“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”

18.1.13

CHP BURSA İL BAŞKANLIĞINA


 CHP BURSA İL BAŞKANLIĞINA 
Üyesi olduğum CHP Yıldırım İlçe Başkanlığımızın facebook iletişim sayfasında yazılarım siliniyor.  Sayfa 28.11.2012 tarihinde ikinci kez (hiçbir açıklama yapılmadan) paylaşımıma kapatılmıştır.  Bilgi edinmem, yazılarımı paylaşmam engellenmiştir. partinin bir üyesi olarak şahsıma haksızlık yapılmıştır. Suçumun ne olduğunu yazılı olarak öğrenmek istiyorum. 
İl başkanlığımızdan, örgütümüzden hakkımın aranması ve savunulması için gereğinin yapılmasını bilgilerinize önemle arz diyorum.  05.12.2012                                                                        
                                                                                                                             Zülfikar BAL
                                                                                                                CHP Yıldırım E.gazi Mah. üyesi

17.1.13

SAYIN SAMİ AKYÜREK


SAYIN SAMİ AKYÜREK

Bir sayfa üyesinin (mesut Barbaros) 15.1.2013 tarihinde “BURSA HALKLA İLİŞKİLER “ Sayfasında yayınladığım “DEMOKRASİ İSTİYORUM DİYE, KİMİN YAKASINA YAPIŞACAĞIM”  başlıklı yazıma yaptığı 17.1.2013 tarihinde yaptığı yorumun silindiğini açıklamış ve silene sayfada sitem etmiştir.  Sitem üzerine aynı tarihte sizin yanıt verdiğinizi, ilimiz örgütü bilişim komisyonunda görevli olduğunuzdan dolayı, sayfa sorumlusu olduğunuzu öğrendim.  

Öncelikle CHP Bursa il örgütümüzün bilişim komisyonuna seçildiğiniz ve sayfa sorumlusu olduğunuz için sizi kutluyor ve görevinizde başarılar diliyorum.
  
Sayfadan silinen yazılar hakkında 17.1.2013 tarihinde,   “BURSA HALKLA İLİŞKİLER “ sayfasında ilk dersi de bana vermişsiniz. Diyorsunuz ki,

“Zülfikar Bey sizin yazılarınız silinmedi. Yazılar altına yapılan ilgisiz paylaşımlar siliniyor. Yıldırım ilçenin tüm (2 paylaşım altına yorum yaptım, siz tüm paylaşımlar altına diyorsunuz) paylaşımlarının altına yorum olarak paylaşmışsınız hepsini sildim. Artık biraz şunu öğrenin. Şu facebook adabını, sürekli başkalarını suçlamak yerine birazda kendiniz üzerinde düşünmenizi öneririm”

Öneriniz ve tavsiyeleriniz çok için teşekkür ederim.  Keşke bu önerilerde tavsiyelerde bulunurken genel suçlama yerine, sayfa sorumlusu olarak Facebook ta adaba uymayan, paylaşımlarımla ilgili başkalarını suçladığıma dair paylaşımlarla ilgili  ( 3 yıldan beri yazıyorum. Binlerce paylaşımım var. Hepsi duruyor ve hepsi herkese açık)tek bir somut örnek gösterseydiniz.  Bende, paylaşımları okuyanlarda suçumun ne olduğunu bilip anlasaydık çok daha iyi olurdu.

2010 Nisan tarihinden itibaren yazılarımı internet ortamında, genellikle üyesi olduğum ve üyem olan facebook sayfalarında yazılarımı paylaştığımı en iyi bilenlerden biride siz siniz.  İlçe başkanımız Sayın Güner Aklan İlçemize Henüz başkan seçilmeden aylar önce açtığı grup sayfada yazılarımı yayınlamam için davet etmişti. Uzun süre yazılarımı sayfasında paylaşmıştım.  Bazı yazılarım o sayfadan alınarak yerel gazetelerimizde köşe yazılarında yayınlandığı bilginiz dâhilindedir. Karşılıklı sohbet etme sekte, o süreçte sizinle paylaşımlarımız yazışmalarımız olmuştur.   (Siz ilimiz bilişim komisyonunda bende ilçemiz eğitim komisyonunda partimize, halkımıza hizmet ediyoruz.)

Yazılarım, “ Bursa halkla ilişkiler” sayfasından, yıldırım ilçe başkanlığımız sayfasından silinmiştir” silme gerçekleri silinen sayfalarda değil, ama özel mesaj sayfama yazılmıştır. İlçe başkanlığımız sayfası birkaç defa paylaşımıma kapatılmıştır. Durum ilçemizden sorumlu ilimiz başkan yardımcımıza bildirmem üzerine sayfa paylaşıma tekrar açılmıştır. 28.11.2012 tarihinden itibaren ise sayfa süresiz olarak paylaşımıma kapatılmıştır. Paylaşımlarımın ilçemiz sayfasında yayınlanması yasaklanmıştır. Durumu il başkanımıza sözlü ve yazılı olarak iletmiş durumdayım. Takdir il başkanımızın ve örgütümüzündür.

