CHP’DE YÜREKLERDE, GÖNÜLLERDE AÇILAN YARALAR NASIL SARILACAK?
Sizin ilde, ilçede neler oldu bilmiyorum. Ben üyesi olduğum ilimden ilçemden basına yansıyan bir kaç örnek vermek istiyorum.
CHP Bursa İl Başkanımız 2011 yılında Yıldırım ilçe başkanımızı görevden aldığına, yerine ilçe sekreterinin vekâleten atandığına, bir süre sonra genel merkezin görevden alınan ilçe başbakanımızı tekrar görevine iade ettiğine doğrudan şahit oldum.
Dikkat çeken çarpıcı olan gerçek şuydu
Görevden alınan ilçe başkanı göreve dönünceye kadar bir daha ilçeye hiç uğramadığına, eski başkan görevine döndükten sonrada vekaleten başkanlığa atanan ilçe sekreterinin bir daha ilçeye uğramadığına doğrudan şahit oldum.
İlçemizde aynı dönem içinde ilçe kadın ve ilçe gençlik kolları başkanlarının görevden alındıklarına yerlerine vekâleten başkalarının atandığına, görevden alınan başkanların bir daha ilçe binamıza uğramadıklarına doğrudan şahit oldum.
Yeni yapılan ilçe delege seçimlerinde, akrabalık nedeniyle veya başka gerekçelerle 5, 10 üye’ ye hükmedenlerin, yada etkili olan bazı kişilerin falan kişi delege listede olursa ben o listede asla olmam diye düşmanca tavır sergileyen ve başka üyelerin seçilmesinin nasıl engellendiğine şahit oldum.
İlçe başkanlık seçim süreci içinde benzeri kırgınlıkların dargınlıkların yaşandığına, bir anlamda demokratik bir yarıştan ziyade psikolojik bir savaş yapıldığına şahit oldum. Zaferi kazanıp neşeden zevkten dört köşe olanlara, yenilgiye ve haksızlığa uğrayıp üzüntü içinde olanlara şahit oldum.
Yapılan delege ve başkanlık seçimlerinde grupların, etkili, yetkili, etiketli, paralı olanların ve onları kayıtsız şartsız destekleyen bağımlı insanların seçim sonuçlarının belirlenmesinde etkilerinin ve katkılarının ne kadar büyük olduğuna şahit oldum.
BİLİYORUM CEVAP VEREN OLMAYACAK AMA BİR KAÇ ÖNEMLİ SORU SORACAĞIM
1-HAKSIZLIĞA UĞRAYANLAR SEÇİMİ KAYBEDENLER ACABA BUNDAN SONRA İLÇEYE UĞRAYACAKLAR MI?
2-DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜNDE HAKSIZLIK, ADALETSİZLİK YAPANLARIN, YAPTIKLARI YANINA KARMI KALACAK?
3-SEÇİMLERDE BU KİRLİLİĞİ VE GÜVESİZLİĞİ YARATANLAR TEMİZ SAYFA AÇTIKLARINI, TÜM ÜYELERE KARŞI EŞİT VE ADİL DAVRANACAKLARINI NASIL İNANDIRACAKLAR?
4-YÜREKLERDE, GÖNÜLLERDE AÇILAN YARALAR NASIL SARILACAK? 04.05.2012
Bu Blogda Ara
5/03/12
5/02/12
CHP İÇİNDE DÜNDE, BUGÜNDE YENİLEMEYEN, KARŞI KONULAMAYAN GİZEMLİ BİR GÜCÜN VAR OLDUĞUNU İDDİA EDİYORUM.
CHP İÇİNDE DÜNDE, BUGÜNDE YENİLEMEYEN, KARŞI KONULAMAYAN GİZEMLİ BİR GÜCÜN VAR OLDUĞUNU İDDİA EDİYORUM.
Evet, CHP’nin içinde dün de, bugünde yenilemeyen karşı konulamayan gizemli bir gücün var olduğuna kesinlikle biliyorum.
Çünkü o gizemli gücü çok yakından gördüm. Çok yakından tanıdım. O gizemli güce karşı hiçbir CHP’li üyenin, tek başına karşı koymaya cesaret edemeyeceğini çok iyi anladım. Tek başına karşı koyup savaşanların nasıl yenildiğine şahit oldum. (bende yenilenlerden biriyim)
O yenilmez gizemli gücün aynı insanlar olmadığını değiştiğini gördüm. O gizemli güç amacına, hedefine ulaşmak için, insanları esir alan bir anlayış, bir zihniyet bir uygulama, bir alışkanlık olduğunu çok iyi anladım ve gördüm. O gizemli gücün CHP içinde nasıl oluştuğunu, nasıl yenilmez güç haline geldiğini, nasıl gücüne güç kattığını aşama, aşama izledim, gözlerimle gördüm.
CHP İÇİNDEKİ O GİZEMLİ GÜÇ KİMDİR?
SORUYA CEVAP VERİYORUM. CHP içinde hiçbir ilkeye kurala bağlı olmadan, üç beş parti üyesinin kendiliğinden bir araya gelerek oluşturdukları irili ufaklı gruplardır. Parti içi seçimlerde bir birleriyle acımasızca yarışan, kendilerine karşı çıkan özgür iradeyi ezip geçen, irili ufaklı gruplardır. Blok liste yöntemi ile kendi hazırladıkları listelerle seçimi kazanan, koltuğuna oturduktan sonra zaferini ilan eden, resmiyet kazanan grup başkanına ve grup üyelerine, hangi özgür irade hangi güçle karşı durabilir? Yanlışlarını eleştirebilir?
ÇOK BÜYÜK BİR İDDİA İLE SÖYLÜYORUM Kİ, İRİLİ UFAKLI GRUPLAR SEÇİME DAMGASINI VURMUŞTUR.
Evet, 20012 yılında yapılan parti içi seçimler, eskiden olduğu gibi kapalı kapılar ardında, kâğıt üstünde, masa başında ahbap çavuş ilişkisi içinde yapılmamıştır. Ama. Hiç tartışmasız olarak, hiçbir ilkeye, kurala, disipline bağlı olmadan oluşan (istisnalar hariç) irili ufaklı guruplar gruplar, grup başkanları ve grupları destekleyen bağımlı güçler damgasını vurmuştur. İrili ufaklı gruplara tabi olmayan, özgür irade, orantısız güç karşısında çaresiz ve korumasız kalmıştır.
CAN ALICI SORU
Bu anlayışla bu zihniyetle, bu uygulama ile yönetimi ele geçiren grup ve grup başkanları kendilerini ve kendilerine yakın olanları var etmeden, icraatlarını eleştiren özgür iradeyi var ederler mi? Parti içi demokrasiyi uygulayabilirler mi?
ÇÖZÜM ÖNERİMİ AÇIKLIYORUM.
Her ne pasına olursa grup, kutup anlayışının uygulamasının, zihniyetinin, alışkanlığının kesinlikle kökü, kazınıp (kezzap döküp) kurutul maldır?
Bunun için bilinen ama unutulan sihirli formül vardır. O formülü açıklıyorum. İlkesiz, kuralsız, izinsiz, olarak, her hangi bir gerekçeyle kapalı kapılar ardında, gizli saklı canları istedikleri zaman istedikleri yerde istedikleri kişilerle toplantı yapan, grubun kutbun hizbin ayrılığın, kinin nefretin tohumu eken, kazanınca da savaş bitti şimdi barış kardeşlik dayanışma zamanı diyen anlayışın zihniyetin uygulamanın kökü kazınıp ( kezzap dökülerek) kurutul maldır.
Grup gücüyle özgür iradeyi yok ederek seçimi kazananlar çözüm önerime kızacak biliyorum.
Özgür iradeyi savunanlar çözüm önerime memnun olacak biliyorum. Olumlu ya da olumsuz en çok eleştiri nereden gelecek onu bilmiyorum. 03.05.2012
Evet, CHP’nin içinde dün de, bugünde yenilemeyen karşı konulamayan gizemli bir gücün var olduğuna kesinlikle biliyorum.
Çünkü o gizemli gücü çok yakından gördüm. Çok yakından tanıdım. O gizemli güce karşı hiçbir CHP’li üyenin, tek başına karşı koymaya cesaret edemeyeceğini çok iyi anladım. Tek başına karşı koyup savaşanların nasıl yenildiğine şahit oldum. (bende yenilenlerden biriyim)
O yenilmez gizemli gücün aynı insanlar olmadığını değiştiğini gördüm. O gizemli güç amacına, hedefine ulaşmak için, insanları esir alan bir anlayış, bir zihniyet bir uygulama, bir alışkanlık olduğunu çok iyi anladım ve gördüm. O gizemli gücün CHP içinde nasıl oluştuğunu, nasıl yenilmez güç haline geldiğini, nasıl gücüne güç kattığını aşama, aşama izledim, gözlerimle gördüm.
CHP İÇİNDEKİ O GİZEMLİ GÜÇ KİMDİR?
SORUYA CEVAP VERİYORUM. CHP içinde hiçbir ilkeye kurala bağlı olmadan, üç beş parti üyesinin kendiliğinden bir araya gelerek oluşturdukları irili ufaklı gruplardır. Parti içi seçimlerde bir birleriyle acımasızca yarışan, kendilerine karşı çıkan özgür iradeyi ezip geçen, irili ufaklı gruplardır. Blok liste yöntemi ile kendi hazırladıkları listelerle seçimi kazanan, koltuğuna oturduktan sonra zaferini ilan eden, resmiyet kazanan grup başkanına ve grup üyelerine, hangi özgür irade hangi güçle karşı durabilir? Yanlışlarını eleştirebilir?
ÇOK BÜYÜK BİR İDDİA İLE SÖYLÜYORUM Kİ, İRİLİ UFAKLI GRUPLAR SEÇİME DAMGASINI VURMUŞTUR.
Evet, 20012 yılında yapılan parti içi seçimler, eskiden olduğu gibi kapalı kapılar ardında, kâğıt üstünde, masa başında ahbap çavuş ilişkisi içinde yapılmamıştır. Ama. Hiç tartışmasız olarak, hiçbir ilkeye, kurala, disipline bağlı olmadan oluşan (istisnalar hariç) irili ufaklı guruplar gruplar, grup başkanları ve grupları destekleyen bağımlı güçler damgasını vurmuştur. İrili ufaklı gruplara tabi olmayan, özgür irade, orantısız güç karşısında çaresiz ve korumasız kalmıştır.
CAN ALICI SORU
Bu anlayışla bu zihniyetle, bu uygulama ile yönetimi ele geçiren grup ve grup başkanları kendilerini ve kendilerine yakın olanları var etmeden, icraatlarını eleştiren özgür iradeyi var ederler mi? Parti içi demokrasiyi uygulayabilirler mi?
ÇÖZÜM ÖNERİMİ AÇIKLIYORUM.
Her ne pasına olursa grup, kutup anlayışının uygulamasının, zihniyetinin, alışkanlığının kesinlikle kökü, kazınıp (kezzap döküp) kurutul maldır?
Bunun için bilinen ama unutulan sihirli formül vardır. O formülü açıklıyorum. İlkesiz, kuralsız, izinsiz, olarak, her hangi bir gerekçeyle kapalı kapılar ardında, gizli saklı canları istedikleri zaman istedikleri yerde istedikleri kişilerle toplantı yapan, grubun kutbun hizbin ayrılığın, kinin nefretin tohumu eken, kazanınca da savaş bitti şimdi barış kardeşlik dayanışma zamanı diyen anlayışın zihniyetin uygulamanın kökü kazınıp ( kezzap dökülerek) kurutul maldır.
Grup gücüyle özgür iradeyi yok ederek seçimi kazananlar çözüm önerime kızacak biliyorum.
Özgür iradeyi savunanlar çözüm önerime memnun olacak biliyorum. Olumlu ya da olumsuz en çok eleştiri nereden gelecek onu bilmiyorum. 03.05.2012
CHP İLÇE KONGRELERİNDE ELEŞTİRMEYENLERİ ELEŞTİRİYORUM.
CHP İLÇE KONGRELERİNDE ELEŞTİRMEYENLERİ ELEŞTİRİYORUM.
Başka ilçelerde yapılan kongrelerde, iki yıllık görev süresi içinde yapılan iş ve işlemler, alınan, alınmayan kararlar ve mali konular hakkında menfi ya da müspet anlamda, örgüt üyeleri huzurunda usul ve kurallarına uygun olarak eleştiri yapılıyor mu? Yapılmıyor mu? Bilmiyorum.
Üyesi olduğum ilçe kongremizde bu tür eleştirenlere rastlamadığım için, bende eleştirmeyenleri eleştireceğim. Eleştirmeme nedenini soracağım. Biliyorum cevap alamayacağım. Ama yine de soracağım. Eleştiri olmadan demokrasi olur mu? diyeceğim.
Üyesi olduğum Bursa CHP Yıldırım ilçe kongresini izledim. İlçenin faaliyet raporu ve mali raporu ayrı, ayrı okundu. Yıldırım ilçe başkanlığı için dört başkan adayı yarıştı. 4 başkan adayı ayrı, ayrı konuştu. Delegeler konuştu. Milletvekilleri konuştu. Konuşmacılardan hiç birisinin dişe damağa dokunur eleştiri yaptıklarına şahit olmadım.
Oysa son iki yılda ilçemizde, genel merkezimizde, partimizde, Türkiye’de çok, çok önemli olaylar yaşandı. Yaşanan önemli olaylar doğrudan ya da dolaylı olarak ilçe örgütümüzü çok yakından etkiliyor veilgilendiriyordu.
Yaşanan önemli olayların hiç birisi örgüt sırrı, parti sırrı, aile sorunu değildi. Haberin önemine göre ulusal ve yerel basında ve medyada hepsi haber olarak yayınlandı. Konuşuldu yazıldı. Kamuoyuna duyuruldu.
İlçe kongresinde Eleştiri ve öz eleştiri mekanizmasını çalıştırmayan gereğini yapmayan anlayışı düşünceyi eleştiriyorum.
İlçe yönetimini doğrudan ilgilendiren ama ilçe kongresinde hiç gündeme getirilmeyen çok önemli bulduğum bir kaç konuyu örnek olarak vermek istiyorum.
ÖRNEK: İl başkanımız, ilçe başkanımızı görevden almıştır. Genel merkez il başkanımızı görevden almıştır. İlçe kadın ve gençlik kolları başkanları görevden alınmıştır. Gazeteler yazmış televizyonlar söylemiş ama bu önemli olayları ilçe kongresinde gündeme getiren soran eleştiren olmamıştır. Neden?
ÖRNEK: İlçemizin demir baş eşyalarına haciz gelmiştir. Yerel basın yazmıştır. Bu önemli olayı ilçe kongresinde gündeme getireneleştiren soran olmamıştır. Neden?
ÖRNEK: Seçim ve örgütlenme çalışmaları yapmaları, çalışma grupları kurmaları için örgütün bilgisi dışında yönetim kurulu kararıyla iki üyeye görev ve yetki verilmiştir. Üye bilgileri verilmiştir. Bu iki üye daha sonra milletvekili adayı olmuştur. Çalışma grupları arsında, gruplarla yönetim arasında sorunlar yaşanmıştır. Yerel basın ve medya yaşanan olayları devamlı haber konusu yapmıştır. Bu önemli olayı ilçe kongresinde gündeme getiren soran, eleştiren olmamıştır. Neden?
ÖRNEK: yaşanılan önemli olaylara rağmen İki yıl boyunca ilçe danışma kurulu toplantıya çağrılmamıştır. Bunun nedeni ilçe kongresinde gündeme getiren, soran eleştiren olmamıştır. Neden?
Acaba benzeri yanlışları, yeni seçilen başkan ve yönetimler de yaparsa eleştirilmesin, sorulmasın diye mi? Yoksa bu türeleştiriler yapmak sorular sormak partimize örgütümüze zararmı veriyor? Diye mi? yada örgüt üyeleri duymasın diye mi?
Başka ilçelerde yapılan kongrelerde, iki yıllık görev süresi içinde yapılan iş ve işlemler, alınan, alınmayan kararlar ve mali konular hakkında menfi ya da müspet anlamda, örgüt üyeleri huzurunda usul ve kurallarına uygun olarak eleştiri yapılıyor mu? Yapılmıyor mu? Bilmiyorum.
Üyesi olduğum ilçe kongremizde bu tür eleştirenlere rastlamadığım için, bende eleştirmeyenleri eleştireceğim. Eleştirmeme nedenini soracağım. Biliyorum cevap alamayacağım. Ama yine de soracağım. Eleştiri olmadan demokrasi olur mu? diyeceğim.
Üyesi olduğum Bursa CHP Yıldırım ilçe kongresini izledim. İlçenin faaliyet raporu ve mali raporu ayrı, ayrı okundu. Yıldırım ilçe başkanlığı için dört başkan adayı yarıştı. 4 başkan adayı ayrı, ayrı konuştu. Delegeler konuştu. Milletvekilleri konuştu. Konuşmacılardan hiç birisinin dişe damağa dokunur eleştiri yaptıklarına şahit olmadım.
Oysa son iki yılda ilçemizde, genel merkezimizde, partimizde, Türkiye’de çok, çok önemli olaylar yaşandı. Yaşanan önemli olaylar doğrudan ya da dolaylı olarak ilçe örgütümüzü çok yakından etkiliyor veilgilendiriyordu.
Yaşanan önemli olayların hiç birisi örgüt sırrı, parti sırrı, aile sorunu değildi. Haberin önemine göre ulusal ve yerel basında ve medyada hepsi haber olarak yayınlandı. Konuşuldu yazıldı. Kamuoyuna duyuruldu.
İlçe kongresinde Eleştiri ve öz eleştiri mekanizmasını çalıştırmayan gereğini yapmayan anlayışı düşünceyi eleştiriyorum.
İlçe yönetimini doğrudan ilgilendiren ama ilçe kongresinde hiç gündeme getirilmeyen çok önemli bulduğum bir kaç konuyu örnek olarak vermek istiyorum.
ÖRNEK: İl başkanımız, ilçe başkanımızı görevden almıştır. Genel merkez il başkanımızı görevden almıştır. İlçe kadın ve gençlik kolları başkanları görevden alınmıştır. Gazeteler yazmış televizyonlar söylemiş ama bu önemli olayları ilçe kongresinde gündeme getiren soran eleştiren olmamıştır. Neden?
ÖRNEK: İlçemizin demir baş eşyalarına haciz gelmiştir. Yerel basın yazmıştır. Bu önemli olayı ilçe kongresinde gündeme getireneleştiren soran olmamıştır. Neden?
ÖRNEK: Seçim ve örgütlenme çalışmaları yapmaları, çalışma grupları kurmaları için örgütün bilgisi dışında yönetim kurulu kararıyla iki üyeye görev ve yetki verilmiştir. Üye bilgileri verilmiştir. Bu iki üye daha sonra milletvekili adayı olmuştur. Çalışma grupları arsında, gruplarla yönetim arasında sorunlar yaşanmıştır. Yerel basın ve medya yaşanan olayları devamlı haber konusu yapmıştır. Bu önemli olayı ilçe kongresinde gündeme getiren soran, eleştiren olmamıştır. Neden?
ÖRNEK: yaşanılan önemli olaylara rağmen İki yıl boyunca ilçe danışma kurulu toplantıya çağrılmamıştır. Bunun nedeni ilçe kongresinde gündeme getiren, soran eleştiren olmamıştır. Neden?
Acaba benzeri yanlışları, yeni seçilen başkan ve yönetimler de yaparsa eleştirilmesin, sorulmasın diye mi? Yoksa bu türeleştiriler yapmak sorular sormak partimize örgütümüze zararmı veriyor? Diye mi? yada örgüt üyeleri duymasın diye mi?
DEĞRLİ GÖNÜL DOSTLARIM Eskişehi Büyükşehir Belediye Başkanına Yılmaz BÜYÜKERŞEN’E kocaman bir teşekkür ediyoeum. Nedenmi? 30.4.2012 Tarihinde Bursa’dan Antal’ya kızım ısrarlı davti üzerine eşimle birlikte Antaly’ya gidiyordum. Eskişehirde konakladık. WC.nin ücretsiz olduğunu hayretle gördüm. Ve bağlantıdaki duyuru’yu okudum. Oradaki görevliye sordum. Ne kadar zamandır bu uygulama var diye. 2 ay kadar olduğunu söyledi. Eski şehir oto gar’ı çok önemli bir konaklama yeri olduğunu hepimiz biliyoruz. Yolcuların uygulamayla ilgili düşüncelerini yazmaları için birde ziyaretçi defteri konulmuştu. Tabiki düşüncelerimi yazdım. Eskişehi büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen’i tüm kalbimle kutluyorum. Bu uygulamanın diğer belediyelere örnek teşkil etmesini diliyorum. Bu uygulamayı siz gönül dostlarımla paylaşmak istedim. http://cancana-balmel.blogspot.com/2012/05/blog-post.html
DEĞRLİ GÖNÜL DOSTLARIM
DEĞRLİ GÖNÜL DOSTLARIM
Eskişehi Büyükşehir Belediye Başkanına Yılmaz BÜYÜKERŞEN’E kocaman bir teşekkür ediyoeum. Nedenmi?
