KOLAY VE KESTİRME YOLU SEÇENLER HALKA GÜVEN VEREBİLİR Mİ?
Yıllarca AKP’yi suçlayanlar,
AKP’nin yaratığı gündemleri konuşanlar,
Örgütlenme ağını kurmayanlar,
Örgütlü gücünü yaratmayanlar,
Parası olanları aday yapanlar ama parası olmayanlardan oy isteyenler,
Demokrasiyi, eşitliği adaleti, özgürlüğü dilinden düşürmeyenler ama kendi örgüt yapısı içinde gereğini yapmayanlar,
Örgüt içi sorunlarını hiç bir örgüt toplantısında hiçbir zaman, örgüt üyelerine konuşturmayanlar,
Ben yaptım oldu diyenler
Tüzüğe, ilke ve kurallara uymayanlardan hesap sormayanlar,
Kolay ve kestirme yoldan seçilenler,
Kolay ve kestirme yoldan ucuz politikalar yapanlar
Halkı kucaklamayanlar
Bu anlayışı, bu zihniyeti, bu uygulamayı yıllarca değiştirmeyenler, değiştirmek istemeyenler
Halka güven verebilir mi?
SÖZÜN ÖZÜ
sorunların çözümlerin anahtarını kendi dışınızda ararsanız asla bulamazsınız.
Ne ararsanız kendi içinde arayın. 20.9.2013
Bu Blogda Ara
9/20/13
7/21/13
ÇOK İYİ BİLİYORUM
ÇOK İYİ BİLİYORUM
Daha önce yazığım birçok yazımda belirttiğim gibi Nisan 2010 tarihinden bu güne kadar CHP Bursa Yıldırım ilçe örgütünde aktif olarak çalıştığımı, görev yapan 3 il başkanımızın, 3 ilçe başkanımızın, yönetim kurulu üyelerinden birçoğunun, milletvekili aday adaylarımızın, milletvekillerimizin bildiğini çok iyi biliyorum.
İl ve ilçe başkanlarımızdan, yönetim kurulu üyelerimizin birçoğundan görev alıp çalışmak istediğimi, partimiz, il ve ilçe örgütümüz tarafından düzenlen tüm eylem ve etkinliklere, çalışmalara, toplantılara katıldığımı bildiklerini çok iyi biliyorum.
2010 yılından beri devamlı yazdığım yazılarımdan dolayı, özellikle il, ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından doğrudan, ya da dolaylı yoldan yazılı ya da sözlü olarak uyarıldığımı, ikaz edildiğimi, yazılarımın ilimiz ve ilçemize ait sosyal paylaşım sayfalarından keyfi ve şahsi kararla silindiğini, sayfaların paylaşıma kapatıldığını, yazılarıma yasaklandığını yasağın aylarca haksız yere devam ettiğini bu konuda üst makamlara yazılı sözlü başvurularda bulunduğumu, hakkımın aranmadığını çok iyi biliyorum.
Birçok yazımın sosyal paylaşım sayfalarından alınarak yerel basınımızda yayınlandığını çok iyi biliyorum. (Bunlardan bir kaçının bağlantı adresini yazım ekinde bilginize sunuyorum)
İlçe örgütüme 2010 tarihinden beri her gidiş gelişimde hoş geldin, diyenlerin, çay ikram edenlerin (istisnalar hariç) konuşmalarıyla, davranışlarıyla, ses tonlarıyla, vücut dilleriyle, hal, hareket ve davranışlarıyla buranın sahibi benim, burada benim sözüm geçer mesajının çok güçlü şekilde verildiğini, hissettirildiğini, seçimi kaybeden eski başkan ve yönetimlerin bu nedenle ilçe örgüt çalışmalarına katılmadıklarını uzak durduklarını çok iyi biliyorum.
Bu uygulamalardan dolayı partimde ilçe örgütümde, yabancı gibi hissettiğimi, konuyla ilgili “ BUGÜN RÜYAMDA CHP’Yİ GÖRDÜM” başlığı adı altında bir yazı yayınladığımı yazımın oldukça beğeni topladığını (bağlantı ekinde yazı bilginize sunulmuştur) yerel basında yayınlandığını, örgüt toplantılarımızda okuduğumu çok iyi biliyorum.
CHP’den, CHP tüzüğünden, yönetmeliklerinden, ilke ve kurallarından başka hiç kimseye bağlı ve bağımlı olmayan, tamamen kendi özgür iradesiyle var olmak isteyen, düşünen, düşündüğünü yazan, araştıran, soran, sorgulayan, inceleyen, öneren, eleştiren bir CHP üyesinin örgüt içinde, barış, huzur, sevgi, saygı, güven, kardeşlik havası içinde varlığını sürdürmesinin kendisini özgürce ifade etmesinin ne kadar zor olduğunu hatta imkânsız olduğunu yaşayarak, deneyerek öğrendiğimi çok iyi biliyorum.
2010 yılından bugüne kadar örgüt çalışmalarında, parti tüzüğüne, yönetmeliklere, kurultay kararlarına uyulmadığını, hiçbir zaman kısa orta uzun vadeye yönelik çalışma plan ve programlarının yapılmadığını, dar kadro çalışması yapıldığını, çalışmaların tabana yayılmadığını, yayılmak istenmediğini, örgütlenme ağının kurulmadığını, kurumsallaşmadığını, aktif hale gelmediğini çok iyi biliyorum.
Tüzük, yönetmelik, kurultay kararları doğrultusunda çalışmalar yapılıp yapılmadığı, örgüt toplantılarının düzenli yapılıp yapılmadığı konusunda tavan ve taban tarafından hiçbir denetlemenin yapılmadığını, denetim raporlarının toplantı tutanaklarının tanzim edilmediğini çok iyi biliyorum.
Kendi adıma değil ama CHP adına, CHP’ye umut bağlayan vefalı cefakar üyeler ve halkımız adına, demokrasi, eşitlik, adalet ve özgürlük adına çok üzüldüğümü çok iyi biliyorum.
CHP olarak ilçe örgütümüzde varlık içinde yokluk çekildiğine, ayaklanan sokaklara dökülen gençlerimize halkımıza öncülük önderlik edilmediği, edilemediği için çok üzüldüğümü çok iyi biliyorum.
Bildiklerimi CHP aile reislerinin bilmesini gerekli önlemlerin alınması için parti içinde ciddi çalışmaların başlatılmasının ne kadar gerekli zorunlu olduğunu çok iyi biliyorum. 21.07.2013
http://cancana-balmel.blogspot.com/2011/10/yazilarim-hakkinda-gen-bskyrd-cimiz.html
http://www.bursahaber.com.tr/chpden-zulfikar-balin-sasirmadigim-saskinligi-makale,2519.
http://www.bursahaber.com.tr/%E2%80%98yalniz-chpli-zulfikar-balin-ruyasi-makale,2695.html
http://www.bursahayat.com.tr/article.php?id=963
Daha önce yazığım birçok yazımda belirttiğim gibi Nisan 2010 tarihinden bu güne kadar CHP Bursa Yıldırım ilçe örgütünde aktif olarak çalıştığımı, görev yapan 3 il başkanımızın, 3 ilçe başkanımızın, yönetim kurulu üyelerinden birçoğunun, milletvekili aday adaylarımızın, milletvekillerimizin bildiğini çok iyi biliyorum.
İl ve ilçe başkanlarımızdan, yönetim kurulu üyelerimizin birçoğundan görev alıp çalışmak istediğimi, partimiz, il ve ilçe örgütümüz tarafından düzenlen tüm eylem ve etkinliklere, çalışmalara, toplantılara katıldığımı bildiklerini çok iyi biliyorum.
2010 yılından beri devamlı yazdığım yazılarımdan dolayı, özellikle il, ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından doğrudan, ya da dolaylı yoldan yazılı ya da sözlü olarak uyarıldığımı, ikaz edildiğimi, yazılarımın ilimiz ve ilçemize ait sosyal paylaşım sayfalarından keyfi ve şahsi kararla silindiğini, sayfaların paylaşıma kapatıldığını, yazılarıma yasaklandığını yasağın aylarca haksız yere devam ettiğini bu konuda üst makamlara yazılı sözlü başvurularda bulunduğumu, hakkımın aranmadığını çok iyi biliyorum.
Birçok yazımın sosyal paylaşım sayfalarından alınarak yerel basınımızda yayınlandığını çok iyi biliyorum. (Bunlardan bir kaçının bağlantı adresini yazım ekinde bilginize sunuyorum)
İlçe örgütüme 2010 tarihinden beri her gidiş gelişimde hoş geldin, diyenlerin, çay ikram edenlerin (istisnalar hariç) konuşmalarıyla, davranışlarıyla, ses tonlarıyla, vücut dilleriyle, hal, hareket ve davranışlarıyla buranın sahibi benim, burada benim sözüm geçer mesajının çok güçlü şekilde verildiğini, hissettirildiğini, seçimi kaybeden eski başkan ve yönetimlerin bu nedenle ilçe örgüt çalışmalarına katılmadıklarını uzak durduklarını çok iyi biliyorum.
Bu uygulamalardan dolayı partimde ilçe örgütümde, yabancı gibi hissettiğimi, konuyla ilgili “ BUGÜN RÜYAMDA CHP’Yİ GÖRDÜM” başlığı adı altında bir yazı yayınladığımı yazımın oldukça beğeni topladığını (bağlantı ekinde yazı bilginize sunulmuştur) yerel basında yayınlandığını, örgüt toplantılarımızda okuduğumu çok iyi biliyorum.
CHP’den, CHP tüzüğünden, yönetmeliklerinden, ilke ve kurallarından başka hiç kimseye bağlı ve bağımlı olmayan, tamamen kendi özgür iradesiyle var olmak isteyen, düşünen, düşündüğünü yazan, araştıran, soran, sorgulayan, inceleyen, öneren, eleştiren bir CHP üyesinin örgüt içinde, barış, huzur, sevgi, saygı, güven, kardeşlik havası içinde varlığını sürdürmesinin kendisini özgürce ifade etmesinin ne kadar zor olduğunu hatta imkânsız olduğunu yaşayarak, deneyerek öğrendiğimi çok iyi biliyorum.
2010 yılından bugüne kadar örgüt çalışmalarında, parti tüzüğüne, yönetmeliklere, kurultay kararlarına uyulmadığını, hiçbir zaman kısa orta uzun vadeye yönelik çalışma plan ve programlarının yapılmadığını, dar kadro çalışması yapıldığını, çalışmaların tabana yayılmadığını, yayılmak istenmediğini, örgütlenme ağının kurulmadığını, kurumsallaşmadığını, aktif hale gelmediğini çok iyi biliyorum.
