SİZ BİZİ UNUTURSANIZ SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ
Çok yakında yapılan ana yasa oylamasını (referandumu) hatırlıyorum. CHP’liler olarak Kadınımız, gencimiz, erişkinimiz, partimiz yetkilileri, görevleri, sorumluları, gönüllüler hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Halkla buluşuyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
Çok yakında yapılan milletvekili genel seçimlerin hatırlıyorum. CHP’liler referandumdan daha etkili, daha istekli daha coşkulu, olarak her gün seçim bürolarında milletvekili adaylarımızla, evlerinde işlerini, çocuklarını, bırakıp gelen kadınlarımızla, gençlerimizle, ak saçlı babalarımızla, dedelerimizle buluşuyorduk. El ilanlarımızı yanımıza alıyorduk. Hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Çoğu zaman bir simitle idare ediyorduk. Yorulup birlikte çay içiyorduk sohbet ediyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
BUGÜNLERDE İLÇE ÖRGÜTLERİMİZDE KONGRELER YAPILIYOR. BAŞKANLAR, YÖNETİMLER İL DELEGELERİ SEÇİLİYOR.
Daha dün kendi içimizden, kendi oylarımızla bizi temsil etmeleri için seçtiğimiz delegelerimiz. Seçilir seçilmez bizi unuttular. Bizi hatırlamaz oldular. Bize başkanlık edecek olan başkan adaylarımız, bizi unuttular, bizi hatırlamaz oldular. Seçme seçilme yarışına girdiler. Kendi aralarında gizli, gizli toplantılar yapıyorlar, tartışıyor, konuşuyorlar. Pazarlık yapıyorlar. Ama kimler nerede ne zaman kimlerle nerede buluşuyor, nerede toplanıyor, neler konuşuyor bizlerin haberi olmuyor. Bizlere bilgi veren olmuyor.
Kendi içimizden seçtiğimiz delegelerimiz bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz başkanlarımız, başkan adaylarımız bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz milletvekili adaylarımız milletvekillerimiz bizi unutuyor.
SÖZÜN ÖZ
SİZ SEÇİLENLER, SEÇİLMEK İSTEYENLER SİZ BİZİ UNUTURSANIZ, SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ. NE ARARSANIZ KENDİ İÇİNİZDE ARAYINIZ. SORUN DA ÇÖZÜMDE KESİNLİKLE KENDİ İÇİNİZDE.
“ZÜLFİKAR BAL'IN SAYFASIDA Ara”
22.4.12
SİZ BİZİ UNUTURSANIZ SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
20.4.12
CHP İLÇE BAŞKANLARI HAKKINDA
CHP İLÇE BAŞKANLARI HAKKINDA
CHP İlçe başkanları,
CHP’yi ve CHP’nin tüzel kimliğini temsil ettikleri için çok önemlidirler
Örgüt üyeleriyle halkla, çalışma gruplarıyla, kurum ve kuruluşlarla doğruda ilişki ve iletişim içinde oldukları için çok önemlidirler.
Bu nedenle CHP’sinin gerçek sahibi olan biz, üyeler ve delegeler, padişah gibi, kral gibi, patron gibi, komutan gibi, yetkilere sahip olan, dokunulmazlığı olan, sorgulanamayan, eleştirilemeyen, bir dediği iki olmayan birini seçmiyoruz. Demokrasiyi ve cumhuriyeti kuran, koruyan, yaşatan CHP’li ilçe başkanını seçiyoruz.
Ancak seçin sürecini izlediğimizde, başkan adaylarının, delegelerin, üyelerin, CHP üst organlarının hatta milletvekillerinin basının medyanın gündeminden hiç düşmediğini görüyoruz. En az, başkan kadar önemli olan ilçe yönetim kurulu üyeleri ve il delegeleri üzerinde her nedense fazla durulmuyor. Onlar fazla önemsenmiyor. Örgüt çalışmalarında başarı ve başarısızlık, başkanıyla yönetimiyle hatta üyeleriyle bir bütündür. Neden başkanın bu derece ön plana çıkarıldığını anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok daha önemlisi ilçe yönetim kurulu ve il delegelerinin kimler olacağına başkan adaylarının tek başlarına belirleyici olmalarını ve seçimlerin blok liste yöntemiyle yapılmasını demokratik bulmuyorum. Demokrasiyle bağdaştıramıyorum.
Ayrıca seçilen ilçe başkanlarının örgütsel anlamda hiçbir başarıya, kayda değer hiçbir hizmete imza atmadan basında, medyada kendilerini reklam etmelerini, doğru bulmuyorum. Örgüt toplantılarında kendilerini seçen üyelerin, delegelerin halkın önünde grup halinde görülmelerini kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu uyarı ve önerilerin dikkate alınacağını umut ediyorum.
İlk iş olarak örgütlenme ağını kurmayan, kurumsallaştırmayan ve aktif hale getirmeyen hiç bir ilçe başkanının başarılı olacağına inanmıyorum.
CHP İlçe başkanları,
CHP’yi ve CHP’nin tüzel kimliğini temsil ettikleri için çok önemlidirler
Örgüt üyeleriyle halkla, çalışma gruplarıyla, kurum ve kuruluşlarla doğruda ilişki ve iletişim içinde oldukları için çok önemlidirler.
