BU BENİM KİŞİSEL DÜŞÜNCEMDİR.
Ne partimi, ne partimin değerlerini, ne seçilen seçilmeyen partili üyeleri, ne partimin icraatlarını, ne organlarını hedef alıp eleştirmiyorum.
CHP’li bir üye olarak kendi dünyamda CHP’yi enine boyuna düşünüyorum.
CHP, MHP’ gibi, AKP gibi, parti içinde, örgüt üyeleri üzerinde otoriter hâkimiyet kuran merkeziyetçi bir parti desem değil.
CHP, Parti içinde demokrasiyi kurum ve kurallarıyla uygulayan işleten bir parti desem.
CHP, BDP gibi belli bir kesimi temsil eden parti desem oda değil.
CHP, Sanki bunların hepsinden biraz var olan bir parti gibi.
Ve ben cumhuriyeti ve cumhuriyetin kazanımlarını özümseyen özgür bir birey olarak düşünüyorum.
Oyumu AKP’ye, MHP’ye veremem. BDP’ye veremem. Diğer küçük partilerin iktidar olma şansı olmadığı için veremem.
Cumhuriyetin kazanımları tehlikede olduğu için, oyumu CHP’ye vermeye mecbur ve mahkûmum.
İşte CHP’de yıllarca politika ve siyaset yapanlar bunu çok iyi bildiklerinden, CHP’li üyeleri, CHP’ye gönül veren halkı çok önemsemiyorlar. Kolay ve kestirme yollardan seçilmenin yükselmenin, çeşitli olanaklardan yararlanmanın hesabını yapıyorlar. Son yapılan delege ve ilçe kongre seçimleri bunu çok ne olarak ortaya koymuştur. Kavgalarda bunun en somut delilidir.
Kolay ve kestirme yollardan, omuzlara basrak seçilenler, sizce CHP’de gerçek anlamda parti içi demokrasiyi kurmak için mücadele ederler mi? kendilerini var etmeden üyeleri (özgür iradeyi var ederler mi?
Kemal kılıçdaroğlu’ndan yana bu konuda hiç kuşkum yok. Ama kolay ve kestirme yollardan delege başkan yönetim kurulu üyesi olanlardan çooook kuşkum var. Bu kuşkuyu yaratan asla seçilen üyeler (şahıslar) değildir. Seçimlerde uygulanan antidemokratik yöntemler, anlayışlar ve zihniyetlerdir. Yani şahısların ve yüzlerin değişmesi demek antidemokratik uygulamaların değiştiği anlamına gelmiyor.
“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”
18.5.12
BU BENİM KİŞİSEL DÜŞÜNCEMDİR.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
YENİ CHP’DE, YENİ YENİ SEÇİLEN ÖRGÜT YÖNETİMLERİNDE BAŞIMA GELENLER HİÇ BİR ÜYENİN BAŞINA GELMEMESİ İÇİN 11.12.2011 TARİHLİ YAZIMI TEKRAR YAYINLIYORUM.
YENİ CHP’DE, YENİ YENİ SEÇİLEN ÖRGÜT YÖNETİMLERİNDE BAŞIMA GELENLER HİÇ BİR ÜYENİN BAŞINA GELMEMESİ İÇİN 11.12.2011 TARİHLİ YAZIMI TEKRAR YAYINLIYORUM.
Üyeliğim ve önemli sorular hakkında genel merkeze yazı
CHP Bursa Yıldırım ilçe örgütü (23.08.2002 /0383676 üyelik formum) üyesiyim. Eşim Melek Bal Nisan 2010 tarihinde bir gurup arkadaşımızla birlikte olmuştur.
Üyeliğimin devam edip etmediğini, eşimin üyeliğinin genel merkezden gelip gelmediğini Kasım 2010 ayında ilçe sekreterimize sordum. Üye listesinin kendinde olmadığını üyeliğimiz konusunda bilgi veremeyeceğini ve aidat alamayacağını söylemiştir. Dilekçeyle müracaat edeyim dediğimde ise evrak defterinin kendisinde olmadığını dilekçeyi alamayacağını söylemiştir. Bunun üzerine CHP Bursa İl Başkanlığına 26.10.2010 tarihli e-pota yazımla durumu bildirdim. İl Yönetim Kurulu adına verilen ( 3.12.2010 tarihli) e-posa yanıtta üyelik hakkında bilgi almam için ilçemiz başkanlığına müracaat etmem gerektiği (sözlü olarak da dilekçe vermem ve 1 ay da yanıt alamaz isem il başkanlığına müracaat) bildirilmiştir.
3.12.2010 tarihinde İlçemiz başkanı ile ilçe başkanlığında görüştüm. Durumu anlattım. İlçe sekreterinden bilgi alamadığımı ifade ettim. Bilgi sayara baktıktan üye olmadığımı, istifa ettiğimi seçme ve seçilme hakkımı kullanamayacağını şifa i olarak söylemiştir. 23.08.2002 /0383676 üyelik formumun mahallemiz klasöründe olduğu için yeniden üyelik formu doldurmadığımı ifade ettim. Gerekli bilginin yazılı olarak verilmesi için 3.12.2010 / 101 tarih sayı ile dilekçe verdim.
Bir üye olarak en temel haklarım konusunda doğruda bilgi almak neden bu kadar zor oluyor? Başka ilçe örgütlerimizde çalışan görevli bu sorulara anında yanıt verirken ilçe sekreterimizden neden bilgi alamıyorum?
Partimizin yapmış olduğu son seçimli olağan kurultaydan sonra Yönetim kadrosunun değişmesiyle birlikte ilimiz ve ilçemiz örgütlerine halkımız üye olmak için akın etmiştir. Toplu üyelik törenleri yapılmıştır. Eski üyeler ve yeni üyeler çalışmak ve görev almak istemişlerdir. Böylesine duyarlı bir dönemde, hem de genel başkanımızın demecine ve sürekli uyarılarına rağmen, ilimiz danışma meclisi toplantısında nerdeyse tüm konuşmacıların öneri ve eleştirilerine rağmen örgütlenme ağının kurulması doğrultusunda ilçemiz ve ilimiz örgütünde bu güne kadar aktif bir çalışma yapılmamıştır.
Üyelere yönelik hiçbir toplantı yapılmadığı için, hiçbir üyenin öneri eleştiride bulunma kendini ifade etme şansı yoktur. Kişisel sohbetlerde yapılan öneri ve eleştirilere karşı ise aşırı bir hassasiyet olduğu görülmekte ve hissedilmektedir.
İnternet ortamında ise partimiz hakkında öneri, eleştiri soru sorulması hoş karşılanmadığı anlaşılmak görülmekte ve hissedilmektedir.
