Bu Blogda Ara

10/31/11

CHP BURSA İL BAŞKANIMIZIN CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI AYAKTA ALKIŞLANIR, AMA


  
CHP Bursa İl Başkanımız, Sayın Gürhan Akdoğan, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayınladığı bayram mesajında aynen şunları söylemiştir. “terör ve depremin aldığı canların yüreğimizdeki acıları devam ediyor. İçimiz yanıyor. Bunu fırsat olarak değerlendiren hükümetin Cumhuriyet bayramı törenlerini, resmi, geçitleri, okullardaki kutlamaları iptal etmesini esefle kınıyoruz. Özgür Bağımsız Bir Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda, bu topraklar için kanını dökmüş, canını vermiş aziz şehitlerimize vefasızlıktır. Bugün bu topraklar üzerinde özgür ve bağımsız yaşıyorsak,  bunu en başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğumuzu asla unutmayacağız” (31.10.2011 Kent. K.kaymaz) bu sözler ayakta alkışlanır.
   
 Sayın Başkanım  
 Asla unutmamamız gereken bir gerçek daha var. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, gücünü halkından alıyordu. Halkıyla kaynaşmış, halka tam güven vermişti. Vatanın kurtuluşu için analarımız omuzlarında cephane taşımışlardı.  Babalarımız ölüme koşarak gitmişlerdi. Sözleriniz çok güzel, çok anlamlı, çok etkili.  Ama üzülerek ifade ediyorum ki böyle bir günde, il ve ilçe başkanları, yönetimleri halkımıza güven vermiyor.  Halkımızla bütünleşip kaynaşamıyor.
   
 Evet, ifade ettiğiniz gibi Cumhuriyet Bayramında,  etkinlikler yasaklanıyor. Ama halkımız cumhuriyete sahip çıkıyor.  On binler yüz binler kendiliğinden sokağa dökülüyor. Meşaleler gecenin karanlığını aydınlatıyor.  Cumhuriyete sahip çıkan halkımız, Atatürk’ün iki eserimden biri değdi CHP’SİNE aynı oranda sahip çıkmıyor. Neden? CHP’SİNİN düzenlediği etkinlikleri 150- 200 kişi ile sınırlı kalıyor.  (CHP’NİN kurtuluşu, zamları protesto etkinlikleri gibi) düşündürücü olan bu gerçektir.
    
İlimiz örgütlerinde örgütlenme ağı kurulmuyor. Bir iki ay içinde delege seçimleri yapılacak. Aynı mahallede oturan üyelerimiz bir birlerini tanımıyor. Tavanıyla tabanı arasında iletişim kurulmuyor. Korsan toplantılar yapılıyor. Ama örgüt toplantıları yapılmıyor.  Bu konularda çalışma başlatılmıyor. Neden?  Düşündürücü olan bu gerçektir.
Örgütlü güç olmayınca, etkili, anlamlı güzel sözler boşlukta kalıyor. 
   

10/30/11

CUMHURİYET HALK PARTİLİLERE, BAŞKANLARA, ÜYELERE TARİHİ BİR SORU


Atatürk diyor ki "BENİM İKİ BÜYÜK ESERİM VAR; BİRİ TÜRKİYE CUMHURİYET'İ DİĞERİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ’DİR"
Van depremi nedeniyle, hükümet cumhuriyet bayramını kutlamadı. Ama halk cumhuriyete sahip çıktı. On binler, yüz binler yürüdü.
TARİHİ SORU. Aynı halk neden CHP’sine aynı güçle coşkuyla sahip çıkmıyor? Neden CHP kuruluş yıldönümü, 150-200 kişi ile kutlanıyor. CHP'nin düzenlediği zamları protesto eylemlerine 150-200 kişi katılıyor?
Suç halkımızda mı? CHP'YE yıllarca yönetim edenlerde mi?
Her CHP'Lİ başkan, yönetici, üye tek başına aynanın karşısına geçmeli, aynaya bakmalı, aynada gördüğüne bu sorunun cevabını vermelidir.

10/29/11

BİR YAZI YAZACAĞIM. YAZIMDA CHP’LİLERE DİYECEĞİM Kİ

 BİR YAZI YAZACAĞIM. YAZIMDA CHP’LİLERE DİYECEĞİM Kİ
    
    
 Aklınızı başınıza toplayın. Kolaycılığa kaçmayın. AKP’Yİ ve AKP’LİLERİ suçlama yerine kutlayın. Neden mi?
    
 Cumhuriyet kurulduğu günden beri, davaları uğruna mücadele ettiler, ediyorlar. Sabırla, inatla, azimle çalıştılar, çalışıyorlar. Kabul etseniz de etmeseniz de, içinize sindirseniz de sindirmeseniz de, başardılar ve iktidar oldular. Şimdi inandıklarını ve doğru bildikleri yolda ilerliyorlar. Yapması gerekenleri yapıyorlar ve yapacaklarda. Kutlanacak bir başarı değil mi?
    