Tüzük, yönetmelik, kurultay kararları doğrultusunda çalışmalar yapılıp yapılmadığı, örgüt toplantılarının düzenli yapılıp yapılmadığı konusunda tavan ve taban tarafından hiçbir denetlemenin yapılmadığını, denetim raporlarının toplantı tutanaklarının tanzim edilmediğini çok iyi biliyorum.
Kendi adıma değil ama CHP adına, CHP’ye umut bağlayan vefalı cefakar üyeler ve halkımız adına, demokrasi, eşitlik, adalet ve özgürlük adına çok üzüldüğümü çok iyi biliyorum.
CHP olarak ilçe örgütümüzde varlık içinde yokluk çekildiğine, ayaklanan sokaklara dökülen gençlerimize halkımıza öncülük önderlik edilmediği, edilemediği için çok üzüldüğümü çok iyi biliyorum.
Bildiklerimi CHP aile reislerinin bilmesini gerekli önlemlerin alınması için parti içinde ciddi çalışmaların başlatılmasının ne kadar gerekli zorunlu olduğunu çok iyi biliyorum. 21.07.2013
http://cancana-balmel.blogspot.com/2011/10/yazilarim-hakkinda-gen-bskyrd-cimiz.html
http://www.bursahaber.com.tr/chpden-zulfikar-balin-sasirmadigim-saskinligi-makale,2519.
http://www.bursahaber.com.tr/%E2%80%98yalniz-chpli-zulfikar-balin-ruyasi-makale,2695.html
http://www.bursahayat.com.tr/article.php?id=963
7/01/13
2011 YILI EKİM AYINDA GÖRDÜĞÜM RÜYAM KEŞKE UYGULANSAYDI
2011 YILI EKİM AYINDA GÖRDÜĞÜM RÜYAM KEŞKE UYGULANSAYDI
Şimdiki ilçe başkanımız seçilmeden, yani göreve gelmeden çok önce bir rüya görmüştüm. Rüyamı internette yayınlamıştım. Rüyam internetten alınarak ilimizde iki yerel gazetede yayınlanmıştı. Birçok kez bende yayınlamıştım.
Ayrıca ilçe örgüt binamızın toplantı salonunun da 2.2.2012 tarihinde serbest kürsü adıyla yapılan örgüt toplantımızda söz almıştım ilçe başkanımız ve üyelerimizin huzurunda rüyamı duymayan varsa duysun diye yüksek sesle anlatmıştım. Rüyamın uygulamaya konulmasını özellikle talep etmiştim.
Eğer rüyam uygulamaya konulsaydı, ilçe başkanlığımıza ait sosyal paylaşım sitesi facebook iletişim sayfası, hiç bir açıklama yapılmadan haksız, adaletsiz ve suçsuz yere ilçe başkanımız tarafından paylaşımıma süresiz olarak (6 aydır) kapatılmayacaktı. Yazılarıma sansür konulmayacaktı, bilgi edinmem, üyelerimize düşüncelerimi yansıtmam yasaklanmayacaktı. ( başvurularıma rağmen yasak devam ediyor)
Eğer rüyam uygulanmaya konulsaydı, ilçe binamıza ilçe başkanımız tarafından polis çağrılmayacaktı, gazetelere basına yansımayacaktı, sorun başka yollardan kolayca çözülecekti. Gençlerimiz ilçemizden bu kadar uzaklaşmayacaklardı.
Eğer rüyam uygulansaydı, ilçe binamızda sevgi, barış, kardeşlik dostluk, sevgi saygı hakim olacaktı, toplantı üstüne toplantılar yapılacaktı. İlçe binamız üyelerimizle, halkımızla dolup taşacaktı. Bu kadar ıssız sesiz kalmayacaktı. Bereketi bol olacaktı.02.07.2013
https://www.facebook.com/ notes/t-c-zülfikar-bal/ 910-2011-tarihinde-chpyi-rüyamd a-görmüştüm-keşke-yeni-göreve- gelen-yönetim-taraf/ 387945944605243
https://www.facebook.com/ notes/t-c-zülfikar-bal/ genel-merkezimiz-yazilarimdan-d olayi-teşekkür-ediyor-ilçe-baş kanimiz-yasakliyor/ 513322005400969
Şimdiki ilçe başkanımız seçilmeden, yani göreve gelmeden çok önce bir rüya görmüştüm. Rüyamı internette yayınlamıştım. Rüyam internetten alınarak ilimizde iki yerel gazetede yayınlanmıştı. Birçok kez bende yayınlamıştım.
Ayrıca ilçe örgüt binamızın toplantı salonunun da 2.2.2012 tarihinde serbest kürsü adıyla yapılan örgüt toplantımızda söz almıştım ilçe başkanımız ve üyelerimizin huzurunda rüyamı duymayan varsa duysun diye yüksek sesle anlatmıştım. Rüyamın uygulamaya konulmasını özellikle talep etmiştim.
Eğer rüyam uygulamaya konulsaydı, ilçe başkanlığımıza ait sosyal paylaşım sitesi facebook iletişim sayfası, hiç bir açıklama yapılmadan haksız, adaletsiz ve suçsuz yere ilçe başkanımız tarafından paylaşımıma süresiz olarak (6 aydır) kapatılmayacaktı. Yazılarıma sansür konulmayacaktı, bilgi edinmem, üyelerimize düşüncelerimi yansıtmam yasaklanmayacaktı. ( başvurularıma rağmen yasak devam ediyor)
Eğer rüyam uygulanmaya konulsaydı, ilçe binamıza ilçe başkanımız tarafından polis çağrılmayacaktı, gazetelere basına yansımayacaktı, sorun başka yollardan kolayca çözülecekti. Gençlerimiz ilçemizden bu kadar uzaklaşmayacaklardı.
Eğer rüyam uygulansaydı, ilçe binamızda sevgi, barış, kardeşlik dostluk, sevgi saygı hakim olacaktı, toplantı üstüne toplantılar yapılacaktı. İlçe binamız üyelerimizle, halkımızla dolup taşacaktı. Bu kadar ıssız sesiz kalmayacaktı. Bereketi bol olacaktı.02.07.2013
https://www.facebook.com/
https://www.facebook.com/
6/27/13
NEDEN ADAY OLDUM? BU YAZIMI OKUMANIZI ÖNEMLE ÖNERİYORUM
NEDEN ADAY OLDUM? BU
YAZIMI OKUMANIZI ÖNEMLE ÖNERİYORUM
Kendime, gönül
dostlarıma, sayfa ve yol arkadaşlarıma 12.10.2011 tarihinde verdiğim bir sözüm
vardı. O sözümde demiştim ki,
”ZÜLFİKAR BAL OLARAK İLAN EDİYOR VE SÖZ
VERİYORUM. CHP çatısı altında var olduğum sürece hiçbir zaman hiçbir şekilde
hiç gurubun, kutbun, içinde yer almayacağım. Hiçbir zaman ve hiçbir şekilde
paralı, etkili yetkili, etiketli şahısların yanında yâda karşısında yer
almayacağım. Becerebilirsem, direnebilirsem partimin ilkelerini, amaçlarını
değerlerini, tüzüğünü kararlarını, parti programlarını, demokrasinin evrensel
ilkelerini savunarak özgür irademle var olmaya çalışacağım. Her hangi bir
göreve aday olmam için hiç kimseden icazet almayacağım kendi özgür irademle
karar vereceğim”
Üyeliğimi yenilediğim tarih olan 2010 Nisan ayından bu tarihe kadar verdiğim
sözden dönmedim. dönmedim. Hiç kimseden icazet
almadan, siyasi ve politik hayatımda ilk defa özgür irademle, Bursa’dan belediye meclis üyeliğine aday adayı
olmak için, başvuruda bulundum. CHP genel
merkezi tarafından 22.6.2013 tarihinde Eskişehir de düzenlenen eğitime katıldım.
CHP ’Bursa yıldırım ilçe örgütüne kayıtlı bir üye olarak üyeliğimi tazelediğim
tarihten bu güne kadar, taşın altına sadece elimi değil, kolumu değil, bedenimi
koyduğumu partimin kazanması ve başarılı olması için üyelik görevlerimi eksiksiz
olarak fazlasıyla yerine getirdiğimi, 3
yıl boyunca, düşüncelerimi, önerilerimi, eleştirilerimi (özellikle yöneticilerimiz
tarafından yapılan birçok uyarı ve ikaza rağmen) özgürce kesintisiz olarak internet ortamında,
il, ilçe genel sayfalarında paylaştığımı, Bursa eski il başkanımız, Sayın Gürhan Akdoğan’ın, Erhan Sevimli’nin
görev başında olan Sayın Metin Çelik’in,
Eski ilçe Başkanımız Ali Togan’ının, Görev başında olan Sayın Güner Aklan’ının,
yönetim kurulu üyelerimizin, Bursa milletvekili aday adaylarımızın, milletvekillerimizin bildiklerinden (Zülfikar
Bal adını duyduklarından,
tanıdıklarından) hiç kuşku duymuyorum.
Adayların nasıl ve hangi yöntemle belirleneceği konusunda hiç bir bilgiye
sahip değilim. Tüzük hükmü gereğince PM’nin alacağı karar doğrultusunda adaylar
belirlenecektir. Aday adaylarının bu güne kadar yaptıkları çalışmalar, bundan sonraki
yapacağı çalışmaların göstergesi olacaktır. Olmalıdır. Aksi takdirde, genel anlamda istenilmeyen
sıkıntıların, kırgınların yaşanılması kaçınılmaz olur. Adayların ve sıralamanın
nasıl bir yöntemle belirleneceğini bekleyip görmekten başka yapılacak bir şeyin
olduğunu düşünmüyorum. 28.6.2013
6/26/13
DÜN AKŞAM ÇOK UZUN YILLARDAN SONRA DEMOKRASİYİ İLK KEZ GÖRDÜM. NASIL MI?
DÜN AKŞAM ÇOK UZUN YILLARDAN SONRA DEMOKRASİYİ İLK KEZ GÖRDÜM. NASIL MI?
Bir adı gezi parkı eylemi, bir adı duran adam eylemi, bir adı park platformu, hepsinin ortak adı, her yer taksim her yer direniş. Gezi parkı direnişlerine Bursa’da katıldım.
