“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”
27.4.12
YAŞASIN DEMOKRASİ, YAŞASIN CHP’Sİ, YAŞASIN YENİ BAŞKANIMIZ
CHP örgütlerinde özellikle seçimler yaklaşınca etiket sahibi olanlar, parası çok olanlar, yağcılığı iyi yapanlar bir araya geliyorlar. Hiç kimseye sormadan kendi aralarında bir grup kuruyorlar. Gruba bir ad buluyorlar. Kendilerine göre mantıklı bir gerekçeyle politika ve siyaset sahnesine çıkıyorlar. Sözde kimseye çaktırmadan seçimlerde köşe kapmaya hazırlanıyorlar. Kendilerine hedef bölge seçiyorlar. Kolları sıvıyorlar çalışmaya başlıyorlar. Öncelikle üyelerin telefon numaralarını ele geçiriyorlar. Para harcamaktan kaçınmıyorlar. Düğün salonları, kahvehaneler kiralıyorlar. Toplu mesajlarla üyelere ulaşıyorlar. Hiç kimseye, sormadan danışmadan izin almadan İstedikleri tarihte, istedikleri saatte ve yerde üyeleri toplantıya çağırıyorlar. Katılan üyelerle toplantı yapıyorlar. Bu usul ve yöntemle istedikleri kadar toplantı düzenliyorlar. Toplantıları kendileri yönetiyorlar. Divanda hep bir arada oturuyorlar. Her zaman ilk sözü kendilerine veriyorlar. İstedikleri kadar konuşuyorlar. Bol, bol eşitlikten, adaletten, demokrasiden, haktan hukuktan, özgürlükten, birlikten, beraberlikten dayanışmadan bahsediyorlar. Çeşitli konularda üyeleri bilgilendiriyorlar. Ne kadar fedakâr ve çalışkan olduklarını anlatıyorlar. Zaman kalırsa toplantıya katılanlara söz hakkı veriyorlar. Toplantıları istedikleri zaman bitirebiliyorlar. Grup üyeleri arasında ayrılmalar, boşalmalar oluyorsa da sorun olmuyor. Açık kapatılıyor. hemen yerlerine başkaları alınıyor.
Delege seçimleri başlıyor. Gruplar kendilerine yakın olan isimlerin delege seçilmeleri için tüm olanaklarını seferber ediyorlar. Hiç fedakârlıktan kaçınmıyorlar. Her yolu deniyorlar. Delege seçimleri bitiyor. Delegeler blok liste yöntemiyle seçiliyor.
Sıra ilçe başkanı seçimine geliyor. Grup başkanları (genelde ya parası çok olan ya etiketi olan) adaylıklarını açıklıyorlar. Başkan adayları arasında (gruplarlar arasında) bir birini seçimlerde yok edecek olan amansız yarış süreci başlıyor. Bu yarışta yeler tamamen devreden çıkıyor. Hatta unutuluyor. Delegeler hedef alınıyor. Delegelerle defalarca, görüşmeler, konuşmalar, toplantılar, kulisler yapılıyor. Kapalı kapılar ardında gruplar, grup başkanlar arasında sıkı pazarlıklar yaşanıyor. Final yaklaşıyor. Başkan adayları birlikte uyum ve huzur içinde çalışacağı kişileri listesine yazıyorlar. Kitlesel basın açıklamasında üyeler hatırlanıyor. Mesajla çağrılıyor.
Genel kurulda kişiler değil, blok listeler yarışıyor. En çok oy alan liste seçimin galibi oluyor. Seçilen başkan, başkanlık yetkileriyle, listesine yazdığı, isimlerle gücüne güç katıyor. Koltuğuna mutlulukla zaferle oturuyor.
Parası olmayan, hiçbir gruba katılmayan, bir üyenin gruplar karşısında aday olma ve seçilme şansı hiç ama hiç kalmıyor. Ama seçilen başkan zaferini ilan ederken üstüne basa, basa kazanan demokrasi oldu diyor. Bende diyorum ki yaşasın demokrasi, yaşasın CHP’si yaşasın başkanımız.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
26.4.12
DÜN VARDIK. BUGÜNDE VARIZ. YARINDA VAR OLACAĞIZ. ÇÜNKÜ BİZ CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN GERÇEK SAHİPLERİYİZ
DÜN VARDIK. BUGÜNDE VARIZ. YARINDA VAR OLACAĞIZ.