Ya siz ne yaptınız? O büyük dehasıyla ülkemizin kaderini değiştiren, devrimler yapan, cumhuriyeti kuran düşmanları ülkemizden atan, hepsini bir arada yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni baştan yaratıp emanet ettiği eserlerini, devrimlerini, savunamadınız, koruyamadınız. Tam tersine Cumhuriyetin kazanımları sizi koruyacak, savunacak sandınız. Rehavete düştünüz. Sabırla, inatla, azimle çalışmadınız, rakibinizin gücünü önemsemediniz. Ve yenildiniz?
    
Şimdi elinizde son bir şansınız var. Ya şansı kullanır iktidar olursunuz. Yada AKP’yi ve AKP’LİLERİ
Suçlamaya devam eder hep muhalefette kalmaya mahkûm olursunuz.
    
O şans, AKP’Yİ suçlama, yargılama, kendinizi savunma kolaycılığına kaçmamaktır.
    
O şans, maskelerden, bencillikten, benlikten, anti demokratik davranışlardan,  yanlış alışkanlıklardan, zihniyetlerden, kurtulmaktır. 
    
O şans, halkın oyunu alıp, sonra sırtını halka dönmemektir. Ne halin varsa gör dememektir.
    
O şans halka yüzünü halka dönmektir. Halkın içine karışmaktır. Halkla buluşmaktır. Kaynaşmaktır. Tanışmaktır.
   
 O şans demokrasinin evrensel ilkelerini, eşitliği, adaleti özgürlüğü sözde değil, örgütlü yaşamın pratiği içinde, hayata geçirmek ve uygulamaya koymaktır.
    
O şans, alışılmış,  basit politikalara, basit ayak oyunlarına, içi doldurulmayan anlamsız nutuklara rağbet etmemektir. 
   
 O şans, gücün kaynağını cebindeki parandan, güçlü dayından, etkili yetkili kişilerden, kariyerinden etiketinden, güzel konuşmandan, grubundan kutbundan değil, doğrudan üyeden, üyenin oyundan, partinin tüzüğünden, ilke ve kurallarından, plan ve programlarından, kararlarından, örgütlü güçten almaktır.
  
 HODRİ MEYYDAN ÖNÜMÜZDE PARTİ İÇİ SEÇİMLER VAR. O SON ŞANSI KULLANMANIN TAM ZAMANI VARMISINIZ? 
 

CUMHURİYET MÜCADELESİNDEN VAZGEÇME




KENDİNİ YORGUN HİSSETSEN BİLE,
BAŞARI SENDEN KAÇSA BİLE
BİR HATA SANA ZARAR VERSE BİLE
BİR HAYAL YOK OLSA BİLE
GÖZYAŞLARI GÖZLERİNİ YAKSA BİLE
KİMSE GAYRETİNİ FARK ETMESE BİLE
NANKÖRLÜK ÖDÜLÜN OLSA BİLE
ANLAYIŞSIZLIK SENİ GÜLMEKTEN ALI KOYSA BİLE
VE HATTA HER ŞEY Hİ. BİR ŞEY OLSA BİLE
VAÇME, VAGEÇME, VAZGEÇME ……………….
YENİDEN BAŞLA
(Not. şiir bana ait değil)

CHP’Lİ İSEK, DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR İSEK, DEMOKRAT İSEK O ZAMAN ÖNCE İYNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM.

CHP’Lİ İSEK,  DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR İSEK, DEMOKRAT İSEK O ZAMAN ÖNCE İYNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM.
         Herhangi bir il düşünelim, o ilin ilçesinde CHP’Lİ ilçe örgütünü düşünelim.  O ilçenin herhangi bir mahallesinin her hangi bir sokağında ikamet eden bir CHP üyesini düşünelim.  O üyeye bazı sorular soralım.
        Soru 1- oturduğun sokakta, CHP örgütü adına seninle ilişki iletişim kuran, herhangi bir üye, sokak sorumlusu, mahalle temsilcisi delege vb. var mı?
        Soru 2-ikamet ettiğin ilçe örgütünün CHP’Lİ başkanını ve yönetim kurulu üyelerini tanıyor musun?
         Soru 3- ilçe yönetim kurulunun kaç gün arayla, hangi günlerde, hangi gündemlerle toplandığından, hangi kararları aldığından, hangi kararların uygulamaya konulduğundan haberin oluyor mu?  
         Soru 4- ilçe binasına gittiğinde ilgiyle,  sevgiyle, güler yüzle karşılayan oluyor mu? İlan panosunda, plan ve programlar, kısa, orta ve uzun vadede yapılacak işlerle, etkinliklerle, ilgili olarak ilan, duyuru, rapor vb. gibi belgeler bilgiler görüp okuyor musun?
          Soru 5- Parti içinde ve Türkiye genelinde çok önemli olaylar meydana geldiğinde üyeleri bilgilendirmek, üyelerin, eleştirilerini, düşüncelerini, önerilerini, yorumlarını almak amacıyla örgüt toplantıları yapılıyor mu?
          Soru 6- ilçe örgütün yaptığı, iş ve işlemlerde, alınan kararlarda, mali konularda, görev yetki ve sorumlulukların kullanılmasında değişmeyen ilke ve kurallara, parti tüzüğüne uyulduğuna, uygulandığına inanıyor musun?  
          Soru 7- örgüt içinde üyelerin kendilerini, düşüncelerini ifade etmede, seçmede ve seçilmede eşit haklara sahip olduklarına inanıyor musun?  
         Bu soruların hepsine olumlu yanıtlar almıyorsak, CHP’Lİ ve demokrat olduğumuzu, demokrasiyi savunduğumuzu söyleyebilir miyiz? Söylersek gereklerini yerine getirmediğimiz sözlerle, nutuklarla kimseyi inandırabilir miyiz? Üyelere, halka güven verebilir miyiz?                 

