CHP ÖRGÜT BAŞKANLARININ VE YÖNETİMLERİNİN EN TEMEL GÖREVLERİ ÇOK ÇALIŞMAK MI? ÖRGÜTÜ ÇOK ÇALIŞTIRMAK MI? ÇALIŞMALARI ORGANİZE ETMEK Mİ? DENETLEMEK Mİ? ORGANLAR ARASINDA KOORDİNASYONU SAĞLAMAK MI?
Bu soruların doğru yanıtını bulmak için başvurabileceğimiz tek kaynak vardır. O kaynak partimizin ana yasası olan parti tüzüğümüzdür. Genel başkan dâhil olmak üzere, partimizde hiç kimsenin parti tüzüğümüzde ki hiçbir maddeyi ihlal ve ihmal etme hakkına, yetkisine sahip değildir. Tüzüğümüzün temel hükümleri olan 1.2.3.4.5 Maddeleri bu ifadelerin somut kanıtıdır.
Bu düşünceden hareketle, yazımın başlığındaki soruların doğru yanıtını bulmak için parti tüzüğümüzün örgüt başkan ve yönetimleriyle ilgi olan 28. 29.30. 31.32.33.34.35.36.37.38.39.40 maddeleri dikkatlice okuyor ve inceliyorum. Okuduklarımdan incelediklerimden neler anladığımı paylaşmak istiyorum. Yanlış anladıklarım konusunda, bilenlerin aydınlatmasını diliyorum bekliyorum.
ÖRGÜT BAŞKANLARIMIZ TÜZÜĞÜMÜZ HÜKÜMLERİNE GÖRE
Genel başkanımız partimizi Türkiye genelinde, il ve ilçe başkanlarımız, il ve ilçeler genelinde partimizi temsil ettiklerini anlıyorum.
Genel başkanımız ve örgüt başkanlarımız kendi etki ve yetki dâhilinde olan organları toplantıya çağırmaya, çalışmalarını denetlemeye, organların, uyumlu, verimli, başarılı çalışmalar yaptıklarını anlıyorum.
YÖNETİM KURULLARIMIZ TÜZÜĞÜMÜZ HÜKÜMLERİNE GÖRE
Parti, tüzüğümüz, parti programımız, genel kurul kararlarımız, yönetmeliklerimiz ve genelgelerimiz doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını, kararlar alıp uygulamaya koyduklarını anlıyorum
Çalışmaları düzenlediklerini, organize etiklerini, partinin ilkelerini, amaçlarını, politikalarını görüşlerini halka beğendirmek, benimsetmek için çalıştıklarını anlıyorum.
Kendi etki ve yeti alanları içinde olan çalışma gruplarını, muhtarlık bölgesi görevlilerini, eğitim çalışmalarını, hesapları denetlediklerini anlıyorum.
Seçimlerde parti adaylarının kazanmaları için çalıştıklarını anlıyorum.
Seçim çalışmalarını denetlediklerini anlıyorum.
Gerekli gördükleri konularda inceleme ve değerlendirme yapmak üzere uzmanların katılacağı programlar gerçekleştirebildiklerini anlıyorum.
Toplumun örgütün sorunlarıyla yakından ilgilendiklerini anlıyorum.
YAPILAN ÖRGÜT ÇALIŞMALARINI, PRATİK YAŞAMIN İÇİNDE İZLİYORUM, İNCELİYORUM, GÖRÜYORUM, ŞAHİT OLUYORUM. TÜZÜĞÜMÜZDEN ANLADIĞIM ÇALIŞMALARIN DEĞİL ANLAMADIĞIM ÇALIŞMALARIN OLDUĞUNU GÖRÜYORUM.
Parti, tüzüğümüz, parti programımız, genel kurul kararlarımız, yönetmeliklerimiz ve genelgelerimiz doğrultusunda çalışmaların yapılmadığını, partimizin, örgütümüzün başarısı için, seçimlerde bütün adayların kazanması için kararlar alıp uygulamaya konulmadığını, organlar arasında gerekli olan uyumun sağlanmadığını, çalışma gruplarının, (komisyonların) oluşmadığını mahalle örgütlenmelerinin olmadığını oluşmadığını görüyor, anlıyor biliyorum.
Ama bütün bunlara rağmen il, ilçe başkanlarımızın, yönetim kurulu üyelerimizin, bazı partili üyelerimizin gereğinden çok fazla çalıştıklarını, çalışmayı dar kadro alanı içinde yaptıklarını, tabana yaymak ve yaygınlaştırmak için planlı programlı, disiplinli bir çalışmanın olmadığını, bu uygulamadan dolayı da çok çalışmak isteyen üyelerimizin önünün tıkandığını görüyorum. Biliyorum. Anlıyorum.
Gördüklerimi, bildiklerimi anladıklarımı yazmaktan, paylaşmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum. Tek amacım vardır. Oda partimizin güçlenmesi ve iktidar olmasıdır. 13.11.2012
“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”
13.11.12
CHP ÖRGÜT BAŞKANLARININ VE YÖNETİMLERİNİN EN TEMEL GÖREVLERİ ÇOK ÇALIŞMAK MI? ÖRGÜTÜ ÇOK ÇALIŞTIRMAK MI? ÇALIŞMALARI ORGANİZE ETMEK Mİ? DENETLEMEK Mİ? ORGANLAR ARASINDA KOORDİNASYONU SAĞLAMAK MI?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
11.11.12
“KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR 2OOO” NASIL DOĞDU ( OKUMANIZI ÖNERİRİM)
“KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR 2OOO” NASIL DOĞDU ( OKUMANIZI ÖNERİRİM)
Tişörtün anısı, 1998 yılında emekli olduktan sonra kaplı kaya parkında, her sabah düzenli olarak sabah sporu ve yürüyüşü yapıyordum. Sabah sporu yapan bayanlar erkekle oranla çok kalabalıktılar. Her sabah belli bir saate kendi aralarında toplu egzersizler yapıyorlardı. 2 yıl Yıl içinde spor yapan bay ve bayanlarla tanıştım. Bende baylara toplu egzersizler yaptırmaya başladım. Kısa sürede içinde toplu egzersiz yapan erkekler sayısında ciddi bir artış olmuştu.
Bayan arkadaşlarımıza toplu egzersizleri birlikte yapmayı önerdim. Önerim kabul edildi. Bayan arkadaşımla (ikimiz birlikte) toplu egzersiz yaptırıyorduk. Katılım her gün çoğalıyordu. Bayan arkadaşıma her yıl nisan ayının ilk haftasında Pazar günü etkinlik yapmayı önerdim. Önerimin kabul edilmesi üzerine 2000 yılının nisan ayının ilk haftasında Pazar günü etkinlik hazırlıklarına başladık.
( Etkinliğimiz saat 08.00 başlayacaktı) Bayanlar, baylar herkes hazırlık yapmaya başlamıştı. O gün sabah yürüyüşümüzü ve toplu egzersizi birlikte yapacaktık. Basınımızı, belediye başkanlarımızı ilçe emniyet müdürümüzü, ilçe kaymakamımızı etkinliğimize katılamaya davet ettik.
Etkinliğimize, halkımızın yoğun katılımı yanında ilçe belediye başkanımız, ilçe emniyet müdürümüz, ilçe kaymakamımız yerel basın ve medyamız davetimizi kabul edip katılmışlardı. Hep birlikte sabah yürüyüşü ve toplu egzersizler yaptık. Etkinliğimiz yerel basında, medyada ana haber bültenlerinde geniş olarak yer aldı. Etkinliğimizi 2000.2001.2002, yıllarında aynı tarihlerde gerçekleştirdik.
Tişörtleri o tarihlerde bastırmıştık. Herkes tişörtüyle sabah egzersizlerine katılıyordu. Çok güzel bir görüntü oluşuyordu. Toplu sabah kahvaltıları, kaplı kaya deresine toplu gezi ve piknikler (70-80 kişilik gruplar halinde) düzenledik. Kestane toplamaya gittik. Belirtilen tarihlerde kaplı kaya yaşam boyu spor etkinlikleri birçok kez basın ve medyamızda haber konusu olmuştur. Bursa kamuoyu duymuştu. Kaplı kaya yaşam boyu spor adı altında unutulmaz güzel birliktelikler anılar ve güzellikler yaşadık. Alt yapıyı oluşturmuştuk, hazırlamıştık. Israrlı müracaatımız toplu dilekçelerimiz, hatta taleplerimizin gerçekleşmesi için ( parkımızın aydınlatılması, temizliği, beden eğitimi öğretmeni görevlendirilmesi spor aletlerinin konulması vb. gibi) belediye başkanlığın toplu yürüyüşümüz olmuştur. Sonunda 2003 yılında belediye başkanımız beden eğitimi öğretmeni görevlendirmesiyle birlikte etkinliğimiz sona erdi.
İki sendir (2011, 2012) kaplı kaya dersine doğa gezileri yapmaya başladık. Her yıl kasım ayının ikinci haftasında Pazar günü sonbahar, nisan ayının ilk haftasında Pazar günü ilkbahar gezileri haziranın ilk haftasında Pazar günü kaplı kaya parkında tam güm piknik etkinlikleri yapıyoruz. Doğayı doğallığı seven halkımız etkinliklerimize davetlidir. İrtibat adresi balzulkuf@facebook.com, https://www.facebook.com/groups/375684952474898/?fref=ts
Tişörtün anısı, 1998 yılında emekli olduktan sonra kaplı kaya parkında, her sabah düzenli olarak sabah sporu ve yürüyüşü yapıyordum. Sabah sporu yapan bayanlar erkekle oranla çok kalabalıktılar. Her sabah belli bir saate kendi aralarında toplu egzersizler yapıyorlardı. 2 yıl Yıl içinde spor yapan bay ve bayanlarla tanıştım. Bende baylara toplu egzersizler yaptırmaya başladım. Kısa sürede içinde toplu egzersiz yapan erkekler sayısında ciddi bir artış olmuştu.
Bayan arkadaşlarımıza toplu egzersizleri birlikte yapmayı önerdim. Önerim kabul edildi. Bayan arkadaşımla (ikimiz birlikte) toplu egzersiz yaptırıyorduk. Katılım her gün çoğalıyordu. Bayan arkadaşıma her yıl nisan ayının ilk haftasında Pazar günü etkinlik yapmayı önerdim. Önerimin kabul edilmesi üzerine 2000 yılının nisan ayının ilk haftasında Pazar günü etkinlik hazırlıklarına başladık.
( Etkinliğimiz saat 08.00 başlayacaktı) Bayanlar, baylar herkes hazırlık yapmaya başlamıştı. O gün sabah yürüyüşümüzü ve toplu egzersizi birlikte yapacaktık. Basınımızı, belediye başkanlarımızı ilçe emniyet müdürümüzü, ilçe kaymakamımızı etkinliğimize katılamaya davet ettik.
Etkinliğimize, halkımızın yoğun katılımı yanında ilçe belediye başkanımız, ilçe emniyet müdürümüz, ilçe kaymakamımız yerel basın ve medyamız davetimizi kabul edip katılmışlardı. Hep birlikte sabah yürüyüşü ve toplu egzersizler yaptık. Etkinliğimiz yerel basında, medyada ana haber bültenlerinde geniş olarak yer aldı. Etkinliğimizi 2000.2001.2002, yıllarında aynı tarihlerde gerçekleştirdik.