Paylaşımlar konusunda herhangi bir disiplin suçum varsa, suçumun ne olduğunu, hangi yazımda hangi paylaşımımda suç işlediğimi, hangi yazımla kimi suçladığımı bilmek istiyorum.  Suçum yoksa paylaşım yasağının kalkmasını talep ediyorum. İlimiz bilişim komisyonu ve sayfa sorumlusu olarak durumu bilgilerinize arz ediyorum.  Saygılarımı sunuyorum. 17.01.2013

15.1.13

DEMOKRASİ İSTİYORUM DİYE KİMİN YAKASINA SARILACAĞIM


DEMOKRASİ İSTİYORUM DİYE KİMİN YAKASINA SARILACAĞIM

CHP’ li olacaksınız, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, demokrasiyi, hakkı, hukuku savunacaksınız.

CHP’li olacaksınız, parti ve örgüt içinde tanışmayı, kaynaşmayı, dayanışmayı, birliği, bütünlüğü savunacaksınız.

CHP’li olacaksınız cumhuriyeti, cumhuriyetin kazanımlarını, CHP’sini savunacaksınız

CHP’li olacaksınız üyelik görev yetki ve sorumluluklarınızı eksiksiz olarak yerine getireceksiniz

CHP’li olacaksınız,  30 yıldır aynı ilçede aynı mahallede oturacaksınız,  mahallenizdeki üyeleri, delegeleri tanımayacaksınız, tanıştırılmayacaksınız,

CHP’li olacaksınız, CHP’nin üyesi, delegesi, mahalle sorumlusu olacaksınız, komisyonlarda görev alacaksınız hiçbir örgüt toplantısında, üyeler, delegeler huzurunda seçilmişlerin konuşmalarından fırsat bulup aylarca, yıllarca partiniz, örgütünüz hakkında konuşamayacaksınız.  Kendinizi, düşüncelerinizi ifade edemeyeceksiniz. Soru sorup, öneri ve eleştirilerde bulamayacaksınız. parti ve örgüt çalışmaları  hakkında  zamanında hakkınız olan  bilgileri alamayacaksınız.

CHP’li olacaksınız, örgüt içinde, partinizden başka hiç kimseye bağlı ve bağımlı olmadan özgür iradenizle varlığınızı kanıtlayamayacaksınız, eşit koşullarda yarışamayacaksınız. Alınacak kararlarda söz sahibi olamayacaksınız

Ama diğer taraftan seçilmiş olanlar, görev yetki ve sorumluluk üstlenenler,  karar mekanizmasında bulunanlar, parası çok olanlar,  irili ufaklı,  güçlü zayıf grup kuranlar, CHP’nin adını, nüfuzunu olanaklarını kullanarak, istedikleri zaman, istedikleri yerde, istedikleri kadar istedikleri kişilerle, üyelerle, delegelerle toplantılar yapacaklar,  Kendilerini özgürce  tanıtacaklar. ne kadar, çalışkan  ve  özverili olduklarını  anlatacaklar. Demokrasiden, özgürlükten, adaletten  bahsedecekler. Ama  aynı olanakları  başka üyelere  tanımayacaklar.  Hiyerarşi oluşuma göre düzenledikleri toplantılarda istedikleri kadar konuşabilecekler, istediklerini, istedikleri kadar konuşturacaklar. Buna da  demokrasi  diyecekler.

Şu veya bu gerekçelerle İstedikleri zaman, istedikleri yerlere, istedikleri kadar kendilerine yakın olanlarla, kendilerine şirin ve sevimli görünenlerle, doğru  yanlış  demeden, her yerde  her  zaman  alkışlayanlarla birlikte ziyaretlerde, düğünlerde bulunacaklar, görüşmeler yapacaklar. Ama  aynı  olanakları  başka  üyelere  tanımayacaklar. Buna da  demokrasi  diyecekler.

Ama bunların hiç birini önceden planlayıp programa almayacaklar.  Üyelere, örgüte duyurmayacaklar. Hepsini günü birlik yapacaklar. Bu çalışmalar haftalarca, aylarca yıllarca devam edecek. Bu konularla ilgili her türlü, öneri eleştiri kulak  ardı  edilecek.  Seçim takvimi yaklaştıkça bu tür çalışmalar,  çok daha hızlanacak. Gruplar çoğalacak, yarış hızlanacak Ortalık toz duman olacak kimse kimseyi göremeyecek. Buna da  demokrasi  diyecekler.

BÖYLE BİR ORTAMDA, PARTİNİN ÖZGÜR BİR ÜYESİ OLARAK CHP’DE EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUM. DEMOKRASİ İSTİYORUM DİYE KİMİN YAKASINA SARILACAĞIM? KİMDEN  HESAP  SORACAĞIM? KİME  DERDİMİ  ANLATACAĞIM?