Duran adam eylemine katılmadım. Bursa’da Atatürk anıtı önünde kitap okurken gördüm.
Dün akşam (26,6.2013) park platformuna ilk kez Bursa’da Yıldırım’da saat 8.00 de mimar Sinan parkında katıldım. ÇOK UZUN YILLARDAN SONRA DEMOKRASİYİ MİMAR SİNAN PARKINDA İLK KEZ GÖRDÜM. Gördüğümü şöyleyim. Demokrasi çok güzeldi. Son derece sevimliydi, şirindi, tatlıydı. Bakılmaya doyulmuyordu. İnsana huzur ve güven veriyordu. Yüreklere barış ve sevgi aşılıyordu.
Aslında demokrasi, mimar Sinan parkında yapılan toplantının ta kendisiydi.
Halkımız genciyle, yaşlısıyla çimenlerin üstüne geniş halka şeklinde oturmuşlardı. Önce kalabalık azdı, zaman geçtikçe daha da çoğaldı. Tanıdık yüzler vardı. Hiç alışkın olmadığımız bir ortamdı. Halkın içinden biri mikrofonu aldı. oturduğu yerden toplantının yapılma amacını anlattı. Hiçbir partinin, örgütün adı geçmedi. Hiçbir partinin örgütün simgesi amblemi yoktu.
Konuşmacı çevre rahatsız olmasın, alkış yapılmasın, alkış yerine eller havaya kalksın dedi. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Toplantı 8.30 başladı. Kaçta sonlandırılsın diye katılımcılara (halka)soruldu. Öneriler alındı. Saat 22.00 sonlandırılması oya sunuldu. Kabul edildi. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Oturma düzeninde protokol yoktu. Katılımcıların hepsi bir biriyle eşitti. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Konuşma süresi ne kadar olsun diye katılımcılara (halka) soruldu. Öneriler alındı. Öneriler oylandı. Konuşmalar 4 dakika ile sınırlandırıldı. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Hiç kimseye hiçbir sıfatından, görevinden, makamından unvanından dolayı çok konuşsun diye ayrıcalık tanınmadı. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Mimar Sinan parkında halk platformunda toplanan halkımız gezi parkı direnişinde, demokrasiyi savunduğunu, koruduğunu söyleyen, demokrasiyi dillerinden düşürmeyen, ama demokrasiyi örgütlü yaşamın pratiğinde hiç uygulamayan anlı, şanlı şöhretli politikacılarımıza halkımız, halkımıza önderlik eden 1990 doğumlu gençlerimiz çok, güzel bir demokrasi verdi. Vermeye devam ediyor.
SÖZÜN ÖZÜ
Demokratik kurallara uygun olarak toplantı yapmayan, toplantı kurallarına ve disipline uymayan, konuşma süresinde ayrıcalık ve ayrımcılık yapan, zamanında toplantılar yapmayan, toplantı yapmaktan kaçan korkan hiç kimse demokrat olamaz. demokrasi uygulanamaz. İnandırıcı olamaz. Güven vermez. Ucuz ve basit politika yapanlar bilsinler ve anlasınlar ki, halkımız uymuyor. Ucuz ve basit politikalara kanmıyor. Aldanmıyor. 27.6.2013
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151693125619419&set=p.10151693125619419&type=1
Bir adı gezi parkı eylemi, bir adı duran adam eylemi, bir adı park platformu, hepsinin ortak adı, her yer taksim her yer direniş. Gezi parkı direnişlerine Bursa’da katıldım.
Duran adam eylemine katılmadım. Bursa’da Atatürk anıtı önünde kitap okurken gördüm.
Dün akşam (26,6.2013) park platformuna ilk kez Bursa’da Yıldırım’da saat 8.00 de mimar Sinan parkında katıldım. ÇOK UZUN YILLARDAN SONRA DEMOKRASİYİ MİMAR SİNAN PARKINDA İLK KEZ GÖRDÜM. Gördüğümü şöyleyim. Demokrasi çok güzeldi. Son derece sevimliydi, şirindi, tatlıydı. Bakılmaya doyulmuyordu. İnsana huzur ve güven veriyordu. Yüreklere barış ve sevgi aşılıyordu.
Aslında demokrasi, mimar Sinan parkında yapılan toplantının ta kendisiydi.
Halkımız genciyle, yaşlısıyla çimenlerin üstüne geniş halka şeklinde oturmuşlardı. Önce kalabalık azdı, zaman geçtikçe daha da çoğaldı. Tanıdık yüzler vardı. Hiç alışkın olmadığımız bir ortamdı. Halkın içinden biri mikrofonu aldı. oturduğu yerden toplantının yapılma amacını anlattı. Hiçbir partinin, örgütün adı geçmedi. Hiçbir partinin örgütün simgesi amblemi yoktu.
Konuşmacı çevre rahatsız olmasın, alkış yapılmasın, alkış yerine eller havaya kalksın dedi. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Toplantı 8.30 başladı. Kaçta sonlandırılsın diye katılımcılara (halka)soruldu. Öneriler alındı. Saat 22.00 sonlandırılması oya sunuldu. Kabul edildi. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Oturma düzeninde protokol yoktu. Katılımcıların hepsi bir biriyle eşitti. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Konuşma süresi ne kadar olsun diye katılımcılara (halka) soruldu. Öneriler alındı. Öneriler oylandı. Konuşmalar 4 dakika ile sınırlandırıldı. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Hiç kimseye hiçbir sıfatından, görevinden, makamından unvanından dolayı çok konuşsun diye ayrıcalık tanınmadı. Demokrasinin güzelliği işte buydu.
Mimar Sinan parkında halk platformunda toplanan halkımız gezi parkı direnişinde, demokrasiyi savunduğunu, koruduğunu söyleyen, demokrasiyi dillerinden düşürmeyen, ama demokrasiyi örgütlü yaşamın pratiğinde hiç uygulamayan anlı, şanlı şöhretli politikacılarımıza halkımız, halkımıza önderlik eden 1990 doğumlu gençlerimiz çok, güzel bir demokrasi verdi. Vermeye devam ediyor.
SÖZÜN ÖZÜ
Demokratik kurallara uygun olarak toplantı yapmayan, toplantı kurallarına ve disipline uymayan, konuşma süresinde ayrıcalık ve ayrımcılık yapan, zamanında toplantılar yapmayan, toplantı yapmaktan kaçan korkan hiç kimse demokrat olamaz. demokrasi uygulanamaz. İnandırıcı olamaz. Güven vermez. Ucuz ve basit politika yapanlar bilsinler ve anlasınlar ki, halkımız uymuyor. Ucuz ve basit politikalara kanmıyor. Aldanmıyor. 27.6.2013
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151693125619419&set=p.10151693125619419&type=1
6/23/13
ÇOK ÇALIŞANLARDAN ÇOK ŞİKÂYETÇİYİM. NEDEN Mİ?
ÇOK ÇALIŞANLARDAN ÇOK ŞİKÂYETÇİYİM.
NEDEN Mİ?
CHP GENEL BAŞKANI SEÇİLDİĞİ GÜNDEN
İTİBAREN ÇOK ÇALIŞIYOR MU? EVET
MYK ÜYELERİ PM. ÜYELERİ ÇOK ÇALIŞIYOR
MU? EVET
PARTİLİ MİLLETVEKİLLERİMİZİN BİRÇOĞU
ÇOK ÇALIŞIYOR MU? EVET
BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ ÇOK
ÇALIŞIYOR MU? EVET
CHP İL İLÇE BAŞKAN VE YÖNETİM KURULU
ÜYELRİMİZİN BİRÇOĞU ÇOK ÇALIŞIYOR MU? EVET
ÇALIŞMALARIN DÜZENLİ, DİSİPLİNLİ,
VERİMLİ OLMASI İÇİN AYLARCA SÜREN TÜZÜK ÇALIŞMALARI YAPILADI MI? EVET
TÜZÜK KURULTAYI YAPILDI MI? EVET
YENİ YÖNETMELİKLER YAZILIP KABUL
EDİLDİ Mİ EVET?
CHP’NİN SADE BİR ÜYESİ OLARAK ÇOK
ÇALIŞANLARDAN ÇOK ŞİKÂYETİM VAR.
ŞİKÂYETİM ÇOK ÇALIŞANLARIN ÇOK
ÇALIŞTIKLARI İÇİN DEĞİLDİR.
ÇOK ÇALIŞMAYANLARI ÇOK
ÇALIŞTIRMADIKLARI İÇİN ÇOK ŞİKÂYETÇİYİM.
ÇOK ÇALIŞMAYANLAR KİMLERDİR?
DERSENİZ?
YÜZLERCE, BİNLERCE, ON BİNLERCE, YÜZ BİNLERCE
ÜYELERİMİZDİR DERİM
ÖRGÜTLÜ YAŞAMIN, HAYATIN HER
ALANINDA ÜYELERİMİZLE İÇ İÇE YAŞAYAN, ÜYELERİMİZİN GÖZÜ, KULAĞI, SÖZÜCÜSÜ, TEMSİCİSİ
OLAN DELEGELERİMİZ DERİM.
MAHALLE SORUMLULARIMIZ, ÇALIŞMA GRUPLARIMIZ,
KOMİSYONLARIMIZ DERİM
ÇALIŞMAYANLARIN ÇALIŞMAMASINDA
SUÇLU OLAN KİM DERSENİZ?
HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN SUÇLUNUN KİM
OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİM.
SEÇİLENLER, GÖREV YETKİ
SORUMLULUK ÜSTLENENLER, KARAR MEKANİZMASINDA BULUNANLAR, ÇOK ÇALIŞANLARDIR
DERİM.
ÇOK ÇALIŞTIRMAYIP ÇALIŞMALARINDAN
VAKİT BULUP, PARTİNİN ANAYASASI OLAN TÜZÜĞÜ, YÖNETMELİKLERİ UYGULAMAYANLAR, UYGULAMAYA
OLAMAYANLARDIR DERİM.
KISA, ORTA, UZUN VADELİ ÇALIŞMA PLAN
VE PRĞRAMLARI, ORGANİZASYONLAR YAPIP ÜYELERİN BİLGİLERİNE SUNMAYANLAR, UYGULAMAYA KOYAMAYANLAR, DENETİM GÖREVLERİNİ YAPMAYANLARDIR, ÖRGÜT ÖNÜNDE
ÖRGÜT ÜYELERİNE HESAP VERMEYENLER, HESAP SORMAYANLARDIR DERİM
ÖRGÜT TOPLANTILARINI VAKTİNDE ZAMANINDA
DEMOKRATİK KURALLAR VE DİSİPLİN İÇİNDE DÜZENLİ OLARAK YAPMAYANLAR, TOPLANTI TUTANAKLARINI
DÜZENLEMEYENLER, TOPLANTILARDA ALINAN KARARLARI AÇIKLAMAYANLAR DERİM.
