“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”

21.7.12

SÖZÜM BEN CHP İLÇE BAŞKANIYIM DİYEN İLÇE BAŞKANLARIMA

SÖZÜM BEN CHP İLÇE BAŞKANIYIM DİYEN İLÇE BAŞKANLARIMA

Çok değerli ve çok kıymetli ilçe başkanım. Öncelikle CHP ilçe başkanlığına seçildiğiniz için, CHP ilçe başkanlığı unvanını aldığınız için, CHP ilçe başkanlığı koltuğuna oturduğunuz için siz canı gönülden kutluyor ve tebrik ediyorum. Size ve çalışma arkadaşlarınıza üstün başarılar diliyorum.

Çok değerli ve çok kıymetli ilçe başkanım. Siz artık CHP ilçe başkanısınız. Ben CHP ilçe başkanıyım diye kendinizi özgürce tanıtmanız en doğal hakkınız.

Çok değerli ve çok kıymetli ilçe başkanım. Temsil ettiğiniz ilçe örgüt başkanlığını, il, başkanımız, milletvekilimiz, genel başkanımız ziyaret etse ilçe başkanı olarak siz karşılayacaksınız. Ben ilçe başkanıyım diye kendinizi takdim edeceksiniz. Bunu birçok yerde iftiharla, onurla gururla söyleyeceksiniz.

Çok değerli ve çok kıymetli ilçe başkanım. Size bir sorum olacak. CHP ilçe örgütü başkanı olarak ilçenizde bir mahalleyi, ya da sokağı ziyaret edecek olsanız, o mahallede, sokakta sizi karşılayacak olan mahalle, sokak sorumlusu var mı? Mahalle sorumlusu, sokak sorumlusu yoksa en kısa sürede mahalle ve sokak sorumlusunu oluşturmak seçmek için her hangi bir çalışmanız var mı?

Ziyaret edeceğiniz mahallenin mahalle ve sokak sorumlusu yoksa bu konuda başkanlığınızın herhangi bir çalışması, çabası yoksa o makamı, o unvanı, o koltuğu, bence hak etmiyorsunuz demektir. 20.07.2012

20.7.12

CHP’Lİ BİR ÜYE OLARAK İÇİMİ ACITIYOR YÜREĞİMİ SIZLATIYOR.



2.000.000 nüfusu olan bir şehrin 700.000 nüfusu olan bir ilçesinde CHP örgütünün asil üyesi ola aksınız. İki yıl boyunca her türlü eyleme, etkinliğe isteyerek, içinizden gelerek, büyük bir arzuyla şevkle enerjiyle katılacaksınız. İlçenizde görev alıp çalışmak için, var olmak için çok büyük çaba ve gayret sarf edeceksiniz, göz önünde hiçbir zaman gitmeyeceksiniz. Ama görünmez bir el, görünmez sihirli bir güç sizi devamlı itecek, varlığınızı kabul etmeyecek. İşte bu durum

CHP’Lİ BİR ÜYE OLARAK İÇİMİ ACITIYOR YÜREĞİMİ SIZLATIYOR.

O görünmez el, görünmez sihirli güç kim derseniz? Tam işte budur demeyeceğim, ama anlamanız için çok sağlam ipucu vereceğim.

O görünmez elin, o görünmez sihirli gücün kim olduğunu aslında hepimiz yıllardan beri çok, çok iyi biliyoruz, çok iyi tanıyoruz, çok iyi görüyoruz, çok iyi hissediyoruz. Bilmiyoruz, tanımıyoruz, görmüyoruz, hissetmiyoruz diyenlere, doğruluğundan asla kuşku duymayacakları çok sağlam ip ipucu vereceğim.

CHP genel başkanı bir il ya da ilçe örgütünü ziyaret ettiğinde genel başkanı ilk karşılayan kimdir? O ilin ya da ilçenin İl ya da ilçe başkanıdır.

O ilin il CHP’li İl başkanı, il sınırları içindeki CHP ilçe örgütlerinden birine ziyarete ettiğinde, il başkanını ilk karşılayan kimdir? O ilçenin ilçe başkanı karşılar.

CHP ilçe başkanı ilçe sınırları içindeki mahallelerden birini ziyaret ettiğinde ilçe başkanını kim karşılar? Parti tüzüğünün 26 Maddesi gereğince Mahalle sorumlusu karşılar. Mahalle ve sokak sorumluları var mı? Hayır yok.

İşte o görünmez el, o görünmez sihirli güç, yıllardan beri mahalle ve sokak sorumlularını oluşturmayan, oluşturmak istemeyen, oluşturursa kendisinin yok olacağından korkan, ürken çekinen, anlayıştır, zihniyettir. Yanlış alışkanlıktır. Uygulamadır. İşte bu durum

CHP’Lİ BİR ÜYE OLARAK İÇİMİ ACITIYOR YÜREĞİMİ SIZLATIYOR.

Bu yazıyı sabırla okuyanlara soruyorum. Partimizi esir alan bu anlayıştan, zihniyetten, alışkanlıktan, uygulamadan partimizi nasıl kurtaracağız? 20.07.2012



19.7.12

BURSA CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT BAŞKANLIĞINA


14.7.2012 tarihinde yapılan örgüt toplantımızda da ifade ettiğim gibi, ülkemiz ve partimiz Geriye dönüşü olmayan tarihi bir değişimin içinde bulunmaktadır. Ülkemizde ve partimizde yaşadığımız iç ve dış olaylar bunun en somut göstergesidir. Tam bu sürecin içinde partimiz, tarihi öneme sahip olan büyük kurultayını gerçekleştirmektedir. Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar dayanışmaya, birliğe beraberliğe örgütlü gücümüzü yaratmaya ihtiyacımız olduğu çok açık bir gerçektir. Bu düşünceden hareketle sormak ve bilgi edinmek istiyorum.

Parti tüzüğümüz 5. Mad.Çalışma ilkeleri, son paragrafında diyor ki,
Siyasal yaşamda, erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun yükselmek esastır. Partililer bu ilkeye uymakla, parti yöneticileri de bu ilkeleri uygulamakla yükümlüdürler.

SORU 1-Siyasal yaşamda, erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun yükselmek esas ise, partililer bu ilkelere uymakla, parti yöneticileri de bu ilkeleri uygulamakla yükümlü ve sorumlu iseler, erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun üyeleri bulup, partiye kazandırmak için, ilçe yönetim kurulu ne gibi çalışmalar yapmaktadır?