30.4.2012 Tarihinde Bursa’dan Antal’ya kızım ısrarlı davti üzerine eşimle birlikte Antaly’ya gidiyordum. Eskişehirde konakladık. WC.nin ücretsiz olduğunu hayretle gördüm. Ve bağlantıdaki duyuru’yu okudum. Oradaki görevliye sordum. Ne kadar zamandır bu uygulama var diye. 2 ay kadar olduğunu söyledi. Eski şehir oto gar’ı çok önemli bir konaklama yeri olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yolcuların uygulamayla ilgili düşüncelerini yazmaları için birde ziyaretçi defteri konulmuştu. Tabiki düşüncelerimi yazdım. Eskişehi büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen’i tüm kalbimle kutluyorum. Bu uygulamanın diğer belediyelere örnek teşkil etmesini diliyorum.
Bu uygulamayı siz gönül dostlarımla paylaşmak istedim.
http://cancana-balmel.blogspot.com/2012/05/blog-post.html
30.4.2012 Tarihinde Bursa’dan Antal’ya kızım ısrarlı davti üzerine eşimle birlikte Antaly’ya gidiyordum. Eskişehirde konakladık. WC.nin ücretsiz olduğunu hayretle gördüm. Ve bağlantıdaki duyuru’yu okudum. Oradaki görevliye sordum. Ne kadar zamandır bu uygulama var diye. 2 ay kadar olduğunu söyledi. Eski şehir oto gar’ı çok önemli bir konaklama yeri olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yolcuların uygulamayla ilgili düşüncelerini yazmaları için birde ziyaretçi defteri konulmuştu. Tabiki düşüncelerimi yazdım. Eskişehi büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen’i tüm kalbimle kutluyorum. Bu uygulamanın diğer belediyelere örnek teşkil etmesini diliyorum.
Bu uygulamayı siz gönül dostlarımla paylaşmak istedim.
http://cancana-balmel.blogspot.com/2012/05/blog-post.html
5/01/12
BİLİN VE İNANIN Kİ OYUNUN KURALLARINA UYMAYANLAR SAHTE DEMOKRATLARDIR. GÖRÜNEN YÜZLER KESİNLİKLE MASKEDİR GERÇEK DEĞİLDİR.
Toplantılardan verim alınabilmesi, belirli sonuçlara ulaşılabilmesi, alınan kararların tartışılır olmaktan çıkarabilmesi, kısaca onu düzenleyen örgütün amaçlarının gerçekleşebilmesi için, toplantı yönteminde bazı ilke ve kurallara uyulması gerekir. Diğer yandan, kitle örgütlerinde demokrasinin işleyebilesi de buna bağlıdır.
Üyeler görüşlerini, toplantılardaki demokratik mekanizmaları işleterek etkili biçimde sunabilirler. Bunların karar haline gelmesini sağlayabilirler.
Kısaca “toplantı”yı ve onun sonuçlarını önemseyen, herkes bu “oyun”u kuralına göre oynamak zorundadır.
BİLİN VE İNANINKİ OYUNUN KURALLARINA UYMAYANLAR, UYGULAMAYANAR HİÇ BİR ZAMAN, GERÇEK ANLAMDA EŞİTLİĞİN, ADALETİN, ÖZGÜRLÜĞÜN, DEMOKRASİNİN SAVUNUCUSU OLAMAZLAR.
BİLİN VE İNANINKİ OYUNUN KURALLARINA ÖZDE VE SÖZDE UYMAYANLARIN, UYGULAMAYANLARIN YÜZLERİ KESİNLİKLE MASKELİDİR.
BELLİ BAŞLI YASAL ÖRGÜTLER
Sendikalar, partiler, kooperatif, dernek, şirket, vakıf
TOPLANTI YÖNTEMİ BAŞLIKLARI
TOPLANTI DÜZENLEME HAKKI (GÖREVİ)
TOPLANTI YERİ
TOPLANTI ZAMANI
TOPLANTININ BİLDİRİLMESİ
TOPLANTININ ÜYELERE DUYRULMASI
ÜYE, DELEGE
TOPLANTILARDAKİ RESMİ GÖREVLİLER
GÜNDEM
ÇOĞUNLUK
DİVAN
OYLAMA
SAYIM
KOMİSYON
ÖNERİ, ÖNERGE
SÖZ ALMA, SÖZ SIRASI, KONUŞMA SÜRESİ, KONUŞMA USLUBU
AKLAMA
TOPLANTI TUTANAĞI
ZAMANI KULLANMA
ZAMAN EN KIT KAYNAKTIR
YERİ DOLDURULAMAZ
DEPOLANAMAZ
DURDURULAMAZ
GERİ GETİRİLEMEZ
TOĞLANTI YAPIYOR GİBİ OLMAKLA, GERÇEK ANLAMDA TOPLANTI YAPMAK ARASINDA ÇOK FARK VARDIR.
VERİLMİŞ KARARI OYNALATMAK İÇİN TOPLANTI YAPILMAZ
İNSANLAR GELİŞTİRİLMESİNE KATKIDA BULUNMADIKLARI KARARA SAHİP ÇIKMAZLAR ONU SAVUNMAZLAR
UNUTULMAMAMLIDIR Kİ TÜM KURUMSAL ÇALIŞMALAR TAKIM ÇALIŞMALARIDIR.
TAKIM HALİNDE BAŞARILI OLUNUR VEYA OLUNMAZ
BAŞKAN TEK BAŞINA TAKIM DEĞİLDİR OLAMAZ
BAŞKAN TAKIMIN BAŞKANIDIR, LİDERİDİR, ORKESTRA ŞEFİDİR. ORKESTIRANIN UYUM İÇİNDE ÇALIŞMASINI SAĞLAR
TAKIMI OLMAYAN NEYİN BAŞKANI OLUR Kİ
TOPLANTI TAKIMIN FİKİR GELİŞTİRDİĞİ YERDİR
İDEAL TOPLANTI
TOPLANTIYA KATILACAK OLANLAR MANTIKLI BİR SÜRE ÖNCEDEN BİLDİRİLMİŞ BİR GÜNDEMLE BAŞLA,
BÖYLECE ÜYELER BU TOPLANTIYA YAPABİLECEKLERİ KATKIYI PLANLAYA BİLİR VE GEREKLİ BİLGİLERİ YANLARINDA GETİREBİLİRLER
EN YARARLI GÜNDEM, GÖRÜŞÜLECEK KONUNUN AMACINI BELİRLEYEN GÜNDEMDİR.
ÖRNEĞİN; BİR KARARMI VERECEĞİZ? BİR FİKİRMİ ÜRETECEĞİZ? YOKSA SADECE BU KONUDA ÇENEMİ ÇALACAĞIZ?
GÜNDEMİN HERKES TARAFINDAN AYNI ŞEKİLDE ANLAŞILMASINI SAĞLAYCAK DÜZEYDE, AÇIK VE NET YAZ.
GÜNDEM KONUSUNDA HAZIRLAN
10 DAKİKALIK HAZIRLIK, TOPLANTI SÜRESİNDEN, 2 SAAT KAZANMANIZI SAĞLAR.
GÜNDEM İLE İLGİLİ GEREKLİ BİLGİLERİ KATILIMCILARA ULAŞTIR. HAZIRLIKLARIN İYİ OLMASINI SAĞLAMAK İÇİN, KATILIMCILARA GÜNDEMLE İLGİLİ SOMUT BİLGİLERİNİ ULAŞTIR.
TOPLANITI YERİ BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ SAATLERİNİ ÖNCEDEN BİLDİR
GÜNDEM VE TOPLANTI SÜRESİNİ BELİRLERKEN KONULARIN ZORLUĞUNA GÖRE
ZAMANLAMA YAP
GÜNDEM MADDELERİNİ ÖNEM SIRASINA VE BİR BİRLERİYLE OLAN İLİŞKİLERİNE GÖRE SIRALA
TOPLANTI ORTAMI
İKİ SAATTEN FAZLA SÜREN TOPLANTILARDA OLMAZSA OLMAZ KURAL
TENEFÜZ VER, TENEFÜSÜN BAŞLAGANCI BİTİŞİ AÇIK VE NET OLMALIDIR
KATILIMCILARIN KENDİLİĞİNDEN DAĞILMALARI TENEFÜS DEĞİLDİR. BU ARTIK TOPLANTININ VERİMLİ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDEMİYECEĞİNİN GÖSTERGESİDİR.
TENEFÜS YETERİ KADAR UZUN OLMALIDIR. TENEFÜSTE RESMİYETEN SAMİMİYETE GEÇİLİR. ÜRETİCİ TARTIŞMALAR YAPILIR.
ERGENLER İÇİN TAVSİYE EDİLEN TOPLANTI SÜRESİ MAKSİMUM 1,5 SAAT VE TAKİBEN TENEFÜS SÜRESİ 20 DAKİKADIR.
TELEFON BAĞLANMAMALIDIR. SESİZ OLUNMALIDIR. ETRAFINDA TOPLANTI DÜZENİNDE OTURABİLECEK BİR MASA VE RAHATRSIZ OLMADAN OTURULACAK SANDALYELER İLE DONATILMALDIR.
VERİMLİ BİR TOPLANTI İÇİN
ZAMANIND A BAŞLA
GÜNDEME SADIK KAL
KO NU DIŞINA ÇIKMA
İKİLİ KONUŞMA
SÖZ KESME
RAST GELE DIŞARI ÇIKMA
YAPICI OL
DİNLE
SONUÇLAR VE EYLEMLER ÜZERİNDE ANLAŞ
ZAMANINDA BİTİR.
TOPLANTI BAŞKANIN GÖREVLERİ
TOLANTI SÜRECİNİ YÖNETMEK
GÜNDEM MADDELERİNİN ANLAŞILMASINI SAĞLAMAK
TARTIŞMAYI GÜNDEM İÇİNDE TUTMAK
SAATİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK
EŞİT SÖZ HAKKI VERMEK
FAZLA KONUŞANLARI SUSTURUP, SESİZ OLANLARI ÖN PLANA ÇIAKRMAK
GEREKTİĞİ KADAR VE YETERİ KADAR TARTIŞMANIN YAPILMASINI SAĞLAMAK
KARARLARIN VERİLDİĞİNİ GARANTİLEMEK
TOPLANTIDA
HER KONU GEREKTİĞİ KADAR YETERİ KADAR TARTIŞILMIŞ OLMALDIR.
HERKESİN GÖRÜŞLERİNİ ALMAK GEREKİR
TOPARLAYICI OLMAK
TOPLANTININ SON MADDESİ
KARARLARIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ
HER KARARIN İÇERMESİ GREREKEN HUSUSLAR
KİM, KİMLERLE, NASIL NERDE NE ZAMAN TOPLANTI YAPTI
TUTNAKLAR
TOPLANTI TUTNAKLARI TOPLANTIDAN HEMEN SONRA, MÜMKÜNSE KARARLARIN ALINMASINI TAKİBEN YAZILMALIDIR.
TARTIŞMALAR TAZEYKEN METİN YAZILMASI TÜM ÜYELERİN İNCELEMESİ VE İMZALAMASI DAHA KOLAYDIR
TOPLANTI ARALARINI KARAR YAZIMI İÇİN KULLANINIZ
TOPLANTI KURALLARINI UYGULAMAKTAN VAZ GEÇME
KENDİNİ YORGUN HİSSETSEN BİLE,
BAŞARI SENDEN KAÇSA BİLE
BİR HATA SANA ZARAR VERSE BİLE
BİR HAYAL YOK OLSA BİLE
GÖZYAŞLARI GÖZLERİNİ YAKSA BİLE
KİMSE GAYRETİNİ FARK ETMESE BİLE
NANKÖRLÜK ÖDÜLÜN OLSA BİLE
ANLAYIŞSIZLIK SENİ GÜLMEKTEN ALI KOYSA BİLE
VE HATTA HER ŞEY Hİ. BİR ŞEY OLSA BİLE
VAÇME, VAGEÇME, VAZGEÇME ……………….
YENİDEN BAŞLA
BU YAZI ÜZERİNE YA BENİ İHRAÇ EDERLER YA GEREĞİNİ YAPARLAR. NEDEN Mİ? UZUN DEMEYİN LÜTFEN OKUYUN
BU YAZI ÜZERİNE YA BENİ İHRAÇ EDERLER YA GEREĞİNİ YAPARLAR. NEDEN Mİ? UZUN DEMEYİN LÜTFEN OKUYUN
Biz ak saçlı sosyal demokratlar aklımızı başımıza toplayalım. Bindiğimiz dalı kesmeyelim. Suçu başkalarında aramayalım. Aramzdaki sızan maskelileri iyi tanıyalım. Patimize sahip çıkalım. Bundan böyle ne kendimizi, ne bir birimizi, nede başkalarını aldatmayalım, kandırmayalım. Boşa zaman kaybetmeyelim.Gerçekleri görelim, gördüklerimizi korkusuzca ortaya koyalım.
DEMOKRASİNİN ERDEMLERİNDEN OLAN ELEŞTİRİMİZİ VE ÖZ ELEŞTİRİMİZİ YAPALIM
Genel başkanımızdan en sade üyemize kadar, hiç kimse, parti içinde yapılan seçimlerde, demokratik mekanizmaları, kuralları, ilkeleri işletilerek, seçmede, seçilmede, kendini, düşüncelerini ifade etmede, örgüt üyeleri arsında eşitlik ve adalet sağlanarak seçim yapıldığını söyleyemez, iddia edemez. ispat edemez. Somut belge ileri süremez. Çünkü
CHP’de2012 yılında yapılan ilçe delege seçimleri, ilçe başkanı ve yönetim kurulu seçimleri, önceki yıllarda olduğu gibi, kapalı kapılar ardında, masa başında, kâğıt üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde gerçekleşmemiştir. Yapılan her şey gözler önünde cereyan etmiştir. Yapılan her şeyin sayısız belgesi, sayısız görgü tanıkları vardır. Maskeliler, seçim telaşıyla fark etmeselerde, maskeleri düşmüştür. Gerçek yüzler görülmüştür. İşte bu Kemal Kılıçdaroğlu farkıdır. Ve bu fark parti içi demokrasi adına çok önemlidir. Bize yani CHP’nin gerçek sahiplerine düşen görev Farklılığı fark etmektir.
Farklılıklar ışığında, belgelere ve tanıklara dayanarak ifade iddia ediyorum ki, yapılan seçimlerin her safhasına, başından sonuna kadar irili ufaklı gruplar,kutuplar seçime damgasını vurmuştur. Grupların, kutupların desteklediği etkili, yetkili, etiketli paralı ve güçlü kişiler ve onları kayıtsız şartsız destekleyen bağımlı kişiler seçime damgasını vurmuştur. Yapılan seçimlerde parti disiplini tamamen yok olmuştur. doğa kanunu işlemiştir. Büyük balık küçük balığı gözler önünde yutmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu demokrasi adına yaşanan bu ayıpları, gizli ayak oyunlarını gün yüzüne çıkarmıştır. Ama engelleyememiştir. Ama engellemek adına çok büyük bir adım atmıştır. İşte buda krmal kılıçdaroğlu farkıdır. Bize, yani CHP’nin gerçek sahiplerine düşen görev bu farklılğı fark etmektir.
Sadece partisini savunan, sadece partisi için hizmet eden, partisinden başka hiçbir güce, bağlı ve bağımlı olmadan , kendi özgür iradesiyle seçmek ve seçilmek isteyen parti üyesinin tüm yolları tıkanmış, sesi kesilmiştir.
Parti üyesinin örgüt toplantılarında soru sorma, önerme, eleştirme, düşünce açıklama hakları seçim öncesi ve sonrasında tümüyle ortadan kaldırıllmıştır. Parti üyesi, grupların,kutupların karşısında tamamen savunmasız ve çaresiz kalmıştır.
Parti üyesinin özgür iradesi, tümüyle grupların, kutupların, grup başkanlarının, ilçe başkan adaylarının, güçlü, etkili, etiketli, yetkili paralı olanların ve onlara bağlı bağımlı olanların, insafına, merhametine, vicdanına bırakılmıştır. Onlar istedikleri yere seçilmişlerdir. Tek seçici olarak stediklerini istedikleri yere seçmişlerdir. istemediklerini seçmemişlerdir. Özgür irade acımasızca, insafsızca, adaletsizce dönen çarkların arasında, gözler önünde ezilerek yok edilmiştir.
önceki seçimlerde daha beterini yaşayanlar, gruplar, kutuplar arasındaki adaletsiz haksız acımsız, insafsız yarışa şahit olanlar, ağzı sütten fena yananlar seçimleri uzaktan izlemekle yetinmişlerdir.
Kemal Kılıçdaroğlu demokrasi adına yaşanan bu ayıpları gün yüzüne çıkarmıştır. Ama engelleyememiştir. Ama engellemek adına çok büyük bir adım atmıştır. İşte buda Kemal Kılıçdaroğlu farkıdır. Bize düşen görev bu farklılğı fark etmektir.
Demokrasi bu kez kapalı kapılar ardında değil, dört duvar arasında değil, açıkça gözler önünde yok edilmiştir. Evet seçimlerde kavgalar, dövüşler olmamıştır. Evet sandalyeler havalarda uçuşmamıştır. Ama mahallelerde seçim yapılmıştır. Ama vicdanlarda kapanması çok zor olan büyük yaralar açılmıştır. Çok kalpler kırılmıştır. Çok emekler özveriler görmezden gelinmiştir. Çok haksızlıklar adaletsizlikler yapılmıştır. Hak etmeyenler, hakkı olmayanlar hak etmedikleri yerlere seçilmişlerdir. Kabul edilmesi hazmedilmesi zor olan budur. bu gerçekler karşısında
Genel kurullarda kürsüye çıkıp, örgüt önünde demokratik yarış oldu. kazanan kazandı. Kaybeden kaybetti. Şimdi birlik, bütünlük, dayanışma zamanı , kardeşlik, barış zamanı demek, kol kırılır yen içinde kalır demek, gerçekten yaranın üstüne tuz biber ekmektir. Gerçekten aslanı kediye boğdurmaktır.
Gözler önünde yaşanan ayıpların, haksızlıkların, adaletsizlillerin üstünü örtmek, bunlar yaşanmamış gibi davranmak, gerçekten onur ve gurur kırıcıdır. Haksızlığa uğrayanlarla alay etmek gibi bir şeydir. Haksızı korumak, haklıyı cezalandırmaktır. Parti üyesine böyle gelmiş böyle gidecek mesajını vermek demektir. güveni yok etmek demektir.
ÖNERİM
Seçimlerde yapılan haksızlıklar, eşitsizlikler, acımasızlıklar, insafsızlıklar, ilkesizlikler, kuralsızlıklar, masaya yatırılıp tartışılmadıkça,
sorular cevaplar özgürce konuşulmadıkça,
özgür irade özgür kalmadıkça,
görev yetki ve sorumluluk sınırları bilinip uygulanmadıkça ,
partiye insanlar değil ilkeler kurallar tüzük hakim olmadıkça
ve hepsinden önemlisi parti kronikleşmiş, antidemokratik anlayıştan, zihniyetten, alışkanlıktan, uygulamdan kurtulmadıkça,
yapılan her şey yapanın yanına kar kaldıkça, parti disiplini herekese eşit olarak uygulanmadıkça,
parti içinde, örgüt içinde barışın huzurun, dayanışmanın sağlanması, sevginin saygının hakim olması asla ve asla söz konusu olamaz.
Bunları yazdığım için beni sustursalarda, partiden ihraç etselerde seçimlerde yaşnan bu gerçekler değiştirilemez.
Yok edilemez. Güneş balçıkla sıvanamaz. Minareye kılıf uydurulamaz.
Bu yazımın, partimin sahip olduğu değerleri ile, tüzel kimliği ile, tüzüğü ve parti proğramı ile, varlığını şans olarak gördüğüm ve her zaman desteklediğim genel başkanımla uzaktan yakından ilgisi yoktur. 30.04.2012
Biz ak saçlı sosyal demokratlar aklımızı başımıza toplayalım. Bindiğimiz dalı kesmeyelim. Suçu başkalarında aramayalım. Aramzdaki sızan maskelileri iyi tanıyalım. Patimize sahip çıkalım. Bundan böyle ne kendimizi, ne bir birimizi, nede başkalarını aldatmayalım, kandırmayalım. Boşa zaman kaybetmeyelim.Gerçekleri görelim, gördüklerimizi korkusuzca ortaya koyalım.
DEMOKRASİNİN ERDEMLERİNDEN OLAN ELEŞTİRİMİZİ VE ÖZ ELEŞTİRİMİZİ YAPALIM
Genel başkanımızdan en sade üyemize kadar, hiç kimse, parti içinde yapılan seçimlerde, demokratik mekanizmaları, kuralları, ilkeleri işletilerek, seçmede, seçilmede, kendini, düşüncelerini ifade etmede, örgüt üyeleri arsında eşitlik ve adalet sağlanarak seçim yapıldığını söyleyemez, iddia edemez. ispat edemez. Somut belge ileri süremez. Çünkü
CHP’de2012 yılında yapılan ilçe delege seçimleri, ilçe başkanı ve yönetim kurulu seçimleri, önceki yıllarda olduğu gibi, kapalı kapılar ardında, masa başında, kâğıt üstünde, ahbap çavuş ilişkisi içinde gerçekleşmemiştir. Yapılan her şey gözler önünde cereyan etmiştir. Yapılan her şeyin sayısız belgesi, sayısız görgü tanıkları vardır. Maskeliler, seçim telaşıyla fark etmeselerde, maskeleri düşmüştür. Gerçek yüzler görülmüştür. İşte bu Kemal Kılıçdaroğlu farkıdır. Ve bu fark parti içi demokrasi adına çok önemlidir. Bize yani CHP’nin gerçek sahiplerine düşen görev Farklılığı fark etmektir.