YETERİ KADAR ŞEFFAF OLMAYANLAR, ÇALIŞMALARI
RPOR HALİNDE BELGELENDİRME YENLER. ÜYELERİ VAKTİNDE ZAMANINDA BİLGİLENDİRMEYENLERDİR
DERİM. 23.06.2013
6/22/13
İSTENİLEN ŞARTLARI YERİNE GETİRDİM. CHP’DEN ADAY ADAYI OLDUM AMA!
CHP Genel merkez internet sayfasında
yayımlanan yerel yönetimler aday adaylığı eğitimi başvuru duyurusunu
okudum. İstenen ödemeyi genel merkez
hesabına yatırdım. Aday adaylık başvuru formunu doldurdum. Genel merkezden ve CHP Eskişehir il örgüt
başkanlığından ( E. Posta adresime ve cep telefonuma) gelen bilgi ve belgeler
ışığında 21,22. Haziran 2013 tarihlerinde Eskişehir’de Dede park otelinde
verilen eğitime katıldım. Eğitme
katıldığıma dair bir sertifika verilmedi ama aday adayların her birine derslere
giriş ve çıkış listeleri imzalatıldı. Bir adet el çantasıyla birlikte 4 adet
kitapçık, not defteri kalem verildi.
Artık belediye meclis üyeliğine
resmen aday adayı olduğumu düşünüyorum. Ama bu kadar aday, adayı arasından aday
olabilecek miyim? Adayların sıralaması hangi usul ve yöntemlerle yapılacak? Bu
konularda hiçbir bilgim yok.
Tüzüğün 58. Maddesinin B fıkrası
diyor ki, “aday saptamada, hangi seçim çevresinde hangi yöntemin uygulanacağına
Parti Meclisi karar verir.
Tüzüğün 58.Maddesinin C fıkrası
diyor ki,
1.“ ön seçim partiye yazılı üyelerin katılımı
ile yapılır.”
2- “aday yoklaması partide belli
görevlere seçilmiş olan delegelerin katılımı ile yapılır”
3- “ ön seçim veya aday yoklaması
yargı yönetimi ve denetiminde yapılır”
Adayların belirlenmesinde bu 3
yöntemin birisi uygulanmak zorunda. Hangisi uygulanacak? Buna karar verecek olan organ parti meclisi
parti meclisi.
Adaylar hangi yöntemle, nasıl belirlenirse
belirlensin, adaylar kim olursa olsun bunların çok önemli olmadığını
düşünüyorum. Asıl ve esas olan aynı ilçede, aynı mahallede oturan üyelerin bir
birini tanımamasıdır. Dolaysıyla, aday adaylarının bir birini tanımamasıdır.
Bunlardan çok daha önemlisi aday adayı olacakların ve adayların örgüt içinde,
üyeler arasında eşit şartlarda kendilerini ifade edememeleridir.
Kendilerini anlatamamalarıdır. çünkü
yeterli ve gerekli
olan örgüt toplantıları
yapılmamaktadır. Sorunun özü, hası işte bu noktadır. Adaletsizliğin,
haksızlığın, eşitsizliğin en çarpıcı şekilde ortaya çıktığı yer işte bu
noktadır.
Örneğin bir yıl içinde, bir ilçe
örgütünde 4000 üye arasında tüzüğün 5. Maddesinin 4. Paragrafı gereğince
bilgili başarılı yetenekli üyelerin partinin sorumluluk yerlerine seçilmeleri
için ne gibi çalışmalar yapılmıştır? Partinin başarısı için bu sorunun cevabı
hayati derecede önem taşımaktadır.
Bu soruyu Her CHP üyesi ilçe yönetimine
sormalıdır. Sorusuna somut cevap almalıdır. Üst organlar özellikle bu konuda
sözlere değil belgelere dayalı denetimini mutlaka yapmalıdır. Tüzük partimizin anayasası ise, örgüt
çalışmalarında tüzük ve yönetmelik hükümleri mutlaka uygulamaya konulmalıdır.
Koymayanlar hakkında disiplin işlemi yapılmalıdır. Aksi takdirde büyük balığın
küçük balığı yutmasını hiç kimse engelleyemez.
Adaletsizliğin, haksızlığın eşitsizliğin önüne geçilemez.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151684540939419&set=p.10151684540939419&type=1
http://www.chp.org.tr/wp-content/uploads/2012/05/CHP-Tuzuk.pdf
6/20/13
GERÇEKLER ACI AMA BU YAZI GERÇEKLERDEN DE ACI. NEDEN Mİ?
GERÇEKLER ACI AMA BU YAZI GERÇEKLERDEN DE ACI. NEDEN Mİ?
Gerçekler acıda olsa, CHP olarak, CHP örgütleri ve CHP üyeler olarak, kendi gerçeklerimizle yüzleşmeliyiz. Yüzleşmekten korkmamalıyız. Aksi halde bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonrada kendi içimizde, kendi aramızda kör döğüşü yapmaktan kurtulma şansımız olamaz.
Her zaman ifade ettiğim gibi CHP’nin hamuru demokrasi mayasıyla yoğrulmuştur. Bu yüzden diğer partilerden çok farklıdır. Diğer partilerle karşılaştırılamaz. Tarihi geçmişi ve sahip olduğu değerler bunun en somut kanıtıdır. Bu nedenle CHP’liyim. CHP üyesiyim. Bu nedenle CHP’li olmaktan onur ve gurur duyuyorum.
CHP’ye bugünkü, örgüt yapısıyla, işleyişiyle farklı bir pencereden bakalım. Gördüklerimizi cesurca ifade edelim.
Sabit geliri olan bir memurun, bir işçinin, bir emeklinin, geliriyle zar, zor geçinen, parkta, kahvede, iş yerinde yediği, simidin, içtiği çayın, verdiği dolmuş ücretinin hesabını yapan dar gelirli bir parti üyesini düşünelim. Bu parti üyesinin, bilgili, başarılı, yetenekli, çalışkan partiye gönülden bağlı olduğunu düşünelim.
Şu soruları kendimize korkmadan, ürkmeden, çekinmeden soralım cevabını verelim. Bir parti üyesinin milletvekilliğine, belediye başkanlığına, il, ilçe başkanlığına veya başka görevlere aday olmasında her hangi bir engel var mı? Hayır, hiç bir engel yok. Ama….
Adaylık gereklerini yerine getirmede, kendini, düşüncelerini, diğer adaylarla eşit şartlarda, özgürce adalete uygun olarak ifade edebilme şansı vardır. Diyebilir miyiz? Kesinlikle diyemeyiz.
Bu konuda bir kaçtan somut örnek vermek istiyorum. Yerel seçimlerde, aday, adayı olmanız için, seçilme garantisi olmadan para yatırmanız gerekiyor? Milletvekili olmanız için para yatırmanız gerekiyor. İl ilçe başkanı seçilmeniz için para harcamanız gerekiyor. Yönetim kurulu üyesi olursanız para harcamanız gerekiyor. Seçildiğiniz il ilçe örgütünün giderlerinin karşılanması gerekiyor. Genel merkezden yeterli para gelmiyor. Aidatlar ihtiyaçları karşılamıyor. Sosyal etkinliklerden elde edilen para yetmiyor. Yönetimler ya kendi arlarında topladıkları paralarla ya da bağışlarla ayakta duruyor. Durmak zorunda.
Parti içinde herhangi bir göreve seçilen kimse kendi cebinden para harcıyorsa, ya da bağış yapıyorsa, diğer üyelerin çoğu aidat dahi ödemiyor ya da ödeyemiyorsa, o örgüt içinde demokrasinin d sinden, eşitliğin e sinden, adaletin asından, özgürlüğün ö sünden söz edilebilir mi? Bu şartlarda seçilenler seçilmek isteyenler kendileri dururken kendilerine yardım edenler dururken kendi yakınları dururken bilgili, başarılı, yetenekli üyeleri partiye kazandırmak için çaba harcarlar mı? Bile bile kendi bindiği dalı keserler mi? 20.6.2013
6/11/13
CHP’Yİ YÖNETENLERİN VE YÖNETMEYE TALİP OLANLARIN 1990 DOĞUMLU GENÇLERDEN ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR
Çoğunluğunu 1990 doğumlu olan gençlik 2013 yılında haziran ayının başında ayağa kalkıyor. Sokağa çıkıyor. Atatürk’e cumhuriyete, sahip çıkıyor. Atatürk’ün askerleriz diyor. Cumhuriyeti yıktırmayacağız diyor. Özgürlüğümüze yaşam alanımıza dokundurtmayacağız diyor. Dünyaya örnek oluyor. Halkımız gençlerimizi destekliyor. Dayanışmanın görülmemiş örnekleri sergileniyor. Gençlerimizle halkımızla etle tırnak gibi kaynaşıyor. Dayanışma içine giriyor.
Yüz yıl önce Atatürk ne demişti, EY TÜRK GENÇLİĞİ BİRİNCİ VAZİFEN TÜRK İSTİKLALİNİ VE TÜRK CUMHURİYETİNİ KORUMAKTIR. MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
Yüz yıl önce Atatürk bir şey daha demişti. BENİM İKİ BÜYÜK ESERİM VARDIR; BİRİSİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ, DİĞERİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ!
CHP’sine sormuyorum. CHP’sini yönetenlere, görev yetki ve sorumluluk üstlenenlere, karar mekanizmasında bulunanlara, seçilenlere, seçilmek için mücadele edenlere soruyorum? Halkımız burada, gençlerimiz burada. Siz neredesiniz? CHP bayrakları, flamaları, pankartları nerede? Nerede? Nerede?
Çok daha önemlisi 100 yıl önceden bugünleri gören Atatürk cumhuriyeti gençliğe emanet etmişti. 100 yıl sonra 2013 yılında Gençlik cumhuriyete sahip çıkıyor. Halk gençliğe sahip çıkıyor. Böylesine bir süreçte tecrübesiyle, bilgisiyle birikimiyle CHP örgüt yöneticilerimiz halkımıza ve gençliğimize neden öncülük edemiyor? Neden rehber olamıyor? Seçimler yaklaşıyor. Yöneticilerimiz seçilmeye mi hazırlanıyorlar? Olabilir.