Tişörtleri o tarihlerde bastırmıştık. Herkes tişörtüyle sabah egzersizlerine katılıyordu. Çok güzel bir görüntü oluşuyordu. Toplu sabah kahvaltıları, kaplı kaya deresine toplu gezi ve piknikler (70-80 kişilik gruplar halinde) düzenledik. Kestane toplamaya gittik. Belirtilen tarihlerde kaplı kaya yaşam boyu spor etkinlikleri birçok kez basın ve medyamızda haber konusu olmuştur. Bursa kamuoyu duymuştu. Kaplı kaya yaşam boyu spor adı altında unutulmaz güzel birliktelikler anılar ve güzellikler yaşadık. Alt yapıyı oluşturmuştuk, hazırlamıştık. Israrlı müracaatımız toplu dilekçelerimiz, hatta taleplerimizin gerçekleşmesi için ( parkımızın aydınlatılması, temizliği, beden eğitimi öğretmeni görevlendirilmesi spor aletlerinin konulması vb. gibi) belediye başkanlığın toplu yürüyüşümüz olmuştur. Sonunda 2003 yılında belediye başkanımız beden eğitimi öğretmeni görevlendirmesiyle birlikte etkinliğimiz sona erdi.
İki sendir (2011, 2012) kaplı kaya dersine doğa gezileri yapmaya başladık. Her yıl kasım ayının ikinci haftasında Pazar günü sonbahar, nisan ayının ilk haftasında Pazar günü ilkbahar gezileri haziranın ilk haftasında Pazar günü kaplı kaya parkında tam güm piknik etkinlikleri yapıyoruz. Doğayı doğallığı seven halkımız etkinliklerimize davetlidir. İrtibat adresi balzulkuf@facebook.com, https://www.facebook.com/groups/375684952474898/?fref=ts
Etiketler: yazılar
KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR
10.11.12
CHP’DE İSYAN ETTİREN YANLIŞ ALIŞKANLIĞI NASIL YOK EDECEĞİZ?
CHP’DE İSYAN ETTİREN YANLIŞ ALIŞKANLIĞI NASIL YOK EDECEĞİZ?
Örgüt toplantılarının, üye toplantılarının, delege toplantılarının, yapılmasında ki asıl amaç nedir?
Bu sorunun cevabı 2 X 2 kaç eder? Sorusunun cevabı çok basittir. Cevap Çok nettir. Çok açıktır. Tartışmasızdır.
Toplantılar, örgütün konuşması için yapılır. Delegelerin konuşması için yapılır. Üyelerin konuşması için yapılır.
Azıcık demokrasi kültürü olanlar, azıcık demokrasiyi bilenler, azıcık demokrasiye inananlar çok iyi bilirler ki, toplantılarda konuşma hakkı kutsaldır. Konuşma hakkı hiçbir gerekçeyle hiç kimse tarafından engellenemez. Konuşma hakkı gasp edilemez.
Toplantılarda, toplantıya katılanlar için, konuşma hakkı, konuşma süresi eşittir. Eşit olmak zorundadır. Ve bu eşitlik hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle, hiç kimse tarafından bozulamaz. Bozulmaması gerekir.
İşte bu nedenle örgüt toplantılarında, toplantı kurallarına, toplantı usullerine, toplantı disiplinine uymak şarttır. Gereklidir.
TBMM Meclisi oturumlarında, toplantılarında, toplantı kurallarına, toplantı disiplinine, toplantı yöntemine, titizlikle uyulur. Konuşmacının konuşma süresini bir iki dakikadan fazla geçmesine izin verilmez. Toplantıyı yöneten başkan konuşmacıyı hemen uyarır. Uymazsa mikrofonu kapatır.
CHP örgüt toplantılarında, TBMM toplantılarını, toplantılarda uyulan ilke ve esasları, toplantı disiplinini kendimize örnek almalıyız.
CHP örgüt toplantılarında toplantı kurallarına, toplantı disiplinine, toplantı usul ve yöntemlerine genellikle uyulmadığı görülmektedir. Toplantının düzenlenmesinde, toplantının yapılmasında, toplantıların, örgüte, delegelere, katılımcılara duyurulmasında, gündemin hazırlanmasında, toplantının yönetilmesinde, söz hakkının kullanılmasında tam bir karmaşa disiplinsizlik, ilkesizlik kuralsızlık yaşanmaktadır. Çok daha kötüsü bunların alışkanlık haline gelmesidir.
Genellikle toplantıdan sonra denir ki “Zaman kaybetmekten başka bir işe yaramadı.” Böyle düşünenler çok haklıdırlar. Çünkü oyun kuralına göre oynanmamıştır. Çünkü toplantı usul ve yöntemine, toplantı disiplinine uyulmamıştır. Çünkü o toplantı ya kötü organize edilmiştir ya da doğru dürüst yönetilmemiştir.
CHP örgüt toplantılarında isyan ettiren yanlış alışkanlığı nasıl yok edeceğiz? Bu konuda hepimize, her birimize çok büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Bu yanlış alışkanlığı yok etmedikçe, parti içi demokrasiyi gerçekleştiremeyeceğiz. Demokrasiyi yaşatamayacağız.
Çünkü demokrasi toplantıda doğar. Demokrasinin ana sütü ise, toplantı usul, yöntem ve disiplin kurallarıdır. Demokrasi sütünü, demokrasiye içirecek olanlarda toplantıyı düzenleyenlerdir. Yönetenlerdir. Toplantıya katılanlardır.
Biz CHP liler olarak tepen tırnağa, toplantı usul, yöntemlerinin, disiplin kurallarının neler olduğunu bilmek öğrenmek anlamak ve uygulamak zorundayız. Buna hava, su, güneş, toprak kadar ihtiyacımızın olduğunu biliyorum.
Durum parti büyüklerimize, aile reislerine, karar mekanizmasında bulunanlara, başkanlarımıza, yöneticilerimize, milletvekillerimize önemle duyurulur. Umarım bu sesi duyarlar, gereğini yapmak için harekete geçerler.911.2012
Örgüt toplantılarının, üye toplantılarının, delege toplantılarının, yapılmasında ki asıl amaç nedir?
Bu sorunun cevabı 2 X 2 kaç eder? Sorusunun cevabı çok basittir. Cevap Çok nettir. Çok açıktır. Tartışmasızdır.
Toplantılar, örgütün konuşması için yapılır. Delegelerin konuşması için yapılır. Üyelerin konuşması için yapılır.
Azıcık demokrasi kültürü olanlar, azıcık demokrasiyi bilenler, azıcık demokrasiye inananlar çok iyi bilirler ki, toplantılarda konuşma hakkı kutsaldır. Konuşma hakkı hiçbir gerekçeyle hiç kimse tarafından engellenemez. Konuşma hakkı gasp edilemez.
Toplantılarda, toplantıya katılanlar için, konuşma hakkı, konuşma süresi eşittir. Eşit olmak zorundadır. Ve bu eşitlik hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle, hiç kimse tarafından bozulamaz. Bozulmaması gerekir.
İşte bu nedenle örgüt toplantılarında, toplantı kurallarına, toplantı usullerine, toplantı disiplinine uymak şarttır. Gereklidir.
TBMM Meclisi oturumlarında, toplantılarında, toplantı kurallarına, toplantı disiplinine, toplantı yöntemine, titizlikle uyulur. Konuşmacının konuşma süresini bir iki dakikadan fazla geçmesine izin verilmez. Toplantıyı yöneten başkan konuşmacıyı hemen uyarır. Uymazsa mikrofonu kapatır.
CHP örgüt toplantılarında, TBMM toplantılarını, toplantılarda uyulan ilke ve esasları, toplantı disiplinini kendimize örnek almalıyız.
CHP örgüt toplantılarında toplantı kurallarına, toplantı disiplinine, toplantı usul ve yöntemlerine genellikle uyulmadığı görülmektedir. Toplantının düzenlenmesinde, toplantının yapılmasında, toplantıların, örgüte, delegelere, katılımcılara duyurulmasında, gündemin hazırlanmasında, toplantının yönetilmesinde, söz hakkının kullanılmasında tam bir karmaşa disiplinsizlik, ilkesizlik kuralsızlık yaşanmaktadır. Çok daha kötüsü bunların alışkanlık haline gelmesidir.
Genellikle toplantıdan sonra denir ki “Zaman kaybetmekten başka bir işe yaramadı.” Böyle düşünenler çok haklıdırlar. Çünkü oyun kuralına göre oynanmamıştır. Çünkü toplantı usul ve yöntemine, toplantı disiplinine uyulmamıştır. Çünkü o toplantı ya kötü organize edilmiştir ya da doğru dürüst yönetilmemiştir.
CHP örgüt toplantılarında isyan ettiren yanlış alışkanlığı nasıl yok edeceğiz? Bu konuda hepimize, her birimize çok büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Bu yanlış alışkanlığı yok etmedikçe, parti içi demokrasiyi gerçekleştiremeyeceğiz. Demokrasiyi yaşatamayacağız.
Çünkü demokrasi toplantıda doğar. Demokrasinin ana sütü ise, toplantı usul, yöntem ve disiplin kurallarıdır. Demokrasi sütünü, demokrasiye içirecek olanlarda toplantıyı düzenleyenlerdir. Yönetenlerdir. Toplantıya katılanlardır.
Biz CHP liler olarak tepen tırnağa, toplantı usul, yöntemlerinin, disiplin kurallarının neler olduğunu bilmek öğrenmek anlamak ve uygulamak zorundayız. Buna hava, su, güneş, toprak kadar ihtiyacımızın olduğunu biliyorum.
Durum parti büyüklerimize, aile reislerine, karar mekanizmasında bulunanlara, başkanlarımıza, yöneticilerimize, milletvekillerimize önemle duyurulur. Umarım bu sesi duyarlar, gereğini yapmak için harekete geçerler.911.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
5.11.12
SEÇİLEN CHP’LİLER, SEÇEN VE SEÇİLEMEYEN CHP’LİLERE DİYOR Kİ
SEÇİLEN CHP’LİLER, SEÇEN VE SEÇİLEMEYEN CHP’LİLERE DİYOR Kİ
AKP’nin, yaptıkları, yapacakları ortada iken, terör almış başını giderken, her gün şehit haberleri verilirken, iç ve dış politikada başarısızlıklar birbirini izlerken, demokrasi diyerek demokrasiden uzaklaşılırken, ülkemiz karanlığa sürüklenirken, cumhuriyet bayram kutlamaları yasaklanırken, cumhuriyet kazanımları yok edilirken, Zamlar, işsizlik, haksızlık, hukuksuzluk yolsuzluk diz boyu iken vb. gibi, konularla listeyi uzatmak mümkün.
Hiçbir CHP’linin iç sorunlara ayıracak, tartışacak, eleştirecek, konuşacak bir dakika bile zamanı yoktur. Şimdi, birlik beraberlik, dayanışma, kaynaşma zamanı. Şimdi demokrasiyi, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, hakkı, hukuku, cumhuriyetin kazanımlarını, vatanımızın bütünlüğünü halkımızın çıkarlarını korumanın, savunmanın zamanı. Şimdi, el ele, kol kola, yan yana, huzur ve barış içinde yürümenin tam zamanı. Vb. gibi, konularla listeyi uzatmak mümkün.
İster seçilen, ister seçen, ister seçilemeyen olsun, 10 yıldan beri bu gerçekleri, anlamayan, kavramayan, göremeyen, düşünmeyen, bir kimsenin CHP’li olduğunda çok ciddi derecede kuşku duyarım. Şüphe ederim.
Bu kadar somut, acil ve önemli gerçekler karşısında, seçenleriyle, seçilenleriyle, seçilemeyenleriyle, yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı parti içinde partimizde özlemini çektiğimiz dayanışmayı bu tür söylemlerle, uyarılarla, ikazlara sağlayabiliyor muyuz? İşte can alıcı soru bu.
Çok iyi bildiğimiz, anladığımız, yazdığımız, okuduğumuz tüm bu gerçeklere rağmen sorunun cevabı HAYIR. Neden hayır?