Farklılıklar ışığında, belgelere ve tanıklara dayanarak ifade iddia ediyorum ki, yapılan seçimlerin her safhasına, başından sonuna kadar irili ufaklı gruplar,kutuplar seçime damgasını vurmuştur. Grupların, kutupların desteklediği etkili, yetkili, etiketli paralı ve güçlü kişiler ve onları kayıtsız şartsız destekleyen bağımlı kişiler seçime damgasını vurmuştur. Yapılan seçimlerde parti disiplini tamamen yok olmuştur. doğa kanunu işlemiştir. Büyük balık küçük balığı gözler önünde yutmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu demokrasi adına yaşanan bu ayıpları, gizli ayak oyunlarını gün yüzüne çıkarmıştır. Ama engelleyememiştir. Ama engellemek adına çok büyük bir adım atmıştır. İşte buda krmal kılıçdaroğlu farkıdır. Bize, yani CHP’nin gerçek sahiplerine düşen görev bu farklılğı fark etmektir.
Sadece partisini savunan, sadece partisi için hizmet eden, partisinden başka hiçbir güce, bağlı ve bağımlı olmadan , kendi özgür iradesiyle seçmek ve seçilmek isteyen parti üyesinin tüm yolları tıkanmış, sesi kesilmiştir.
Parti üyesinin örgüt toplantılarında soru sorma, önerme, eleştirme, düşünce açıklama hakları seçim öncesi ve sonrasında tümüyle ortadan kaldırıllmıştır. Parti üyesi, grupların,kutupların karşısında tamamen savunmasız ve çaresiz kalmıştır.
Parti üyesinin özgür iradesi, tümüyle grupların, kutupların, grup başkanlarının, ilçe başkan adaylarının, güçlü, etkili, etiketli, yetkili paralı olanların ve onlara bağlı bağımlı olanların, insafına, merhametine, vicdanına bırakılmıştır. Onlar istedikleri yere seçilmişlerdir. Tek seçici olarak stediklerini istedikleri yere seçmişlerdir. istemediklerini seçmemişlerdir. Özgür irade acımasızca, insafsızca, adaletsizce dönen çarkların arasında, gözler önünde ezilerek yok edilmiştir.
önceki seçimlerde daha beterini yaşayanlar, gruplar, kutuplar arasındaki adaletsiz haksız acımsız, insafsız yarışa şahit olanlar, ağzı sütten fena yananlar seçimleri uzaktan izlemekle yetinmişlerdir.
Kemal Kılıçdaroğlu demokrasi adına yaşanan bu ayıpları gün yüzüne çıkarmıştır. Ama engelleyememiştir. Ama engellemek adına çok büyük bir adım atmıştır. İşte buda Kemal Kılıçdaroğlu farkıdır. Bize düşen görev bu farklılğı fark etmektir.
Demokrasi bu kez kapalı kapılar ardında değil, dört duvar arasında değil, açıkça gözler önünde yok edilmiştir. Evet seçimlerde kavgalar, dövüşler olmamıştır. Evet sandalyeler havalarda uçuşmamıştır. Ama mahallelerde seçim yapılmıştır. Ama vicdanlarda kapanması çok zor olan büyük yaralar açılmıştır. Çok kalpler kırılmıştır. Çok emekler özveriler görmezden gelinmiştir. Çok haksızlıklar adaletsizlikler yapılmıştır. Hak etmeyenler, hakkı olmayanlar hak etmedikleri yerlere seçilmişlerdir. Kabul edilmesi hazmedilmesi zor olan budur. bu gerçekler karşısında
Genel kurullarda kürsüye çıkıp, örgüt önünde demokratik yarış oldu. kazanan kazandı. Kaybeden kaybetti. Şimdi birlik, bütünlük, dayanışma zamanı , kardeşlik, barış zamanı demek, kol kırılır yen içinde kalır demek, gerçekten yaranın üstüne tuz biber ekmektir. Gerçekten aslanı kediye boğdurmaktır.
Gözler önünde yaşanan ayıpların, haksızlıkların, adaletsizlillerin üstünü örtmek, bunlar yaşanmamış gibi davranmak, gerçekten onur ve gurur kırıcıdır. Haksızlığa uğrayanlarla alay etmek gibi bir şeydir. Haksızı korumak, haklıyı cezalandırmaktır. Parti üyesine böyle gelmiş böyle gidecek mesajını vermek demektir. güveni yok etmek demektir.
ÖNERİM
Seçimlerde yapılan haksızlıklar, eşitsizlikler, acımasızlıklar, insafsızlıklar, ilkesizlikler, kuralsızlıklar, masaya yatırılıp tartışılmadıkça,
sorular cevaplar özgürce konuşulmadıkça,
özgür irade özgür kalmadıkça,
görev yetki ve sorumluluk sınırları bilinip uygulanmadıkça ,
partiye insanlar değil ilkeler kurallar tüzük hakim olmadıkça
ve hepsinden önemlisi parti kronikleşmiş, antidemokratik anlayıştan, zihniyetten, alışkanlıktan, uygulamdan kurtulmadıkça,
yapılan her şey yapanın yanına kar kaldıkça, parti disiplini herekese eşit olarak uygulanmadıkça,
parti içinde, örgüt içinde barışın huzurun, dayanışmanın sağlanması, sevginin saygının hakim olması asla ve asla söz konusu olamaz.
Bunları yazdığım için beni sustursalarda, partiden ihraç etselerde seçimlerde yaşnan bu gerçekler değiştirilemez.
Yok edilemez. Güneş balçıkla sıvanamaz. Minareye kılıf uydurulamaz.
Bu yazımın, partimin sahip olduğu değerleri ile, tüzel kimliği ile, tüzüğü ve parti proğramı ile, varlığını şans olarak gördüğüm ve her zaman desteklediğim genel başkanımla uzaktan yakından ilgisi yoktur. 30.04.2012
4/29/12
CHP YILDIRIM İLÇE GENEL KURU HAKKINDA YORUMUM
Genel kurul için tutulan salon, çok küçüktü ve çok direkliydi.
Birçok üye ve delege ayakta kalmıştı.
Belki salonun küçük olduğundan, belki hiç düşülmediğinden ve önemsenmediğinden, toplantı düzeni ve disiplini hiç yoktu.
Salonu dolduran üye ve delegeler karışıktılar.
Salonun giriş kapısından divanın ta önüne kadar, tıklım, tıklım doluydu.
Üye ve delegelerin yarıya yakını ayakta kalmıştı.
Birçok üye ve delege konuşmacıyı ve divanı göremiyordu.
Genel kurul bu görüntü ve toplantı düzeniyle başladı.
İstiklal marşı okundu.
Divan başkanlığına CHP’nin değil Türkiye’nin en renkli isimlerinden olan Kamer Genç aday gösterildi.
Bu görüntü ve manzara içinde divan başkanlığı seçimi oylandı.
Divan yerini aldı.
Divan başkanı uzun sayılmayacak bir konuşma yaparak düşüncelerini açıkladı.
Bol bol alkışlandı
Faaliyet raporu okunduktan sonra kişisel konuşmalara geçildi.
Kamer Genç’in dışında, il başkanı dâhil tüm Bursa milletvekilleri genel kurula katıldıkları görüldü.
Konuşmacıları dinledim.
İlçe yönetiminin 2 yıllık faaliyeti hakkında, toplantı düzeni ve disiplini hakkında (Sena Kale’li hariç ) doyurucu tatmin edici konuşma yapana şahit olmadım.
Konuşmacıların çoğu (4 ilçe başkanı adayı dahil) he r toplantıda olduğu gibi, Atatürk’ten, Pir Sultan’dan, emperyalizmden, sivas katliamında, uğur mumcu, bahriye Üçok muammer Aksoy’ vb. gibi isimler üzerinden nutuk attılar.
Konuşmacıların birçoğu mevcut toplantı görüntüsü ve düzeni içinde demokratik bir yarış olduğundan söz ettiklerinde elimde olmayarak gülümsediğimi hissettim.
Keşke demokrasi nin ve toplantı düzenin ne olduğu nasıl olduğu hakkında hiç bir bilgim olmasaydı.
Keşke seçim sürecinin ta içinde olmasaydım, olup bitenleri, yaşanan olayları, çok yakından takip etmeseydim diye düşündüm.
Evet, yıllarca delege seçimlerinin, üyelerin oylarıyla yapılmadığını, bu kadar bol katılımlı genel kurulların yaşanmadığını, kavgaların olmadığını, sandalyelerin havalarda uçuşmadığını düşünecek olursak, rakip partilerde bunlara rastlanmadığını düşünecek olursak parti içi demokrasi konusunda çok büyük gelişmelerin ve değişmelerin olduğunu söyleyebiliriz.
Eleştiri yapanları bu gerekçelerle susturabiliriz.
ÖNERİM
Millet vekillerimiz dâhil, il başkanlarımız dahil, il ilçe başkanlarımız dahil, tüm üyelerimiz dahil demokrasi dersi almalıyız.
Toplantıların nasıl düzenleneceği, oturma düzenin nasıl sağlanacağı, toplantıların nasıl yönetileceği konusunda ders almalıyız.
Bu dersi almadan öğrenmeden uygulamadan CHP de parti içi demokrasi uygulanacak diyenin aklına şaşarım.
Bu dersler alınmazsa, görev yetki ve sorumluluklarının sınırları, tüzük, ilke ve kurallar bilinip uygulanmaz, uygulanmaya konulmazsa, o örgütte ya alabildiğine disiplinsizlik yaşanır ya da alabildiğine kaba otorite yaşanır. İkisinin ortası olamaz. Doğa kanunu işler. Her zaman büyük balık küçük balığı yutar. Yutuyor da.
Dilerim umarım CHP yıldırım ilçe örgütünde, hiçbir zaman böyle bir toplantı düzenine görüntüsüne bir daha şahit olmam.
Evet, çok iyi biliyorum ki, dillere düşen. Gözle görülen, basına medyaya yansıyan kavgalar olmadı.
Ama görünmez çok yaralar açıldı, çok kalpler ve gönüller kırıldı. Böyle bir durumda kol kırılsın yen içinde kalsın diyen CHP’li olamaz demokrat olamaz. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalıdır.
SON SÖZÜM ŞUDUR
CHP’NİN, DEMOKRASİNİN, PARTİ İÇİ BARIŞ VE HUZURUN, EŞİTLİĞİN VE ADALETİN, HAKKIN, HUKUKUN EN BÜYÜK DÜŞMANI BLOK LİSTE YÖNTEMİYLE SEÇİM YAPILMASIDIR.
Çünkü üyeler bir birlerini tanımıyor. Delegeler bir birlerini tanımıyor. Delegeler başkan adaylarını, başkan adayları delegeleri tanımıyor.
Böyle bir ortam içinde blok liste yöntemi ile seçim yapmak, demokrasiye eşitliğe adalete hakka hukuka vurulan en büyük darbe oluyor.
Seçim oldu şimdi kardeşlik, dayanışma, barış, dostluk zamanı demek çok büyük aldatmaca ve kandırmaca oluyor. Artık yüzümüzdeki maskeleri indirelim bir birimizi ve kendimizi kandırmaktan vaz geçelim.
4/28/12
DOĞAYI, DOĞALLIĞI, İNSANLARI SEVEN GÖNÜL DOSTLARIMA DUYURUM VAR. DAVETİM VAR
DOĞAYI, DOĞALLIĞI, İNSANLARI SEVEN GÖNÜL DOSTLARIMA DUYURUM VAR. DAVETİM VAR
Doğayı, doğallığı, insanları sevenlere, uzaktaki, yakındaki, tanıdığım tanımadığım tüm gönül dostlarıma, bende gönül dostuyum diyen güzel insanlara, cepten değil yürekten paylaşanlara, sözüyle özüyle ben değil biz diyenlere DAVETİM VAR. DUYURUM VAR
Bir yıl içinde eşimle birlikte “KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR 2000” adı altında tamamen siz gönül dostlarımızın katılımıyla düzenlediğimiz (sağ ve sağlıklı olduğumuz sürece düzenlemeye devam edeceğimiz ) üç ana etkinliğimiz var.
1- Her yıl nisan ayının ilk haftasında Pazar günü saat 9.00 da başlayan KAPLI KAYA deresine doğa gezisi
2- Her yıl haziran ayının ilk haftasında Pazar günü KAPLI KAYA PARKINDA saat 9.00da başlayan tam güm gün süren, sazlı, türkülü, sözlü halaylı sabah kahvaltısı ve piknik
3- Her yıl ekim ayında KAPLI KAYA DERESİ YAMAÇLARINA kestane gezisi (son bahar gezisi)
2011 yılı sonbahar etkinliğinin ilkini 13 Kasımda sabah saat 7.30 da eksi sıfır derece gerçekleştirdik. O saate o soğukta hiç kimse katılmaz diyordum. Baylı bayanlı tahminen 30 gönül dostumuz katılmıştı. Sabah kahvaltımızı doğada hep birlikte yapmıştık. Resimler çekip facebookta yayınlamıştık. Geziye katılan her her bir düşünemeyeceğiniz kadar çok mutlu olmuştu. Gezimiz 2 saatten fazla sürmüştü.
2012 ilkbahar etkinliğini nisan ayının ilk haftasında Pazar günü saat 9.00 da KAPLI KAYA DERESİNDE VE YAMAÇLARINDA gerçekleştirdik. Sabahın o saatinde katılımın fazla olmayacağını düşünmüştüm. Çoğunu ilk defa gördüğüm ve tanıştığım baylı bayanlı 60 gönül dostlarımız hem de ailece gezimize katılmışlardı. Sabah kahvaltımızı doğada yapmıştık. Tam 4 saat süren unutulmaz bir gezi olmuştu. Geziye katılan tüm gönül dostlarımız çok, çok mutlu olmuştu. Bol bol resimler çekip facebookta yayınlamıştık. (piknik yapma kararımızı bu geziye katılanlarla birlikte almıştık.)
2012 yılının haziran aynın ilk haftasında Pazar günü KAPLI KAYA PARKINDA gönül dostlarımızla birlikte ilk defa tam gün sürecek olan sabah kahvaltısı ve piknik yapacağız. (ilkbahar gezisine aileleriyle birlikte katılan ziya gönül dostumuz saz çalmaya, murat kardeşimiz ilk türküyü söylemeye söz vermişlerdir)
Siz gönül dostlarımızı sazınızla, halayınızla mangalınızla, böreklerinizle eşinizle dostunuzla tüm sevdiklerinizle pikniğimize bir anlamda bizim kır düğünümüze sevenlerinizle sevdiklerinizle davet ediyorum. ( o günü unutmamanızı ve erken gelip masa tutmanızı öneririm o gün yağışlı olursa haftaya aynı gün aynı yer)
2012 yılının son etkinliği ekim ayında KAPLI KAYA YAMAÇLARINA düzenleyeceğimiz kestane gezisi olacaktır.
ÖNEMLİ NOT 1: etkinliğimize herhangi bir gerekçeyle katılmadı diye hiçbir yakınıma gönül dostuma hatır koymam asla söz konusu olamaz.
NOT 2: etkinliklerimize katılmak isteyen gönül dostlarımızın KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR 2OOO grubuna katılırlarsa ana ve ara etkinliklerimizde iletişim kurmak haberleşmek çok daha kolay olur.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150774238289419&set=a.433878849418.209705.552884418&type=1
Doğayı, doğallığı, insanları sevenlere, uzaktaki, yakındaki, tanıdığım tanımadığım tüm gönül dostlarıma, bende gönül dostuyum diyen güzel insanlara, cepten değil yürekten paylaşanlara, sözüyle özüyle ben değil biz diyenlere DAVETİM VAR. DUYURUM VAR
Bir yıl içinde eşimle birlikte “KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR 2000” adı altında tamamen siz gönül dostlarımızın katılımıyla düzenlediğimiz (sağ ve sağlıklı olduğumuz sürece düzenlemeye devam edeceğimiz ) üç ana etkinliğimiz var.
1- Her yıl nisan ayının ilk haftasında Pazar günü saat 9.00 da başlayan KAPLI KAYA deresine doğa gezisi
2- Her yıl haziran ayının ilk haftasında Pazar günü KAPLI KAYA PARKINDA saat 9.00da başlayan tam güm gün süren, sazlı, türkülü, sözlü halaylı sabah kahvaltısı ve piknik
3- Her yıl ekim ayında KAPLI KAYA DERESİ YAMAÇLARINA kestane gezisi (son bahar gezisi)
2011 yılı sonbahar etkinliğinin ilkini 13 Kasımda sabah saat 7.30 da eksi sıfır derece gerçekleştirdik. O saate o soğukta hiç kimse katılmaz diyordum. Baylı bayanlı tahminen 30 gönül dostumuz katılmıştı. Sabah kahvaltımızı doğada hep birlikte yapmıştık. Resimler çekip facebookta yayınlamıştık. Geziye katılan her her bir düşünemeyeceğiniz kadar çok mutlu olmuştu. Gezimiz 2 saatten fazla sürmüştü.
2012 ilkbahar etkinliğini nisan ayının ilk haftasında Pazar günü saat 9.00 da KAPLI KAYA DERESİNDE VE YAMAÇLARINDA gerçekleştirdik. Sabahın o saatinde katılımın fazla olmayacağını düşünmüştüm. Çoğunu ilk defa gördüğüm ve tanıştığım baylı bayanlı 60 gönül dostlarımız hem de ailece gezimize katılmışlardı. Sabah kahvaltımızı doğada yapmıştık. Tam 4 saat süren unutulmaz bir gezi olmuştu. Geziye katılan tüm gönül dostlarımız çok, çok mutlu olmuştu. Bol bol resimler çekip facebookta yayınlamıştık. (piknik yapma kararımızı bu geziye katılanlarla birlikte almıştık.)
2012 yılının haziran aynın ilk haftasında Pazar günü KAPLI KAYA PARKINDA gönül dostlarımızla birlikte ilk defa tam gün sürecek olan sabah kahvaltısı ve piknik yapacağız. (ilkbahar gezisine aileleriyle birlikte katılan ziya gönül dostumuz saz çalmaya, murat kardeşimiz ilk türküyü söylemeye söz vermişlerdir)
Siz gönül dostlarımızı sazınızla, halayınızla mangalınızla, böreklerinizle eşinizle dostunuzla tüm sevdiklerinizle pikniğimize bir anlamda bizim kır düğünümüze sevenlerinizle sevdiklerinizle davet ediyorum. ( o günü unutmamanızı ve erken gelip masa tutmanızı öneririm o gün yağışlı olursa haftaya aynı gün aynı yer)
2012 yılının son etkinliği ekim ayında KAPLI KAYA YAMAÇLARINA düzenleyeceğimiz kestane gezisi olacaktır.
ÖNEMLİ NOT 1: etkinliğimize herhangi bir gerekçeyle katılmadı diye hiçbir yakınıma gönül dostuma hatır koymam asla söz konusu olamaz.
NOT 2: etkinliklerimize katılmak isteyen gönül dostlarımızın KAPLI KAYA YAŞAM BOYU SPOR 2OOO grubuna katılırlarsa ana ve ara etkinliklerimizde iletişim kurmak haberleşmek çok daha kolay olur.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150774238289419&set=a.433878849418.209705.552884418&type=1
ONLAR BENİ LİSTELERİNE YAZMAZLAR, YAZAMAZLAR NEDEN Mİ? LÜTFEN OKUYUN
ONLAR BENİ LİSTELERİNE YAZMAZLAR, YAZAMAZLAR NEDEN Mİ? LÜTFEN OKUYUN
Açıkça ifade ediyorum. Yeteri kadar param olmadığı için milletvekilliğine, il başkanlığına, ilçe başkanlığına aday olamadım. Yalnızca delege adayı oldum onu da kazanamadım. Nasıl ve neden kazanamadığımı onlar çok iyi bilirler.
Şu ana kadar (28.4.2012 yarın seçim var) hiç bir başkan adayından ne il delegeliği için ne ilçe yönetimi için hiç bir teklif almadığım için bu yazmaya karar verdim.
Onlar, yani beni çok iyi tanıyanlar, yani seçilmek için grup kuranlar, grup başkanları, başkan adayları beni listelerine yazmazlar, yazamazlar.
Çünkü onlar, 2010 Nisan ayından beri, partimizin il ve ilçe örgütlerimizin düzenlediği tüm eylem etkinliklere, toplantılara, mitinglere katıldığımı çok iyi bilirler.
Çünkü onlar, yazılı ve sözlü müracaatlarımda, görev alıp çalışmak için ne gibi çabalar içinde olduğumu, nasıl, önerilerde bulunduğumu, nasıl eleştirdiğimi, nasıl sorguladığımı çok iyi bilirler.
Çünkü onlar yerel basınımızın köşe yazarlarının yazılarımı internetten alıp sesimi duyurmak için köşelerinde yazdıklarını bilirler.