ÇÜNKÜ BİZ CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN GERÇEK SAHİPLERİYİZ
DÜN REFERANDUMDA, SEÇİM ÇALIŞMALARINDA, EYLEMLERDE, ETKİNLİKLERDE, TOPLANTILARDA OLMAYAN, ORTALIKTA GÖZÜKMEYEN, AMA BUGÜN, SEÇİMLERDE MEYDANI KİMSEYE BIRAKMAYAN, SEÇMEKTEN, SEÇİLMEKTEN, BİRBİRLERİNİ YENMEKTEN, YEMEKTEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEY DÜŞÜNMEYEN, SEÇİLİNCE NE OLDUM DİYEN AMA NE OLACAĞIM DEMEYEN ANLAYIŞ VE ZİHNİYET( YÜZÜ MASKELİ BENLER) SAHİPLERİ ÇOK İYİ ANLASIN VE BİLSİNLER Kİ, BİZ CHP’NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK OLUP BİTEN HER ŞEYİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ.
BİZ CHP 'NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK, PARTİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİN KAZANIMLARINI, DEMOKRASİYİ, OYLARIMIZLA KORUMAK, YAŞATMAK İÇİN, OYLARIMIZLA YÜZLERDEKİ MASKELERİ DÜŞÜRMEK İÇİN, DÜN VARDIK, BUGÜNDE VARIZ, YARINDA VAR OLACAĞIZ. ÇÜNKÜ BİZ HALKIZ, CÜNKÜ BİZ SÖZDE DEĞİL ÖZDE CHP’LİYİZ.
ÇÜNKÜ BİZ CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN GERÇEK SAHİPLERİYİZ
DÜN REFERANDUMDA, SEÇİM ÇALIŞMALARINDA, EYLEMLERDE, ETKİNLİKLERDE, TOPLANTILARDA OLMAYAN, ORTALIKTA GÖZÜKMEYEN, AMA BUGÜN, SEÇİMLERDE MEYDANI KİMSEYE BIRAKMAYAN, SEÇMEKTEN, SEÇİLMEKTEN, BİRBİRLERİNİ YENMEKTEN, YEMEKTEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEY DÜŞÜNMEYEN, SEÇİLİNCE NE OLDUM DİYEN AMA NE OLACAĞIM DEMEYEN ANLAYIŞ VE ZİHNİYET( YÜZÜ MASKELİ BENLER) SAHİPLERİ ÇOK İYİ ANLASIN VE BİLSİNLER Kİ, BİZ CHP’NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK OLUP BİTEN HER ŞEYİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ.
BİZ CHP 'NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK, PARTİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİN KAZANIMLARINI, DEMOKRASİYİ, OYLARIMIZLA KORUMAK, YAŞATMAK İÇİN, OYLARIMIZLA YÜZLERDEKİ MASKELERİ DÜŞÜRMEK İÇİN, DÜN VARDIK, BUGÜNDE VARIZ, YARINDA VAR OLACAĞIZ. ÇÜNKÜ BİZ HALKIZ, CÜNKÜ BİZ SÖZDE DEĞİL ÖZDE CHP’LİYİZ.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
25.4.12
x
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
22.4.12
BAZI CHP’LER, CHP’Yİ BAZI CHP’LİLERDEN KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR. BÜYÜK HATA YAPIYORLAR
BAZI CHP’LER, CHP’Yİ BAZI CHP’LİLERDEN KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR. BÜYÜK HATA YAPIYORLAR
Bazı CHP’liyim diyen CHP’liler var. Durumdan kendine vazife çıkaran CHP’liler, kraldan çok kral kesilen CHP’liler var. Kendini CHP’yi korumakla görevli yetkili sanan CHP’liler var. O CHP’liler CHP’yi CHP’lilerden korumaya çalışıyorlar. Uyarıyorlar, ikaz ediyorlar, akıl veriyorlar. Gerçek anlamda CHP’yi mi koruyorlar? Doğrudan ya da dolaylı yoldan kendilerini mi koruyorlar? Bunu anlamak mümkün olmuyor.
CHP’yi’ CHP’lilerden koruyan CHP’liler belki bilerek belki bilmeyerek CHP’ye çok büyük zarar veriyorlar. Neden mi?
Türkiye ’bir hukuk devletimi? Evet. Kanunlar yasalar var mı? Evet, bağımsız savcılar, mahkemeler, hâkimler, avukatlar var mı? Evet, siyasi partiler kanunu var mı? Evet? Siyasi partilerin tüzükleri var mı? Evet. Siyasi partilerin aldığı kararlar var mı var? Evet. Partilerin disiplin kurulları var mı evet?
CHP’yi CHP’lilerden koruyan, korumaya çalışan CHP’lilere sorum şudur.
Her hangi bir gerekçeyle CHP’ye doğrudan ya da dolaylı yoldan zarar veriyorsun diyerek yazılı yada sözlü olarak uyardığınız, ikaz ettiğiniz parti üyesinin ya da herhangi bir yurttaşın somut suçu nedir? İşlediği suçun belgesi nedir? Hangi yasanın, hangi kanunun, hangi maddesine göre, hangi suçu işlemiştir? O suçun belgesi nedir? Parti tüzüğünün, hangi maddesine göre hangi suçu işlemiştir? Suç belgesi nedir? Hangi parti kararına karşı gelmiştir? Suç belgesi nedir? Partiye nasıl zarar vermiştir? Suç belgesi nedir?
