“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”

18.10.11

CHP’LİLER VE AKP’LİLER

  
CHP’LİLER olarak AKP’Yİ yani hükümeti, iktidarı eleştiriyoruz. Muhalefet partisiyiz
eleştirmek ve önermek en doğal hakkımız. Ne diye eleştiriyoruz. “Yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, terör, haksızlık hukuksuzluk, zamlar, dış ve iç politikada başarısızlık aldı başını gidiyor” diyoruz.  Eleştirilerimizi daha da çoğaltabiliriz  

Eleştirilerimizde haklı mıyız?  Evet, kendi penceremizden baktığımızda hem de yüz, yüz haklıyız. Ama haklı olmamız yetmiyor. Haklılığımızı halkımıza anlatmamız gerekiyor.

Halkımıza nasıl anlatacağız? AKP’ ve uyguladığı yanlış politikalarla Nasıl mücadele edeceğiz? Örgütlü gücümüzü var ederek.

 Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Kendimizi kandırmayalım. Önce iğneyi kendimize batıralım. Aynaya bakalım. Kendimize soralım. Yaygın olarak örgütlenme ağımız var mı? Evet var. Peki, istediğimiz an harekete geçireceğimiz dinamik örgütlü gücümüz var mı? Hayır yok. 

Var diyene işte ispatı. Halkımızın canını yakan, ardı arkası kesilmeyen yağmur gibi yağan zamları protesto etmek için genel merkezimizin aldığı karar doğrultusunda il ve ilçe örgüt yöneticilerimizin öncülüğünde kitlesel basın toplantısı yapılmaya karar veriliyor. Örgüt yöneticilerine duyuruluyor. Örgüt yöneticilerimizde gereğini yapıyor.

Tarih.16.10.2011 yer toplanma yeri Osmangazi yer altı tireni çıkışı saat 13.00 de. Basın toplantısına il başkanımız, bursa milletvekilimiz, ilçe başkanları ve basın ordusu katılıyor. 150- 200 yüz kişi ile Basın toplantısı başlıyor. Sadece biz CHP üyeleri değil AKP lilerde çok iyi biliyorlar ki CHP’NİN Bursa örgüt gücü bu değil. Bu olamaz.

Tüm il ve ilçelerimizde örgütlenemiyorsak, örgütlü gücümüzü harekete geçiremiyorsak AKP’Yİ eleştirmeden önce, şapkamızı önümüze koyup il ve ilçe örgütleri olarak düşünmemiz gerek. Konuşmamız tartışmamız gerek. Nerede yanlış nerede hata yapıyoruz diye?

Kendimize sormamız gerek. Soruyor muyuz? Hayır. Aylar yıllar geçiyor, örgütümüzü toplamıyoruz. Örgütümüze sormuyoruz.

KENDİ KENDİMİZİ YİYİP BİTİRİYORUZ.


Biz parti içinde özgür irademizle var olmak, hep birlikte çalışmak ve partimizi iktidara taşımak istiyoruz.

Biz Ortaklaştığımız doğrular, değerler etrafında aynı yolda aynı hedefe doğru hep bir birlikte yürümek istiyoruz.

Ama biz mevcut yapı anlayış, zihniyet ve uygulama içinde kendi içimizden kaynaklan öyle zorlu engellerle karşılaşıyoruz ki iflahımızı söküyor, canımızı okuyor.

Çok daha ilginç olan ise, bu sorunların ve engellerin neler olduğunu kendi içimizde, örgüt toplantılarında örgüt huzurunda açıklıkla özgürce tartışıp konuşamıyoruz.

Kendi üyelerimizden korkar olmuşuz örgüt toplantıları yapmıyoruz.