ÖNEMLİ BİR ÖNERİ

Parti üst yönetimi tarafından parti sorunların çözümü doğrultusunda kayda değer adımların atılması, uygulamaya konulması şarttır.

Örneğin örgüt çalışmalarında parti tüzüğüne kesinlikle uyulması. uymayanların uyarılması gibi.  Partimize nitelikli, yetenekli, bilgili, birikimli çalışkan insanların  kazandırılması gibi, yıllarca aynı ilçede  aynı  mahallede ikamet eden üyelerimizin, delegelerimizin  bir  birleriyle  tanıştırılması gibi.  

ÖNEMLİ BİR SORU

Bunları yazmak mı CHP’ye çok zarar veriyor?  Yoksa kronikleşen yıllarca tedavi edilmeyen, edilmek istenmeyen bu hastalık,   bu anlayış, bu zihniyet, bu yanlış uygulama mı CHP’ ye daha çok zarar veriyor?

13.1.13

HEM NALINA, HEM MIHINA, HEM DÜNE, HEM BU GÜNE YÖNELİK, OKKALI BİR YAZI




Uzun yıllardır değişmeyen, değiştirilemeyen, hizipçiliği, grupçuluğu yaratıp, CHP’ye aşılayan Deniz Baykal ve Önder Sav ekibi CHP’nin başından gitti mi? Gitti. 

Milletvekili seçimleri oldu. Parti içi seçimler oldu. Yıllarca değişmeyen değiştirilemeyen, küçük olsun benim olsun diyerek CHP’yi halktan uzaklaştıran, hizipçiliğin, grupçuluğun temsilcileri olan milletvekilleri, il, ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri, ilçe, il, kurultay delegeleri değişti mi? Değişti.

CHP tüzüğünün önemli maddeleri değişti mi? değişti.

Tüzüğün, 27. Maddesine rağmen, CHP’deki köklü değişimlere rağmen, genel başkanımızın bağlantı yazısındaki somut demecine rağmen, taşra örgütlerinde örgütlenme ağı kuruldu mu? (mahalle sorumluları, çalışma grupları) Kurumsallaştı mı? Aktif hale geldi mi? hayır.

Tüm çalışmalardan, yapılan tüm iş ve işlemlerden (ziyaretler, görüşmeler, eylemler, etkinlikler, kutlamalar, açılışlar, basın toplantıları, demeçler, nutuklar vb. Gibi) çok daha önemli olan örgütlerde, örgütlenme ağının kurulması, kurumsallaşması, aktif hale gelmesi değil midir? Evet

Cumhuriyetin kazanımları tehlikede ise, zamlar yağmur gibi yağıyorsa, ülke iyi yönetilmiyorsa, demokrasiden uzaklaşılıyor sa, bunların bilincinde ve farkında isek, o zaman kendimize soralım.

Dün ve bugün CHP’si taşra örgütlerinde örgütlenme ağının kurulmasında, yani halkla birleşip bütünleşmede, kaynaşıp kucaklaşmada, örgüt başkan ve yönetim kurulu üyeleri, aylarca, yıllarca neden bu kadar isteksiz davranıyorlar? Neden ayak sürüyorlar? Neden küçük kalıcı olmayan işleri, öne çıkararak, reklama dönüştürerek günü kurtarmaya, halkı, üyeleri avutmaya oyalamaya çalışıyorlar?

Örgütlenme ağının kurulmasına engel olan kim? AKP’mi? hayır. Siyasi partiler yasası mı? Hayır. Seçim yasası mı? Hayır. Hayır. Hayır. Bunların hiç biri değil.

Sorunun yanıtı, 2 sene önce yazdığım (1.12.2010 tarihli) yazının son iki paragrafında somut olarak verdiğimi düşünüyorum. Yazımın bağlantı adresini bilginize, ilginize, yorumunuza sunuyorum. Bir kere daha okumanızı önemle talep ediyorum.

SÖZÜN ÖZÜ

Kişilerin, isimlerin, başkanların, yönetimlerin, tüzüğün değişmesi yetmiyor. Anlayışların, zihniyetlerin, yanlış alışkanlıkların, uygulamaların değişmesi gerekiyor. Aynaya bakalım gerçek suçluyu orada göreceğiz. o suçlunun AKP olmadığını anlayacağız. Ne ararsak kendimizde kendi içimizde arayalım. 13.1.2013

YENİ GÖREVE BAŞLAYAN İLÇEMİZ GENÇLİK KOLU YÖNETİMİNİ KUTLUYOR VE BAŞARILAR DİLİYORUM.


YENİ GÖREVE BAŞLAYAN İLÇEMİZ GENÇLİK KOLU YÖNETİMİNİ KUTLUYOR VE BAŞARILAR DİLİYORUM.