Bilgi edinilmesini ve ifade ettiğim konuların değerlendirmeye alınıp alınmadığı konusunda bilgi verilmesini önemli arz ederim 06.12.2010
Not: 6eaf114 no ile gönüllü üyeyim ve gönüllü üye yapmak için çalışmalarımı sürdürmekteyim. 11 Aralık 2011 Pazar, 02:51:34
Üyeliğim ve önemli sorular hakkında genel merkeze yazı
CHP Bursa Yıldırım ilçe örgütü (23.08.2002 /0383676 üyelik formum) üyesiyim. Eşim Melek Bal Nisan 2010 tarihinde bir gurup arkadaşımızla birlikte olmuştur.
Üyeliğimin devam edip etmediğini, eşimin üyeliğinin genel merkezden gelip gelmediğini Kasım 2010 ayında ilçe sekreterimize sordum. Üye listesinin kendinde olmadığını üyeliğimiz konusunda bilgi veremeyeceğini ve aidat alamayacağını söylemiştir. Dilekçeyle müracaat edeyim dediğimde ise evrak defterinin kendisinde olmadığını dilekçeyi alamayacağını söylemiştir. Bunun üzerine CHP Bursa İl Başkanlığına 26.10.2010 tarihli e-pota yazımla durumu bildirdim. İl Yönetim Kurulu adına verilen ( 3.12.2010 tarihli) e-posa yanıtta üyelik hakkında bilgi almam için ilçemiz başkanlığına müracaat etmem gerektiği (sözlü olarak da dilekçe vermem ve 1 ay da yanıt alamaz isem il başkanlığına müracaat) bildirilmiştir.
3.12.2010 tarihinde İlçemiz başkanı ile ilçe başkanlığında görüştüm. Durumu anlattım. İlçe sekreterinden bilgi alamadığımı ifade ettim. Bilgi sayara baktıktan üye olmadığımı, istifa ettiğimi seçme ve seçilme hakkımı kullanamayacağını şifa i olarak söylemiştir. 23.08.2002 /0383676 üyelik formumun mahallemiz klasöründe olduğu için yeniden üyelik formu doldurmadığımı ifade ettim. Gerekli bilginin yazılı olarak verilmesi için 3.12.2010 / 101 tarih sayı ile dilekçe verdim.
Bir üye olarak en temel haklarım konusunda doğruda bilgi almak neden bu kadar zor oluyor? Başka ilçe örgütlerimizde çalışan görevli bu sorulara anında yanıt verirken ilçe sekreterimizden neden bilgi alamıyorum?
Partimizin yapmış olduğu son seçimli olağan kurultaydan sonra Yönetim kadrosunun değişmesiyle birlikte ilimiz ve ilçemiz örgütlerine halkımız üye olmak için akın etmiştir. Toplu üyelik törenleri yapılmıştır. Eski üyeler ve yeni üyeler çalışmak ve görev almak istemişlerdir. Böylesine duyarlı bir dönemde, hem de genel başkanımızın demecine ve sürekli uyarılarına rağmen, ilimiz danışma meclisi toplantısında nerdeyse tüm konuşmacıların öneri ve eleştirilerine rağmen örgütlenme ağının kurulması doğrultusunda ilçemiz ve ilimiz örgütünde bu güne kadar aktif bir çalışma yapılmamıştır.
Üyelere yönelik hiçbir toplantı yapılmadığı için, hiçbir üyenin öneri eleştiride bulunma kendini ifade etme şansı yoktur. Kişisel sohbetlerde yapılan öneri ve eleştirilere karşı ise aşırı bir hassasiyet olduğu görülmekte ve hissedilmektedir.
İnternet ortamında ise partimiz hakkında öneri, eleştiri soru sorulması hoş karşılanmadığı anlaşılmak görülmekte ve hissedilmektedir.
Bilgi edinilmesini ve ifade ettiğim konuların değerlendirmeye alınıp alınmadığı konusunda bilgi verilmesini önemli arz ederim 06.12.2010
Not: 6eaf114 no ile gönüllü üyeyim ve gönüllü üye yapmak için çalışmalarımı sürdürmekteyim. 11 Aralık 2011 Pazar, 02:51:34
17.5.12
CHP’SİNİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, YENİ CHP’DE, YENİ SEÇİLEN BAŞKAN VE YÖNETİMLER DÖNEMİNDE HAKLARIMI VE BİLMEDİKLERİMİ BİLMEK, ANLAMAK, UYGULAMAK İSTİYORUM.
CHP’SİNİN ASİL BİR ÜYESİ OLARAK, YENİ CHP’DE, YENİ SEÇİLEN BAŞKAN VE YÖNETİMLER DÖNEMİNDE HAKLARIMI VE BİLMEDİKLERİMİ BİLMEK, ANLAMAK, UYGULAMAK İSTİYORUM.
Bir birey olarak, bir insan olarak, Zülfikar Bal olarak değil, CHP’sinin asil ve sade bir üyesi olarak, kendimi, parti içinde, örgüt içinde güvensiz, korumasız, savunmasız ve korumasız hissediyorum.
Çünkü parti içinde, örgüt içinde haklarımın görev ve yetki ve sorumluluk sınırlarımın neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü parti organlarının parti organlarına seçilenlerin, görev, görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü iki yıldan beri örgüt yönetimlerine yazılı ve sözlü olarak sorduğum, hiçbir soruma, önerime, eleştirime yanıt alamıyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgütün, örgüt organlarının hangi ilke ve kurallara, plan ve programa bağlı olarak çalıştığını bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum partinin programının, politikalarının neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgüt yönetiminin, hangi toplantılarında hangi gündem maddelerini görüştüklerini hangi kararları aldıklarını bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgüt yönetiminin kısa, orta ve uzun vadeli plan ve projelerinin neler olduğunu bilmiyorum.
Bilgili, bilinçli bir üye olabilmem için, aynı parti dilini konuşabilmem için, haklarımı ve partimi güvenle savunabilmem için
Yeni CHP’de, yeni seçilen ilçe yönetimleri döneminde, CHP’sinin asil bir üyesi olarak, CHP’sinin hangi örgütüne kayıtlı olursam olayım, haklarımı ve bilmediklerimi bilmek, öğrenmek, anlamak ve uygulamak istiyorum.
Bir birey olarak, bir insan olarak, Zülfikar Bal olarak değil, CHP’sinin asil ve sade bir üyesi olarak, kendimi, parti içinde, örgüt içinde güvensiz, korumasız, savunmasız ve korumasız hissediyorum.
Çünkü parti içinde, örgüt içinde haklarımın görev ve yetki ve sorumluluk sınırlarımın neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü parti organlarının parti organlarına seçilenlerin, görev, görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü iki yıldan beri örgüt yönetimlerine yazılı ve sözlü olarak sorduğum, hiçbir soruma, önerime, eleştirime yanıt alamıyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgütün, örgüt organlarının hangi ilke ve kurallara, plan ve programa bağlı olarak çalıştığını bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum partinin programının, politikalarının neler olduğunu bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgüt yönetiminin, hangi toplantılarında hangi gündem maddelerini görüştüklerini hangi kararları aldıklarını bilmiyorum.