Çünkü onlar, partimin dışında hiç bir grubun, kutbun, hizbin etkili, etiketli, paralı kişilerin, ahbap çavuş ilişkilerinin yanında, içinde olmadığımı olamayacağımı, sadece kendi özgür irademle var olmak istediğimi çok iyi bilirler.
Çünkü onlar referandumda, milletvekili seçimlerinde milletvekili adaylarımızla, kadınlarımızla gençlerimizle ilçemizde nasıl çalıştığımı, milletvekili adaylarımızı halkımıza nasıl tanıttığımı, mahallelerde arabalarla gezerek nasıl anos ettiğimi çok iyi bilirler.
Çünkü onlar, kendi olanaklarımla, çalışmamla, bileğimin hakkıyla, nasıl mahalle temsilcisi olduğumu, nasıl okul sorumlusu olduğumu, çalışmalarımdan dolayı nasıl övgüler aldığımı, hazırladığım çalışma raporlarının il başkanımıza nasıl övgüyle taktim edildiğini çok iyi bilirler.
Yazılacak anlatılacak o kadar çok şey var ki. Ama onlar soran, sorgulayan, düşünen, araştıran, öneren eleştiren özgür iradesiyle var olmak isteyen üyeyi anlattığım nedenlerle listelerine yazmazlar yazamazlar.
Sizlere soruyorum bu kimliğimle kişiliğimle, bilgimle birikimimle azmimle, çalışmamla, enerjimle her hangi bir göreve seçilemiyorsam. Suç benim mi? 28.4.2012
Açıkça ifade ediyorum. Yeteri kadar param olmadığı için milletvekilliğine, il başkanlığına, ilçe başkanlığına aday olamadım. Yalnızca delege adayı oldum onu da kazanamadım. Nasıl ve neden kazanamadığımı onlar çok iyi bilirler.
Şu ana kadar (28.4.2012 yarın seçim var) hiç bir başkan adayından ne il delegeliği için ne ilçe yönetimi için hiç bir teklif almadığım için bu yazmaya karar verdim.
Onlar, yani beni çok iyi tanıyanlar, yani seçilmek için grup kuranlar, grup başkanları, başkan adayları beni listelerine yazmazlar, yazamazlar.
Çünkü onlar, 2010 Nisan ayından beri, partimizin il ve ilçe örgütlerimizin düzenlediği tüm eylem etkinliklere, toplantılara, mitinglere katıldığımı çok iyi bilirler.
Çünkü onlar, yazılı ve sözlü müracaatlarımda, görev alıp çalışmak için ne gibi çabalar içinde olduğumu, nasıl, önerilerde bulunduğumu, nasıl eleştirdiğimi, nasıl sorguladığımı çok iyi bilirler.
Çünkü onlar yerel basınımızın köşe yazarlarının yazılarımı internetten alıp sesimi duyurmak için köşelerinde yazdıklarını bilirler.
Çünkü onlar, partimin dışında hiç bir grubun, kutbun, hizbin etkili, etiketli, paralı kişilerin, ahbap çavuş ilişkilerinin yanında, içinde olmadığımı olamayacağımı, sadece kendi özgür irademle var olmak istediğimi çok iyi bilirler.
Çünkü onlar referandumda, milletvekili seçimlerinde milletvekili adaylarımızla, kadınlarımızla gençlerimizle ilçemizde nasıl çalıştığımı, milletvekili adaylarımızı halkımıza nasıl tanıttığımı, mahallelerde arabalarla gezerek nasıl anos ettiğimi çok iyi bilirler.
Çünkü onlar, kendi olanaklarımla, çalışmamla, bileğimin hakkıyla, nasıl mahalle temsilcisi olduğumu, nasıl okul sorumlusu olduğumu, çalışmalarımdan dolayı nasıl övgüler aldığımı, hazırladığım çalışma raporlarının il başkanımıza nasıl övgüyle taktim edildiğini çok iyi bilirler.
Yazılacak anlatılacak o kadar çok şey var ki. Ama onlar soran, sorgulayan, düşünen, araştıran, öneren eleştiren özgür iradesiyle var olmak isteyen üyeyi anlattığım nedenlerle listelerine yazmazlar yazamazlar.
Sizlere soruyorum bu kimliğimle kişiliğimle, bilgimle birikimimle azmimle, çalışmamla, enerjimle her hangi bir göreve seçilemiyorsam. Suç benim mi? 28.4.2012
GÖNÜL DOSTLARIMA, BENDE GÖNÜL DOSTUYM DİYEN GÜZEL İNSANLARA DUYURUM VAR. DAVETİM VAR.
GÖNÜL DOSTLARIMA, BENDE GÖNÜL DOSTUYM DİYEN GÜZEL İNSANLARA DUYURUM VAR. DAVETİM VAR.
İNANIN DOSTLARIM. HER ŞEY GÖNÜL DOSTLARIYLA GÜZEL İNSANLARLA PAYLAŞINCA ANLAM VE DEĞER KAZANIYOR. SEVGİNİN DOĞANIN DOĞALLIĞIN KESİŞTİĞİ BİR GÜNDE, BİR YERDE, BİR ORTAMDA SİZ GÖNÜL DOSTLARIMLA BULUŞMAYI MUTLU, NEŞELİ, MUTLUANLARI, ANILARI PAYLAŞMAYI HAYAL EDİYORUM.
(HANİ DERLER YA GÖNÜL NE KAHVE İSTER NE KAHVAHANE GÖNÜL BİR DOST İSTER KAHVE BAHANE DİYE İŞTE EYLE BİR ŞEY) HAYALLERİMDEM İLKİNİ 13.10.2011 TARİHİNDE KAPLI KAYA DERESİNE SON BAHARIN GÜZLLİKLERİNİ GÖRMEK İÇİN, İKİNCİSİNİ İSE 1.NİSAN 2012 TARİHİNDE İLKBAHARIN GÜZELLİKLERİNİ GÖRMEK İÇİN KAPLI KAYA DERESİNE GÖNÜL DOSTLARIMLA BİRLİKTE GEZİ YAPMIŞTIK. GEZİ RESİMLERİNİ FACEBOOKTA YAYINLAMIŞTIM. HER İKİ GEZİYE KATILANLAR SON DERECE MUTLU OLMUŞLARDI.
SİZ GÖNÜL DOSTLARIMLA 3. BİR ETKİNLİĞİ, DUYURMAK İSTİYORUM.
NERE OLURSANIZ OLUN DOĞAYI DOĞALLIĞI SEVEN TÜM GÖNÜL DOSTLARIMI, BENDE GÖNÜL DOSTUYM DİYEN GÜZEL İNSANLARI 2012 HAZİRANIN İLK HAFTASINDA, İLK PAZAR GÜNÜ,SAAT 9.OO DA BURSA YILDIRIM KAPLI KAYA PARKINDA (TAM GÜN)HEP BİRLİKTE SABAH KAHVALTISI VE PİKNİK YAPMAYA, EĞLENMEYE DİNLENMEYEDAVET EDİYORUM. (ALLAH KISMET EDERSE BİR AKSİLİK OLMADIĞI TAKTİDE O GÜN PİKNİK YAPMAK İÇİN EŞİMLE BİRLİKTE KAPLI KAYA PARKINDA OLACAĞIM)
PİKNİĞİMİZİN TAM BİR DÜĞÜN HAVASI İÇİNDE SAZLI, TÜRKÜLÜ, GEÇMESİ İÇİN, SAZ ÇALAN, TÜRKÜ SÖYLEYEN,HALAY ÇEKEN, OYUN OYNAYAN DOSTLARIMIZIN PİKNİĞİMİZE KATILMALARI EĞLENCİMİZE RENK KATACAKTIR. 1 NİSAN GEZİSİNDE GENÇ BİR ARKADAŞIMIZ BİR AKSİLİK OLMADIĞI TAKTİDE SAZIYLA PİKNİĞİMİZE GELMEYEKATILMAYA SÖZ VERMİŞTİR.
O GÜN SEVDİKLERİNİZİ, MANGALINIZI, ÇÖREĞİNİZİ, BÖREĞİNİZİ YEMEĞİNİZİ PİNİK İÇİN GEREKLİ OLAN HER ŞEYİ GETİRMENİZİ ÖNERİYORUM. ÖZDİLEK ALIŞ VERİŞ MERKEZİ ÇOK YAKINIMIZDADIR.
HİÇ KİMSE DEMEDİ DEMESİN. DUYAN DUYMANA SÖYLESİN. O GÜN KİMSEYE SÖZ VERMESİN. (O GÜN HAVA MUHALEFETİ OLUR İSE İKİCİ HAFTA AYNI YERDE) 2012 yılının son etkinliği ekim ayında kaplı kaya yamaçlarına kestane gezisi olacaktır. Tarihi günü saati daha busayfadan duyurulacaktır.
NOT: Ayrıntılar, yeni gelişmeler olduğu takdirde o gün yaklaştıkça bu sayfadan (facebookadersimde sayfamda ) sizlere duyurulacaktır.
Yapılan etkinliklerin hiçbir kurumla, kuruluşla dernekle partiyle doğrudan yada dolaylı olarak hiçbir bağı yoktur. Tamamen piknik. Eğlence ve dinlenme amaçlıdır.
https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/547702_378270985526973_100000322237757_1259372_1379890405_n.jp
İNANIN DOSTLARIM. HER ŞEY GÖNÜL DOSTLARIYLA GÜZEL İNSANLARLA PAYLAŞINCA ANLAM VE DEĞER KAZANIYOR. SEVGİNİN DOĞANIN DOĞALLIĞIN KESİŞTİĞİ BİR GÜNDE, BİR YERDE, BİR ORTAMDA SİZ GÖNÜL DOSTLARIMLA BULUŞMAYI MUTLU, NEŞELİ, MUTLUANLARI, ANILARI PAYLAŞMAYI HAYAL EDİYORUM.
(HANİ DERLER YA GÖNÜL NE KAHVE İSTER NE KAHVAHANE GÖNÜL BİR DOST İSTER KAHVE BAHANE DİYE İŞTE EYLE BİR ŞEY) HAYALLERİMDEM İLKİNİ 13.10.2011 TARİHİNDE KAPLI KAYA DERESİNE SON BAHARIN GÜZLLİKLERİNİ GÖRMEK İÇİN, İKİNCİSİNİ İSE 1.NİSAN 2012 TARİHİNDE İLKBAHARIN GÜZELLİKLERİNİ GÖRMEK İÇİN KAPLI KAYA DERESİNE GÖNÜL DOSTLARIMLA BİRLİKTE GEZİ YAPMIŞTIK. GEZİ RESİMLERİNİ FACEBOOKTA YAYINLAMIŞTIM. HER İKİ GEZİYE KATILANLAR SON DERECE MUTLU OLMUŞLARDI.
SİZ GÖNÜL DOSTLARIMLA 3. BİR ETKİNLİĞİ, DUYURMAK İSTİYORUM.
NERE OLURSANIZ OLUN DOĞAYI DOĞALLIĞI SEVEN TÜM GÖNÜL DOSTLARIMI, BENDE GÖNÜL DOSTUYM DİYEN GÜZEL İNSANLARI 2012 HAZİRANIN İLK HAFTASINDA, İLK PAZAR GÜNÜ,SAAT 9.OO DA BURSA YILDIRIM KAPLI KAYA PARKINDA (TAM GÜN)HEP BİRLİKTE SABAH KAHVALTISI VE PİKNİK YAPMAYA, EĞLENMEYE DİNLENMEYEDAVET EDİYORUM. (ALLAH KISMET EDERSE BİR AKSİLİK OLMADIĞI TAKTİDE O GÜN PİKNİK YAPMAK İÇİN EŞİMLE BİRLİKTE KAPLI KAYA PARKINDA OLACAĞIM)
PİKNİĞİMİZİN TAM BİR DÜĞÜN HAVASI İÇİNDE SAZLI, TÜRKÜLÜ, GEÇMESİ İÇİN, SAZ ÇALAN, TÜRKÜ SÖYLEYEN,HALAY ÇEKEN, OYUN OYNAYAN DOSTLARIMIZIN PİKNİĞİMİZE KATILMALARI EĞLENCİMİZE RENK KATACAKTIR. 1 NİSAN GEZİSİNDE GENÇ BİR ARKADAŞIMIZ BİR AKSİLİK OLMADIĞI TAKTİDE SAZIYLA PİKNİĞİMİZE GELMEYEKATILMAYA SÖZ VERMİŞTİR.
O GÜN SEVDİKLERİNİZİ, MANGALINIZI, ÇÖREĞİNİZİ, BÖREĞİNİZİ YEMEĞİNİZİ PİNİK İÇİN GEREKLİ OLAN HER ŞEYİ GETİRMENİZİ ÖNERİYORUM. ÖZDİLEK ALIŞ VERİŞ MERKEZİ ÇOK YAKINIMIZDADIR.
HİÇ KİMSE DEMEDİ DEMESİN. DUYAN DUYMANA SÖYLESİN. O GÜN KİMSEYE SÖZ VERMESİN. (O GÜN HAVA MUHALEFETİ OLUR İSE İKİCİ HAFTA AYNI YERDE) 2012 yılının son etkinliği ekim ayında kaplı kaya yamaçlarına kestane gezisi olacaktır. Tarihi günü saati daha busayfadan duyurulacaktır.
NOT: Ayrıntılar, yeni gelişmeler olduğu takdirde o gün yaklaştıkça bu sayfadan (facebookadersimde sayfamda ) sizlere duyurulacaktır.
Yapılan etkinliklerin hiçbir kurumla, kuruluşla dernekle partiyle doğrudan yada dolaylı olarak hiçbir bağı yoktur. Tamamen piknik. Eğlence ve dinlenme amaçlıdır.
https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/547702_378270985526973_100000322237757_1259372_1379890405_n.jp
4/26/12
YAŞASIN DEMOKRASİ, YAŞASIN CHP’Sİ, YAŞASIN YENİ BAŞKANIMIZ
CHP örgütlerinde özellikle seçimler yaklaşınca etiket sahibi olanlar, parası çok olanlar, yağcılığı iyi yapanlar bir araya geliyorlar. Hiç kimseye sormadan kendi aralarında bir grup kuruyorlar. Gruba bir ad buluyorlar. Kendilerine göre mantıklı bir gerekçeyle politika ve siyaset sahnesine çıkıyorlar. Sözde kimseye çaktırmadan seçimlerde köşe kapmaya hazırlanıyorlar. Kendilerine hedef bölge seçiyorlar. Kolları sıvıyorlar çalışmaya başlıyorlar. Öncelikle üyelerin telefon numaralarını ele geçiriyorlar. Para harcamaktan kaçınmıyorlar. Düğün salonları, kahvehaneler kiralıyorlar. Toplu mesajlarla üyelere ulaşıyorlar. Hiç kimseye, sormadan danışmadan izin almadan İstedikleri tarihte, istedikleri saatte ve yerde üyeleri toplantıya çağırıyorlar. Katılan üyelerle toplantı yapıyorlar. Bu usul ve yöntemle istedikleri kadar toplantı düzenliyorlar. Toplantıları kendileri yönetiyorlar. Divanda hep bir arada oturuyorlar. Her zaman ilk sözü kendilerine veriyorlar. İstedikleri kadar konuşuyorlar. Bol, bol eşitlikten, adaletten, demokrasiden, haktan hukuktan, özgürlükten, birlikten, beraberlikten dayanışmadan bahsediyorlar. Çeşitli konularda üyeleri bilgilendiriyorlar. Ne kadar fedakâr ve çalışkan olduklarını anlatıyorlar. Zaman kalırsa toplantıya katılanlara söz hakkı veriyorlar. Toplantıları istedikleri zaman bitirebiliyorlar. Grup üyeleri arasında ayrılmalar, boşalmalar oluyorsa da sorun olmuyor. Açık kapatılıyor. hemen yerlerine başkaları alınıyor.
Delege seçimleri başlıyor. Gruplar kendilerine yakın olan isimlerin delege seçilmeleri için tüm olanaklarını seferber ediyorlar. Hiç fedakârlıktan kaçınmıyorlar. Her yolu deniyorlar. Delege seçimleri bitiyor. Delegeler blok liste yöntemiyle seçiliyor.
Sıra ilçe başkanı seçimine geliyor. Grup başkanları (genelde ya parası çok olan ya etiketi olan) adaylıklarını açıklıyorlar. Başkan adayları arasında (gruplarlar arasında) bir birini seçimlerde yok edecek olan amansız yarış süreci başlıyor. Bu yarışta yeler tamamen devreden çıkıyor. Hatta unutuluyor. Delegeler hedef alınıyor. Delegelerle defalarca, görüşmeler, konuşmalar, toplantılar, kulisler yapılıyor. Kapalı kapılar ardında gruplar, grup başkanlar arasında sıkı pazarlıklar yaşanıyor. Final yaklaşıyor. Başkan adayları birlikte uyum ve huzur içinde çalışacağı kişileri listesine yazıyorlar. Kitlesel basın açıklamasında üyeler hatırlanıyor. Mesajla çağrılıyor.
Genel kurulda kişiler değil, blok listeler yarışıyor. En çok oy alan liste seçimin galibi oluyor. Seçilen başkan, başkanlık yetkileriyle, listesine yazdığı, isimlerle gücüne güç katıyor. Koltuğuna mutlulukla zaferle oturuyor.
Parası olmayan, hiçbir gruba katılmayan, bir üyenin gruplar karşısında aday olma ve seçilme şansı hiç ama hiç kalmıyor. Ama seçilen başkan zaferini ilan ederken üstüne basa, basa kazanan demokrasi oldu diyor. Bende diyorum ki yaşasın demokrasi, yaşasın CHP’si yaşasın başkanımız.
DÜN VARDIK. BUGÜNDE VARIZ. YARINDA VAR OLACAĞIZ. ÇÜNKÜ BİZ CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN GERÇEK SAHİPLERİYİZ
DÜN VARDIK. BUGÜNDE VARIZ. YARINDA VAR OLACAĞIZ.
ÇÜNKÜ BİZ CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN GERÇEK SAHİPLERİYİZ
DÜN REFERANDUMDA, SEÇİM ÇALIŞMALARINDA, EYLEMLERDE, ETKİNLİKLERDE, TOPLANTILARDA OLMAYAN, ORTALIKTA GÖZÜKMEYEN, AMA BUGÜN, SEÇİMLERDE MEYDANI KİMSEYE BIRAKMAYAN, SEÇMEKTEN, SEÇİLMEKTEN, BİRBİRLERİNİ YENMEKTEN, YEMEKTEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEY DÜŞÜNMEYEN, SEÇİLİNCE NE OLDUM DİYEN AMA NE OLACAĞIM DEMEYEN ANLAYIŞ VE ZİHNİYET( YÜZÜ MASKELİ BENLER) SAHİPLERİ ÇOK İYİ ANLASIN VE BİLSİNLER Kİ, BİZ CHP’NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK OLUP BİTEN HER ŞEYİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ.
BİZ CHP 'NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK, PARTİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİN KAZANIMLARINI, DEMOKRASİYİ, OYLARIMIZLA KORUMAK, YAŞATMAK İÇİN, OYLARIMIZLA YÜZLERDEKİ MASKELERİ DÜŞÜRMEK İÇİN, DÜN VARDIK, BUGÜNDE VARIZ, YARINDA VAR OLACAĞIZ. ÇÜNKÜ BİZ HALKIZ, CÜNKÜ BİZ SÖZDE DEĞİL ÖZDE CHP’LİYİZ.
ÇÜNKÜ BİZ CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN GERÇEK SAHİPLERİYİZ
DÜN REFERANDUMDA, SEÇİM ÇALIŞMALARINDA, EYLEMLERDE, ETKİNLİKLERDE, TOPLANTILARDA OLMAYAN, ORTALIKTA GÖZÜKMEYEN, AMA BUGÜN, SEÇİMLERDE MEYDANI KİMSEYE BIRAKMAYAN, SEÇMEKTEN, SEÇİLMEKTEN, BİRBİRLERİNİ YENMEKTEN, YEMEKTEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEY DÜŞÜNMEYEN, SEÇİLİNCE NE OLDUM DİYEN AMA NE OLACAĞIM DEMEYEN ANLAYIŞ VE ZİHNİYET( YÜZÜ MASKELİ BENLER) SAHİPLERİ ÇOK İYİ ANLASIN VE BİLSİNLER Kİ, BİZ CHP’NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK OLUP BİTEN HER ŞEYİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ.
BİZ CHP 'NİN GERÇEK SAHİPLERİ OLARAK, PARTİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİ, CUMHURİYETİMİZİN KAZANIMLARINI, DEMOKRASİYİ, OYLARIMIZLA KORUMAK, YAŞATMAK İÇİN, OYLARIMIZLA YÜZLERDEKİ MASKELERİ DÜŞÜRMEK İÇİN, DÜN VARDIK, BUGÜNDE VARIZ, YARINDA VAR OLACAĞIZ. ÇÜNKÜ BİZ HALKIZ, CÜNKÜ BİZ SÖZDE DEĞİL ÖZDE CHP’LİYİZ.