CHP Bursa Yıldırım İlçe Örgütü yeni oluşan gençlik koluna yeni başarılar diliyorum. Bir önceki gençlik kolu yönetim kurulu nasıl ve ne sebepten dolayı istifa ettiği, yeni gençlik kolu yönetiminin atamayla mı seçimle mi geldiği konusunda, üyelerimizi örgütümüzü bu sayfada yazılı açıklamayla bilgilendirilmesini isterdim.

Yeni seçilen ilçemiz gençlik kolu yönetim kurulumuzun üyelerimizle tanışmak, kaynaşmak, amacıyla Uludağ'a düzenlediği destekliyorum. böyle bir karar aldıkları için gençlerimizi gönülden kutluyorum. Bu tür sosyal etkinliklerin, eğlencelerin, dinlenceler in düzenlemesi en az eylemler etkinlikler kadar önemli gerekli ve hatta zorunlu olduğunu olduğunu düşünüyorum.

CHP Yıldırım İlçe Başkanlığımızın tüm ilçe üyelerimizi kapsayacak şekilde hasret kaldığımız, ihtiyacımız olan (pahalı yemeklerin dışında) bu tür etkinliklerin, şölenlerin düzenlemesini önemle öneriyorum.

NOT: Bu yazımı İlçe başkanlığımıza ait facebook iletişim sayfasında yayınlamayı çok isterdim. Ama gerekçesi açıklanmayan sebepten dolayı ilçemiz iletişim sayfası, yazılarıma ve paylaşımıma 28.11.2012 tarihinden beri yasaklanmıştır. Haksız olarak verilen bu cezanın ne zaman biteceğini ise bilmiyorum. 13.1.2013

CUMHURİYETE, DEMOKRASİYE, CHP’YE İNAN, BU DEĞERLERİ ÖZÜMSEYEN, SAVUNAN CHP’Lİ BİR ÜYE OLARAK, ÖZÜYLE, SÖZÜYLE CHP’LİYİM DİYEN CHP’LİLERE DİYORUM Kİ CHP’nin iktidar olamayışının önündeki en büyük engel, nasıl ki dün, DYP, MHP, ANAP, RP, vb. gibi siyasi rakibi olan partiler değilse, bugün de AKP değildir. Yarında AKP veya başka siyasi partiler olmayacaktır. Çünkü siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmazlarından en önemlisidir. O zaman CHP’yi yönetenler, yönetimlere seçilenler, görev yetki ve sorumluluk üstlenenler, karar mekanizmasında bulunanlar, yani örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri, CHP üyelerini, CHP’ye gönül veren, oy veren halkımızı AKP ile AKP’nin yaptıkları veya yapacakları ile korkutmaktan, ürkütmekten vazgeçmelidirler. Parti ve örgüt içindeki sorunları, haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri, antidemokratik uygulamaları gündeme getiren, soran, sorgulayan, konuşan, eleştiren, öneren CHP üyelerini, CHP’ye gönül veren, oy veren halkımızı AKP ile AKP nin yaptıkları ile yapacakları ile korkutmaktan ürkütmekten vazgeçmelidirler. Çünkü AKP vardır. Yaptıklarıyla yapacaklarıyla yıllarca iktidardadır. Çünkü CHP vardır. Yaptıklarıyla yapacaklarıyla yıllarca muhalefettedir. Çünkü CHP’de yıllardan beri parti içi, sorunlar vardır. Bunların hepsi inkâr edilmez somut gerçeklerdir. O zaman CHP’li başkanlar, yöneticiler, üyeler olarak, CHP’ye gönül verenler oy verenler olarak işimize gelse de, gelmese de, bu gerçekleri olduğu gibi kabul etmek zorundayız. Bu gerçekleri olduğu gibi kabul edersek, AKP ile AKP’nin yaptıklarıyla yapacaklarıyla nasıl etkili mücadele ediyorsak, aynı etkili mücadeleyi, aynı oranda ve aynı kararlılıkla parti ve öğüt içindeki sorunları yok etmek içinde vermeliyiz. Vermek zorundayız. Aksi takdirde, AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını gerekçe göstererek, kendi içimizdeki sorunları görmezden gelirsek, her seferinde AKP’yi ve AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını gerekçe göstererek sorunları ötelersek, hasır altı edersek, bu konuda yapılan eleştirilere, önerilere kulaklarımızı tıkarsak, parti içinde haksızlıklarla, adaletsizliklere isyan edenleri aynı gerekçelerle azarlarsak, susturursak, kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. AKP den daha çok zararı kendimize, partimize vermiş oluruz. CHP’de seçilmeye emekleriyle, çalışmalarıyla, inançlarıyla, bilgileriyle birikimleriyle hak kazananların, CHP ye, cumhuriyete, demokrasiye inanların, bu değerleri özümseyenlerin seçilmesi için, parti içi demokrasinin işlemesi şarttır. Zorunludur. Parti içi seçim yarışında üyeler arasında, kendini, düşüncelerini ifade etmede, tanımada, tanınmada eşitliğin, adaletin, hakkın, hukukun sağlanması şarttır. Zorunludur. Aksi takdirde kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. AKP den daha çok zararı kendimize, partimize vermiş oluruz. CHP’de mevcut yapı içinde sorunların çözümü tabandan tavana doğru değil, tavandan tabana doğru olmak zorundadır. Bu nedenle tavandakilere yani başkanlara, yönetim kurulu üyelerine, aile Reislerine yani seçilenlere tarihi, görevler, tarihi sorumluluklar düşmektedir. 13.1.2013