Bu nedenle CHP’sinin gerçek sahibi olan biz, üyeler ve delegeler, padişah gibi, kral gibi, patron gibi, komutan gibi, yetkilere sahip olan, dokunulmazlığı olan, sorgulanamayan, eleştirilemeyen, bir dediği iki olmayan birini seçmiyoruz. Demokrasiyi ve cumhuriyeti kuran, koruyan, yaşatan CHP’li ilçe başkanını seçiyoruz.
Ancak seçin sürecini izlediğimizde, başkan adaylarının, delegelerin, üyelerin, CHP üst organlarının hatta milletvekillerinin basının medyanın gündeminden hiç düşmediğini görüyoruz. En az, başkan kadar önemli olan ilçe yönetim kurulu üyeleri ve il delegeleri üzerinde her nedense fazla durulmuyor. Onlar fazla önemsenmiyor. Örgüt çalışmalarında başarı ve başarısızlık, başkanıyla yönetimiyle hatta üyeleriyle bir bütündür. Neden başkanın bu derece ön plana çıkarıldığını anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok daha önemlisi ilçe yönetim kurulu ve il delegelerinin kimler olacağına başkan adaylarının tek başlarına belirleyici olmalarını ve seçimlerin blok liste yöntemiyle yapılmasını demokratik bulmuyorum. Demokrasiyle bağdaştıramıyorum.
Ayrıca seçilen ilçe başkanlarının örgütsel anlamda hiçbir başarıya, kayda değer hiçbir hizmete imza atmadan basında, medyada kendilerini reklam etmelerini, doğru bulmuyorum. Örgüt toplantılarında kendilerini seçen üyelerin, delegelerin halkın önünde grup halinde görülmelerini kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu uyarı ve önerilerin dikkate alınacağını umut ediyorum.
İlk iş olarak örgütlenme ağını kurmayan, kurumsallaştırmayan ve aktif hale getirmeyen hiç bir ilçe başkanının başarılı olacağına inanmıyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP LİLERİN SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM.
CHP LİLERİN SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM.
Biz CHP’liler ve sosyal demokratlar olarak dilimizden hiç düşürmediğimiz demokrasinin ve demokrasinin evrensel değerlerinin kurum ve kurallarıyla parti içi seçimlerde uygulanıp, uygulanmadığını gösteren bir süreci basın, medya ve kamuoyu önünde hep birlikte yaşıyoruz. CHP, kendi içerisinde demokrasi sınavı veriyor. Bu sınavı en ince ayrıntısına kadar basın medya ve halkımız çok yakından izliyor ve takip ediyor.
Tüzük partimizin, üyelerimizin ana yasasıdır dedik. Parti tüzüğümüzde antidemokratik maddeler var dedik. Tüzüğü demokratikleştirmek için, bir yıl kadar süren tüzük değişikliği çalışması başlattık. Tüzük değişikliği ile ilgili olarak iki genel kurulu birden peş peşe yaptık. Parti tüzüğümüzde önemli değişiklikler yaptık.
TÜZÜK NEDİR? Kısaca tüzük, Her hangi bir kurum veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname statü. Demektir.
Tüzük ve tüzük hükümleri, tüm parti üyelerinin hiçbir ayrım gözetmeden uyacağı ve uygulayacağı ortak doğruları içerir. Tüzük görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu gösterir. Tüzükte yeteri kadar açıklık olmayan hükümlere yönetmeliklerle, genelgelerle açıklık getirilir.
Partimiz çok yakında ilçe delege seçimlerini tamamladı. Bu günlerde ’de ilçe kongre seçimleri yapılıyor. İlçe başkanları, ilçe yönetim kurulları ve il delegeleri seçiliyor.
İşte tam bu noktada CHP LİLERİN, SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM. Yapılan delege seçimlerinde ve yapılmakta olan ilçe kongre seçimlerinde tüzüğe ve yönetmeliklere ve genelgelere uyuluyor mu? Yapılan seçimlerin her safhasında parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulanıyor mu?
Özellikle parti üyeleri arasında seçme ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitliğe adalete uyuluyor mu? Vicdanlar bu konuda rahat mı? Aynaya baktığınız zaman kendinizi huzurlu hissediyor musunuz? Başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uykuya dalabiliyor musunuz? Yoksa yapılan seçimlerde ciddi derece kırgınlıkların dargınların haksızlıkların usulsüzlüklerin tüzüğe, yönetmeliklere, genelgelere aykırı uygulamaların olduğuna inanıyor musunuz?
Biz CHP’liler ve sosyal demokratlar olarak dilimizden hiç düşürmediğimiz demokrasinin ve demokrasinin evrensel değerlerinin kurum ve kurallarıyla parti içi seçimlerde uygulanıp, uygulanmadığını gösteren bir süreci basın, medya ve kamuoyu önünde hep birlikte yaşıyoruz. CHP, kendi içerisinde demokrasi sınavı veriyor. Bu sınavı en ince ayrıntısına kadar basın medya ve halkımız çok yakından izliyor ve takip ediyor.
Tüzük partimizin, üyelerimizin ana yasasıdır dedik. Parti tüzüğümüzde antidemokratik maddeler var dedik. Tüzüğü demokratikleştirmek için, bir yıl kadar süren tüzük değişikliği çalışması başlattık. Tüzük değişikliği ile ilgili olarak iki genel kurulu birden peş peşe yaptık. Parti tüzüğümüzde önemli değişiklikler yaptık.