Seçim olacak oylar CHP’ye akacak. Akabilir. Ama bir gerçek varki değişmez. CHP’Yİ YÖNETENLERİN VE YÖNETMEYE TALİP OLANLARIN 1990 DOĞUMLU GENÇLERDEN ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR.14.06.2013
CHP BURSA İL BAŞKANLIĞINA
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel
başkan seçilmesiyle CHP oylarında çok hızlı ve tahminlerin ötesinde bir artış
olduğunu anketler göstermektedir. Açıkça görülmektedir ki il ve ilçe yönetimleri
Ülke genelinde esen bu rüzgârın çok gerisinde kalmıştır. İlçe yönetim kurulları
toplantıları dışında hiçbir faaliyetleri yok gibidir. Mahalle temsilcileri yok,
iş yeri temsilcileri yok, örgütlenme,
eğitim vb. gibi çalışma grupları yok. Kadın ve gençlik kollarının adı var ama
kendileri yok. İl ve ilçe örgütlerinde halkı bilgilendirecek, yönlendirecek
örgütleyecek faaliyet yok. Böylesi bir dönemde bunların hayata geçirilmesi için
hiç bir çalışma yok. CHP bursa il başkanlığı ilçe başkanlarıyla toplantı
yapmalıdır. Çok gecikmeden derhal ve
süratle örgütlenme bir çalışması başlatması için kararlar alınmalı ve
uygulamaya konulmalıdır. Gerekli olan ve zorunlu çalışma grupları en kısa sürede
oluşturulmalıdır. Bursa genelinde,
kahvehanelerde, evlerde, iş yerlerinde toplantılar düzenlenmeli
gelişmeler anlatılmalı üye yapılmalı duyarlı istekli arzulu olan herkese
çalışma guruplarında görev verilmelidir.
CHP bursa örgütünün bunu yapacak altyapısı potansiyeli insan gücü bilgi
birikimi ve çok deneyimli üyeleri vardır. Önemli olan bunu harekete
geçirmektir. Bu da il ve ilçe başkan ve
yönetimlerinin görev yetki ve sorumluluk alanları içindedir. 29.05.2010
İLETİNİZ
VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEPSİ DİKKATE ALINACAKTIR GÜRHAN
AKDOĞAN CHP İL BAŞKANI 30.5.2010
Sayın Zülfikar Bal, duygularınıza,
dusuncelerınıze ve önerilerinize teşekkür ederim. Cok yakında CHP İlce ve Il örgütü
geleceğe yönelik programla ilgili toplantı yapacaktır. Sızın önerinizi İl ve İlce
örgütlerine aktaracağım. Selam ve saygılarımla
Sayın Zülfikar Bal, gerçekten
yüreğinize saglık. Bana gelen tüm mesajlara ben yanıt varıyorum. Bızım anlayışımız
bu. Suan Nilüfer ilce başkanımızla beraberiz. Nılufer ilce örgütü 12 Haziran
Saat 13.00 te Ata evler 2000 düğün salonunda üye katılım torenı olacak, sızıde bekliyoruz.
Sızın Nılufer de tanıdıklarınız varsa ve üye olmak istiyorlarsa İlçe Başkanımız
Metin Celık ( 0532 614 40 27 ) ıle ıletısıme gecebılırler. Selam ve
saygılarımla...
CHP BURSA İL BAŞKANIMIZ SAYIN METİN ÇELİKLE CHP ÜYESİ OLARAK GÖRÜŞME TALEBİNDE BULUNDUM VE GÖRÜŞTÜM.
CHP BURSA İL BAŞKANIMIZ SAYIN METİN
ÇELİKLE CHP ÜYESİ OLARAK GÖRÜŞME TALEBİNDE BULUNDUM VE GÖRÜŞTÜM.
İl başkanımızla görüşmek için, il
sekreterimizden 5.12.2012 tarihinde randevu aldım. Yaptığımız görüşmede
il başkanımıza, patimizin, il ve ilçe örgütümüzün sorunları hakkında, son 3 yıl
içinde yaptığım çalışmalar hakkında, internet ortamında yayınladığım yazılarım
hakkında, il başkanımıza bilgi için ve gereğinin yapılması için doğrudan elden
verdiğim 29.11.2012 tarihli ve 5.12.2012 ve tarihli dilekçelerim hakkında
düşüncelerimi, ayrıntılı olarak anlatma fırsatı buldum. Sayın il başkanımız 20
dakika boyunca sözümü kesmeden anlattıklarımı, sözümü hiç kesmeden dikkatlice
dinledi. Ayrılırken anlatmak istediklerimi, vermek istediğim mesajı aldığını ve
gereğinin yapılacağını söyledi.
Çok yoğun çalışma temposunda, zaman ayıran
görüşen, anlattıklarımı dikkatlice dinleyen ve daha önemlisi anlayan il
başkanıma içten teşekkür ederek ayrıldım.05.12.2012
NOT: Eski il başkanımız Sayın Gürhan
akdoğan beyle kendiliğinden gelişen bir görüşmeyi internet ortamında
paylaşmıştım. Bursa Olay gözetesi gazetesi köşe yazarı Sayın Ahmet Emin Yılmaz
o yazımı internet sayfasından alarak köşesine taşımıştı. Söz konusu yazıyı ve
hoş bir anımı yazılarımı okuyan dostlarımın ilgisine, bilgisine sunuyorum.
CHP BURSA İL BAŞKANLIĞINA
Üyesi olduğum CHP Yıldırım İlçe Başkanlığımızın facebook iletişim
sayfasında yazılarım siliniyor. Sayfa 28.11.2012 tarihinde ikinci
kez (hiçbir açıklama yapılmadan) paylaşımıma kapatılmıştır. Bilgi
edinmem, yazılarımı paylaşmam engellenmiştir. partinin bir üyesi olarak şahsıma
haksızlık yapılmıştır. Suçumun ne olduğunu yazılı olarak öğrenmek istiyorum.
İl başkanlığımızdan, örgütümüzden hakkımın aranması ve savunulması
için gereğinin yapılmasını bilgilerinize önemle arz
diyorum. 05.12.2012
Zülfikar BAL
CHP Yıldırım Gazi Mah. üyesi
6/03/13
HALKIMIZ ŞAKA YAPMIYOR. HÜKUMETİNE MUHALEFETİNE SARI KART GÖSTERİYOR HÜKUMET MUHALEFET SARI KARTIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ÇOK ÇOK İYİ ANLAMALIDIR.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Nebi Avcı Diyor ki,
“olaylar iktidarımızın başarısıdır. Muhalefetin Aylarca uğraşsa yapamayacağını başardık.”
İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanı Sayın Kadir Topbaş diyor ki,
“kendimizi halka iyi anlatamadık olaylardan ders çıkaracağız” “sosyal medya baş belası”
T.C. Hükumetinin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan diyor ki,
“Birkaç çapulcuya pabuç bırakmayacağız” “İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor.”
Halkımız diyor ki,
“her yer taksim, her yer direniş, Atatürk’ün askerleriyiz, hükümet istifa,
Tencere, kapak, çatal kaşık, yanıp sönen ışıklar.
Hükümet aklını başına toplamalıdır. Sarı kartın ne anlama geldiğini anlamalıdır.
Aldığı oya güvenmemelidir. Halka rağmen başarılı olamayacağını anlamalıdır.
Muhalefet aklını başına toplamalıdır. Sarı kartın ne anlama geldiğini anlamalıdır
Gücünü halktan almalıdır. Halkla bütünleşip kaynaşmalıdır. Muhalefet halkla bütünleşip kaynaşmış olsaydı, halk hareketine destek veriyorum demezdi. Hareketin en başında olur, hareketi yönlendirirdi.
SELAM OLSUN
Muhalefet ve iktidar bilsin ve anlasın ki, halkımız uyumuyor. Uyumayacak. Hakkını arayan, cennet vatanımıza sahip çıkan, emperyalizme karşı duran, demokrasiyi bağımsızlığı, özgürlüğü savunan HALKIMIZA SELAM OLSUN.
5/19/13
ŞEYTAN CHP’NİN İÇİNDE Mİ? DIŞINDA MI? ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE? ŞEYTANIN YERİNİ BİLİYORUM. ŞEYTANDAN KORKMUYORUM. YERİNİ AÇIKLIYORUM
ŞEYTAN CHP’NİN İÇİNDE Mİ? DIŞINDA MI? ŞEYTAN
BUNUN NERESİNDE? ŞEYTANIN YERİNİ BİLİYORUM. ŞEYTANDAN KORKMUYORUM. YERİNİ
AÇIKLIYORUM
Dün, yani eki CHP zamanında, eski il, ilçe başkanları, yönetim kurulu
üyeleri, tüzük ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak, periyodik Aralıklarla,
(2 ayda bir, 3 ayda bir) örgüt toplantıları, yapmadıkları için, partinin ve
örgütün sorunlarını örgüt üyeleriyle, örgüt toplantılarında konuşup
tartışmadıkları, kaynaşmadıkları, dayanışma içine girmedikleri için, ortak çözümler bulup uygulamaya koymadıkları
için, dört duvarın arasından çıkmadıkları için, dar kadro çalışması yaptıkları
için, küçük olsun benim olsun dedikleri için, tabanın ve halkın yüzüne CHP’nin kapılarını
kaptıkları için ve bunlara benzer daha birçok nedenler, sebepler olduğu için
Eski genel başkanımız en başta
olmak, üzere, nerede ise tüm il ve ilçe başkanlarımızın, tüm il ve ilçe yönetim
kurulu üyelerimizin, tüm delegelerimiz hepsi değişti. Hepsi yenilendi. Yerlerine
Yeni yüzler, yeni isimler seçildi.
Aradan bir yıldan fazla zaman
geçti. Yeni il ve ilçe başkanları, yönetim
kurulu üyeleri mahalle örgütleri, çalışma grupları, seçmek için (oluşturmak
için), toplantı yapıyorlar katılım çok az oluyor. Genişletilmiş üye toplantıları yapıyorlar
katılım çok az oluyor. Kitlesel basın toplantısı yapıyorlar katılım çok az
oluyor. Eylemler, etkinlikler, mitingler
yapıyorlar katılım çok az oluyor. Milli
bayramlarda, cumhuriyetin kazanımlarıyla ilgili özel günlerde, kutlama, anma törenlerine
katılım az oluyor. Neden katılım bu kadar
çok az oluyor? Örgüt Suç kimde? Yönetenler
mi? Yönetilenler mi? halkımızda mı?