Çünkü önümüzde seçim var. Çünkü partiler seçim için var. Partililer seçmek ve seçilmek için var. Seçime hazırlanmak var. Seçime hazırlanırken, sadece seçilenlerin değil, onlara yakın olanların değil, seçilmek isteyen, seçilemeyen tüm üyelerin, CHP’sinin olanaklarından, parti içi demokrasinin nimetlerinden eşit ve adil derecede yararlanmaları gerekir. Şimdi eleştirme zamanı değil, şimdi birlik beraberlik dayanışma zamanı diyen, içe dönük konuşmaları bir anlamda engelleyen, sınırlayan, hatta yasaklayanlar, seçmeye ve seçilmeye yönelik olarak, parti üyeleri arsında eşitliği adaleti, hakkı, hukuku savunuyorlar mı? Uyguluyorlar mı? Partinin olanaklarından tüm üyeleri eşit derece yararlanmasına olanak tanıyorlar mı?
Bunları yapmıyorlarsa, uygulanmıyorsa üyeler arasında eşitlik adalet, hak ve hukuk gerektiği gibi uygulanmıyorsa, söylemler, uyarılar, ikazlar, yasaklamalar, sorunun çözümüne yardımcı olur mu? Parti içi barış, huzur dayanışma sağlanır mı?
Seçilenler olarak sorulardan soruların cevaplarından kaçmayalım. Sorulara sorunların cevaplarına sırtımızı dönmeyelim. Çünkü sorunlar var. Ve sorunlar çok ciddi boyutta. İç sorunlarımızı çözmediğimiz takdirde dış sorunlarımızı çözmenin çok zor olacağını düşüyorum. Seçilenlerin yani görev yetki üstlenenlerin, yani karar mekanizmasında olanların dikkatlerini bu konuya önemle çekmek istiyorum 05.11.2012
AKP’nin, yaptıkları, yapacakları ortada iken, terör almış başını giderken, her gün şehit haberleri verilirken, iç ve dış politikada başarısızlıklar birbirini izlerken, demokrasi diyerek demokrasiden uzaklaşılırken, ülkemiz karanlığa sürüklenirken, cumhuriyet bayram kutlamaları yasaklanırken, cumhuriyet kazanımları yok edilirken, Zamlar, işsizlik, haksızlık, hukuksuzluk yolsuzluk diz boyu iken vb. gibi, konularla listeyi uzatmak mümkün.
Hiçbir CHP’linin iç sorunlara ayıracak, tartışacak, eleştirecek, konuşacak bir dakika bile zamanı yoktur. Şimdi, birlik beraberlik, dayanışma, kaynaşma zamanı. Şimdi demokrasiyi, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, hakkı, hukuku, cumhuriyetin kazanımlarını, vatanımızın bütünlüğünü halkımızın çıkarlarını korumanın, savunmanın zamanı. Şimdi, el ele, kol kola, yan yana, huzur ve barış içinde yürümenin tam zamanı. Vb. gibi, konularla listeyi uzatmak mümkün.
İster seçilen, ister seçen, ister seçilemeyen olsun, 10 yıldan beri bu gerçekleri, anlamayan, kavramayan, göremeyen, düşünmeyen, bir kimsenin CHP’li olduğunda çok ciddi derecede kuşku duyarım. Şüphe ederim.
Bu kadar somut, acil ve önemli gerçekler karşısında, seçenleriyle, seçilenleriyle, seçilemeyenleriyle, yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı parti içinde partimizde özlemini çektiğimiz dayanışmayı bu tür söylemlerle, uyarılarla, ikazlara sağlayabiliyor muyuz? İşte can alıcı soru bu.
Çok iyi bildiğimiz, anladığımız, yazdığımız, okuduğumuz tüm bu gerçeklere rağmen sorunun cevabı HAYIR. Neden hayır?
Çünkü önümüzde seçim var. Çünkü partiler seçim için var. Partililer seçmek ve seçilmek için var. Seçime hazırlanmak var. Seçime hazırlanırken, sadece seçilenlerin değil, onlara yakın olanların değil, seçilmek isteyen, seçilemeyen tüm üyelerin, CHP’sinin olanaklarından, parti içi demokrasinin nimetlerinden eşit ve adil derecede yararlanmaları gerekir. Şimdi eleştirme zamanı değil, şimdi birlik beraberlik dayanışma zamanı diyen, içe dönük konuşmaları bir anlamda engelleyen, sınırlayan, hatta yasaklayanlar, seçmeye ve seçilmeye yönelik olarak, parti üyeleri arsında eşitliği adaleti, hakkı, hukuku savunuyorlar mı? Uyguluyorlar mı? Partinin olanaklarından tüm üyeleri eşit derece yararlanmasına olanak tanıyorlar mı?
Bunları yapmıyorlarsa, uygulanmıyorsa üyeler arasında eşitlik adalet, hak ve hukuk gerektiği gibi uygulanmıyorsa, söylemler, uyarılar, ikazlar, yasaklamalar, sorunun çözümüne yardımcı olur mu? Parti içi barış, huzur dayanışma sağlanır mı?
Seçilenler olarak sorulardan soruların cevaplarından kaçmayalım. Sorulara sorunların cevaplarına sırtımızı dönmeyelim. Çünkü sorunlar var. Ve sorunlar çok ciddi boyutta. İç sorunlarımızı çözmediğimiz takdirde dış sorunlarımızı çözmenin çok zor olacağını düşüyorum. Seçilenlerin yani görev yetki üstlenenlerin, yani karar mekanizmasında olanların dikkatlerini bu konuya önemle çekmek istiyorum 05.11.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
4.11.12
ÖNERİLER, ELEŞTİRİLER TALEPLER
1-Örgüt toplantılarının tümünde, alabildiğine disiplinsizlik, ilkesizlik, kuralsızlık yaşanıyor. Toplantı yöntemi usul ve esaslarına hiç uyulmuyor. Büyük balık küçük balığı yutuyor. Demokrasi yok oluyor.
Bu durum bazen milletvekillerimizi dahi isyan ettiriyor. Bu konuda üzerinde dikkatle ve titizlikle durulmalıdır. Toplantılarla ilgili iç tüzük, (yönetmelik) hazırlanıp il ve ilçelere gönderilmelidir. Toplantı usul ve esasları parti içi eğitimin vaz geçilmez parçası olmalıdır.
2-Delege seçimlerinde, il, ilçe seçimlerinde, seçimlerin öncesinde ve sonrasında seçmede, seçilmede, kendini ifade etmede üyeler arasında çok ciddi derecede, adaletsizlikler, haksızlıklar, eşitsizlikler yaşanmıştır. Yaşanmaktadır. Bu nedenle üyeler, gruplar arasında kırgınlıklar, dargınlıklar, kızgınlıklar, içten içe devam etmektedir. Gizli toplantıların yapıldığı kulaktan kulağa yayılmaktadır.
Örgüt birimlerinde yapılan seçimlerin hepsinde uyulması ve uygulanması gereken ilke esasları gösterir bir yönetmeliğin hazırlanıp ilçe örgütlerimize gönderilmesi son derece önemlidir.
3- partimizin can damarı olan örgütlenme ağının kurulması konusunda son derece isteksiz davranıldığı, zamana yayıldığı açıkça görülmektedir. Örgütlenme ağını kurmayan yönetimler takibe alınmalıdır.
Ayrıca her ilçe kendine göre örgütleme modeli uygulamaktadır. Örneğin bir ilçede mahalle yönetim kurulu denmekte, başka ilçede mahalle meclisi denmekte, bir başka ilçede mahalle sorumlusu denmektedir. Örgütlenme modeli tüm ilçelerimizde aynı olmalıdır. Bu konuda hazırlanacak yönetmelik örgütlerimize gönderilmelidir.
4-Örgütlenmede, tabanla ilişki ve iletişim kurmada sadece telefonunun mesajların, internetin kullanılması çok ciddi sıkıntılara ve sorunlara neden olmaktadır. Üyeler arasında ayrıcalık yaratmaktadır
İletişim canlı olarak yüz yüze yapılması her anlamda çok önemlidir. Özellikle yıllarca aynı mahallede oturan üyelerin bir birlerini hiç tanımıyor olmaları bunun en büyük kanıtı ve belgesidir.
5-İlçe yönetim kurulunda alınan kararlar, gelir ve gider kaynakları, genel merkezden gelen bilgiler, belgeler, yetkililer üyelerden, saklanmamalıdır gizlenmemelidir. Üyelerimizi doğrudan ilgilendiren her bilgi belge eylem etkinlik zaman ve süresi içinde üyelerimize duyurulmalıdır.
6-Taşra örgütlerimizin organize ettiği yıl dönümü, kutlamalarına, mitinkilere, toplu basın toplantılarına, mahalle seçimlerine katılım CHP ye hiç yakışmaysak derecede az olmaktadır.
7-Üye delegeyi seçiyor. Üye unutuluyor. Üye yok sayılıyor. Delege yönetimi seçiyor. Delege unutuluyor. Yok sayılıyor. Mahalle örgütleri, çalışma grupları oluşmuyor. Sadece yönetim ve yönetim kuruluna yakın olanlar dar kadro içinde çalışıyor faaliyet gösteriyor.
Başkanların örgüt ve üyelerin üstüne olağan üstü hâkimiyeti oluyor. Başkanın etrafında bir güç oluşuyor. Özgür irade, özgür üye tamamen etkisiz yetkisiz, çaresiz ve pasif durumuma düşmüş oluyor. Özgür irade, özgür üye Ya başkana yakın olacak, ya bir grubun üyesi olacak, ya da yılıp usanıp yok olacak. Gerçek bu.
8- örgüt çalışmalarında tüzüğün adı hiç geçmiyor, tüzük okunmuyor, tüzük uygulanmıyor.
CHP Bursa Yıldırım ilçe örgütü asil üyesi Zülfikar Bal. “balzulkuf@hotmail.com 02.11.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP’ ÖRGÜTLERİNDE MAHALLE SORUMLULARI, ÇALIŞMA GRUPLARININ (KOMİSYONLARIN) OLUŞMASI HAKKINDA
CHP’ ÖRGÜTLERİNDE MAHALLE SORUMLULARI, ÇALIŞMA GRUPLARININ (KOMİSYONLARIN) OLUŞMASI HAKKINDA
Bir meyve ağacı düşünün bütün dallarını kesmişsiniz. Ağacın sadece gövdesi kalmış o ağaç meyve verir mi?
Bir insan düşünün elleri, ayakları yok. O insan iş yapabilir mi? yürüyebilir mi?
Bir kitle partisi (bir örgüt) düşünün, örgütlenme yok (mahalle sorumluları, çalışma grupları yok) o parti güçlenebilir mi?
CHP örgütlerinde parti tüzüğümüzün 26. Maddesi gereğince örgütlenme ağını kurmayan, (mahalle sorumluları, çalışma grupları) kurumsallaştırma yan, aktif hale getirmeyen hiçbir CHP örgüt başkan ve yönetim kurulu üyeleri, hiçbir örgütsel başarıya imza atamazlar. Sadece başkanın ve yönetim kurulu üyelerinin, onlara yakın olanların çalışmalarıyla (kendilerini değil) örgütü ve partiyi güçlendiremezler? Parti içi barışı, huzuru, düzeni sağlayamazlar. Neden mi?
ÇOK ÖNEMLİ GEREKÇELERDEN BİRİNCİSİ
Parti tüzüğünün ilçe başkanın göreviyle ilgili olarak 28. Maddesinin 2 paragrafında diyor ki
“ ilçe başkanı ilçe yönetim kurulunun, ilçe çevresindeki belediye meclis grubunun, ilçe düzeyinde kurulmuş çalışma gruplarının, belde başkanları ve belde kurullarının, muhtarlık bölge görevlileri çalışma gruplarının kanunda tüzükte belirlenen ya da parti organlarınca verilen görevleri yerine getirmeleri için uyumlu ve verimli çalışmalarını sağlar.”