TÜZÜK NEDİR? Kısaca tüzük, Her hangi bir kurum veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname statü. Demektir.
Tüzük ve tüzük hükümleri, tüm parti üyelerinin hiçbir ayrım gözetmeden uyacağı ve uygulayacağı ortak doğruları içerir. Tüzük görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu gösterir. Tüzükte yeteri kadar açıklık olmayan hükümlere yönetmeliklerle, genelgelerle açıklık getirilir.
Partimiz çok yakında ilçe delege seçimlerini tamamladı. Bu günlerde ’de ilçe kongre seçimleri yapılıyor. İlçe başkanları, ilçe yönetim kurulları ve il delegeleri seçiliyor.
İşte tam bu noktada CHP LİLERİN, SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM. Yapılan delege seçimlerinde ve yapılmakta olan ilçe kongre seçimlerinde tüzüğe ve yönetmeliklere ve genelgelere uyuluyor mu? Yapılan seçimlerin her safhasında parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulanıyor mu?
Özellikle parti üyeleri arasında seçme ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitliğe adalete uyuluyor mu? Vicdanlar bu konuda rahat mı? Aynaya baktığınız zaman kendinizi huzurlu hissediyor musunuz? Başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uykuya dalabiliyor musunuz? Yoksa yapılan seçimlerde ciddi derece kırgınlıkların dargınların haksızlıkların usulsüzlüklerin tüzüğe, yönetmeliklere, genelgelere aykırı uygulamaların olduğuna inanıyor musunuz?
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
19.4.12
CHP İLÇE KONGRELERİNİ KORKARAK, İZLİYORUM. NEDEN Mİ?
CHP İLÇE KONGRELERİNİ KORKARAK, İZLİYORUM. NEDEN Mİ?
Sizi merakta bırakmayayım. Korkumun nedenini dilim döndüğünce özetlemeye çalışayım. Üyesi olduğum ilçe örgütünü 400 ilçe delegesi var. Bu yazım tarihi itibariyle kesin başkan aday sayısı belli değil. Nabız yoklayanlar, havayı koklayanlar, etrafı kolaçan edenler, pazarlık edenler, delegelerle kulis yapıp görüşenler oluyor. Duruma göre adaylığını açıklayanlar, adaylıktan çekilenler oluyor. Yani her an her şey değişebiliyor.
Hiçbir şey üyelerin bilgisi dâhilinde olmadığı için, daha doğrusu seçimlerle ilgili gelişmeler üyelere bildirilmediği için, ilçe binasında bu konularda ayrıntılı bilgi verenler olmadığı için, anlatımlarımda yanılma payım olabilir.
Bildiğim kadarıyla bu güne kadar ilçe yönetimi seçilen delegeleri toplantıya çağırmamıştır. Başkan adayları tüm delegelerin ve ilgi duyan üyelerin huzurunda kendilerini tanıtmamışlardır. Kısa orta uzun vadede yapacaklarını yapmayacaklarını yazılı ve sözlü olarak açıklamamış ve anlatmamışlardır. Oy kullanacak delegelere ve merak eden üyelere bu fırsat bu olanak tanınmamıştır. Her şey son güne, hatta son ana bırakılmıştır. (başka ilçelerde nasıl oluyor bilmiyorum)
Böyle bir durumda başkan adayı ben olsaydım. 67 mahallede 400 delegeye nasıl ve hangi yöntemle ulaşıp kendimi, tanıtacaktım? Plan ve projelerimi nasıl anlatacaktım? Toplantı yapılacak yerlerin giderini, telefon giderlerini, çay masraflarını nasıl karşılayacaktım. Bu sorulara cevap bulamıyorum. Kimseye soramaya cesaret edemiyorum. Sorsam da yanıt alamıyorum. Sonuçta başkan sadece kendi çıkarı için seçilmiyor hepimizin çıkarı için seçiliyor.
Biliyorum ki bu konuda ilçe örgütünün başkan adaylarına maddi bir katkısı olmuyor. Kendi kendime sorular soruyorum. Kendi parasını harcayarak başkanlığa ya da yönetim kuruluna seçilenler. Ne kadar tarafsız olabilirler? Üyeler arasında eşitliği adaleti, nasıl sağlayabilirler. Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayabilirler? Üyelere nasıl güven verebilirler? İşte bu sorulara cevap bulamadığım için korkuyorum. Kendi adıma değil demokrasi uygulanamayacağı için korkuyorum. Umutlarımın kırılacağı endişesi ile korkuyorum. Ama kendimi teselli ediyorum. Neyse ki emekli maaşımla başkan adayı falan olmamışım. 19.04.2012
Sizi merakta bırakmayayım. Korkumun nedenini dilim döndüğünce özetlemeye çalışayım. Üyesi olduğum ilçe örgütünü 400 ilçe delegesi var. Bu yazım tarihi itibariyle kesin başkan aday sayısı belli değil. Nabız yoklayanlar, havayı koklayanlar, etrafı kolaçan edenler, pazarlık edenler, delegelerle kulis yapıp görüşenler oluyor. Duruma göre adaylığını açıklayanlar, adaylıktan çekilenler oluyor. Yani her an her şey değişebiliyor.