Parti tüzüğümüz 26. Mad. birinci paragrafında diyor ki,
“muhtarlık bölgesi görevlileri (Mah. Ve Sk. Sorumluları) çalışma grubu” oluşturulur. Muhtarlık bölgesi görevlileri çalışma grubu, bağlı bulunduğu ilçe yönetim kurulunun sorumluluğu altında çalışır.

SORU 2-Adı ister muhtarlık bölge çalışma grubu görevlileri olsun, ister mahalle ve sokak sorumluları olsun, partimizin hayat damarı olan, partimizi besleyen ve güçlendiren bu örgütlenmenin ağının kurulması için ilçe yönetim kurulu ne gibi çalışmalar yapmaktadır?

Parti tüzüğümüz 30. Mad. üçüncü paragrafında diyor ki,
İlçe düzeyinde oluşturulan, çalışma gruplarının belde örgütlerinin, muhtarlık bölgesi görevlileri çalışma grupları ile ilçe çevresinde ki, belediye meclisi parti gruplarının çalışmalarını düzenler ve denetler.

Parti tüzüğümüz 83 Mad. üçüncü paragraf diyor ki,
eğitimler ilçede muhtarlık çevresi gözetilerek il ve ilçe parti eğitmenleri tarafından verilir.
Dördüncü paragraf diyor ki, parti içi eğitime katılma ve eğitimden yararlanma partide yükselmenin temel koşuludur.
Beşinci paragraf diyor ki, parti bütçesinin en az yüzde on beşi eğitim için ayrılır.

SORU 3-Parti içi eğitime katılma, eğitimden yararlanma partide yükselmenin temel koşulu ise, ilçe örgütümüzde eğitimle ilgili ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? Elde edilen gelirinin yüzde on beşi eğitim hizmetlerinde kullanılmak üzere ayrılmış mıdır?

SORU 4-Demokratik işleyiş içinde, İl ve ilçe örgüt başkanlarımızı genel başkanımızı karşılar ağırlar, il örgütünün sorunlarını taleplerini genel başkanımıza anlatır. İl başkanlarımızı ilçe örgütü başkanlarımız karşılar ağırlar ilçe örgütünün sorunlarını taleplerini il başkanımıza anlatır.

İlçe başkanlarımızı mahalle örgütlerinde kim karşılar? Kim ağırlar? Mahalle ve sokak sorumluları yok ise, Mahallenin, üyelerin, sorunlarını, taleplerini ilçe başkanına kim anlatır?

Parti tüzüğümüzün 7 maddesi gereğince sorularım hakkında bilgi edinmek istiyorum. Bilginin tarafıma yazılı olarak verilmesi konusunda gereğinin yapılmasını önemle arz ederim. 19.07.2012
Zülfikar Bal
CHP Yıldırım İlçe Örgüt Üyesi Dağıtım
Gereğinin yapılması için CHP Yıldırım İlçe Örgüt Başkanlığına
Bilgi için: CHP Bursa İl Örgütü Başkanlığına
Bilgi için: CHP genel Başkanlığına

17.7.12

BURSA CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT BAŞKANIMIZ SAYIN GÜNER AKLAN’A 5 SORUM VAR.



Sayın ilçe başkanım
14.7.2012 tarihinde yapılan örgüt toplantımızda da ifade ettiğim gibi, ülkemiz ve partimiz Geriye dönüşü olmayan tarihi bir değişimin içinde bulunmaktadır. Ülkemizde ve partimizde yaşadığımız iç ve dış olaylar bunun en somut göstergesidir. Tam bu sürecin içinde partimiz, tarihi öneme sahip olan büyük kurultayını gerçekleştirmektedir. Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar dayanışmaya, birliğe beraberliğe örgütlü gücümüzü yaratmaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir.

Kolay ve kestirme yoldan kişileri kurtarmaya yönelik değil, uzun ve zor yoldan partimizi kurtarmaya ve iktidar yapmaya yönelik olan 5 temel soru soracağım. Partimiz Türkiye'nin partisidir. Sorular cevaplar türkiyemizi ve partimizi doğrudan ilgilendirmektedir. Bu nedenle soruların ve cevaplarında gizliliği olmadığı düşüncesindeyim.

Parti tüzüğümüz 5. Mad.Çalışma ilkeleri, son paragrafında diyor ki,
Siyasal yaşamda, erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun yükselmek esastır. Partililer bu ilkeye uymakla, parti yöneticileri de bu ilkeleri uygulamakla yükümlüdürler.

SORU 1
Siyasal yaşamda, erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun yükselmek esas ise, partililer bu ilkelere uymakla, parti yöneticileri de bu ilkeleri uygulamakla yükümlü ve sorumlu iseler, erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun üyeleri bulup, partiye kazandırmak için, ilçe yönetim kurulu ne gibi çalışmalar yapmaktadır?

İlçemiz örgütünde hiçbir çalışma grubu, komisyon, (mahalle ve sokak sorumlusu) muhtarlık bölge görevlileri yok ise, üyelerimizle ilçe yönetimi arasındaki iletişim tümüyle kopmuş ise, erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun üyelere nasıl ve hangi yolla ulaşılıp partimize kazandırılacaktır?

Parti tüzüğümüz 26. Mad. birinci paragrafında diyor ki,
“muhtarlık bölgesi görevlileri (Mah. Ve Sk. Sorumluları) çalışma grubu” oluşturulur. muhtarlık bölgesi görevlileri çalışma grubu, bağlı bulunduğu ilçe yönetim kurulunun sorumluluğu altında çalışır.

SORU 2
Adı ister muhtarlık bölge çalışma grubu görevlileri olsun, ister mahalle ve sokak sorumluları olsun, partimizin hayat damarı olan partimizi besleyen ve güçlendiren bu örgütlenmenin oluşması için ilçe yönetim kurulu ne gibi çalışmalar yapmaktadır?

Parti tüzüğümüz 30. Mad. üçüncü paragrafında diyor ki,
İlçe düzeyinde oluşturulan, çalışma gruplarının belde örgütlerinin, muhtarlık bölgesi görevlileri çalışma grupları ile ilçe çevresinde ki, belediye meclisi parti gruplarının çalışmalarını düzenler ve denetler.