4/24/12
4/22/12
BAZI CHP’LER, CHP’Yİ BAZI CHP’LİLERDEN KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR. BÜYÜK HATA YAPIYORLAR
BAZI CHP’LER, CHP’Yİ BAZI CHP’LİLERDEN KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR. BÜYÜK HATA YAPIYORLAR
Bazı CHP’liyim diyen CHP’liler var. Durumdan kendine vazife çıkaran CHP’liler, kraldan çok kral kesilen CHP’liler var. Kendini CHP’yi korumakla görevli yetkili sanan CHP’liler var. O CHP’liler CHP’yi CHP’lilerden korumaya çalışıyorlar. Uyarıyorlar, ikaz ediyorlar, akıl veriyorlar. Gerçek anlamda CHP’yi mi koruyorlar? Doğrudan ya da dolaylı yoldan kendilerini mi koruyorlar? Bunu anlamak mümkün olmuyor.
CHP’yi’ CHP’lilerden koruyan CHP’liler belki bilerek belki bilmeyerek CHP’ye çok büyük zarar veriyorlar. Neden mi?
Türkiye ’bir hukuk devletimi? Evet. Kanunlar yasalar var mı? Evet, bağımsız savcılar, mahkemeler, hâkimler, avukatlar var mı? Evet, siyasi partiler kanunu var mı? Evet? Siyasi partilerin tüzükleri var mı? Evet. Siyasi partilerin aldığı kararlar var mı var? Evet. Partilerin disiplin kurulları var mı evet?
CHP’yi CHP’lilerden koruyan, korumaya çalışan CHP’lilere sorum şudur.
Her hangi bir gerekçeyle CHP’ye doğrudan ya da dolaylı yoldan zarar veriyorsun diyerek yazılı yada sözlü olarak uyardığınız, ikaz ettiğiniz parti üyesinin ya da herhangi bir yurttaşın somut suçu nedir? İşlediği suçun belgesi nedir? Hangi yasanın, hangi kanunun, hangi maddesine göre, hangi suçu işlemiştir? O suçun belgesi nedir? Parti tüzüğünün, hangi maddesine göre hangi suçu işlemiştir? Suç belgesi nedir? Hangi parti kararına karşı gelmiştir? Suç belgesi nedir? Partiye nasıl zarar vermiştir? Suç belgesi nedir?
Böyle bir suç, suçlu ve suç belgesi var ise, neden suç belgesiyle birlikte yasal yollara başvuramıyorsun? Neden suç belgesiyle birlikte bağımsız savcılara, mahkemelere, partinin yetkili organlarına başvurmuyorsun da, doğrudan sen uyarıyorsun? Neden sen ikaz ediyorsun? Neden sen akıl veriyorsun? Neden kendi yanlışını doğrunu bir başkasına kabul ettirmeye çalışıyorsun? Sana bu hakkı bu yetkiyi kim verdi? Bu hakkı yetkiyi nereden aldın?
Evet CHP’de parti disiplini mutlaka sağlanmalıdır? Bir partili, aynı parti üyesi olan başka bir partilinin üzerinde, doğrudan ya da dolaylı yoldan hâkimiyet kurmasına, kesinlikle izin verilmemelidir?
Bazı CHP’liyim diyen CHP’liler var. Durumdan kendine vazife çıkaran CHP’liler, kraldan çok kral kesilen CHP’liler var. Kendini CHP’yi korumakla görevli yetkili sanan CHP’liler var. O CHP’liler CHP’yi CHP’lilerden korumaya çalışıyorlar. Uyarıyorlar, ikaz ediyorlar, akıl veriyorlar. Gerçek anlamda CHP’yi mi koruyorlar? Doğrudan ya da dolaylı yoldan kendilerini mi koruyorlar? Bunu anlamak mümkün olmuyor.
CHP’yi’ CHP’lilerden koruyan CHP’liler belki bilerek belki bilmeyerek CHP’ye çok büyük zarar veriyorlar. Neden mi?
Türkiye ’bir hukuk devletimi? Evet. Kanunlar yasalar var mı? Evet, bağımsız savcılar, mahkemeler, hâkimler, avukatlar var mı? Evet, siyasi partiler kanunu var mı? Evet? Siyasi partilerin tüzükleri var mı? Evet. Siyasi partilerin aldığı kararlar var mı var? Evet. Partilerin disiplin kurulları var mı evet?
CHP’yi CHP’lilerden koruyan, korumaya çalışan CHP’lilere sorum şudur.
Her hangi bir gerekçeyle CHP’ye doğrudan ya da dolaylı yoldan zarar veriyorsun diyerek yazılı yada sözlü olarak uyardığınız, ikaz ettiğiniz parti üyesinin ya da herhangi bir yurttaşın somut suçu nedir? İşlediği suçun belgesi nedir? Hangi yasanın, hangi kanunun, hangi maddesine göre, hangi suçu işlemiştir? O suçun belgesi nedir? Parti tüzüğünün, hangi maddesine göre hangi suçu işlemiştir? Suç belgesi nedir? Hangi parti kararına karşı gelmiştir? Suç belgesi nedir? Partiye nasıl zarar vermiştir? Suç belgesi nedir?
Böyle bir suç, suçlu ve suç belgesi var ise, neden suç belgesiyle birlikte yasal yollara başvuramıyorsun? Neden suç belgesiyle birlikte bağımsız savcılara, mahkemelere, partinin yetkili organlarına başvurmuyorsun da, doğrudan sen uyarıyorsun? Neden sen ikaz ediyorsun? Neden sen akıl veriyorsun? Neden kendi yanlışını doğrunu bir başkasına kabul ettirmeye çalışıyorsun? Sana bu hakkı bu yetkiyi kim verdi? Bu hakkı yetkiyi nereden aldın?
Evet CHP’de parti disiplini mutlaka sağlanmalıdır? Bir partili, aynı parti üyesi olan başka bir partilinin üzerinde, doğrudan ya da dolaylı yoldan hâkimiyet kurmasına, kesinlikle izin verilmemelidir?
4/21/12
SİZ BİZİ UNUTURSANIZ SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ
SİZ BİZİ UNUTURSANIZ SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ
Çok yakında yapılan ana yasa oylamasını (referandumu) hatırlıyorum. CHP’liler olarak Kadınımız, gencimiz, erişkinimiz, partimiz yetkilileri, görevleri, sorumluları, gönüllüler hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Halkla buluşuyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
Çok yakında yapılan milletvekili genel seçimlerin hatırlıyorum. CHP’liler referandumdan daha etkili, daha istekli daha coşkulu, olarak her gün seçim bürolarında milletvekili adaylarımızla, evlerinde işlerini, çocuklarını, bırakıp gelen kadınlarımızla, gençlerimizle, ak saçlı babalarımızla, dedelerimizle buluşuyorduk. El ilanlarımızı yanımıza alıyorduk. Hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Çoğu zaman bir simitle idare ediyorduk. Yorulup birlikte çay içiyorduk sohbet ediyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
BUGÜNLERDE İLÇE ÖRGÜTLERİMİZDE KONGRELER YAPILIYOR. BAŞKANLAR, YÖNETİMLER İL DELEGELERİ SEÇİLİYOR.
Daha dün kendi içimizden, kendi oylarımızla bizi temsil etmeleri için seçtiğimiz delegelerimiz. Seçilir seçilmez bizi unuttular. Bizi hatırlamaz oldular. Bize başkanlık edecek olan başkan adaylarımız, bizi unuttular, bizi hatırlamaz oldular. Seçme seçilme yarışına girdiler. Kendi aralarında gizli, gizli toplantılar yapıyorlar, tartışıyor, konuşuyorlar. Pazarlık yapıyorlar. Ama kimler nerede ne zaman kimlerle nerede buluşuyor, nerede toplanıyor, neler konuşuyor bizlerin haberi olmuyor. Bizlere bilgi veren olmuyor.
Kendi içimizden seçtiğimiz delegelerimiz bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz başkanlarımız, başkan adaylarımız bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz milletvekili adaylarımız milletvekillerimiz bizi unutuyor.
SÖZÜN ÖZ
SİZ SEÇİLENLER, SEÇİLMEK İSTEYENLER SİZ BİZİ UNUTURSANIZ, SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ. NE ARARSANIZ KENDİ İÇİNİZDE ARAYINIZ. SORUN DA ÇÖZÜMDE KESİNLİKLE KENDİ İÇİNİZDE.
Çok yakında yapılan ana yasa oylamasını (referandumu) hatırlıyorum. CHP’liler olarak Kadınımız, gencimiz, erişkinimiz, partimiz yetkilileri, görevleri, sorumluları, gönüllüler hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Halkla buluşuyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
Çok yakında yapılan milletvekili genel seçimlerin hatırlıyorum. CHP’liler referandumdan daha etkili, daha istekli daha coşkulu, olarak her gün seçim bürolarında milletvekili adaylarımızla, evlerinde işlerini, çocuklarını, bırakıp gelen kadınlarımızla, gençlerimizle, ak saçlı babalarımızla, dedelerimizle buluşuyorduk. El ilanlarımızı yanımıza alıyorduk. Hep birlikte çalışıyorduk. Halkın arasına karışıyorduk. Çoğu zaman bir simitle idare ediyorduk. Yorulup birlikte çay içiyorduk sohbet ediyorduk. Partimizde bir canlılık bir hareket başlamıştı.
BUGÜNLERDE İLÇE ÖRGÜTLERİMİZDE KONGRELER YAPILIYOR. BAŞKANLAR, YÖNETİMLER İL DELEGELERİ SEÇİLİYOR.
Daha dün kendi içimizden, kendi oylarımızla bizi temsil etmeleri için seçtiğimiz delegelerimiz. Seçilir seçilmez bizi unuttular. Bizi hatırlamaz oldular. Bize başkanlık edecek olan başkan adaylarımız, bizi unuttular, bizi hatırlamaz oldular. Seçme seçilme yarışına girdiler. Kendi aralarında gizli, gizli toplantılar yapıyorlar, tartışıyor, konuşuyorlar. Pazarlık yapıyorlar. Ama kimler nerede ne zaman kimlerle nerede buluşuyor, nerede toplanıyor, neler konuşuyor bizlerin haberi olmuyor. Bizlere bilgi veren olmuyor.
Kendi içimizden seçtiğimiz delegelerimiz bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz başkanlarımız, başkan adaylarımız bizi unutuyor. Kendi içimizden seçtiğimiz milletvekili adaylarımız milletvekillerimiz bizi unutuyor.
SÖZÜN ÖZ
SİZ SEÇİLENLER, SEÇİLMEK İSTEYENLER SİZ BİZİ UNUTURSANIZ, SİZDE BİZDE KAYBETMEKTEN KURTULAMAYIZ. NE ARARSANIZ KENDİ İÇİNİZDE ARAYINIZ. SORUN DA ÇÖZÜMDE KESİNLİKLE KENDİ İÇİNİZDE.
4/20/12
CHP İLÇE BAŞKANLARI HAKKINDA
CHP İLÇE BAŞKANLARI HAKKINDA
CHP İlçe başkanları,
CHP’yi ve CHP’nin tüzel kimliğini temsil ettikleri için çok önemlidirler
Örgüt üyeleriyle halkla, çalışma gruplarıyla, kurum ve kuruluşlarla doğruda ilişki ve iletişim içinde oldukları için çok önemlidirler.
Bu nedenle CHP’sinin gerçek sahibi olan biz, üyeler ve delegeler, padişah gibi, kral gibi, patron gibi, komutan gibi, yetkilere sahip olan, dokunulmazlığı olan, sorgulanamayan, eleştirilemeyen, bir dediği iki olmayan birini seçmiyoruz. Demokrasiyi ve cumhuriyeti kuran, koruyan, yaşatan CHP’li ilçe başkanını seçiyoruz.
Ancak seçin sürecini izlediğimizde, başkan adaylarının, delegelerin, üyelerin, CHP üst organlarının hatta milletvekillerinin basının medyanın gündeminden hiç düşmediğini görüyoruz. En az, başkan kadar önemli olan ilçe yönetim kurulu üyeleri ve il delegeleri üzerinde her nedense fazla durulmuyor. Onlar fazla önemsenmiyor. Örgüt çalışmalarında başarı ve başarısızlık, başkanıyla yönetimiyle hatta üyeleriyle bir bütündür. Neden başkanın bu derece ön plana çıkarıldığını anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok daha önemlisi ilçe yönetim kurulu ve il delegelerinin kimler olacağına başkan adaylarının tek başlarına belirleyici olmalarını ve seçimlerin blok liste yöntemiyle yapılmasını demokratik bulmuyorum. Demokrasiyle bağdaştıramıyorum.
Ayrıca seçilen ilçe başkanlarının örgütsel anlamda hiçbir başarıya, kayda değer hiçbir hizmete imza atmadan basında, medyada kendilerini reklam etmelerini, doğru bulmuyorum. Örgüt toplantılarında kendilerini seçen üyelerin, delegelerin halkın önünde grup halinde görülmelerini kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu uyarı ve önerilerin dikkate alınacağını umut ediyorum.
İlk iş olarak örgütlenme ağını kurmayan, kurumsallaştırmayan ve aktif hale getirmeyen hiç bir ilçe başkanının başarılı olacağına inanmıyorum.
CHP İlçe başkanları,
CHP’yi ve CHP’nin tüzel kimliğini temsil ettikleri için çok önemlidirler
Örgüt üyeleriyle halkla, çalışma gruplarıyla, kurum ve kuruluşlarla doğruda ilişki ve iletişim içinde oldukları için çok önemlidirler.
Bu nedenle CHP’sinin gerçek sahibi olan biz, üyeler ve delegeler, padişah gibi, kral gibi, patron gibi, komutan gibi, yetkilere sahip olan, dokunulmazlığı olan, sorgulanamayan, eleştirilemeyen, bir dediği iki olmayan birini seçmiyoruz. Demokrasiyi ve cumhuriyeti kuran, koruyan, yaşatan CHP’li ilçe başkanını seçiyoruz.
Ancak seçin sürecini izlediğimizde, başkan adaylarının, delegelerin, üyelerin, CHP üst organlarının hatta milletvekillerinin basının medyanın gündeminden hiç düşmediğini görüyoruz. En az, başkan kadar önemli olan ilçe yönetim kurulu üyeleri ve il delegeleri üzerinde her nedense fazla durulmuyor. Onlar fazla önemsenmiyor. Örgüt çalışmalarında başarı ve başarısızlık, başkanıyla yönetimiyle hatta üyeleriyle bir bütündür. Neden başkanın bu derece ön plana çıkarıldığını anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok daha önemlisi ilçe yönetim kurulu ve il delegelerinin kimler olacağına başkan adaylarının tek başlarına belirleyici olmalarını ve seçimlerin blok liste yöntemiyle yapılmasını demokratik bulmuyorum. Demokrasiyle bağdaştıramıyorum.
Ayrıca seçilen ilçe başkanlarının örgütsel anlamda hiçbir başarıya, kayda değer hiçbir hizmete imza atmadan basında, medyada kendilerini reklam etmelerini, doğru bulmuyorum. Örgüt toplantılarında kendilerini seçen üyelerin, delegelerin halkın önünde grup halinde görülmelerini kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu uyarı ve önerilerin dikkate alınacağını umut ediyorum.
İlk iş olarak örgütlenme ağını kurmayan, kurumsallaştırmayan ve aktif hale getirmeyen hiç bir ilçe başkanının başarılı olacağına inanmıyorum.
CHP LİLERİN SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM.
CHP LİLERİN SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM.
Biz CHP’liler ve sosyal demokratlar olarak dilimizden hiç düşürmediğimiz demokrasinin ve demokrasinin evrensel değerlerinin kurum ve kurallarıyla parti içi seçimlerde uygulanıp, uygulanmadığını gösteren bir süreci basın, medya ve kamuoyu önünde hep birlikte yaşıyoruz. CHP, kendi içerisinde demokrasi sınavı veriyor. Bu sınavı en ince ayrıntısına kadar basın medya ve halkımız çok yakından izliyor ve takip ediyor.
Tüzük partimizin, üyelerimizin ana yasasıdır dedik. Parti tüzüğümüzde antidemokratik maddeler var dedik. Tüzüğü demokratikleştirmek için, bir yıl kadar süren tüzük değişikliği çalışması başlattık. Tüzük değişikliği ile ilgili olarak iki genel kurulu birden peş peşe yaptık. Parti tüzüğümüzde önemli değişiklikler yaptık.
TÜZÜK NEDİR? Kısaca tüzük, Her hangi bir kurum veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname statü. Demektir.
Tüzük ve tüzük hükümleri, tüm parti üyelerinin hiçbir ayrım gözetmeden uyacağı ve uygulayacağı ortak doğruları içerir. Tüzük görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu gösterir. Tüzükte yeteri kadar açıklık olmayan hükümlere yönetmeliklerle, genelgelerle açıklık getirilir.
Partimiz çok yakında ilçe delege seçimlerini tamamladı. Bu günlerde ’de ilçe kongre seçimleri yapılıyor. İlçe başkanları, ilçe yönetim kurulları ve il delegeleri seçiliyor.
İşte tam bu noktada CHP LİLERİN, SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM. Yapılan delege seçimlerinde ve yapılmakta olan ilçe kongre seçimlerinde tüzüğe ve yönetmeliklere ve genelgelere uyuluyor mu? Yapılan seçimlerin her safhasında parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulanıyor mu?
Özellikle parti üyeleri arasında seçme ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitliğe adalete uyuluyor mu? Vicdanlar bu konuda rahat mı? Aynaya baktığınız zaman kendinizi huzurlu hissediyor musunuz? Başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uykuya dalabiliyor musunuz? Yoksa yapılan seçimlerde ciddi derece kırgınlıkların dargınların haksızlıkların usulsüzlüklerin tüzüğe, yönetmeliklere, genelgelere aykırı uygulamaların olduğuna inanıyor musunuz?
Biz CHP’liler ve sosyal demokratlar olarak dilimizden hiç düşürmediğimiz demokrasinin ve demokrasinin evrensel değerlerinin kurum ve kurallarıyla parti içi seçimlerde uygulanıp, uygulanmadığını gösteren bir süreci basın, medya ve kamuoyu önünde hep birlikte yaşıyoruz. CHP, kendi içerisinde demokrasi sınavı veriyor. Bu sınavı en ince ayrıntısına kadar basın medya ve halkımız çok yakından izliyor ve takip ediyor.
Tüzük partimizin, üyelerimizin ana yasasıdır dedik. Parti tüzüğümüzde antidemokratik maddeler var dedik. Tüzüğü demokratikleştirmek için, bir yıl kadar süren tüzük değişikliği çalışması başlattık. Tüzük değişikliği ile ilgili olarak iki genel kurulu birden peş peşe yaptık. Parti tüzüğümüzde önemli değişiklikler yaptık.
TÜZÜK NEDİR? Kısaca tüzük, Her hangi bir kurum veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname statü. Demektir.
Tüzük ve tüzük hükümleri, tüm parti üyelerinin hiçbir ayrım gözetmeden uyacağı ve uygulayacağı ortak doğruları içerir. Tüzük görev yetki ve sorumluluk sınırlarının neler olduğunu gösterir. Tüzükte yeteri kadar açıklık olmayan hükümlere yönetmeliklerle, genelgelerle açıklık getirilir.
Partimiz çok yakında ilçe delege seçimlerini tamamladı. Bu günlerde ’de ilçe kongre seçimleri yapılıyor. İlçe başkanları, ilçe yönetim kurulları ve il delegeleri seçiliyor.
İşte tam bu noktada CHP LİLERİN, SOSYAL DEMOKRATLARIN ÖZ KİMLİĞİNE SESLENİYORUM. Yapılan delege seçimlerinde ve yapılmakta olan ilçe kongre seçimlerinde tüzüğe ve yönetmeliklere ve genelgelere uyuluyor mu? Yapılan seçimlerin her safhasında parti içi demokrasi kurum ve kurallarıyla uygulanıyor mu?
Özellikle parti üyeleri arasında seçme ve seçilmede, kendini ifade etmede eşitliğe adalete uyuluyor mu? Vicdanlar bu konuda rahat mı? Aynaya baktığınız zaman kendinizi huzurlu hissediyor musunuz? Başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uykuya dalabiliyor musunuz? Yoksa yapılan seçimlerde ciddi derece kırgınlıkların dargınların haksızlıkların usulsüzlüklerin tüzüğe, yönetmeliklere, genelgelere aykırı uygulamaların olduğuna inanıyor musunuz?
4/19/12
CHP İLÇE KONGRELERİNİ KORKARAK, İZLİYORUM. NEDEN Mİ?
CHP İLÇE KONGRELERİNİ KORKARAK, İZLİYORUM. NEDEN Mİ?
Sizi merakta bırakmayayım. Korkumun nedenini dilim döndüğünce özetlemeye çalışayım. Üyesi olduğum ilçe örgütünü 400 ilçe delegesi var. Bu yazım tarihi itibariyle kesin başkan aday sayısı belli değil. Nabız yoklayanlar, havayı koklayanlar, etrafı kolaçan edenler, pazarlık edenler, delegelerle kulis yapıp görüşenler oluyor. Duruma göre adaylığını açıklayanlar, adaylıktan çekilenler oluyor. Yani her an her şey değişebiliyor.
Hiçbir şey üyelerin bilgisi dâhilinde olmadığı için, daha doğrusu seçimlerle ilgili gelişmeler üyelere bildirilmediği için, ilçe binasında bu konularda ayrıntılı bilgi verenler olmadığı için, anlatımlarımda yanılma payım olabilir.