Böyle bir suç, suçlu ve suç belgesi var ise, neden suç belgesiyle birlikte yasal yollara başvuramıyorsun? Neden suç belgesiyle birlikte bağımsız savcılara, mahkemelere, partinin yetkili organlarına başvurmuyorsun da, doğrudan sen uyarıyorsun? Neden sen ikaz ediyorsun? Neden sen akıl veriyorsun? Neden kendi yanlışını doğrunu bir başkasına kabul ettirmeye çalışıyorsun? Sana bu hakkı bu yetkiyi kim verdi? Bu hakkı yetkiyi nereden aldın?
Evet CHP’de parti disiplini mutlaka sağlanmalıdır? Bir partili, aynı parti üyesi olan başka bir partilinin üzerinde, doğrudan ya da dolaylı yoldan hâkimiyet kurmasına, kesinlikle izin verilmemelidir?
Bazı CHP’liyim diyen CHP’liler var. Durumdan kendine vazife çıkaran CHP’liler, kraldan çok kral kesilen CHP’liler var. Kendini CHP’yi korumakla görevli yetkili sanan CHP’liler var. O CHP’liler CHP’yi CHP’lilerden korumaya çalışıyorlar. Uyarıyorlar, ikaz ediyorlar, akıl veriyorlar. Gerçek anlamda CHP’yi mi koruyorlar? Doğrudan ya da dolaylı yoldan kendilerini mi koruyorlar? Bunu anlamak mümkün olmuyor.
CHP’yi’ CHP’lilerden koruyan CHP’liler belki bilerek belki bilmeyerek CHP’ye çok büyük zarar veriyorlar. Neden mi?
Türkiye ’bir hukuk devletimi? Evet. Kanunlar yasalar var mı? Evet, bağımsız savcılar, mahkemeler, hâkimler, avukatlar var mı? Evet, siyasi partiler kanunu var mı? Evet? Siyasi partilerin tüzükleri var mı? Evet. Siyasi partilerin aldığı kararlar var mı var? Evet. Partilerin disiplin kurulları var mı evet?
CHP’yi CHP’lilerden koruyan, korumaya çalışan CHP’lilere sorum şudur.
Her hangi bir gerekçeyle CHP’ye doğrudan ya da dolaylı yoldan zarar veriyorsun diyerek yazılı yada sözlü olarak uyardığınız, ikaz ettiğiniz parti üyesinin ya da herhangi bir yurttaşın somut suçu nedir? İşlediği suçun belgesi nedir? Hangi yasanın, hangi kanunun, hangi maddesine göre, hangi suçu işlemiştir? O suçun belgesi nedir? Parti tüzüğünün, hangi maddesine göre hangi suçu işlemiştir? Suç belgesi nedir? Hangi parti kararına karşı gelmiştir? Suç belgesi nedir? Partiye nasıl zarar vermiştir? Suç belgesi nedir?
Böyle bir suç, suçlu ve suç belgesi var ise, neden suç belgesiyle birlikte yasal yollara başvuramıyorsun? Neden suç belgesiyle birlikte bağımsız savcılara, mahkemelere, partinin yetkili organlarına başvurmuyorsun da, doğrudan sen uyarıyorsun? Neden sen ikaz ediyorsun? Neden sen akıl veriyorsun? Neden kendi yanlışını doğrunu bir başkasına kabul ettirmeye çalışıyorsun? Sana bu hakkı bu yetkiyi kim verdi? Bu hakkı yetkiyi nereden aldın?
Evet CHP’de parti disiplini mutlaka sağlanmalıdır? Bir partili, aynı parti üyesi olan başka bir partilinin üzerinde, doğrudan ya da dolaylı yoldan hâkimiyet kurmasına, kesinlikle izin verilmemelidir?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
SİZ BİZİ UNUTURSANIZ SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ
SİZ BİZİ UNUTURSANIZ SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ
Çok yakında yapılan ana yasa oylamasını (referandumu) hatırlıyorum. CHP’liler olarak Kadınımız, gencimiz, erişkinimiz, partimiz yetkilileri, görevleri, sorumluları, gönüllüler hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Halkla buluşuyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
Çok yakında yapılan milletvekili genel seçimlerin hatırlıyorum. CHP’liler referandumdan daha etkili, daha istekli daha coşkulu, olarak her gün seçim bürolarında milletvekili adaylarımızla, evlerinde işlerini, çocuklarını, bırakıp gelen kadınlarımızla, gençlerimizle, ak saçlı babalarımızla, dedelerimizle buluşuyorduk. El ilanlarımızı yanımıza alıyorduk. Hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Çoğu zaman bir simitle idare ediyorduk. Yorulup birlikte çay içiyorduk sohbet ediyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
BUGÜNLERDE İLÇE ÖRGÜTLERİMİZDE KONGRELER YAPILIYOR. BAŞKANLAR, YÖNETİMLER İL DELEGELERİ SEÇİLİYOR.