ŞEYTAN CHP’NİN İÇİNDE Mİ? DIŞINDA
MI? ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE? ŞEYTANIN YERİNİ BİLİYORUM. ŞEYTANDAN KORKMUYORUM. YERİNİ
AÇIKLIYORUM
İnanın ya da inanmayın, ben şeytanın
nerede olduğunu biliyorum. Şeytandan korkmuyorum. Şeytanın saklandığı yeri söylüyorum.
Şeytan CHP’nin içindedir. Dün ve bugün
parti ve örgüt içinde uygulanan, hiç değişmeyen, yanlış anlayıştadır. Yanlış alışkanlıktadır. Yanlış uygulamadadır, yanlış zihniyettedir.
Şeytanın saklandığı yeri çok daha
somut olarak ifade edeyim. Adresini tam
vereyim. Örgüt çalışmalarında, yapılan iş ve işlemlerde alınan uygulan
kararlarda, hesaplarda, görev, yetki ve sorumlulukların kullanılmasında partinin
ana yasası olan tüzüğüne, partinin yönetmeliklerine, üst organların aldığı
kararlara, parti programına, toplantı disiplin ve kurallarına hiç ama hiç
uyulmamasıdır. Demokrasi demek, anayasa, kanun, tüzük, ilke kural, disiplin
demektir. Bir birimizi kandırmayalım. Bu
değerlerin olmadığı uygulanmadığı yerlerde demokrasi barınmaz. Yaşamaz.
Gelin şeytana karşı güç birliği yapalım
şeytanı içimizden kovalım. Yoksa şeytan bizi, hepimizi esir alacak. Kölesi yapacak.
5/05/13
HEP CHP’Yİ ELEŞTİRİYORSUN, HEP AYNI ŞEYLERİ YAZIYORSUN, DİYENLERE SOMUT, AÇIK, NET CEVABIMDIR.
HEP CHP’Yİ
ELEŞTİRİYORSUN, HEP AYNI ŞEYLERİ YAZIYORSUN, DİYENLERE SOMUT, AÇIK, NET CEVABIMDIR.
Bunu en çok kimler
diyor? Nerede diyor?
Bunu en çok kimler
diyor?
Bu soruya somut cevap
veriyorum. Bunu diyenler, dün CHP yönetiminde olanlar, bugün onların yerine
yeniden seçilenlerden bazıları diyor. Dün ve bugün yönetime kendilerini yakın görenler
diyor.
Nerede diyorlar?
Bu soruya somut cevap
veriyorum. Yazımı nerede okudularsa
orada yazılı yanıt vermiyorlar. Veremiyorlar. Örgüt toplantılarında gündeme getirmiyorlar. Yetkileri
olduğu halde suç teşkil eden yazıyı partinin yetkili organına iletmiyorlar. Hiç kimsenin duymayacağı yerde, yani kapılar
ardında hep CHP’yi eleştiriyorsun, hep aynı şeyleri yazıyorsun. Bıktırıyorsun, usandırıyorsun,
parti içi sorunları internet ortamında ulu orta yazıyorsun diye ikaz ediyorlar,
uyarıyorlar.
Çünkü kapalı kapılar
ardında kendilerini güçlü, yetkili karşılarındaki üyeyi güçsüz, zayıf ve
korunmasız görüyorlar. CHP’nin sahibi
sadece kendileri olduklarını sanıyorlar. Düşüncelerini yazan üyeye amir, patron, komutan
gibi davranıyorlar.
Demokrasiye inandığım
için, demokrasiyi sevdiğim için, demokrasiden korkmadığım için, demokrasinin
gereği olarak düşüncelerimi, önerişlerimi, eleştirilerimi özgürce yazıyorum.
CHP’yi eleştiriyorsun,
hep aynı şeyleri yazıyorsun diyenlere, uyaranlara, ikaz edenlere, doğrunun yanlışın
neler olduğunu söyleyenlere, patron,
amir, komutan edasıyla davrananlara yazılarımı yasaklayanlara, silenlere,
benimde diyeceğim bir iki sözüm var.
Onlara diyorum ki,
Demokrasiye
inanıyorsanız, demokrasiyi savunuyorsanız, demokrasiyi seviyorsanız,
demokrasiden korkmuyorsanız, demokratsanız, demokratik kurallar içinde,
demokratik kanalları işletin. Tüzüğün verdiği Yetkinizi kullanın, sorumluluğunuzun
gereğini yapın. Suç belgesini ortaya koyun. Partinin disiplin kurallarını harekete
geçirin. Suç belgesini yetkili makamlara iletin.
Bunları yapmıyorsanız, Kapalı kapılar ardında üyeleri uyarmaktan,
ikaz etmekten, hoşunuza gitmeyen yazıları silmekten, yasaklamaktan, üyelere hat, Hüt etmekten, patron gibi, komutan, amir edasıyla davranmaktan,
düşüncesini açıklayan üyelere psikolojik baskı kurmaktan vaz geçin. Demokrasiyi
savunamazsınız. Vazgeçmezseniz demokrat
olduğunuzu kimseye inandıramazsınız. Vazgeçmezseniz güven ortamı
yaratamazsınız. Vazgeçmezseniz, parti ve örgüt içinde birliği, beraberliği, dayanışmayı
sağlayamazsınız.
ÖNEMLİ NOT: Partiyi eleştiren,
aynı şeyleri yazıyorsun dedikleri yazılarımdan birisinin bağlantı adresini
yayınlıyorum. Tıklayıp okursanız, üye olarak, yetkili olarak gereğini yaparsanız
partim adına memnun olurum. Mutlu olurum. Sevinirim. 06.05.2013
AÇIKLAMA
ÜYESİ OLDUĞUM İLÇE BAŞKANLIĞIMIZIN
VE KADIN KOLLARI BAŞKANLIĞIMIZIN SAYFALARI YAZILARIMA YASAKLANDIĞI İÇİN EŞİMİN SAYFASINDAN
YAYINLIYORUM. Z.BAL
https://www.facebook.com/notes/t-c-z%C3%BClfikar-bal/chp-ta%C5%9Fra-%C3%B6rg%C3%BCtlerinde-%C3%A7ok-ba%C5%9Farili-%C3%A7ali%C5%9Fmalar-yaptik-yapiyoruz-diyen-%C3%B6rg%C3%BCt-y%C3%B6ne/486328594766977
5/04/13
DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVEN DEĞERLİ GÖNÜL DOSTLARIM
DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVEN DEĞERLİ GÖNÜL
DOSTLARIM
Bu plaketin hayatımdaki, anısı, anlamı ve değeri çok önemlidir.
Neden bu kadar önemlidir? İlgi duyan merak
eden gönül dostlarıma, sevenlerime, sevdiklerime anlatmak istiyorum.
1998 yılında emekli olduktan sonra, kaplı kaya parkında her
sabah erkenden düzenli olarak sabah sporu yapmaya başlamıştım. O tarihlerde kaplı
kaya parkında evlendirme dairesi önünde sabah sporu yapan erkek sayısı çok
azdı. (daha sonraları Kaplı Kaya cazibe parkı yapılınca, parkımızın doğal dokusu
tamamen bozuldu) Bayan sayısı ise erkeklere oranla çok fazlaydı.
Sabah sporu yapan bayanlar her sabah
saat 8.00 de toplu egzersiz yapıyorlardı.
Her gün sabah yürüyüşünden sonra tek başıma egzersizler yaparken
sabah sporu yapan arkadaşlar katılınca bende erkeklere düzenli olarak toplu
halde sabah sporu yaptırmaya başladım. Ama
kurallarım vardı. 8 den sonra gelenleri, toplu egzersizlerimize almıyordum. Toplu
egzersiz yaptırırken en sırtım arkadaşlara dönük oluyordu. Aynı hareketleri halkımızla
hep birlikte yapmaya çok dikkat ediyordum. Görüntü göze hoş geliyordu. Arkadaşlarım da ne dersem yapıyorlardı.
Egzersizlerin her gün hep birlikte ve aynı saate yapılması
özendirici oluyordu. Toplu egzersizlerde çok kısa sürede sayımız çoğalmaya
başladı.
2000 yılında toplu egzersiz yaptıran bayan arkadaşa sabah
toplu egzersizleri bayanlar ve erkekler olarak birlikte yapmayı önerdim. Önerimi
kabul ettiler. Egzersizleri birlikte yapmaya başladık. Sayımız o kadar hızlı çoğalmaya başlardaki toplu
egzersizlere katılanın sayısı zaman, zaman 200,300 kişiyi buluyordu.
Parkımızın, ışıklandırma, temizlik, sorunu vardı. Çakılların
ve betonların üstünde yürüyorduk. Yürüyüş ve koşu yoluna ihtiyacımız vardı. Beden
eğitimi hocasına, müzik setine ihtiyacımız vardı. İhtiyaçlarımızın giderilmesi
için 400 yakın imza topladık. Parkın çevresinde bulunan 3 mahalle muhtarımızdan
imza aldık. İmza listesini dilekçemiz ekinde
ilçe belediye başkanımıza ilettik. Ayrıca birçok kez şifa olarak başvurularda
bulunduk.
Aramızda para topladık beyaz tişörtlere kaplı kaya yaşam boyu
spor 2000 yazısını bastırdık.
70- 80 adet Yaz aylarında giydik. Toplu egzersizlerimiz, beyaz tişörtlerle çok beğeni topluyordu. Sayımız
artmaya devam ediyordu.
Her hafta çarşamba günleri toplu egzersizlerimizi, yakımızda
olan mimar Sinan mahallesine toplu olarak giderek oradaki arkadaşlarımızla birlikte
yapıyorduk.
Zaman zaman sabah kahvaltımızı, baylı bayanlı toplu olarak
kaplı kaya parkında yapıyorduk. 70- 80
kişilik guruplar halinde kaplı kaya deresine sabah gezileri ya da tam gün
piknikler yapıyorduk. Topluca kestane toplamaya gidiyorduk.
İlçe belediye başkanımızdan taleplerimize yanıt alamadığımız
için, kaplı kaya parkından beyaz tişörtlerimizle ilçe belediye başkanlığımız
önüne kadar 40 -50 arkadaşla birlikte toplu olarak yürüdük. Başkanızla değil
ama (o zaman ilçe belediye başkanımız ramazan Altınöz’dü) halkla ilişkiler müdürüyle
görüştük taleplerimizi sözlü olarak ilettik.
