Bu Blogda Ara
11/08/11
KAR ÜSTÜNDE SABAH SPORU
www.aksam.com.tr
15 Aralık 2002
Kar üstünde sabah sporu
Soğuk hava ve kara rağmen Uludağ eteklerinde her sabah cimnastik yapan grup, 'Sağlam kafa, sağlam bedende bulunur' dedi.
Bursa Devlet Hastanesi'nden emekli memur Zülfikar Bal (54) ile Kıymet Löksu önderliğinde Kaplıkaya Dinlenme Parkı'nda bir araya gelen çeşitli yaş ve meslek gruplarından 50'ye yakın kişi, sağlıklı hayatın yolunun egzersizden geçtiğini vurguluyor.
Sabah saat 08:00-08:30 arasında spor yapan grup, yeni katılanlarla sürekli büyüyor.
Mahallelinin ilgisi
Zülfikar Bal, '1998 yılında eşime birlikte Bursa Devlet Hastanesi'nden emekli olduktan sonra düzenli spor yapmaya başladık. Parkta eşimle sabah sporu yaparken, mahalle sakinlerinden de bize katılanlar oldu. çeşitli meslek gruplarından insanlar da bizi görerek step yapmaya başladı. Yaz aylarında sayımız 400'ü buluyor. Havalar soğuk olmasına rağmen sabah sporunu aksatmıyoruz. Böylece hem daha zinde ve sağlıklı olduğumuz gibi, fazla kilolarımızdan da kurtuluyoruz' dedi. DSİ'nin eski cimnastik hocalarından Kıymet Löksu ise, sporun insanlara yeni dostluklar kazandırdığını ifade ederek, 'Biz artık bir aile olduk. Burada spor yapanlar arasında sıcak dostluklar gelişti' diye konuştu.
http://arsiv.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2002/12/15/marmara/marmaraprn4.html
11/07/11
DAVETİMİZ VAR AMA DAVETİMİZİN BİRDE GEÇMİŞİ VAR. OKUMAK İSTERMİSİNİZ?
Sağlıklı, genç ve dinç kalmak için, sağlam
kafa sağlam vücutta bulunacağına inandığım için, doğayı ve doğallığı sevdiğim
için, doğa harikası yerde, KAPLI KAYA PARKINDA VE DERESİNDE düzenli olarak
sabah sporu ve yürüyüşü yapıyorum (çok kolay olmasa da sonunda eşimi de
alıştırmayı başardım)
KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR ETKİNLİKLERİ adı
altında, kısa sürede parkımızda spor yapan
halkımızla tanışıp kaynaştım. (yıl 1998 sonu) Halkımızı birbiriyle tanışıp
kaynaştırdım. 4 mevsimin dördünde özellikle bahar aylarında tanıştığımız ve
kaynaştığımız halkımızla birlikte yürüdük, koştuk, toplu egzersizler yaptık. Sabah
kahvaltıları, toplu piknikler, kaplı kaya deresine, botanik parka toplu
yürüyüşler düzenledik.
2000-2003 yılları arasında her yıl Nisan
ayının ilk haftasında, Pazar sabahları düzenlediğimiz kitlesel yürüyüşe, toplu egzersizlere halkımız yanında, davetim üzerine,
ilçe belediye başkanımız, ilçe emniyet müdürümüz, ilçe kaymakamımız da
katılmışlardır. Yapmış olduğumuz, etkinlikler basın ve yayın organlarımızda defalarca
ana haber konusu olmuştur.
İl ve ilçe belediye başkanlıklarımıza (3 mahalle
muhtarımızın da imzalarını ve desteklerini alarak) verdiğimiz toplu dilekçelerimiz
sonucunda ilçe belediye başkanımız halkımıza, müzik eşliğinde toplu egzersiz
yaptırmak üzere beden eğitimi öğretmeni görevlendirmesiyle, üstlendiğim ve sürdürdüğüm
görevden koptum. Ama halkımızdan ve yaşam boyu spordan kopmadım.
Yıllar sonra ilk düzenlediğim bu yürüyüşe
(13.11.2011 tarihindeki ) kimlerin katılıp katılmayacağını inanın hiç
bilmiyorum. Ama bir şeyi çok iyi biliyorum. Hiç kimse katılmasa da hiç bir kaybım
olmayacak. Çünkü eşimle zaten KAPLI KAYA DERESİNE Her gün yürüyüş yapıyoruz. Ama
bir şeyi çok daha iyi biliyorum ki, katılanlar pişman olmayacaklardır. Neden mi?
Çünkü kendime değil ama doğaya ve doğallığa güveniyorum. Son baharın
güzelliğine renk cümbüşüne güveniyorum. Doğa
ve doğallık ne beni nede sizi yanıltmaz. İnanmıyorsanız katılında görün. Katılanlar tekrarını isteyeceklerdir.
Tekrarını isteyeceklere hemen bir
müjde vereyim. Ölmezde sağ kalırsak 2012 Nisan ayının ilk haftasında Pazar günü
aynı yere ilkbaharı karşılamak için yine birlikte yürüyeceğiz. Tanıdığım
tanımadığım uzaktaki yakındaki tüm dostlarıma, sevenlerine ve sevdiklerine
sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yaşam diliyorum. Hepinize ama hepinize selam ve sevgilerimi
yolluyorum. İMZA BAL AMCA
11/05/11
BALDAN TATLI SİRKEDEN KESKİN SÖZLER
CHP’SİNİN İL, İLÇE BAŞKANIYSAN
BENİ DİNLEMEYE, BİLGİLENDİRMEYE MECBURSUN
Çünkü CHP’NİN gerçek sahibi benim.
Benim adıma, benim haklarımı savunasın, koruyasın diye seni oraya oylarımla ben
seçtim. Sakın aklından çıkarma, CHP Çatısı
altında bulunduğun makamda, taşıdığın sıfatta, oturduğun koltukta beni temsil
ediyorsun. Ve ben halkım. Ben CHP’LİYİM. Ben işçiyim, çiftçiyim, çobanım, çöpçüyüm, memurum,
emekliyim, ev kadınıyım, gencim yaşlıyım, kentliyim köylüyüm.
CHP’Yİ, büyük önder Mustafa Kemal
Atatürk’le birlikte kurdum. Verdiğim oylarımla ben yaşattım, ben yaşatıyorum,
ben yaşatacağım. Bu nedenle, benim adıma aldığın kararda, yaptığın işte beni
bilgilendirmeye, beni dinlemeye mecbursun. CHP’Yİ diğer partilerden ayıran en
temel özelliklerden biride bu mecburiyettir. Mecburiyetini yerine getirmezsen
ya senden yada sana verenlerin CHP’Lİ olduğundan şüphe ederim.
11/04/11
GİZEMLİ İKİ GÜÇ BENİ ÇOK ETKİLİYOR
HAYATIMDA ÇOK ÖNEMSEDİĞİM İKİ UĞRAŞIM VAR. UĞRAŞIMIN BİRİNCİSİ SİYASET VE POLİTİKADIR. ÜYESİ OLDUĞUM CHP’dir. İÇİNE GİRDİĞİMDE GİZEMLİ BİR GÜCÜN BENİ DIŞA DOĞRU İTTİĞİNİ HİSSEDİYORUM. MORALİM BOZULUYOR, YORULUYORUM. OKSİJENSİZ KALDIĞIMI HİSSEDİYORUM. BOĞULUR GİBİ OLUYORUM. DRENCİM KIRILIYOR. ENERJİM AZALIYOR. BU UĞRAŞIMDAN VAZ GEÇMEK İSTİYORUM AMA VAZGEÇMEK KOLAY OLMUYOR.
UĞRŞIMIN İKİNCİSİ, GENÇ VE DİNÇ KALMAK İÇİN, SAĞLIKLI YAŞAMAK İÇİN, DÜZENLİ OLARAK YAPTIĞIM YAŞAM BOYU SABAH SPORU VE YÜRÜYÜŞÜDÜR. İÇİNE GİRDİĞİMDE GİZEMLİ BİR GÜCÜN BENİ İÇE DOĞRU ÇEKTİĞİNİ HİSSEDİYORUM. MORALİM DÜZELİYOR. BOLCA OKSİJEN ALIYORUM. DRENCİM GÜÇLENİYOR. ENERJİM ARTIYOR. YAŞADIĞIM VE AYAKTA KALDIĞIM SÜRECE BU UĞRŞIMDAN HİÇ VAZ GEÇMEK İSTEMİYORUM.
11/03/11
DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVENLERİ KAPLI KAYA DERESİNE YÜRÜYÜŞE DAVET EDİYORUM.
DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVENLERİ KAPLI KAYA
DERESİNE YÜRÜYÜŞE DAVET EDİYORUM.
Bursa
Yıldırım İlçesi Kaplı kaya deresinde eşimle birlikte, genç ve dinç kalmak için,
doğayla ve doğallıkla buluşmak için her sabah düzenli olarak her yürüyüş
yapıyoruz.
13.Kasım 2011 Pazar günü yapacağımız
yürüyüşe, sabah sporunu, doğayı ve
doğallığı sevenleri, kendini genç ve dinç hissedenleri, önemli sağlık sorunu
olmayanları, eşimizi, dostumuzu, arkadaşlarımızı, uzaktakileri, yakındakileri, tanıdığımız
tanımadığımız, gencimizi, yaşlımızı hepinizi, herkesi bizimle birlikte yürümeye
davet ediyoruz.
Yürüyüşümüz orman içi ve dere
boyudur. Gidiş dönüş tahminen 2 saat veya biraz daha uzun sürebilir. Yolumuzda
yokuşlar vardır. Ama yollar çok engebeli değildir.
Rahat ayakkabı olması
önemlidir. İsterseniz, yanınıza termosla çay, sandviç tost (vb. gibi) alabilirsiniz?
Yol boyunca kaynak sular vardır. Ama yanınızda küçük pet şişe su kabı bulundurabilirsiniz.
Hava muhalefeti ( aşırı kar
ve yağmur ) ve önemli bir engel
çıkmadığı taktirde yürüyüşümüz mutlaka ve tam saatinde başlayacaktır. Katılacakların
geç kalmaması önemle rica olunur.