İŞTE ÇOK ÖNEMLİ GEREKÇELERDEN İKİNCİSİ
Parti tüzüğünün ilçe yönetim kurulu görevleriyle ilgili olarak 30. Maddesinin B paragrafında diyor ki
“tüzük kurallarını, kongrelerin ve üst yönetim birimlerinin kararlarını uygular, vereceği görevleri yapar. İlçe düzeyinde oluşturulan çalışma gruplarının, belde örgütlerinin, muhtarlık bölgesi görevlileri çalışma grupları ile ilçe çevresindeki belediye meclisleri, parti gruplarının çalışmalarını düzenler ve denetler.”
Üye olarak, ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri olarak elimizi şakağımıza koyup bir an düşünelim. Ve kendimize soralım.
İlçemizde kaç tane belediye meclis grubu var? Kaç tane çalışma grubu var? Kaç tane belde başkanı var? Mahallelerde muhtarlık bölge görevlileri var mı? çalışma grupları oluşturuldu mu? İlçe örgütlerimizde örgütlenme ağı yoksa İlçe başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimiz, tüzüğün gereği olan bu çalışmaları denetlemiyorlar, gerekli organizasyonları yapmıyorlar, aralarındaki düzeni ve uyumu sağlamıyorlarsa, onların yarattığı boşluğu kendileri doldurmaya çalışıyorlarsa, görevlerini yetkilerini sorumluluklarını üstleniyorlar sa yani tüzüğün kendilerine verdiği görev yetki ve sorumlukları yerine getirmiyorlarsa, yapılan hiçbir çalışma (kendileri değil) partinin güçlenmesine asla katkı sağlamaz. Çünkü Sadece gövde iş yapmaz, yol alamaz. Çünkü sadece gövde meyve veremez.
Örgütlenme ağı olmayan bir kitle partisinde, yada örgütünde örgütlenme ağı yok ise, o partide o örgütte, demokrasiden, eşitlikten, adaletten, barıştan, dayanışmadan söz edilemez.
Çünkü partinin olanaklarından dar kadro içerisinde çalışanlar, köşe başlarını tutanlar, tabanın önün görünmez barikatlar koyanlar yararlanacak ve seçimlerde onlar seçileceklerdir.
İşte bu nedenlerle hiç bir CHP’li AKP’yi, ülke sorunlarını gerekçe göstererek, parti içi sorunları görmezlikten gelemez, parti içi sorunlar yokmuş gibi davranamaz. Aksi takdirde seçim sürecinde meydana gelebilecek kırgınlar, kızgınlıklar, tartışmalar, kavgalar önlenmez. 04.11.2012
Bir meyve ağacı düşünün bütün dallarını kesmişsiniz. Ağacın sadece gövdesi kalmış o ağaç meyve verir mi?
Bir insan düşünün elleri, ayakları yok. O insan iş yapabilir mi? yürüyebilir mi?
Bir kitle partisi (bir örgüt) düşünün, örgütlenme yok (mahalle sorumluları, çalışma grupları yok) o parti güçlenebilir mi?
CHP örgütlerinde parti tüzüğümüzün 26. Maddesi gereğince örgütlenme ağını kurmayan, (mahalle sorumluları, çalışma grupları) kurumsallaştırma yan, aktif hale getirmeyen hiçbir CHP örgüt başkan ve yönetim kurulu üyeleri, hiçbir örgütsel başarıya imza atamazlar. Sadece başkanın ve yönetim kurulu üyelerinin, onlara yakın olanların çalışmalarıyla (kendilerini değil) örgütü ve partiyi güçlendiremezler? Parti içi barışı, huzuru, düzeni sağlayamazlar. Neden mi?
ÇOK ÖNEMLİ GEREKÇELERDEN BİRİNCİSİ
Parti tüzüğünün ilçe başkanın göreviyle ilgili olarak 28. Maddesinin 2 paragrafında diyor ki
“ ilçe başkanı ilçe yönetim kurulunun, ilçe çevresindeki belediye meclis grubunun, ilçe düzeyinde kurulmuş çalışma gruplarının, belde başkanları ve belde kurullarının, muhtarlık bölge görevlileri çalışma gruplarının kanunda tüzükte belirlenen ya da parti organlarınca verilen görevleri yerine getirmeleri için uyumlu ve verimli çalışmalarını sağlar.”
İŞTE ÇOK ÖNEMLİ GEREKÇELERDEN İKİNCİSİ
Parti tüzüğünün ilçe yönetim kurulu görevleriyle ilgili olarak 30. Maddesinin B paragrafında diyor ki
“tüzük kurallarını, kongrelerin ve üst yönetim birimlerinin kararlarını uygular, vereceği görevleri yapar. İlçe düzeyinde oluşturulan çalışma gruplarının, belde örgütlerinin, muhtarlık bölgesi görevlileri çalışma grupları ile ilçe çevresindeki belediye meclisleri, parti gruplarının çalışmalarını düzenler ve denetler.”
Üye olarak, ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri olarak elimizi şakağımıza koyup bir an düşünelim. Ve kendimize soralım.
İlçemizde kaç tane belediye meclis grubu var? Kaç tane çalışma grubu var? Kaç tane belde başkanı var? Mahallelerde muhtarlık bölge görevlileri var mı? çalışma grupları oluşturuldu mu? İlçe örgütlerimizde örgütlenme ağı yoksa İlçe başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimiz, tüzüğün gereği olan bu çalışmaları denetlemiyorlar, gerekli organizasyonları yapmıyorlar, aralarındaki düzeni ve uyumu sağlamıyorlarsa, onların yarattığı boşluğu kendileri doldurmaya çalışıyorlarsa, görevlerini yetkilerini sorumluluklarını üstleniyorlar sa yani tüzüğün kendilerine verdiği görev yetki ve sorumlukları yerine getirmiyorlarsa, yapılan hiçbir çalışma (kendileri değil) partinin güçlenmesine asla katkı sağlamaz. Çünkü Sadece gövde iş yapmaz, yol alamaz. Çünkü sadece gövde meyve veremez.
Örgütlenme ağı olmayan bir kitle partisinde, yada örgütünde örgütlenme ağı yok ise, o partide o örgütte, demokrasiden, eşitlikten, adaletten, barıştan, dayanışmadan söz edilemez.
Çünkü partinin olanaklarından dar kadro içerisinde çalışanlar, köşe başlarını tutanlar, tabanın önün görünmez barikatlar koyanlar yararlanacak ve seçimlerde onlar seçileceklerdir.
İşte bu nedenlerle hiç bir CHP’li AKP’yi, ülke sorunlarını gerekçe göstererek, parti içi sorunları görmezlikten gelemez, parti içi sorunlar yokmuş gibi davranamaz. Aksi takdirde seçim sürecinde meydana gelebilecek kırgınlar, kızgınlıklar, tartışmalar, kavgalar önlenmez. 04.11.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
3.11.12
HA BABAM CHP’Yİ ELEŞTİRİYORSUN, AMA TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMUYORSUN DİYENLERE CEVAPTIR
HA BABAM CHP’Yİ ELEŞTİRİYORSUN, AMA TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMUYORSUN DİYENLERE CEVAPTIR.
Bu sözü, en çok kim kime söylüyor? CHP’de, kolay ve kestirme yoldan, (genellikle, grubun, kutbun, paranın, ahbap çavuş ilişkisinin sayesinde) koltuğu kapan, (seçilen) kaptığı köşeyi hiç kimseye kaptırmamak istemeyenler, ya da köşeyi kapanlara olanlara şirin gözükmek için, yapılan iş ve işlemlerin, alınan kararların, yapılan konuşmaların doğruluğunu yanlışlığını hiç düşünmeden her koşulda alkışlayanlar, yaşa var ol diyenler, parti ve parti çalışmaları hakkında yazılı sözlü düşüncelerine açıklayanlara söylüyor.
Ya da parti dışında olan, parti içindeki, koltuk kapma yarışını, savaşını, bu konuda yaşanan olayları, çok yakından takip etmeyen, araştırmayan, incelemeyen ama bu tür tartışmalardan bıkan usanan, yıllarca oyuyla CHP’ye destek, güç kuvvet veren iyi niyetli partililerimiz söylüyor.
CHP’ yaşadığımız bu süreçte, cumhuriyette tarihinde olmadığı kadar, parti içindeki sorunların hiç birisine, bir dakikasını bile ayıramayacak kadar büyük ve çetin bir mücadelenin içinde olduğunu, ikinci bir kurtuluş savaşı verdiğini bilmeyen, anlamayan görmeyen tek bir CHP’linin olduğunu düşünemiyorum.
Sadece partimizde, Türkiye’mizde değil, bölgemizde dünyamızda olup biten her şeyi küçük bir sihirli kutunun içinde sesli ve görüntülü olarak her üyemiz her yurttaşımız izlenmektedir. İnterneti, herkesin cebinde var olan telefonu buna eklersek iletişimin, haberleşmenin, bilgi akışının ne kadar üst seviyede olduğunu anlamış olacağız.
Böylesine hassas ve önemli bir süreçte, değişim rüzgârı tüm hızıyla eserken, tarihi virajı dönerken savrulmamak için CHP’lilerin en çok neye ihtiyacı vardır. Birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, kaynaşmaya, kucaklaşmaya, yan yana, kol kola can cana aynı hedefe yürümeye, örgütlenme ağını kurmaya, hiç yanlış, hata yapmamaya hava, su, güneş, toprak kadar ihtiyacı vardır.
CHP bunu kimle, nasıl ve neyle sağlayacaktır? Genel merkezimizde, taşra örgütlerimizde seçilerek görev yetki ve sorumluluk üstlenen, karar mekanizmasında bulunan örgütümüze, üyelerimize, halkımıza öncülük rehberlik eden başkan ve yöneticilerimizle, parti içinde demokrasiyi, eşitliği, adaleti, özgürlüğü kurum ve kurallarıyla işleterek, partimizin anayasası olan parti tüzüğümüzü, partimizin değişmeyen ilkelerini, kurallarını, genel kurul kararlarını, genelge ve yönetmelikleri, partimizin programını eksiksiz uygulayarak sağlayacaktır.
Sonuç olarak, taşın altına eline sokmuyorsun diyenler, görev yetki ve sorumluluk üstlenenler, yani seçilenler, partimizin ve örgütümüzün kapılarını üyelerimize, halkımıza sonuna kadar açmalıdırlar. Bu yetmez gönüllerini ve kollarını da sonuna kadar açmalıdırlar. Buda yetmez her konuda alabildiğine açık ve şeffaf olmalıdırlar. Tüm üyelerimize örgütlenme ağı içinde görev vermelidirler.
Hiçbir görev almaya, çalışmayan, üyelik şartlarını ve sorumluluklarını yerine getirmeyen taşın altına elini sokmayan ama hiç durmadan ha babam partiyi eleştiren üyeler hakkında da parti tüzüğü hükümleri hiç tereddüt etmeden işletilmelidir. Ama kanıtsız belgesiz hiçbir üyemiz düşüncelerinden, yazılarından, konuşmalarından dolayı ulu orta asla suçlanmamalıdır. 03.11.2012
Bu sözü, en çok kim kime söylüyor? CHP’de, kolay ve kestirme yoldan, (genellikle, grubun, kutbun, paranın, ahbap çavuş ilişkisinin sayesinde) koltuğu kapan, (seçilen) kaptığı köşeyi hiç kimseye kaptırmamak istemeyenler, ya da köşeyi kapanlara olanlara şirin gözükmek için, yapılan iş ve işlemlerin, alınan kararların, yapılan konuşmaların doğruluğunu yanlışlığını hiç düşünmeden her koşulda alkışlayanlar, yaşa var ol diyenler, parti ve parti çalışmaları hakkında yazılı sözlü düşüncelerine açıklayanlara söylüyor.