10/27/11

CHP’DE YARIŞMACILARA BAŞARILAR DİLİYORUM

   
CHP’DE parti içi seçim süreci başladı. Üye listeleri güncelleşti onay için genel merkeze gönderildi.  Zaman geçiyor.   Seçim günü yaklaşıyor. Aynı mahallede oturan üyelerin çoğu bir birlerini tanımıyor.
   
 İl başkanı, tüzüğün 57. Maddesi gereğince, il yönetim kurulunu toplayıp ilçelerin danışma,  kurullarını toplamaları için karar almıyor.
    
İlçe başkanı tüzüğün 57. Maddesi gereğince, ilçe yönetim kurulunu toplayıp, ilçe danışma kurulu toplantısı yapmak için karar almıyor.
    
İl ve ilçe örgüt başkanlarımız, danışma kurullarının toplanması için, yazılı ve sözlü başvurularını (ilçe başkanlığına 29.9.2011 tarihli 6 mahalle temsilcisi imzalı dilekçe) dikkate almıyor. Cevap vermiyor.
    
İl ve ilçe yönetimleri örgüt toplantıların yapmayınca, örgütü bilgilendirmeyince,
    
Bazı üyeler, tabanın sesine kulak veriyorlar, kendiliklerinden harekete geçiyorlar, tabanın yönetim görevini üstleniyorlar. Düğün salonu kiralıyorlar. İnternet yada mesaj yöntemiyle (fısıltı gazetesi aracılığı ) haberleşerek toplantı yapıyorlar.
    
Toplantının yapılacağı, aynı gün yada toplantının yapılacağına bir gün kala duyuru tapıldığından, herkesin evinde internet olmadığından, tüm üyelerin telefonu kayıtlı olmadığından bir çok üyenin toplantıdan haberi olmuyor. Buna rağmen katılım sağlanıyor.
   
Toplantıların yapıldığından basınında haberi oluyor. Gazeteci il başkanımıza soruyor, bazı gruplar toplantılar yapıyor,  nasıl değerlendiriyorsunuz diyor. Toplantılardan haberim var, ana yasal sınırlar içinde toplantı yapmalarında bir sakınca yok diyor.
       
İl ve ilçe örgüt yönetimleri üyelerine, hiçbir ayrım yapmadan sahip çıkmazsa, bilgilendirmezse, Üyeler irili ufaklı grupların insafına bırakılırsa, üyeler arasında seçmede ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitlik sağlanmazsa, o örgüt içinde, birlik beraberlik huzur, güven olur mu?
   
Bir üye olarak bu gelişmelerden çıkardığım sonuç şu
   
Toplantı yapmayan yönetimlerle, toplantı yapan grupların ortak bir özellikleri var.  İkisi de var olmak için birbirleriyle yarışıyorlar.  Bu yarışın içinde üyelerin çoğu yer almıyor, yarıştan haberi dahi olmuyor. (toplantıların en sonu 27.10.2011 tarihinde Atalay prenses düğün salonunda yapılmıştır)
   
Partimizin özgür bir üyesi olarak, elimden fazla bir şey gelmiyor. Yarışmacıları yakından izliyorum. CHP’DE YARIŞMACILARA BAŞARILAR DİLİYORUM

VE CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ ÖZLENEN TOPLANTISINI YAPTI



   CHP YILDIRIM İLÇE  ÖRGÜT  ÜYELERİ SORUMLULUKLARINININ  GEREĞİNİ  YAPTILAR.YAPMASI GEREKENİ YAPTILAR. ATALAY  PRENSES  DÜĞÜN   SALONUNDA 27.10.2011 TARİHİNDE TOPLANDILAR. PARTİ İÇİ SORUNLARINLARINI, DELEGE SEÇİMLERİNİ KONUŞTULAR. AYLAR YILLAR SONRA OLSADA TOPLANTININ YAPILMASINDA, TOPLANTI DÜZENİNDE VE TOLANTININ YÖNETİLMESİNDE KATKI SAĞLAYANLARI, ÖNCÜLÜK EDENLERİ, TOPLANTIYA  KATILAN  GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCE BELİRTEN ÜYELERİMİZİ İÇTENLİKLE KUTLUYORUM. TOLANTIDA PROTOKOL MASALARI YOKTU. BASIN MEDYA, YOKTU. BASINDA MEDYADA GÖZÜKMEK İÇİN BİR BİRİYLE YARIŞANLAR YOKTU. DİVANDA GÖSTERİŞ YAPANLAR, UZUN, UZUN NUTUK ATANLAR YOKTU.SADECE  DİVAN  BAŞKANI  VE KATİP ÜYELER  VARDI. DİVAN TARAFSIZDI,  HİÇ BİR  AYRIM YAPAMDAN. İSTEYENE SÖZ  HAKKI  VERDİ. ÖZLENEN  BU TÜR ÖRGÜT TOPLANTILARININ ÖRNEK OLMASINI VE  DEVAMINI  DİLİYORUM. YAZILI, SÖZLÜ ISRARLI TALEPLERİMİZE  RAĞMEN ÖRGÜT TOPLANTISI DÜZENLEMEYEN İL VE İLÇE  BAŞKANLARIMIZIN  GEREKLİ MESAJLARI ALDIKLARINI VE BUNDAN BÖYLE TABANIN  SESİNİ DİNLEYECEKLERİNİ VE  GEREĞİNİ  YAPACAKLARINI UMURUYORUM, DİLİYORUM  BEKLİYORUM.