Daha dün kendi içimizden, kendi oylarımızla bizi temsil etmeleri için seçtiğimiz delegelerimiz. Seçilir seçilmez bizi unuttular. Bizi hatırlamaz oldular. Bize başkanlık edecek olan başkan adaylarımız, bizi unuttular, bizi hatırlamaz oldular. Seçme seçilme yarışına girdiler. Kendi aralarında gizli, gizli toplantılar yapıyorlar, tartışıyor, konuşuyorlar. Pazarlık yapıyorlar. Ama kimler nerede ne zaman kimlerle nerede buluşuyor, nerede toplanıyor, neler konuşuyor bizlerin haberi olmuyor. Bizlere bilgi veren olmuyor.
Kendi içimizden seçtiğimiz delegelerimiz bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz başkanlarımız, başkan adaylarımız bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz milletvekili adaylarımız milletvekillerimiz bizi unutuyor.
SÖZÜN ÖZ
SİZ SEÇİLENLER, SEÇİLMEK İSTEYENLER SİZ BİZİ UNUTURSANIZ, SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ. NE ARARSANIZ KENDİ İÇİNİZDE ARAYINIZ. SORUN DA ÇÖZÜMDE KESİNLİKLE KENDİ İÇİNİZDE.
Çok yakında yapılan ana yasa oylamasını (referandumu) hatırlıyorum. CHP’liler olarak Kadınımız, gencimiz, erişkinimiz, partimiz yetkilileri, görevleri, sorumluları, gönüllüler hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Halkla buluşuyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
Çok yakında yapılan milletvekili genel seçimlerin hatırlıyorum. CHP’liler referandumdan daha etkili, daha istekli daha coşkulu, olarak her gün seçim bürolarında milletvekili adaylarımızla, evlerinde işlerini, çocuklarını, bırakıp gelen kadınlarımızla, gençlerimizle, ak saçlı babalarımızla, dedelerimizle buluşuyorduk. El ilanlarımızı yanımıza alıyorduk. Hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Çoğu zaman bir simitle idare ediyorduk. Yorulup birlikte çay içiyorduk sohbet ediyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
BUGÜNLERDE İLÇE ÖRGÜTLERİMİZDE KONGRELER YAPILIYOR. BAŞKANLAR, YÖNETİMLER İL DELEGELERİ SEÇİLİYOR.
Daha dün kendi içimizden, kendi oylarımızla bizi temsil etmeleri için seçtiğimiz delegelerimiz. Seçilir seçilmez bizi unuttular. Bizi hatırlamaz oldular. Bize başkanlık edecek olan başkan adaylarımız, bizi unuttular, bizi hatırlamaz oldular. Seçme seçilme yarışına girdiler. Kendi aralarında gizli, gizli toplantılar yapıyorlar, tartışıyor, konuşuyorlar. Pazarlık yapıyorlar. Ama kimler nerede ne zaman kimlerle nerede buluşuyor, nerede toplanıyor, neler konuşuyor bizlerin haberi olmuyor. Bizlere bilgi veren olmuyor.
Kendi içimizden seçtiğimiz delegelerimiz bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz başkanlarımız, başkan adaylarımız bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz milletvekili adaylarımız milletvekillerimiz bizi unutuyor.
SÖZÜN ÖZ
SİZ SEÇİLENLER, SEÇİLMEK İSTEYENLER SİZ BİZİ UNUTURSANIZ, SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ. NE ARARSANIZ KENDİ İÇİNİZDE ARAYINIZ. SORUN DA ÇÖZÜMDE KESİNLİKLE KENDİ İÇİNİZDE.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
20.4.12
CHP İLÇE BAŞKANLARI HAKKINDA
CHP İLÇE BAŞKANLARI HAKKINDA
CHP İlçe başkanları,
CHP’yi ve CHP’nin tüzel kimliğini temsil ettikleri için çok önemlidirler
Örgüt üyeleriyle halkla, çalışma gruplarıyla, kurum ve kuruluşlarla doğruda ilişki ve iletişim içinde oldukları için çok önemlidirler.
Bu nedenle CHP’sinin gerçek sahibi olan biz, üyeler ve delegeler, padişah gibi, kral gibi, patron gibi, komutan gibi, yetkilere sahip olan, dokunulmazlığı olan, sorgulanamayan, eleştirilemeyen, bir dediği iki olmayan birini seçmiyoruz. Demokrasiyi ve cumhuriyeti kuran, koruyan, yaşatan CHP’li ilçe başkanını seçiyoruz.
