde ilan panolarına asmıyorsunuz?

Neden asılan bilgileri sık sık güncellemiyorsunuz?

Neden üyelerin doğrudan engelsiz bilgiye ulaşması için katkıda bulunmuyorsunuz?

Telefonla, mesajla, internet aracılığı ile yaptığınız bilgileri yazılı duyuru şeklinde ilan panosuna asmaktan kaçınıyorsunuz?

Neden bunu ilke kural haline getirmiyorsunuz?

Ve neden bu sorulara yazılı yanıt vermekten kaçınıyorsunuz?

NEDEN? NEDEN? NEDEN?

CHP ÜYESİ OLAN HERKESİN BAŞKANLARINA BU SORULARI SORMASINI DİLİYORUM.

13.6.12

AŞAĞIDAKİ GEREKÇELERDEN DOLAYI İLÇE ÖRGÜTÜMÜZÜN DÜZENLEDİĞİ YEMEĞE KATILMIYORUM.

AŞAĞIDAKİ GEREKÇELERDEN DOLAYI İLÇE ÖRGÜTÜMÜZÜN DÜZENLEDİĞİ YEMEĞE KATILMIYORUM.


2 yıldan beri ilçe örgütümüzde, seçim ve referandum çalışmalarımızda, eylem ve etkinliklerde evimden çok daha fazla vakit geçirdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Günlük olarak yazdığım yazılardan notlar bunun en somut kanıtıdır. Bu nedenle ilçemizin sorunlarını çok yakından bilen bir üye olduğumu düşüyorum.

Yeni seçilen başkan ve yönetim her boyutu ile hiç abartmadan ifade ediyorum, boğazına kadar sorunları olan (komada halinde bir hastayı, ) enkazı hailene gelmiş bir örgüt yönetimini devir aldıklarını biliyorum.

Birkaç somut örnek vermek gerekirse, ilçe örgütümüz parasızlıktan dolayı hiçte sağlıklı olmayan bir mekânda hizmet sürdürdüğünü, borçlarından dolayı ilçe örgütümüze haciz geldiğini, zaman faturalar ödenmediği için elektrik ve telefonun kesildiğini, 2 yıl içinde hiçbir örgüt toplantının yapılmadığını, Yönetim kurulu adına seçim çalışmaları yapmak ve masraflarını kendilerinin karşılaması şartı ile iki ayrı gruba görev ve yetki verildiğini ve o iki gruplarla süreç içinde çok ciddi sorunlar yaşandığını, ilçe başkanının, ilçe kadın ve gençlik kolları başkanlarının görevden alındıklarını bunların hepsinin basına yansıyan haberler olduğunu biliyorum. (örgüt üyelerimizde biliyor)

Yine çok iyi biliyorum ki, 700.000 nüfusu olan, 4000 yakın üyesi olan bir ilçe örgütünde, örgütlenme ağı olmadan, örgüt üyelerin, yardımı, desteği, dayanışması, birliği, bütünlüğü, beraberliği, tanışması kaynaşması olmadan bu sorunların üstesinden tek başına başkan ve yönetim kurulu üyelerimiz üstesinden gelemez.

İlk başta yapılacak işlerin en önemlisi ve belki de en acil olanı, örgütümüzün içinde bulunduğu en son durumu, hazırlanacak bir raporla örgüt üyelerimize, delegelerimize, mahalle temsilcilerimize, duyarlı üyelerimize kadın ve kadın ve gençlik kolları başkanlarımıza anlatmak olmalıydı. Böyle bir bilgilendirme yapılmadan, bu konuda öneriler dikkate alınmadan, sorunlar anlatılmadan, gerekli olan açıklamalar yapılmadan, örgütümüzün desteği onayı düşüncesi alınmadan, yönetim kurlumuzun ((başka alternatifler düşünmeden daha ucuz olan, sabah kahvaltısı, piknik eğlence gibi) pahalı yemek düzenleme kararını almasını ve üyelerimize pahalı yemek bileti satılmasını uygum ve doğru bulmadığım için bugün düzenlenen yemeğe katılmıyorum.13.6.2012

11.6.12

CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜNDEN CHP’NİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, SEÇİMİ KAYBEDEN TÜM İL VE İLÇE BAŞKAN ADAYLARIMIZI UYARIYORUM.

CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜNDEN CHP’NİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, SEÇİMİ KAYBEDEN TÜM İL VE İLÇE BAŞKAN ADAYLARIMIZI UYARIYORUM.