Çünkü üyesi olduğum örgüt yönetiminin kısa, orta ve uzun vadeli plan ve projelerinin neler olduğunu bilmiyorum.
Bilgili, bilinçli bir üye olabilmem için, aynı parti dilini konuşabilmem için, haklarımı ve partimi güvenle savunabilmem için
Yeni CHP’de, yeni seçilen ilçe yönetimleri döneminde, CHP’sinin asil bir üyesi olarak, CHP’sinin hangi örgütüne kayıtlı olursam olayım, haklarımı ve bilmediklerimi bilmek, öğrenmek, anlamak ve uygulamak istiyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP’DE KAVGAYI, KABA KUVVETİ, ŞİDDETİ ŞİDDETLE NALETLİYORUM, KINIYORUM. AMA
CHP’DE KAVGAYI, KABA KUVVETİ, ŞİDDETİ ŞİDDETLE NALETLİYORUM, KINIYORUM. AMA
Evet, gerekçesi ne olursa olsun, CHP, CHP örgütlerinde kavgayı, kaba kuvveti, şiddeti şiddetle ve nefretle lanetliyorum, kınıyorum. Ama
Evet, kavga edenleri, partiye zarar verenleri affetmeyelim, gözlerinin yaşına bakmayalım. Korkutalım kulağından tutup atalım. Ama
Kavgaya, kaba kuvvete, şiddete sebep olan nedeni, kavgadan, şiddetten, kaba kuvvetten çok daha önemli buluyorum.
Yasalar, kanunlar, tüzükler, mahkemeler, savcılar, yargıçlar, disiplin ve denetleme kurulları, emniyet teşkilatı, polis niçin vardır? Haklıyı haksızı ayırmak için. Adaleti sağlamak için. Haksıza hak ettiği cezayı vermek için.
Çözümü demokraside arıyorsak CHP’liler olarak, kendimizden korkmayalım, ürkmeyelim, çekinmeyelim, başkasına değil kendimize soralım.
CHP de, CHP örgüt çalışmalarında, haklıyı haksızı, doğruyu yanlışı, neye göre hangi temel doğruya göre bulup ortaya çıkaracağız? Haklıyla haksızı, doğruyla yanlışı nasıl bir birinden ayıracağız? Güçlünün zayıfı ezmesine, büyük balığın küçük balığı yutmasına, kurunun yanında yaşında yanmasına doğa kanunun işlemesine nasıl engel olacağız?
Partinin, tüzüğü, partinin disiplini, parti hukuk mu var diyeceksiniz? Partinin çalışma ilke ve kuralları, partinin organları, organlara seçilenlerin, üyelerin görev yetki ve sorumluluk sınırları mı var diyeceksiniz? Evet, bunların hepsi bunların var. Çok daha fazlasının olduğunu da biliyorum.
Ama çok büyük bir iddia ile söylüyorum parti içinde, örgüt, içinde (küçük istisnaların dışında bunları okuyanı anlayan, bilen uygulayan kimse yok. Bunları okuyan, anlayan, bilen, uygulayan kimse olmadığı için kavgaya, kaba kuvvete şiddete başvuranlar oluyor. Ve bunların önüne geçilemiyor.
Ve ne yazık ki CHP 20 yıldır bu anlayışla, bu zihniyetle bu uygulamayla yönetiliyor.
Bu köhnemiş, kokuşmuş, anlayıştan zihniyetten, uygulamadan, kronikleşmiş hastalıktan partimizi örgütlerimizi kurtarmadıkça kavgayı, şiddeti, kaba kuvveti, adaletsizliği, haksızlığı, eşitsizliği nasıl ve neyle önleyeceğiz?
Evet, gerekçesi ne olursa olsun, CHP, CHP örgütlerinde kavgayı, kaba kuvveti, şiddeti şiddetle ve nefretle lanetliyorum, kınıyorum. Ama
Evet, kavga edenleri, partiye zarar verenleri affetmeyelim, gözlerinin yaşına bakmayalım. Korkutalım kulağından tutup atalım. Ama
Kavgaya, kaba kuvvete, şiddete sebep olan nedeni, kavgadan, şiddetten, kaba kuvvetten çok daha önemli buluyorum.
Yasalar, kanunlar, tüzükler, mahkemeler, savcılar, yargıçlar, disiplin ve denetleme kurulları, emniyet teşkilatı, polis niçin vardır? Haklıyı haksızı ayırmak için. Adaleti sağlamak için. Haksıza hak ettiği cezayı vermek için.
Çözümü demokraside arıyorsak CHP’liler olarak, kendimizden korkmayalım, ürkmeyelim, çekinmeyelim, başkasına değil kendimize soralım.
CHP de, CHP örgüt çalışmalarında, haklıyı haksızı, doğruyu yanlışı, neye göre hangi temel doğruya göre bulup ortaya çıkaracağız? Haklıyla haksızı, doğruyla yanlışı nasıl bir birinden ayıracağız? Güçlünün zayıfı ezmesine, büyük balığın küçük balığı yutmasına, kurunun yanında yaşında yanmasına doğa kanunun işlemesine nasıl engel olacağız?
Partinin, tüzüğü, partinin disiplini, parti hukuk mu var diyeceksiniz? Partinin çalışma ilke ve kuralları, partinin organları, organlara seçilenlerin, üyelerin görev yetki ve sorumluluk sınırları mı var diyeceksiniz? Evet, bunların hepsi bunların var. Çok daha fazlasının olduğunu da biliyorum.
Ama çok büyük bir iddia ile söylüyorum parti içinde, örgüt, içinde (küçük istisnaların dışında bunları okuyanı anlayan, bilen uygulayan kimse yok. Bunları okuyan, anlayan, bilen, uygulayan kimse olmadığı için kavgaya, kaba kuvvete şiddete başvuranlar oluyor. Ve bunların önüne geçilemiyor.
Ve ne yazık ki CHP 20 yıldır bu anlayışla, bu zihniyetle bu uygulamayla yönetiliyor.