Ama örgüt önünde konuşamadıklarımızı hatta çok daha fazlasını İkili sohbetlerde, evlerde, kahvelerde masa başlarında, gurup ve kutup toplantılarında, ahbap çavuş ilişkisi, hemşerilik içinde bolca konuşuyoruz.  Bu tür konuşmalar ise sorunun çözümüne hiç katkısı olmadığı gibi tam aksine zararı çok oluyor.

Örgüt disiplini işlemez uygulanmaz olmuş. İlke kural tüzük tanımıyoruz, okumuyoruz, bilmiyoruz, öğrenmiyoruz, uygulamıyoruz.  Bir anlamda dedi kodu yapıyoruz.

Çünkü partinin sorunları yerine, insanların davranışlarını yanlışlarını niyetlerini, ne yapıp yapmadıklarını konuşuyoruz.

KENDİ KENDİMİZİ YİYİP BİTİRİYORUZ

17.10.11

CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ HAKKINDA


30 yıldır Bursa yıldırım ilçesinde aynı mahallede ikamet ediyorum. 2000 ve 2002 yılları arasında CHP yıldırım ilçesinde aktif parti çalışmalarına katıldım. O tarihlerde CHP’nin yıldırım ilçesinde örgütsel anlamda potansiyel gücünün olduğunu yaşayarak gördüm.  2010 yılında Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla potansiyel gücünden bir şey kaybetmediğini canlılığını koruduğunu oy artışı olduğunu yine deneyerek ve yaşayarak gördüm.

2011 yılı Milletvekili seçimlerinden sonra CHP yıldırım ilçe örgütünde örgütsel faaliyet ve canlılık anlamında çok önemli gerilemenin durgunluğun ve hareketsizliğin içine girdiği çok açık bir gerçektir.  Gerilemenin durgunluğun ve hareketsizliğin en önemli nedenlerinden birisinin yönetim zafiyeti olduğuna inanıyorum.  Tabanı örgütlenmeye hazır.  Ama tabanı örgütleyecek aktif bir çalışma maalesef yapılmıyor. Örgüt tavanıyla tavanı arasında iletişim kopmuş durumda. Bu konudaki somut önerilerimi 29.9.2011 tarihli çok imzalı dilekçeyle ilçe başkanımıza iletmiş durumdayım.

İÇİMDEN GELDİ BİR ANIMI PAYLAŞMAK İSTİYORUM

İÇİMDEN GELDİ BİR ANIMI PAYLAŞMAK İSTİYORUM

Genel başkan Altan Öymen zamanında ÖDP den istifa edip tüzüğün 12. Maddesinden yararlanarak bazı CHP li arkadaşların yardımıyla CHP Bursa yıldırım İlçe örgütüne üye olmuştum. Bir süre sonra ilçede en etkili gruplardan birinin toplantıları yönetmeye başlamıştım. O zamanlar parti çok hareketli ilçe örgütü kıpır, kıpır kaynıyor. 2 üç ay kadar toplantılar devam etti. (toplantılar ilçede binasında yapılmıyor) Ve seçimleri yaklaştı. O toplantıların birinde (akşamın geç saatlerinde yapılan toplantıda) isteyen her üye ilçe başkanlığına aday olabilir dediler. Aday olacaklarda ne gibi özellikler olmalı diye tartışma oldu. Birkaç kişi adaylığını açıkladı. Toplantı bitmek üzereydi. Bende ilçe başkanlığına adayım dedim. O an bir sesizlik oldu. Ve toplantı bitti. Ertesi gün saat 11 gibi telefon geldi. Kültür parkta falan yerde şu saatte seni bekliyoruz görüşmemiz gerekiyor dediler. Tabi memnuniyetle dedim. Partide en çok sevip saydığım değer verdiğim bana destek ve yardımcı olan 3 arkadaşımdı çağıranlar. Hoş beşten sonra görüşme nedeni açıklandı. Övücü ve taktir edici birkaç sözden sonra bir süre dinlenmemin benim için iyi olacağını ve bundan böyle grup toplantılarına çağrılmayacaklarını söylediler. Sadece şunu söyleyeceğim tam şok olmuştum. Ve ondan sonra toplantılara katılmadım. Grup içinde olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele burada. Şimdi yine seçimler yaklaştı. Gruplar, grup toplantıları çoğaldı. Aşağı sakal yukarı bıyık.