CUMHURİYETE, DEMOKRASİYE, CHP’YE İNAN, BU DEĞERLERİ ÖZÜMSEYEN, SAVUNAN CHP’Lİ BİR ÜYE OLARAK, ÖZÜYLE, SÖZÜYLE CHP’LİYİM DİYEN CHP’LİLERE DİYORUM Kİ

CHP’nin iktidar olamayışının önündeki en büyük engel, nasıl ki dün, DYP, MHP, ANAP, RP, vb. gibi siyasi rakibi olan partiler değilse, bugün de AKP değildir. Yarında AKP veya başka siyasi partiler olmayacaktır. Çünkü siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmazlarından en önemlisidir.

O zaman CHP’yi yönetenler, yönetimlere seçilenler, görev yetki ve sorumluluk üstlenenler, karar mekanizmasında bulunanlar, yani örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri,

CHP üyelerini, CHP’ye gönül veren, oy veren halkımızı AKP ile AKP’nin yaptıkları veya yapacakları ile korkutmaktan, ürkütmekten vazgeçmelidirler.

Parti ve örgüt içindeki sorunları, haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri, antidemokratik uygulamaları gündeme getiren, soran, sorgulayan, konuşan, eleştiren, öneren CHP üyelerini, CHP’ye gönül veren, oy veren halkımızı AKP ile AKP nin yaptıkları ile yapacakları ile korkutmaktan ürkütmekten vazgeçmelidirler.

Çünkü AKP vardır. Yaptıklarıyla yapacaklarıyla yıllarca iktidardadır. Çünkü CHP vardır. Yaptıklarıyla yapacaklarıyla yıllarca muhalefettedir. Çünkü CHP’de yıllardan beri parti içi, sorunlar vardır. Bunların hepsi inkâr edilmez somut gerçeklerdir.

O zaman CHP’li başkanlar, yöneticiler, üyeler olarak, CHP’ye gönül verenler oy verenler olarak işimize gelse de, gelmese de, bu gerçekleri olduğu gibi kabul etmek zorundayız.

Bu gerçekleri olduğu gibi kabul edersek, AKP ile AKP’nin yaptıklarıyla yapacaklarıyla nasıl etkili mücadele ediyorsak, aynı etkili mücadeleyi, aynı oranda ve aynı kararlılıkla parti ve öğüt içindeki sorunları yok etmek içinde vermeliyiz. Vermek zorundayız.

Aksi takdirde, AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını gerekçe göstererek, kendi içimizdeki sorunları görmezden gelirsek, her seferinde AKP’yi ve AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını gerekçe göstererek sorunları ötelersek, hasır altı edersek, bu konuda yapılan eleştirilere, önerilere kulaklarımızı tıkarsak, parti içinde haksızlıklarla, adaletsizliklere isyan edenleri aynı gerekçelerle azarlarsak, susturursak, kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. AKP den daha çok zararı kendimize, partimize vermiş oluruz.

CHP’de seçilmeye emekleriyle, çalışmalarıyla, inançlarıyla, bilgileriyle birikimleriyle hak kazananların, CHP ye, cumhuriyete, demokrasiye inanların, bu değerleri özümseyenlerin seçilmesi için, parti içi demokrasinin işlemesi şarttır. Zorunludur.

Parti içi seçim yarışında üyeler arasında, kendini, düşüncelerini ifade etmede, tanımada, tanınmada eşitliğin, adaletin, hakkın, hukukun sağlanması şarttır. Zorunludur. Aksi takdirde kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. AKP den daha çok zararı kendimize, partimize vermiş oluruz.

CHP’de mevcut yapı içinde sorunların çözümü tabandan tavana doğru değil, tavandan tabana doğru olmak zorundadır. Bu nedenle tavandakilere yani başkanlara, yönetim kurulu üyelerine, aile Reislerine yani seçilenlere tarihi, görevler, tarihi sorumluluklar düşmektedir. 13.1.2013

CUMHURİYETE, DEMOKRASİYE, CHP’YE İNAN, BU DEĞERLERİ ÖZÜMSEYEN, SAVUNAN CHP’Lİ BİR ÜYE OLARAK, ÖZÜYLE, SÖZÜYLE CHP’LİYİM DİYEN CHP’LİLERE DİYORUM Kİ

CHP’nin iktidar olamayışının önündeki en büyük engel, nasıl ki dün, DYP, MHP, ANAP, RP, vb. gibi siyasi rakibi olan partiler değilse, bugün de AKP değildir. Yarında AKP veya başka siyasi partiler olmayacaktır. Çünkü siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmazlarından en önemlisidir.