Bildiğim kadarıyla bu güne kadar ilçe yönetimi seçilen delegeleri toplantıya çağırmamıştır. Başkan adayları tüm delegelerin ve ilgi duyan üyelerin huzurunda kendilerini tanıtmamışlardır. Kısa orta uzun vadede yapacaklarını yapmayacaklarını yazılı ve sözlü olarak açıklamamış ve anlatmamışlardır. Oy kullanacak delegelere ve merak eden üyelere bu fırsat bu olanak tanınmamıştır. Her şey son güne, hatta son ana bırakılmıştır. (başka ilçelerde nasıl oluyor bilmiyorum)
Böyle bir durumda başkan adayı ben olsaydım. 67 mahallede 400 delegeye nasıl ve hangi yöntemle ulaşıp kendimi, tanıtacaktım? Plan ve projelerimi nasıl anlatacaktım? Toplantı yapılacak yerlerin giderini, telefon giderlerini, çay masraflarını nasıl karşılayacaktım. Bu sorulara cevap bulamıyorum. Kimseye soramaya cesaret edemiyorum. Sorsam da yanıt alamıyorum. Sonuçta başkan sadece kendi çıkarı için seçilmiyor hepimizin çıkarı için seçiliyor.
Biliyorum ki bu konuda ilçe örgütünün başkan adaylarına maddi bir katkısı olmuyor. Kendi kendime sorular soruyorum. Kendi parasını harcayarak başkanlığa ya da yönetim kuruluna seçilenler. Ne kadar tarafsız olabilirler? Üyeler arasında eşitliği adaleti, nasıl sağlayabilirler. Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayabilirler? Üyelere nasıl güven verebilirler? İşte bu sorulara cevap bulamadığım için korkuyorum. Kendi adıma değil demokrasi uygulanamayacağı için korkuyorum. Umutlarımın kırılacağı endişesi ile korkuyorum. Ama kendimi teselli ediyorum. Neyse ki emekli maaşımla başkan adayı falan olmamışım. 19.04.2012
Sizi merakta bırakmayayım. Korkumun nedenini dilim döndüğünce özetlemeye çalışayım. Üyesi olduğum ilçe örgütünü 400 ilçe delegesi var. Bu yazım tarihi itibariyle kesin başkan aday sayısı belli değil. Nabız yoklayanlar, havayı koklayanlar, etrafı kolaçan edenler, pazarlık edenler, delegelerle kulis yapıp görüşenler oluyor. Duruma göre adaylığını açıklayanlar, adaylıktan çekilenler oluyor. Yani her an her şey değişebiliyor.
Hiçbir şey üyelerin bilgisi dâhilinde olmadığı için, daha doğrusu seçimlerle ilgili gelişmeler üyelere bildirilmediği için, ilçe binasında bu konularda ayrıntılı bilgi verenler olmadığı için, anlatımlarımda yanılma payım olabilir.
Bildiğim kadarıyla bu güne kadar ilçe yönetimi seçilen delegeleri toplantıya çağırmamıştır. Başkan adayları tüm delegelerin ve ilgi duyan üyelerin huzurunda kendilerini tanıtmamışlardır. Kısa orta uzun vadede yapacaklarını yapmayacaklarını yazılı ve sözlü olarak açıklamamış ve anlatmamışlardır. Oy kullanacak delegelere ve merak eden üyelere bu fırsat bu olanak tanınmamıştır. Her şey son güne, hatta son ana bırakılmıştır. (başka ilçelerde nasıl oluyor bilmiyorum)
Böyle bir durumda başkan adayı ben olsaydım. 67 mahallede 400 delegeye nasıl ve hangi yöntemle ulaşıp kendimi, tanıtacaktım? Plan ve projelerimi nasıl anlatacaktım? Toplantı yapılacak yerlerin giderini, telefon giderlerini, çay masraflarını nasıl karşılayacaktım. Bu sorulara cevap bulamıyorum. Kimseye soramaya cesaret edemiyorum. Sorsam da yanıt alamıyorum. Sonuçta başkan sadece kendi çıkarı için seçilmiyor hepimizin çıkarı için seçiliyor.
Biliyorum ki bu konuda ilçe örgütünün başkan adaylarına maddi bir katkısı olmuyor. Kendi kendime sorular soruyorum. Kendi parasını harcayarak başkanlığa ya da yönetim kuruluna seçilenler. Ne kadar tarafsız olabilirler? Üyeler arasında eşitliği adaleti, nasıl sağlayabilirler. Parti içi demokrasiyi nasıl uygulayabilirler? Üyelere nasıl güven verebilirler? İşte bu sorulara cevap bulamadığım için korkuyorum. Kendi adıma değil demokrasi uygulanamayacağı için korkuyorum. Umutlarımın kırılacağı endişesi ile korkuyorum. Ama kendimi teselli ediyorum. Neyse ki emekli maaşımla başkan adayı falan olmamışım. 19.04.2012
BU YAZIMI CHP’NİN GERÇEK SAHİPLERİNE YAZIYORUM.
Milletvekili genel seçimlerinde seçim süreci boyunca birlikte çalıştığımız ev hanımı olan, bayan arkadaşlarımdan birsi 18.4.2012 tarihli bir yazıma aynı gün verdiği yanıtta aynen şunları yazıyor ” Yıldırım’da gitmediğimiz mahalle kalmadı. Vicdanen müsterihim. Hiçbir beklentimiz olmadan halka CHP’yi tanıttık. Gönüllü olarak tanıttık” Bu satırları okuyup duygulanmamak etkilenmemek elde değildir. bu satırlar binlerce on binlerce CHP’nin duygularını düşüncelerini yansıtıyor.
CHP’yi 88 yıldır oylarıyla ayakta tutan, yaşatan işte inançtır. Bu insanlardır. Bu kararlılıktır. Hiç tartışmasız CHP’nin gerçek gerçek sahipleri iste bu insanlardır.
CHP’yi yıllarca muhalefet etmeye mahkûm edenler, iktidar yollarını kapatanlar ise, ne bugünkü, nede dünkü siyasi rakipleri değildir. CHP’sinin gerçek sahiplerinin omuza basarak yükselen ve yükselmek isteyen maskeli bencil anlayışlar ve zihniyetlerdir.
Bu anlayış ve bu zihniyetler CHP’yi ne yazık ki esir almıştır. CHP bu anlayıştan ve zihniyetten kurtulmadıkça, kurtarılmadıkça, gerçek sahiplerinin eline teslim edilmedikçe CHP’nin iktidara gelme şansı olamaz. Parti içi demokrasiye geçme şansıda olamaz. CHP vefalı, inançlı ve kararlı insanların oyu ile belki bir süre daha ayakta kalabilir. Hepsi o kadar.
Seçmenine vefasızlık eden hiçbir partinin ömrü CHP kadar uzun olamaz. Olmamıştır da Türkiye’de yakın tarihimizde ibret alınacak örnekleri çoktur. Umarım bugünkü yöneticileri CHP’nin gerçek sahiplerinin umutlarını kurutacak değil yeşertecek adımları daha fazla gecikmeden atar.
CHP’nin inançlı ve kararlı gerçek sahiplerine yürekten selam olsun.
4/17/12
CHP’Yİ CHP YAPAN TEMEL DEĞERLER NELERDİR
CHP’yi CHP yapan temel değerlerin neler olduğu
Parti tüzüğünün 2. Maddesinde yazılı olan siyasal ilkeler ve değerlerdir.
Parti tüzüğünün 3.maddesinde yazılı olan amaçlarıdır.
Parti tüzüğünün 4. maddesinde yazılı olan siyasal yaşam anlayışıdır.
Parti tüzüğünün 5.maddesinde yazılı olan çalışma ilkeleridir.
CHP’Yİ CHP yapan temel değerlerin neler olduğunu bilmeden, anlamadan, özümsemeden, özellikle çalıma ilkelerine ve parti tüzüğüne titizlikle uymadan, uygulamadan, örgüt çalışmalarında
Nelerin neye göre doğru ve yanlış olduğunu,
Nelerin neye göre haklı yâda haksız olduğunu,
Nelerin neye göre başarılı yâda başarısız
Olduğunu anlamak mümkün müdür?
CHP liyim, CHP üyesiyim diyen herkese soruyorum, örgüt çalışmalarında, yapılan iş ve işlemlerde, alınan karalarda, mali konularda parti tüzüğüne, genel kurul kararlarına, partinin çalışma ilke ilkelerine titizlikle uyulduğunu söyleye bilimisiniz?
Gündemli yâda gündemsiz olarak düzenlenen örgüt toplantılarının tümünde, toplantı disiplinine, toplantı usulü, kuralı ve yönetimine titizlikle uyulduğunu söyleyebilir misiniz?
Örgüt organlarına seçilenlerin ve üyelerin görev yetki ve sorumluluklarını titizlikle yerine getirdiklerini söyleyebilir misiniz?
Örgüt çalışmalarına ve etkinliklerine 2 yıldır kesintisiz olarak katılan, duyarlı bir CHP üyesi olarak sorulan sorulara evet demem mümkün değildir. Bu durumda doğrunun, yanlışın, haklının haksızlığın başarının başarısızlığın neye göre nasıl tespit edildiğini sizin değer değer yargılarınıza bırakıyorum.
4/16/12
BİR CHP’Lİ ÜYE OLARAK AYIPLIYORUM. KINIYORUM. KİMİ Mİ?
BİR CHP’Lİ ÜYE OLARAK AYIPLIYORUM. KINIYORUM. KİMİ Mİ?
CHP bu günlerde parti içi seçim sürecini yaşıyor. İçe ve dışa yönelik olarak demokrasi sınavı veriyor. Delegeleri, il ilçe başkanlarını yönetim kurulu üyelerini seçiyor. Seçmeye devam ediyor. Seçimler uzun bir zaman dilimini kaplıyor.
Bu yazımda seçimlerin demokratik mekanizmalar işletilerek eşit şartlarda barış ve huzur ortamı içinde kırmadan dökmeden yapılıp, yapılmadığı konusu üzerinde durmayacağım.
Genel olarak yapılan seçimleri izlediğimde, il ilçe başkanlarının dışında yapılan seçimlerin, yerine getirilmesi gereken zorunlu formalite olarak görüyor ve algılıyorum. Çünkü seçim süreci boyunca sadece başkanlık seçimlerinin, kimlerin başkan olacağının yoğunlukla konuşulduğuna şahit oldum. ve oluyorum.
Hiç şüphem yok ki, ilçelerde, Türkiye genelinde CHP’yi temsil etmek büyük onur ve şereftir. Bu nedenle başkanlığa aday olanları, o şerefli ve onurlu makama seçilenleri, görev, yetki ve sorumluluk üstlenenleri yürekten kutluyor ve başarılı olmalarını diliyorum. Hepsini her birini saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ancak, seçime hazırlanırken, rakipleriyle yarışırken, kısa orta uzun vadede neler yapacaklarını, hangi somut plan projelerini uygulamaya koyacaklarını başlıklar halinde yazılı ve imzalı olarak taahhüt etmeden, örgüt toplantılarında üyelere, delegelere, halka sözlü olarak anlatmadan,
Seçimi kazanıp başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, kısa, orta ve uzun vadede taahhüt ettikleri, plan ve projelerin hiç birini gerçekleştirmeden, görkemli ve göstermelik basın toplantıları yapanları, basında, medyada boy, boy çarşaf, çarşaf resimlerle, yerine getirilmeyen boş nutuklarla kendilerini reklam eden başkanları ve başkan adaylarını kınıyorum ve ayıplıyorum. Örgütümüzün, delegelerimizin üyelerimizin bu anlayışa sahip olan başkanları, yakın takibe alacaklarını umut ediyorum. Diliyorum.
CHP bu günlerde parti içi seçim sürecini yaşıyor. İçe ve dışa yönelik olarak demokrasi sınavı veriyor. Delegeleri, il ilçe başkanlarını yönetim kurulu üyelerini seçiyor. Seçmeye devam ediyor. Seçimler uzun bir zaman dilimini kaplıyor.
Bu yazımda seçimlerin demokratik mekanizmalar işletilerek eşit şartlarda barış ve huzur ortamı içinde kırmadan dökmeden yapılıp, yapılmadığı konusu üzerinde durmayacağım.
Genel olarak yapılan seçimleri izlediğimde, il ilçe başkanlarının dışında yapılan seçimlerin, yerine getirilmesi gereken zorunlu formalite olarak görüyor ve algılıyorum. Çünkü seçim süreci boyunca sadece başkanlık seçimlerinin, kimlerin başkan olacağının yoğunlukla konuşulduğuna şahit oldum. ve oluyorum.
Hiç şüphem yok ki, ilçelerde, Türkiye genelinde CHP’yi temsil etmek büyük onur ve şereftir. Bu nedenle başkanlığa aday olanları, o şerefli ve onurlu makama seçilenleri, görev, yetki ve sorumluluk üstlenenleri yürekten kutluyor ve başarılı olmalarını diliyorum. Hepsini her birini saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ancak, seçime hazırlanırken, rakipleriyle yarışırken, kısa orta uzun vadede neler yapacaklarını, hangi somut plan projelerini uygulamaya koyacaklarını başlıklar halinde yazılı ve imzalı olarak taahhüt etmeden, örgüt toplantılarında üyelere, delegelere, halka sözlü olarak anlatmadan,
Seçimi kazanıp başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, kısa, orta ve uzun vadede taahhüt ettikleri, plan ve projelerin hiç birini gerçekleştirmeden, görkemli ve göstermelik basın toplantıları yapanları, basında, medyada boy, boy çarşaf, çarşaf resimlerle, yerine getirilmeyen boş nutuklarla kendilerini reklam eden başkanları ve başkan adaylarını kınıyorum ve ayıplıyorum. Örgütümüzün, delegelerimizin üyelerimizin bu anlayışa sahip olan başkanları, yakın takibe alacaklarını umut ediyorum. Diliyorum.
4/15/12
CHP BU HAVALARDA GÜÇLENEMİYORSA CHP’Yİ SORGULARIM.
CHP BU HAVALARDA GÜÇLENEMİYORSA CHP’Yİ SORGULARIM.
Nazım hikmet yıllar önce dillere destan olan bir şiirinde demişti ki.
Hava kurşun gibi ağır!
Bağır, bağır, bağır, bağırıyorum.
Koşun, kurşun eritmeğe çağırıyorum.
CHP içindeki sorunları yazdığımda, CHP’li olduğunu söyleyen, bazı CHP’liler, durumdan kendilerine vazife çıkarıyorlar. harekete geçiyorlar. İkaz ediyorlar, uyarıyorlar, akıl veriyorlar. Hatta bazen çok fena şekilde kızıp öfkeleniyorlar. O kadarki nerede ise, bir güzel dövecekler.
Sen ne biçim partilisin diyorlar. Böyle bir zamanda CHP eleştirilir mi? (oysa hiçbir yazımda CHP’ Yİ eleştirmedim. Eleştirmem. Eleştirdiğime dair tek bir cümle yazamazlar. Gösteremezler. Ama CHP içindeki sorunları eleştirdiğim doğrudur. ) zamlar yağmur gibi yağıyor, savaş çanları çalıyor. Cumhuriyetin kazanımları elden gidiyor. Aydınlar, milletvekilleri, gazeteciler, paşalar, generaller tutuklanıyor. Terör almış başını gidiyor. 4x4x4 eğitim yasası çıkıyor. Ana yasa değişiyor. Vb. gibi daha birçok şeyler olurken sen partiyi eleştiriyorsun.
Gün birlik, beraberlik dayanışma günü diyorlar. (ama böyle bir zamanda parti içi seçimlerde neler olup bittiğini görmüyorlar) Bu söylenenlerin hepsi doğru mu? Evet, bence doğru. İtirazı olan var mı? Hayır, bence yok.
Ama bunlar birden bire olmadı ki. AKP on yıldan beri iktidarda. Bunların olacağını devrin CHP lideri her hafta grup toplantılarında anlatıyordu. On yıl boyunca bütün bunlar adım, adım oluyordu.
On yıl boyunca bütün bunlar olurken CHP güçlenemiyorsa, iktidara gelemiyorsa CHP’nin duyarlı bir üyesi olarak CHP’yi sorgulama hakkını kendimde buluyorum. Çünkü CHP’yi bugün sorgulayamazsam, biliyorum ki, yarın sorgulayacak CHP’lide bulamam. CHP’de beni bulamaz.
CHP öncelikle kendi içindeki sorunların çözümüne hız vermedikçe, sorunlar yokmuş gibi davrandıkça, sorunları hafife alıp zamana yaydıkça CHP ‘nin güçleneceğine ihtimal vermiyorum.
Nazım hikmet yıllar önce dillere destan olan bir şiirinde demişti ki.
Hava kurşun gibi ağır!
Bağır, bağır, bağır, bağırıyorum.
Koşun, kurşun eritmeğe çağırıyorum.
CHP içindeki sorunları yazdığımda, CHP’li olduğunu söyleyen, bazı CHP’liler, durumdan kendilerine vazife çıkarıyorlar. harekete geçiyorlar. İkaz ediyorlar, uyarıyorlar, akıl veriyorlar. Hatta bazen çok fena şekilde kızıp öfkeleniyorlar. O kadarki nerede ise, bir güzel dövecekler.
Sen ne biçim partilisin diyorlar. Böyle bir zamanda CHP eleştirilir mi? (oysa hiçbir yazımda CHP’ Yİ eleştirmedim. Eleştirmem. Eleştirdiğime dair tek bir cümle yazamazlar. Gösteremezler. Ama CHP içindeki sorunları eleştirdiğim doğrudur. ) zamlar yağmur gibi yağıyor, savaş çanları çalıyor. Cumhuriyetin kazanımları elden gidiyor. Aydınlar, milletvekilleri, gazeteciler, paşalar, generaller tutuklanıyor. Terör almış başını gidiyor. 4x4x4 eğitim yasası çıkıyor. Ana yasa değişiyor. Vb. gibi daha birçok şeyler olurken sen partiyi eleştiriyorsun.
Gün birlik, beraberlik dayanışma günü diyorlar. (ama böyle bir zamanda parti içi seçimlerde neler olup bittiğini görmüyorlar) Bu söylenenlerin hepsi doğru mu? Evet, bence doğru. İtirazı olan var mı? Hayır, bence yok.
Ama bunlar birden bire olmadı ki. AKP on yıldan beri iktidarda. Bunların olacağını devrin CHP lideri her hafta grup toplantılarında anlatıyordu. On yıl boyunca bütün bunlar adım, adım oluyordu.
On yıl boyunca bütün bunlar olurken CHP güçlenemiyorsa, iktidara gelemiyorsa CHP’nin duyarlı bir üyesi olarak CHP’yi sorgulama hakkını kendimde buluyorum. Çünkü CHP’yi bugün sorgulayamazsam, biliyorum ki, yarın sorgulayacak CHP’lide bulamam. CHP’de beni bulamaz.
CHP öncelikle kendi içindeki sorunların çözümüne hız vermedikçe, sorunlar yokmuş gibi davrandıkça, sorunları hafife alıp zamana yaydıkça CHP ‘nin güçleneceğine ihtimal vermiyorum.
İKİ GENÇ GÖNÜL DOSTUMDAN GÜZEL BİR HABER ALDIM
İKİ GENÇ GÖNÜL DOSTUMDAN GÜZEL BİR HABER ALDIM
1 Nisan kaplı kaya deresine gezimize eşleriyle çocuklarıyla katılan iki genç gönül dostumdan az önce beni çok memnun ve mutlu eden güzel bir haber aldım.
(15.4.2012 saat 23.15 de ) şu anda birimiz saz çalıyoruz birimiz türkü söylüyoruz. Haziran ayının ilk haftasında ilk Pazar günü gönül dostlarıyla hep beraber sazlı türkülü halaylı tam gün gün yapacağımız pikniğe hazırlık yapıyoruz. Dediler. (ziya kardeşim çalıyor murat kardeşim söylüyor arada bir ikisi birden söylüyor. Yolladıkları videoda dinledim).
Bu heyecanı hissetmek bu birlikteliği bu güzelliği paylaşmak gerçekten mutluluk veriyor. İki gönül dostumda yeni tanıyorum. Ama yıllarca tanıyormuş gibi içten candan ve samimiler. Doğayı doğallığı insanları seven gönül dostlarımın yok biri birinden farkı yok ki. Bunu 1 Nisan doğa gezimizde hep birlikte gördük yaşadık hissettik.
Yakında olun uzakta olun siz gönül dostlarımızı bende gönül dostuyum diyen güzel insanları sevdiklerimizi sevenlerimizi Allah kısmet ederse o gün müzik aletleriyle, türküleriyle, halaylarıyla, oyunlarıyla, tavlalarıyla okeyleriyle, mangallarıyla, börekleriyle çörekleriyle kahvaltılarıyla kaplı kaya parkında saat 9. 00 da hanımla birlikte bekleyeceğiz. Düğün gibi piknik yapacağız. (o gün yağışlı olursa ikinci hafta aynı gün pikniğimiz olacak)
O günü sakın ola ki kaçırmayın. Şimdiden hazırlığa başlayın derim. Pikniğimizin çok katılımlı çok eğlenceli olması için tüm gönül dostlarım birinci derece sorumlu görevli ve yetkilidirler.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150742380379419&set=p.10150742380379419&type=1
1 Nisan kaplı kaya deresine gezimize eşleriyle çocuklarıyla katılan iki genç gönül dostumdan az önce beni çok memnun ve mutlu eden güzel bir haber aldım.