Bu köhnemiş, kokuşmuş, anlayıştan zihniyetten, uygulamadan, kronikleşmiş hastalıktan partimizi örgütlerimizi kurtarmadıkça kavgayı, şiddeti, kaba kuvveti, adaletsizliği, haksızlığı, eşitsizliği nasıl ve neyle önleyeceğiz?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
16.5.12
SADECE SEÇİM ZAMANI DEĞİL ASIL ŞİMDİ ÇIKMALISINIZ SAHNEYE
SADECE SEÇİM ZAMANI DEĞİL ASIL ŞİMDİ ÇIKMALISINIZ SAHNEYE
Üyesi olduğum CHP ilçe örgütünde dört başkan adayı vardı. Bir o kadarda aday olmaya teşebbüs edenler oldu. Aday olanlar ekibiyle grubuyla çetin bir yarışa girdiler, delegelerle kulis yaptılar, açık gizli toplantı yaptılar, rakipleriyle pazarlık yaptılar. Başkanlık adaylığından istifa edip adını yönetim kurulu üyeliğine yazdıranlar oldu. Kongre günü geldi blok listeler yarıştı. Dört listeden en çok oy alan liste yarışı kazandı. 3 liste kaybetti. Yarış demokratik miydi? Listelerin yazılması demokratik miydi? Bu soruyu sormanın artık hiçbir anlamı yok. Güçlü zayıfı yendi. Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Seçimi başkanlığı kaybedenlere diyorum ki, Seçimi kaybettik diye sahneden çekilmeyeceksiniz Asıl şimdi çıkacaksınız sahneye, şimdi Dim dik durup mücadeleye devam edecekseniz. Muhalefet görevinizi şimdi yapacaksınız. Öneri ve eleştirilerinizi şimdi koyacaksınız ortaya.
Üyelerimiz, delegelerimiz, sahneden çekilenleri, seçilip verdiği sözleri yerine getirmeyenleri, çalışmayanları çalışanları şimdiden takip etmeli. Bir daha ki seçimlerde fırsatçıların, açıkgözlerin, maskeli yüzlerin oyununa gelmemeli. Hak edeni delege seçmeli
Üyesi olduğum CHP ilçe örgütünde dört başkan adayı vardı. Bir o kadarda aday olmaya teşebbüs edenler oldu. Aday olanlar ekibiyle grubuyla çetin bir yarışa girdiler, delegelerle kulis yaptılar, açık gizli toplantı yaptılar, rakipleriyle pazarlık yaptılar. Başkanlık adaylığından istifa edip adını yönetim kurulu üyeliğine yazdıranlar oldu. Kongre günü geldi blok listeler yarıştı. Dört listeden en çok oy alan liste yarışı kazandı. 3 liste kaybetti. Yarış demokratik miydi? Listelerin yazılması demokratik miydi? Bu soruyu sormanın artık hiçbir anlamı yok. Güçlü zayıfı yendi. Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Seçimi başkanlığı kaybedenlere diyorum ki, Seçimi kaybettik diye sahneden çekilmeyeceksiniz Asıl şimdi çıkacaksınız sahneye, şimdi Dim dik durup mücadeleye devam edecekseniz. Muhalefet görevinizi şimdi yapacaksınız. Öneri ve eleştirilerinizi şimdi koyacaksınız ortaya.
Üyelerimiz, delegelerimiz, sahneden çekilenleri, seçilip verdiği sözleri yerine getirmeyenleri, çalışmayanları çalışanları şimdiden takip etmeli. Bir daha ki seçimlerde fırsatçıların, açıkgözlerin, maskeli yüzlerin oyununa gelmemeli. Hak edeni delege seçmeli
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
15.5.12
ANLAMAK ÇOK ZOR. NEYİ Mİ? LÜTFEN OKUYUN
ANLAMAK ÇOK ZOR. NEYİ Mİ? LÜTFEN OKUYUN
Yıllarca peş, peşe genel başkanlık ve genel sekreterlik yaptılar. Partinin tek hakimiydiler. Yıkılmaz kale yenilmez komutan gibiydiler. Ama öyle bir an, öyle bir zaman geldi ki, ne kadar yanıldıklarını anladılar. Olup bitenlere kendileri de inanamadılar. Güvendikleri dağlara karlar yağdı.
Yıllarca değişmeyen delegeler, değişmeyen il, ilçe başkanları, değişmeyen milletvekilleri fırsat kolluyorlarmış, düşmelerini bekliyorlarmış. Birden bire ikisini birden terk ettiler. Yeni başkanlarını, yeni yönetimlerini seçtiler. Çokta iyi ettiler. Bir dönemi bitirdiler.
Ama ne kendileri, nede yeni seçtikleri başkanları, başarılarının başarısızlıklarının hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Parti içi seçimlerde, yapılan il ilçe kongrelerinde, geçmişe yönelik başarı yada başarısızlıkların hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Seçimlerde yapılan haksızlıkların, adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, ilkesizliklerin, kuralsızlıkların hesabını sormadılar, soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Demokrasi demek, yönetmek, yönetenden hesap sormak, hesap vermek değil midir?
Demokrasi demek muhalefet etmek, eleştirmek, savunma yapmak değil midir?
CHP kurultaylarında, il ilçe kongrelerinde bütün bunlar niçin yapılmadı? İşte bunu anlamak çok zor.
Acaba gelenler gidenlerden mi çekindi? Yoksa gelenler gidenlerden mi çekindi? İşte bunu anlamak çok zor.
Keşke bir bilen olsa da, neden böyle olduğunu bize bir, ba.ir anlats
Yıllarca peş, peşe genel başkanlık ve genel sekreterlik yaptılar. Partinin tek hakimiydiler. Yıkılmaz kale yenilmez komutan gibiydiler. Ama öyle bir an, öyle bir zaman geldi ki, ne kadar yanıldıklarını anladılar. Olup bitenlere kendileri de inanamadılar. Güvendikleri dağlara karlar yağdı.
Yıllarca değişmeyen delegeler, değişmeyen il, ilçe başkanları, değişmeyen milletvekilleri fırsat kolluyorlarmış, düşmelerini bekliyorlarmış. Birden bire ikisini birden terk ettiler. Yeni başkanlarını, yeni yönetimlerini seçtiler. Çokta iyi ettiler. Bir dönemi bitirdiler.
Ama ne kendileri, nede yeni seçtikleri başkanları, başarılarının başarısızlıklarının hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Parti içi seçimlerde, yapılan il ilçe kongrelerinde, geçmişe yönelik başarı yada başarısızlıkların hesabını sormadılar. Soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Seçimlerde yapılan haksızlıkların, adaletsizliklerin, usulsüzlüklerin, ilkesizliklerin, kuralsızlıkların hesabını sormadılar, soramadılar. İşte bunu anlamak çok zor.
Demokrasi demek, yönetmek, yönetenden hesap sormak, hesap vermek değil midir?
Demokrasi demek muhalefet etmek, eleştirmek, savunma yapmak değil midir?
CHP kurultaylarında, il ilçe kongrelerinde bütün bunlar niçin yapılmadı? İşte bunu anlamak çok zor.
Acaba gelenler gidenlerden mi çekindi? Yoksa gelenler gidenlerden mi çekindi? İşte bunu anlamak çok zor.