2 MİL YON NÜFUSU OLAN BURSA’DA CHP NİN DÜZENLEDİĞİ KİTLESEL EYLEMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ


    
     2 milyonluk şehrin merkezinde, heykelde, Atanın huzurunda tarihi çınarın, CHP’NİN, Ana muhalefet partisinin kuruluş yıldönümü kutlanıyor. Haber yapmak, halka duyurmak için Basın medya ordusu geliyor. Alanda 150-200 kişi var yada yok. Soruyorum katılanlara nasıl haber aldınız geldiniz diye ilde telefonumuz mesaj geldi diyorlar. Bana gelmedi diyorum.  Sisteme kaydın yazılmamıştır diyorlar. 

     2 milyonluk şehrin merkezinde, yeraltı treni istasyonu çıkışında, genel merkezden gelen genelge doğrultusunda CHP’NİN, Ana muhalefet partisi zamları protesto etmek için kitlesel basın toplantısı yapıyor.  Haber yapmak, halka duyurmak için basın medya ordusu geliyor,  il ilçe başkanları milletvekilimiz basın toplantısına katılıyor.  Alanda 150-200 kişi var ya da yok. İl ilçe başkanları milletvekilimiz basın toplantısına katılıyor. Soruyorum katılanlara nasıl haber aldınız geldiniz diye ilden ilçeden telefonumuza mesaj geldi diyorlar. 

      Bu görüntüye, bu manzaraya şaşıp kalanlara, hayal kırıklığı yaşayanlara çok birkaç sorum var.  Önemli olan zamdan canı yanan halkın katılımı mı? Basın toplantısının yapılması mı? CHP’ adını duyan basın medya ordusunun basın toplantısının yapılacağı yere gelmesi mi? Basın açıklaması yapılırken medya da birkaç kişinin gözükmesi için bir biriyle yarışması mı?

     Amaç örgütsel gücü göstermekse il, ilçe başkanlarımız, milletvekilimiz, basın medya ordusu alanda ama örgüt nerede halk nerede? https://www.facebook.com/groups/44797866110/

16.10.11

YAZILARIMI OKYANLARALA, ELEŞTİRENLERLE, YORUMLYANLARLA, PAYLAŞANLARALA BEĞENENENLERLE YAYINLAYANLA DUYGULARIMI AZICIK PAYLAŞMAK İSTİYORUM

YAZILARIMI OKYANLARALA, ELEŞTİRENLERLE, YORUMLYANLARLA, PAYLAŞANLARALA BEĞENENENLERLE YAYINLAYANLA DUYGULARIMI AZICIK PAYLAŞMAK İSTİYORUM
Bursa CHP Yıldırım İlçe örgütü üyesiyim. Ertuğrulgazi Mahallesi sorumluyum. 63 yaşındayım emekliyim. Parti çalışmalarına aktif olarak katılıyorum. İl ve ilçe Örgütümde hiçbir zaman üyelere yönelik olarak örgüt toplantıları yapılmadığı için, örgütümle partimle ilgili düşüncelerimi, önerilerimi eleştirilerimi 2 yıla yakın bir zamandır internet ortamında, sosyal paylaşım sitelerinde yayınlıyorum.
Partimin tüm mensuplarına genel başkanımdan sade üyesine kadar hepsine her birine, hiçbir ayrım yapmadan saygı ve sevgi duyuyorum. Çünkü hepimizin bir, birimizin de hepimiz olduğuna inanıyorum. Bu nedenle partimi bir bütün olarak da seviyorum.
Sevdiğim için çok eleştiriyorum. Çünkü çok kalabalık bir aileyiz. Çok iyi biliyorum ki aile içinde eleştirilerimden, ben ve bencilliği savunanlar, kolay ve kestirme yoldan var olmak isteyenler çok ciddi rahatsızlık duyuyorlar. Bunu hissediyorum, yaşıyorum yaşatıyorlar. Çok iyi biliyorum ki, bizi ve bizleri savunanlar var olmak için zor yolu seçenler eleştirilerimden memnun oluıyorlar.  Bunda hissediyorum, yaşıyorum ve yaşatıyorlar.
Kendi açımdan şunu içtenlikle söyleyeyim bu büyük aile içinde ikisinin arasında (yani ben’i ve biz’i savunanların) dik durmak, doğru bildiğin yolda kararlılıkla yürümek,  hiç kimseye yaslanmamak kimsenin adamı olmamak kendi özgür iradenle tek başına var olmak gerçekten kolay değil.