Buluşma yeri : Bursa,
Yıldırım kaplı kaya Mah. Peyami safa ilköğretim okulu arkası kaplı kaya
alabalıkçısı önü
Tarih : 13.Kasım 2011 Pazar sabahı
Hareket saati : 7.30
NOT. SAĞLIK SORUNU OLANLARIN
KATILMAMASI ÖNEMLE RİCA OLUNUZ
DOĞAYA VE DOĞALLIĞA YÜRÜYÜŞ YAPMAK İÇİN DAVETİM VARDIR.
DOĞAYA VE DOĞALLIĞA
YÜRÜYÜŞ YAPMAK İÇİN DAVETİM VARDIR.
KAPLIKAYA YAŞAM BOYU SPOR ETKİNLİKLERİNDE, SONBAHAR MEVSİMİNDE, KAPLI KAYA DERESİNDE, SEVENLERİNİZLE, SEVDİKLERİNİZLE, SEVDALILARINIZLA, DOSTUNUZLA, ARKADAŞLARINIZLA, ÇOCUKLARINIZLA, ANANIZLA, BABANIZLA, DEDENİZLE, DOĞA İÇİN DOĞALLIK İÇİN, TANIŞMAK, KAYNAŞMAK İÇİN, GÜZEL VE YENİ DOSTLUKLAR KURMAK İÇİN, DOĞAL GÜZELLİKLERİ PAYLAŞMAK İÇİN, BOL OKSİJENLİ TEMİZ HAVA SOLUMAK İÇİN, HEP BİRLİKTE, HEP BERABER DOĞAYA VE DOĞALLIĞA GÜZEL BİR YÜYÜŞ YAPMAK İÇİN DAVET İM VARDIR.
TANIDIKLARIM,
TANIMADIKLARIM DUYAN EŞİTEN HERKES DAVETLİMDİR. DOĞA VE DOĞALLIK HEPİMİZİ
KUCAKLAYACAK VE BAĞRINA BASACAKTIR.
SİZİ EŞİMLE BİRLİKTE BEKLEYCEĞİM. GELENLERE GÜLÜMSEYREK
YÜREĞİMDEN GELEN ÖZLEMLE SEVGİYLE MERHAHA HOŞ GELDİNİZ, DİYECEĞİM. GELİRSENİZ
YÜRÜŞÜMÜZE KATILIRSANIZ ÇOK SEVİNECEĞİM MUTLU OLACAĞIM.
BULUŞMA YERİ; BURSA, YILDIRIM KAPLI KAYA MAH. PEYAMİ SEFA İLKÖĞRETİM
OKULU ARKASI KAPLIKAYA ALABALIKÇISI ÖNÜ. BULUŞMA TARİHİ 13.11.2011 BULUŞMA VE
HAREKET SAATİ TAM SAATİ 19, 30
NOT: SAĞLIK SORUNU OLANLARIN KATILMAMASI ÖNEMLE RİCA OLUNUZ
11/01/11
CHP’LİYİM DİYEN HERKESE ÇOK MÜTHİŞ SORULAR SORACAĞIM
Genel başkanımız, Kemal
Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduktan sonra, ihtiyaç duyduğunda, il başkanlarını Ankara’ya
çağırıp toplantılar yapıyor. Yurt ve örgüt gezilerinde fırsat buldukça il ve ilçe
başkanlarıyla toplantılar yapıyor.
Genel sekreterimiz, örgütlenmeden sorumlu
genel başkanımız, ya da parti yetkililerimiz, ihtiyaç duyduklarında il ve
ilçelere gidiyorlar. İl ve ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
İl başkanlarımız, ihtiyaç duyduklarında
ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
Genel başkanımız, MYK ve PM. İle
peryodik toplantılarını yapıyor.
İl ve ilçe başkanlarımız periyodik yönetim
kurulu toplantılarını yapıyor.
Buraya kadar en ufak itirazım olamaz. Çünkü
olması gerekenler oluyor. Ama
CHP sadece toplantıyı yapanlardan ve
toplantılara katılanlardan mı oluşuyor?
İl
başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, toplantı yapan parti yetkililerimize
soruyorum,
CHP’yi
oylarıyla besleyen, oylarıyla ayakta tutan, CHP’NİN gerçek sahipleriyle, örgüte
hayat veren, can veren üyeleriyle neden hiç kimse ilgilenmiyor? Neden üyelerimiz
hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok sayılıyor?
İl, ilçe yönetim kurulu toplantılarında,
il başkanlarının ilçe başkanlarıyla yaptıkları toplantılarda, parti yetkililerimizin
ilçe başkanları ile yaptıkları toplantılarda, ne konuştukları hakkında neden üyelerimize
hiçbir bilgi vermiyor? Neden üyelerimiz hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok
sayılıyor? Haftalar, aylar, yıllar geçmesine
rağmen üyelerimizle neden hiçbir toplantı yapılmıyor? Neden yönetimlerden
habersiz korsan toplantılar yapılmasına izin veriliyor? Neden örgüt yönetimleri
ile üyeler arasına köprü kurulmuyor da duvar örülüyor? Üyelerimiz neden yalnızlığa
ve kaderlerine terk ediliyor? Neden sadece seçimden seçime hatırlanıyor? Neden?
Neden? Neden?
CHP üyeleri bu ilgisizliği,
iletişimsizliği sevgisizliği fark etmiyor sanıyorsanız müthiş yanılıyorsunuz.
CHP’LİYİM DİYEN HERKESE ÇOK MÜTHİŞ
SORULAR SORACAĞIM
Genel başkanımız, Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan
olduktan sonra, ihtiyaç duyduğunda, il başkanlarını Ankara’ya çağırıp toplantılar
yapıyor. Yurt ve örgüt gezilerinde fırsat buldukça il ve ilçe başkanlarıyla
toplantılar yapıyor.
Genel sekreterimiz, örgütlenmeden sorumlu
genel başkanımız, ya da parti yetkililerimiz, ihtiyaç duyduklarında il ve
ilçelere gidiyorlar. İl ve ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
İl başkanlarımız, ihtiyaç duyduklarında
ilçe başkanlarıyla toplantılar yapıyorlar.
Genel başkanımız, MYK ve PM. İle
peryodik toplantılarını yapıyor.
İl ve ilçe başkanlarımız periyodik yönetim
kurulu toplantılarını yapıyor.
Buraya kadar en ufak itirazım olamaz. Çünkü
olması gerekenler oluyor. Ama
CHP sadece toplantıyı yapanlardan ve
toplantılara katılanlardan mı oluşuyor?
İl
başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, toplantı yapan parti yetkililerimize
soruyorum,
CHP’yi
oylarıyla besleyen, oylarıyla ayakta tutan, CHP’NİN gerçek sahipleriyle, örgüte
hayat veren, can veren üyeleriyle neden hiç kimse ilgilenmiyor? Neden üyelerimiz
hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok sayılıyor?
İl, ilçe yönetim kurulu toplantılarında,
il başkanlarının ilçe başkanlarıyla yaptıkları toplantılarda, parti yetkililerimizin
ilçe başkanları ile yaptıkları toplantılarda, ne konuştukları hakkında neden üyelerimize
hiçbir bilgi vermiyor? Neden üyelerimiz hatırlanmıyor? Neden üyelerimiz yok
sayılıyor? Haftalar, aylar, yıllar geçmesine
rağmen üyelerimizle neden hiçbir toplantı yapılmıyor? Neden yönetimlerden
habersiz korsan toplantılar yapılmasına izin veriliyor? Neden örgüt yönetimleri
ile üyeler arasına köprü kurulmuyor da duvar örülüyor? Üyelerimiz neden yalnızlığa
ve kaderlerine terk ediliyor? Neden sadece seçimden seçime hatırlanıyor? Neden?
Neden? Neden?
CHP üyeleri bu ilgisizliği,
iletişimsizliği sevgisizliği fark etmiyor sanıyorsanız müthiş yanılıyorsunuz.
27.10.2011 TARİHİNDE ATALAY PRESES DÜĞÜN SALONUNDA YILDIRIM İLÇE ÜYE TOPLANTISINDA YAPTIĞIM KONUŞMA
Konuşmama başlamadan önce Van depreminde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza, şehitlerimize, Allahtan rahmet yaralılara acil şifa, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyorum.
Devletimizin, hükümetimizin depremlerden ders almalarını diliyorum, umuyorum bekliyorum.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Hepimizin, her birimizin çok yakından takip ettiği ve bildiği gibi, ülkemiz, cumhuriyetimiz, partimiz tarihi bir süreçten geçmektedir. Keskin bir dönemecin içindeyiz.
Bölgenizde, ülkemizde, partimizde önüne geçilmez değişim rüzgârı eseme esmeye başlamıştır. Değişime karışı koyanlar, değişime direnenler hiç şüpheniz olmasın ki, o keskin dönemeçte savrulmaktan kurtulamayacaklardır.
Yaşadığımız bu süreçte, kendimiz için, cumhuriyetin kazanımları için, partimiz için, geleceğimiz için, genel başkanımızdan en sade üyemize kadar hepimize, her birimize tarihi sorumluluklar ve görevler düşmektedir.
Sorumluluklarımız ve görevlerimiz ihlal ve ihmal edilmeyecek kadar, başka kimseye devir ve terk edilmeyecek kadar önemlidir. Kutsaldır.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, örgütsel anlamda, parti içi demokrasi anlamında çözüm bekleyen sorunlarımız vardır. Bu anlamda her birimizin, hepimizin konuşacağı, eleştireceği birçok konu vardır. Olması da doğaldır.
Ama yaşadığımız bu hassas süreçte,
Gün birlik ve beraberlik günüdür.
Gün dayanışma kaynaşma, kucaklaşma günüdür.
Gün omuz, omuza, kol kola, yan yana, can cana hep birlikte hep beraber yürüme günüdür.
Bunu bugün yapmazsak isek, tarih bizi affetmeyecektir.
Gelecek kuşaklar, torunlarımız bizi affetmeyecektir.
Çok geç olmadan, iş işten geçmeden, uyanmamızın, kendimize gelmemizin, tehlikeyi görmemizin tam zamandır.
Unutmayalım ki, CHP den başka sığınabileceğimiz güvenli başka bir liman yoktur.
Partimizi, bölüp parçalamak isteyen iç ve dış tuzaklardan korumak, hepimizin, her birimizin görevidir.
Değerli yol arkadaşlarım,
Partimiz, parti içi seçim sürecine girmiştir.
Genel başkanımız, örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcımız, il başkanımız, delegelerin, tüm oyları ile seçileceğini söylemişlerdir.