Keşke bir bilen olsa da, neden böyle olduğunu bize bir, ba.ir anlats
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
14.5.12
SOMUT ÖNERİ
1-SOMUT ÖNERİ
CHP EN KISA SÜREDE HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜNÜ DEVREYE SOKMALIDIR. BUNU YAPABİLMESİ İÇİN, BELLİ BİR ZAMAN DİLİMİNDE HAYATIN HER ALANINDA (KÖYDE KASABADA İLÇEDE İLDE) SÜRATLE ÖRGÜTLENME AĞINI KURMALI, ÇALIŞMA GRUPLARINI OLUŞTURMALI, KURUMSALLAŞTIRMALI VE AKTİF HALE GETİRMELİDİR. CHP TÜM ÖRGÜTLERİNDE BUNU YAPACAK POTANSİYEL GÜCE SHİPTİR. ÖRGÜTLENME AĞINI KURMAYAN İL VE İLÇE BAŞKANALRINA GENEL MERKEZ KESİNLİKLE KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR.
2-SOMUT ÖNERİ
CHP ÖRGÜT YÖNETİMLERİNİN, ALDIĞI KARARLAR, YAPTIĞI İŞ VE İŞLEMLER, MALİ KONULAR, KESİNLİKLE PARTİ ÜYELERİN HALKIN DENETİMİNE AÇILMALDIR. ÜYELER TÜRLÜ BİLGİYE BELGEYE ENGELSİZ ULAŞABİLMELİDİR. ENEGELLEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
3- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜTLERDE KISA ORTA VE UZUN VADEDE YAPILACAK İŞ VE İŞLEMLER, PLAN VE PROĞRAMLAR KESİNLİKLE İLAN PANOLARINA ASILARAK ÜYELERİN BİLGİLERİNE SUNULMALDIR. BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART HÖSGTERMELİDİR.
4-SOMUT ÖNERİ
HİÇ BİR BAŞKAN HİÇ BİR YÖNETİCİ HİÇ BİR GEREKÇEYLE, PARTİ ÜYESİNE AMİR GİBİ, PATRON GİBİ, KOMUTAN YADA MÜDÜR GİBİ DAVRANMAMALIDIR. DAVRANANLARA GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
5- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT ÇALIŞMALARINDA PARTİ TÜZÜĞÜNE PARTİNİN ÇALIŞMA İLKELERİNE UYMAYAN UYGULAMAYAN, UYGULATMAYAN ÖRGÜT YÖNETİMLERİNE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSGERMELDİR.
6- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT İÇİNDE HİÇ KİMSE AMA HİÇ KİMSE HİÇ BİR GEREKÇEYLE ÖRGÜT YÖNETİMİNDEN İZİNSİZ BAŞINA BUYRUK TOPLANTI YAPMAMALDIR. YAPANLARA MUTLAKA KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR?
CHP EN KISA SÜREDE HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜNÜ DEVREYE SOKMALIDIR. BUNU YAPABİLMESİ İÇİN, BELLİ BİR ZAMAN DİLİMİNDE HAYATIN HER ALANINDA (KÖYDE KASABADA İLÇEDE İLDE) SÜRATLE ÖRGÜTLENME AĞINI KURMALI, ÇALIŞMA GRUPLARINI OLUŞTURMALI, KURUMSALLAŞTIRMALI VE AKTİF HALE GETİRMELİDİR. CHP TÜM ÖRGÜTLERİNDE BUNU YAPACAK POTANSİYEL GÜCE SHİPTİR. ÖRGÜTLENME AĞINI KURMAYAN İL VE İLÇE BAŞKANALRINA GENEL MERKEZ KESİNLİKLE KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR.
2-SOMUT ÖNERİ
CHP ÖRGÜT YÖNETİMLERİNİN, ALDIĞI KARARLAR, YAPTIĞI İŞ VE İŞLEMLER, MALİ KONULAR, KESİNLİKLE PARTİ ÜYELERİN HALKIN DENETİMİNE AÇILMALDIR. ÜYELER TÜRLÜ BİLGİYE BELGEYE ENGELSİZ ULAŞABİLMELİDİR. ENEGELLEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
3- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜTLERDE KISA ORTA VE UZUN VADEDE YAPILACAK İŞ VE İŞLEMLER, PLAN VE PROĞRAMLAR KESİNLİKLE İLAN PANOLARINA ASILARAK ÜYELERİN BİLGİLERİNE SUNULMALDIR. BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYEN YÖNETİCİLERE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART HÖSGTERMELİDİR.
4-SOMUT ÖNERİ
HİÇ BİR BAŞKAN HİÇ BİR YÖNETİCİ HİÇ BİR GEREKÇEYLE, PARTİ ÜYESİNE AMİR GİBİ, PATRON GİBİ, KOMUTAN YADA MÜDÜR GİBİ DAVRANMAMALIDIR. DAVRANANLARA GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSTERMELDİR.
5- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT ÇALIŞMALARINDA PARTİ TÜZÜĞÜNE PARTİNİN ÇALIŞMA İLKELERİNE UYMAYAN UYGULAMAYAN, UYGULATMAYAN ÖRGÜT YÖNETİMLERİNE GENEL MERKEZ KIRMIZI KART GÖSGERMELDİR.
6- SOMUT ÖNERİ
ÖRGÜT İÇİNDE HİÇ KİMSE AMA HİÇ KİMSE HİÇ BİR GEREKÇEYLE ÖRGÜT YÖNETİMİNDEN İZİNSİZ BAŞINA BUYRUK TOPLANTI YAPMAMALDIR. YAPANLARA MUTLAKA KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİDİR?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM
CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM
CHP üyesi olarak bende parti büyüklerimizi uyarıyorum ve onlara diyorum ki, CHP’nin iki tane ebedi ve ezeli düşmanı vardır.
1- CHP’nin içinde ki düşmanları
2- CHP’nin dışındaki düşmanları
Çok büyük bir iddia ile söylüyorum ki, CHP’nin parti içindeki düşmanları insanlar değildir. Hiç bir zamanda insanlar olmamıştır.
Suçu, kabahati, hatayı, yanlışı, doğruyu, başarısızlığı, başarıyı, haklıyı haksızlığı, doğruyu yanlışı insanlarda arayanlar tarihi yanılgının içine düşmektedirler. Tarihi yanılgıdan dönülmediği sürece CHP’de iç barışı, huzuru, güveni, dayanışmayı, parti içi demokrasiyi, örgüt içi disiplini sağlanmak imkânsızdır. Bunlara çok yeni iki somut örnek vereceğim.
Mersinde seçimlerde kavga oluyor. Bir parti büyüğümüz sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, AKP’nin diline düşmeyin. Neyinizi paylaşamıyorsunuz? Haber TV. De yayınlanıyor.