AYLARCA SORDUĞUM AMA CEVAP BULAMADIĞIM ÖNEMLİ BİR SORU


CHP Bursa il başkanımız 15.10.2011 tarihinde verdiği demeçte diyor ki

“Ne olursa olsun, delege seçimlerini tüm üyelerin katılımıyla ve demokratik olarak yapacağım. Delegelerimiz üyelerin oylarıyla sandıkta belirlenecek.”
“Herkesin özgürlük çerçevesinde seçme ve seçilme hakkı var. Bunu sağlayacağıma söz veriyorum.” (olay A.Emin Yılmaz)
CHP Bursa Yıldırım İlçe örgütünün, (soran, soruşturan, parti içi olayları, çalışmaları gelişmeleri yakından takip eden öneren, eleştiren, çalışan, taşın altına eline koyan) üyesi ve mahalle temsilcisi olmam sıfatıyla soruyorum.

İl ve İlçe örgütlerimizde,  örgütlenme ağı olmadığı için, aylarca yıllarca örgüt üyelerine yönelik hiçbir zaman, hiçbir toplantı yada sosyal etkinlik düzenlenmediği için, aynı mahallenin üyeleri dahi bir birlerini hiç tanımıyor.

Allaha aşkına söyler misiniz?

Bir bilerini, hiç görmeyen, tanımayan, tanışmayan, konuşmayan, tartışmayan üyeler, delege seçimlerinde nasıl olacakta özgürce aday olabilecekler? Hadi aday olduklarını varsayalım, Nasıl olacakta hiç tanımadıkları üyelerden oy isteyecekler? Nasıl olacakta hiç tanımadıkları üyelere oy verecekler? Bu şartlarda yapılacak olan delege seçimlerine nasıl olacakta demokratik seçim oldu diyeceğiz?

15.10.11

RAHMETLİ İSMET İNÖNÜ NE DEMİŞTİ HADİ CANIM SENDE


 CHP örgüt başkanı olacaksınız, aylarca, yıllarca örgüt üyelere yönelik olarak hiç toplantı yapmayacaksınız, aldığınız kararları yaptığınız iş ve işlemleri anlatmayacaksınız, toplantılarda sorulara eleştirilere cevap vermeyeceksiniz, önerileri dinlemeyeceksiniz, üyeleri birbirleriyle tanıştırıp kaynaştırmayacaksınız, örgütlenme ağı kurmayacaksınız, her üyeye eşit mesafede durmayacaksınız, kendinize yakın bulduklarınıza telefonla, mesajla bilgi vereceksiniz, neden aranmadığını sorana sistemde kaydınız yok diyecekseniz, üyelerin olmadığı, sormadığı, konuşmadığı, önermediği toplantılarda demokrasiden, eşitlikten, adaletten, birlikten, beraberlikten, barıştan sevgiden, iyi niyetten bahsedeceksiniz, güveni yok edeceksiniz, kendinizi akıllı, üyeyi saf yerine koyacaksınız, bindiğiniz dalı keseceksiniz, seçim zamanı gelince de üyeden oy isteyeceksiniz. Üyeyi ve oyunu cepte keklik sanacaksınız. RAHMETLİ İSMET İNÖNÜ NE DEMİŞTİ HADİ CANIM SENDE. 