SORU 3
İlçemiz düzeyinde, çalışma grupları, muhtarlık bölgesi çalışma grubu görevlileri oluşmuyor, oluşması geciktiriliyor, somut çalışma başlatılmıyor yada geciktiriliyorsa ise, bu durum tüzük ihlali ve imali değil midir?

Parti tüzüğümüz 83 Mad. üçüncü paragraf diyor ki,
eğitimler ilçede muhtarlık çevresi gözetilerek il ve ilçe parti eğitmenleri tarafından verilir.
Dördüncü paragraf diyor ki, parti içi eğitime katılma ve eğitimden yararlanma partide yükselmenin temel koşuludur.
Beşinci paragraf diyor ki, parti bütçesinin en az yüzde on beşi eğitim için ayrılır.

SORU 4
Parti içi eğitime katılma, eğitimden yararlanma partide yükselmenin temel koşulu ise, ilçe örgütümüzde eğitimle ilgili ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? İlçede elde edilen gelirimizin yüzde on beşi eğitim hizmetlerinde kullanılmak üzere ayrılmış mıdır?

SORU 5
Dört temel soru cevap bulmadan, gerekleri yerine getirilmeden, 4 temel soruyla ilgili olarak kısa, orta ve uzun vadeye dayalı olarak hiç bir plan ve program, proje hazırlanmadan, örgüte açıklanmadan, göreve geldiğiniz günden bu yana nerede ise zamanın tamamını ziyaretlere ayırmanın doğru olduğunu düşünüyor musunuz?

Parti çalışmalarında ve örgütlenmede esasa yönelik olan sorularıma cevap verilmesi için (tüzük 7/B ) Mad. ilçe başkanımızın, bilgi olması içinde il başkanımızın bilgisine önemle arz ederim. 17.7.2012

16.7.12

BUGÜNKÜ ŞARTLARDA BURSA CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT BAŞKANI BEN OLSAYDIM. İLK YPACAĞIM ÖNEMLİ İŞ NE OLURDU?

BUGÜNKÜ ŞARTLARDA BURSA CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT BAŞKANI BEN OLSAYDIM. İLK YPACAĞIM ÖNEMLİ İŞ NE OLURDU?

Eğitim, örgütlenme, sağlık, sosyal etkinlikler vb. Birçok konularda çalışma grupları, mahalle ve sokak sorumlularını oluşturmak için, gerekli olan komisyonları) hiç zaman kaybetmeden çalışmalara başlardım. Plan ve projeler hazırdım. (Tüzük Mad.26,30,83)

İlk yapılacak ilçe örgütü toplantısında hazırladığım plan ve projeleri örgütün bilgisine sunardım. Önerilerini eleştirilerini alırdım. Yardım ve desteklerini isterdim. Gönüllü olarak görev almak isteyenlerin isim ve soy isimlerini yazardım. En kısa zamanda gönüllü olarak görev almak isteyenlerle bir toplantı yapardım. Planı projeyi, ayrıntılı olarak anlatırdım. Seçimle ya da atamayla görev üstlenmelerini sağlardım.

Hiçbir acil işin, ziyaretlerin, hedefime koyduğum bu önemli işi geciktirmesine, aksatmasına asla izin vermezdim. Çünkü yerel seçimlerde, sandık görevlendirmelerinde onlar çok çok ihtiyaç duyulacaktır.

Şimdi ki ilçe başkanımızda hedefine önemli bir iş koymuş. Ziyaretlere aralıksız devam edeceklerini Üye güncellemelerini 6 ay içinde bitireceklerini, örgüt toplantısında açıklamıştır.

Asıl örgütün hayat damarı olan çalışma gruplarının, mahalle ve sokak sorumlularının oluşması için farklı plan ve projeler üzerinde çalışıldığını söylemekle yetinmiştir. Ama zaman belirtmemiştir. Plan ve projelerin üzerinde kimlerin çalıştığını, plan ve projelerin neler olduğu, hangi aşama da olduğunu açıklamamıştır. Somut bilgiler verilmediği için oyalama ve geciktirme olduğunu düşünüyorum.

Üyelerin güncelleşmesi elbette ki önemlidir. Ziyaretler elbette ki önemlidir. Ama üyelik güncelleştirmesinin, ziyaretlerin ve başka hiçbir işin çalışma gruplarının, mahalle ve sokak sorumlularının oluşması için yapılacak çalışmaya engel değildir.

Keşke, 14.7.2012 tarihinde Barış Manço Kültür Merkezinde yapılan örgüt toplantısında, çalışma gruplarında, mahalle ve sokak sorumluluklarında gönüllü olarak görev almak isteyenler kimler diye sorulsaydı. Sorulmadığı için gerçekten üzgünüm.


Bu konudaki ısrarlı önerilere rağmen, çalışmalar şimdilik ilçe yönetimi ve ilçe yönetimine yakın olan isimlerle birlikte ziyaretler düzeyinde sürdürülmek istenmektir. Belli ki çalışmaların tabana yayılması yaygınlaşması, çeşitli gerekçelerle geciktirilmek istenmemektedir. Bunun nedenini anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. 16.07.2012

NOT: Bu yazımı ilçe başkanımızın okuduğundan emin olmayı çok isterdim.

CHP BURSA İL BAŞKANIMIZIN, İLÇE BAŞKANIMIZIN, İLGİSİNE BİLGİSİNE DİKKATİNE ÖNEMLE SUNUYORUM


Partimizde örgütlenme nedir? Zincirin halkalarıdır.
Zincirin halkaları nelerdir?
Genel merkezdir.
İl yönetimidir
İlçe yönetimidir
Mahalle sorumlusudur
Sokak sorumlusudur.
Üyedir.
İlçe merkezinde üyenin kaydı, üyelik formu, üyelik bilgileri vardır ama
Örgüt zincirinin halkaları biri birinden kopuktur.
İlçe yönetiminin üyelerin varlığından haberi yoktur.
Aynı mahallede, aynı apartmanda yıllarca ikamet eden üyelerin biri birilerinden haberi yoktur.
Sokak sorumlusu yoktur.
Mahalle sorumlusu yoktur.
Hiçbir çalışma grubu yoktur.
Kurulan çalışan hiç bir komisyon yoktur.
700.000 bin nüfusu 3400 üyesi olan bir ilçede sadece ilçe yönetimi vardır.
Sadece ilçe yönetim kurlunun toplantıları vardır.
Sadece İlçe yönetim kurulu üyelerinin çalışması vardır.
Göreve gelir gelmez, ilk iş olarak zincirin halklarını biri birine bağlamayan, bağlamak için hiçbir çalışma yapmayan ama tüm işleri kendi görmeye çalışan, örgütlenme zincirine ihtiyaç duymayan bir ilçe yönetimi örgütlü başarıya imza atabilir mi? partiyi iktidara taşıyabilir mi? Bu önemli konuyu ve önemli soruyu

