(CHP Bursa İl ve il ilçem örgüt başkanları bu yazımı mutlaka okumalıdırlar. Gereğini yapmaldırlar)
Çok iyi biliyorum ki, dünyanın en demokratik, en özgürlükçü yada en antidemokratik tüzüğü yazılıp kabul edilse hiç fark etmeyecek. Çünkü,
4 yıllık aktif CHP üyeliğim sürecinde bire bir deneyerek gördüm, anladım, yaşadım ve şahit oldum ki, tüzüğü okumakla, öğrenmekle, uygulamakla, uygulatmakla birinci derece de görevli, yetkili, ve sorumlu olanlar (CHP örgüt başkan ve yönetim kurulu üyeleri )yasal zorunluluk olmadıkça tüzüğü okumuyorlar, öğrenmiyorlar, uygulamıyorlar. uygulanmaya koymuyorlar Yada sayın yöneticilerimiz işlerine gelen maddeleri istedikleri zaman uyguluyorlar. İstemedikleri zaman uygulamıyorlar. Ben yaptım oldu diye düşünüyorlar. Bu yüzden tüzükten bahsedenleri hiç sevmiyorlar.
Bu iddiamı doğrulayan en çarpıcı örneği, tüzük ihlalini, ihmalini il başkanımızın konuştuğu danışma kurulu toplantısını ilgilendiren tüzüğün 57/B ve C Maddesinin uygulanmasında yaşadık. Yaşıyoruz. Ama tüzüğün, bu maddelerinin devamlı ihlal ve ihmal edildiğini ne il başkanımız, ne ilçe başkanımız fark etmediler, belki de fark etmek istemediler. Yaptığım konuşmada konuyla ilgili soruma, ne il başkanımız nede ilçe başkanımız yanıt vermediler. Vermek istemediler. Duymazlıktan, anlamazlıktan geldiler.
Çünkü iki yıllık görev süreleri içinde tüzüğün 57/B ve C maddesini ne il başkanımız, nede ilçe başkanımız uygulamadılar. Uygulamak istemediler. 4 yıldır inatla ısrarla yazılı sözlü olarak yazıyorum, hatırlatıyorum. Bu yüzden ilçe başkanımız aynı şeyleri yazıyorsun diye kızıp ilçe başkalık sayfasında yazılarımı süresiz olarak yasakladı. Suç belgesini disiplin kuruluna havale etmedi. O hakkı o yetkiyi kendisinde gördü. Padişah fermanı gibi yasak 2 yıldır devam ediyor. itirazlarım, yazılı sözlü başvurularım hiçbir işe yaramıyor.Soran, sorgulayan, düşünen, özgür iradeye sahip olan, üyeler işte bu tür yöntemlerle baskı kurulup yok ediliyor. Törpüleniyor. Sesleri kesiliyor yazıları yasaklanıyor. Sonrada sensiz bir kişi eksiğiz diye nutuk nutuklar, sloganlar atılıyor.
Ne yazıyor tüzüğün 57/B ve C maddesinde, inadına, inadına kocaman harflerle bir kere, bir kere daha yazıyor ve hatırlatıyorum.
“EN GEÇ ÜÇ AYDA BİR OLMAK ÜZERE, YÖNETİM KURULLARINCA GEREK DUYULACAK SAYIDA İLÇE DANIŞMA TOPLANTILARI DÜZENLENİR”
ve bir kez daha soruyorum Sayın il başkanım, Sayın ilçe başkanım
Tüzük önemliyse, tüzük partimizin anayasası ise, tüzük hepimizi bağlıyorsa ve tüzüğü uygulamaktan birinci derecede bizzat siz sorumlu iseniz tüzüğün emredici hükmüne rağmen danışma kurullarını en geç 3 ayda bir neden toplantıya çağırmadınız? Neden çağırmıyorsunuz? Bu sorunun cevabını bana değil örgüte vermek zorundasınız. Vermelisiniz. Gerekirse özeleştiri yapmalısınız Tüzüğün uygulanmayan diğer maddelerini yazmıyorum. Örneğin 29. Maddenin son paragrafını yazmıyorum.
Sayın il başkanımız yaptığı konuşmada çarpıcı bir gerçeğin altını daha çizdi, dedi ki yıllarca aynı mahallede, aynı sokakta aynı apartmanda oturanlar bir birleri tanımıyorlar. ( Buda Tüzüğün uygulanmayan 26. Maddesidir)Yıllarca ilçe başkanlarımı yapan il başkanımızın bu gerçeği çok geçte olsa örgüt toplantısında ifade etmesi umut vermiştir. umarım dilerim söylemde kalmaz. Örgütlü yaşamın pratiğinde en kısa sürede hayat bulur.
Sayın il başkanıma bir çarpıcı gerçeği de ben ifade edeyim.
Eğer örgüt toplantıları (T. 29.57.) düzenli yapılırsa, eğer örgütlenme ağı kurulursa (T.26) para harcayarak, yağcılık yaparak, gurup kurarak, kolay ve kestirme yoldan seçilenlerin hiç biri koltuklarında oturamazlar. Kaptıkları köşeleri koruyamazlar. yapılacak ilk seçimde savrulup giderler.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10152389495409419&set=a.10152389477064419.1073742063.552884418&type=1&theater ( ilçe örgüt toplantısında başkanımız konuşurken)
http://www.chp.org.tr/?page_id=657 (CHP tüzüğü)
http://cancana-balmel.blogspot.com.tr/2013/11/dusuncenin-sosyal-medyada-aciklanmasi.html (Düşüncenin sosyal medyada açıklanması hakkında CHP PM. kararı)