Ancak seçin sürecini izlediğimizde, başkan adaylarının, delegelerin, üyelerin, CHP üst organlarının hatta milletvekillerinin basının medyanın gündeminden hiç düşmediğini görüyoruz. En az, başkan kadar önemli olan ilçe yönetim kurulu üyeleri ve il delegeleri üzerinde her nedense fazla durulmuyor. Onlar fazla önemsenmiyor. Örgüt çalışmalarında başarı ve başarısızlık, başkanıyla yönetimiyle hatta üyeleriyle bir bütündür. Neden başkanın bu derece ön plana çıkarıldığını anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok daha önemlisi ilçe yönetim kurulu ve il delegelerinin kimler olacağına başkan adaylarının tek başlarına belirleyici olmalarını ve seçimlerin blok liste yöntemiyle yapılmasını demokratik bulmuyorum. Demokrasiyle bağdaştıramıyorum.
Ayrıca seçilen ilçe başkanlarının örgütsel anlamda hiçbir başarıya, kayda değer hiçbir hizmete imza atmadan basında, medyada kendilerini reklam etmelerini, doğru bulmuyorum. Örgüt toplantılarında kendilerini seçen üyelerin, delegelerin halkın önünde grup halinde görülmelerini kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu uyarı ve önerilerin dikkate alınacağını umut ediyorum.
İlk iş olarak örgütlenme ağını kurmayan, kurumsallaştırmayan ve aktif hale getirmeyen hiç bir ilçe başkanının başarılı olacağına inanmıyorum.
CHP İlçe başkanları,
CHP’yi ve CHP’nin tüzel kimliğini temsil ettikleri için çok önemlidirler
Örgüt üyeleriyle halkla, çalışma gruplarıyla, kurum ve kuruluşlarla doğruda ilişki ve iletişim içinde oldukları için çok önemlidirler.
Bu nedenle CHP’sinin gerçek sahibi olan biz, üyeler ve delegeler, padişah gibi, kral gibi, patron gibi, komutan gibi, yetkilere sahip olan, dokunulmazlığı olan, sorgulanamayan, eleştirilemeyen, bir dediği iki olmayan birini seçmiyoruz. Demokrasiyi ve cumhuriyeti kuran, koruyan, yaşatan CHP’li ilçe başkanını seçiyoruz.
Ancak seçin sürecini izlediğimizde, başkan adaylarının, delegelerin, üyelerin, CHP üst organlarının hatta milletvekillerinin basının medyanın gündeminden hiç düşmediğini görüyoruz. En az, başkan kadar önemli olan ilçe yönetim kurulu üyeleri ve il delegeleri üzerinde her nedense fazla durulmuyor. Onlar fazla önemsenmiyor. Örgüt çalışmalarında başarı ve başarısızlık, başkanıyla yönetimiyle hatta üyeleriyle bir bütündür. Neden başkanın bu derece ön plana çıkarıldığını anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok daha önemlisi ilçe yönetim kurulu ve il delegelerinin kimler olacağına başkan adaylarının tek başlarına belirleyici olmalarını ve seçimlerin blok liste yöntemiyle yapılmasını demokratik bulmuyorum. Demokrasiyle bağdaştıramıyorum.
Ayrıca seçilen ilçe başkanlarının örgütsel anlamda hiçbir başarıya, kayda değer hiçbir hizmete imza atmadan basında, medyada kendilerini reklam etmelerini, doğru bulmuyorum. Örgüt toplantılarında kendilerini seçen üyelerin, delegelerin halkın önünde grup halinde görülmelerini kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu uyarı ve önerilerin dikkate alınacağını umut ediyorum.
İlk iş olarak örgütlenme ağını kurmayan, kurumsallaştırmayan ve aktif hale getirmeyen hiç bir ilçe başkanının başarılı olacağına inanmıyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP LİLERİN SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM.
CHP LİLERİN SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM.
Biz CHP’liler ve sosyal demokratlar olarak dilimizden hiç düşürmediğimiz demokrasinin ve demokrasinin evrensel değerlerinin kurum ve kurallarıyla parti içi seçimlerde uygulanıp, uygulanmadığını gösteren bir süreci basın, medya ve kamuoyu önünde hep birlikte yaşıyoruz. CHP, kendi içerisinde demokrasi sınavı veriyor. Bu sınavı en ince ayrıntısına kadar basın medya ve halkımız çok yakından izliyor ve takip ediyor.
Tüzük partimizin, üyelerimizin ana yasasıdır dedik. Parti tüzüğümüzde antidemokratik maddeler var dedik. Tüzüğü demokratikleştirmek için, bir yıl kadar süren tüzük değişikliği çalışması başlattık. Tüzük değişikliği ile ilgili olarak iki genel kurulu birden peş peşe yaptık. Parti tüzüğümüzde önemli değişiklikler yaptık.