Ya da parti dışında olan, parti içindeki, koltuk kapma yarışını, savaşını, bu konuda yaşanan olayları, çok yakından takip etmeyen, araştırmayan, incelemeyen ama bu tür tartışmalardan bıkan usanan, yıllarca oyuyla CHP’ye destek, güç kuvvet veren iyi niyetli partililerimiz söylüyor.
CHP’ yaşadığımız bu süreçte, cumhuriyette tarihinde olmadığı kadar, parti içindeki sorunların hiç birisine, bir dakikasını bile ayıramayacak kadar büyük ve çetin bir mücadelenin içinde olduğunu, ikinci bir kurtuluş savaşı verdiğini bilmeyen, anlamayan görmeyen tek bir CHP’linin olduğunu düşünemiyorum.
Sadece partimizde, Türkiye’mizde değil, bölgemizde dünyamızda olup biten her şeyi küçük bir sihirli kutunun içinde sesli ve görüntülü olarak her üyemiz her yurttaşımız izlenmektedir. İnterneti, herkesin cebinde var olan telefonu buna eklersek iletişimin, haberleşmenin, bilgi akışının ne kadar üst seviyede olduğunu anlamış olacağız.
Böylesine hassas ve önemli bir süreçte, değişim rüzgârı tüm hızıyla eserken, tarihi virajı dönerken savrulmamak için CHP’lilerin en çok neye ihtiyacı vardır. Birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, kaynaşmaya, kucaklaşmaya, yan yana, kol kola can cana aynı hedefe yürümeye, örgütlenme ağını kurmaya, hiç yanlış, hata yapmamaya hava, su, güneş, toprak kadar ihtiyacı vardır.
CHP bunu kimle, nasıl ve neyle sağlayacaktır? Genel merkezimizde, taşra örgütlerimizde seçilerek görev yetki ve sorumluluk üstlenen, karar mekanizmasında bulunan örgütümüze, üyelerimize, halkımıza öncülük rehberlik eden başkan ve yöneticilerimizle, parti içinde demokrasiyi, eşitliği, adaleti, özgürlüğü kurum ve kurallarıyla işleterek, partimizin anayasası olan parti tüzüğümüzü, partimizin değişmeyen ilkelerini, kurallarını, genel kurul kararlarını, genelge ve yönetmelikleri, partimizin programını eksiksiz uygulayarak sağlayacaktır.
Sonuç olarak, taşın altına eline sokmuyorsun diyenler, görev yetki ve sorumluluk üstlenenler, yani seçilenler, partimizin ve örgütümüzün kapılarını üyelerimize, halkımıza sonuna kadar açmalıdırlar. Bu yetmez gönüllerini ve kollarını da sonuna kadar açmalıdırlar. Buda yetmez her konuda alabildiğine açık ve şeffaf olmalıdırlar. Tüm üyelerimize örgütlenme ağı içinde görev vermelidirler.
Hiçbir görev almaya, çalışmayan, üyelik şartlarını ve sorumluluklarını yerine getirmeyen taşın altına elini sokmayan ama hiç durmadan ha babam partiyi eleştiren üyeler hakkında da parti tüzüğü hükümleri hiç tereddüt etmeden işletilmelidir. Ama kanıtsız belgesiz hiçbir üyemiz düşüncelerinden, yazılarından, konuşmalarından dolayı ulu orta asla suçlanmamalıdır. 03.11.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
1.11.12
BUGÜN ÖNEMLİ BİR GÜN. NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ MAHALLEMİZİN YÖNETİM KURULU SEÇİMİ VAR
BUGÜN ÖNEMLİ BİR GÜN. NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ MAHALLEMİZİN YÖNETİM KURULU SEÇİMİ VAR
Yıllarda beri ilk kez CHP Bursa Yıldırım İlçe Örgüt yönetim kurulu üyeleri kontrolünde, ilçe başkanlığımızın hazırladığı 10.9.2012 /2012 tarih sayılı, 9 maddeden oluşan mahalle yönetim kurulu yönergesi doğrultusunda, ilçe binamızda saat 20.00 de üyesi olduğum Ertuğrul gazi mahalle yönetim kurulu seçimi yapılacaktır.
Yönergenin 3.Maddesine göre mahalle üye sayımız 100 ün üzerinde olduğu için. Bir başkan, bir başkan yardımcısı olmak üzere 9 üyeden oluşacaktır.
Yönergenin 6.Maddesine göre seçilen mahalle yönetim kurulu üyeleri en az 2 ayda bir toplanacaktır.
Yönergenin 8.maddesine göre görevini yerine getirmeyen veya aksatan, disiplin cezası gerektirecek tutum ve davranışlar içine girerek partiye zarar veren yönetim kurulunun üyelerinin tamamı veya bir kısmı ilçe yönetim kurulu kararıyla ile görevden alınabilecek, yerine yenileri seçilebilecektir.(üstünde düşünülmesi gereken ilginç bir madde) İlçe Başkanlığı 6 ayda bir mahalle yönetim kurulları ile bir araya gelerek değerlendirme toplantıları yapabilecektir.
Bir önceki yönetim zamanında, yönetim kurulundan görev ve yetki alan seçim komisyonu üyeleri tarafından her mahallede, mahalle sorumluları seçilmişti. Seçilenlerden biride bendim. İlçe başkanlığından imzalı mühürlü mazbatamı almıştım. Ve seçimlerde okul sorumlusu olmuştum. Ancak hiçbir mahallede, mahalle sorumluları kurumsallaşamadı. Aktif hale gelemedi. Milletvekili seçimlerinden sonra işlevini, etkinliğini tamamen kaybetti.
Bu durumu bilen göz önünde bulunduran ilçe başkanlığımız, işi çok sıkı tuttu. Başarısız olmamak için, doğrudan seçimler yapmadı. Örgütlenme ağının kurulmasını aceleye getirmek istemedi. Öncelikle her mahalle üyeleri ile ayrı, ayrı ön görüşme toplantıları yapmaya, mahalle üyelerinin her birinin görüşlerini, düşüncelerini, öneri ve eleştirilerini almaya karar verdi. (ilçemiz 67 mahalleden oluşmaktadır)
İlk ön görüşme toplantısı 06.09.2012 tarihinde Bağlar Altı ve Erikli Mahalle üyeleri yapıldı.
Ön seçim toplantıları bitti. Seçimli toplantılara başlandı. Her gün bir mahallenin yönetim kurulu üyeleri seçilmektedir. Seçimli toplantılar devam edilmektedir.
Ön görüşme toplantılarından ne gibi bilgilerin elde edildiği hakkında ve seçimli toplantılar hakkında örgüt üyelerimize ayrıntılı bir açıklamanın yapılacağını umut ediyor ve bekliyorum.
Seçilerek görev, yetki ve sorumluluk üstlenen mahalle yönetim kurulu üyeleri arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Partimizin can damarı bu görevin, işlevsiz kalmamasını, kurumsallaşmasını, aktif hala gelmesini tüm kalbimle diliyorum.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=487102934644746&set=o.433880479989416&type=1
Yıllarda beri ilk kez CHP Bursa Yıldırım İlçe Örgüt yönetim kurulu üyeleri kontrolünde, ilçe başkanlığımızın hazırladığı 10.9.2012 /2012 tarih sayılı, 9 maddeden oluşan mahalle yönetim kurulu yönergesi doğrultusunda, ilçe binamızda saat 20.00 de üyesi olduğum Ertuğrul gazi mahalle yönetim kurulu seçimi yapılacaktır.
Yönergenin 3.Maddesine göre mahalle üye sayımız 100 ün üzerinde olduğu için. Bir başkan, bir başkan yardımcısı olmak üzere 9 üyeden oluşacaktır.
Yönergenin 6.Maddesine göre seçilen mahalle yönetim kurulu üyeleri en az 2 ayda bir toplanacaktır.
Yönergenin 8.maddesine göre görevini yerine getirmeyen veya aksatan, disiplin cezası gerektirecek tutum ve davranışlar içine girerek partiye zarar veren yönetim kurulunun üyelerinin tamamı veya bir kısmı ilçe yönetim kurulu kararıyla ile görevden alınabilecek, yerine yenileri seçilebilecektir.(üstünde düşünülmesi gereken ilginç bir madde) İlçe Başkanlığı 6 ayda bir mahalle yönetim kurulları ile bir araya gelerek değerlendirme toplantıları yapabilecektir.
Bir önceki yönetim zamanında, yönetim kurulundan görev ve yetki alan seçim komisyonu üyeleri tarafından her mahallede, mahalle sorumluları seçilmişti. Seçilenlerden biride bendim. İlçe başkanlığından imzalı mühürlü mazbatamı almıştım. Ve seçimlerde okul sorumlusu olmuştum. Ancak hiçbir mahallede, mahalle sorumluları kurumsallaşamadı. Aktif hale gelemedi. Milletvekili seçimlerinden sonra işlevini, etkinliğini tamamen kaybetti.
Bu durumu bilen göz önünde bulunduran ilçe başkanlığımız, işi çok sıkı tuttu. Başarısız olmamak için, doğrudan seçimler yapmadı. Örgütlenme ağının kurulmasını aceleye getirmek istemedi. Öncelikle her mahalle üyeleri ile ayrı, ayrı ön görüşme toplantıları yapmaya, mahalle üyelerinin her birinin görüşlerini, düşüncelerini, öneri ve eleştirilerini almaya karar verdi. (ilçemiz 67 mahalleden oluşmaktadır)
İlk ön görüşme toplantısı 06.09.2012 tarihinde Bağlar Altı ve Erikli Mahalle üyeleri yapıldı.
Ön seçim toplantıları bitti. Seçimli toplantılara başlandı. Her gün bir mahallenin yönetim kurulu üyeleri seçilmektedir. Seçimli toplantılar devam edilmektedir.
Ön görüşme toplantılarından ne gibi bilgilerin elde edildiği hakkında ve seçimli toplantılar hakkında örgüt üyelerimize ayrıntılı bir açıklamanın yapılacağını umut ediyor ve bekliyorum.
Seçilerek görev, yetki ve sorumluluk üstlenen mahalle yönetim kurulu üyeleri arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Partimizin can damarı bu görevin, işlevsiz kalmamasını, kurumsallaşmasını, aktif hala gelmesini tüm kalbimle diliyorum.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=487102934644746&set=o.433880479989416&type=1
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
31.10.12
CHP NEDEN KAYBEDİYOR? AKP NEDEN KAZANIYOR?
CHP NEDEN KAYBEDİYOR? AKP NEDEN KAZANIYOR? 4
“AKP neden kazanıyor? CHP neden kaybediyor?” kitabının yazarı Sayın Ateş İlyas Başsoy İlçe başkanımızın davetiyle 3.11.2012 tarihi de saat 13.00’de CHP Bursa Yıldırım İlçe Örgütü binasında, konuyla ilgili olarak sunum yapacaktır. Yazarın kitabını okumadım ancak kitabın başlığı ilgimi çektiği için, konuyla ilgili aynı başlığı kullanarak 3 ayrı yazımla düşüncelerimi facebook sosyal paylaşım sitesinde paylaştım. Sunuma katılacağım ve dikkatle dinleyeceğim.
CHP NEDEN KAYBEDİYOR? AKP NEDEN KAZANIYOR?
Delege seçimlerine, il ve ilçe genel kurullarına, milletvekili ve belediye seçimlerine, nasıl hazırlanıldığını, seçimlerde hangi yolların izlendiğini, hangi ilke ve kurallara uyuduğunu büyüteç altına koyup dikkatle incelersek CHP’nin neden kaybettiğini daha kolaylıkla anlayacağımızı düşüyorum.