O zaman CHP’yi yönetenler, yönetimlere seçilenler, görev yetki ve sorumluluk üstlenenler, karar mekanizmasında bulunanlar, yani örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri,

CHP üyelerini, CHP’ye gönül veren, oy veren halkımızı AKP ile AKP’nin yaptıkları veya yapacakları ile korkutmaktan, ürkütmekten vazgeçmelidirler.

Parti ve örgüt içindeki sorunları, haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri, antidemokratik uygulamaları gündeme getiren, soran, sorgulayan, konuşan, eleştiren, öneren CHP üyelerini, CHP’ye gönül veren, oy veren halkımızı AKP ile AKP nin yaptıkları ile yapacakları ile korkutmaktan ürkütmekten vazgeçmelidirler.

Çünkü AKP vardır. Yaptıklarıyla yapacaklarıyla yıllarca iktidardadır. Çünkü CHP vardır. Yaptıklarıyla yapacaklarıyla yıllarca muhalefettedir. Çünkü CHP’de yıllardan beri parti içi, sorunlar vardır. Bunların hepsi inkâr edilmez somut gerçeklerdir.

O zaman CHP’li başkanlar, yöneticiler, üyeler olarak, CHP’ye gönül verenler oy verenler olarak işimize gelse de, gelmese de, bu gerçekleri olduğu gibi kabul etmek zorundayız.

Bu gerçekleri olduğu gibi kabul edersek, AKP ile AKP’nin yaptıklarıyla yapacaklarıyla nasıl etkili mücadele ediyorsak, aynı etkili mücadeleyi, aynı oranda ve aynı kararlılıkla parti ve öğüt içindeki sorunları yok etmek içinde vermeliyiz. Vermek zorundayız.

Aksi takdirde, AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını gerekçe göstererek, kendi içimizdeki sorunları görmezden gelirsek, her seferinde AKP’yi ve AKP’nin yaptıklarını yapacaklarını gerekçe göstererek sorunları ötelersek, hasır altı edersek, bu konuda yapılan eleştirilere, önerilere kulaklarımızı tıkarsak, parti içinde haksızlıklarla, adaletsizliklere isyan edenleri aynı gerekçelerle azarlarsak, susturursak, kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. AKP den daha çok zararı kendimize, partimize vermiş oluruz.

CHP’de seçilmeye emekleriyle, çalışmalarıyla, inançlarıyla, bilgileriyle birikimleriyle hak kazananların, CHP ye, cumhuriyete, demokrasiye inanların, bu değerleri özümseyenlerin seçilmesi için, parti içi demokrasinin işlemesi şarttır. Zorunludur.

Parti içi seçim yarışında üyeler arasında, kendini, düşüncelerini ifade etmede, tanımada, tanınmada eşitliğin, adaletin, hakkın, hukukun sağlanması şarttır. Zorunludur. Aksi takdirde kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. AKP den daha çok zararı kendimize, partimize vermiş oluruz.

CHP’de mevcut yapı içinde sorunların çözümü tabandan tavana doğru değil, tavandan tabana doğru olmak zorundadır. Bu nedenle tavandakilere yani başkanlara, yönetim kurulu üyelerine, aile Reislerine yani seçilenlere tarihi, görevler, tarihi sorumluluklar düşmektedir. 13.1.2013

SORMAZLAR DA, VARSAYALIM Kİ SORDULAR. DEDİLER Kİ, CHP’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU SENCE NEDİR?

SORMAZLAR DA, VARSAYALIM Kİ SORDULAR. DEDİLER Kİ, CHP’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU SENCE NEDİR? 

Partimizin bir üyesi olarak soranlara derim ki, bence CHP’nin en önemli sorunu

Taşra örgüt başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile örgüt üyeleri ve halk arasında köprü kurulmamasıdır. Dayanışmanın, tanışmanın, kaynaşmanın, yeterli iletişimin olmamasıdır. Çalışmanın, görev yetki ve sorumlulukların tabana yayılmamasıdır. Dün olduğu gibi bugünde dar kadro ile çalışmaların yapılmasıdır. Örgüt üyeleri arasında, tanımada, tanınmada, kendini, düşüncelerini ifade etmede, seçmede, seçilmede, seçime hazırlanmada eşitliğin, adaletin, sağlanmamış olmasıdır.

Bütün bunların olabilmesi için örgütlenme ağının kurulması, kurumsallaşması ve aktif hale gelmesi şarttır. Zorunludur. Gereklidir.

Örgütlenme ağı deyince ne anlıyoruz? Mahalle komitelerini, mahalle temsilcilerini, mahalle meclislerini, mahalle yönetim kurullarını, muhtarlık bölgesi görevlilerini, çeşitli başlıklardan oluşacak komisyonların, çalışma gruplarının kurulmasını, kurumsallaşmasını aktif hale gelmesini anlıyoruz.