İstanbul il kongresinde parti içinde itiş kakışlar oluyor. Genel başkanımız sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, beni eleştirirseniz saygıyla karşılarım ama partiye zarar vereni asla affetmem. Haber TV’de yayınlanıyor.
Tüm örgüt birimlerinde benzeri sorunlar yaşanıyor. Kavga, itiş kakış olmasa da, haberlere yansımasa da çok kalpler kırılıyor. Çok büyük haksızlıklar, adaletsizlikler, adaletsizlikler oluyor. Seçilmek için orantısız güç kullanılıyor. Hiç hak etmeyenler seçiliyor. Sonrada seçilenler diyor ki, şimdi el ele, kol kola verme zamanı. Şimdi birlik beraberlik zamanı. İşte bu insanı kahrediyor. Yiğidi kılıç kesmiyor ama bir acı söz öldürüyor. Çünkü yapanın yaptığı her şey yanına kar kalıyor.
İŞTE BU ANLAMDA CHP’DE AZICIK DEMOKRASİ VARSA CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM.
Parti içinde özellikle seçimlerde, yaşanan çok büyük haksızlıkların, adaletsizliklerin, eşitsizliklerin, disiplinsizliklerin ilkesiz ve kuralsız davranışların, (seçimlerde) orantısız güç kullananların önüne geçmediğiniz, bunları yapanlardan hesap sormadığınız, parti disiplinini, parti tüzüğünü, parti hukukunu işletip uygulamaya koymadığınız sürece, olup bitenleri anlamazlıktan, görmezlikten, duymazlıktan geldiğiniz ve sadece uyarılarla yetindiğiniz sürece, yapanların yaptıkları yanlarına kar kaldığı sürece, partiye en büyük zararı siz vermiş olursunuz.
Öncelikle parti içindeki sorunları çözmediğimiz sürece dışımızdaki güçlere karşı örgütlü gücü oluşturmakta çok zorluk çekeriz. Çekiyoruz da.
Ya otoritenin kurallarına ya demokrasinin kurallarına uymak ve uygulamak zorundayız. 14.05.2012
CHP üyesi olarak bende parti büyüklerimizi uyarıyorum ve onlara diyorum ki, CHP’nin iki tane ebedi ve ezeli düşmanı vardır.
1- CHP’nin içinde ki düşmanları
2- CHP’nin dışındaki düşmanları
Çok büyük bir iddia ile söylüyorum ki, CHP’nin parti içindeki düşmanları insanlar değildir. Hiç bir zamanda insanlar olmamıştır.
Suçu, kabahati, hatayı, yanlışı, doğruyu, başarısızlığı, başarıyı, haklıyı haksızlığı, doğruyu yanlışı insanlarda arayanlar tarihi yanılgının içine düşmektedirler. Tarihi yanılgıdan dönülmediği sürece CHP’de iç barışı, huzuru, güveni, dayanışmayı, parti içi demokrasiyi, örgüt içi disiplini sağlanmak imkânsızdır. Bunlara çok yeni iki somut örnek vereceğim.
Mersinde seçimlerde kavga oluyor. Bir parti büyüğümüz sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, AKP’nin diline düşmeyin. Neyinizi paylaşamıyorsunuz? Haber TV. De yayınlanıyor.
İstanbul il kongresinde parti içinde itiş kakışlar oluyor. Genel başkanımız sert çıkıyor. Kavga edenlere diyor ki, beni eleştirirseniz saygıyla karşılarım ama partiye zarar vereni asla affetmem. Haber TV’de yayınlanıyor.
Tüm örgüt birimlerinde benzeri sorunlar yaşanıyor. Kavga, itiş kakış olmasa da, haberlere yansımasa da çok kalpler kırılıyor. Çok büyük haksızlıklar, adaletsizlikler, adaletsizlikler oluyor. Seçilmek için orantısız güç kullanılıyor. Hiç hak etmeyenler seçiliyor. Sonrada seçilenler diyor ki, şimdi el ele, kol kola verme zamanı. Şimdi birlik beraberlik zamanı. İşte bu insanı kahrediyor. Yiğidi kılıç kesmiyor ama bir acı söz öldürüyor. Çünkü yapanın yaptığı her şey yanına kar kalıyor.
İŞTE BU ANLAMDA CHP’DE AZICIK DEMOKRASİ VARSA CHP ÜYESİ OLARAK BENDE PARTİ BÜYÜKLERİMİZİ UYARIYORUM.
Parti içinde özellikle seçimlerde, yaşanan çok büyük haksızlıkların, adaletsizliklerin, eşitsizliklerin, disiplinsizliklerin ilkesiz ve kuralsız davranışların, (seçimlerde) orantısız güç kullananların önüne geçmediğiniz, bunları yapanlardan hesap sormadığınız, parti disiplinini, parti tüzüğünü, parti hukukunu işletip uygulamaya koymadığınız sürece, olup bitenleri anlamazlıktan, görmezlikten, duymazlıktan geldiğiniz ve sadece uyarılarla yetindiğiniz sürece, yapanların yaptıkları yanlarına kar kaldığı sürece, partiye en büyük zararı siz vermiş olursunuz.
Öncelikle parti içindeki sorunları çözmediğimiz sürece dışımızdaki güçlere karşı örgütlü gücü oluşturmakta çok zorluk çekeriz. Çekiyoruz da.
Ya otoritenin kurallarına ya demokrasinin kurallarına uymak ve uygulamak zorundayız. 14.05.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
13.5.12
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ GENÇLİK KONGRESİ
CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ GENÇLİK KONGRESİ
Atamızın yurdumuzu düşman işgalinden kurtarmak için Samsun’a ayak bastığı tarihin yıl dönümünde. (yani gençlik ve spor bayramının kutlandığı tarihte 19.5.2012 ) üyesi olduğum Bursa CHP Yıldırım İlçe Örgütü gençlik kolu kongresinin yapılacağını, gençlik kolu başkan adaylarımızdan Sinan Nergiz kardeşimin facebook sayfasında yayınladığı etkinlikten öğrenmiş bulunuyorum. Bursa dışında olduğumdan kongreye katılamayacağım için gerçekten çok üzgünüm.
Çok değerli gençlerimiz
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk vatanımızın korunmasını gençlerimize, CHP’sinin ve cumhuriyetin kazanımlarının korunmasında halkımıza ve CHP’lilere emanet etmiştir.
CHP’sinin gençlerimize, ekmek, su, hava ve güneş kadar ihtiyacı olduğu hepimiz tarafından özellikle ak saçlı sosyal demokratlar tarafından bilinen bir gerçektir. Çünkü gençlik partimizin dizlerindeki güçtür, enerjidir.
Üzülerek ifade ediyorum ki, partimizin CHP’sinin gücü, enerjisi çok ama çok zayıflamıştır. Zayıflatılmıştır. Yıllardan beri yoluna yürümekte, ilerlemekte güçlük çekmektedir. İşte tam bu böyle bir zamanda Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde yapılacak gençlik kurultayının partimize güç ve enerji vereceğinden zerre kadar kuşku duymuyorum.