Hiçbir şey üyelerin bilgisi dâhilinde olmadığı için, daha doğrusu seçimlerle ilgili gelişmeler üyelere bildirilmediği için, ilçe binasında bu konularda ayrıntılı bilgi verenler olmadığı için, anlatımlarımda yanılma payım olabilir.
Bildiğim kadarıyla bu güne kadar ilçe yönetimi seçilen delegeleri toplantıya çağırmamıştır. Başkan adayları tüm delegelerin ve ilgi duyan üyelerin huzurunda kendilerini tanıtmamışlardır. Kısa orta uzun vadede yapacaklarını yapmayacaklarını yazılı ve sözlü olarak açıklamamış ve anlatmamışlardır. Oy kullanacak delegelere ve merak eden üyelere bu fırsat bu olanak tanınmamıştır. Her şey son güne, hatta son ana bırakılmıştır. (başka ilçelerde nasıl oluyor bilmiyorum)
Böyle bir durumda başkan adayı ben olsaydım. 67 mahallede 400 delegeye nasıl ve hangi yöntemle ulaşıp kendimi, tanıtacaktım? Plan ve projelerimi nasıl anlatacaktım? Toplantı yapılacak yerlerin giderini, telefon giderlerini, çay masraflarını nasıl karşılayacaktım. Bu sorulara cevap bulamıyorum. Kimseye soramaya cesaret edemiyorum. Sorsam da yanıt alamıyorum. Sonuçta başkan sadece kendi çıkarı için seçilmiyor hepimizin çıkarı için seçiliyor.
Biliyorum ki bu konuda ilçe örgütünün başkan adaylarına maddi bir katkısı olmuyor. Kendi kendime sorular soruyorum. Kendi parasını harcayarak başkanlığa ya da yönetim kuruluna seçilenler. Ne kadar tarafsız olabilirler? Üyeler arasında eşitliği adaleti, nasıl sağlayabilirler. Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayabilirler? Üyelere nasıl güven verebilirler? İşte bu sorulara cevap bulamadığım için korkuyorum. Kendi adıma değil demokrasi uygulanamayacağı için korkuyorum. Umutlarımın kırılacağı endişesi ile korkuyorum. Ama kendimi teselli ediyorum. Neyse ki emekli maaşımla başkan adayı falan olmamışım. 19.04.2012
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
BU YAZIMI CHP’NİN GERÇEK SAHİPLERİNE YAZIYORUM.
Milletvekili genel seçimlerinde seçim süreci boyunca birlikte çalıştığımız ev hanımı olan, bayan arkadaşlarımdan birsi 18.4.2012 tarihli bir yazıma aynı gün verdiği yanıtta aynen şunları yazıyor ” Yıldırım’da gitmediğimiz mahalle kalmadı. Vicdanen müsterihim. Hiçbir beklentimiz olmadan halka CHP’yi tanıttık. Gönüllü olarak tanıttık” Bu satırları okuyup duygulanmamak etkilenmemek elde değildir. bu satırlar binlerce on binlerce CHP’nin duygularını düşüncelerini yansıtıyor.
CHP’yi 88 yıldır oylarıyla ayakta tutan, yaşatan işte inançtır. Bu insanlardır. Bu kararlılıktır. Hiç tartışmasız CHP’nin gerçek gerçek sahipleri iste bu insanlardır.
CHP’yi yıllarca muhalefet etmeye mahkûm edenler, iktidar yollarını kapatanlar ise, ne bugünkü, nede dünkü siyasi rakipleri değildir. CHP’sinin gerçek sahiplerinin omuza basarak yükselen ve yükselmek isteyen maskeli bencil anlayışlar ve zihniyetlerdir.
Bu anlayış ve bu zihniyetler CHP’yi ne yazık ki esir almıştır. CHP bu anlayıştan ve zihniyetten kurtulmadıkça, kurtarılmadıkça, gerçek sahiplerinin eline teslim edilmedikçe CHP’nin iktidara gelme şansı olamaz. Parti içi demokrasiye geçme şansıda olamaz. CHP vefalı, inançlı ve kararlı insanların oyu ile belki bir süre daha ayakta kalabilir. Hepsi o kadar.
Seçmenine vefasızlık eden hiçbir partinin ömrü CHP kadar uzun olamaz. Olmamıştır da Türkiye’de yakın tarihimizde ibret alınacak örnekleri çoktur. Umarım bugünkü yöneticileri CHP’nin gerçek sahiplerinin umutlarını kurutacak değil yeşertecek adımları daha fazla gecikmeden atar.
CHP’nin inançlı ve kararlı gerçek sahiplerine yürekten selam olsun.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
17.4.12
CHP’Yİ CHP YAPAN TEMEL DEĞERLER NELERDİR
CHP’yi CHP yapan temel değerlerin neler olduğu
Parti tüzüğünün 2. Maddesinde yazılı olan siyasal ilkeler ve değerlerdir.
Parti tüzüğünün 3.maddesinde yazılı olan amaçlarıdır.
Parti tüzüğünün 4. maddesinde yazılı olan siyasal yaşam anlayışıdır.
Parti tüzüğünün 5.maddesinde yazılı olan çalışma ilkeleridir.