İlçe belediye başkanımızın her hafta Çarşamba günleri halk toplantıları
vardı. 2000 yılında nisanın ilk
haftasında Pazar günü saat 8.00 de başkanımızı ( ramazan Altınöz)bizimle birlikte
spor sabah sporu yapmaya ve toplu egzersizlerimize katılmaya davet ettim. Davetimi
memnuniyetle kabul edince, ilçe kaymakamımızı, ilçe emniyet müdürümüzü de davet
ettim. Yerel ve ulusal basımızda bizzat giderek
etkinliğimizi haber yapmalarını önerdim. Ve 2000 yılının nisan ayının ilk haftasında belediye
başkanımızın, kaymakamımızın ilçe emniyet müdürümüzün halkımızın yerel
basınımız ve medyamızın katılımıyla coşkulu bir şekilde yürüyüş ve toplu
egzersiz yatık. Etkinliğimiz ana haber
bülteninde, ulusal ve yerel basımızda haber
konusu oldu. Ama ne yazık ki haberlerde ve basında ilçe belediye başkanımızın adı
geçti. Benim adıma hiç yer verilmedi. Buna
çok üzülmüştüm. Belediye
başkanı değiştik tikten sonra şimdi ki belediye başkanımız sayın özgen keskin
bursa da ilk defa kaplı kayarına ve mimar Sinan parkında müzik eşliğinde toplu egzersiz
yaptırmak için beden eğitimi öğretmeni görevlendirdi.
İşte resmi olan plaketi belediye başkanlarımız değil ama halkımız
benden habersiz olarak resmi olan plaketi bana vermişlerdi. Ve o an çok çok duygulanmıştım. Halkımızın verdiği plaketin bu nedenle manevi,
değeri, anlamı, anısı çok çok önemlidir.04.05.2013
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151593294994419&set=p.10151593294994419&type=1
4/28/13
27.4.2013 TARİHİNDE İLÇE ÖRGÜTÜMÜZ TOPLANTISINDA YAPTIĞIM KONUŞMAYI YOL ARKADAŞLARIMIN BİLGİSİNE SUNUYORUM.
27.4.2013 TARİHİNDE İLÇE ÖRGÜTÜMÜZ TOPLANTISINDA YAPTIĞIM KONUŞMAYI
YOL ARKADAŞLARIMIN BİLGİSİNE
SUNUYORUM.
Değerli
partililerimiz
Parti ve
örgüt çalışmalarında, asıl ve esas olan,
kimlerin, kimlerle nerede ne zaman
ne kadar çalıştığı, ne kadar zaman
ve para harcadığı,
ne kadar özveride bulunduğu, neleri başardığı, neleri başaramadığı değildir.
Bu çalışmalar partimizi ve örgütünüzü güçlendirmiyor. Çok çalıştım, çok çalıştık diyenleri güçlendiriyor.
Partimizi ve
örgütümüzü güçlendirmek için, çok
çalışmaktan çok çok daha önemlisi,
Partimizin
anayasası olan tüzüğümüze ,Kurultay
kararlarımıza,Yönetmeliklerimize,Parti roğramımıza, ilke ve kurallarımıza uygun
çalışmalar yapılmasıdır.
Çalışmaların, görev
yetki ve sorumlulukların örgüt tabanına
olabildiğince yayılmasıdır.
Örgüt içinde
görevlendirmelerin, bilgilendirmelerin örgüt üyelerimizin bilgisi
dahilindeaçık olarak
yapılmasıdır. Üyeler arasında
hiçbir gerekçeyle, hiçbir ayrılığın ayrımcılığın
yapılmamamsıdır.
Örgüt içinde
üyeler arasında hiçbir gerekçeyle, hiçbir
konuda,
ayrılığın, ayrımcılığın
yapılmamasıdır.
Özellikle başkan
ve yönetim kurulu üyelerinin tüm
üyelere eşit meafede durmalarıdır.
Kısa,
orta,uzun vadeye yönelik olarak yapılacak
tüm iş ve işlemlerin
önceden hazırlanan belli bir
plan ve
proğram dahilinde yapılmasıdır.
Çok önemli
eylem ve etkinliklerde, kutlamalarda,
kitlesel basın toplantılarında
kapalı salonlardan açık alanlara
çıkılması ve açık
alanların doldurulmasdır. CHP
sine yakışmayacak senbolik,
göstermelik toplnatıların yapılmamasıdır.
Örgütlenme ağının kurulması, kurumsallaşması, aktif hale
gelmesidir. Kağıt üstünde
kalmamasıdır.
Sadece telefon,
internet, mesaj yöntemiyle yetinilmemesidir. Örgütlenme ağı vasıtası
ile üyelerimizle yüz yüze
iletişim kurulmasıdır.
Örgütlenme çalışmalarındaki başarılar, kişiye kişilere, gruplara değil,
doğrudan partimize maal
edilmesidir.
Bu konuyla ilgili
olarak parti tüzüğümüzün 5.maddesinin 2.parağrafında aynen
şu yazıldır.
“PARTİ İÇİN
BAŞARI PARTİNİN BAŞARISIDIR.
SİYASİ EYLEM PARTİNİN EYLEMİDİR”
Bu demektir ki,
her başarılı çalışmada, eylemde etkinlikte kişilerin, grupların adı
değil partimizin, örgüt organlarımızın adı ön plana
çıkarılmasıdır.
KENDİ PENCEREMDEN
SON BİR YILLIK ÖRGÜTÜMÜZ
ÇALIŞMASINA BAKTIĞIMDA
Örgütlenme kurumsallaşma,
örgğtlü dinamik gücü yaratma
anlamında partimizin
örgütümüzün güçlendiğini göremiyorum.
Örgütlenme ağı
aracı ile üyelerimizle yüz yüze
iletişim kurulduğunu, çalışmaların
tabana yaylıp yaygınblaştığını göremiyorum.
Ama çok çalışanların olduğunu, çok çalışanların ise kimler
olduğunu internet ortamında,
yayınlanan resimlerden,
toplantılarda yapılan konuşmalardan, salayt ve sinevizyon
gösterileriden tanıyoruz,
biliyoruz, görüyoruz.
Bütün bu çalışmalara rağmen, hiçbir zaman
kabul edemediğim, Türkiye’nin
en büyük en eski partisi
olan CHP ye
yakıştıramadığım bir gerçek vardır.
Yıllarca aynı
şehirde, aynı mahallede,
aynı sokakta hatta aynı apartmanda oturmamıza
rağmen CHP’li üyeler olarak
bir birimizi tanımıyoruz.
Bir birmize yabancıyız.
En büyük, en
temel sorunlarımızdan birisi
budur.
Mahalle delegelerimizin
Mahalle sorumlularımızın
Komisyona seçilen
üyelerimizin
Başarılı bilgili
yetenekli üyelerimizin
Kim, kimler
olduğunu bilmiyoruz. tanımıyoruz. Tanışmıyoruz.
Bir araya
gelip konuşmuyoruz.
Bunun en
acı tercübesini mahalle
delege seçimlerinde yaşadık.
Bir birimizi tanımadan, tanışmadan, konuşmadan, seçeceğimiz
kişilere, üyelere değil elimize tutuşturulan blok
listeleri oyladık.
En büyük yanlışı,
en büyük hatayı delege
seçimlerinde yaptık. Ama gerekli
dersleri almadık.
Çğünkü aynı
ilçede, aynı mahallede
oturan üyelerimizi tanıma, tanışma anlamında
bir yıl öncesiyle bir yıl sonrası arasında hiç
bir baları sağlayamadık.
Bu konuyla ilgili olarak parti tüzüğümüzün çok
önemli daha vardır.
Partimizin
ilkeleriyle ilgili 5. Maddedin 5. Parağrafında aynan şu yazılıdır.
“PARTİLİLER, SORUMLULUK
YERLERİNE PARTİNİN BAŞARILI,BİLGİLİ, YETENEKLİ ÜYELERİN
SEÇİLMELERİNİ SAĞLAMAK İÇİN SÜREKLİ
SÜREKLİ ÇABA HARCARLAR”
diyor.
Parti örgüt üyelerimiz olarak en büyük zaafımız, en büyük yanlışımız, en büyük başarısızlığımız işte budur.
Bilgili başarılı yetenekli üyelerimizi partimize kazandıramıyoruz.
Sorumluluk yerilerine seçemiyoruz.
O üyelerimizi sahnede görmek
tanımak isterdim.
Bu konuda CHP’sinin
çok zengin olduğunu, çok büyük
potansiyel güce sahip
olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Ama buna
rağmen varlık içinde
yokluk çekiyoruz. Zenginliğimizi potansiyel gücümüzü
gerektiği gibi kullanamıyoruz.
İşte bu
nedenle mahalle ve sokak
örgütlenmeleri hayati derecede önemlidir.
Mahalle örgütlenmeleri kurumsallaşmadıkça, aktif hale
gelmedikçe, çok çalışanların her
biri, atom karınca olsa, herkül olsa, süpermen olsa başarıya
ulaşamalzlar. Örgütlü dinamik
gücü oluşturamazlar.
Mahalle örgütleri partimizin, can örgütümüzün can damarıdır, elidir, ayağıdır, gözüdür kulağdır.
KADINLARIMIZ
ELİMİZDEKİ İŞTİR.
GENÇLERİMİZ
DİZİMİZDEKİ GÜÇTÜR.
ELİMİZDE
İŞ DİZİMİZDE GÜÇ OLMAZSA
NE YAPARIZ ? YERİMİZDE
SAYARIZ.
Kadınlarımızı
ve
gençlerimizi kazanmaya mecburuz
mahkumuz.
Değerli üyelerimiz
Parti demek
seçim denektir. Önümüzde bir
seçim vardır. seçimin
önemi ortadadır. Seçimlerede çok
az bir
zaman kalmıştır.
Seçimlerde partinin sorumluluk
yerlerine kimleri seçeceğiz bilmiyoruz.
Çok çalışanları
mı?
Çok çalışanları
seçeceksek onlara bir sorum
var.
Dün görev yetki ve
sorumluluk üstlenenler yani
çok çalışanlar ön planda olanlar bugün
neredeler?
Bugün görev yetki
ve sorumluluk üstlenenler çok çalışanlar ön planda
olanlar dün neredeydiler? Önce Bu
sorunun cevabını
vermemliller.