Tam bu noktada, bize düşen tarihi görev ve sorumluluk
Delege seçimlerinde hiçbir sorun yaşanmasına izin vermemektir.
Delege seçimlerini, hiçbir kuşkuya, şaibeye yer bırakmayacak bir uygulamayla, demokratik mekanizmaları işleterek, CHP’ye ve bize yakışır şekilde gerçekleştirmeye mecburuz mahkûmuz.
Ülkemiz için, cumhuriyetimizin kazanımlarını korumak ve yaşatmak için, torunlarımız için, gelecek kuşaklar için mecburuz mahkûmuz.
Baniliğimizden, bencilliğimizden, her türlü kişisel beklentilerimizden kurtulmaya, biz olmaya, sensiz bir kişi eksiğiz demeye mecburuz mahkûmuz.
Önerim
Seçim hazırlıklarına hiç zaman kaybetmeden hemen başlamaktır.
Seçimlerin, sağlıklı bir ortamda yapılması için, seçimlerde nasıl bir yol, yöntem izleyeceğimizi belirlemek için, oy kullanacak üyelerimizi önceden bilgilendirmek için,
İlçemiz bünyesinde seçim komisyonu oluşturulmalıdır.
Seçim komisyonuna maddi anlamda mutlaka destek sağlanmalıdır.
Maddi desteğin, gelir ve gider kaynaklarının nerden, kimden, ne kadar sağlandığı ve nerelere harcandığı kuruşuna kadar açıklanmalıdır. Rapor halinde üyelerin bilgisine sunulmalıdır. İlan panosuna asılmalıdır.
İsteyen her üye, masrafını karşılamak üzere kendi mahallesindeki üye listesine hiçbir sorunla karşılaşmadan sahip olmalıdır.
Çok önemsediğim ve cevap bulamadığım iki sorumu bilginize sunmak istiyorum.
Birinci sorum, aidatını ödemeyen üyeler, seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklar mıdır?
İkinci sorum, aynı mahallede ikamet edipte, birbirini tanımayan üyeler aday olmada, oy vermede, oy istemede ve kendini ifade etmede karşılaşacağı sorunlar nasıl aşılacaktır?
Saygılarımı sunuyorum.
DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVENLERİ KAPLI KAYA DERESİNE YÜRÜYÜŞE DAVET EDİYORUM.
DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVENLERİ KAPLI KAYA
DERESİNE YÜRÜYÜŞE DAVET EDİYORUM.
Bursa
Yıldırım İlçesi Kaplı kaya deresinde eşimle birlikte, genç ve dinç kalmak için,
doğayla ve doğallıkla buluşmak için her sabah düzenli olarak her yürüyüş
yapıyoruz.
13.Kasım 2011 Pazar günü yapacağımız
yürüyüşe, sabah sporunu, doğayı ve
doğallığı sevenleri, kendini genç ve dinç hissedenleri, önemli sağlık sorunu
olmayanları, eşimizi, dostumuzu, arkadaşlarımızı, uzaktakileri, yakındakileri, tanıdığımız
tanımadığımız, gencimizi, yaşlımızı hepinizi, herkesi bizimle birlikte yürümeye
davet ediyoruz.
Yürüyüşümüz orman içi ve dere
boyudur. Gidiş dönüş tahminen 2 saat veya biraz daha uzun sürebilir. Yolumuzda
yokuşlar vardır. Ama yollar çok engebeli değildir.
Rahat ayakkabı olması
önemlidir. İsterseniz, yanınıza termosla çay, sandviç tost (vb. gibi) alabilirsiniz?
Yol boyunca kaynak sular vardır. Ama yanınızda küçük pet şişe su kabı bulundurabilirsiniz.
Hava muhalefeti ( aşırı kar
ve yağmur ) ve önemli bir engel
çıkmadığı taktirde yürüyüşümüz mutlaka ve tam saatinde başlayacaktır. Katılacakların
geç kalmaması önemle rica olunur.
Buluşma yeri : Bursa,
Yıldırım kaplı kaya Mah. Peyami safa ilköğretim okulu arkası kaplı kaya
alabalıkçısı önü
Tarih : 13.Kasım 2011 Pazar sabahı
Hareket saati : 7.30
CHP GENEL BAŞKANIMIZA, CHP İL VE İLÇE ÖRGÜT BAŞKANLARIMIZA, ÇOK ÖNEMLİ BİR ÖNERİM VAR
Sabah erkenden yerel gazetelere göz attım. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdarğlu’nun hafta sonunu Bursa’da geçirdiğini ve çok önemli toplantılarda ve etkinliklerde bulunduğunu öğrendim. Etkinliklerden programdan haberim olmadığı için katılamadım ve üzüldüm. benim gibi haberi olamayan bir çok partilininde üzüldüğünden hiç kuşku duymuyorum.
Genel başkanımızın Eskişehir’den sonra Bursa’ya geleceğini, 29 Ekimde Nülüler Belediye Başkanlığımızın düzenlediği Cumhuriyet yürüyüşüne katılacağını duymuştum. On binlerin yürüdüğü muhteşem meşaleli yürüyüşe bende katılmıştım. Birlikte yürümüştük. O gün genel başkanımızın neden halka hitap etmediğini çok merak etmiştim. “Burada toplanan kitle CHP’nin kitlesi değil, cumhuriyete sahip çıkmak için toplanan kitle. Benim konuşmam şık olmaz” dediğini öğrenince merakımı giderdim. Haklı olduğunu düşündüm.
Genel başkanımızın Aynı gün akşam kervan sarayda 400 kişinin katıldığı (yemeğe katıldığını değil) yemekte konuştuğunu öğrenince haklı olmadığını düşündüm. Çünkü yemekten haberi olmayanlar, yemeğe katılmak için parası olmayanlar orada yapılan konuşmayı dinleyemediler.
Özellikle il ve ilçe örgütlerimizde CHP sini ilgilendiren, her tülü eylem, etkinlik ve toplantılarla ilgili düzenlenen plan ve programların örgütümüze, üyelerimize önceden duyurulmaması, en azından duyuru panolarına asılmaması, çok büyük bir eksikliktir. Çünkü CHP hepimizindir. Hepimizin bilgisi olması çok önemlidir. Çünkü CHP üyelerinin hepsi eşit haklara sahiptir.
ÇOK ÖNEMLİ ÖNERİM
CHP hepimizin partisi ise, tüm üyeler eşit haklara sahip ise, genel merkezimizin, il ve ilçe örgüt yönetimlerimizin, yapılacakları eylem, etkinlik ve toplantılarla ilgili olarak, örgütümüzü ve üyelerimiz arasında hiç bir ayrım yapmadan zamanında bilgilendirmelerini bu konuda gerekli duyarlılığı ve hassasiyeti göstermelerini önemle diliyorum, umuyorum, bekliyorum.
10/31/11
CHP BURSA İL BAŞKANIMIZIN CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI AYAKTA ALKIŞLANIR, AMA
CHP Bursa İl Başkanımız, Sayın Gürhan Akdoğan, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayınladığı bayram mesajında aynen şunları söylemiştir. “terör ve depremin aldığı canların yüreğimizdeki acıları devam ediyor. İçimiz yanıyor. Bunu fırsat olarak değerlendiren hükümetin Cumhuriyet bayramı törenlerini, resmi, geçitleri, okullardaki kutlamaları iptal etmesini esefle kınıyoruz. Özgür Bağımsız Bir Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda, bu topraklar için kanını dökmüş, canını vermiş aziz şehitlerimize vefasızlıktır. Bugün bu topraklar üzerinde özgür ve bağımsız yaşıyorsak, bunu en başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğumuzu asla unutmayacağız” (31.10.2011 Kent. K.kaymaz) bu sözler ayakta alkışlanır.
Sayın Başkanım
Asla unutmamamız gereken bir gerçek daha var. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, gücünü halkından alıyordu. Halkıyla kaynaşmış, halka tam güven vermişti. Vatanın kurtuluşu için analarımız omuzlarında cephane taşımışlardı. Babalarımız ölüme koşarak gitmişlerdi. Sözleriniz çok güzel, çok anlamlı, çok etkili. Ama üzülerek ifade ediyorum ki böyle bir günde, il ve ilçe başkanları, yönetimleri halkımıza güven vermiyor. Halkımızla bütünleşip kaynaşamıyor.
Evet, ifade ettiğiniz gibi Cumhuriyet Bayramında, etkinlikler yasaklanıyor. Ama halkımız cumhuriyete sahip çıkıyor. On binler yüz binler kendiliğinden sokağa dökülüyor. Meşaleler gecenin karanlığını aydınlatıyor. Cumhuriyete sahip çıkan halkımız, Atatürk’ün iki eserimden biri değdi CHP’SİNE aynı oranda sahip çıkmıyor. Neden? CHP’SİNİN düzenlediği etkinlikleri 150- 200 kişi ile sınırlı kalıyor. (CHP’NİN kurtuluşu, zamları protesto etkinlikleri gibi) düşündürücü olan bu gerçektir.
İlimiz örgütlerinde örgütlenme ağı kurulmuyor. Bir iki ay içinde delege seçimleri yapılacak. Aynı mahallede oturan üyelerimiz bir birlerini tanımıyor. Tavanıyla tabanı arasında iletişim kurulmuyor. Korsan toplantılar yapılıyor. Ama örgüt toplantıları yapılmıyor. Bu konularda çalışma başlatılmıyor. Neden? Düşündürücü olan bu gerçektir.
Örgütlü güç olmayınca, etkili, anlamlı güzel sözler boşlukta kalıyor.
10/30/11
CUMHURİYET HALK PARTİLİLERE, BAŞKANLARA, ÜYELERE TARİHİ BİR SORU
Atatürk diyor ki "BENİM İKİ BÜYÜK ESERİM VAR; BİRİ TÜRKİYE CUMHURİYET'İ DİĞERİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ’DİR"
Van depremi nedeniyle, hükümet cumhuriyet bayramını kutlamadı. Ama halk cumhuriyete sahip çıktı. On binler, yüz binler yürüdü.
TARİHİ SORU. Aynı halk neden CHP’sine aynı güçle coşkuyla sahip çıkmıyor? Neden CHP kuruluş yıldönümü, 150-200 kişi ile kutlanıyor. CHP'nin düzenlediği zamları protesto eylemlerine 150-200 kişi katılıyor?
Suç halkımızda mı? CHP'YE yıllarca yönetim edenlerde mi?