10/26/11

CHP İL, İLÇE, BAŞKAN VE YÖNETİMLERİNE SESLENİYORUM.

CHP İL, İLÇE, BAŞKAN VE YÖNETİMLERİNE SESLENİYORUM.
Bu kritik dönemde CHP Kemal Kılıçdaroğu liderliğinde iktidara yürürken, anayasa paketi oylanırken, halkımız akın, akın CHP ye üye olmaya koşarken sizleri tarihi görev beklemektedir. O görev halkımıza rehber olmanızdır, halkımızı kucaklamanızdır, halkımızı CHP çatısı altında zaman geçirmeden süratle örgütlemenizdir.
Elinizi vicdanınızın üstüne koyun, aynanın karşısına geçin ve şu sorunun cevabını kendinize verin? Bu tarihi görevi hiçbir kişisel çıkar ve menfaat düşünmeden yerine getirdiğinize inanıyor musunuz?
CHP örgüt teşkilatlarına gelen halkımızı güler yüzle karşılıyor musunuz? Doğrudan kişileri hedef almayan öneri ve eleştirilerini, sabırla hoş görü ile dinliyor, notlar alıyor musunuz?
Örgütlenme ağı kuruyor musunuz? Örgütlenme ağı kapsamı içinde üyelere görev yetki ve sorumluluklar veriyor musunuz? Mahalle, sokak ve iş yeri sorumlularını seçiyor musunuz? Birçok başlık altında çalışma grupları oluşturuyor musunuz? Sorumluların, grupların kendi aralarında toplantılar düzenlemelerine, düşüncelerini, önerilerini, eleştirilerini açıklamalarına çalışmalarını (haftalık, aylık) raporlar halinde yönetim kurullarına iletme olanakları tanıyor musunuz?
Yönetim kurulu toplantılarınızda aldığınız kararları, hazırladığınız günlük, haftalık, aylık ve hatta yıllık plan ve programlarınızı panolara asıp üyelerin bilgisine sunuyor musunuz?
Hepsinden çok daha önemlisi, örgüt içinde yapılan gündemli gündemsiz tüm toplantılarda, toplantı yöntemi usul, esas ve kurallarına titizlikle uyuyor ve uyguluyor musunuz? Bu vesile o toplantılarda üyeler kendilerini ifade etme, düşünce, öneri ve eleştiri haklarını özgürce ve eşit oranda kullanmalarını sağlanıyor musunuz?
İl ya da ilçe örgütü içinde örgütlenme ağını kurumsallaştırmayan, aktif olarak çalışmasını sağlamayan il, ilçe, başkan ve yönetimleri ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, ne kadar maddi ve manevi öz veride bulunurlarsa bulunsalar örgütün güçlenmesine asla katkı sağlayamazlar.
Kitle örgütlerinde esas olan aynı kişilerin, çok çalıştıklarından, çok özveride bulunduklarından, çok emek verdiklerinden dolayı alkışlanmaları, takdir edilmeleri, önemli mevkilerle seçilmeleri değildir.
Tam aksine çalışmaları, özverileri, görev yetki ve sorumlulukları alabildiğine tabana yaymak için çaba harcayanlar alkışlanmalı ve önemli yerlere seçilmelidirler.
Parti örgütlerinde görev yetki sorumluluk üstlenenlerin başarı ya da başarısızlıkları bu anlayış içinde değerlendirilmelidir.
Örgütlenme çalışmalarında başarılı olmadan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun estirdiği rüzgâra sırtını dayayarak kestirme ve kolay yoldan var olmaya çalışanlar yakın takibe alınmalıdır.

10/25/11

DEMOKRASİNİN EVRENSEL DEĞERLERİ SADECE DİLDE BİR SÖZCÜK DEĞİLDİR.