Evet, tüm seçimlere parti tüzüğüne göre her üyenin aday olma, seçme ve seçilme, oy kullanma hakkı vardır. Ancak yeterli derecede maddi olanağı olmayan bir üyenin özgür iradesiyle kendini ve düşüncelerini ifade etme, seçilme şansı hiç yok denecek kadar azdır.
Seçmede ve seçilmede üyeler arasında eşitlik, adalet sağlanmadığı sürece, parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla işletilmediği sürece CHP kaybetmeye devam edecektir. Diye düşüyorum.
CHP NEDEN KAYBEDİYOR? AKP NEDEN KAZANIYOR? 3
CHP demokrasiyi, eşitliği, adaleti ve özgürlüğü savunuyor. Ama parti içinde, örgütsel işleyişte yapılanmada demokrasininin, eşitliğin, adaletin özgürlüğün gereklerini yerine getirmediği için CHP kaybediyor?
Örneğin
Eski, yeni millet vekiileri, eski yeni il ilçe başkanları, eski yeni parti meclisi üyleleri,( lisete uzayıp gidiyor) örg
üt toplantılarının hepsine katılma hakları var. Katıldıkları her toplantıda, istedikleri konuda istedikleri kadar konuşma hakları var. Örgüt toplantılarında ilk saatlerdeki aslan payını onlar aldıkları için, asıl konuşması gerekenlere yani delegelere, yani üyelere sıra gelmiyor. Gelsede salonda dinleyecek kimse kalmıyor. Demokrasi, eşitlik, adalet, özgürlük toplantılarda yok oluyor.
CHP bu yanlış uygulamadan dönmedikçe, konuşması gerekenlerin önündeki engeller kaldırılmadıkça, CHP’de demokrasinin, eşitliğin, adaletin, özgürlüğün hayat bulması yaşaması olanaksızdır
Zülfikar Bal
CHP NEDEN KAYBEDER? AKP NEDEN KAZANIR?
CHP'li bir üye olarak kendi penceremden gördüklerimi, düşündüklerimi yazıyorum.
CHP neden kaybeder?
CHP hep demokrasiyi savunduğunu söyler, söyler durur ama demokrasinin gereklerini hiç yerine getirmez. Üyeler arasında seçmede seçilmede eşitliği adaleti, yani demokrasiyi hiç uygulamaz.
Örneğin, aylarca yıllarca kapalı kapılar ardında, masa, başında, ahbap çavuş ilişkisi içinde kâğıt üstünde delege seçer. Üyelerini hiç önemsemez, üyelerine hiç değer vermez.
CHP neden kaybeder?
CHP karar alır derki, kapalı kapılar açılacak, bundan böyle masa başında üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde delege seçimi olmayacak. Her mahalleye sandık konacak, delegeleri üyeler oylarıyla seçecek. Bu kararla CHP devrim oldu, değişim oldu denecek. ama
Delege seçimlerinin nasıl olacağına dair, hiçbir ilke kural uygulanmayacak, büyük balık küçük balığı yutacak. örgüt içinde bir biriyle çatışan, sürtüşen, yarışan, irili ufaklı guruplar kutuplar kurulacak. Her grup kendi başına bağımsız çalışacak. Bağımsız toplantılar yapacak. Blok liste yöntemiyle seçimler yapılacak. Gruplar ve grupların gücü karşısında hiçbir üye, hiç bir özgür irade, kendini ifade etme ve seçilme şansı hiç bulamayacak.
CHP neden kaybeder?
CHP’ İl, İlçe örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri her hafta toplanırlar, kendi aralarında konuşur, tartışırlar kararlar alırlar. Ama hangi kararları aldıklarını üyelere hiç bir zaman açıklamazlar. Örgütün gelir gider kaynaklarından üyeleri hiç haberdar etmezler.
CHP neden kaybeder?
CHP İl, ilçe başkanları yönetim kurulu üyeleri, partinin can damarı olan, eli, ayağı olan, partiyi besleyen geliştiren güçlendiren örgütlenme ağını (çalışma grupları, komisyonlar, mahalle sorumluları vb. gibi) kurmayı, kurumsallaştırmayı aktif hale getirmeyi hiçbir zaman istemezler. Çalmayı tabana yaymazlar. Üyelere görev vermezler. Her işi dar kadro anlayışı içinde kendileri ve kendilerine yakın olan üyelerle yapmak isterler.
CHP neden kaybeder?
Örgütlenmede, üyelerle haberleşmede, iletişim kurmada örgütlenme ağı yöntemiyle değil,
Üyelerle doğrudan yüz yüze canlı iletişim kurarak, görüşerek, konuşarak değil,
Telefonla, mesajla, internetle iletişim kurmanın haberleşmenin yapılması, birçok üyeye zamanında bilginin haberin ulaşmaması ulaştırılmaması.
CHP neden kaybeder?
CHP örgüt toplantılarının hiç birisinde toplantı disiplinine, toplantı yöntemi, usul esas ve kurallarına hiçbir zaman uyulmaması, toplantılarda hep belli bildik kişilerin konuşmaları, örgüt toplantılarına alınmaması alınsa bile söz hakkı verilmemesi. Verilse bile dinleyecek kimsenin kalmaması.
CHP neden kaybeder?
CHP tüzük hükmüne göre üyelere (Mad.6) parti organlarına aday, olma, seçme, seçilme hakkı olsa da, maddi gücü olmayan, bir grubun kutbun içinde yer almayan, parası olan birine sırtını dayamayan CHP üyesinin özgür iradesiyle tek başına, kendini düşüncelerini ifade ederek seçilmesi tam mucizedir.
CHP neden kaybeder?
CHP’de il ve ilçe başkanları olağan üstü yetkilerle donatılmıştır. İl ve ilçe örgüt yönetim kurulu üyeleri olsa da başkanın dediği dediktir. Başkana muhalefet edenler başkanın (yönetimin) icraatlarını eleştirenler başkanın gücü ve yetkileri karşısında ( haklı haksız demeden başkanı destekleyen çoktur) ya da geri adım atmak zorundadır. Ya da yenilgiyi kabul etmek zorundadır.
CHP neden kaybeder?
Parti ve örgüt çalışmalarında, parti tüzüğüne, partinin programına, kararlarına, partinin çalışma ilkelerine parti disipline, tüzükle belirlenen görev yetki ve sorumluluklara uyulmayacak. Kısa orta uzun vadeli çalışma plan ve programları yapılmayacak.
Bütün bunlardan sonrada CHP neden kaybediyor diye sorulacak. Korkmayalım açık olalım önce iğneyi kendimize dürtelim.
Demokrasiyi savunuyorum demekle demokrasi savunulmuyor. Demokrasi ihmale ihlale gelmiyor. Demokrasi yi uygulamak zor zanaat. Kolay ve kestirme yollar tercih ediliyor. Demokrasi de kolay ve kestirme yolları kabul etmiyor.
AKP neden kazanıyor?
Çünkü AKP de demokrasi sorunu yok. Bir bilen ne derse o oluyor. Bilmeyenler bilene uyuyor. AKP kazanıyor.
Kendi kendime düşüyorum. Acaba suçlu demokrasinin kendisi mi?
Şu demokrasiyi keşke yeniden iyice tanısak, anlasak. Demokrasi de bizi iyice tanısa anlasa. Suçlu ortaya çıksa
CHP NEDEN KAYBEDER? AKP NEDEN KAZANIR? 2
CHP olarak CHP’li yöneticiler olarak, CHP’li üyeler olarak top yükün 12 yıldır AKP’nin rüzgârına kapıldık gidiyoruz. Bıkmadan, usanmadan yılmadan 12 yıldır AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını konuşuyoruz. AKP’nin korku imparatorluğu yarattığını konuşuyoruz. AKP’nin 12. Yıldır Cumhuriyetin kazanımlarını yok ettiğini konuşuyoruz. Yasaları kanunları değiştirdiğini konuşuyoruz. Elimizde avcumuzda kala, kala bir tek CHP’sinin kaldığını konuşuyoruz. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, konuşuyoruz. Ama 12 yıldır AKP’nin yaptıklarını, yapacaklarını engelleyemiyoruz. 12 yıldır AKP, kendi hakkında konuşulanlara hiç aldırmıyor. Doğru bildiği yoldan şaşmıyor. Gözü kara gidiyor. O kadar gözü kara gidiyor ki, En büyük milli bayramımız olan 29 Ekim cumhuriyet bayramının kutlanmasını, bir istihbarata dayanarak engellemeye, yasaklamaya çalışıyor.
CHP olarak, CHP’li yöneticiler olarak, CHP’li üyeler olarak top yükün CHP’liler olarak 12 yıldır AKP’yi konuştukça AKP’yi dilimizden düşürmedikçe, halkımızı, üyelerimizi AKP’nin yaptıklarıyla yapacaklarıyla korkuttukça, AKP ’ile yatıp AKP ile kalktıkça CHP kaybediyor. AKP kazanıyor.
CHP 12 yıldır kendini konuşmuyor. CHP 12 yıldır ne yaptığını ne yapacağını konuşmuyor. CHP 12 yıldır Kendi içinde, örgütleri içinde yapılan yanlışların, doğruların, sorunların neler olduğunu konuşmuyor. Konuşulmasına da izin vermiyor. Konuşanlara da kızıyor. Konuşanları azarlıyor. AKP’nin yatıkları yapacakları gözler önünde duruyorken iken, cumhuriyetin kazanımları yok ediliyorken, korku baskı imparatorluğu yaratılıyorken, terör almış başını gidiyorken, her gün şehitler veriliyorken, generaller bilim adamları, gazeteciler milletvekilleri tutuklanıyorken, eğitim yasası değiştiriliyorken kendi içimizde yapılan yanlışları doğruları konuşmanın zamanı değil diyor.
Kendimizi konuşmadıkça, kendi içimizde parti içi demokrasiyi, örgüt disiplini uygulamadıkça, kendi içimizde yapılan yanlışlıkları, doğruları, haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri örgüt önünde, tartışmadıkça, kendi içimizde yanlış yapanlardan, partinin tüzüğüne, partinin, çalışma ilkelerine, partinin programına, alınan kararlara, tüzükle belirlenen görev yetki ve sorumluluklara uymayanlardan, örgüt önünde hesap sormadıkça, demokrasiye en büyük darbeyi kendi içimizde kendimiz vurmuş oluyoruz. İnandırıcı olamıyoruz. Bu nedenle CHP kaybediyor. AKP kazanıyor.
ÖNERİM
Bundan böyle en az AKP’yi konuştuğumuz kadar, CHP’yi de konuşmalıyız. Bundan böyle en az AKP’nin yaptığı, yapacağı yanlışları konuştuğumuz kadar CHP’nin yaptığı yapacağı yanlışları da konuşmalıyız.
AKP ilgi alanımızda bulunuyor. CHP etki alanımızda bulunuyor. İlgi alanımıza var oldukça etki alanımızı küçültüyoruz ve başarılı olamıyoruz. Tersini uygulamak zorundayız. Yani, CHP olarak CHP’li yöneticiler olarak, CHP’li üyeler olarak başarıya imza atmak istiyorsak öncelikle etki alanımızı genişletmek zorundayız. İlgi alanımızı küçülmek etki alanımızı büyütmek zorundayız. Kısaca Kendi içimizdeki sorunları örgüt önünde konuşmaktan tartışmaktan korkmamalıyız. Örgüt içinde yanlış yapanlardan hesap sormamaktan, denetleme yapmamaktan, örgütsel disiplin içinde öneri ve eleştiri yapmaktan korkmamalıyız.