Her CHP'Lİ başkan, yönetici, üye tek başına aynanın karşısına geçmeli, aynaya bakmalı, aynada gördüğüne bu sorunun cevabını vermelidir.
10/29/11
BİR YAZI YAZACAĞIM. YAZIMDA CHP’LİLERE DİYECEĞİM Kİ
BİR YAZI YAZACAĞIM. YAZIMDA CHP’LİLERE DİYECEĞİM Kİ
Aklınızı başınıza toplayın. Kolaycılığa kaçmayın. AKP’Yİ ve AKP’LİLERİ suçlama yerine kutlayın. Neden mi?
Cumhuriyet kurulduğu günden beri, davaları uğruna mücadele ettiler, ediyorlar. Sabırla, inatla, azimle çalıştılar, çalışıyorlar. Kabul etseniz de etmeseniz de, içinize sindirseniz de sindirmeseniz de, başardılar ve iktidar oldular. Şimdi inandıklarını ve doğru bildikleri yolda ilerliyorlar. Yapması gerekenleri yapıyorlar ve yapacaklarda. Kutlanacak bir başarı değil mi?
Ya siz ne yaptınız? O büyük dehasıyla ülkemizin kaderini değiştiren, devrimler yapan, cumhuriyeti kuran düşmanları ülkemizden atan, hepsini bir arada yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni baştan yaratıp emanet ettiği eserlerini, devrimlerini, savunamadınız, koruyamadınız. Tam tersine Cumhuriyetin kazanımları sizi koruyacak, savunacak sandınız. Rehavete düştünüz. Sabırla, inatla, azimle çalışmadınız, rakibinizin gücünü önemsemediniz. Ve yenildiniz?
Şimdi elinizde son bir şansınız var. Ya şansı kullanır iktidar olursunuz. Yada AKP’yi ve AKP’LİLERİ
Suçlamaya devam eder hep muhalefette kalmaya mahkûm olursunuz.
O şans, AKP’Yİ suçlama, yargılama, kendinizi savunma kolaycılığına kaçmamaktır.
O şans, maskelerden, bencillikten, benlikten, anti demokratik davranışlardan, yanlış alışkanlıklardan, zihniyetlerden, kurtulmaktır.
O şans, halkın oyunu alıp, sonra sırtını halka dönmemektir. Ne halin varsa gör dememektir.
O şans halka yüzünü halka dönmektir. Halkın içine karışmaktır. Halkla buluşmaktır. Kaynaşmaktır. Tanışmaktır.
O şans demokrasinin evrensel ilkelerini, eşitliği, adaleti özgürlüğü sözde değil, örgütlü yaşamın pratiği içinde, hayata geçirmek ve uygulamaya koymaktır.
O şans, alışılmış, basit politikalara, basit ayak oyunlarına, içi doldurulmayan anlamsız nutuklara rağbet etmemektir.
O şans, gücün kaynağını cebindeki parandan, güçlü dayından, etkili yetkili kişilerden, kariyerinden etiketinden, güzel konuşmandan, grubundan kutbundan değil, doğrudan üyeden, üyenin oyundan, partinin tüzüğünden, ilke ve kurallarından, plan ve programlarından, kararlarından, örgütlü güçten almaktır.
HODRİ MEYYDAN ÖNÜMÜZDE PARTİ İÇİ SEÇİMLER VAR. O SON ŞANSI KULLANMANIN TAM ZAMANI VARMISINIZ?
Aklınızı başınıza toplayın. Kolaycılığa kaçmayın. AKP’Yİ ve AKP’LİLERİ suçlama yerine kutlayın. Neden mi?
Cumhuriyet kurulduğu günden beri, davaları uğruna mücadele ettiler, ediyorlar. Sabırla, inatla, azimle çalıştılar, çalışıyorlar. Kabul etseniz de etmeseniz de, içinize sindirseniz de sindirmeseniz de, başardılar ve iktidar oldular. Şimdi inandıklarını ve doğru bildikleri yolda ilerliyorlar. Yapması gerekenleri yapıyorlar ve yapacaklarda. Kutlanacak bir başarı değil mi?
Ya siz ne yaptınız? O büyük dehasıyla ülkemizin kaderini değiştiren, devrimler yapan, cumhuriyeti kuran düşmanları ülkemizden atan, hepsini bir arada yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni baştan yaratıp emanet ettiği eserlerini, devrimlerini, savunamadınız, koruyamadınız. Tam tersine Cumhuriyetin kazanımları sizi koruyacak, savunacak sandınız. Rehavete düştünüz. Sabırla, inatla, azimle çalışmadınız, rakibinizin gücünü önemsemediniz. Ve yenildiniz?
Şimdi elinizde son bir şansınız var. Ya şansı kullanır iktidar olursunuz. Yada AKP’yi ve AKP’LİLERİ
Suçlamaya devam eder hep muhalefette kalmaya mahkûm olursunuz.
O şans, AKP’Yİ suçlama, yargılama, kendinizi savunma kolaycılığına kaçmamaktır.
O şans, maskelerden, bencillikten, benlikten, anti demokratik davranışlardan, yanlış alışkanlıklardan, zihniyetlerden, kurtulmaktır.
O şans, halkın oyunu alıp, sonra sırtını halka dönmemektir. Ne halin varsa gör dememektir.
O şans halka yüzünü halka dönmektir. Halkın içine karışmaktır. Halkla buluşmaktır. Kaynaşmaktır. Tanışmaktır.
O şans demokrasinin evrensel ilkelerini, eşitliği, adaleti özgürlüğü sözde değil, örgütlü yaşamın pratiği içinde, hayata geçirmek ve uygulamaya koymaktır.
O şans, alışılmış, basit politikalara, basit ayak oyunlarına, içi doldurulmayan anlamsız nutuklara rağbet etmemektir.
O şans, gücün kaynağını cebindeki parandan, güçlü dayından, etkili yetkili kişilerden, kariyerinden etiketinden, güzel konuşmandan, grubundan kutbundan değil, doğrudan üyeden, üyenin oyundan, partinin tüzüğünden, ilke ve kurallarından, plan ve programlarından, kararlarından, örgütlü güçten almaktır.
HODRİ MEYYDAN ÖNÜMÜZDE PARTİ İÇİ SEÇİMLER VAR. O SON ŞANSI KULLANMANIN TAM ZAMANI VARMISINIZ?
CUMHURİYET MÜCADELESİNDEN VAZGEÇME
KENDİNİ YORGUN HİSSETSEN BİLE,
BAŞARI SENDEN KAÇSA BİLE
BİR HATA SANA ZARAR VERSE BİLE
BİR HAYAL YOK OLSA BİLE
GÖZYAŞLARI GÖZLERİNİ YAKSA BİLE
KİMSE GAYRETİNİ FARK ETMESE BİLE
NANKÖRLÜK ÖDÜLÜN OLSA BİLE
ANLAYIŞSIZLIK SENİ GÜLMEKTEN ALI KOYSA BİLE
VE HATTA HER ŞEY Hİ. BİR ŞEY OLSA BİLE
VAÇME, VAGEÇME, VAZGEÇME ……………….
YENİDEN BAŞLA
(Not. şiir bana ait değil)
CHP’Lİ İSEK, DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR İSEK, DEMOKRAT İSEK O ZAMAN ÖNCE İYNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM.
CHP’Lİ İSEK, DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR İSEK, DEMOKRAT İSEK O ZAMAN ÖNCE İYNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM.
Herhangi bir il düşünelim, o ilin ilçesinde CHP’Lİ ilçe örgütünü düşünelim. O ilçenin herhangi bir mahallesinin her hangi bir sokağında ikamet eden bir CHP üyesini düşünelim. O üyeye bazı sorular soralım.
Soru 1- oturduğun sokakta, CHP örgütü adına seninle ilişki iletişim kuran, herhangi bir üye, sokak sorumlusu, mahalle temsilcisi delege vb. var mı?
Soru 2-ikamet ettiğin ilçe örgütünün CHP’Lİ başkanını ve yönetim kurulu üyelerini tanıyor musun?
Soru 3- ilçe yönetim kurulunun kaç gün arayla, hangi günlerde, hangi gündemlerle toplandığından, hangi kararları aldığından, hangi kararların uygulamaya konulduğundan haberin oluyor mu?
Soru 4- ilçe binasına gittiğinde ilgiyle, sevgiyle, güler yüzle karşılayan oluyor mu? İlan panosunda, plan ve programlar, kısa, orta ve uzun vadede yapılacak işlerle, etkinliklerle, ilgili olarak ilan, duyuru, rapor vb. gibi belgeler bilgiler görüp okuyor musun?
Soru 5- Parti içinde ve Türkiye genelinde çok önemli olaylar meydana geldiğinde üyeleri bilgilendirmek, üyelerin, eleştirilerini, düşüncelerini, önerilerini, yorumlarını almak amacıyla örgüt toplantıları yapılıyor mu?
Soru 6- ilçe örgütün yaptığı, iş ve işlemlerde, alınan kararlarda, mali konularda, görev yetki ve sorumlulukların kullanılmasında değişmeyen ilke ve kurallara, parti tüzüğüne uyulduğuna, uygulandığına inanıyor musun?
Soru 7- örgüt içinde üyelerin kendilerini, düşüncelerini ifade etmede, seçmede ve seçilmede eşit haklara sahip olduklarına inanıyor musun?
Bu soruların hepsine olumlu yanıtlar almıyorsak, CHP’Lİ ve demokrat olduğumuzu, demokrasiyi savunduğumuzu söyleyebilir miyiz? Söylersek gereklerini yerine getirmediğimiz sözlerle, nutuklarla kimseyi inandırabilir miyiz? Üyelere, halka güven verebilir miyiz?
10/27/11
CHP’DE YARIŞMACILARA BAŞARILAR DİLİYORUM
CHP’DE parti içi seçim süreci başladı. Üye listeleri güncelleşti onay için genel merkeze gönderildi. Zaman geçiyor. Seçim günü yaklaşıyor. Aynı mahallede oturan üyelerin çoğu bir birlerini tanımıyor.
İl başkanı, tüzüğün 57. Maddesi gereğince, il yönetim kurulunu toplayıp ilçelerin danışma, kurullarını toplamaları için karar almıyor.
İlçe başkanı tüzüğün 57. Maddesi gereğince, ilçe yönetim kurulunu toplayıp, ilçe danışma kurulu toplantısı yapmak için karar almıyor.