CHP’Yİ CHP yapan temel değerlerin neler olduğunu bilmeden, anlamadan, özümsemeden, özellikle çalıma ilkelerine ve parti tüzüğüne titizlikle uymadan, uygulamadan, örgüt çalışmalarında
Nelerin neye göre doğru ve yanlış olduğunu,
Nelerin neye göre haklı yâda haksız olduğunu,
Nelerin neye göre başarılı yâda başarısız
Olduğunu anlamak mümkün müdür?
CHP liyim, CHP üyesiyim diyen herkese soruyorum, örgüt çalışmalarında, yapılan iş ve işlemlerde, alınan karalarda, mali konularda parti tüzüğüne, genel kurul kararlarına, partinin çalışma ilke ilkelerine titizlikle uyulduğunu söyleye bilimisiniz?
Gündemli yâda gündemsiz olarak düzenlenen örgüt toplantılarının tümünde, toplantı disiplinine, toplantı usulü, kuralı ve yönetimine titizlikle uyulduğunu söyleyebilir misiniz?
Örgüt organlarına seçilenlerin ve üyelerin görev yetki ve sorumluluklarını titizlikle yerine getirdiklerini söyleyebilir misiniz?
Örgüt çalışmalarına ve etkinliklerine 2 yıldır kesintisiz olarak katılan, duyarlı bir CHP üyesi olarak sorulan sorulara evet demem mümkün değildir. Bu durumda doğrunun, yanlışın, haklının haksızlığın başarının başarısızlığın neye göre nasıl tespit edildiğini sizin değer değer yargılarınıza bırakıyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
16.4.12
BİR CHP’Lİ ÜYE OLARAK AYIPLIYORUM. KINIYORUM. KİMİ Mİ?
BİR CHP’Lİ ÜYE OLARAK AYIPLIYORUM. KINIYORUM. KİMİ Mİ?
CHP bu günlerde parti içi seçim sürecini yaşıyor. İçe ve dışa yönelik olarak demokrasi sınavı veriyor. Delegeleri, il ilçe başkanlarını yönetim kurulu üyelerini seçiyor. Seçmeye devam ediyor. Seçimler uzun bir zaman dilimini kaplıyor.
Bu yazımda seçimlerin demokratik mekanizmalar işletilerek eşit şartlarda barış ve huzur ortamı içinde kırmadan dökmeden yapılıp, yapılmadığı konusu üzerinde durmayacağım.
Genel olarak yapılan seçimleri izlediğimde, il ilçe başkanlarının dışında yapılan seçimlerin, yerine getirilmesi gereken zorunlu formalite olarak görüyor ve algılıyorum. Çünkü seçim süreci boyunca sadece başkanlık seçimlerinin, kimlerin başkan olacağının yoğunlukla konuşulduğuna şahit oldum. ve oluyorum.
Hiç şüphem yok ki, ilçelerde, Türkiye genelinde CHP’yi temsil etmek büyük onur ve şereftir. Bu nedenle başkanlığa aday olanları, o şerefli ve onurlu makama seçilenleri, görev, yetki ve sorumluluk üstlenenleri yürekten kutluyor ve başarılı olmalarını diliyorum. Hepsini her birini saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ancak, seçime hazırlanırken, rakipleriyle yarışırken, kısa orta uzun vadede neler yapacaklarını, hangi somut plan projelerini uygulamaya koyacaklarını başlıklar halinde yazılı ve imzalı olarak taahhüt etmeden, örgüt toplantılarında üyelere, delegelere, halka sözlü olarak anlatmadan,
Seçimi kazanıp başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, kısa, orta ve uzun vadede taahhüt ettikleri, plan ve projelerin hiç birini gerçekleştirmeden, görkemli ve göstermelik basın toplantıları yapanları, basında, medyada boy, boy çarşaf, çarşaf resimlerle, yerine getirilmeyen boş nutuklarla kendilerini reklam eden başkanları ve başkan adaylarını kınıyorum ve ayıplıyorum. Örgütümüzün, delegelerimizin üyelerimizin bu anlayışa sahip olan başkanları, yakın takibe alacaklarını umut ediyorum. Diliyorum.
CHP bu günlerde parti içi seçim sürecini yaşıyor. İçe ve dışa yönelik olarak demokrasi sınavı veriyor. Delegeleri, il ilçe başkanlarını yönetim kurulu üyelerini seçiyor. Seçmeye devam ediyor. Seçimler uzun bir zaman dilimini kaplıyor.
Bu yazımda seçimlerin demokratik mekanizmalar işletilerek eşit şartlarda barış ve huzur ortamı içinde kırmadan dökmeden yapılıp, yapılmadığı konusu üzerinde durmayacağım.
Genel olarak yapılan seçimleri izlediğimde, il ilçe başkanlarının dışında yapılan seçimlerin, yerine getirilmesi gereken zorunlu formalite olarak görüyor ve algılıyorum. Çünkü seçim süreci boyunca sadece başkanlık seçimlerinin, kimlerin başkan olacağının yoğunlukla konuşulduğuna şahit oldum. ve oluyorum.