Örgütlenme ağının hangi yöntemle, hangi usul ve esasla kurulması, hangi adla kurulması hakkında genel merkezin örgütlere gönderdiği yönetmelik, genelge var mıdır? Bilmiyorum.

CHP taşra örgütlerinde örgütlenme ağı kurulma çalışmalarını kesintisiz olarak yapan örgütleri, örgüt başkan ve yönetim kurulu üyelerini canı gönülden kutluyorum. Örgütlenme çalışmasını yapanlar CHP yi düşünenlerdir. Yapmayanlar, ya da yapıyor gibi gözükenler CHP yi değil kendilerini düşünenlerdir diyorum.

7.1.13

ANAMLA İLGİLİ OLAN BU YAZI, BU RESİM ÇOK AMA ÇOK ÖZEL.


ANAMLA İLGİLİ OLAN BU YAZI, BU RESİM ÇOK AMA ÇOK ÖZEL.

KÖYLÜM AŞUR YALÇINA TEŞEKKÜR EDİYORUM.

ÖNCELİKLE BU RESMİ YAYINLAYAN KÖYLÜM SAYIN AŞUR YALÇIN’A RESMİ NEREDEN, NASIL BULDUN DİYE SORMUYORUM. AMA BU RESMİ YAYINLADIĞI İÇİN, BU DUYGULU ANLARI YAŞATTIĞI İÇİN KENDİSİNE EN İÇTEN TEŞEKKÜRLERİMİ, ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM. ÇOK ESKİ ANILARI GÖZLERİMİN ÖNÜNÜNE GATİREN BU RESMİN YAYINLANDIĞI GÜNÜ 95 YAŞINDAKİ ANNEMİN DURUMUNUN AĞIRLAŞTIĞI HABERİNİ ALDIK.

TARİH 7.1.2013 OTOBÜS SAAT SAAT 14.30 BURSA TERMİNALİNDEN HAREKET ETTİ.  ŞU ANDA SAAT 14.30. EŞİMLE BİRLİKTE ANKARAYA ANNEMİ ZİYARETE GİDİYORUZ. BU YAZIMI OTÜBÜSTE YAZARKEN OLDUKÇA DUYGULU ANLAR YAŞADIĞIMI İTİRAF EDİYORUM.  YILLAR SONRA BU RESMİN BÖYLESİNE ÖZEL BİR GÜNDE YAYINLANMASI,  RESME VE YOLCULUĞA YAZIYA ÇOK ÖZEL BİR ANLAM VE DEĞER KAZANDIRMIŞTIR.  BU NEDENLE KÖYLÜM AŞUR YALÇIN’A BİR KEZ DAHA TEŞEKKÜR EDİYORUM.

BAL AİLESİ İÇİN GERÇEKTEN ÇOK ÖZEL, ÇOK GÜZEL, ÇOK ANLAMLI YILLAR ÖNCESİNDE ÇEKİLMİŞ OLAN ÇOK GÜZEL BİR ANI. AYAKTAKİLER SOLDAN SAĞA DOĞRU YENGEM, ŞAHZADE, YENGEM İNİSAF, AĞABEYİMİM MUSTAFA, YEĞENİMİN EŞİ ALİ KAMER. RAHMETLİ BABAM HÜSEYİN BAL 1988 DE VEFAA ETTİ. AĞABEYİM ALİ KUZU, YEĞENİM ZEYNEP, OTURANLAR SOLDAN SAĞA YEĞENİM SÜLEYMAN, KIZIM BUKET ŞİMDİ 35 YAŞINDA, YEĞENİM GÜLÜSTAN, YEĞENİM MİYASE, BEN ZÜLFİKAR, YEĞENİM YUSUF, KIZIM DEMET. BU RESİMDE ANNEM 5 KIZ KARDEŞİM EŞLERİ VE ÇOCUKLARI YOK.