İl ve ilçe örgüt başkanlarımız, danışma kurullarının toplanması için, yazılı ve sözlü başvurularını (ilçe başkanlığına 29.9.2011 tarihli 6 mahalle temsilcisi imzalı dilekçe) dikkate almıyor. Cevap vermiyor.
İl ve ilçe yönetimleri örgüt toplantıların yapmayınca, örgütü bilgilendirmeyince,
Bazı üyeler, tabanın sesine kulak veriyorlar, kendiliklerinden harekete geçiyorlar, tabanın yönetim görevini üstleniyorlar. Düğün salonu kiralıyorlar. İnternet yada mesaj yöntemiyle (fısıltı gazetesi aracılığı ) haberleşerek toplantı yapıyorlar.
Toplantının yapılacağı, aynı gün yada toplantının yapılacağına bir gün kala duyuru tapıldığından, herkesin evinde internet olmadığından, tüm üyelerin telefonu kayıtlı olmadığından bir çok üyenin toplantıdan haberi olmuyor. Buna rağmen katılım sağlanıyor.
Toplantıların yapıldığından basınında haberi oluyor. Gazeteci il başkanımıza soruyor, bazı gruplar toplantılar yapıyor, nasıl değerlendiriyorsunuz diyor. Toplantılardan haberim var, ana yasal sınırlar içinde toplantı yapmalarında bir sakınca yok diyor.
İl ve ilçe örgüt yönetimleri üyelerine, hiçbir ayrım yapmadan sahip çıkmazsa, bilgilendirmezse, Üyeler irili ufaklı grupların insafına bırakılırsa, üyeler arasında seçmede ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitlik sağlanmazsa, o örgüt içinde, birlik beraberlik huzur, güven olur mu?
Bir üye olarak bu gelişmelerden çıkardığım sonuç şu
Toplantı yapmayan yönetimlerle, toplantı yapan grupların ortak bir özellikleri var. İkisi de var olmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Bu yarışın içinde üyelerin çoğu yer almıyor, yarıştan haberi dahi olmuyor. (toplantıların en sonu 27.10.2011 tarihinde Atalay prenses düğün salonunda yapılmıştır)
Partimizin özgür bir üyesi olarak, elimden fazla bir şey gelmiyor. Yarışmacıları yakından izliyorum. CHP’DE YARIŞMACILARA BAŞARILAR DİLİYORUM
VE CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ ÖZLENEN TOPLANTISINI YAPTI
CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜT ÜYELERİ SORUMLULUKLARINININ GEREĞİNİ YAPTILAR.YAPMASI GEREKENİ YAPTILAR. ATALAY PRENSES DÜĞÜN SALONUNDA 27.10.2011 TARİHİNDE TOPLANDILAR. PARTİ İÇİ SORUNLARINLARINI, DELEGE SEÇİMLERİNİ KONUŞTULAR. AYLAR YILLAR SONRA OLSADA TOPLANTININ YAPILMASINDA, TOPLANTI DÜZENİNDE VE TOLANTININ YÖNETİLMESİNDE KATKI SAĞLAYANLARI, ÖNCÜLÜK EDENLERİ, TOPLANTIYA KATILAN GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCE BELİRTEN ÜYELERİMİZİ İÇTENLİKLE KUTLUYORUM. TOLANTIDA PROTOKOL MASALARI YOKTU. BASIN MEDYA, YOKTU. BASINDA MEDYADA GÖZÜKMEK İÇİN BİR BİRİYLE YARIŞANLAR YOKTU. DİVANDA GÖSTERİŞ YAPANLAR, UZUN, UZUN NUTUK ATANLAR YOKTU.SADECE DİVAN BAŞKANI VE KATİP ÜYELER VARDI. DİVAN TARAFSIZDI, HİÇ BİR AYRIM YAPAMDAN. İSTEYENE SÖZ HAKKI VERDİ. ÖZLENEN BU TÜR ÖRGÜT TOPLANTILARININ ÖRNEK OLMASINI VE DEVAMINI DİLİYORUM. YAZILI, SÖZLÜ ISRARLI TALEPLERİMİZE RAĞMEN ÖRGÜT TOPLANTISI DÜZENLEMEYEN İL VE İLÇE BAŞKANLARIMIZIN GEREKLİ MESAJLARI ALDIKLARINI VE BUNDAN BÖYLE TABANIN SESİNİ DİNLEYECEKLERİNİ VE GEREĞİNİ YAPACAKLARINI UMURUYORUM, DİLİYORUM BEKLİYORUM.
10/26/11
CHP İL, İLÇE, BAŞKAN VE YÖNETİMLERİNE SESLENİYORUM.
1. tarihAğustos 25th, 2010 , 06:47
CHP İL, İLÇE, BAŞKAN VE YÖNETİMLERİNE SESLENİYORUM.
Bu kritik dönemde CHP Kemal Kılıçdaroğu liderliğinde iktidara yürürken, anayasa paketi oylanırken, halkımız akın, akın CHP ye üye olmaya koşarken sizleri tarihi görev beklemektedir. O görev halkımıza rehber olmanızdır, halkımızı kucaklamanızdır, halkımızı CHP çatısı altında zaman geçirmeden süratle örgütlemenizdir.
Elinizi vicdanınızın üstüne koyun, aynanın karşısına geçin ve şu sorunun cevabını kendinize verin? Bu tarihi görevi hiçbir kişisel çıkar ve menfaat düşünmeden yerine getirdiğinize inanıyor musunuz?
CHP örgüt teşkilatlarına gelen halkımızı güler yüzle karşılıyor musunuz? Doğrudan kişileri hedef almayan öneri ve eleştirilerini, sabırla hoş görü ile dinliyor, notlar alıyor musunuz?
Örgütlenme ağı kuruyor musunuz? Örgütlenme ağı kapsamı içinde üyelere görev yetki ve sorumluluklar veriyor musunuz? Mahalle, sokak ve iş yeri sorumlularını seçiyor musunuz? Birçok başlık altında çalışma grupları oluşturuyor musunuz? Sorumluların, grupların kendi aralarında toplantılar düzenlemelerine, düşüncelerini, önerilerini, eleştirilerini açıklamalarına çalışmalarını (haftalık, aylık) raporlar halinde yönetim kurullarına iletme olanakları tanıyor musunuz?
Örgütlenme ağı kuruyor musunuz? Örgütlenme ağı kapsamı içinde üyelere görev yetki ve sorumluluklar veriyor musunuz? Mahalle, sokak ve iş yeri sorumlularını seçiyor musunuz? Birçok başlık altında çalışma grupları oluşturuyor musunuz? Sorumluların, grupların kendi aralarında toplantılar düzenlemelerine, düşüncelerini, önerilerini, eleştirilerini açıklamalarına çalışmalarını (haftalık, aylık) raporlar halinde yönetim kurullarına iletme olanakları tanıyor musunuz?
Yönetim kurulu toplantılarınızda aldığınız kararları, hazırladığınız günlük, haftalık, aylık ve hatta yıllık plan ve programlarınızı panolara asıp üyelerin bilgisine sunuyor musunuz?
Hepsinden çok daha önemlisi, örgüt içinde yapılan gündemli gündemsiz tüm toplantılarda, toplantı yöntemi usul, esas ve kurallarına titizlikle uyuyor ve uyguluyor musunuz? Bu vesile o toplantılarda üyeler kendilerini ifade etme, düşünce, öneri ve eleştiri haklarını özgürce ve eşit oranda kullanmalarını sağlanıyor musunuz?
Hepsinden çok daha önemlisi, örgüt içinde yapılan gündemli gündemsiz tüm toplantılarda, toplantı yöntemi usul, esas ve kurallarına titizlikle uyuyor ve uyguluyor musunuz? Bu vesile o toplantılarda üyeler kendilerini ifade etme, düşünce, öneri ve eleştiri haklarını özgürce ve eşit oranda kullanmalarını sağlanıyor musunuz?
İl ya da ilçe örgütü içinde örgütlenme ağını kurumsallaştırmayan, aktif olarak çalışmasını sağlamayan il, ilçe, başkan ve yönetimleri ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, ne kadar maddi ve manevi öz veride bulunurlarsa bulunsalar örgütün güçlenmesine asla katkı sağlayamazlar.
Kitle örgütlerinde esas olan aynı kişilerin, çok çalıştıklarından, çok özveride bulunduklarından, çok emek verdiklerinden dolayı alkışlanmaları, takdir edilmeleri, önemli mevkilerle seçilmeleri değildir.
Tam aksine çalışmaları, özverileri, görev yetki ve sorumlulukları alabildiğine tabana yaymak için çaba harcayanlar alkışlanmalı ve önemli yerlere seçilmelidirler.
Parti örgütlerinde görev yetki sorumluluk üstlenenlerin başarı ya da başarısızlıkları bu anlayış içinde değerlendirilmelidir.
Örgütlenme çalışmalarında başarılı olmadan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun estirdiği rüzgâra sırtını dayayarak kestirme ve kolay yoldan var olmaya çalışanlar yakın takibe alınmalıdır.
Parti örgütlerinde görev yetki sorumluluk üstlenenlerin başarı ya da başarısızlıkları bu anlayış içinde değerlendirilmelidir.
Örgütlenme çalışmalarında başarılı olmadan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun estirdiği rüzgâra sırtını dayayarak kestirme ve kolay yoldan var olmaya çalışanlar yakın takibe alınmalıdır.
10/25/11
DEMOKRASİNİN EVRENSEL DEĞERLERİ SADECE DİLDE BİR SÖZCÜK DEĞİLDİR.
ADALET NEDİR? Hak ve hukuka uygunluk hakkı gözetme yerine getirme
HAK NEDİR? Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç
HUKUK NEDİR? Toplumun yaşamını düzenlemek için, uygulanması devlet tarafından yaptırıma bağlanmış kurlar biçimidir.
EŞİTLİK NEDİR? Aynı güce, aynı yetkileri ve özelliklere sahip kimse
ÖZGÜRLÜK NEDİR? Bir kimsenin herhangi bir otoriteye danışmadan, herhangi bir izin isteme zorunda kalmadan kendi bildiğince kendi seçimlerine göre hareket etme, serbestlik.
İLKE NEDİR? Bir şeyin temelini özünü belirleyen nokta, olay durum ( öncelikle tartışmaların ilkeleri üzerinde anlaşalım?