“AKP neden kazanıyor? CHP neden kaybediyor?” kitabının yazarı Sayın Ateş İlyas Başsoy İlçe başkanımızın davetiyle 3.11.2012 tarihi de saat 13.00’de CHP Bursa Yıldırım İlçe Örgütü binasında, konuyla ilgili olarak sunum yapacaktır. Yazarın kitabını okumadım ancak kitabın başlığı ilgimi çektiği için, konuyla ilgili aynı başlığı kullanarak 3 ayrı yazımla düşüncelerimi facebook sosyal paylaşım sitesinde paylaştım. Sunuma katılacağım ve dikkatle dinleyeceğim.
CHP NEDEN KAYBEDİYOR? AKP NEDEN KAZANIYOR?
Delege seçimlerine, il ve ilçe genel kurullarına, milletvekili ve belediye seçimlerine, nasıl hazırlanıldığını, seçimlerde hangi yolların izlendiğini, hangi ilke ve kurallara uyuduğunu büyüteç altına koyup dikkatle incelersek CHP’nin neden kaybettiğini daha kolaylıkla anlayacağımızı düşüyorum.
Evet, tüm seçimlere parti tüzüğüne göre her üyenin aday olma, seçme ve seçilme, oy kullanma hakkı vardır. Ancak yeterli derecede maddi olanağı olmayan bir üyenin özgür iradesiyle kendini ve düşüncelerini ifade etme, seçilme şansı hiç yok denecek kadar azdır.
Seçmede ve seçilmede üyeler arasında eşitlik, adalet sağlanmadığı sürece, parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla işletilmediği sürece CHP kaybetmeye devam edecektir. Diye düşüyorum.
CHP NEDEN KAYBEDİYOR? AKP NEDEN KAZANIYOR? 3
CHP demokrasiyi, eşitliği, adaleti ve özgürlüğü savunuyor. Ama parti içinde, örgütsel işleyişte yapılanmada demokrasininin, eşitliğin, adaletin özgürlüğün gereklerini yerine getirmediği için CHP kaybediyor?
Örneğin
Eski, yeni millet vekiileri, eski yeni il ilçe başkanları, eski yeni parti meclisi üyleleri,( lisete uzayıp gidiyor) örg
üt toplantılarının hepsine katılma hakları var. Katıldıkları her toplantıda, istedikleri konuda istedikleri kadar konuşma hakları var. Örgüt toplantılarında ilk saatlerdeki aslan payını onlar aldıkları için, asıl konuşması gerekenlere yani delegelere, yani üyelere sıra gelmiyor. Gelsede salonda dinleyecek kimse kalmıyor. Demokrasi, eşitlik, adalet, özgürlük toplantılarda yok oluyor.
CHP bu yanlış uygulamadan dönmedikçe, konuşması gerekenlerin önündeki engeller kaldırılmadıkça, CHP’de demokrasinin, eşitliğin, adaletin, özgürlüğün hayat bulması yaşaması olanaksızdır
Zülfikar Bal
CHP NEDEN KAYBEDER? AKP NEDEN KAZANIR?
CHP'li bir üye olarak kendi penceremden gördüklerimi, düşündüklerimi yazıyorum.
CHP neden kaybeder?
CHP hep demokrasiyi savunduğunu söyler, söyler durur ama demokrasinin gereklerini hiç yerine getirmez. Üyeler arasında seçmede seçilmede eşitliği adaleti, yani demokrasiyi hiç uygulamaz.
Örneğin, aylarca yıllarca kapalı kapılar ardında, masa, başında, ahbap çavuş ilişkisi içinde kâğıt üstünde delege seçer. Üyelerini hiç önemsemez, üyelerine hiç değer vermez.
CHP neden kaybeder?
CHP karar alır derki, kapalı kapılar açılacak, bundan böyle masa başında üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde delege seçimi olmayacak. Her mahalleye sandık konacak, delegeleri üyeler oylarıyla seçecek. Bu kararla CHP devrim oldu, değişim oldu denecek. ama
Delege seçimlerinin nasıl olacağına dair, hiçbir ilke kural uygulanmayacak, büyük balık küçük balığı yutacak. örgüt içinde bir biriyle çatışan, sürtüşen, yarışan, irili ufaklı guruplar kutuplar kurulacak. Her grup kendi başına bağımsız çalışacak. Bağımsız toplantılar yapacak. Blok liste yöntemiyle seçimler yapılacak. Gruplar ve grupların gücü karşısında hiçbir üye, hiç bir özgür irade, kendini ifade etme ve seçilme şansı hiç bulamayacak.
CHP neden kaybeder?
CHP’ İl, İlçe örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri her hafta toplanırlar, kendi aralarında konuşur, tartışırlar kararlar alırlar. Ama hangi kararları aldıklarını üyelere hiç bir zaman açıklamazlar. Örgütün gelir gider kaynaklarından üyeleri hiç haberdar etmezler.
CHP neden kaybeder?
CHP İl, ilçe başkanları yönetim kurulu üyeleri, partinin can damarı olan, eli, ayağı olan, partiyi besleyen geliştiren güçlendiren örgütlenme ağını (çalışma grupları, komisyonlar, mahalle sorumluları vb. gibi) kurmayı, kurumsallaştırmayı aktif hale getirmeyi hiçbir zaman istemezler. Çalmayı tabana yaymazlar. Üyelere görev vermezler. Her işi dar kadro anlayışı içinde kendileri ve kendilerine yakın olan üyelerle yapmak isterler.
CHP neden kaybeder?
Örgütlenmede, üyelerle haberleşmede, iletişim kurmada örgütlenme ağı yöntemiyle değil,
Üyelerle doğrudan yüz yüze canlı iletişim kurarak, görüşerek, konuşarak değil,
Telefonla, mesajla, internetle iletişim kurmanın haberleşmenin yapılması, birçok üyeye zamanında bilginin haberin ulaşmaması ulaştırılmaması.
CHP neden kaybeder?
CHP örgüt toplantılarının hiç birisinde toplantı disiplinine, toplantı yöntemi, usul esas ve kurallarına hiçbir zaman uyulmaması, toplantılarda hep belli bildik kişilerin konuşmaları, örgüt toplantılarına alınmaması alınsa bile söz hakkı verilmemesi. Verilse bile dinleyecek kimsenin kalmaması.
CHP neden kaybeder?
CHP tüzük hükmüne göre üyelere (Mad.6) parti organlarına aday, olma, seçme, seçilme hakkı olsa da, maddi gücü olmayan, bir grubun kutbun içinde yer almayan, parası olan birine sırtını dayamayan CHP üyesinin özgür iradesiyle tek başına, kendini düşüncelerini ifade ederek seçilmesi tam mucizedir.
CHP neden kaybeder?
CHP’de il ve ilçe başkanları olağan üstü yetkilerle donatılmıştır. İl ve ilçe örgüt yönetim kurulu üyeleri olsa da başkanın dediği dediktir. Başkana muhalefet edenler başkanın (yönetimin) icraatlarını eleştirenler başkanın gücü ve yetkileri karşısında ( haklı haksız demeden başkanı destekleyen çoktur) ya da geri adım atmak zorundadır. Ya da yenilgiyi kabul etmek zorundadır.
CHP neden kaybeder?
Parti ve örgüt çalışmalarında, parti tüzüğüne, partinin programına, kararlarına, partinin çalışma ilkelerine parti disipline, tüzükle belirlenen görev yetki ve sorumluluklara uyulmayacak. Kısa orta uzun vadeli çalışma plan ve programları yapılmayacak.
Bütün bunlardan sonrada CHP neden kaybediyor diye sorulacak. Korkmayalım açık olalım önce iğneyi kendimize dürtelim.
Demokrasiyi savunuyorum demekle demokrasi savunulmuyor. Demokrasi ihmale ihlale gelmiyor. Demokrasi yi uygulamak zor zanaat. Kolay ve kestirme yollar tercih ediliyor. Demokrasi de kolay ve kestirme yolları kabul etmiyor.
AKP neden kazanıyor?
Çünkü AKP de demokrasi sorunu yok. Bir bilen ne derse o oluyor. Bilmeyenler bilene uyuyor. AKP kazanıyor.
Kendi kendime düşüyorum. Acaba suçlu demokrasinin kendisi mi?
Şu demokrasiyi keşke yeniden iyice tanısak, anlasak. Demokrasi de bizi iyice tanısa anlasa. Suçlu ortaya çıksa
CHP NEDEN KAYBEDER? AKP NEDEN KAZANIR? 2
CHP olarak CHP’li yöneticiler olarak, CHP’li üyeler olarak top yükün 12 yıldır AKP’nin rüzgârına kapıldık gidiyoruz. Bıkmadan, usanmadan yılmadan 12 yıldır AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını konuşuyoruz. AKP’nin korku imparatorluğu yarattığını konuşuyoruz. AKP’nin 12. Yıldır Cumhuriyetin kazanımlarını yok ettiğini konuşuyoruz. Yasaları kanunları değiştirdiğini konuşuyoruz. Elimizde avcumuzda kala, kala bir tek CHP’sinin kaldığını konuşuyoruz. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, konuşuyoruz. Ama 12 yıldır AKP’nin yaptıklarını, yapacaklarını engelleyemiyoruz. 12 yıldır AKP, kendi hakkında konuşulanlara hiç aldırmıyor. Doğru bildiği yoldan şaşmıyor. Gözü kara gidiyor. O kadar gözü kara gidiyor ki, En büyük milli bayramımız olan 29 Ekim cumhuriyet bayramının kutlanmasını, bir istihbarata dayanarak engellemeye, yasaklamaya çalışıyor.
CHP olarak, CHP’li yöneticiler olarak, CHP’li üyeler olarak top yükün CHP’liler olarak 12 yıldır AKP’yi konuştukça AKP’yi dilimizden düşürmedikçe, halkımızı, üyelerimizi AKP’nin yaptıklarıyla yapacaklarıyla korkuttukça, AKP ’ile yatıp AKP ile kalktıkça CHP kaybediyor. AKP kazanıyor.
CHP 12 yıldır kendini konuşmuyor. CHP 12 yıldır ne yaptığını ne yapacağını konuşmuyor. CHP 12 yıldır Kendi içinde, örgütleri içinde yapılan yanlışların, doğruların, sorunların neler olduğunu konuşmuyor. Konuşulmasına da izin vermiyor. Konuşanlara da kızıyor. Konuşanları azarlıyor. AKP’nin yatıkları yapacakları gözler önünde duruyorken iken, cumhuriyetin kazanımları yok ediliyorken, korku baskı imparatorluğu yaratılıyorken, terör almış başını gidiyorken, her gün şehitler veriliyorken, generaller bilim adamları, gazeteciler milletvekilleri tutuklanıyorken, eğitim yasası değiştiriliyorken kendi içimizde yapılan yanlışları doğruları konuşmanın zamanı değil diyor.
Kendimizi konuşmadıkça, kendi içimizde parti içi demokrasiyi, örgüt disiplini uygulamadıkça, kendi içimizde yapılan yanlışlıkları, doğruları, haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri örgüt önünde, tartışmadıkça, kendi içimizde yanlış yapanlardan, partinin tüzüğüne, partinin, çalışma ilkelerine, partinin programına, alınan kararlara, tüzükle belirlenen görev yetki ve sorumluluklara uymayanlardan, örgüt önünde hesap sormadıkça, demokrasiye en büyük darbeyi kendi içimizde kendimiz vurmuş oluyoruz. İnandırıcı olamıyoruz. Bu nedenle CHP kaybediyor. AKP kazanıyor.
ÖNERİM
Bundan böyle en az AKP’yi konuştuğumuz kadar, CHP’yi de konuşmalıyız. Bundan böyle en az AKP’nin yaptığı, yapacağı yanlışları konuştuğumuz kadar CHP’nin yaptığı yapacağı yanlışları da konuşmalıyız.