İl ve ilçe seçimlerinden sonra, planlarınızla, projelerinizle, bilginizle, birikimlerinizle, tecrübelerinizle, enerjinizle, sizi destekleyen partililerimizle sanki başkan seçilmiş gibi, sanki yönetime seçilmiş gibi, hizmete devam etmezseniz, sahneden çekilirseniz, doğruların yanında, yanlışların karşısında olmazsanız, önerilerinizi eleştirilerinizi demokratik kurallar ve yöntemler içinde kesintisiz olarak sürdürmezseniz, bu yazıyı okuyanlar huzurunda söz veriyorum.

Türkiye'nin neresinde olursanız olun (çünkü ben CHP üyesiyim Türkiye’nin her yerinde varım) CHP’nin asil bir üyesi olarak yakanıza yapışacağım ve gözleriniz içine bakarak diyeceğim ki, CHP’ye halkımıza hizmet etmek için, partiyi daha yukarılara taşımak için, demokrasi mücadelesi sürdürmek için CHP’yi iktidar yapmak için seçilmek şart mı?

Bu dönemde seçilenler kesinlikle ateşten gömlek giydiler. Ya seçimi kaybedenlerle, örgütle, üyelerle, halkla, birleşip bütünleşecekler. Örgütlenme ağını kuracaklar. Tam bir dayanışma içinde olacaklar. Ben demeyecekler. biz diyecekler. Parti içinde demokrasiyi hâkim kılacaklar, Kişisel çıkar menfaatlerini değil, partinin, halkın üyelerin çıkar menfaatlerini ön olana çıkaracaklar. Ya da giydikleri ateşten gömleğin içinde yanacaklar.

Bütün kalbimle inanıyorum ki, Örgütsel anlayış, işleyiş, uygulama anlamında dün bugüne benzemeyecek. Bugünde yarına benzemeyecek. CHP’de yenilik, değişim, güçlenme artarak kesintisiz sürecek. Sürmek zorunda. Aksi takdirde sizi biz affetsek de tarih affetmeyecek.11.06.2012

10.6.12

CHP’DE ÜRKÜTEN, KORKUTAN ÇOK TEHLİKELİ BİR HASTALIK GÖRÜYORUM. PARTİ YETKİLİLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUM

CHP’DE ÜRKÜTEN, KORKUTAN ÇOK TEHLİKELİ BİR HASTALIK GÖRÜYORUM. PARTİ YETKİLİLERİMİZİ ACİLEN GÖREVE DAVET EDİYORUM.

Anayasa referandumunda, Milet vekili seçimlerinde, parti içi seçimlerde, yönetimlerin ve grupların açık ve kapalı havada düzenledikleri irili ufaklı tüm toplantılarda, eylemlerde, etkinliklerde bu hastalığı görüyorum. Hastalığın tedavisi için, daha fazla yayılmaması ve yaygınlaşmaması için parti yetkililerimizi (önce kendileri taramadan geçmek şartı ile delegelerimizi, il ilçe başkanlarımızı, milletvekillerimizi, ) göreve davet ediyorum.

Gördüğüm hastalığı, dilim döndüğü kadar anlatmaya, tanıtmaya çalışayım
Çeşitli gerekçelereler yaptığı gezileri sırasında genel başkanımıza, partimizin ileri gelenlerine, yani etkili, yetkili, etiketli kişilere (görevlilerin dışında) yakın olmak için, onlara gözükmek için, onların dikkatlerini çekmek için hiçbir ilkeye, kurala, uymadan bir, birleriyle yarışan insanları görüyorum.

Her türlü eylem ve etkinliklerde, özellikle televizyonda, basında (resimde) çıkmak için, irili, ufaklı düzenlenen örgüt toplantılarında üyelere gözükmek ve tanınmak için, istedikleri kadar konuşmak ve kendilerini özgürce ifade etmek için hiçbir ilkeye kurala uymadan bir birleriyle yarışan insanları görüyorum.

Gözler önünde yaşanan bu tür ayrılıkları, ayrıcalıkları, eşitsizlikleri, haksızlıkları, adaletsizlikleri, ilkesizlikleri ve kuralsızlıkları partimiz, örgütlerimiz ve demokrasimiz adına çok tehlikeli bir hastalık olarak görüyorum.

Bu hastalığın, büyüteç altına konulup incelenmesini, ( o zaman ne kadar tehlikeli virüslerin, ne çok maskeli yüzlerin olduğu görülecektir) daha fazla yayılması ve yaygınlaşmaması ve yok edilmesi için, parti yetkililerimizi, yani seçilmişleri, yani görev yetki ve sorumluluk üstlenenleri bu hastalığa çare bulmaları için acilen göreve davet ediyorum.