CHP BURSA İL BAŞKANIMIZIN, İLÇE BAŞKANIMIZIN, İLGİSİNE, BİLGİSİNE, DİKKATİNE ÖNEMLE SUNUYORUM

15.7.12

CHP YILDIRIM İLÇE MRGÜT TOPLANTISINDA YAPTIĞIM KONUŞMA METNİ

CHP YILDIRIM İLÇE MRGÜT TOPLANTISINDA YAPTIĞIM KONUŞMA METNİ

Yer: Bursa Barış Manço Kültür Merkezi.
Tarih: 14.6.2012 saat 18.00

Değerli üyelerimiz, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

17 Temmuzda yapılacak kurultayımızın, partimiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.

İki buçuk yıldan beri ilk kez, yıldırım ilçe başkanlığımız tarafından düzenlenen örgüt toplantısına katılıyorum.

Bu toplantının düzenli yapılması için gerçekten çok mücadele verdim. Ama şimdi

Sevinmeli miyim? Üzülmeli miyim? Bilmiyorum.

Toplantıyı düzenleyen örgüt yönetimini kutluyorum.
Bu toplantının ilk ve son olmamasını diliyorum. (ilçe danışma top. Tüzük 57/c)

Ayrıca yeri biraz sapada olsa da, şimdiki ilçe merkezimizden çok daha güzel bir mekâna kavuşturduğu için ilçe başkan ve yönetim kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum.

Konuşmama genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 7.7.2010 tarihinde, TV’de canlı yayında verdiği bir demeci hatırlatarak konuşmama başlamak istiyorum.

“İstanbul il başkanı burada, listeyi nasıl oluşturursa oluştursun, bu beni ilgilendirmez. İstanbul haritasını önüme koyacağım, her mahallenin sorumlusu ile telefonda görüşeceğim.

Genel başkanımız iki yıldır mahalle sorumlularıyla telefonda görüşemedi. Umarım görüşeceği günler çok uzakta değildir. Umarım ilk görüşeceği mahalle temsilcisi ilimizden ilçemizden olur.

Değerli üyeler
Hepimizin bildiği gibi, 2010 yılı nisan ayında Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla birlikte, partimizde değişim süreci başladı.

Son iki yıl içinde partimizde
İl ve ilçe başkanları değişti
Kadın ve gençlik kolu başkanları değişti. Yönetim kurulu üyeleri değişti
Delegeler değişti,
Milletvekilleri değişti.
Parti tüzüğü değişti.

Bu kadar köklü değişmelere rağmen,
Parti ve örgüt içindeki şikâyetlerimiz, sıkıntılarımız azaldı mı? Bitti mi?

Hayır. Azalmadı. Bitmedi. Neden?
Çünkü değişim, devam ediyor.

Çünkü yıllarca süren yanlış alışkanlıklar, antidemokratik uygulamalar, disiplinsizlikler, devam ediyor.
Çünkü sorunlarımız, sıkıntılarımız, devam ediyor.

Sorunlarımızı, sıkıntılarımızı çözmek için neler yapmalıyız?
Sorular sormalıyız, Önerilerde bulunmalıyız. Taşın altına elimizi değil, bedenimizi koymalıyız?
Sorunlarımızı açıkça tartışıp, konuşmalıyız. Doğru teşhisler koyup, doğru çözümler bulmalıyız.

Bu düşünceden hareketle kendimize bir soru soralım. Diyelim ki
Örgütlü yaşam içinde en zayıf tarafımız nedir?

Örgüt üyeleri olarak, bir birimize yabancı olmamızdır. Bir birimizi tanımamamızdır.

Bir soru daha soralım diyelim ki.
Örgütlü yaşam içinde en güçlü tarafımız nedir?

Bir birine yabancı olan, bir birini tanımayan üyeler ve delegeler arasında, tanımak ve tanınmak için, eşit olmayan koşullarda

Maddi ve manevi anlamda, tüm olanaklarımızı, yeteneklerimizi, gücümüzü, becerilerimizi seferber etmektir.

Bunları parti içi seçim sürecinin her aşamasında yaşadık, Gördük ve şahit olduk.

Buna da demokrasi dedik. İçimize sindirdik. Eğer demokrasi buysa, olmaz olsun, yerin dibine batsın böyle demokrasi.

Peki, önümüzdeki süreçte neler yapmalıyız?
Bu sorunun cevabı son derece açık ve nettir.

Hiç yapmak istemediğimizi yapmalıyız.
Hiç zaman kaybetmeden, örgütlenme ağı kurma çalışmalarına başlamalıyız.

Bildik tanıdık basit ucuz politik oyunlardan artık vaz geçmeliyiz. Kafamızı kuma sokmamalıyız. Çünkü çok yakından izleniyoruz.

Kendimizle savaşmalıyız, bizi esir almaya çalışan benliği, bencilliği içimizden söküp atmalıyız, biz diyenlere kucak açmalıyız.
Bizden sonraki kuşakları düşünmeliyiz.

Hiçbir gerekçe ile üyeler arasında, ayırım ve ayrıcalık yapmamalıyız, Her bir üyeye eşit mesafede durmalıyız.

Geçmişte bir grubun içinden gelsek de,
Bir grubun adamı olsak da,
Grupçu, kutupçu, hizipçi anlayışın, uygulamanın, ahbap çavuş ilişkilerinin,

İzinsiz gizli kapaklı yapılan toplantıların, pazarlıkların köküne kezzap döküp yok etmeliyiz.
Partimizin, tüzüğüne, çalışma ilkelerine, disiplinine kesinlikle uymalıyız.

Görev yetki ve sorumluluk sınırlarımızın dışına çıkmamalıyız. Ne oldum delisi dememeliyiz.