   
     ADALET NEDİR? Hak ve hukuka uygunluk hakkı gözetme yerine getirme
     HAK NEDİR? Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç
     HUKUK NEDİR? Toplumun yaşamını düzenlemek için, uygulanması devlet tarafından yaptırıma bağlanmış kurlar biçimidir.
     EŞİTLİK NEDİR? Aynı güce, aynı yetkileri ve özelliklere sahip kimse
    ÖZGÜRLÜK NEDİR? Bir kimsenin herhangi bir otoriteye danışmadan, herhangi bir izin isteme zorunda kalmadan kendi bildiğince kendi seçimlerine göre hareket etme, serbestlik.
    İLKE NEDİR? Bir şeyin temelini özünü belirleyen nokta, olay durum ( öncelikle tartışmaların ilkeleri üzerinde anlaşalım?
    KURAL NEDİR? Davranışlarımıza yön veren uyulması gereken ilke
    DİSİPLİN NEDİR? Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü
    
 ÖRGÜTLÜ YAŞAM İÇİNDE BUNLARI UYGULAMAYANLAR,  UYGULAMAK İÇİN ÇABA SARF ETMEYENLER, AMA BUNLAR ÜZERİNDEN POLİTİKA YAPMAYA ÇALIŞANLAR BOŞ YERE DEMOKRATIM DYE NUTUK ATMASINLAR. GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMIYOR.

10/24/11

PARTİMİZ CHP’DE DELEGE SEÇİMLERİ HAKKINDA ÇOK ÖNEMLİ İKİ SORU CEVAP BEKLİYOR

    Genel Başkanımızın, Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın, İl Başkanımızın kesin bir ifadeyle yaptıkları açıklama vardır. O açıklama şudur. Delegeler sandık konularak üyelerin oylarıyla seçilecektir. Açıklamalar partimiz, örgütümüz ve parti içi demokrasimiz adına son derece memnuniyet verici ve sevindiricidir.  Ancak, açıklığa kavuşması gereken çok önemli iki soru vardır.
Bu sorunlardan birincisi üyelikleri günceleşen ve genel merkez tarafından onaylanan üyelerin tamamı aidatlarını yatırmamış olsalar da seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklar mıdır?
Bu sorunlardan ikincisi üyelere yönelik olarak hiçbir zaman örgüt toplantıları yapılmadığı için, aynı mahallede oturan parti üyeleri bir birlerini hiç tanımıyorlar. Birbirlerini hiç tanımayan üyeler, delege seçilmek için nasıl aday olacaklardır. Hiç tanımadığı üyelerden nasıl oy isteyeceklerdir?
Seçimler çok yaklaşmasına rağmen bu önemli sorunun nasıl aşılacağına dair il ve ilçe örgütlerimizde gözle görülür bir çalışma yapılmamasındaki sebep ve gerekçe nedir? Seçim günü gelip çatmadan Her CHP üyesi bu soruyu mutlaka sormalı ve cevap aramalıdır.

YAZILARIM HAKKINDA GEN. BŞK.YRD. CIMIZ SAYIN NİHAT MATKAP BEYDEN ALDIĞIM YANIT

Genellikle Facebook paylaşım sitesinde ve internet ortamında üyesi olduğum CHP, örgütümüz hakkında uzun zamandan beri yazdığım düşüncelerimi, öneri ve eleştirilerimi, sorularımı, ilimize, Genel merkezimize e-posta ile yolluyorum. Yazılarımdan dolayı, facebookta, özel mesajla, telefonla, e-posta ile kişisel sohbetlerde eleştiriler, uyarlar, ikazlar, takdirler, beğeniler, olumlu yada olumsuz yorumlar alıyorum. Hiç şüphesiz hepsinin ayrı bir değeri ve anlamı vardır.
Yerel basınımızdan bazı gazetecilerimiz yayınladığım yazılarımdan haber değeri olanları internetten alarak köşelerinde yayınlamışlardır. Yazılarımdan birine Bursa milletvekilimiz olumlu yanıt vermiştir.
Örgütlenme ve Örgüt Yönetimleri Genel Başkan Yardımcımız Sayın Nihat Matkap’ın 24.10.2011 tarihinde e-posta adresime gönderdiği yanıtı aynen bilgilerinize sunuyorum.
 Sn. Bal; Değerli ve anlam yüklü görüşlerinizi inceledim. Duyarlı ve katkılı düşüncelerin çağdaş demokrasilerdeki önemi yadsınamaz. Saygılarımızla”
Elbet eki beni memnun ve mutlu eden bir yanıttır. Sayın Nihat Matkap Beye parti üyesine verdiği önemden ve değerden, dolayı (sade bir parti üyesi olarak) Teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.  

10/22/11

SİYASET VE POLİTİKA YAPANLARI BİR YUKARIDAN İZLEDİM BİRDE İÇİNE GİRİP YAŞADIM


1- POLİTİKA VE SİYASET YAPANLARIN İÇLERİNE GİRMEDEN İNSANLARI, OLAYLARI GELİŞMELERİ, YAŞANANLARI YUKARIDAN KUŞ BAKIŞI BAKARAK İZLEDİM.

2- POLİTİKANIN VE SİYASET YAPANLARIN TAM MERKEZİNE GİREREK İNSANLARI, OLAYLARI, GELİŞMELERİ BİRE BİR YAŞADIM YAŞIYORUM.

YUKARIDAN YAŞANANLARI İZLEDİĞİMDE, GERÇEKTEN EĞLENDİM VE KEYİF ALDIM. ÇÜNKÜ BİNLERCE İNSANIN BİR ÇATI ALTINDA ORTAK ÇIKARLARI UĞRUNA TOPLANDIKLARINI, ORTAKLAŞTIKLARINI BİRLEŞİP KONUŞTUKLARINI ANLAŞTIKLARINI İZLİYORDUM.