KURAL NEDİR? Davranışlarımıza yön veren uyulması gereken ilke
DİSİPLİN NEDİR? Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü
ÖRGÜTLÜ YAŞAM İÇİNDE BUNLARI UYGULAMAYANLAR, UYGULAMAK İÇİN ÇABA SARF ETMEYENLER, AMA BUNLAR ÜZERİNDEN POLİTİKA YAPMAYA ÇALIŞANLAR BOŞ YERE DEMOKRATIM DYE NUTUK ATMASINLAR. GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMIYOR.
10/24/11
PARTİMİZ CHP’DE DELEGE SEÇİMLERİ HAKKINDA ÇOK ÖNEMLİ İKİ SORU CEVAP BEKLİYOR
Genel Başkanımızın, Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın, İl Başkanımızın kesin bir ifadeyle yaptıkları açıklama vardır. O açıklama şudur. Delegeler sandık konularak üyelerin oylarıyla seçilecektir. Açıklamalar partimiz, örgütümüz ve parti içi demokrasimiz adına son derece memnuniyet verici ve sevindiricidir. Ancak, açıklığa kavuşması gereken çok önemli iki soru vardır.
Bu sorunlardan birincisi üyelikleri günceleşen ve genel merkez tarafından onaylanan üyelerin tamamı aidatlarını yatırmamış olsalar da seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklar mıdır?
Bu sorunlardan ikincisi üyelere yönelik olarak hiçbir zaman örgüt toplantıları yapılmadığı için, aynı mahallede oturan parti üyeleri bir birlerini hiç tanımıyorlar. Birbirlerini hiç tanımayan üyeler, delege seçilmek için nasıl aday olacaklardır. Hiç tanımadığı üyelerden nasıl oy isteyeceklerdir?
Seçimler çok yaklaşmasına rağmen bu önemli sorunun nasıl aşılacağına dair il ve ilçe örgütlerimizde gözle görülür bir çalışma yapılmamasındaki sebep ve gerekçe nedir? Seçim günü gelip çatmadan Her CHP üyesi bu soruyu mutlaka sormalı ve cevap aramalıdır.
YAZILARIM HAKKINDA GEN. BŞK.YRD. CIMIZ SAYIN NİHAT MATKAP BEYDEN ALDIĞIM YANIT
Genellikle Facebook paylaşım sitesinde ve internet ortamında üyesi olduğum CHP, örgütümüz hakkında uzun zamandan beri yazdığım düşüncelerimi, öneri ve eleştirilerimi, sorularımı, ilimize, Genel merkezimize e-posta ile yolluyorum. Yazılarımdan dolayı, facebookta, özel mesajla, telefonla, e-posta ile kişisel sohbetlerde eleştiriler, uyarlar, ikazlar, takdirler, beğeniler, olumlu yada olumsuz yorumlar alıyorum. Hiç şüphesiz hepsinin ayrı bir değeri ve anlamı vardır.
Yerel basınımızdan bazı gazetecilerimiz yayınladığım yazılarımdan haber değeri olanları internetten alarak köşelerinde yayınlamışlardır. Yazılarımdan birine Bursa milletvekilimiz olumlu yanıt vermiştir.
Örgütlenme ve Örgüt Yönetimleri Genel Başkan Yardımcımız Sayın Nihat Matkap’ın 24.10.2011 tarihinde e-posta adresime gönderdiği yanıtı aynen bilgilerinize sunuyorum.
“Sn. Bal; Değerli ve anlam yüklü görüşlerinizi inceledim. Duyarlı ve katkılı düşüncelerin çağdaş demokrasilerdeki önemi yadsınamaz. Saygılarımızla”
Elbet eki beni memnun ve mutlu eden bir yanıttır. Sayın Nihat Matkap Beye parti üyesine verdiği önemden ve değerden, dolayı (sade bir parti üyesi olarak) Teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
10/22/11
SİYASET VE POLİTİKA YAPANLARI BİR YUKARIDAN İZLEDİM BİRDE İÇİNE GİRİP YAŞADIM
1- POLİTİKA VE SİYASET YAPANLARIN İÇLERİNE GİRMEDEN İNSANLARI, OLAYLARI GELİŞMELERİ, YAŞANANLARI YUKARIDAN KUŞ BAKIŞI BAKARAK İZLEDİM.
2- POLİTİKANIN VE SİYASET YAPANLARIN TAM MERKEZİNE GİREREK İNSANLARI, OLAYLARI, GELİŞMELERİ BİRE BİR YAŞADIM YAŞIYORUM.
YUKARIDAN YAŞANANLARI İZLEDİĞİMDE, GERÇEKTEN EĞLENDİM VE KEYİF ALDIM. ÇÜNKÜ BİNLERCE İNSANIN BİR ÇATI ALTINDA ORTAK ÇIKARLARI UĞRUNA TOPLANDIKLARINI, ORTAKLAŞTIKLARINI BİRLEŞİP KONUŞTUKLARINI ANLAŞTIKLARINI İZLİYORDUM.
İÇİNE GİRİP YAŞADIĞIMDA, BİNLERCE İNSANIN İÇİNDE SIKINTIDAN, YANLIZLIKTAN VE İLGİSİZLİKTEN BOĞULACAK GİBİ OLDUM. VARLIĞIMI KİMSE FARK ETMİYORDU. ÇÜNKÜ BİNLERCE İNSANIN BİR ÇATI ALTINDA KİŞİSEL ÇIKARLARI UĞRUNA BİRBİRİYLERİYLE NASIL AYRIŞTIKLARINI, ÇEKİŞTİKLERİNİ, DİDİŞTİKLERİNİ GÖRDÜM
CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM
CHP, si Ulu bir çınarın kökü gibi tüm ana doluyu sarmış ise,
CHP, si Atatürk’ün halkına bıraktığı değerli bir miras ise,
CHP, si Cumhuriyetin kazanımlarını koruyan, savunan bir parti ise,
CHP, si Bağımsızlığı, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, barışı savunan bir parti ise,
CHP, si Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini uygulayan, savunan bir parti ise
CHP, si halkın, partisi ise,
CHP, si parti içi demokrasiyi, parti içi hukuku ve parti disiplinini uygulayan savunan parti ise,
CHP, si bireyin (üyenin) hak ve özgürlüklerini savunuyor ise,
CHP, sinden başka sığınacak güvenli yerimiz kalmamış ise,
VE BENDE CHP’SİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM,
CHP, si örgütü, içinde, padişahın kulu gibi, komutanın önünde selam duran asker gibi, amirinin verdiği görevi itirazsız yapan memur gibi, işten çıkaracak diye patronundan korkan işçi gibi, kişisel çıkar ve menfaati uğruna yağcılık yapan insan gibi olmayacağım.
CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM
CHP, sinin kuruluş felsefesine, siyasal ilke, amaç ve değerlerine, siyasal yaşam anlayışına, bağlı kalarak ve var olacağım.
CHP tüzüğünün (çok sınırlıda olsa) üyelerine tanıdığı hakları, görev yetki ve sorumlukları yerine getirerek var olacağım.
CHP örgütü içinde hiç kimseye sormadan, hiç kimseden izin almadan, hiç kimseye danışmadan, hiç kimseden icazet almadan istediğim bir göreve aday olarak, aday olanlara oy vererek, örgüt içinde yapılan toplantılarda kendimi tanıtarak, düşüncelerimi, öneri ve eleştirilerimi anlatarak, anlatanları dinleyerek, tanıyarak var olacağım.
CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM
Bir gün gelirde CHP sinde düşlediğim gibi, özlediğim gibi, hayal ettiğim gibi, var olursam, o günü ölmeden bir görürsem, o günü bayram gibi kutlayacağım. Doğrudan yâda dolaylı olarak, oylarımızla seçtiğimiz genel başkanımıza, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, il ilçe başkan ve yöneticilerimize, delegelerimize, üyelerimize ayrı teşekkür etmeyi bir borç bileceğim. 11.10.2010
CHP’Yİ KİM KORUYOR? CHP’Yİ KİM KORUMUYOR?
CHP’Yİ KİM KORUYOR?
CHP’SİNİ, her şeyden önce sahip olduğu değerler koruyor. Kuruluş ilkeleri koruyor. Anaysa ve yasalar koruyor, savcılar, mahkemeler yargıçlar koruyor. CHP’Yİ, CHP’NİN tüzüğü koruyor, yetkili organları, disiplin kurulları koruyor. Seçkin hukukçuları, bilgili birikimli üyeleri koruyor.
CHP’Yİ KİM KORUMUYOR?
CHP’Lİ olup da CHP’NİN değerlerini, kuruluş ilkelerini, tüzüğünü, uygulamayanlar, okumayanlar, öğrenmeyenler, öğretmeyenler, parti içindeki görev yetki ve sorumluluklarının neler olduğunu bilmeden durumdan vazife çıkarıp, açıktan yâda gizliden (somut bilgiye, bulguya, belgeye dayanmadan, yetkili organların kararı olmadan, görev verilmeden) kendiliklerinden partili arkadaşlarını, partiye zarar veriyorsun diyip, uyaranlar ikaz edenler akıl verenler, doğruyu yanlışı söyleyenler
CHP’Yİ koruduklarını sanıyorlar, ama aslında onlar kendilerini koruyorlar. Bilerek yada bilmeyerek CHP’YE zarar veriyorlar.
Somut bir örnekle anlatalım. Bir düşünce, öneri, eleştiri soru yazılmış. Onu beğenenler de oluyor, beğenmeyenler de oluyor. Bu durumda yazan mı? Beğenenler mi?
Beğenmeyenler mi? Doğru kararı kimin vermesi gerekiyor? Geçerli olan kimin kararı olmalı? Demokrasiyi, eşitliği özgürlü, özümsemişsek, savunuyorsak bırakalım insanlar düşüncelerini özgürce ifade etsinler.
CHP’SİNİ, her şeyden önce sahip olduğu değerler koruyor. Kuruluş ilkeleri koruyor. Anaysa ve yasalar koruyor, savcılar, mahkemeler yargıçlar koruyor. CHP’Yİ, CHP’NİN tüzüğü koruyor, yetkili organları, disiplin kurulları koruyor. Seçkin hukukçuları, bilgili birikimli üyeleri koruyor.
CHP’Yİ KİM KORUMUYOR?