TÜZÜK NEDİR? Kısaca tüzük, Her hangi bir kurum veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname statü. Demektir.
Tüzük ve tüzük hükümleri, tüm parti üyelerinin hiçbir ayrım gözetmeden uyacağı ve uygulayacağı ortak doğruları içerir. Tüzük görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu gösterir. Tüzükte yeteri kadar açıklık olmayan hükümlere yönetmeliklerle, genelgelerle açıklık getirilir.
Partimiz çok yakında ilçe delege seçimlerini tamamladı. Bu günlerde ’de ilçe kongre seçimleri yapılıyor. İlçe başkanları, ilçe yönetim kurulları ve il delegeleri seçiliyor.
İşte tam bu noktada CHP LİLERİN, SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM. Yapılan delege seçimlerinde ve yapılmakta olan ilçe kongre seçimlerinde tüzüğe ve yönetmeliklere ve genelgelere uyuluyor mu? Yapılan seçimlerin her safhasında parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulanıyor mu?
Özellikle parti üyeleri arasında seçme ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitliğe adalete uyuluyor mu? Vicdanlar bu konuda rahat mı? Aynaya baktığınız zaman kendinizi huzurlu hissediyor musunuz? Başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uykuya dalabiliyor musunuz? Yoksa yapılan seçimlerde ciddi derece kırgınlıkların dargınların haksızlıkların usulsüzlüklerin tüzüğe, yönetmeliklere, genelgelere aykırı uygulamaların olduğuna inanıyor musunuz?
Biz CHP’liler ve sosyal demokratlar olarak dilimizden hiç düşürmediğimiz demokrasinin ve demokrasinin evrensel değerlerinin kurum ve kurallarıyla parti içi seçimlerde uygulanıp, uygulanmadığını gösteren bir süreci basın, medya ve kamuoyu önünde hep birlikte yaşıyoruz. CHP, kendi içerisinde demokrasi sınavı veriyor. Bu sınavı en ince ayrıntısına kadar basın medya ve halkımız çok yakından izliyor ve takip ediyor.
Tüzük partimizin, üyelerimizin ana yasasıdır dedik. Parti tüzüğümüzde antidemokratik maddeler var dedik. Tüzüğü demokratikleştirmek için, bir yıl kadar süren tüzük değişikliği çalışması başlattık. Tüzük değişikliği ile ilgili olarak iki genel kurulu birden peş peşe yaptık. Parti tüzüğümüzde önemli değişiklikler yaptık.
TÜZÜK NEDİR? Kısaca tüzük, Her hangi bir kurum veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname statü. Demektir.
Tüzük ve tüzük hükümleri, tüm parti üyelerinin hiçbir ayrım gözetmeden uyacağı ve uygulayacağı ortak doğruları içerir. Tüzük görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu gösterir. Tüzükte yeteri kadar açıklık olmayan hükümlere yönetmeliklerle, genelgelerle açıklık getirilir.
Partimiz çok yakında ilçe delege seçimlerini tamamladı. Bu günlerde ’de ilçe kongre seçimleri yapılıyor. İlçe başkanları, ilçe yönetim kurulları ve il delegeleri seçiliyor.
İşte tam bu noktada CHP LİLERİN, SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM. Yapılan delege seçimlerinde ve yapılmakta olan ilçe kongre seçimlerinde tüzüğe ve yönetmeliklere ve genelgelere uyuluyor mu? Yapılan seçimlerin her safhasında parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulanıyor mu?
Özellikle parti üyeleri arasında seçme ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitliğe adalete uyuluyor mu? Vicdanlar bu konuda rahat mı? Aynaya baktığınız zaman kendinizi huzurlu hissediyor musunuz? Başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uykuya dalabiliyor musunuz? Yoksa yapılan seçimlerde ciddi derece kırgınlıkların dargınların haksızlıkların usulsüzlüklerin tüzüğe, yönetmeliklere, genelgelere aykırı uygulamaların olduğuna inanıyor musunuz?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
19.4.12
CHP İLÇE KONGRELERİNİ KORKARAK, İZLİYORUM. NEDEN Mİ?
CHP İLÇE KONGRELERİNİ KORKARAK, İZLİYORUM. NEDEN Mİ?
Sizi merakta bırakmayayım. Korkumun nedenini dilim döndüğünce özetlemeye çalışayım. Üyesi olduğum ilçe örgütünü 400 ilçe delegesi var. Bu yazım tarihi itibariyle kesin başkan aday sayısı belli değil. Nabız yoklayanlar, havayı koklayanlar, etrafı kolaçan edenler, pazarlık edenler, delegelerle kulis yapıp görüşenler oluyor. Duruma göre adaylığını açıklayanlar, adaylıktan çekilenler oluyor. Yani her an her şey değişebiliyor.