İÇİNE GİRİP YAŞADIĞIMDA, BİNLERCE İNSANIN İÇİNDE SIKINTIDAN, YANLIZLIKTAN VE İLGİSİZLİKTEN BOĞULACAK GİBİ OLDUM.  VARLIĞIMI KİMSE FARK ETMİYORDU. ÇÜNKÜ BİNLERCE İNSANIN BİR ÇATI ALTINDA KİŞİSEL ÇIKARLARI UĞRUNA BİRBİRİYLERİYLE NASIL AYRIŞTIKLARINI, ÇEKİŞTİKLERİNİ, DİDİŞTİKLERİNİ GÖRDÜM

CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM

CHP, si, Cumhuriyetin kazanımlarından biri ise,
CHP, si Ulu bir çınarın kökü gibi tüm ana doluyu sarmış ise,
CHP, si Atatürk’ün halkına bıraktığı değerli bir miras ise,
CHP, si Cumhuriyetin kazanımlarını koruyan, savunan bir parti ise,
CHP, si Bağımsızlığı, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, barışı savunan bir parti ise,
CHP, si Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini uygulayan, savunan bir parti ise
CHP, si halkın, partisi ise,
CHP, si parti içi demokrasiyi, parti içi hukuku ve parti disiplinini uygulayan savunan parti ise,
CHP, si bireyin (üyenin) hak ve özgürlüklerini savunuyor ise,
CHP, sinden başka sığınacak güvenli yerimiz kalmamış ise,

VE BENDE CHP’SİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM,
CHP, si örgütü, içinde, padişahın kulu gibi, komutanın önünde selam duran asker gibi, amirinin verdiği görevi itirazsız yapan memur gibi, işten çıkaracak diye patronundan korkan işçi gibi, kişisel çıkar ve menfaati uğruna yağcılık yapan insan gibi olmayacağım.

CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM
CHP, sinin kuruluş felsefesine, siyasal ilke, amaç ve değerlerine, siyasal yaşam anlayışına, bağlı kalarak ve var olacağım.
CHP tüzüğünün (çok sınırlıda olsa) üyelerine tanıdığı hakları, görev yetki ve sorumlukları yerine getirerek var olacağım.
CHP örgütü içinde hiç kimseye sormadan, hiç kimseden izin almadan, hiç kimseye danışmadan, hiç kimseden icazet almadan istediğim bir göreve aday olarak, aday olanlara oy vererek, örgüt içinde yapılan toplantılarda kendimi tanıtarak, düşüncelerimi, öneri ve eleştirilerimi anlatarak, anlatanları dinleyerek, tanıyarak var olacağım.

CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ONURLU BİR ÜYESİ İSEM
Bir gün gelirde CHP sinde düşlediğim gibi, özlediğim gibi, hayal ettiğim gibi, var olursam, o günü ölmeden bir görürsem, o günü bayram gibi kutlayacağım. Doğrudan yâda dolaylı olarak, oylarımızla seçtiğimiz genel başkanımıza, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, il ilçe başkan ve yöneticilerimize, delegelerimize, üyelerimize ayrı teşekkür etmeyi bir borç bileceğim. 11.10.2010

CHP’Yİ KİM KORUYOR? CHP’Yİ KİM KORUMUYOR?

CHP’Yİ KİM KORUYOR?

CHP’SİNİ, her şeyden önce sahip olduğu değerler koruyor. Kuruluş ilkeleri koruyor. Anaysa ve yasalar koruyor, savcılar, mahkemeler yargıçlar koruyor. CHP’Yİ, CHP’NİN tüzüğü koruyor, yetkili organları, disiplin kurulları koruyor. Seçkin hukukçuları, bilgili birikimli üyeleri koruyor. 

CHP’Yİ KİM KORUMUYOR? 

CHP’Lİ olup da CHP’NİN değerlerini, kuruluş ilkelerini, tüzüğünü, uygulamayanlar, okumayanlar, öğrenmeyenler, öğretmeyenler, parti içindeki görev yetki ve sorumluluklarının neler olduğunu bilmeden durumdan vazife çıkarıp, açıktan yâda gizliden (somut bilgiye, bulguya, belgeye dayanmadan, yetkili organların kararı olmadan, görev verilmeden) kendiliklerinden partili arkadaşlarını, partiye zarar veriyorsun diyip, uyaranlar ikaz edenler akıl verenler, doğruyu yanlışı söyleyenler 

CHP’Yİ koruduklarını sanıyorlar, ama aslında onlar kendilerini koruyorlar. Bilerek yada bilmeyerek CHP’YE zarar veriyorlar. 
Somut bir örnekle anlatalım. Bir düşünce, öneri, eleştiri soru yazılmış. Onu beğenenler de oluyor, beğenmeyenler de oluyor. Bu durumda yazan mı? Beğenenler mi? 

Beğenmeyenler mi? Doğru kararı kimin vermesi gerekiyor? Geçerli olan kimin kararı olmalı? Demokrasiyi, eşitliği özgürlü, özümsemişsek, savunuyorsak bırakalım insanlar düşüncelerini özgürce ifade etsinler.