AKP ilgi alanımızda bulunuyor. CHP etki alanımızda bulunuyor. İlgi alanımıza var oldukça etki alanımızı küçültüyoruz ve başarılı olamıyoruz. Tersini uygulamak zorundayız. Yani, CHP olarak CHP’li yöneticiler olarak, CHP’li üyeler olarak başarıya imza atmak istiyorsak öncelikle etki alanımızı genişletmek zorundayız. İlgi alanımızı küçülmek etki alanımızı büyütmek zorundayız. Kısaca Kendi içimizdeki sorunları örgüt önünde konuşmaktan tartışmaktan korkmamalıyız. Örgüt içinde yanlış yapanlardan hesap sormamaktan, denetleme yapmamaktan, örgütsel disiplin içinde öneri ve eleştiri yapmaktan korkmamalıyız.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
25.10.12
CHP NEDEN KAYBEDER? AKP NEDEN KAZANIR?
CHP NEDEN KAYBEDER? AKP NEDEN KAZANIR?
CHP'li bir üye olarak kendi penceremden gördüklerimi, düşündüklerimi yazıyorum.
CHP neden kaybeder? CHP hep demokrasiyi savunduğunu söyler, söyler durur ama demokrasinin gereklerini hiç yerine getirmez. Üyeler arasında seçmede seçilmede eşitliği adaleti, yani demokrasiyi hiç uygulamaz.
Örneğin, aylarca yıllarca kapalı kapılar ardında, masa, başında, ahbap çavuş ilişkisi içinde kâğıt üstünde delege seçer. Üyelerini hiç önemsemez, üyelerine hiç değer vermez.
CHP neden kaybeder? CHP karar alır derki, kapalı kapılar açılacak, bundan böyle masa başında üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde delege seçimi olmayacak. Her mahalleye sandık konacak, delegeleri üyeler oylarıyla seçecek. Bu kararla CHP devrim oldu, değişim oldu denecek. ama
Delege seçimlerinin nasıl olacağına dair, hiçbir ilke kural uygulanmayacak, büyük balık küçük balığı yutacak. örgüt içinde bir biriyle çatışan, sürtüşen, yarışan, irili ufaklı guruplar kutuplar kurulacak. Her grup kendi başına bağımsız çalışacak. Bağımsız toplantılar yapacak. Blok liste yöntemiyle seçimler yapılacak. Gruplar ve grupların gücü karşısında hiçbir üye, hiç bir özgür irade, kendini ifade etme ve seçilme şansı hiç bulamayacak.
CHP neden kaybeder? CHP’ İl, İlçe örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri her hafta toplanırlar, kendi aralarında konuşur, tartışırlar kararlar alırlar. Ama hangi kararları aldıklarını üyelere hiç bir zaman açıklamazlar. Örgütün gelir gider kaynaklarından üyeleri hiç haberdar etmezler.
CHP neden kaybeder? CHP İl, ilçe başkanları yönetim kurulu üyeleri, partinin can damarı olan, eli, ayağı olan, partiyi besleyen geliştiren güçlendiren örgütlenme ağını (çalışma grupları, komisyonlar, mahalle sorumluları vb. gibi) kurmayı, kurumsallaştırmayı aktif hale getirmeyi hiçbir zaman istemezler. Çalmayı tabana yaymazlar. Üyelere görev vermezler. Her işi dar kadro anlayışı içinde kendileri ve kendilerine yakın olan üyelerle yapmak isterler.
CHP neden kaybeder? Örgütlenmede, üyelerle haberleşmede, iletişim kurmada örgütlenme ağı yöntemiyle değil, Üyelerle doğrudan yüz yüze canlı iletişim kurarak, görüşerek, konuşarak değil, Telefonla, mesajla, internetle iletişim kurmanın haberleşmenin yapılması, birçok üyeye zamanında bilginin haberin ulaşmaması ulaştırılmaması.
CHP neden kaybeder? CHP örgüt toplantılarının hiç birisinde toplantı disiplinine, toplantı yöntemi, usul esas ve kurallarına hiçbir zaman uyulmaması, toplantılarda hep belli bildik kişilerin konuşmaları, örgüt toplantılarına alınmaması alınsa bile söz hakkı verilmemesi. Verilse bile dinleyecek kimsenin kalmaması.
CHP neden kaybeder? CHP tüzük hükmüne göre üyelere (Mad.6) parti organlarına aday, olma, seçme, seçilme hakkı olsa da, maddi gücü olmayan, bir grubun kutbun içinde yer almayan, parası olan birine sırtını dayamayan CHP üyesinin özgür iradesiyle tek başına, kendini düşüncelerini ifade ederek seçilmesi tam mucizedir.
CHP neden kaybeder? CHP’de il ve ilçe başkanları olağan üstü yetkilerle donatılmıştır. İl ve ilçe örgüt yönetim kurulu üyeleri olsa da başkanın dediği dediktir. Başkana muhalefet edenler başkanın (yönetimin) icraatlarını eleştirenler başkanın gücü ve yetkileri karşısında ( haklı haksız demeden başkanı destekleyen çoktur) ya da geri adım atmak zorundadır. Ya da yenilgiyi kabul etmek zorundadır.
CHP neden kaybeder? Parti ve örgüt çalışmalarında, parti tüzüğüne, partinin programına, kararlarına, partinin çalışma ilkelerine parti disipline, tüzükle belirlenen görev yetki ve sorumluluklara uyulmayacak. Kısa orta uzun vadeli çalışma plan ve programları yapılmayacak.
Bütün bunlardan sonrada CHP neden kaybediyor diye sorulacak. Korkmayalım açık olalım önce iğneyi kendimize dürtelim.
Demokrasiyi savunuyorum demekle demokrasi savunulmuyor. Demokrasi ihmale ihlale gelmiyor. Demokrasi yi uygulamak zor zanaat. Kolay ve kestirme yollar tercih ediliyor. Demokrasi de kolay ve kestirme yolları kabul etmiyor.
AKP neden kazanıyor? Çünkü AKP de demokrasi sorunu yok. Bir bilen ne derse o oluyor. Bilmeyenler bilene uyuyor. AKP kazanıyor. Kendi kendime düşüyorum. Acaba suçlu demokrasinin kendisi mi? Şu demokrasiyi keşke yeniden iyice tanısak, anlasak. Demokrasi de bizi iyice tanısa anlasa. Suçlu ortaya çıksa
CHP'li bir üye olarak kendi penceremden gördüklerimi, düşündüklerimi yazıyorum.
CHP neden kaybeder? CHP hep demokrasiyi savunduğunu söyler, söyler durur ama demokrasinin gereklerini hiç yerine getirmez. Üyeler arasında seçmede seçilmede eşitliği adaleti, yani demokrasiyi hiç uygulamaz.
Örneğin, aylarca yıllarca kapalı kapılar ardında, masa, başında, ahbap çavuş ilişkisi içinde kâğıt üstünde delege seçer. Üyelerini hiç önemsemez, üyelerine hiç değer vermez.
CHP neden kaybeder? CHP karar alır derki, kapalı kapılar açılacak, bundan böyle masa başında üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde delege seçimi olmayacak. Her mahalleye sandık konacak, delegeleri üyeler oylarıyla seçecek. Bu kararla CHP devrim oldu, değişim oldu denecek. ama
Delege seçimlerinin nasıl olacağına dair, hiçbir ilke kural uygulanmayacak, büyük balık küçük balığı yutacak. örgüt içinde bir biriyle çatışan, sürtüşen, yarışan, irili ufaklı guruplar kutuplar kurulacak. Her grup kendi başına bağımsız çalışacak. Bağımsız toplantılar yapacak. Blok liste yöntemiyle seçimler yapılacak. Gruplar ve grupların gücü karşısında hiçbir üye, hiç bir özgür irade, kendini ifade etme ve seçilme şansı hiç bulamayacak.
CHP neden kaybeder? CHP’ İl, İlçe örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri her hafta toplanırlar, kendi aralarında konuşur, tartışırlar kararlar alırlar. Ama hangi kararları aldıklarını üyelere hiç bir zaman açıklamazlar. Örgütün gelir gider kaynaklarından üyeleri hiç haberdar etmezler.
CHP neden kaybeder? CHP İl, ilçe başkanları yönetim kurulu üyeleri, partinin can damarı olan, eli, ayağı olan, partiyi besleyen geliştiren güçlendiren örgütlenme ağını (çalışma grupları, komisyonlar, mahalle sorumluları vb. gibi) kurmayı, kurumsallaştırmayı aktif hale getirmeyi hiçbir zaman istemezler. Çalmayı tabana yaymazlar. Üyelere görev vermezler. Her işi dar kadro anlayışı içinde kendileri ve kendilerine yakın olan üyelerle yapmak isterler.
CHP neden kaybeder? Örgütlenmede, üyelerle haberleşmede, iletişim kurmada örgütlenme ağı yöntemiyle değil, Üyelerle doğrudan yüz yüze canlı iletişim kurarak, görüşerek, konuşarak değil, Telefonla, mesajla, internetle iletişim kurmanın haberleşmenin yapılması, birçok üyeye zamanında bilginin haberin ulaşmaması ulaştırılmaması.
CHP neden kaybeder? CHP örgüt toplantılarının hiç birisinde toplantı disiplinine, toplantı yöntemi, usul esas ve kurallarına hiçbir zaman uyulmaması, toplantılarda hep belli bildik kişilerin konuşmaları, örgüt toplantılarına alınmaması alınsa bile söz hakkı verilmemesi. Verilse bile dinleyecek kimsenin kalmaması.
CHP neden kaybeder? CHP tüzük hükmüne göre üyelere (Mad.6) parti organlarına aday, olma, seçme, seçilme hakkı olsa da, maddi gücü olmayan, bir grubun kutbun içinde yer almayan, parası olan birine sırtını dayamayan CHP üyesinin özgür iradesiyle tek başına, kendini düşüncelerini ifade ederek seçilmesi tam mucizedir.
CHP neden kaybeder? CHP’de il ve ilçe başkanları olağan üstü yetkilerle donatılmıştır. İl ve ilçe örgüt yönetim kurulu üyeleri olsa da başkanın dediği dediktir. Başkana muhalefet edenler başkanın (yönetimin) icraatlarını eleştirenler başkanın gücü ve yetkileri karşısında ( haklı haksız demeden başkanı destekleyen çoktur) ya da geri adım atmak zorundadır. Ya da yenilgiyi kabul etmek zorundadır.
CHP neden kaybeder? Parti ve örgüt çalışmalarında, parti tüzüğüne, partinin programına, kararlarına, partinin çalışma ilkelerine parti disipline, tüzükle belirlenen görev yetki ve sorumluluklara uyulmayacak. Kısa orta uzun vadeli çalışma plan ve programları yapılmayacak.
Bütün bunlardan sonrada CHP neden kaybediyor diye sorulacak. Korkmayalım açık olalım önce iğneyi kendimize dürtelim.
Demokrasiyi savunuyorum demekle demokrasi savunulmuyor. Demokrasi ihmale ihlale gelmiyor. Demokrasi yi uygulamak zor zanaat. Kolay ve kestirme yollar tercih ediliyor. Demokrasi de kolay ve kestirme yolları kabul etmiyor.
AKP neden kazanıyor? Çünkü AKP de demokrasi sorunu yok. Bir bilen ne derse o oluyor. Bilmeyenler bilene uyuyor. AKP kazanıyor. Kendi kendime düşüyorum. Acaba suçlu demokrasinin kendisi mi? Şu demokrasiyi keşke yeniden iyice tanısak, anlasak. Demokrasi de bizi iyice tanısa anlasa. Suçlu ortaya çıksa
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
Kaydol:
Yorumlar (Atom)