14.10.11

BU KONUDA MÜTAVAZİ OLMAYCAĞIM. GERÇEKLERİ YAZACAĞIM


    Üyesi olduğumu Bursa CHP İl ve Yıldırım ilçe örgütü içinde 2 yıla yakın bir zamandır, aktif olarak parti çalışmalarına katılıyorum. Genellikle partim hakkında kişisel düşüncelerimi, öneri ve eleştirilerimi internet ortamında kesintisiz olarak yayınlıyorum. Bugüne kadar hiçbir, grubun, kutbun, hizbin, içinde yer almadım. Hiç kimsenin adamı olmadım. Kendime taahhüdüm de var. Kararlıyım olmayacağımda. Partimin özgür üyesi olarak varlığımı korumak için mücadeleye devam edeceğim. İki yıl içinde yılmadım, yıkılmadım ayakta kaldım.
     Ama nasıl yıkılmadığımı nasıl ayakta kaldığımı bir ben bilirim. Var olacaksın çalışacaksın soracaksın sorgulayacaksın, önereceksin, eleştireceksin, aidatından başka para harcamayacaksın, fark edilmek için buradayım diye bağır, bağır bağıracaksın kulakları sağır edercesine, kimsenin adamı olmayacaksın, hiçbir grupta yer almayacaksın kolay değil böyle biri için ayakta kalmak. Varlığını korumak. Sesini duyurmak. Bunu kendi açımdan başarı sayıyorum,  başarımdan dolayı sevinçliyim mutluyum. Amaaa.. Sevincim mutluluğum ne kadar sürer hiç bilmiyorum.

VİCDANI OLAN CHP YÖNETİCİLERİ ELLERİNİ VİJDANLARININ ÜSTÜNE KOYUP YANIT VERMELİLER


    
CHP parti içi seçim sürecine girdi. Üye listeleri güncelleşip onaylamak üzere genel merkeze gönderildi. Örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcımız, Nihat matkap 11.10.2011 tarihin de ilimize geldi. İl İlçe örgütleriyle görüşmeler yaptı. Önümüzdeki 3 ay içinde delege seçimlerinin sandık konularak yapılacağını söylemiştir.
    
Yaşanan ve yaşanmakta olan önemli gelişmelere rağmen,  ilçe örgüt yönetimlerimizin üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi, en ufak hareketlenme kıpırdanış, canlanma yok. Üyelerle buluşma konuşma yok. Danışma kurlarını toplantıya çağırmak için hiçbir çalışma, duyuru haber yok. Olaylar gelişmeler hakkında örgüt üyeleri bilgilendirme yok.

  Şimdiden üyeleri bir birleriyle tanıştırma, kaynaştırma, toplantıları düzenlenmezse seçim günü geldiğinde bir birini hiç tanımayan bilmeyen üyeler nasıl delege adayı olacaklar, nasıl oy isteyecekler, nasıl oy kullanacaklar? Örgüt toplantıları (danışma kurulu) yapılması için ne bekleniyor?  VİCDANI OLAN CHP YÖNETİCİLERİ ELLERİNİ VİJDANLARININ ÜSTÜNE KOYUP YANIT VERMELİLER
 
 Binlerce CHP üyesini İl ilçe yönetimlerinin onayı olmadan kurulan,  açık gizli toplantılar yapan irili ufaklı, grupların, insafına merhametine, adaletine bırakmak doğrumu? VİCDANI OLAN CHP YÖNETİCİLERİ ELLERİNİ VİJDANLARININ ÜSTÜNE KOYUP YANIT VERMELİLER