10/21/11

GELDE İSYAN ETME


CHP’NİN üyeleriyiz ama günler geçiyor, haftalar geçiyor, aylar geçiyor, yıllar geçiyor, çok önemli olaylar oluyor. Patimizle ilgili, sorunları çözümleri önerileri eleştirileri hiç ama hiç konuşamıyoruz. Konuşturmuyorlar. Tartışamıyoruz, Tartıştırmıyorlar. Biz üyeleri birimizle, buluşturmuyorlar tanıştırmıyorlar, kaynaştırmıyorlar. Bizi hiç önemsemiyorlar. Sorularımıza, önerilerimize, eleştirilerimize, dilekçelerimize hiçbir yanıt vermiyorlar. Ama demokrasiyi savunduklarını söylüyorlar. GELDE İSYAN ETME.

HÜKÜMETİMİZ, MUHALEFETİMİZ, ŞEHİTLERİMİZ

     Hükümetimiz muhalefete diyor ki, bu kadar şehidimiz varken, anaların gözyaşı dökülürken, milletimizin yüreği yanarken, kolaycılığa kaçma, hükümeti suçlama, şehitler üzerinden politika yapma, gün birlik beraberlik gündür. Gün teröre karşı hep birlikte karşı koyma günüdür.
    Muhalefetimiz diyor ki, hükümet istifa etmeli, 9 yıldır hükümetteler terörü durduramadılar. Terör azdı can alıyor. Buna rağmen, hükümet öneri getirsin destek verelim. TBMM olaya el koysun, komisyon oluşturalım. ortak çözüm bulalım. Teröre karşı hep birlikte savaşalım.
    Hükümet edenlerin partisinde, parti üyeleri hükümetin izlediği politikalardan dolayı hükümeti eleştirmiyor. Eleştirmeleri de beklenmiyor. Çünkü hükümetin partisinde parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla işlemiyor.
    Muhalefet edenlerin partisinde, parti üyeleri, muhalefetin izlediği politikalardan muhalefeti eleştiriyor. Eleştirmeleri de bekleniyor. Çünkü muhalefet edenlerin partisinden parti içi demokrasi işletilmek isteniyor. Ama işletilemiyor sözde kalıyor.
   Hükümetimizin ve muhalefetimizin partilerindeki en büyük sorun parti içi demokrasinin işlememesi, işletilmemesi. Cevap uzakta değil. Sorunun içinde.
Siyasi partiler ve seçim yasası değişmeli seçim barajı düşmeli. Demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulamaya konmalı.
Kürdümüz, türkümüz halkımızda diyor ki. Ne yaparsınız yapın. Demokrasiyi kurun, Kanı durdurun gözyaşlarını dindirin
  

10/20/11

EYYY.. CHP’NİN İL İLÇE BAŞKANLARI, SİZE, HEPİNİZE SESLENİYORUM

   Eyyy.. CHP’NİN il, İlçe başkanları size, hepinize sesleniyorum. Mevcut tüzüğümüze göre, örgüt içinde çok büyük yetkilere sahipsiniz. CHP adına, halkım adına, kendim adına size yalvarıyorum. Partimize, halkımıza üyelerimize sahip çıkın. Örgüt binalarınızın kapılarını açık tutmanız yetmiyor. Kollarınızı ve gönüllerinizi de sonuna kadar açın. Sadece yönetim kurullarını toplamanız yetmiyor. toplantısı yetmiyor. Üyelerimizde toplayın.  Basın toplantılarında sadece sizlerin konuşması yetmiyor. Üyelerimizi de konuşturun.  Eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasi nutukları atmakla kalmayın, gereklerini yerine getirin.  
Başka partilerin doğmasına, CHP’NİN bölünüp parçalanmasına izin vermeyin. Yetkilerinizi kullanın. Bize sahip çıkın.  Bizi sizden, sizi bizden ayırmayın.  Bizi örgütleyin. Bize önderlik edin. Gülümseyerek odalarınızdan dışarı çıkın. Halkımızın üyelerimizin arasına karışın, onlarla tanışın, kaynaşın, birleşip bütünleşin. Sözleriniz aramızda duvar örmesin köprü kursun. Örgüt merkezleri boş kalmasın dolsun taşsın.
Biz varsak, bizim oylarımız varsa, sizler de varsınız. Gücünüzü bizden ve bizim oylarımızdan alıyorsunuz.  Ve şunu asla unutmayın, aklınızdan çıkarmayın. Bizler her zaman çepte keklik değiliz.

10/19/11

TÜRKİYE ÜZERİNDE DOLAŞAN KARA BULUTLARI ORTAKLAŞARAK DAĞITMAK ZORUNDAYIZ



İktidarda ister AKP, İster CHP, ister MHP, İster BDP olsun, Bu topraklar üzerinde yaşayan her kim olursa olsun, 3 konuda ortaklaşmaları aynı politikayı yürütmeleri şarttır. 1-TERÖR, 2-ANAYAYASA 3- DIŞ POLİTİKA. Aksi takdirde 30 yıldır süren terör vahşeti bitmeyecektir. Ortaklaşmadan yapılan bir ana yasa çok daha derin sorunların doğmasına yol açacaktır. Ortaklaşmadan yürütülen dış politika bu cennet vatanımız üstünde gözleri olan emperyal güçleri daha da şımartacak ve cesaretlendirecektir.