Ve diyorum ki, YENİ CHP’DE sakın ola ki, bu tehlikeli hastalığı görmezlikten, anlamazlıktan gelmeyin. Tam aksine hastalığı tedavi etmek için zaman geçirmeden üzerine gidin. Gidin ki parti içi demokrasi hayat bulsun. Gidin ki, partimizde, örgütlerimizde özgür iade hayat bulsun. Gidin ki tehlikeli virüsler maskeli yüzler partimizde temizlensin. Gidin ki partimize barış, sevgi hâkim olsun. 11.06.2012

KOOPERATİF

Ankara’nın merkezinde, Keçiören’de 750,50 metre kare arsası, 197 üyesi olan, bir kooperatif düşünün.

Arsa borcunu 89 ay taksit ödeyerek 1983 yılında arsa borcunu bitirip tapusunu alan bir kooperatif düşünün.

1990 yılında, imar ıslah planını yaptıran, 1992 yılında imarlı tapusunu alan, 1993- 1996 yılları arasında, her üyeye 2 daire düşecek şekilde kat karşılığı yapılmak üzere 4 ayrı müteahhitler noter tasdikli sözleşme imzalayan ve 1993 yılında inşaatlara başlanan bir kooperatif düşünün.

Devam eden yıllarda ve yapılan genel kurullarda, yeniden sözleşmeler, yapmaya, ek sözleşmeler yapmaya, sözleşme hükümlerini değiştirmeye, takas etmeye, ibralaşmaya, almaya satmaya, mahkemeye vermeye vb. gibi konularda yetki isteyen ve alan, yıllarca değişmeyen bir kooperatif başkanı ve yönetim kurulunu düşünün.

1995 yılında, yapılan genel kurul gurulda, başkanın öneriyle, hisselerinin yarısını eşlerine devir eden, 197 üye sayısını 394 çıkaran 1.etap 2. Etap diyerek eşit eşit haklara sahip olan kooperatif üyelerini ikiye ayıran, bir kooperatif düşünün.
Sözleşme hükümlerini ihlal ederek, işe başlamayan, inşaatı yarıda bırakıp kaçan, iflas eden, işi yıllarca geciktiren, bu neden aldığı yetkilere dayanarak onlarca müteahhidi değiştiren bir kooperatif düşünün.

1996 yılından itibaren, yıllara yaygın olarak inşaatları bitendaireleri şerefiye farkı çıkarılmadan, kira karşılığı oturmak üzere şartıyla anahtarı üyeye veren bir kooperatif düşünün.

Kira borcunu ödemeyen, üyeler, mahkemeye, icraya verilecek, borcu faiziyle birlikte alınacak, ihraç edilecek diye üyeleri korkutan ama yıllarca kira borcunu ödemeyen üye hakkında bunların hiçbirini yapmayan yapamayan bir kooperatif yönetimini düşünün.

Maliyet bedelleri 150.000 ile 50.000 TL arasında değişen dairelerin olduğu bir kooperatif düşünün
Özel bir kuruma ücret karşılında, şerefiye farkı çıkartan, tapuları üyelere verirken şerefiye farkını, kira borcunu ödemeyen üyelerden imza karşılığı çek ve senet aldıktan sonra dairenin daireyi ve anahtarı teslim eden bir kooperatif yönetimi düşünün

Kot altında olduğu için üyelere dağıtılmayan 3o yakın dairenin sayısını bilmediğim dükkân ve mağazaların satışının yapılması için, borcu olan üyelerden hissesine düşen paradan kesilmesi için genel kuruldan yetki isteyen bir yönetim kurulunu ve başkanını düşünün.

20 yıldır inşaatları bitirilmeyen, eşit haklara sahip olan ve bu tarih itibariyle ikinci etap üyelerin inşatlarına başlanılmayan bir kooperatifi düşünün

Bu yıllar içinde bir defa valilik, 2 defa bakanlık denetiminden geçen, her genel kurulun hükümet komiserinin nezaretinde yapılan ama hiç usulsüzlüğün kanunsuzluğun raporlara yansıman bir kooperatif olduğunu düşünün.

Bütün bu olup bitenlerden sonra tek başıma bir emekli maaşımla hakkımı aramaya, doğrunun, yanlışın, haklının, haksızlığın eşitliğin adaletin ne olduğunu sormaya korkuyorum.Konuşmaya korkuyorum. Kanundan, kooperatif, üyelerinden denetim yapanlardan, kooperatifi, yönetenlerden korkuyorum.

Bu gündem maddelerinin tümü genel kuruldan geçerse beni mağdur duruma düşüren maddeye itiraz edeceğim. Maddenin iptali için ya asal süresi içinde ticaret mahkemesine başvuruda bulunacağım.