Örgüt çalışmalarını, tabana alabildiğine yayıp ve yaygınlaştırmalıyız. İsteyen herkese görev vermeliyiz. (tüzük mad.26,30/b)

Her ne pahasına olursa olsun, partimizde örgütümüzde özgür iradeyi, özgür düşünceyi, özgür üyeyi hâkim kılmalıyız.

Gücümüzü, yetkimizi kesinlikle üyelerden ve üyelerin oylarından almalıyız. Üyelerimize hak ettiği değeri vermeliyiz.

Tıpkı örgüt yemeğinde olduğu gibi,
Tıpkı ziyaretlerde olduğu gibi,
Örgütten habersiz olarak,

Ben yaptım oldu. Alışkanlığından bir an önce kurtulmalıyız. Anlatmalıyız.

Alınan kararları, yapılan ve yapılacak olan iş ve işlemleri, etkinlikleri, eylemleri, toplantıları, ziyaretleri, görüşmeleri, görevlendirmeleri belli bir plan ve program dâhilinde dâhilinde yapmalıyız. Bunları üyelerimize duyurmalıyız

Duyuruları,
Telefonun, internetin, kulaktan kulağa haber vermenin dışında, ilan panolarına mutlaka asmalıyız.
Her konuda alabildiğine şeffaf olmalıyız.

Bütün bu işleri ve daha fazlasının yapılmasında, organizasyonunda birinci derecede sorumlu yetkili ve görevli olan, bu konularda karar alıp uygulamaya koyan
İlçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Tüz. Mad. 30/b)

Değerli üyeler
İlçemiz örgütünün bütçesi nedir? Geliri nedir? Gideri nedir?


Komisyonlara, gruplara, parti içi eğitime ayrılan pay ne kadardır? (Tüz. Mad.80,83) bilmiyoruz.


Yönetim kurulu her hafta toplanır. Hangi kararları alır ve uygulamaya koyar? Bilmiyoruz.


Örgüt içinde yapılan tüm toplantılar hangi, ilke, kural ve esaslara göre düzenlenir? Yönetilir bilmiyoruz.


Bilmediklerimizi bilmek istiyoruz.
Saygılar sunuyorum. 14.07.2012



14.7.12

PASİF DİRENİŞ.

PASİF DİRENİŞ.

İl ve ilçe örgütümüzde, örgütlenme ağının kurulmasına karşı sürdürülen pasif direnişi kaynak, belge, tarih vererek açıklamaya çalışacağım.

29.5.2010 tarihinde CHP Bursa il örgüt başkanlığımıza, yazdığım ve cevap aldığım, kısa bir yazımı bilginize sunmak istiyorum.

“CHP Bursa İl başkanlığına
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle birlikte, CHP oylarında çok hızlı ve tahminlerin ötesinde bir artış olduğunu anketler göstermektedir.

Açıkça görülmektedir ki, il ve ilçe yönetimleri, ülke genelinde esen bu rüzgârın çok gerisinde kalmıştır. İlçe yönetim kurulu toplantıları dışında hiç bir faaliyet yok gibidir.

Mahalle temsilcileri yok, İş yeri temsilcileri yok, örgütlenme, eğitim vb. gibi çalışma grupları yok. Kadın ve gençlik kolları var ama kendileri yok. İl ilçe örgütlerinde halkı bilgilendirecek yönlendirecek, örgütleyecek faaliyet yok.

Böylesi bir dönemde bunların hayata geçirilmesi için hiç bir çalışma yok.
CHP bursa il başkanlığı, ilçe başkanları ile toplantı yapmalıdır. Çok gecikmeden, derhal ve süratle, örgütlenme çalışması başlatılması için, karar alınmalı ve uygulamaya konulmalıdır.

Bursa genelinde, evlerde, iş yerlerinde, kahvehanelerde, toplantılar düzenlenmeli. Gelişmeler, anlatılmalı. Üye yapılmalı. Duyarlı istekli arzulu olan herkese çalışma gruplarında görev verilmelidir.

CHP Bursa örgütünün bunu yapacak, alt yapısı, potansiyel insan gücü, çok deneyimli üyeleri vardır. Önemli olan bunu harekete geçirmektir. Buda il, ilçe başkan ve yönetimlerinin görev yetki ve sorumluluk alanları içindedir. “

Tarih 30.5.2010 bir gün sonra il başkanından verilen yazılı yanıt. “iletiniz, önerileriniz için teşekkür ederim. Hepsi dikkate alınacaktır. Gürhan akdoğan CHP Bursa il başkanı

Aynı yazıma Bursa Nülüfer belediye başkanı sayın Mustafa boz bey’in 29.5.2010 tarihli cevabı
Sayın Zülfikar Bal, duygularınıza, düşüncelerinize ve önerilerinize teşekkür ederim. Çok yakında CHP İlce ve Il örgütü geleceğe yönelik programla ilgili toplantı yapacaktır. Sızın önerinizi İl ve İlce örgütlerine aktaracağım. Selam ve saygılarımla

O gündür, bu gündür, örgütlenme konusunda hiçbir çalışma yapılmıyor örgütlenme ağı kurulmuyor.

Tarih 7.7.2010 Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun TV’de canlı yayındaki demeci
İstanbul il başkanı burada, listeyi nasıl oluşturursa oluştursun, bu beni ilgilendirmez. İstanbul il haritasını açacağım her mahallenin sorumlusu ile telefonda görüşeceğim.
O gündür, bu gündür, örgütlenme konusunda hiçbir çalışma yapılmıyor örgütlenme ağı kurulmuyor.

Tarih 23.10.2010 Bursa CHP il örgütü danışma kurulu toplantısı.
Nerede ise tüm konuşmacılar örgütlenme ağının kurulmasından, sokağa inilmesinden bahsediyor.
O gündür, bu gündür, örgütlenme konusunda hiçbir çalışma yapılmıyor örgütlenme ağı kurulmuyor.

Örgütlenme ağı kurulmayınca, ilçe yönetimi çaresiz, güçsüz, etkisiz duruma düşüyor.
2010 yılında yapılan, anayasa oylama öncesi
2011 yılında yapılan genel seçim öncesi, çalışma yapması için, biri birinden farklı olan çalışma gruplarına görev ve yetki veriyor.