Gençlerimize hayati derecede önemli bulduğum bazı ÖNERİLERİM iletmek istiyorum.
Ne kadar güçlüklerle ve zorluklarla karşılaşırsanız, karşılaşın özgürlüğünüzden, bağımsızlığınızdan asla ve asla taviz vermeyin.
Kendinizden başka hiç kimseye hiç bir gerekçeyle bağlı ve bağımlı olmayın.
Gücünüzü, yetkinizi partimizin tüzüğünden, çalışma ilkelerinden alın.
Parti içinde özerk ve bağımsız bir organ olduğunuzu sakın aklınızdan çıkarmayın.
Sizin dışınızda sizden başka, size hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle müdahale etmesine sakın ola ki izin vermeyin.
Kendi sorunlarınızı kendi içinizde demokratik yollardan çözün.
Yapacağınız tüm iş ve işlemleri, alacağınız kararları mutlaka ama mutlaka yazılı belgelere, bilgilere dayandırın.
EN ÖNEMLİ ÖNERİM İSE
Size yalvararak söylüyorum, aranızda örgüt çalışmalarınızda düzenleyeceğiniz, yapacağınız irili ufaklı gündemli gündemsiz tüm
toplantılarınızda toplantı usulüne, yöntemine kurallarına, toplantı disiplinine toplantı adabına her ne pahasına olursa olsun mutlaka uyun ve uygulayın. Bu konuda taviz vermeyin esnek davranmayın.
Toplantı kurallarına, usul ve yönetmelerine, toplantı disiplinine hiçbir zaman, uymayan uygulamayan bu sayede var olan ve varlıklarını sürdüren il ve ilçe başkan ve yönetimlerine örnek olmanızı diliyorum.
Sakın unutmayın demokrasinin, eşitliğin, adaletin sihri, formülü inanın toplantılarda uyacağınız uygulayacağınız ilke ve kurallarda gizlidir.
Partili ve partisiz tüm gençlerimizi en içten duygularımla sevgi ve saygıyla selamlıyor. İlçe Gençlik kongrenizin partimiz ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. 13.05.2012
Atamızın yurdumuzu düşman işgalinden kurtarmak için Samsun’a ayak bastığı tarihin yıl dönümünde. (yani gençlik ve spor bayramının kutlandığı tarihte 19.5.2012 ) üyesi olduğum Bursa CHP Yıldırım İlçe Örgütü gençlik kolu kongresinin yapılacağını, gençlik kolu başkan adaylarımızdan Sinan Nergiz kardeşimin facebook sayfasında yayınladığı etkinlikten öğrenmiş bulunuyorum. Bursa dışında olduğumdan kongreye katılamayacağım için gerçekten çok üzgünüm.
Çok değerli gençlerimiz
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk vatanımızın korunmasını gençlerimize, CHP’sinin ve cumhuriyetin kazanımlarının korunmasında halkımıza ve CHP’lilere emanet etmiştir.
CHP’sinin gençlerimize, ekmek, su, hava ve güneş kadar ihtiyacı olduğu hepimiz tarafından özellikle ak saçlı sosyal demokratlar tarafından bilinen bir gerçektir. Çünkü gençlik partimizin dizlerindeki güçtür, enerjidir.
Üzülerek ifade ediyorum ki, partimizin CHP’sinin gücü, enerjisi çok ama çok zayıflamıştır. Zayıflatılmıştır. Yıllardan beri yoluna yürümekte, ilerlemekte güçlük çekmektedir. İşte tam bu böyle bir zamanda Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde yapılacak gençlik kurultayının partimize güç ve enerji vereceğinden zerre kadar kuşku duymuyorum.
Gençlerimize hayati derecede önemli bulduğum bazı ÖNERİLERİM iletmek istiyorum.
Ne kadar güçlüklerle ve zorluklarla karşılaşırsanız, karşılaşın özgürlüğünüzden, bağımsızlığınızdan asla ve asla taviz vermeyin.
Kendinizden başka hiç kimseye hiç bir gerekçeyle bağlı ve bağımlı olmayın.
Gücünüzü, yetkinizi partimizin tüzüğünden, çalışma ilkelerinden alın.
Parti içinde özerk ve bağımsız bir organ olduğunuzu sakın aklınızdan çıkarmayın.
Sizin dışınızda sizden başka, size hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle müdahale etmesine sakın ola ki izin vermeyin.
Kendi sorunlarınızı kendi içinizde demokratik yollardan çözün.
Yapacağınız tüm iş ve işlemleri, alacağınız kararları mutlaka ama mutlaka yazılı belgelere, bilgilere dayandırın.
EN ÖNEMLİ ÖNERİM İSE
Size yalvararak söylüyorum, aranızda örgüt çalışmalarınızda düzenleyeceğiniz, yapacağınız irili ufaklı gündemli gündemsiz tüm
toplantılarınızda toplantı usulüne, yöntemine kurallarına, toplantı disiplinine toplantı adabına her ne pahasına olursa olsun mutlaka uyun ve uygulayın. Bu konuda taviz vermeyin esnek davranmayın.
Toplantı kurallarına, usul ve yönetmelerine, toplantı disiplinine hiçbir zaman, uymayan uygulamayan bu sayede var olan ve varlıklarını sürdüren il ve ilçe başkan ve yönetimlerine örnek olmanızı diliyorum.
Sakın unutmayın demokrasinin, eşitliğin, adaletin sihri, formülü inanın toplantılarda uyacağınız uygulayacağınız ilke ve kurallarda gizlidir.
Partili ve partisiz tüm gençlerimizi en içten duygularımla sevgi ve saygıyla selamlıyor. İlçe Gençlik kongrenizin partimiz ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. 13.05.2012
10.5.12
BENCE HEDEFİ TAM 12 DEN VURAN BİR YAZI
BENCE HEDEFİ TAM 12 DEN VURAN BİR YAZI
Demokratım diyen, demokrasiye azıcık inanan ve özümseyen, demokrasiye azıcık olun saygısı olan, hiç bir kimse, hiç bir zaman, hiç bir yerde, istediği kişilerle, canı istediği zaman hiç bir gerekçeyle toplantı yapmaz. Yapamaz. yapmamalıdır. NEDEN?
Çünkü demokrasi buna müsaade etmez. Çünkü demokrasi toplantılarda doğar, demokrasinin, havası, suyu, güneşi, toprağı toplantılardır. Toplantılarda, tarafsız ve eşit ve adil olarak uygulanan ve herkesin titizlikle uyması ve uygulaması gereken toplantı ilke ve kurallarıdır. Toplantı usul ve yöntemleridir. Toplantı disiplinidir, toplantı hukukudur, toplantı adabıdır.