Tavanda siyasetçilerimiz ortaklaşmıyorsa, tabanda cennet vatanımız için, şehit düşen evlatlarımız için halkımız ortaklaşmak zorundadır. Alanlarda el ele kol kola yürümek zorundadır.

BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMEAL ATATÜRK’ÜN DEDİĞİ GİBİ ÖNEMLİ OLAN VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR.

10/18/11

CHP’LİLER VE AKP’LİLER

  
CHP’LİLER olarak AKP’Yİ yani hükümeti, iktidarı eleştiriyoruz. Muhalefet partisiyiz
eleştirmek ve önermek en doğal hakkımız. Ne diye eleştiriyoruz. “Yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, terör, haksızlık hukuksuzluk, zamlar, dış ve iç politikada başarısızlık aldı başını gidiyor” diyoruz.  Eleştirilerimizi daha da çoğaltabiliriz  

Eleştirilerimizde haklı mıyız?  Evet, kendi penceremizden baktığımızda hem de yüz, yüz haklıyız. Ama haklı olmamız yetmiyor. Haklılığımızı halkımıza anlatmamız gerekiyor.

Halkımıza nasıl anlatacağız? AKP’ ve uyguladığı yanlış politikalarla Nasıl mücadele edeceğiz? Örgütlü gücümüzü var ederek.

 Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Kendimizi kandırmayalım. Önce iğneyi kendimize batıralım. Aynaya bakalım. Kendimize soralım. Yaygın olarak örgütlenme ağımız var mı? Evet var. Peki, istediğimiz an harekete geçireceğimiz dinamik örgütlü gücümüz var mı? Hayır yok. 

Var diyene işte ispatı. Halkımızın canını yakan, ardı arkası kesilmeyen yağmur gibi yağan zamları protesto etmek için genel merkezimizin aldığı karar doğrultusunda il ve ilçe örgüt yöneticilerimizin öncülüğünde kitlesel basın toplantısı yapılmaya karar veriliyor. Örgüt yöneticilerine duyuruluyor. Örgüt yöneticilerimizde gereğini yapıyor.

Tarih.16.10.2011 yer toplanma yeri Osmangazi yer altı tireni çıkışı saat 13.00 de. Basın toplantısına il başkanımız, bursa milletvekilimiz, ilçe başkanları ve basın ordusu katılıyor. 150- 200 yüz kişi ile Basın toplantısı başlıyor. Sadece biz CHP üyeleri değil AKP lilerde çok iyi biliyorlar ki CHP’NİN Bursa örgüt gücü bu değil. Bu olamaz.

Tüm il ve ilçelerimizde örgütlenemiyorsak, örgütlü gücümüzü harekete geçiremiyorsak AKP’Yİ eleştirmeden önce, şapkamızı önümüze koyup il ve ilçe örgütleri olarak düşünmemiz gerek. Konuşmamız tartışmamız gerek. Nerede yanlış nerede hata yapıyoruz diye?

Kendimize sormamız gerek. Soruyor muyuz? Hayır. Aylar yıllar geçiyor, örgütümüzü toplamıyoruz. Örgütümüze sormuyoruz.

10/17/11

KENDİ KENDİMİZİ YİYİP BİTİRİYORUZ.


Biz parti içinde özgür irademizle var olmak, hep birlikte çalışmak ve partimizi iktidara taşımak istiyoruz.

Biz Ortaklaştığımız doğrular, değerler etrafında aynı yolda aynı hedefe doğru hep bir birlikte yürümek istiyoruz.

Ama biz mevcut yapı anlayış, zihniyet ve uygulama içinde kendi içimizden kaynaklan öyle zorlu engellerle karşılaşıyoruz ki iflahımızı söküyor, canımızı okuyor.

Çok daha ilginç olan ise, bu sorunların ve engellerin neler olduğunu kendi içimizde, örgüt toplantılarında örgüt huzurunda açıklıkla özgürce tartışıp konuşamıyoruz.

Kendi üyelerimizden korkar olmuşuz örgüt toplantıları yapmıyoruz.

Ama örgüt önünde konuşamadıklarımızı hatta çok daha fazlasını İkili sohbetlerde, evlerde, kahvelerde masa başlarında, gurup ve kutup toplantılarında, ahbap çavuş ilişkisi, hemşerilik içinde bolca konuşuyoruz.  Bu tür konuşmalar ise sorunun çözümüne hiç katkısı olmadığı gibi tam aksine zararı çok oluyor.

Örgüt disiplini işlemez uygulanmaz olmuş. İlke kural tüzük tanımıyoruz, okumuyoruz, bilmiyoruz, öğrenmiyoruz, uygulamıyoruz.  Bir anlamda dedi kodu yapıyoruz.

Çünkü partinin sorunları yerine, insanların davranışlarını yanlışlarını niyetlerini, ne yapıp yapmadıklarını konuşuyoruz.

KENDİ KENDİMİZİ YİYİP BİTİRİYORUZ