2015 YILINDA İLK YAZIMIN BAŞLIĞI, CHP DE BELEDİYE MECLİS ÜYESİ VE MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI OLMA HAKKINDA. ZAMANINIZ VARSA OKUMANIZI ÖNERİRİM
1999 memurluktan yılında emekli oldum. 2000 yılında CHP’ye üye oldum. 2 yıl aktif olarak çalıştım. CHP Bursa il başkanı görevden alınınca toplu istifa edenler arasında bende vardım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olmasıyla, 2010 yılı nisan ayında bin bir umutla CHP’ye tekrar üye oldum. 2013 yılında belediye meclis üyeliğine aday adayı olmaya karar verdim. Seçileceğime inanıyordum. Çünkü çok çalışıyordum. Kendime güveniyordum. 30 yıldır yıldırım da oturuyordum. CHP den başka hiç kimsenin adamı değildim.
NELER GÖRDÜM, NELER YAŞADIM, NELERE ŞAHİT OLDUM.
Politikada gerçekten çok acemiydim. Neyin nasıl olacağını çok iyi bilmiyordum. Yaşayarak, deneyerek, görerek öğreniyordum. Düşüncelerimi sosyal medyada kesintisiz olarak kendi olanaklarım içinde yazıyor ve paylaşıyordum.
Yeni seçilen ilçe başkanımızın ilçemiz sayfasında yazılarımı şahsi ve keyfi kararıyla gerekçesiz ve süresiz olarak yasakladığını biliyordum. Eski ilçe başkanımızda yazılarımdan dolayı sürekli uyarıyor ikaz ediyordu. Doğru bildiğimden şaşmıyordum.
2013 yılında belediye meclis üyesi aday adayı olmak için, eski şehirde parti içi eğitim almamın zorunlu olduğunu genel merkez hesabına 500 TL yatırmamanın şart olduğunu söylediler. Yatırdım.
Eskişehir’ 2 günlük kursa gitmem için 2 öğün yemeğin dışında gidiş geliş ve konaklama parasının bana ait olduğunu sonradan söylediler.
Aday adaylığımın kesinleşmesi için 2100 TL daha yatırmam gerektiğini kurstan geldikten sonra öğrendim. Yatırdım.
İlçe örgütümüz aylarca yıllarca örgüt toplantıları yapmadığı için kendimi tanıtmak için kartvizit, afiş, broşür, bastırmam, toplu mesajlar çekmem, toplantılar yapmam, çay paraları vermem gerekliğini sonradan öğrendim. (ilçemizin nüfusu 700.000 di 67 mahallesi vardı)
Seçim günü çok yaklaştığında daha önce ilçe örgütümüzde yüzünü, izini hiç görmediğim CHP üyelerinin aday, adayı olduğunu gördüm.
Seçimlerde fermuar sistemin uygulanacağını tek rakamların kontenjandan, çift reklamların seçimle belli olacağını öğrendim. Yasaklıydım kontenjandan aday olamazdım çok torpililer vardı. Seçime girdim. Yeni yüzlerin benden çok fazla oy aldıklarını ve kontenjandan aday olduklarını öğrenince inan çok şaşırdım.
ŞİMDİ MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI OLURSAM NELERLE KARŞILAŞACAĞIMI BİLMİYORUM
Kaç lira para yatıracağımı bilmiyorum.
2,5 yıl boyunca kesintisiz olarak kendilerini çeşitli gerekçelerle (her gün ziyaretler görüşmeler, yaparak ama örgüt toplantıları yapmayarak) CHP’nin olanaklarından alabildiğine yararlanan il ilçe başkanlarıyla, yönetim kurulu üyeleriyle nasıl ve hangi şartlarda yarışacağımı bilmiyorum.
Milletvekili seçilebilmek için maddi manevi hiçbir özveriden kaçınmayan çok zenginlerle, devamlı Ankara’ya gidip gelenlerle nasıl ve hangi şartlarda yarışacağımı bilmiyorum.
2 milyonluk şehirde kendimi emekli maaşımla kendimi nasıl tanıtacağımı bilmiyorum. Kaç tane kartvizit, ne kadar afiş broşür bastıracağımı, nasıl dağıtacağımı bilmiyorum. Ne kadar açık kapalı toplantılar düzenleyeceğimi ne kadar salon kirası çay parası vereceğimi bilmiyorum. (ilçe ve il örgütümüz aylardır yıllardır örgüt toplantıları yapmıyor)
Tüm bunları göze aldım diyelim, acaba milletvekili sıralaması nasıl olacak? Merkezi yoklamayla mı? Ön seçimle mi? Teamül yoklamasıyla mı? Bilmiyorum.
CHP Lİ politikacılarımız, siyasetçilerimiz CHP demokrasinin kalesidir diyorlar. Eşitliği adaleti özgürlüğü hiç dillerinden düşürmüyorlar. Keşke demokrasinin, eşitliğin, adaletin, özgürlüğün ne olduğunu daha önceden hiç öğrenmeseydim. 01.01.2015