Hiçbir şey üyelerin bilgisi dâhilinde olmadığı için, daha doğrusu seçimlerle ilgili gelişmeler üyelere bildirilmediği için, ilçe binasında bu konularda ayrıntılı bilgi verenler olmadığı için, anlatımlarımda yanılma payım olabilir.
Bildiğim kadarıyla bu güne kadar ilçe yönetimi seçilen delegeleri toplantıya çağırmamıştır. Başkan adayları tüm delegelerin ve ilgi duyan üyelerin huzurunda kendilerini tanıtmamışlardır. Kısa orta uzun vadede yapacaklarını yapmayacaklarını yazılı ve sözlü olarak açıklamamış ve anlatmamışlardır. Oy kullanacak delegelere ve merak eden üyelere bu fırsat bu olanak tanınmamıştır. Her şey son güne, hatta son ana bırakılmıştır. (başka ilçelerde nasıl oluyor bilmiyorum)
Böyle bir durumda başkan adayı ben olsaydım. 67 mahallede 400 delegeye nasıl ve hangi yöntemle ulaşıp kendimi, tanıtacaktım? Plan ve projelerimi nasıl anlatacaktım? Toplantı yapılacak yerlerin giderini, telefon giderlerini, çay masraflarını nasıl karşılayacaktım. Bu sorulara cevap bulamıyorum. Kimseye soramaya cesaret edemiyorum. Sorsam da yanıt alamıyorum. Sonuçta başkan sadece kendi çıkarı için seçilmiyor hepimizin çıkarı için seçiliyor.
Biliyorum ki bu konuda ilçe örgütünün başkan adaylarına maddi bir katkısı olmuyor. Kendi kendime sorular soruyorum. Kendi parasını harcayarak başkanlığa ya da yönetim kuruluna seçilenler. Ne kadar tarafsız olabilirler? Üyeler arasında eşitliği adaleti, nasıl sağlayabilirler. Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayabilirler? Üyelere nasıl güven verebilirler? İşte bu sorulara cevap bulamadığım için korkuyorum. Kendi adıma değil demokrasi uygulanamayacağı için korkuyorum. Umutlarımın kırılacağı endişesi ile korkuyorum. Ama kendimi teselli ediyorum. Neyse ki emekli maaşımla başkan adayı falan olmamışım. 19.04.2012
Sizi merakta bırakmayayım. Korkumun nedenini dilim döndüğünce özetlemeye çalışayım. Üyesi olduğum ilçe örgütünü 400 ilçe delegesi var. Bu yazım tarihi itibariyle kesin başkan aday sayısı belli değil. Nabız yoklayanlar, havayı koklayanlar, etrafı kolaçan edenler, pazarlık edenler, delegelerle kulis yapıp görüşenler oluyor. Duruma göre adaylığını açıklayanlar, adaylıktan çekilenler oluyor. Yani her an her şey değişebiliyor.
Hiçbir şey üyelerin bilgisi dâhilinde olmadığı için, daha doğrusu seçimlerle ilgili gelişmeler üyelere bildirilmediği için, ilçe binasında bu konularda ayrıntılı bilgi verenler olmadığı için, anlatımlarımda yanılma payım olabilir.
Bildiğim kadarıyla bu güne kadar ilçe yönetimi seçilen delegeleri toplantıya çağırmamıştır. Başkan adayları tüm delegelerin ve ilgi duyan üyelerin huzurunda kendilerini tanıtmamışlardır. Kısa orta uzun vadede yapacaklarını yapmayacaklarını yazılı ve sözlü olarak açıklamamış ve anlatmamışlardır. Oy kullanacak delegelere ve merak eden üyelere bu fırsat bu olanak tanınmamıştır. Her şey son güne, hatta son ana bırakılmıştır. (başka ilçelerde nasıl oluyor bilmiyorum)
Böyle bir durumda başkan adayı ben olsaydım. 67 mahallede 400 delegeye nasıl ve hangi yöntemle ulaşıp kendimi, tanıtacaktım? Plan ve projelerimi nasıl anlatacaktım? Toplantı yapılacak yerlerin giderini, telefon giderlerini, çay masraflarını nasıl karşılayacaktım. Bu sorulara cevap bulamıyorum. Kimseye soramaya cesaret edemiyorum. Sorsam da yanıt alamıyorum. Sonuçta başkan sadece kendi çıkarı için seçilmiyor hepimizin çıkarı için seçiliyor.
Biliyorum ki bu konuda ilçe örgütünün başkan adaylarına maddi bir katkısı olmuyor. Kendi kendime sorular soruyorum. Kendi parasını harcayarak başkanlığa ya da yönetim kuruluna seçilenler. Ne kadar tarafsız olabilirler? Üyeler arasında eşitliği adaleti, nasıl sağlayabilirler. Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayabilirler? Üyelere nasıl güven verebilirler? İşte bu sorulara cevap bulamadığım için korkuyorum. Kendi adıma değil demokrasi uygulanamayacağı için korkuyorum. Umutlarımın kırılacağı endişesi ile korkuyorum. Ama kendimi teselli ediyorum. Neyse ki emekli maaşımla başkan adayı falan olmamışım. 19.04.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
BU YAZIMI CHP’NİN GERÇEK SAHİPLERİNE YAZIYORUM.