Hiç şüphem yok ki, ilçelerde, Türkiye genelinde CHP’yi temsil etmek büyük onur ve şereftir. Bu nedenle başkanlığa aday olanları, o şerefli ve onurlu makama seçilenleri, görev, yetki ve sorumluluk üstlenenleri yürekten kutluyor ve başarılı olmalarını diliyorum. Hepsini her birini saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ancak, seçime hazırlanırken, rakipleriyle yarışırken, kısa orta uzun vadede neler yapacaklarını, hangi somut plan projelerini uygulamaya koyacaklarını başlıklar halinde yazılı ve imzalı olarak taahhüt etmeden, örgüt toplantılarında üyelere, delegelere, halka sözlü olarak anlatmadan,
Seçimi kazanıp başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, kısa, orta ve uzun vadede taahhüt ettikleri, plan ve projelerin hiç birini gerçekleştirmeden, görkemli ve göstermelik basın toplantıları yapanları, basında, medyada boy, boy çarşaf, çarşaf resimlerle, yerine getirilmeyen boş nutuklarla kendilerini reklam eden başkanları ve başkan adaylarını kınıyorum ve ayıplıyorum. Örgütümüzün, delegelerimizin üyelerimizin bu anlayışa sahip olan başkanları, yakın takibe alacaklarını umut ediyorum. Diliyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
CHP BU HAVALARDA GÜÇLENEMİYORSA CHP’Yİ SORGULARIM.
CHP BU HAVALARDA GÜÇLENEMİYORSA CHP’Yİ SORGULARIM.
Nazım hikmet yıllar önce dillere destan olan bir şiirinde demişti ki.
Hava kurşun gibi ağır!
Bağır, bağır, bağır, bağırıyorum.
Koşun, kurşun eritmeğe çağırıyorum.
CHP içindeki sorunları yazdığımda, CHP’li olduğunu söyleyen, bazı CHP’liler, durumdan kendilerine vazife çıkarıyorlar. harekete geçiyorlar. İkaz ediyorlar, uyarıyorlar, akıl veriyorlar. Hatta bazen çok fena şekilde kızıp öfkeleniyorlar. O kadarki nerede ise, bir güzel dövecekler.
Sen ne biçim partilisin diyorlar. Böyle bir zamanda CHP eleştirilir mi? (oysa hiçbir yazımda CHP’ Yİ eleştirmedim. Eleştirmem. Eleştirdiğime dair tek bir cümle yazamazlar. Gösteremezler. Ama CHP içindeki sorunları eleştirdiğim doğrudur. ) zamlar yağmur gibi yağıyor, savaş çanları çalıyor. Cumhuriyetin kazanımları elden gidiyor. Aydınlar, milletvekilleri, gazeteciler, paşalar, generaller tutuklanıyor. Terör almış başını gidiyor. 4x4x4 eğitim yasası çıkıyor. Ana yasa değişiyor. Vb. gibi daha birçok şeyler olurken sen partiyi eleştiriyorsun.
Gün birlik, beraberlik dayanışma günü diyorlar. (ama böyle bir zamanda parti içi seçimlerde neler olup bittiğini görmüyorlar) Bu söylenenlerin hepsi doğru mu? Evet, bence doğru. İtirazı olan var mı? Hayır, bence yok.
Ama bunlar birden bire olmadı ki. AKP on yıldan beri iktidarda. Bunların olacağını devrin CHP lideri her hafta grup toplantılarında anlatıyordu. On yıl boyunca bütün bunlar adım, adım oluyordu.
On yıl boyunca bütün bunlar olurken CHP güçlenemiyorsa, iktidara gelemiyorsa CHP’nin duyarlı bir üyesi olarak CHP’yi sorgulama hakkını kendimde buluyorum. Çünkü CHP’yi bugün sorgulayamazsam, biliyorum ki, yarın sorgulayacak CHP’lide bulamam. CHP’de beni bulamaz.
CHP öncelikle kendi içindeki sorunların çözümüne hız vermedikçe, sorunlar yokmuş gibi davrandıkça, sorunları hafife alıp zamana yaydıkça CHP ‘nin güçleneceğine ihtimal vermiyorum.
Nazım hikmet yıllar önce dillere destan olan bir şiirinde demişti ki.
Hava kurşun gibi ağır!
Bağır, bağır, bağır, bağırıyorum.
Koşun, kurşun eritmeğe çağırıyorum.
CHP içindeki sorunları yazdığımda, CHP’li olduğunu söyleyen, bazı CHP’liler, durumdan kendilerine vazife çıkarıyorlar. harekete geçiyorlar. İkaz ediyorlar, uyarıyorlar, akıl veriyorlar. Hatta bazen çok fena şekilde kızıp öfkeleniyorlar. O kadarki nerede ise, bir güzel dövecekler.
Sen ne biçim partilisin diyorlar. Böyle bir zamanda CHP eleştirilir mi? (oysa hiçbir yazımda CHP’ Yİ eleştirmedim. Eleştirmem. Eleştirdiğime dair tek bir cümle yazamazlar. Gösteremezler. Ama CHP içindeki sorunları eleştirdiğim doğrudur. ) zamlar yağmur gibi yağıyor, savaş çanları çalıyor. Cumhuriyetin kazanımları elden gidiyor. Aydınlar, milletvekilleri, gazeteciler, paşalar, generaller tutuklanıyor. Terör almış başını gidiyor. 4x4x4 eğitim yasası çıkıyor. Ana yasa değişiyor. Vb. gibi daha birçok şeyler olurken sen partiyi eleştiriyorsun.
Gün birlik, beraberlik dayanışma günü diyorlar. (ama böyle bir zamanda parti içi seçimlerde neler olup bittiğini görmüyorlar) Bu söylenenlerin hepsi doğru mu? Evet, bence doğru. İtirazı olan var mı? Hayır, bence yok.