Gruplar kendi arasında ve guruplarla yönetim kurulu arasında sorunlar yaşanıyor. Gruplar kalıcı olmuyor. Hepsi dağılıyor.
2012 yılı başlarında, parti içi seçim süreci öncesinde ve seçim süreci içinde (delege seçimlerinde) ilçe yönetimin çaresiz, etkisiz, güçsüz olduğunu, görev yapamaz duruma düştüğünü gören ve anlayanlar,

Kendiliklerinden harekete geçiyorlar. Kendi aralarında istedikleri üyelerle grup kuruyorlar. Bir anlamda ilçe yönetiminin görevini üstleniyorlar. Delege seçimleri konusunda üyeleri bilgilendirme toplantıları yapıyorlar. Seçime hazırlanıyorlar.

Özet olarak 2010,2011 ve 2012 yıllarında ilçe örgütümüzde toplam 4 çalışma görev alıyor. 4 grup başkanından birisi, hiçbir göreve aday olmuyor. 2’si milletvekili aday adayı oluyor kazanamıyor. Bir grup başkanı ise ilçe başkanlığına aday oluyor. Seçimi kazanıyor ve bizim ilçe başkanımız oluyor.

Seçimi kazanan ilçe başkanımız ve ekibi göreve gelir gelmez, ilk iş olarak örgütlenme ağı kurma çalışmalarını başlatacaklarını bekliyordum. Hayal ve umut ediyordum.

Ancak aradan 2,5 ay geçmesine rağmen, zamanın neredeyse tamamını ekip arkadaşlarıyla birlikte ziyaretle ayırdığını, Örgütlenme ağının kurulma çalışmalarına ise hiç zaman ayrılmadığını görüyor ve şahit oluyorum. Ve hayal kırıklığına uğradığımı anlıyorum.

Demokrasiyi savunan ama örgütlenme ağı olmayan, hiçbir partinin, hiçbir örgütün kalıcı başarıya imza atacağına, partiyi, örgüt güçlendireceğine kesinlikle inanmıyorum.

Türkiye’nin en büyük en köklü partisinde
Türkiye’nin en büyük ilçelerinin birinde
Çok çalışan ama çalışmak isteyenleri çalışma içine katmayan, katamayan anlayışı, zihniyeti uygulamayı samimi bulmuyorum. Doğru bulmuyorum. Doğal bulmuyorum, haklı bulmuyorum etik bulmuyorum.

Örgütsüz bir toplum demokrasiyi koruyamaz. Geliştiremez. En doğal hakları elde edemez.

O zaman, neden örgütlenme ağı kurulmak istenmiyor? Sizler nasıl cevap verirsiniz bilmem. Bu soruya benim vereceğim yanıt. Eğer örgütlenme ağı olsaydı. Bugün seçilenlerin birçoğu seçilemeyecekti ama seçilemeyenlerin birçoğu da seçilmiş olacaktı.

Kişisel düşüncem kolay ve kestirme yoldan seçilmek isteyenler örgütlenme ağının kurulmasına çok soğuk duruyorlar. Çeşitli gerekçelerle sürekli erteliyorlar. 14.07.2012

13.7.12

CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT TOPLANTISI KONUŞMA METNİ

CHP BURSA YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT TOPLANTISI
Tarih 14.7.2012 barış Mançu kültür merkezi saat 18.00
Değerli örgüt üyeleri, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

2,5 yıl içinde ilk defa katıldığım, ilçemiz örgüt toplantısında, yapacağım konuşmada,
İl ve ilçe örgütümüzde, örgütlenme ağının kurulmasına karşı sürdürülen direnişi kaynak, belge, tarih vererek açıklamaya çalışacağım.

Konuşmamı 5 dakika ile sınırlı tutacağım. Bu nedenle örgüt üyelerimizin dikkatle dinlemelerini özellikle talep ediyorum.
29.5.2010 tarihinde CHP Bursa il örgüt başkanlığımıza, yazdığım ve cevap aldığım, kısa bir yazımı bilginize sunmak istiyorum.

“CHP Bursa İl başkanlığına
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle birlikte, CHP oylarında çok hızlı ve tahminlerin ötesinde bir artış olduğunu anketler göstermektedir.

Açıkça görülmektedir ki, il ve ilçe yönetimleri, ülke genelinde esen bu rüzgârın çok gerisinde kalmıştır. İlçe yönetim kurulu toplantıları dışında hiç bir faaliyet yok gibidir.

Mahalle temsilcileri yok, İş yeri temsilcileri yok, örgütlenme, eğitim vb. gibi çalışma grupları yok. Kadın ve gençlik kolları var ama kendileri yok. İl ilçe örgütlerinde halkı bilgilendirecek yönlendirecek, örgütleyecek faaliyet yok.

Böylesi bir dönemde bunların hayata geçirilmesi için hiç bir çalışma yok.
CHP bursa il başkanlığı, ilçe başkanları ile toplantı yapmalıdır. Çok gecikmeden, derhal ve süratle, örgütlenme çalışması başlatılması için, karar alınmalı ve uygulamaya konulmalıdır.

Bursa genelinde, evlerde, iş yerlerinde, kahvehanelerde, toplantılar düzenlenmeli. Gelişmeler, anlatılmalı. Üye yapılmalı. Duyarlı istekli arzulu olan herkese çalışma gruplarında görev verilmelidir.

CHP Bursa örgütünün bunu yapacak, alt yapısı, potansiyel insan gücü, çok deneyimli üyeleri vardır. Önemli olan bunu harekete geçirmektir. Buda il, ilçe başkan ve yönetimlerinin görev yetki ve sorumluluk alanları içindedir. “

Tarih 30.5.2010 bir gün sonra il başkanından verilen yazılı yanıt. “iletiniz, önerileriniz için teşekkür ederim. Hepsi dikkate alınacaktır. Gürhan akdoğan CHP Bursa il başkanı
O gündür, bu gündür, örgütlenme konusunda hiçbir çalışma yapılmıyor örgütlenme ağı kurulmuyor.

Tarih 7.7.2010 Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun TV’de canlı yayındaki demeci
İstanbul il başkanı burada, listeyi nasıl oluşturursa oluştursun, bu beni ilgilendirmez. İstanbul il haritasını açacağım her mahallenin sorumlusu ile telefonda görüşeceğim.
O gündür, bu gündür, örgütlenme konusunda hiçbir çalışma yapılmıyor örgütlenme ağı kurulmuyor.