Milletvekili genel seçimlerinde seçim süreci boyunca birlikte çalıştığımız ev hanımı olan, bayan arkadaşlarımdan birsi 18.4.2012 tarihli bir yazıma aynı gün verdiği yanıtta aynen şunları yazıyor ” Yıldırım’da gitmediğimiz mahalle kalmadı. Vicdanen müsterihim. Hiçbir beklentimiz olmadan halka CHP’yi tanıttık. Gönüllü olarak tanıttık” Bu satırları okuyup duygulanmamak etkilenmemek elde değildir. bu satırlar binlerce on binlerce CHP’nin duygularını düşüncelerini yansıtıyor.
CHP’yi 88 yıldır oylarıyla ayakta tutan, yaşatan işte inançtır. Bu insanlardır. Bu kararlılıktır. Hiç tartışmasız CHP’nin gerçek gerçek sahipleri iste bu insanlardır.
CHP’yi yıllarca muhalefet etmeye mahkûm edenler, iktidar yollarını kapatanlar ise, ne bugünkü, nede dünkü siyasi rakipleri değildir. CHP’sinin gerçek sahiplerinin omuza basarak yükselen ve yükselmek isteyen maskeli bencil anlayışlar ve zihniyetlerdir.
Bu anlayış ve bu zihniyetler CHP’yi ne yazık ki esir almıştır. CHP bu anlayıştan ve zihniyetten kurtulmadıkça, kurtarılmadıkça, gerçek sahiplerinin eline teslim edilmedikçe CHP’nin iktidara gelme şansı olamaz. Parti içi demokrasiye geçme şansıda olamaz. CHP vefalı, inançlı ve kararlı insanların oyu ile belki bir süre daha ayakta kalabilir. Hepsi o kadar.
Seçmenine vefasızlık eden hiçbir partinin ömrü CHP kadar uzun olamaz. Olmamıştır da Türkiye’de yakın tarihimizde ibret alınacak örnekleri çoktur. Umarım bugünkü yöneticileri CHP’nin gerçek sahiplerinin umutlarını kurutacak değil yeşertecek adımları daha fazla gecikmeden atar.
CHP’nin inançlı ve kararlı gerçek sahiplerine yürekten selam olsun.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
17.4.12
CHP’Yİ CHP YAPAN TEMEL DEĞERLER NELERDİR
CHP’yi CHP yapan temel değerlerin neler olduğu
Parti tüzüğünün 2. Maddesinde yazılı olan siyasal ilkeler ve değerlerdir.
Parti tüzüğünün 3.maddesinde yazılı olan amaçlarıdır.
Parti tüzüğünün 4. maddesinde yazılı olan siyasal yaşam anlayışıdır.
Parti tüzüğünün 5.maddesinde yazılı olan çalışma ilkeleridir.
CHP’Yİ CHP yapan temel değerlerin neler olduğunu bilmeden, anlamadan, özümsemeden, özellikle çalıma ilkelerine ve parti tüzüğüne titizlikle uymadan, uygulamadan, örgüt çalışmalarında
Nelerin neye göre doğru ve yanlış olduğunu,
Nelerin neye göre haklı yâda haksız olduğunu,
Nelerin neye göre başarılı yâda başarısız
Olduğunu anlamak mümkün müdür?
CHP liyim, CHP üyesiyim diyen herkese soruyorum, örgüt çalışmalarında, yapılan iş ve işlemlerde, alınan karalarda, mali konularda parti tüzüğüne, genel kurul kararlarına, partinin çalışma ilke ilkelerine titizlikle uyulduğunu söyleye bilimisiniz?
Gündemli yâda gündemsiz olarak düzenlenen örgüt toplantılarının tümünde, toplantı disiplinine, toplantı usulü, kuralı ve yönetimine titizlikle uyulduğunu söyleyebilir misiniz?
Örgüt organlarına seçilenlerin ve üyelerin görev yetki ve sorumluluklarını titizlikle yerine getirdiklerini söyleyebilir misiniz?
Örgüt çalışmalarına ve etkinliklerine 2 yıldır kesintisiz olarak katılan, duyarlı bir CHP üyesi olarak sorulan sorulara evet demem mümkün değildir. Bu durumda doğrunun, yanlışın, haklının haksızlığın başarının başarısızlığın neye göre nasıl tespit edildiğini sizin değer değer yargılarınıza bırakıyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
Kaydol:
Yorumlar (Atom)