İşte bu nedenle toplantılar, sadece toplantıyı düzenleyen kişi yâda kişileri değil, o kişi yâda kişilerin üyesi olduğu örgütü, örgüt yönetimini, örgüt üyelerinin her birisini eşit derecede ilgilendirir.
Örgüt yönetiminin, örgüt üyelerinin bilgisi ve izni dışında hangi gerekçeyle olursa olsun, yapılan toplantılar, demokrasiye ihanettir. demokrasiyi beslemez yaşatmaz var etmez. Tam aksine demokrasiyi zayıflatır, öldürür ve yok eder.
İşte CHP’de bir yerlere seçilmek, demokrasiye uygun olarak yapılmayan toplantılarda, kendini ifade etmek için antidemokratik yöntemlerle kurulan grupların, kutupların, hiziplerin, etkili, yetkili, etiketli, paralı kişilerin ve onlara bağımlı olan zayıf kişilerin yaptıkları budur.
Bu yol ve yöntemlerle, kapalı kapılar ardında, ahbap çavuş ilişkisiyle birçok parti üyesinden habersiz olarak yapılan gizli toplantılarda kendini (kendilerini) tanıtarak, seçilen kişiler, örgüt içinde üyeler arasında eşitliği, adaleti, hakkı hukuku hangi yüzle, hangi hakla, nasıl savunacaktır. Nasıl güven verecektir. Kendilerini var etmeden üyeleri nasıl var edecektir? Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayacaktır?
Bu anlayış, bu uygulama ve bu zihniyet içinde olanlar, demokrasiden özür dilemedikçe, örgüt önünde özeleştiride bulunmadıkça, teşhir edilmedikçe, bu alışkanlıktan tümüyle vazgeçilmedikçe, sahte demokrasi maskeleri düşürülmedikçe CHP’de parti içi demokrasi aldatmaca, oyalamaca ve avutmada olarak kalmaya mecbur ve mahkûmdur.
Toplantı kurallarına uymadan ve uygulamadan bunun mücadelesin, seçilmeden ve seçildikten sonra vermeden güzel ve etkili konuşmak, güzel değerlerden dem vurmak, özveride bulunmak, çok çalışmak oyalamanın, avutmanın, kandırmanın kılıfıdır.
Asıl ve esas olan örgütte, insanlar değiştikçe değişmeyecek olan, kalıcı ilke ve kuralların varlığıdır. Örgütlü yaşamın pratiğinde ilke ve kuralların hayat bulmasıdır. Örgütün anayasası olan tüzük hükümlerine uymaktır, uymayanları uyarmaktır. Görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu bilmektir. Çalışmayı, görevi, yetki ve sorumluluğu örgüt tabanında üyeler arasında alabildiğine yaymak ve yaygınlaştırmaktır. Üyelerin örgütle ilgili her türlü bilgiye belgeye engelsiz olarak ulaşabilmesini sağlamaktır. Açıklıktır. Demokrasi işte budur?
Demokratım diyen, demokrasiye azıcık inanan ve özümseyen, demokrasiye azıcık olun saygısı olan, hiç bir kimse, hiç bir zaman, hiç bir yerde, istediği kişilerle, canı istediği zaman hiç bir gerekçeyle toplantı yapmaz. Yapamaz. yapmamalıdır. NEDEN?
Çünkü demokrasi buna müsaade etmez. Çünkü demokrasi toplantılarda doğar, demokrasinin, havası, suyu, güneşi, toprağı toplantılardır. Toplantılarda, tarafsız ve eşit ve adil olarak uygulanan ve herkesin titizlikle uyması ve uygulaması gereken toplantı ilke ve kurallarıdır. Toplantı usul ve yöntemleridir. Toplantı disiplinidir, toplantı hukukudur, toplantı adabıdır.
İşte bu nedenle toplantılar, sadece toplantıyı düzenleyen kişi yâda kişileri değil, o kişi yâda kişilerin üyesi olduğu örgütü, örgüt yönetimini, örgüt üyelerinin her birisini eşit derecede ilgilendirir.
Örgüt yönetiminin, örgüt üyelerinin bilgisi ve izni dışında hangi gerekçeyle olursa olsun, yapılan toplantılar, demokrasiye ihanettir. demokrasiyi beslemez yaşatmaz var etmez. Tam aksine demokrasiyi zayıflatır, öldürür ve yok eder.
İşte CHP’de bir yerlere seçilmek, demokrasiye uygun olarak yapılmayan toplantılarda, kendini ifade etmek için antidemokratik yöntemlerle kurulan grupların, kutupların, hiziplerin, etkili, yetkili, etiketli, paralı kişilerin ve onlara bağımlı olan zayıf kişilerin yaptıkları budur.
Bu yol ve yöntemlerle, kapalı kapılar ardında, ahbap çavuş ilişkisiyle birçok parti üyesinden habersiz olarak yapılan gizli toplantılarda kendini (kendilerini) tanıtarak, seçilen kişiler, örgüt içinde üyeler arasında eşitliği, adaleti, hakkı hukuku hangi yüzle, hangi hakla, nasıl savunacaktır. Nasıl güven verecektir. Kendilerini var etmeden üyeleri nasıl var edecektir? Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayacaktır?
Bu anlayış, bu uygulama ve bu zihniyet içinde olanlar, demokrasiden özür dilemedikçe, örgüt önünde özeleştiride bulunmadıkça, teşhir edilmedikçe, bu alışkanlıktan tümüyle vazgeçilmedikçe, sahte demokrasi maskeleri düşürülmedikçe CHP’de parti içi demokrasi aldatmaca, oyalamaca ve avutmada olarak kalmaya mecbur ve mahkûmdur.
Toplantı kurallarına uymadan ve uygulamadan bunun mücadelesin, seçilmeden ve seçildikten sonra vermeden güzel ve etkili konuşmak, güzel değerlerden dem vurmak, özveride bulunmak, çok çalışmak oyalamanın, avutmanın, kandırmanın kılıfıdır.
Asıl ve esas olan örgütte, insanlar değiştikçe değişmeyecek olan, kalıcı ilke ve kuralların varlığıdır. Örgütlü yaşamın pratiğinde ilke ve kuralların hayat bulmasıdır. Örgütün anayasası olan tüzük hükümlerine uymaktır, uymayanları uyarmaktır. Görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu bilmektir. Çalışmayı, görevi, yetki ve sorumluluğu örgüt tabanında üyeler arasında alabildiğine yaymak ve yaygınlaştırmaktır. Üyelerin örgütle ilgili her türlü bilgiye belgeye engelsiz olarak ulaşabilmesini sağlamaktır. Açıklıktır. Demokrasi işte budur?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
Kaydol:
Yorumlar (Atom)