Tarih 23.10.2010 Bursa CHP il örgütü danışma kurulu toplantısı.
Nerede ise tüm konuşmacılar örgütlenme ağının kurulmasından, sokağa inilmesinden bahsediyor.
O gündür, bu gündür, örgütlenme konusunda hiçbir çalışma yapılmıyor örgütlenme ağı kurulmuyor.

Örgütlenme ağı kurulmayınca, ilçe yönetimi çaresiz, güçsüz, etkisiz duruma düşüyor.
2010 yılında yapılan, anayasa oylama öncesi
2011 yılında yapılan genel seçim öncesi, çalışma yapması için, biri birinden farklı olan çalışma gruplarına görev ve yetki veriyor.

Gruplar kendi arasında ve guruplarla yönetim kurulu arasında sorunlar yaşanıyor. Gruplar kalıcı olmuyor. Hepsi dağılıyor.
2012 yılı başlarında, parti içi seçim süreci öncesinde ve seçim süreci içinde (delege seçimlerinde) ilçe yönetimin çaresiz, etkisiz, güçsüz olduğunu, görev yapamaz duruma düştüğünü gören ve anlayanlar,

Kendiliklerinden harekete geçiyorlar. Kendi aralarında istedikleri üyelerle grup kuruyorlar. Bir anlamda ilçe yönetiminin görevini üstleniyorlar. Delege seçimleri konusunda üyeleri bilgilendirme toplantıları yapıyorlar. Seçime hazırlanıyorlar.

Özet olarak 2010,2011 ve 2012 yıllarında ilçe örgütümüzde toplam 4 çalışma görev alıyor. 4 grup başkanından birisi, hiçbir göreve aday olmuyor. 2’si milletvekili aday adayı oluyor kazanamıyor. Bir grup başkanı ise ilçe başkanlığına aday oluyor. Seçimi kazanıyor ve bizim ilçe başkanımız oluyor.
Seçimi kazanan ilçe başkanımız, göreve gelir gelmez, ilk iş olarak örgütlenme ağı kurma çalışmalarını başlatacağını hayal ve umut ediyordum. Ve bekliyordum.

Ancak aradan 2,5 ay geçmesine rağmen, zamanın neredeyse tamamını ekip arkadaşlarıyla birlikte ziyaretle ayırdığını, Örgütlenme ağının kurulma çalışmalarına ise hiç zaman ayrılmadığını görüyor ve şahit oluyorum. Ve hayal kırıklığına uğradığımı anlıyorum.

Demokrasiyi savunan ama örgütlenme ağı olmayan, hiçbir partinin, hiçbir örgütün kalıcı başarıya imza atacağına, partiyi, örgüt güçlendireceğine kesinlikle inanmıyorum.

Türkiye’nin en büyük en köklü partisinde
Türkiye’nin en büyük ilçelerinin birinde
Çok çalışan ama çalışmak isteyen isteyenleri çalışma içine katmayan, katamayan anlayışı, zihniyeti uygulamayı samimi bulmuyorum. Doğru bulmuyorum. Doğal bulmuyorum, haklı bulmuyorum etik bulmuyorum.
Örgütsüz bir toplum demokrasiyi koruyamaz. Geliştiremez. En doğal hakları elde edemez.

O zaman, neden örgütlenme ağı kurulmak istenmiyor? Sizler nasıl cevap verirsiniz bilmem. Bu soruya benim vereceğim yanıt. Eğer örgütlenme ağı olsaydı. Bugün seçilenlerin birçoğu seçilemeyecekti ama seçilemeyenlerin birçoğu da seçilmiş olacaktı.

Kolay ve kestirme yoldan seçilmek isteyenler örgütlenme ağının kurulmasına çok soğuk duruyorlar. İpe un seriyorlar.