Hepinize saygılarımı
sunuyorum. 29.04.2013
NOT:
ilçe başkanlığımıza ait
facebook sayfası ve ilçemiz
kadın kolları facebook
sayfası paylaşımlarıma yazılarıma
ve bilgi edinmeme
hiçbir gerekçe gösterilmeden hiç bir açıklanma yapılamdan
yasaklandığı kapatıldığı için
düşüncelerimi üyelerimize ulaştımak için eşimin sayfasından
yazıyorum. Kendi özel sayfalarnı değil ilçemizin CHP
sinin sayfasını hiçbir suç
belgesi keyfi ve
şahsi kararla kapatanları yasaklayanları demokrasiye vicdanlara şikayet ediyorum. z.bal
4/27/13
CHP YILDIRIM İLÇE ÖRGÜTÜ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI HAKKINDA KİŞİSEL RAPORUM
Parti tüzüğümüzün 29 maddesi, “
ilçe yönetimi her iki ayda bir ayın ilk toplantı gününde genişletilmiş olarak
toplanır” diyor. Bir yılda 6 toplantı eder. Ayrıca ilçe danışma
kurulu yönetmeliğimizin 5.maddesi “ilçe danışma kurulları en geç 3 ayda bir
toplanır” diyor. Bir yılda 4 toplantı
eder.
İlçe yönetimleri tüzük ve yönetmelik hükümleri
gereği olarak bir yıl içinde en az 10 örgüt toplantısı yapmaları
gerekiyor. Yılda en az 10 örgüt
toplanması gerekiyor.
İlçe yönetimimiz 2012 Haziran ve
eylül ayında 2013 Nisan ayında olmak üzere bir yıl içinde 10 yerine 3 örgüt
toplantısı gerçekleştiriyor.
1 yılda 3 defa yapılan örgüt
toplantılarını geçmiş yıllara göre değerlendirirsek başarı olduğunu
söyleyebiliriz. Çünkü geçmiş yıllarda örgüt toplantıları hiç yapılmıyordu.
1 yılda 3 defa yapılan örgüt
toplantılarını parti ve yönetmelik hükümlerine göre değerlendirirsek başarısızlık
olduğunu söyleyebiliriz.
27.4.2013 tarihinde destan düğün
salonunda saat 12.30 gerçekleştirilen genişletilmiş örgüt toplantısı. Saat
13.10 da saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla toplantı başlamıştır.
İlçe başkanın açış konuşması 5
dakika sürmüştür. Sırasıyla Bursa Milletvekilimiz Aykan Erdemir ‘in konuşması
20 dakika, eski ilçe başkanı Ali Togan
5dakika, Bursa Milletvekilimiz Kemal ekinci 5 dakika, sine vizyon gösterisiyle
ilçe başkanın faaliyet raporunu okuması 30 dakika, il başkanımız Metin Çelik 10
dakika, eski Bursa Milletvekilimi Yahya
Şimşek 10 dakika, parti üyesi Ercüment 5 dakika, parti üyesi Zülfikar Bal 10
dakika, parti, üyesi Ergun Özçelik 5
dakika, parti üyesi Mahmut 10 dakika, parti üyesi kadir 5 dakika, ismini bilmediğim genç bir arkadaş 5 dakika, ismini bilmediğim parti üyesi bayan arkadaş
10 dakika, parti üyesi sacit 5 dakika,
parti üyesi Osman 5 dakika, çok eski
ilçe başkanı Hasan Hayırlı 10 dakika,
nesimi üçler toprağı 5 dakika,
adını bilmediğim genç genç arkadaş 3 dakika ilca başkanımızın kapanış
konuşması 7 dakika 16.15 toplantı son.
İlçe nüfusunu 700.000 ilçe üye
sayımızın 4000 e yakın olduğunu son bir yılda 670 üye yapıldığını düşünecek
katılım salonun dolmama nedenini ve toplantı bitmeden toplantının terk edilme
nedeni üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gerekir.
İlçemiz örgüt sayfasında yayınlanan konuşmacı üyelerimizin resimlerinin
olmaması nedeni de merak konusu. İlçe örgütümüzün gelir gider durumu, sorunları
ve çözümler, yaklaşan yerel seçimler konusunda bir örgüt toplantısının
yapılmasına ihtiyaç vardır.
4/15/13
BİZ CHP’Lİ LER DEMOKRASİYİ KENDİ İÇİMİZDE, KENDİ ELLERİMİZLE BOĞUP YOK EDİYORUZ. NASIL MI?
BİZ CHP’Lİ LER DEMOKRASİYİ KENDİ
İÇİMİZDE, KENDİ ELLERİMİZLE BOĞUP YOK
EDİYORUZ. NASIL MI?
Üç somut örnek vereyim.
İl kongresi yapıyoruz. Kongre 325
dakika sürüyor. İl başkanı, protokolde bulunanlar yani çok dinlemesi, dikkatlice
not tutması gerekenler toplam 265 dakika konuşuyor.
Çok konuşması gerekenler yani
delegeler toplam 60 dakika konuşuyor.
İl kandın kolları kongresi oluyor. Kongre toplam 120 dakika tutuyor. İl başkanı,
protokolde bulunanlar yani çok dinlemesi, dikkatlice not tutması gerekenler toplam
80 dakika konuşuyor. Çok konuşması gerekenler, yani delegeler 40 dakika
konuşuyor.
İl danışma kurulu toplantısı
yapılıyor, toplantı 255 dakika sürüyor. Başkan
yardımcıları, (sine vizyon gösterileri dahil) protokolde bulunanlar yani çok
dinlemesi, dikkatlice not tutması gerekenler 175 dakika konuşuyor.
Çok konuşması gerekenler yani danışma
kurulu üyeleri 80 dakika konuşuyor.
Biz CHP’liler kendi içimizde
toplantıları düzenlerken, toplantıları yönetirken, toplantı kurallarına
uymayarak, katılımcılara, yöneticilere,
yönetilenlere, muhalefet edenlere, delegelere eşit söz hakları tanımayarak, üyelere söz hakkı vermeyerek demokrasiyi kendi
içimizde, yaptığımız toplantılarda kendi ellerimizle işte böyle yok
ediyoruz. Sonra da demokrasi eşitlik adına
mangalda kül bırakmıyoruz.
Umuyorum ve diliyorum 27.4.2013 tarihinde
yapılacak olan CHP Yıldırım ilçe örgütümüzün yıllık değerlendirme toplantısında,
bunların tersi olur. (keşke bu önerimi
biri ilçe başkanımızın kulağına fısıldasa, ne iyi olur.) Katılımcılara eşit söz
hakkı tanınır. Örgüt toplantısında örgüt üyeleri çok konuşur. Yönetimde ve protokolde bulunanlar çok az konuşurlar
çok not tutarlar. Demokrasiyi yaşatırlar. 15.04.2013
4/06/13
2013 YILI NİSANIN İLK HAFTASI PAZAR GÜNÜ GEZİ ETKİNLİĞİ
- 09:00
- KAPLI KAYA PARKI YILDIRIM - BURSA
DOĞA GEZİMİZ VE DAVETİMİZ HAKKINDA SON DUYURUMUZ
DEĞERLİ DOSTLARIM
ZÜLFİKAR VE MELEK BAL OLARAK SİZE DİYORUZ Kİ
BURSA İLİ ÇEVRESİNDE İKAMETEDEN,
ŞARTLARI UYGUN OLAN,
BU PAZAR NEREYE GİDELİM DİYE DÜŞÜNEN,
DOĞAYI VE DOĞALLIĞI SEVEN
İLKBAHARIN GÜZELLİKLRİNİ
KAPLI KAYA DERESİNDE
ULU DAĞIN YAMAÇLARINDA
GÖRMEK, YAŞAMAK, HİSSETMEK İSTEYEN,
DOĞANIN TAM ORTASINDA,
ORMANIN İÇİNDE,
DERENİN KENARINDA
KAYNAK SUYUN BAŞINDA
HALİL İBRAHİM SOFRASINDA
HEP BİRLİKTE KAHVALTI YAPMAK İSTEYEN
TANIDIĞIMIZ TANIMADIĞIMIZ,
UZAĞIMIZDAKİ YAKINIMIZDAKİ
TÜM DOSTLARIMIZA,
TÜM GÜZEL İNSANLARA
SEVENLERİNE SEVDİKLERİNE
EŞLERİNE DOSTLARINA
TÜM HALKIMIZA
DAVETİMİZ VARDIR.
DAVETİMİZE KATILSANIZDA KATILMASINIZDA
HEPİNİZE, HER BİRİNİZE
SELAMIMIZ, SEVGİMİZ VARDIR.
DAVETİMİZİ KABUL EDİP KATILIRSANIZ,
SİZLERLE BİRLİKTE OLMAKTAN MUTLULUK DUYARIZ.
KATILMAZ YADA KATILAMAZSANIZ
ASLA ÜZÜLMEYİZ HATIR GÖNÜL MESLESİ YAPMAYIZ
SAYGI DUYARIZ.
DEĞERLİ DOSTLARIM
1- KAPLI KAYA PARKINDA BULUŞUP TOPLU HATIRA FOTOĞRAFI ÇEKTİRMEYE KATILABİLİRSİNİZ
2- KISA YÜRÜYÜŞ YARIM SAAT YÜRÜYÜP KOLAYLIKLA DÖNEBİLİRSİNİZ
3- ORTA YÜRÜYÜŞ 1,5 SAAT YÜRÜYÜP KAHVALTI YAPTIKTAN SONRA KOLAYLIKLA DÖNEBİLİRSİNİZ
4- UZUN YÜRÜYÜŞ BİZİMLE BİRLİKTE DOĞA GEZİSİNİ TAMAMLAYABİLİRSİNİZ.
5- YANINIZA APARATİF YİYECEKLER KÜÇÜK SU KABI ALABİLİRSİNİZ.
TARİH: 7.4.2013 PAZAR
BULUŞMA NOKTASI: BURSA/ YILDIRIM KAPLI KAYA PARKI
BULUŞMA SAATİ: TAM 9.00 GECİKMEK YASAK (ELDE OLMAYAN DURUMLAR HARİÇ)
ÖNEMLİ NOT: SAĞLIK SORUNLARI OLANLARIN GEZİMİZE KATILMAMALARINI KESİNLİKLE ÖNERİRİZ
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=101515414666 04419&set=a.10150471585669 419.386334.552884418&type= 1
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)