(15.4.2012 saat 23.15 de ) şu anda birimiz saz çalıyoruz birimiz türkü söylüyoruz. Haziran ayının ilk haftasında ilk Pazar günü gönül dostlarıyla hep beraber sazlı türkülü halaylı tam gün gün yapacağımız pikniğe hazırlık yapıyoruz. Dediler. (ziya kardeşim çalıyor murat kardeşim söylüyor arada bir ikisi birden söylüyor. Yolladıkları videoda dinledim).
Bu heyecanı hissetmek bu birlikteliği bu güzelliği paylaşmak gerçekten mutluluk veriyor. İki gönül dostumda yeni tanıyorum. Ama yıllarca tanıyormuş gibi içten candan ve samimiler. Doğayı doğallığı insanları seven gönül dostlarımın yok biri birinden farkı yok ki. Bunu 1 Nisan doğa gezimizde hep birlikte gördük yaşadık hissettik.
Yakında olun uzakta olun siz gönül dostlarımızı bende gönül dostuyum diyen güzel insanları sevdiklerimizi sevenlerimizi Allah kısmet ederse o gün müzik aletleriyle, türküleriyle, halaylarıyla, oyunlarıyla, tavlalarıyla okeyleriyle, mangallarıyla, börekleriyle çörekleriyle kahvaltılarıyla kaplı kaya parkında saat 9. 00 da hanımla birlikte bekleyeceğiz. Düğün gibi piknik yapacağız. (o gün yağışlı olursa ikinci hafta aynı gün pikniğimiz olacak)
O günü sakın ola ki kaçırmayın. Şimdiden hazırlığa başlayın derim. Pikniğimizin çok katılımlı çok eğlenceli olması için tüm gönül dostlarım birinci derece sorumlu görevli ve yetkilidirler.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150742380379419&set=p.10150742380379419&type=1
4/13/12
CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER. NEDEN Mİ?
CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER. NEDEN Mİ?
O günleri iyi hatırlayalım. AKP iktidara gelirse neler yapacağını, yapabileceğini, en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları AKP nin hızla yükselişini ve iktidara gelmesini engelleyemedi. NEDEN?
O günleri iyi hatırlayalım. Başbakanın, meclis başkanının ve cumhurbaşkanın AKP’den olması halinde neler olacağını en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla, grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları, hem başbakanın, hem meclis başkanının, hem de cumhurbaşkanın AKP den olmasını engelleyemedi. NEDEN?
Genel başkan seçilir seçilmez, ana yasa oylamasını ve milletvekili seçimlerini kucağında bulan, sadece grup toplantılarında
yaptığı konuşmalarla yetinmeyen, Türkiye’yi adım, adım gezerek, sayısız mitinkilerde, grup toplantılarında, ana yasa değişirse, milletvekili çoğunluğu AKP’NİN eline geçerse neler olacağını en iyi öngören, en iyi anlayan ve anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP’NİN çiçeği burnunda yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği mitingler, yaptığı konuşmalar anayasanın kabul edilmesine, AKP’nin milletvekili çoğunluğunun eline geçirmesine engel olmadı NEDEN?
Son 20 yılda Ne deniz Baykal zamanında, ne Kemal Kılıçdaroğlu zamanında CHP oylarını iktidar olacak kadar artıramıyor. Bir türlü iktidar olamıyor. NEDEN?
NEDENLERİN CEVABI çünkü CHP, sorunu ve çözümü kendi dışında arıyor. Çünkü CHP kendi içinde yaratacağı çekim alanında var olmaya çalışmıyor. Kendi dışında AKP’nin yarattığı çekim alanında AKP’yi konuşarak yaptıklarını yapacaklarını eleştirerek var olmaya çalışıyor. AKP ise CHP’ ye pek kulak asmıyor. Milletvekili çoğunluğu ile yoluna durmadan devam ediyor. Doğru bildiklerini yapıyor.
CHP ise sürekli AKP’yi konuşarak, eleştirerek işin kolayına kaçıyor. Hem kendini hem de halkı oyalıyor. İşte bu nedenle diyorum ki, CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER.
En büyük sorunun ve çözümün CHP’nin dışında olmadığını, CHP’nin kendi içinde olduğunu artık anlamalılar. Yapılmakta olan parti içi seçimler büyüteç altına konulup korkmadan incelendiğinde, somut gerçekler ortaya çıkacaktır. Bu durum hiçbir zaman AKP’yi eleştirmemek yanlışlarını söylememek anlamına gelmiyor.
O günleri iyi hatırlayalım. AKP iktidara gelirse neler yapacağını, yapabileceğini, en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları AKP nin hızla yükselişini ve iktidara gelmesini engelleyemedi. NEDEN?
O günleri iyi hatırlayalım. Başbakanın, meclis başkanının ve cumhurbaşkanın AKP’den olması halinde neler olacağını en iyi ön gören, en iyi anlayan, o güzel konuşmasıyla, grup toplantılarında en iyi anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Ama ne CHP, ne 18 yıldan beri CHP lideri olan Deniz Baykal’ın o güzel grup konuşmaları, hem başbakanın, hem meclis başkanının, hem de cumhurbaşkanın AKP den olmasını engelleyemedi. NEDEN?
Genel başkan seçilir seçilmez, ana yasa oylamasını ve milletvekili seçimlerini kucağında bulan, sadece grup toplantılarında
yaptığı konuşmalarla yetinmeyen, Türkiye’yi adım, adım gezerek, sayısız mitinkilerde, grup toplantılarında, ana yasa değişirse, milletvekili çoğunluğu AKP’NİN eline geçerse neler olacağını en iyi öngören, en iyi anlayan ve anlatan, AKP’yi en iyi eleştiren CHP’NİN çiçeği burnunda yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği mitingler, yaptığı konuşmalar anayasanın kabul edilmesine, AKP’nin milletvekili çoğunluğunun eline geçirmesine engel olmadı NEDEN?
Son 20 yılda Ne deniz Baykal zamanında, ne Kemal Kılıçdaroğlu zamanında CHP oylarını iktidar olacak kadar artıramıyor. Bir türlü iktidar olamıyor. NEDEN?
NEDENLERİN CEVABI çünkü CHP, sorunu ve çözümü kendi dışında arıyor. Çünkü CHP kendi içinde yaratacağı çekim alanında var olmaya çalışmıyor. Kendi dışında AKP’nin yarattığı çekim alanında AKP’yi konuşarak yaptıklarını yapacaklarını eleştirerek var olmaya çalışıyor. AKP ise CHP’ ye pek kulak asmıyor. Milletvekili çoğunluğu ile yoluna durmadan devam ediyor. Doğru bildiklerini yapıyor.
CHP ise sürekli AKP’yi konuşarak, eleştirerek işin kolayına kaçıyor. Hem kendini hem de halkı oyalıyor. İşte bu nedenle diyorum ki, CHP VE CHP LİLER BİR AN ÖNCE YANLIŞ YOLDAN DÖNMELİLER.
En büyük sorunun ve çözümün CHP’nin dışında olmadığını, CHP’nin kendi içinde olduğunu artık anlamalılar. Yapılmakta olan parti içi seçimler büyüteç altına konulup korkmadan incelendiğinde, somut gerçekler ortaya çıkacaktır. Bu durum hiçbir zaman AKP’yi eleştirmemek yanlışlarını söylememek anlamına gelmiyor.
4/12/12
GÖNÜL DOSTLARIMA ÖZEL MEKTUBUMDUR.
Mektubuma başlamadan önce, doğayı, doğallığı ve insanları seven, her bir gönül dostuma, bende gönül dostuyum diyen güzel insanlara en içten selam ve sevgilerimi yolluyorum.
Çok değerli gönül dostlarım.
Bir anlamda sizler gerçekten dert ortağım gibisiniz. Aileden biri gibisiniz. Çok uzaklarda olmanız, genç yâda yaşlı olmanız, evli yâda bekâr olmanız, zengin ya da fakir olmanız, makam ve mevki sahibi olmanız. Güzel ya da çirkin olmanız hiç ama hiç fark etmiyor. Yürekten alıp yürekten vermek fazlasıyla yetiyor. Bazı gönül dostlarımızla aramızda sevgi zinciri oluşturduk. Paylaşımlarımız karşılıklı sevgi ve saygı ortamı içinde artarak ve kesintisiz olarak devam etmektedir. Aramıza yeni gönül dostlarımız katılmaktadır. Kalbimizin, gönlümüzün kapısı doğayı doğallığı seven aramıza katılmak isteyen yeni gönül dostlarımıza her zaman sonuna kadar açıktır.
Çok değerli gönül dostlarım
Gönül dostlarımızla olan ilişki ve iletişimlerimiz sadece yazışmaktan, paylaşmaktan, beğenmekten, öneri, eleştiri ve yorumlardan ibaret değildir. Pratik yaşamda hayat bulmaktadır. Bu güne kadar gönül dostlarımızın katılımıyla biri birinden güzel iki etkinliğe imza attık.
Birinci etkinliğimiz 13.Kasım 2011 tarihinde, sabah saat 7.30 0 derece sıcaklıkta gönül dostlarımızla kaplı kaya parkında buluştuk. Kaplı Kaya dersine sonbaharın güzelliklerini görmek için geziye çıktık. Gezimize katılan bay ve bayan gönül dostlarımız gezi esnasında o kadar mutlu oldular ki, bu anlatılmaz yaşanır. o soğukta hedeflediğimiz yolun iki katını daha yürüdük. Son baharın ve mutluluğumuzun resimlerini çekerek facebookta sayfamızda yayınladık. çeşitli nedenlerle gezimize katılamayan gönül dostlarımızla paylaştık. Ve 2012 yılının nisan ayının ilk haftasında Pazar günü ilkbaharın güzelliklerini görmek için kaplı kaya deresinde buluşmaya hep birlikte söz verdik
Sözümüzde durduk. İkinci etkinliğimizde 1.Nisan 2012 tarihinde Pazar günü sabah saat 9.00da yine kaplı kaya parkında buluştuk, bu defa kaplı kaya deresine ilkbaharın güzelliklerini görmek için geziye çıktık. ilk gezimizden Çok daha kalabalıktık. 1,5 saat yürüdükten sonra erikli çeşmesinde, derenin kenarında ateşin başında hep birlikte sabah kahvaltısı yaptık. Dağın yamacına doğru tırmandık. Ormanların içinde yürüdük, Dereler geçtik, kaynaklardan soğuk sular içtik, yorulduk dinlendik. çoook yukarılarda olan Zeyniler köyüne vardık. Bursa’yı, bursa ovasını kuş bakışı izledik. Bol bol resimler çektik. Resimlerimizi, sayfalarımızda günlerce yayınladık. Gelemeyen ama yüreği bizimle olan gönül dostlarımızla paylaştık. 2012 yılının haziran ayının ilk haftasında ilk Pazar günü kaplı kaya parkında tam gün sazlı, sözlü türkülü, halaylı, sabah kahvaltısı ve piknik yapmaya hep birlikte söz verdik. (o gün yağmurlu olursa ikinci hafta aynı gün aynı yerde piknik yapacağız dedik) Bir aksilik çıkmadığı takdirde genç bir gönül dostumuz sazıyla, yine genç bir gönül dostumuz türküsüyle katılmaya söz verdiler. Doğayı doğallığı ve insanları seven tüm gönül dostlarımız ve dostlarımızın dostları müzik aletleriyle piknik için gerekli olan her şeyleriyle pikniğimize, eğlencemize, şölenimize katılmaya davet ediyoruz.
2012 yılında düzenleyeceğimi son etkinliğimiz sonbaharda ekim ayında kestane gezisi olacaktır. Buluşma tarihi yeri bu sayfada yayınlanacaktır.
Mektubuma son verirken, gezimize katılan, katılmak isteyip te katılamayan ama gönlü yüreği bizimle olan tüm gönül dostlarıma teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Doğayı doğallığı insanları seven gönül dostlarıma sağlık huzur ve mutluluklar diliyorum. Ana etkinliğimiz olan piknikte ara etkinliklerimizde buluşmak görüşmek, tanışmak dilek ve arzusuyla Sevgiyle kalın, hoşça kalın, dostça kalın diyorum.
ÖNEMLİ NOT: 15.4.2012 PAZAR GÜNÜ KAPLI KAYA PARKINDA SAAT TAM 8.00 BULUŞACAĞIZ KAPLI KAYA DERESİNE GEZİYE ÇIKACAĞIZ SABAH KAHVALTIMIZI DOĞADA YAPACAĞIZ. MÜSAİT OLAN DOSTLARIMIZ BAY BAYA KATILABİLİRLER. DUYURU YAPTIĞIMIZ GEZİ ETKİLİKLERİ BAYLI BAYANLIDIR SAĞLIK SORUNUVE ZAMAN SORUNU OLANLARIN KATILMAMALRINI, EKMEK ARASI, KÜÇÜK SU KABI, VE DEĞİŞİK (TERLEMEYE ÖNLEM OLARAK) ALMANIZI ÖNERİYORUZ.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150710816389419&set=a.10150710815729419.421952.552884418&type=1
4/08/12
CHP GERÇEKTEN DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR MU? DEMOKRASİYİ UYGULUYOR MU?
CHP deyince ne anlıyorum. CHP ’ki Türkiye Cumhuriyetini kuran, devrimlere imza atan, tek partili sistemden, çok partili sisteme geçen, demokrasiyi, sosyal hukuk devletini ve laikliği benimseyen, tarihi şanla şerefle dolu olan 88 yıldır yaşayan ulu bir çınardır. CHP’ sinin kurucusu “yurtta sulh cihanda sulh, bağımsızlık benim karakterimdir” diyen ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Bugün CHP’yi yönetenler, gerçekten demokrasiye inanıyor ve demokrasiyi savunuyorsa, önce aynaya bakmalıdırlar. Önce kendilerine karşı, sonra üyelerine karşı, daha sonrada halka karşı dürüst ve samimi olmalıdırlar.
Bugün CHP’yi yönetenler bilsinler ve anlasınlar ki, Demokrasi yeniden keşfedilmeyecektir. CHP’nin bu günkü yöneticileri gerçekten demokrasiye ve demokrasinin evrensel değerlerine inanıyorlarsa ya demokrasiyi uygulamalıdırlar. Yâda demokrasi üzerinden politika ve siyaset yaparak kendilerini, üyelerini, halkı kandırmaktan vazgeçmelidirler.
İki yıldır, teorik ve pratik olarak CHP’nin içindeyim. CHP üyesi olarak üzerime düşen her türlü görevi fazlasıyla yaptığıma inanıyorum. Ama iki yıldır CHP de demokrasiyi arıyorum. Bulamıyorum. İki yıldır CHP’nin anayasası olan, parti tüzüğünü arıyorum. Bulamıyorum. İki yıldır üyesi olduğum örgüt çalışmalarında, örgütün aldığı kararlarda, yapılan iş ve işlemlerde, mali konularda, görev, yetki ve sorumlulukların kullanılmasında parti tüzüğüne uyulup uyulmadığını bilmiyorum. Bu konuda yazılı sözlü sorularıma (basında yayınladığı halde) hiçbir parti yetkilisinden yanıt alamıyorum.
Bugün CHP’yi yönetenlere, değerli yöneticilerime bir tüm içtenliğimle, tüm samimiyetimle bir kez daha soruyorum. CHP GERÇEKTEN DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR MU? DEMOKRASİYİ UYGULUYOR MU? Evet diyorsanız, partinin ana yasası olan tüzük nerede? Tüzük olmadan, okunmadan, uygulanmadan parti nasıl yönetiliyor? Cevap olarak, partinin tüzüğü, çekmecelerin gözlerinde, tozlu raflarda, internet sitelerinde duruyor demeyin de, ne derseniz deyin.
4/06/12
EŞİM BEN VE GÖNÜL DOSTLARIM HAKKINDA
EŞİM BEN VE GÖNÜL DOSTLARIM HAKKINDA
Değerli gönül dostlarım. Görücü usulü ile 1972 yılında evlendik. İkimizde aynı köylüyüz. Köyümüzden uzun zamandan beri ayrıyız. Köyümüz, yaşadığımız şehirden (Bursa’dan) çok uzaklardadır. Yüksek dağların başına kurulmuştur. (Rakım 2000 metre) yama dağlarının eteğindedir. İkimizin ailesi de çiftçi idi. Eşim 6, ben 8 kardeşten biriyiz. Çocukluğum da çarık giydiğimi hatırlıyorum.
İki kızımızın birinden 2, diğerinden bir toplam 3 tatlı torunumuz var. İkimizde aynı kurumda 20 yıl birlikte çalıştık. İkimizde memurluktan emekliyiz. Aynı kurumda çalışmaktan, aynı evde yaşamaktan, erken yaşta evlenmekten ve başka sebeplerden dolayı çok kavgalarımız, tartışmalarımız oldu. Halada oluyor. Ama yorulduk. Eskisi kadar sık olmuyor. Hayat yolumuz zordu. Çalılı, dikenli engelleri yollardan aştık. Bazen düştük bazen kalktık. Ama yılmadık, yıkılmadık, dağılmadık. Evlilik bayrağını yere düşürmedik. Buraya kadar sağ salim gelebildik.
Evimiz, arabamız, emekli maaşı var. Emekli olduktan sonra sağlıklı yaşamak için, genç ve dinç kalmak için kaplı kaya parkında her sabah düzenli olarak yaşam boyu spor (koşu ve yürüyüş) yapıyordum. Eşimi yaşam boyu spora alıştırmam oldukça zor oldu. Yıllarca mücadele ettim. Ama sonunda başardım. Şimdi her sabah güneş doğmadan kaplı kaya deresine birlikte yürüyüşe çıkıyoruz.
Geçmişi ve geleceği düşündüğümüzde, bazı sorunlarımız olsa da hayatımızın en güzel dönemini yaşıyoruz. Biliyoruz ki hayat sürprizlerle dolu. Bu durum ne kadar sürer bilmiyoruz. Elimizden geldiğince, günü anı yaşamaya çalışıyoruz. Arada bir etkinlikler düzenliyoruz. Etkinliklerimize siz gönül dostlarımızı, doğayı, doğallığı, insanları seven güzel insanları davet ediyoruz. Unutulmaz güzel anları, anıları birlikte yaşıyoruz, paylaşıyoruz. Hepimiz mutlu huzurlu neşeli oluyoruz. Bunu son iki etkinliğimize tescil ettik.
Değerli dostlarım. Etkinliğimize uzaklardan gelmenin birçok açıdan kolay olmadığını biliyoruz. İğneyi önce kendimize batırıyoruz. Ama göle maya çalmakta bir sakınca da görmüyoruz. Ya tutarsa diyoruz. Gelmeyen, gelemeyen dostlarımıza, yakınlarımıza küsmüyoruz, darılmıyoruz, hatır gönül koymuyoruz. Bunu doğru bulmuyoruz. Gelenlerle eğlenip dinleniyoruz. Düzenlediğimiz etkinliklerimizden üçüncüsünü size duyurmakta bir sakınca görmüyoruz. Bilginiz olsun, aklınızda bulunsun diyoruz. Kararınıza saygı duyuyoruz.
Her hangi bir aksilik olmaz ise 2012 Haziran ayının ilk haftasında ilk Pazar günü Bursa yıldırım kaplı kaya parkında eşimle birlikte tam gün sabahtan akşama kadar piknik yapacağımızı,2012 1 Nisan ayında kaplı kaya deresi doğa gezimize katılan dostlarımıza duyurmuştuk. Hepsi de çok olumlu karşılaşmıştı. Hatta içlerinden genç bir gönül dostumuz eşiyle sazıyla birlikte geleceğini söylemişti. Pikniğimiz sazlı, türkülü, halaylı, oyunlu olsun istiyoruz. Düğün gibi olsun istiyoruz. Ve tabi ki siz gönül dostlarımızı da, bende gönül dostuyum diyen güzel insanları da pikniğimize katılmaya davet ediyoruz. Saz çalan, türkü söyleyen halay çeken dostlarınızı sevdiklerinizi de getirirseniz seviniriz mutlu oluruz. Katılmaya karar verirseniz sabah kahvaltınız ve pikniğiniz için, aklınıza gelen her şeyi alabilirsiniz.(hava muhalefeti olduğu takdir de ikinci hafta Pazar günü olacaktır)
Kaplı kaya parkımız doğa harikası bir yerdir. Uludağ’ın eteğindedir. Derenin kenarındadır. Çamların altındadır. Özdilek alış veriş merkezine çok yakındır. (300M) piknik için mükemmel bir yerdir. 06.04.2012
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150701724799419&set=a.10150471585669419.386334.552884418&type=1
Değerli gönül dostlarım. Görücü usulü ile 1972 yılında evlendik. İkimizde aynı köylüyüz. Köyümüzden uzun zamandan beri ayrıyız. Köyümüz, yaşadığımız şehirden (Bursa’dan) çok uzaklardadır. Yüksek dağların başına kurulmuştur. (Rakım 2000 metre) yama dağlarının eteğindedir. İkimizin ailesi de çiftçi idi. Eşim 6, ben 8 kardeşten biriyiz. Çocukluğum da çarık giydiğimi hatırlıyorum.