10.7.12

İki buçuk yıldır fiilen parti çalışmalarına katılıyorum.
İki buçuk yıl içinde ilk defa ilçe başkanlığımızın düzenlediği örgüt toplantısına katılıyorum.
Bunun için sevinmeli miyim? Üzülmeli miyim? Bilmiyorum.
Yıllar sonra örgüt toplantısını düzenleyen ilçemiz yönetimini kutluyorum.
Örgüt üyelerimizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Genel başkanımız Kemal genel başkan olduktan 2 ay sonra, 7.7.2010 tarihinde, TV’de canlı yayında, verdiği bir demeci hatırlatarak konuşmama başlamak istiyorum.
“İstanbul il başkanı burada, listeyi nasıl oluşturursa oluştursun, bu beni ilgilendirmez. İstanbul haritasını önüme koyacağım, her mahallenin sorumlusu ile telefonda görüşeceğim.
Bu önemli bilgiyi, huzurunuzda ilçe başkanımızın, ilçe yönetim kurulu üyelerimizin, bilgisine önemle sunuyorum.
Değerli üyeler
Hepimizin bildiği gibi, Kemal Kılıçdaroğlu 2010 yılı nisan ayında Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla birlikte, partimizde temel taşlar yerinden oynadı ve partimizde değişim süreci başladı,
Son iki yıl içinde, il ve ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolu başkanları, il ilçe, kurultay delegeleri, milletvekilleri, parti tüzüğü değişti.
Bu kadar köklü değişimlere rağmen parti ve örgüt içindeki şikâyetlerimiz, sıkıntılarımız azaldı mı? Bitti mi?
Hayır. Azalmadı bitmedi. Neden?
Çünkü değişim devam ediyor.
Çünkü yıllarca süren yanlış alışkanlıklar, uygulamalar, disiplinsizlikler, devam ediyor.
Çünkü örgütün dokularına kadar yayılan kronik hastalıklar devam ediyor.
Çünkü değişim birden, kolay ve kestirme yoldan olmuyor. Zaman alıyor.
Ve zamanımızsa gittikçe daralıyor.
Partimizin sorunları, sıkıntıları, hepimizi, her birimizi eşit derecede ilgilendiriyor.
Sorunlarımızı, sıkıntılarımızı çözmek için neler yapmalıyız? Bu konuda kafa yormalıyız. Önerilerde bulunmalıyız. Taşın altına elimizi değil bedenimizi koymalıyız?
Değerli üyeler
Biz kırkız. Birbirimizi biliriz. Bir birimizi kandırmayalım. Eğri oturup doğru konuşalım. Özümüz ne ise sözümüz o olsun.
Örgütlü yaşam içinde en zayıf tarafımız nedir?
Örgüt üyeleri olarak bir birimize yabancı olmamızdır. Bir birimizi tanımamamızdır.
Örgütlü yaşam içinde en güçlü tarafımız nedir?
Bir birine yabancı olan, bir birini tanımayan üyeler, delegeler arasında tanımak ve tanınmak için, seçmek ve seçilmek için, Maddi ve manevi anlamda kişisel olarak tüm olanaklarımızı, yeteneklerimizi, gücümüzü, becerilerimizi sefer etmektir.
Blok liste yöntemi ile seçim yapmak, diğer listeleri saf dışında bırakmaktır.
Bunları parti içi seçim sürecinin her aşamasında yaşadık. Doya, doya Gördük ve şahit olduk.
Ve buna da demokrasi dedik. İçimize sindirdik. Eğer demokrasi buysa, olmaz olsun, yedi kat kat yerin dibine batsın böyle demokrasi.
En zayıf tarafımızı güçlendirmek için, yani bir birimizi tanımak için ne yapmalıyız?
Cevap son derece açık ve nettir. Hiç zaman kaybetmeden, örgütlenme ağı kurma çalışmalarına başlamalıyız.
Ziyaretlerle, küçük uğraş ve işlerle vakit öldürmemeliyiz.
Bildik tanıdık basit ucuz politik oyunlardan uzak durmalıyız.
Hiçbir haklı yâda haksız mazeretin arkasına sığınmadan
Birçok başlıklardan oluşacak çalışma gruplarını, mahalle, sokak, cadde sorumlularını oluşturmalıyız. Örgütlenme ağını kurumsallaştırmalıyız. Pratik yaşamda hayata geçirmeliyiz.
Tanımada, tanınmada, seçmede, seçilmede, aday olmada, kendini ifade etmede, örgüt üyeleri arasında eşitliği, adaleti, özgürlüğü sağlamak için tüm olanaklarımızı seferber etmeliyiz. Dayanışma içinde olmalıyız. Sensiz bir kişi eksiğiz demeliyiz. Bencilliği kovmalıyız, bize kucak açmalıyız.
Hiçbir gerekçe ile üyeler arasında, ayırım ve ayrıcalık yapmamalıyız, Üyelerimize o izlenimi vermekten özenle kaçınmalıyız.
Her bir üyeye eşit mesafede durmalıyız.
Geçmişte bir grubun içinden gelsek de, bir zamanlar grubun adamı olsak da, grupçu, kutupçu, hizipçi anlayışın, uygulamanın, ahbap çavuş ilişkilerinin izinsiz gizli kapaklı yapılan toplantıların köküne kibrit suyu dökmeliyiz.
Her ne pahasına olursa olsun, partimizde örgütümüzde özgür iradeyi, özgür üyeyi hâkim kılmalıyız.
Gücümüzü ve yetkimizi kesinlikle üyelerden ve üyelerin oylarından almalıyız.
Tıpkı örgüt yemeğinde olduğu gibi, tıpkı sıkça yapılan ziyaretlerde olduğu gibi ben yaptım oldu. Alışkanlığından bir an önce kurtulmalıyız.
Alınan kararları, yapılan ve yapılacak olan iş ve işlemleri, etkinlikleri, eylemleri, toplantıları, ziyaretleri, görüşmeleri, görevlendirmeleri belli bir plan ve program dâhilinde yaparak üyelerimize duyurmalıyız.
Duyuruları,
Telefonun, internetin, kulaktan kulağa haber vermenin dışında ilan panolarına mutlaka asmalıyız.
Bunu alışkanlık ve kural haline getirmeliyiz.
Bütün bu işleri ve daha fazlasının yapılmasında, organizasyonunda birinci derecede sorumlu yetkili ve görevli olan, karar merci olan ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri olduğunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız.
Değerli üyeler

Şimdi ifade edeceğim konuya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum.
Acil olan ama çok önemli olmayan işler uğruna, acil olmayan ama çok önemli olan işleri kurban etmeyelim.
Zamanın tamamı acil olan ama önemli olmayan işlere ayırmayalım
Bu konuda ilçe başkan ve yönetim kurlu üyelerini önemle uyarıyorum.
ACİL OLMAYAN AMA ÖNEMLİ İŞLER NELERDİR?
Birkaç örneği bilginize sunayım
Hasta, düğün, ölüm, esnaf, üye ve ev ziyaretleridir.
Arkası kesilmeyen telefon görüşmeleridir.
Kişilerin sorunlarıyla uzun uzun ilgilenmektir.
Usul ve kuralına uygun olarak yapılmayan kısır, verimsiz, toplantılar uzun tartışmalardır.
ACİL OLAMAYAN AMA ÇOK ÖNEMLİ OLAN İŞLER NELERDİR?
Birkaç örneği bilginize sunayım.
Örgütlenme ağını kurma çalışmalarına başlamaktır.
Çeşitli başlıklardan oluşan çalışma grupları oluşturmaktır.( Eğitim, örgütlenme, hukuk, sosyal etkinlikler vb. gibi)
Mahalle sokak sorumlularını seçmektir.
Partimizin tüzüğüne, çalışma ilkelerine, disiplinine uymak ve uygulamaktır.
Parti içi eğitim çalışmalarına başlamaktır.
Örgüt çalışmalarını alabildiğini taba yaymak ve yaygınlaştırmaktır.
İLÇE BAŞKANIMIZA SORUYORUM
Acil olmayan ama önemli olan işlere mi daha çok zaman ayırıyorsunuz? Yoksa
Acil olmayan önemli işlere mi çok zaman ayırıyorsunuz?
İLÇE BAŞKANIMIZA SORUYORUM
Siz seçilmeden önceki süreçte ilçe çalışmalarında gördüğüm yüzler ve isimler arsında sizi göremiyordum.
Siz başkan olup ekibinizle göreve gelince sizden önceki isim ve yüzleri parti çalışmalarında göremiyorum.
Parti içi dayanışmayı barışı nasıl sağlayacağız.
Bu konularda açıklama yapar mısınız?