CHP hepimizin partisidir. CHP Atatürk’ün kurduğu, iki büyük eserimden
biri deyip halkına emanet ettiği partidir.
CHP atlarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin, analarımızın, babalarımızın,
emekleriyle, inançlarıyla,
kararlılıklarıyla, oylarıyla 90 yıldır yaşattığı bir partidir.
CHP kökleri, ana dolunun en ücra köşelerine kadar yayılan 90 yıllık
ulu bir çınardır.
CHP hepimizin partisidir. CHP sadece CHP’lilerin partisi
değildir. CHP Türkiye’nin partisidir.
CHP bu özellikleriyle, kendi içinde yaşadığı, yaşayacağı her
sorun Türkiye’nin sorunu demektir. Türkiye’nin yaşadığı, yaşayacağı her sorun CHP’
nin sorunu demektir. Bunu en başta CHP’liyim diyenler çok iyi anlamalı
kavramalı ve bilmelidirler.
CHP kuruluşuyla, dünüyle, bugünüyle, tarihi geçmişiyle, ülkemize,
halkımıza olan hizmetleriyle vizyonuyla, misyonuyla, derin ufkuyla, 100 yıl sonrasını
gören kurucu lideriyle bu kadar büyük, bu kadar tarihi öneme sahip olan bir
partidir.
CHP gerçek sahiplerinden koparılacak, sahiplenilecek, küçük, bencil, çıkarcı anlayışla zihniyetle
korunacak, savunulacak, yönetilecek bir parti olmamıştır. Bundan sonrada olmayacaktır.
Bu anlayışta, bu düşüncede, bu zihniyette
olanlar savrulup gitmişlerdir. Ama CHP Dimdik ayakta kalmıştır. Kalmaya da devam
edecektir. Çünkü koruyan ve savunan halkın ta kendisidir. Küçük ve bencil beyinler
bunu anlamalıdır kavramalıdır. Bilmelidir.
Küçük düşünenler, kol kırılır, yen içinde kalır diyenler CHP’yi
küçük dünyalarına hapsetmek isteyenler, ama sorgulanmak, denetlenmek istemeyen antidemokratik
anlayışlar, zihniyetler bu gerçeği anlamalı. Kavramalı. Bilmeli.
Artık kol kırılıp yen içinde kalmayacaktır. Kalmamalıdır. CHP
Çatısı altında yaşayanlar, CHP üyesi olanlar, CHP kimliği taşıyanlar CHP’yi yönetenler,
CHP’yi sevenler CHP’nin tüzüğünü,
çalışma ilkelerini, kurultay kararlarını, yönetmeliklerini, genelgelerini, uygulamak ve uygulatmak zorundalar. Sade üyesinden
genel başkanına kadar her CHP üyesi tüzükte ifadesini bulan, tüzükle sınırlanan
görev yetki ve sorumluluk sınırlarına uymak zorundadırlar. Bu anlamda yönetimler
aldıkları kararlardan, yaptıkları iş ve işlemlerden, gelir ve giderlerden, parti üyelerine örgüte karşı sorumludurlar. Örgüt
önünde, örgüt toplantılarında hesap vermek zorundadırlar. Demokrasinin gereği işte budur. Demokrasi bu özelliğiyle
ya vardır yâda yoktur. İkisinin ortası olamaz. Biraz demokrasi hiç olamaz.
CHP’li bir üye olarak partimde demokrasi arıyorum. Yazılarımla,
davranışlarımla, sözlerimle, öneri, eleştiri ve sorularımla disiplin suçu işliyorsam,
suçum kanıtlanmalıdır. Cezamı yetkisi
olmayan kişiler değil, CHP nin yetkili organı olan disiplin kurulu vermelidir. Cezayı
yetkisiz kişiler veriyorsa, vermeye cesaret ediyorsa orada zaten demokrasi yok
demektir. Orada zaten özgür irade yok demektir. 07.12.2012
ÇOK ÖNEMLİ NOT:
Yazılarımı, özel sayfalarında, özel grup sayfalarında
yayınlamamı (paylaşmamı) istemeyen, herhangi bir şekilde en ufak rahatsızlık duyan
arkadaşlarım, dostlarım gönül rahatlığı içinde sayfa ve grup üyeliğinden
çıkarabilirler. Engelleyebilirler. En doğal haklarıdır. Saygı duyarım.
Yazılarımda
suç unsuru bulanların, görenlerin
yetkili mercilere, üyesi olduğum partimin (disiplin kuruluna iletilmesi için)
yetkili organlara bildirmelerini doğru bulurum ve onaylarım. Ama yapmayıp cezayı
doğrudan ya da dolaylı olarak kendileri ceza vermek isterlerse bunu onaylamam, doğru
ve demokratik bulmam mümkün değildir. 07.12.2012