CHP’Lİ olup da CHP’NİN değerlerini, kuruluş ilkelerini, tüzüğünü, uygulamayanlar, okumayanlar, öğrenmeyenler, öğretmeyenler, parti içindeki görev yetki ve sorumluluklarının neler olduğunu bilmeden durumdan vazife çıkarıp, açıktan yâda gizliden (somut bilgiye, bulguya, belgeye dayanmadan, yetkili organların kararı olmadan, görev verilmeden) kendiliklerinden partili arkadaşlarını, partiye zarar veriyorsun diyip, uyaranlar ikaz edenler akıl verenler, doğruyu yanlışı söyleyenler
CHP’Yİ koruduklarını sanıyorlar, ama aslında onlar kendilerini koruyorlar. Bilerek yada bilmeyerek CHP’YE zarar veriyorlar.
Somut bir örnekle anlatalım. Bir düşünce, öneri, eleştiri soru yazılmış. Onu beğenenler de oluyor, beğenmeyenler de oluyor. Bu durumda yazan mı? Beğenenler mi?
Beğenmeyenler mi? Doğru kararı kimin vermesi gerekiyor? Geçerli olan kimin kararı olmalı? Demokrasiyi, eşitliği özgürlü, özümsemişsek, savunuyorsak bırakalım insanlar düşüncelerini özgürce ifade etsinler.
10/21/11
GELDE İSYAN ETME
CHP’NİN üyeleriyiz ama günler geçiyor, haftalar geçiyor, aylar geçiyor, yıllar geçiyor, çok önemli olaylar oluyor. Patimizle ilgili, sorunları çözümleri önerileri eleştirileri hiç ama hiç konuşamıyoruz. Konuşturmuyorlar. Tartışamıyoruz, Tartıştırmıyorlar. Biz üyeleri birimizle, buluşturmuyorlar tanıştırmıyorlar, kaynaştırmıyorlar. Bizi hiç önemsemiyorlar. Sorularımıza, önerilerimize, eleştirilerimize, dilekçelerimize hiçbir yanıt vermiyorlar. Ama demokrasiyi savunduklarını söylüyorlar. GELDE İSYAN ETME.
HÜKÜMETİMİZ, MUHALEFETİMİZ, ŞEHİTLERİMİZ
Hükümetimiz muhalefete diyor ki, bu kadar şehidimiz varken, anaların gözyaşı dökülürken, milletimizin yüreği yanarken, kolaycılığa kaçma, hükümeti suçlama, şehitler üzerinden politika yapma, gün birlik beraberlik gündür. Gün teröre karşı hep birlikte karşı koyma günüdür.
Muhalefetimiz diyor ki, hükümet istifa etmeli, 9 yıldır hükümetteler terörü durduramadılar. Terör azdı can alıyor. Buna rağmen, hükümet öneri getirsin destek verelim. TBMM olaya el koysun, komisyon oluşturalım. ortak çözüm bulalım. Teröre karşı hep birlikte savaşalım.
Hükümet edenlerin partisinde, parti üyeleri hükümetin izlediği politikalardan dolayı hükümeti eleştirmiyor. Eleştirmeleri de beklenmiyor. Çünkü hükümetin partisinde parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla işlemiyor.
Muhalefet edenlerin partisinde, parti üyeleri, muhalefetin izlediği politikalardan muhalefeti eleştiriyor. Eleştirmeleri de bekleniyor. Çünkü muhalefet edenlerin partisinden parti içi demokrasi işletilmek isteniyor. Ama işletilemiyor sözde kalıyor.
Hükümetimizin ve muhalefetimizin partilerindeki en büyük sorun parti içi demokrasinin işlememesi, işletilmemesi. Cevap uzakta değil. Sorunun içinde.
Siyasi partiler ve seçim yasası değişmeli seçim barajı düşmeli. Demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulamaya konmalı.
Kürdümüz, türkümüz halkımızda diyor ki. Ne yaparsınız yapın. Demokrasiyi kurun, Kanı durdurun gözyaşlarını dindirin
10/20/11
EYYY.. CHP’NİN İL İLÇE BAŞKANLARI, SİZE, HEPİNİZE SESLENİYORUM
Eyyy.. CHP’NİN il, İlçe başkanları size, hepinize sesleniyorum. Mevcut tüzüğümüze göre, örgüt içinde çok büyük yetkilere sahipsiniz. CHP adına, halkım adına, kendim adına size yalvarıyorum. Partimize, halkımıza üyelerimize sahip çıkın. Örgüt binalarınızın kapılarını açık tutmanız yetmiyor. Kollarınızı ve gönüllerinizi de sonuna kadar açın. Sadece yönetim kurullarını toplamanız yetmiyor. toplantısı yetmiyor. Üyelerimizde toplayın. Basın toplantılarında sadece sizlerin konuşması yetmiyor. Üyelerimizi de konuşturun. Eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasi nutukları atmakla kalmayın, gereklerini yerine getirin.
Başka partilerin doğmasına, CHP’NİN bölünüp parçalanmasına izin vermeyin. Yetkilerinizi kullanın. Bize sahip çıkın. Bizi sizden, sizi bizden ayırmayın. Bizi örgütleyin. Bize önderlik edin. Gülümseyerek odalarınızdan dışarı çıkın. Halkımızın üyelerimizin arasına karışın, onlarla tanışın, kaynaşın, birleşip bütünleşin. Sözleriniz aramızda duvar örmesin köprü kursun. Örgüt merkezleri boş kalmasın dolsun taşsın.
Biz varsak, bizim oylarımız varsa, sizler de varsınız. Gücünüzü bizden ve bizim oylarımızdan alıyorsunuz. Ve şunu asla unutmayın, aklınızdan çıkarmayın. Bizler her zaman çepte keklik değiliz.
10/19/11
TÜRKİYE ÜZERİNDE DOLAŞAN KARA BULUTLARI ORTAKLAŞARAK DAĞITMAK ZORUNDAYIZ
İktidarda ister AKP, İster CHP, ister MHP, İster BDP olsun, Bu topraklar üzerinde yaşayan her kim olursa olsun, 3 konuda ortaklaşmaları aynı politikayı yürütmeleri şarttır. 1-TERÖR, 2-ANAYAYASA 3- DIŞ POLİTİKA. Aksi takdirde 30 yıldır süren terör vahşeti bitmeyecektir. Ortaklaşmadan yapılan bir ana yasa çok daha derin sorunların doğmasına yol açacaktır. Ortaklaşmadan yürütülen dış politika bu cennet vatanımız üstünde gözleri olan emperyal güçleri daha da şımartacak ve cesaretlendirecektir.
Tavanda siyasetçilerimiz ortaklaşmıyorsa, tabanda cennet vatanımız için, şehit düşen evlatlarımız için halkımız ortaklaşmak zorundadır. Alanlarda el ele kol kola yürümek zorundadır.
BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMEAL ATATÜRK’ÜN DEDİĞİ GİBİ ÖNEMLİ OLAN VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR.
10/18/11
CHP’LİLER VE AKP’LİLER
CHP’LİLER olarak AKP’Yİ yani hükümeti, iktidarı eleştiriyoruz. Muhalefet partisiyiz
eleştirmek ve önermek en doğal hakkımız. Ne diye eleştiriyoruz. “Yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, terör, haksızlık hukuksuzluk, zamlar, dış ve iç politikada başarısızlık aldı başını gidiyor” diyoruz. Eleştirilerimizi daha da çoğaltabiliriz
Eleştirilerimizde haklı mıyız? Evet, kendi penceremizden baktığımızda hem de yüz, yüz haklıyız. Ama haklı olmamız yetmiyor. Haklılığımızı halkımıza anlatmamız gerekiyor.
Halkımıza nasıl anlatacağız? AKP’ ve uyguladığı yanlış politikalarla Nasıl mücadele edeceğiz? Örgütlü gücümüzü var ederek.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Kendimizi kandırmayalım. Önce iğneyi kendimize batıralım. Aynaya bakalım. Kendimize soralım. Yaygın olarak örgütlenme ağımız var mı? Evet var. Peki, istediğimiz an harekete geçireceğimiz dinamik örgütlü gücümüz var mı? Hayır yok.
Var diyene işte ispatı. Halkımızın canını yakan, ardı arkası kesilmeyen yağmur gibi yağan zamları protesto etmek için genel merkezimizin aldığı karar doğrultusunda il ve ilçe örgüt yöneticilerimizin öncülüğünde kitlesel basın toplantısı yapılmaya karar veriliyor. Örgüt yöneticilerine duyuruluyor. Örgüt yöneticilerimizde gereğini yapıyor.
Tarih.16.10.2011 yer toplanma yeri Osmangazi yer altı tireni çıkışı saat 13.00 de. Basın toplantısına il başkanımız, bursa milletvekilimiz, ilçe başkanları ve basın ordusu katılıyor. 150- 200 yüz kişi ile Basın toplantısı başlıyor. Sadece biz CHP üyeleri değil AKP lilerde çok iyi biliyorlar ki CHP’NİN Bursa örgüt gücü bu değil. Bu olamaz.
Tüm il ve ilçelerimizde örgütlenemiyorsak, örgütlü gücümüzü harekete geçiremiyorsak AKP’Yİ eleştirmeden önce, şapkamızı önümüze koyup il ve ilçe örgütleri olarak düşünmemiz gerek. Konuşmamız tartışmamız gerek. Nerede yanlış nerede hata yapıyoruz diye?
Kendimize sormamız gerek. Soruyor muyuz? Hayır. Aylar yıllar geçiyor, örgütümüzü toplamıyoruz. Örgütümüze sormuyoruz.
10/17/11
KENDİ KENDİMİZİ YİYİP BİTİRİYORUZ.
Biz parti içinde özgür irademizle var olmak, hep birlikte çalışmak ve partimizi iktidara taşımak istiyoruz.
Biz Ortaklaştığımız doğrular, değerler etrafında aynı yolda aynı hedefe doğru hep bir birlikte yürümek istiyoruz.
Ama biz mevcut yapı anlayış, zihniyet ve uygulama içinde kendi içimizden kaynaklan öyle zorlu engellerle karşılaşıyoruz ki iflahımızı söküyor, canımızı okuyor.
Çok daha ilginç olan ise, bu sorunların ve engellerin neler olduğunu kendi içimizde, örgüt toplantılarında örgüt huzurunda açıklıkla özgürce tartışıp konuşamıyoruz.
Kendi üyelerimizden korkar olmuşuz örgüt toplantıları yapmıyoruz.
