Bu Blogda Ara

3/14/13

CHP’DE ÇOK ÇALIŞMANIN DÖRT DUVAR ARASINA KAPANMANIN ARASINDA Kİ FARKLAR BENZERLİKLER NELERDİR?


CHP’DE ÇOK ÇALIŞMANIN DÖRT DUVAR ARASINA KAPANMANIN ARASINDA Kİ FARKLAR BENZERLİKLER NELERDİR?

Bence güzel bir soru. Cevabını da güzel verelim. Eksik kalan yerlerini hep birlikte tamamlayalım. 


DÜNKÜ YÖNETİCİLER  

Yani seçilmiş olanlar, karar mekanizmasında bulunanlar,  görev yetki ve sorumluluk üstlenenler çalışmıyorlardı.  

Dört duvar arasına sıkışıp kalıyorlardı.  

Delege seçimleri bile yapmıyorlardı. 

Her şeyi kâğıt üstünde masa başında, ahbap çavuş ilişkisi içinde götürüyorlardı.  

Yaşasın Atatürk, eşitlik, adalet özgürlük hak hukuk demokrasi emperyalizm kapitalizm diye bol keseden nutuk atıyorlardı. 

 Birilerine kaptırmamak için koltuklarına sarılıp kalıyorlardı.  

Koltuk kapma kavgasını dışarıya yaymadan yaygınlaştırmadan kendi aralarında yapıyorlardı. 

 Kol kırılır yen içinde kalır diyorlardı. 

 Kavga eden, söz dinlemeyen, karşı gelen olursa da, gözünün yaşına bakmıyorlardı.  

 Yukarıdan gelen emirle görevden alıyorlar, kulağından tutup dışarı atıyorlardı.  

Bitip tükenmek bilmeyen atadan, dededen babadan kalan mirası yiyorlardı.  

Ne kendilerini nede partiyi yenileyemiyordu.  Halkın arasına inemiyorlardı, halkla bütünleşip kaynaşmıyorlardı. 


BUGÜNKÜ YÖNETİCİLER 

Yani eski yöneticilere kızıp, onların yerine seçilenler, karar mekanizmasında bulunanlar, görev yetki ve sorumluluk üstlenenler



Sadece yaşasın Atatürk, eşitlik, adalet, özgürlük hak, hukuk, demokrasi, emperyalizm kapitalizm demiyor.  

Eski yöneticiler gibi dört duvar arasında sıkışıp kalmıyorlar. Her şeyi kendi aralarında masa başında kâğıt üstünde ahbap çavuş ilişkisi içinde götürmüyorlar. 

Kavga eden karşı gelen, söz dinlemeyen olursa yukarıdan gelen emirle görevden almıyorlar, kulağından tutup dışarı atmıyorlar. 

Delege seçimleri yapıyorlar. Örgütlenme ağını kurmaya çalışıyorlar, hal hatır soruyorlar, ziyaretler, görüşmeler yapılıyorlar, kutlamalara, düğünlere katılıyorlar.

Arı gibi çalışıyorlar, yerlerinde oturmuyorlar ama dar kadro çalışması yapıyorlar. Sadece kendileri ve kendilerine yakın olanlarla birlikte çalışıyorlar.

Örgütü çalıştırmıyorlar. Çalışmayı tabana yaymıyorlar, kısa, orta, uzun vadeli planlı programlık çalışma yapmaktan, yapacakları iş ve işlemleri açıklamaktan öcü gibi korkuyorlar. Günü birlik çalışmayı tercih ediyorlar.   


DÜNKÜ YÖNETİCİLERLE BUGÜNKÜ YÖNETİCİLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ NELER?  

Dünkü ve bugün ki yöneticiler, eşitlik adalet, özgürlük, hak, hukuk, demokrasi diyorlar. Ama örgüt içinde yaptıkları iş ve işlemlerde, aldıkları kararlarda bunların hiç birinin gereklerini yerine getirmiyorlar.  

Partinin tüzüğünü, kurultay kararlarını, yönetmelikleri, partinin çalışma ilkelerini, toplantı usul yöntem ve kurallarını, parti disiplinini, görev yetki ve sorumlukları, okuyup, öğrenmeyi, okutmayı öğretmeyi, uygulamayı uygulatmayı hiç ama hiç sevmiyorlar. 

Tüzük ve yönetmelik hükümleri gereğince zaman ve süresi içinde düzenli örgüt toplantıları yapmayı, (genişletilmiş üye toplantıları, danışma kurulu toplantıları) hiç ama hiç sevmiyorlar.  

Aylar yıllar geçtikten sonra örgüt toplantıları düzenleseler bile ilk söz hakkı eski yeni milletvekillerinin, eski yeni başkanların, protokolde bulunanların oluyor. Hiç birinin sözleri kesilmiyor. Zaman kalırsa, salonda kimse kalırsa örgütün konuşmasına sıra geliyor. Zaman çok geçtiği için konuşmalar üçer, beşer dakika ile sınırlandırılıyor.  

Bu konular hakkında, konuşanları, yazanları uyarıyorlar, ikaz ediyorlar yasaklıyorlar. Cumhuriyetin kazanımları elden gidiyor. Zam, zulüm, terör, varken bunları konuşma şimdi birlik beraberlik zamanı diyorlar. 15.03.2013


DEĞERLİ YOL ARKADAŞLARIM DEĞERLİ CHP LİLER BU YAZIYI OKUMANIZI VE YORUM YAPMANIZI ÖNERİYORUM