Ama bunlar birden bire olmadı ki. AKP on yıldan beri iktidarda. Bunların olacağını devrin CHP lideri her hafta grup toplantılarında anlatıyordu. On yıl boyunca bütün bunlar adım, adım oluyordu.
On yıl boyunca bütün bunlar olurken CHP güçlenemiyorsa, iktidara gelemiyorsa CHP’nin duyarlı bir üyesi olarak CHP’yi sorgulama hakkını kendimde buluyorum. Çünkü CHP’yi bugün sorgulayamazsam, biliyorum ki, yarın sorgulayacak CHP’lide bulamam. CHP’de beni bulamaz.
CHP öncelikle kendi içindeki sorunların çözümüne hız vermedikçe, sorunlar yokmuş gibi davrandıkça, sorunları hafife alıp zamana yaydıkça CHP ‘nin güçleneceğine ihtimal vermiyorum.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
İKİ GENÇ GÖNÜL DOSTUMDAN GÜZEL BİR HABER ALDIM
İKİ GENÇ GÖNÜL DOSTUMDAN GÜZEL BİR HABER ALDIM
1 Nisan kaplı kaya deresine gezimize eşleriyle çocuklarıyla katılan iki genç gönül dostumdan az önce beni çok memnun ve mutlu eden güzel bir haber aldım.
(15.4.2012 saat 23.15 de ) şu anda birimiz saz çalıyoruz birimiz türkü söylüyoruz. Haziran ayının ilk haftasında ilk Pazar günü gönül dostlarıyla hep beraber sazlı türkülü halaylı tam gün gün yapacağımız pikniğe hazırlık yapıyoruz. Dediler. (ziya kardeşim çalıyor murat kardeşim söylüyor arada bir ikisi birden söylüyor. Yolladıkları videoda dinledim).
Bu heyecanı hissetmek bu birlikteliği bu güzelliği paylaşmak gerçekten mutluluk veriyor. İki gönül dostumda yeni tanıyorum. Ama yıllarca tanıyormuş gibi içten candan ve samimiler. Doğayı doğallığı insanları seven gönül dostlarımın yok biri birinden farkı yok ki. Bunu 1 Nisan doğa gezimizde hep birlikte gördük yaşadık hissettik.
Yakında olun uzakta olun siz gönül dostlarımızı bende gönül dostuyum diyen güzel insanları sevdiklerimizi sevenlerimizi Allah kısmet ederse o gün müzik aletleriyle, türküleriyle, halaylarıyla, oyunlarıyla, tavlalarıyla okeyleriyle, mangallarıyla, börekleriyle çörekleriyle kahvaltılarıyla kaplı kaya parkında saat 9. 00 da hanımla birlikte bekleyeceğiz. Düğün gibi piknik yapacağız. (o gün yağışlı olursa ikinci hafta aynı gün pikniğimiz olacak)
O günü sakın ola ki kaçırmayın. Şimdiden hazırlığa başlayın derim. Pikniğimizin çok katılımlı çok eğlenceli olması için tüm gönül dostlarım birinci derece sorumlu görevli ve yetkilidirler.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150742380379419&set=p.10150742380379419&type=1
1 Nisan kaplı kaya deresine gezimize eşleriyle çocuklarıyla katılan iki genç gönül dostumdan az önce beni çok memnun ve mutlu eden güzel bir haber aldım.
(15.4.2012 saat 23.15 de ) şu anda birimiz saz çalıyoruz birimiz türkü söylüyoruz. Haziran ayının ilk haftasında ilk Pazar günü gönül dostlarıyla hep beraber sazlı türkülü halaylı tam gün gün yapacağımız pikniğe hazırlık yapıyoruz. Dediler. (ziya kardeşim çalıyor murat kardeşim söylüyor arada bir ikisi birden söylüyor. Yolladıkları videoda dinledim).
Bu heyecanı hissetmek bu birlikteliği bu güzelliği paylaşmak gerçekten mutluluk veriyor. İki gönül dostumda yeni tanıyorum. Ama yıllarca tanıyormuş gibi içten candan ve samimiler. Doğayı doğallığı insanları seven gönül dostlarımın yok biri birinden farkı yok ki. Bunu 1 Nisan doğa gezimizde hep birlikte gördük yaşadık hissettik.
Yakında olun uzakta olun siz gönül dostlarımızı bende gönül dostuyum diyen güzel insanları sevdiklerimizi sevenlerimizi Allah kısmet ederse o gün müzik aletleriyle, türküleriyle, halaylarıyla, oyunlarıyla, tavlalarıyla okeyleriyle, mangallarıyla, börekleriyle çörekleriyle kahvaltılarıyla kaplı kaya parkında saat 9. 00 da hanımla birlikte bekleyeceğiz. Düğün gibi piknik yapacağız. (o gün yağışlı olursa ikinci hafta aynı gün pikniğimiz olacak)
O günü sakın ola ki kaçırmayın. Şimdiden hazırlığa başlayın derim. Pikniğimizin çok katılımlı çok eğlenceli olması için tüm gönül dostlarım birinci derece sorumlu görevli ve yetkilidirler.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150742380379419&set=p.10150742380379419&type=1
Etiketler: yazılar
KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR
14.4.12
CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER. NEDEN Mİ?
CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER. NEDEN Mİ?
O günleri iyi hatırlayalım. AKP iktidara gelirse neler yapacağını, yapabileceğini, en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları AKP nin hızla yükselişini ve iktidara gelmesini engelleyemedi. NEDEN?
O günleri iyi hatırlayalım. Başbakanın, meclis başkanının ve cumhurbaşkanın AKP’den olması halinde neler olacağını en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla, grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları, hem başbakanın, hem meclis başkanının, hem de cumhurbaşkanın AKP den olmasını engelleyemedi. NEDEN?
Genel başkan seçilir seçilmez, ana yasa oylamasını ve milletvekili seçimlerini kucağında bulan, sadece grup toplantılarında
yaptığı konuşmalarla yetinmeyen, Türkiye’yi adım, adım gezerek, sayısız mitinkilerde, grup toplantılarında, ana yasa değişirse, milletvekili çoğunluğu AKP’NİN eline geçerse neler olacağını en iyi öngören, en iyi anlayan ve anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP’NİN çiçeği burnunda yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği mitingler, yaptığı konuşmalar anayasanın kabul edilmesine, AKP’nin milletvekili çoğunluğunun eline geçirmesine engel olmadı NEDEN?
Son 20 yılda Ne deniz Baykal zamanında, ne Kemal Kılıçdaroğlu zamanında CHP oylarını iktidar olacak kadar artıramıyor. Bir türlü iktidar olamıyor. NEDEN?
NEDENLERİN CEVABI çünkü CHP, sorunu ve çözümü kendi dışında arıyor. Çünkü CHP kendi içinde yaratacağı çekim alanında var olmaya çalışmıyor. Kendi dışında AKP’nin yarattığı çekim alanında AKP’yi konuşarak yaptıklarını yapacaklarını eleştirerek var olmaya çalışıyor. AKP ise CHP’ ye pek kulak asmıyor. Milletvekili çoğunluğu ile yoluna durmadan devam ediyor. Doğru bildiklerini yapıyor.
CHP ise sürekli AKP’yi konuşarak, eleştirerek işin kolayına kaçıyor. Hem kendini hem de halkı oyalıyor. İşte bu nedenle diyorum ki, CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER.
En büyük sorunun ve çözümün CHP’nin dışında olmadığını, CHP’nin kendi içinde olduğunu artık anlamalılar. Yapılmakta olan parti içi seçimler büyüteç altına konulup korkmadan incelendiğinde, somut gerçekler ortaya çıkacaktır. Bu durum hiçbir zaman AKP’yi eleştirmemek yanlışlarını söylememek anlamına gelmiyor.
O günleri iyi hatırlayalım. AKP iktidara gelirse neler yapacağını, yapabileceğini, en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları AKP nin hızla yükselişini ve iktidara gelmesini engelleyemedi. NEDEN?
O günleri iyi hatırlayalım. Başbakanın, meclis başkanının ve cumhurbaşkanın AKP’den olması halinde neler olacağını en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla, grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları, hem başbakanın, hem meclis başkanının, hem de cumhurbaşkanın AKP den olmasını engelleyemedi. NEDEN?
Genel başkan seçilir seçilmez, ana yasa oylamasını ve milletvekili seçimlerini kucağında bulan, sadece grup toplantılarında
yaptığı konuşmalarla yetinmeyen, Türkiye’yi adım, adım gezerek, sayısız mitinkilerde, grup toplantılarında, ana yasa değişirse, milletvekili çoğunluğu AKP’NİN eline geçerse neler olacağını en iyi öngören, en iyi anlayan ve anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP’NİN çiçeği burnunda yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği mitingler, yaptığı konuşmalar anayasanın kabul edilmesine, AKP’nin milletvekili çoğunluğunun eline geçirmesine engel olmadı NEDEN?
Son 20 yılda Ne deniz Baykal zamanında, ne Kemal Kılıçdaroğlu zamanında CHP oylarını iktidar olacak kadar artıramıyor. Bir türlü iktidar olamıyor. NEDEN?
NEDENLERİN CEVABI çünkü CHP, sorunu ve çözümü kendi dışında arıyor. Çünkü CHP kendi içinde yaratacağı çekim alanında var olmaya çalışmıyor. Kendi dışında AKP’nin yarattığı çekim alanında AKP’yi konuşarak yaptıklarını yapacaklarını eleştirerek var olmaya çalışıyor. AKP ise CHP’ ye pek kulak asmıyor. Milletvekili çoğunluğu ile yoluna durmadan devam ediyor. Doğru bildiklerini yapıyor.
CHP ise sürekli AKP’yi konuşarak, eleştirerek işin kolayına kaçıyor. Hem kendini hem de halkı oyalıyor. İşte bu nedenle diyorum ki, CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER.
En büyük sorunun ve çözümün CHP’nin dışında olmadığını, CHP’nin kendi içinde olduğunu artık anlamalılar. Yapılmakta olan parti içi seçimler büyüteç altına konulup korkmadan incelendiğinde, somut gerçekler ortaya çıkacaktır. Bu durum hiçbir zaman AKP’yi eleştirmemek yanlışlarını söylememek anlamına gelmiyor.
Etiketler: yazılar
POLİTİKA
Kaydol:
Yorumlar (Atom)