BU YAZIYI YAZARKEN EŞİME AİLEMİZİ BİR HESAP EDERMİSİN DEDİM. HATIRLADIĞI KADARIYLA BABAM HÜSEYİN, ANNEM ELİF BAL. EN BÜYÜK AĞABYİM ALİ KUZU KENDİSİ EŞİ ÇOCUKLARI VE TORUNLARI OLMAK ÜZERE TOPLAM 14,  MUSTAFA 1O, ZEHRA 5, (VEFAAT ETTİ) ZÜLFİKAR 7, NECLA 11, RABİA 4, SAVET 6, ELMAS 7.  (ŞU ANDA SAAT 16.20 DE ALDIĞIMIZ TELEFONDA ANNEMİN DURUMUNUN OLDUKÇA KRİTİK BİR NOKTADA OLDUĞU HABERİNİ ALDIM, ÇOK AMA ÇOK ÜZGÜNÜM ÇOK KEDERLİYİM, )  BU KADAR ÇOCUKLARIN, TORUNLARIN HEPSİNİN ÜZERİNDE TEK,  TEK EMEĞİ OLAN,  ANAMIZIN, BÜYÜK ANNEMİZİN DURUMU ÇOK AĞIR.  ANAMIZIN ,BÜYÜK ANENNEMİZİN  EN  BÜYÜK  EN  UNUTULMAZ ÖZELLİĞİ  NEDİR DİYE  SORSALAR  DERİM Kİ SON NEFESİNE  KADAR  EĞİLMEZ  BAŞI  YENİLMEZ  ONURU  VE  GRURU  VARDI.  BİZİ BİRLEŞTİREN BİR ARAYA GETİREN BİRLEŞTİRİCİ ÖZELLİĞİ GÜZELLİĞİ VARDI. 100 YILLIK TARİHİ ÇINARIN ARAMIZDAN AYRILMASI DAHA FAZLA YAZAMIYORUM.  YAZAMAYACAĞIM.  

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10200243862727094&set=a.2125226178077.269994.1468569283&type=1&theater&notif_t=photo_comment_tagged

HEM NALINA, HEM MIHINA, HEM DÜNE, HEM BU GÜNE YÖNELİK, OKKALI BİR YAZI


HEM NALINA, HEM MIHINA, HEM DÜNE, HEM BU GÜNE YÖNELİK, OKKALI BİR YAZI 


Uzun yıllardır değişmeyen,  değiştirilemeyen,  hizipçiliği, grupçuluğu yaratıp,  CHP’ye aşılayan Deniz Baykal ve Önder Sav ekibi CHP’nin başından gitti mi? Gitti. 

Milletvekili seçimleri oldu. Parti içi seçimler oldu. Yıllarca değişmeyen değiştirilemeyen, küçük olsun benim olsun diyerek CHP’yi halktan uzaklaştıran, hizipçiliğin, grupçuluğun temsilcileri olan milletvekilleri, il ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri, ilçe, il, kurultay delegeleri değişti mi? Değişti.  

CHP tüzüğünün önemli maddeleri değişti mi? değişti.  

Tüzüğün, 27. Maddesine rağmen, CHP’deki köklü değişimlere rağmen,  genel başkanımızın bağlantı yazısındaki somut demecine rağmen,  taşra örgütlerinde örgütlenme ağı kuruldu mu? (mahalle sorumluları, çalışma grupları) Kurumsallaştı mı? Aktif hale geldi mi?  hayır.  

Tüm çalışmalardan, yapılan tüm iş ve işlemlerden  (ziyaretler, görüşmeler, eylemler, etkinlikler, kutlamalar, açılışlar, basın toplantıları, demeçler, nutuklar vb. Gibi) çok daha önemli olan örgütlerde,  örgütlenme ağının kurulması, kurumsallaşması, aktif hale gelmesi değil midir?  Evet  

Cumhuriyetin kazanımları tehlikede ise, zamlar yağmur gibi yağıyorsa, ülke iyi yönetilmiyorsa, demokrasiden uzaklaşılıyor sa,  bunların bilincinde ve farkında isek, o zaman kendimize soralım.  

Dün ve bugün CHP’si taşra örgütlerinde örgütlenme ağının kurulmasında, yani halkla birleşip bütünleşmede, kaynaşıp kucaklaşmada,  örgüt başkan ve yönetim kurulu üyeleri,  aylarca, yıllarca neden bu kadar isteksiz davranıyorlar? Neden ayak sürüyorlar? Neden küçük kalıcı olmayan işleri, öne çıkararak, reklama dönüştürerek günü kurtarmaya, halkı, üyeleri avutmaya oyalamaya çalışıyorlar?   

Örgütlenme ağının kurulmasına engel olan kim?  AKP’mi?  hayır. Siyasi partiler yasası mı? Hayır. Seçim yasası mı? Hayır. Hayır. Hayır. Bunların hiç biri değil.  

Sorunun yanıtı, 2 sene önce yazdığım (1.12.2010 tarihli) yazının son iki paragrafında somut olarak verdiğimi düşünüyorum. Yazımın bağlantı adresini bilginize, ilginize, yorumunuza sunuyorum.   Bir kere daha okumanızı önemle talep ediyorum.  

SÖZÜN ÖZÜ

 Kişilerin, isimlerin, başkanların, yönetimlerin, tüzüğün değişmesi yetmiyor.  Anlayışın, zihniyetin, yanlış alışkanlıkların, uygulamaların değişmesi gerekiyor.  Aynaya bakalım gerçek suçluyu orada göreceğiz.  Ne ararsak kendimizde kendi içimizde arayalım. 


  http://www.yeniulus.com/chpde-kimlerin-yuzu-maskelidir--makale,765.html?fb_action_ids=10151293148159419&fb_action_types=og.likes&fb_source=aggregation&fb_aggregation_id=246965925417366