Ama örgüt önünde konuşamadıklarımızı hatta çok daha fazlasını İkili sohbetlerde, evlerde, kahvelerde masa başlarında, gurup ve kutup toplantılarında, ahbap çavuş ilişkisi, hemşerilik içinde bolca konuşuyoruz. Bu tür konuşmalar ise sorunun çözümüne hiç katkısı olmadığı gibi tam aksine zararı çok oluyor.
Örgüt disiplini işlemez uygulanmaz olmuş. İlke kural tüzük tanımıyoruz, okumuyoruz, bilmiyoruz, öğrenmiyoruz, uygulamıyoruz. Bir anlamda dedi kodu yapıyoruz.
Çünkü partinin sorunları yerine, insanların davranışlarını yanlışlarını niyetlerini, ne yapıp yapmadıklarını konuşuyoruz.
KENDİ KENDİMİZİ YİYİP BİTİRİYORUZ
CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ HAKKINDA
30 yıldır Bursa yıldırım ilçesinde aynı mahallede ikamet ediyorum. 2000 ve 2002 yılları arasında CHP yıldırım ilçesinde aktif parti çalışmalarına katıldım. O tarihlerde CHP’nin yıldırım ilçesinde örgütsel anlamda potansiyel gücünün olduğunu yaşayarak gördüm. 2010 yılında Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla potansiyel gücünden bir şey kaybetmediğini canlılığını koruduğunu oy artışı olduğunu yine deneyerek ve yaşayarak gördüm.
2011 yılı Milletvekili seçimlerinden sonra CHP yıldırım ilçe örgütünde örgütsel faaliyet ve canlılık anlamında çok önemli gerilemenin durgunluğun ve hareketsizliğin içine girdiği çok açık bir gerçektir. Gerilemenin durgunluğun ve hareketsizliğin en önemli nedenlerinden birisinin yönetim zafiyeti olduğuna inanıyorum. Tabanı örgütlenmeye hazır. Ama tabanı örgütleyecek aktif bir çalışma maalesef yapılmıyor. Örgüt tavanıyla tavanı arasında iletişim kopmuş durumda. Bu konudaki somut önerilerimi 29.9.2011 tarihli çok imzalı dilekçeyle ilçe başkanımıza iletmiş durumdayım.
İÇİMDEN GELDİ BİR ANIMI PAYLAŞMAK İSTİYORUM
İÇİMDEN GELDİ BİR ANIMI PAYLAŞMAK İSTİYORUM
Genel başkan Altan Öymen zamanında ÖDP den istifa edip tüzüğün 12. Maddesinden yararlanarak bazı CHP li arkadaşların yardımıyla CHP Bursa yıldırım İlçe örgütüne üye olmuştum. Bir süre sonra ilçede en etkili gruplardan birinin toplantıları yönetmeye başlamıştım. O zamanlar parti çok hareketli ilçe örgütü kıpır, kıpır kaynıyor. 2 üç ay kadar toplantılar devam etti. (toplantılar ilçede binasında yapılmıyor) Ve seçimleri yaklaştı. O toplantıların birinde (akşamın geç saatlerinde yapılan toplantıda) isteyen her üye ilçe başkanlığına aday olabilir dediler. Aday olacaklarda ne gibi özellikler olmalı diye tartışma oldu. Birkaç kişi adaylığını açıkladı. Toplantı bitmek üzereydi. Bende ilçe başkanlığına adayım dedim. O an bir sesizlik oldu. Ve toplantı bitti. Ertesi gün saat 11 gibi telefon geldi. Kültür parkta falan yerde şu saatte seni bekliyoruz görüşmemiz gerekiyor dediler. Tabi memnuniyetle dedim. Partide en çok sevip saydığım değer verdiğim bana destek ve yardımcı olan 3 arkadaşımdı çağıranlar. Hoş beşten sonra görüşme nedeni açıklandı. Övücü ve taktir edici birkaç sözden sonra bir süre dinlenmemin benim için iyi olacağını ve bundan böyle grup toplantılarına çağrılmayacaklarını söylediler. Sadece şunu söyleyeceğim tam şok olmuştum. Ve ondan sonra toplantılara katılmadım. Grup içinde olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele burada. Şimdi yine seçimler yaklaştı. Gruplar, grup toplantıları çoğaldı. Aşağı sakal yukarı bıyık.
Genel başkan Altan Öymen zamanında ÖDP den istifa edip tüzüğün 12. Maddesinden yararlanarak bazı CHP li arkadaşların yardımıyla CHP Bursa yıldırım İlçe örgütüne üye olmuştum. Bir süre sonra ilçede en etkili gruplardan birinin toplantıları yönetmeye başlamıştım. O zamanlar parti çok hareketli ilçe örgütü kıpır, kıpır kaynıyor. 2 üç ay kadar toplantılar devam etti. (toplantılar ilçede binasında yapılmıyor) Ve seçimleri yaklaştı. O toplantıların birinde (akşamın geç saatlerinde yapılan toplantıda) isteyen her üye ilçe başkanlığına aday olabilir dediler. Aday olacaklarda ne gibi özellikler olmalı diye tartışma oldu. Birkaç kişi adaylığını açıkladı. Toplantı bitmek üzereydi. Bende ilçe başkanlığına adayım dedim. O an bir sesizlik oldu. Ve toplantı bitti. Ertesi gün saat 11 gibi telefon geldi. Kültür parkta falan yerde şu saatte seni bekliyoruz görüşmemiz gerekiyor dediler. Tabi memnuniyetle dedim. Partide en çok sevip saydığım değer verdiğim bana destek ve yardımcı olan 3 arkadaşımdı çağıranlar. Hoş beşten sonra görüşme nedeni açıklandı. Övücü ve taktir edici birkaç sözden sonra bir süre dinlenmemin benim için iyi olacağını ve bundan böyle grup toplantılarına çağrılmayacaklarını söylediler. Sadece şunu söyleyeceğim tam şok olmuştum. Ve ondan sonra toplantılara katılmadım. Grup içinde olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele burada. Şimdi yine seçimler yaklaştı. Gruplar, grup toplantıları çoğaldı. Aşağı sakal yukarı bıyık.
10/16/11
2 MİL YON NÜFUSU OLAN BURSA’DA CHP NİN DÜZENLEDİĞİ KİTLESEL EYLEMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
2 milyonluk şehrin merkezinde, heykelde, Atanın huzurunda tarihi çınarın, CHP’NİN, Ana muhalefet partisinin kuruluş yıldönümü kutlanıyor. Haber yapmak, halka duyurmak için Basın medya ordusu geliyor. Alanda 150-200 kişi var yada yok. Soruyorum katılanlara nasıl haber aldınız geldiniz diye ilde telefonumuz mesaj geldi diyorlar. Bana gelmedi diyorum. Sisteme kaydın yazılmamıştır diyorlar.
2 milyonluk şehrin merkezinde, yeraltı treni istasyonu çıkışında, genel merkezden gelen genelge doğrultusunda CHP’NİN, Ana muhalefet partisi zamları protesto etmek için kitlesel basın toplantısı yapıyor. Haber yapmak, halka duyurmak için basın medya ordusu geliyor, il ilçe başkanları milletvekilimiz basın toplantısına katılıyor. Alanda 150-200 kişi var ya da yok. İl ilçe başkanları milletvekilimiz basın toplantısına katılıyor. Soruyorum katılanlara nasıl haber aldınız geldiniz diye ilden ilçeden telefonumuza mesaj geldi diyorlar.
Bu görüntüye, bu manzaraya şaşıp kalanlara, hayal kırıklığı yaşayanlara çok birkaç sorum var. Önemli olan zamdan canı yanan halkın katılımı mı? Basın toplantısının yapılması mı? CHP’ adını duyan basın medya ordusunun basın toplantısının yapılacağı yere gelmesi mi? Basın açıklaması yapılırken medya da birkaç kişinin gözükmesi için bir biriyle yarışması mı?
Amaç örgütsel gücü göstermekse il, ilçe başkanlarımız, milletvekilimiz, basın medya ordusu alanda ama örgüt nerede halk nerede? https://www.facebook.com/groups/44797866110/
YAZILARIMI OKYANLARALA, ELEŞTİRENLERLE, YORUMLYANLARLA, PAYLAŞANLARALA BEĞENENENLERLE YAYINLAYANLA DUYGULARIMI AZICIK PAYLAŞMAK İSTİYORUM
YAZILARIMI OKYANLARALA, ELEŞTİRENLERLE, YORUMLYANLARLA, PAYLAŞANLARALA BEĞENENENLERLE YAYINLAYANLA DUYGULARIMI AZICIK PAYLAŞMAK İSTİYORUM
Bursa CHP Yıldırım İlçe örgütü üyesiyim. Ertuğrulgazi Mahallesi sorumluyum. 63 yaşındayım emekliyim. Parti çalışmalarına aktif olarak katılıyorum. İl ve ilçe Örgütümde hiçbir zaman üyelere yönelik olarak örgüt toplantıları yapılmadığı için, örgütümle partimle ilgili düşüncelerimi, önerilerimi eleştirilerimi 2 yıla yakın bir zamandır internet ortamında, sosyal paylaşım sitelerinde yayınlıyorum.
Partimin tüm mensuplarına genel başkanımdan sade üyesine kadar hepsine her birine, hiçbir ayrım yapmadan saygı ve sevgi duyuyorum. Çünkü hepimizin bir, birimizin de hepimiz olduğuna inanıyorum. Bu nedenle partimi bir bütün olarak da seviyorum.
Sevdiğim için çok eleştiriyorum. Çünkü çok kalabalık bir aileyiz. Çok iyi biliyorum ki aile içinde eleştirilerimden, ben ve bencilliği savunanlar, kolay ve kestirme yoldan var olmak isteyenler çok ciddi rahatsızlık duyuyorlar. Bunu hissediyorum, yaşıyorum yaşatıyorlar. Çok iyi biliyorum ki, bizi ve bizleri savunanlar var olmak için zor yolu seçenler eleştirilerimden memnun oluıyorlar. Bunda hissediyorum, yaşıyorum ve yaşatıyorlar.
Kendi açımdan şunu içtenlikle söyleyeyim bu büyük aile içinde ikisinin arasında (yani ben’i ve biz’i savunanların) dik durmak, doğru bildiğin yolda kararlılıkla yürümek, hiç kimseye yaslanmamak kimsenin adamı olmamak kendi özgür iradenle tek başına var olmak gerçekten kolay değil.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)