İki kızımızın birinden 2, diğerinden bir toplam 3 tatlı torunumuz var. İkimizde aynı kurumda 20 yıl birlikte çalıştık. İkimizde memurluktan emekliyiz. Aynı kurumda çalışmaktan, aynı evde yaşamaktan, erken yaşta evlenmekten ve başka sebeplerden dolayı çok kavgalarımız, tartışmalarımız oldu. Halada oluyor. Ama yorulduk. Eskisi kadar sık olmuyor. Hayat yolumuz zordu. Çalılı, dikenli engelleri yollardan aştık. Bazen düştük bazen kalktık. Ama yılmadık, yıkılmadık, dağılmadık. Evlilik bayrağını yere düşürmedik. Buraya kadar sağ salim gelebildik.
Evimiz, arabamız, emekli maaşı var. Emekli olduktan sonra sağlıklı yaşamak için, genç ve dinç kalmak için kaplı kaya parkında her sabah düzenli olarak yaşam boyu spor (koşu ve yürüyüş) yapıyordum. Eşimi yaşam boyu spora alıştırmam oldukça zor oldu. Yıllarca mücadele ettim. Ama sonunda başardım. Şimdi her sabah güneş doğmadan kaplı kaya deresine birlikte yürüyüşe çıkıyoruz.
Geçmişi ve geleceği düşündüğümüzde, bazı sorunlarımız olsa da hayatımızın en güzel dönemini yaşıyoruz. Biliyoruz ki hayat sürprizlerle dolu. Bu durum ne kadar sürer bilmiyoruz. Elimizden geldiğince, günü anı yaşamaya çalışıyoruz. Arada bir etkinlikler düzenliyoruz. Etkinliklerimize siz gönül dostlarımızı, doğayı, doğallığı, insanları seven güzel insanları davet ediyoruz. Unutulmaz güzel anları, anıları birlikte yaşıyoruz, paylaşıyoruz. Hepimiz mutlu huzurlu neşeli oluyoruz. Bunu son iki etkinliğimize tescil ettik.
Değerli dostlarım. Etkinliğimize uzaklardan gelmenin birçok açıdan kolay olmadığını biliyoruz. İğneyi önce kendimize batırıyoruz. Ama göle maya çalmakta bir sakınca da görmüyoruz. Ya tutarsa diyoruz. Gelmeyen, gelemeyen dostlarımıza, yakınlarımıza küsmüyoruz, darılmıyoruz, hatır gönül koymuyoruz. Bunu doğru bulmuyoruz. Gelenlerle eğlenip dinleniyoruz. Düzenlediğimiz etkinliklerimizden üçüncüsünü size duyurmakta bir sakınca görmüyoruz. Bilginiz olsun, aklınızda bulunsun diyoruz. Kararınıza saygı duyuyoruz.
Her hangi bir aksilik olmaz ise 2012 Haziran ayının ilk haftasında ilk Pazar günü Bursa yıldırım kaplı kaya parkında eşimle birlikte tam gün sabahtan akşama kadar piknik yapacağımızı,2012 1 Nisan ayında kaplı kaya deresi doğa gezimize katılan dostlarımıza duyurmuştuk. Hepsi de çok olumlu karşılaşmıştı. Hatta içlerinden genç bir gönül dostumuz eşiyle sazıyla birlikte geleceğini söylemişti. Pikniğimiz sazlı, türkülü, halaylı, oyunlu olsun istiyoruz. Düğün gibi olsun istiyoruz. Ve tabi ki siz gönül dostlarımızı da, bende gönül dostuyum diyen güzel insanları da pikniğimize katılmaya davet ediyoruz. Saz çalan, türkü söyleyen halay çeken dostlarınızı sevdiklerinizi de getirirseniz seviniriz mutlu oluruz. Katılmaya karar verirseniz sabah kahvaltınız ve pikniğiniz için, aklınıza gelen her şeyi alabilirsiniz.(hava muhalefeti olduğu takdir de ikinci hafta Pazar günü olacaktır)
Kaplı kaya parkımız doğa harikası bir yerdir. Uludağ’ın eteğindedir. Derenin kenarındadır. Çamların altındadır. Özdilek alış veriş merkezine çok yakındır. (300M) piknik için mükemmel bir yerdir. 06.04.2012
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150701724799419&set=a.10150471585669419.386334.552884418&type=1
4/04/12
CHP’LİLERİ BİR ARADA TUTAN, CHP SEVGİSİMİ? AKP KORKUSUMU?
CHP’LİLERİ BİR ARADA TUTAN, CHP SEVGİSİMİ? AKP KORKUSUMU?
Bugünlerde kendi kendime bir soru soruyorum. Cevap bulamıyorum. Sorum şu. Halkımızı CHP’de birleştiren, bütünleştiren CHP sevgisi mi? AKP korkusu mu?
CHP’Yİ var eden temel değerler nelerdi? Atatürk’ün halkıyla bütünleşmesi ve kucaklaşmasıydı. Halkıyla birlikte bağımsızlık mücadelesi vermesiydi. Düşmanların yurdumuzdan atılmasıydı. Sınırlarımızın atalarımızın kanlarıyla çizilmesiydi. Cumhuriyetin ilan edilmesi laikliğin ve sosyal hukuk devletinin benimsenmesiydi. CHP’sinin kurulmasıydı. İşte bu sağlam temeller ve değerler üzerine kurulan CHP si bu güne kadar halkının oylarıyla ulu bir çınar gibi yaşadı. Yıkılmadı, yok olmadı. O ulu çınarın kökleri, 88 yıldır ana dolunun en ücra köşelerine kadar yayıldı.
Ama bugün CHP yolun sonuna geldi. CHP ya yeniden doğacak. Ya yok olacak. Başka hiçbir şansı yok. Çünkü bugün CHP’nin değerlerine temelden karşı çıkan çok güçlü bir rakibi vardır. Ve o rakip güç kaybetmiyor. Gücüne güç katmaya devam ediyor. İşte bu nedenle CHP o güçlü rakibine karşı durmak için, o güçlü rakibini yenmek için, ya yeniden doğacak, ya yenilip yok olacak.
Korkunun ecele faydası olmayacaktır. Geçmişte olduğu gibi CHP kurtuluşu halkıyla bütünleşmede ve kucaklaşmada bulacaktır. Çünkü halk demek sadece CHP genel başkanı demek değildir. Halk demek sadece seçilen milletvekilleri, il, ilçe belediye başkanları demek değildir.
Halk demek, köylü, çiftçi, işçi, memur, emekli, esnaf demektir. CHP vakit geçirmeden bu gerçeği anlamalıdır. CHP vakit geçirmeden aklını başına toplamalıdır. CHP’ DE seçilenlerin seçenlere arkasını değil yüzünü dönmesidir. CHP’de seçilenlerin düzenledikleri toplantılarda seçenlerin en önüne değil tam ortalarına oturmalardır. CHP’ DE seçilenler hiçbir zaman seçenlere tepeden bakmamalarıdır. Hava atmamalarıdır. Ben ne oldum dememeleridir. Seçenlere amir gibi, patron gibi, komutan, kral, padişah gibi davranmamalarıdır. Aksi takdirde korkunun ecele faydası olmayacaktır.
Bugünlerde kendi kendime bir soru soruyorum. Cevap bulamıyorum. Sorum şu. Halkımızı CHP’de birleştiren, bütünleştiren CHP sevgisi mi? AKP korkusu mu?
CHP’Yİ var eden temel değerler nelerdi? Atatürk’ün halkıyla bütünleşmesi ve kucaklaşmasıydı. Halkıyla birlikte bağımsızlık mücadelesi vermesiydi. Düşmanların yurdumuzdan atılmasıydı. Sınırlarımızın atalarımızın kanlarıyla çizilmesiydi. Cumhuriyetin ilan edilmesi laikliğin ve sosyal hukuk devletinin benimsenmesiydi. CHP’sinin kurulmasıydı. İşte bu sağlam temeller ve değerler üzerine kurulan CHP si bu güne kadar halkının oylarıyla ulu bir çınar gibi yaşadı. Yıkılmadı, yok olmadı. O ulu çınarın kökleri, 88 yıldır ana dolunun en ücra köşelerine kadar yayıldı.
Ama bugün CHP yolun sonuna geldi. CHP ya yeniden doğacak. Ya yok olacak. Başka hiçbir şansı yok. Çünkü bugün CHP’nin değerlerine temelden karşı çıkan çok güçlü bir rakibi vardır. Ve o rakip güç kaybetmiyor. Gücüne güç katmaya devam ediyor. İşte bu nedenle CHP o güçlü rakibine karşı durmak için, o güçlü rakibini yenmek için, ya yeniden doğacak, ya yenilip yok olacak.
Korkunun ecele faydası olmayacaktır. Geçmişte olduğu gibi CHP kurtuluşu halkıyla bütünleşmede ve kucaklaşmada bulacaktır. Çünkü halk demek sadece CHP genel başkanı demek değildir. Halk demek sadece seçilen milletvekilleri, il, ilçe belediye başkanları demek değildir.
Halk demek, köylü, çiftçi, işçi, memur, emekli, esnaf demektir. CHP vakit geçirmeden bu gerçeği anlamalıdır. CHP vakit geçirmeden aklını başına toplamalıdır. CHP’ DE seçilenlerin seçenlere arkasını değil yüzünü dönmesidir. CHP’de seçilenlerin düzenledikleri toplantılarda seçenlerin en önüne değil tam ortalarına oturmalardır. CHP’ DE seçilenler hiçbir zaman seçenlere tepeden bakmamalarıdır. Hava atmamalarıdır. Ben ne oldum dememeleridir. Seçenlere amir gibi, patron gibi, komutan, kral, padişah gibi davranmamalarıdır. Aksi takdirde korkunun ecele faydası olmayacaktır.
4/01/12
GEZİYE KATILANLARA, KATILMAK İSTEYİPTE KATILAMAYANARA KOCMAN TEŞEKKÜR EDİYORUM.
1.4.2012 tarihinde Pazar günü saat 9.da kaplı kaya deresine düzenlemiş olduğum geziye katılan gönül dostlarıma, doğayı ve doğallığı seven güzel insanlar kocaman teşekkür diyorum.
Geziyle ilgili düşüncelerimi, izlenimlerimi, duygularımı hissettiklerimi doğru ve doğal olarak, içimden geldiği gibi, gönül dostlarımla doğayı ve doğallığı seven güzel insanlarla paylaşmak istiyorum.
Dostlarım. Nisanın ilk haftasında ilk Pazar günü saat 9.00 da kaplı kaya parkında buluşacağımızı kaplı kaya deresine bahar gezisi yapacağımızı 13.10.2011 tarihinde yine aynı yere sonbaharın güzelliklerini görmek için (0 derecede ) yaptığımız gezide dostlarımızla birlikte açıklamıştık. Ve bir nisan gezisi için haftalarca günlerce önceden kolları sıvayıp yola çıkmıştım. Gezimizi duyurmak için tüm olanaklarımı seferber etmiştim.
Geziye katılan gönül dostlarım da, bende çok iyi biliyoruz ki, gezi düzenlemekte maddi olarak en ufak bir menfaat söz konusu değil. (gönül ne kahve ister derler ya) Ama manevi menfaatim çok.
Gezimize katılan dostlarımın gezi sonunda sözlü olarak yapmış oldukları yorumlarını, geziden sonra internet ortamında yayınladığım geziyle ilgili resimlere yaptıkları yazılı yorumlarını ve beğenilerini duydukça okudukça paylaştıkça mutlu huzurlu oluyorum. Çok büyük keyif alıyorum neşeleniyorum. İşte bu anlamda manevi menfaatim çok.
1 Nisan gezisi öncesinde gerçekten endişem vardı. Gezi fiyaskoyla sonuçlanabilirdi. Bunun için birçok önemli neden ve sebep vardı. İlkbahar mevsimiydi, havanın azizliğine uğrayabilirdik. Meteoroloji Havanın yağışlı olacağı haberini veriyordu. Gezinin bir gün öncesinden de müthiş bir bahar yağmuru yağmıştı. Pazar günü istirahat saati idi. Tanımadıkları bir kişinin kendi başına yaptığı gezi davetine kimse rağbet etmeye bilirdi. Ve hepsinden önemlisi o gün üniversite sınavı olduğundan birçok gönül dostumuz yakınlarımız geziye katılamayacaklarını söylüyorlardı.
Ve zaman durmuyordu. Geriye doğru değil geleceğe doğru akıyordu. Sonunda gezi günü ve saati gelmişti. Bir anlamda hanımla beni de sanki sınav heyecanı sarmıştı. Ama artık iş işten geçmişti. Olan olmuştu. her şeyi göze almıştık. Kaçış yoktu. Sırt çantamızı aldık evden çıktık. Bundan sonrasını anlatmıyorum. Çünkü gezide boyunca çektiğimiz resimler konuşuyor. Facebookkta yorumlar beğeniler konuşuyor.
Geziye katılan her bir gönül dostumun hiç birinin diğerinden hiç bir farkı olamaz. Olması mümkün değildir. Bu ayrımcılığı yapmak kişiliğimle karakterimle ve dünya görüşüle asla bağdaşmaz. Ama biri Dr. Olan dört kardeşin (özer aileleri) eşleriyle çocuklarıyla birlikte katılmaları dikkatimi çekmiştir. Ama yine eşiyle çocuğuyla gezimize yaya olarak katılan, sabah kahvaltısını bizimle yapan. Sonra geri dönüp arabasıyla bizleri dağ köyünde karşılayan ve yine arabasıyla cankurtaran gibi son noktaya kadar bizi adım adım takip eden şahin ailesi, 2 orman mühendisi olan şerafettin ve orhan dostlsrımızın budak gezi gurubundan tasin ve arkadaşlarının gezimize katılımı dikkatimi çekti. Bunları açıklamadan bilginize sunmadan geçemeyeceğim.
Dostlarım, Gezi boyunca, hava çok güzeldi, doğa çok güzeldi, ilkbahar çok güzeldi, geziye katılan gönül dostlarım, doğayı ve doğallığı seven güzel insanlar çok güzeldi. Unutulmaz anıları resimlemek çok güzeldi. Ve hepsinden önemlisi güzel insanlarla güzellikleri paylaşmak çok ama çok güzeldi. Ne demişti büyük şair nazım hikmet yârin yanağından gayri her şeyi.
GEZİYE KATILAN KATILMAK İSTEYİPTE KATILAMAYAN GÖNÜL DOSTLARIMA DOĞAYI DOĞALLIĞI SEVEN GÜZEL İNSANLARA ÇOK AMA ÇOK, AMA TEŞEKKÜR EDİYORUM. SELAM OLSUN İNSANI VE DOĞAYI SEVEN GÖNÜL DOSTLARIMA GÜZEL İNSANLARA
VE ALLAH KISMET EDERSE 2012 YILI HAZİRANIN İLK HAFTASINDA PAZAR GÜNÜ KAPLI KAYA PARKINDA TAM GÜN SAZLI SÖZLÜ PİKNİK YAPMAYA KARAR VERDİK. HAVA MUHALEFETİ OLURSA BİR HAFTA SONRA PZAR GÜNÜ BİZE KATILIRMISINIZ? VE EAYINDADA KAPLI KAYA DERESİNE ULU DAĞ YAMAÇLARINA KESGTANE GEZİSİ YAPMAYA KARKİM AR VERDİK BİZE KATILIRMISINIZ? 02.04.2012
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150710816389419&set=a.10150710815729419.421952.552884418&type=1
3/31/12
İNSANLAR OLARAK DOĞANIN, DOĞAL HALLERİNDEN ÖĞRENECEĞİMİZ ÖYLE ÇOK ŞEY VAR Kİ
İNSANLAR OLARAK DOĞANIN, DOĞAL HALLERİNDEN ÖĞRENECEĞİMİZ ÖYLE ÇOK ŞEY VAR Kİ
1.4.2012 TARİHİNDE SAAT 9.00 DA KAPLI KAYA DERESİNE ÖNCEDEN DOĞA GEZİSİ PLANLAMIŞTIK. TARİH 31.3.2012 AKŞAM SAAT 11 BURSA YILDIRIM KAPLI KAYA MAHALLESİ. GÖK YÜZÜNE BAKIYORUM PIRIL PIRIL. YILDIZLAR IŞIL, IŞIL. YAPRAK KIMILDAMIYOR HAVA SAKİN VE SESİZ.
TARİH 1.4.2012 SABAH SAAT 05.00 GÖKYÜZÜNE BAKIYORUM, GÖK YÜZÜNDE BULUTLAR BELİRMİŞ. RÜZGAR ÇIKMIŞ.METEOROLOJİ HABERLERİNİ HAKLI ÇIKARMAK İÇİN, RÜZGAR GÖK YÜZÜNE HIZLA YAĞMUR BULUTLARI TAŞIYOR. DOĞA BU SÖZ DİNLEMİYOR. ÖNCEDEN İZİN ALINMIYOR. HER ZAMAN BİLDİĞİNİ OKUYOR.
BİZ İNSANLAR DOĞANIN BİRER PARÇASIYIZ, DOĞANIN YASASINA TABİYİZ. VE DOĞANIN HER HALDEKİ DOĞALLIĞINI SEVİYORUZ. ÇÜNKÜ DOĞA, HAVASI, SUYU, GÜNEŞİ TOPRAĞI İLE, DÖRT MEVSİMİ İLE, DOĞAL HALLERİ İLE İNSANLAR, CANLILAR ARASINDA HİÇ BİR AYRIM YAPMIYOR. HEPSİNE EŞİT DAVRANIYOR.
BİZ İNSANLAR DOĞADAN, DOĞANIN DOĞAL HALLERİNDEN AZICIK İBRET, AZICIK DERS ALMASINI ÖĞRENSEYDİK NE GÜZEL OLURDU.
HİÇ BİR ZAMAN NE OLDUM DEMESEYDİK, NE OLACAĞIZ DESEYDİK NE GÜZEL OLURDU.
BİR ÇOK KÖTÜLÜKLERİN, SEVGİSİZLİKLERİN, SAYGISIZLIKLARIN YAŞANMASINA ÖNCEDEN ENGEL OLABİLSEYDİK NE GÜZEL OLURDU.
DOĞAYI, DOĞALLIĞI VE İNSANLARI SEVEN GÜZEL İNSANLARA, GÖNÜL DOSTLARIMA SELAM OLSUN.
1.4.2012 TARİHİNDE SAAT 9.00 DA KAPLI KAYA DERESİNE ÖNCEDEN DOĞA GEZİSİ PLANLAMIŞTIK. TARİH 31.3.2012 AKŞAM SAAT 11 BURSA YILDIRIM KAPLI KAYA MAHALLESİ. GÖK YÜZÜNE BAKIYORUM PIRIL PIRIL. YILDIZLAR IŞIL, IŞIL. YAPRAK KIMILDAMIYOR HAVA SAKİN VE SESİZ.
TARİH 1.4.2012 SABAH SAAT 05.00 GÖKYÜZÜNE BAKIYORUM, GÖK YÜZÜNDE BULUTLAR BELİRMİŞ. RÜZGAR ÇIKMIŞ.METEOROLOJİ HABERLERİNİ HAKLI ÇIKARMAK İÇİN, RÜZGAR GÖK YÜZÜNE HIZLA YAĞMUR BULUTLARI TAŞIYOR. DOĞA BU SÖZ DİNLEMİYOR. ÖNCEDEN İZİN ALINMIYOR. HER ZAMAN BİLDİĞİNİ OKUYOR.
BİZ İNSANLAR DOĞANIN BİRER PARÇASIYIZ, DOĞANIN YASASINA TABİYİZ. VE DOĞANIN HER HALDEKİ DOĞALLIĞINI SEVİYORUZ. ÇÜNKÜ DOĞA, HAVASI, SUYU, GÜNEŞİ TOPRAĞI İLE, DÖRT MEVSİMİ İLE, DOĞAL HALLERİ İLE İNSANLAR, CANLILAR ARASINDA HİÇ BİR AYRIM YAPMIYOR. HEPSİNE EŞİT DAVRANIYOR.
BİZ İNSANLAR DOĞADAN, DOĞANIN DOĞAL HALLERİNDEN AZICIK İBRET, AZICIK DERS ALMASINI ÖĞRENSEYDİK NE GÜZEL OLURDU.
HİÇ BİR ZAMAN NE OLDUM DEMESEYDİK, NE OLACAĞIZ DESEYDİK NE GÜZEL OLURDU.
BİR ÇOK KÖTÜLÜKLERİN, SEVGİSİZLİKLERİN, SAYGISIZLIKLARIN YAŞANMASINA ÖNCEDEN ENGEL OLABİLSEYDİK NE GÜZEL OLURDU.
DOĞAYI, DOĞALLIĞI VE İNSANLARI SEVEN GÜZEL İNSANLARA, GÖNÜL DOSTLARIMA SELAM OLSUN.
CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİMİZE ÇOK KIZIYORUM AMA SİTEM ETMEKTEN BAŞKA ELİMDEN BİR ŞEY GELMİYOR.
CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİMİZE ÇOK KIZIYORUM AMA SİTEM ETMEKTEN BAŞKA ELİMDEN BİR ŞEY GELMİYOR.
CHP Lİ bir üye olarak milletvekillerimizin kesinlikle iyi muhalefet yapmadıklarından dolayı kızmıyorum. Ülkemizin, halkımızın, partimizin ve bizlerin hak ve menfaatlerini iyi koruyup savunmadıklarından dolayı kızmıyorum. Cumhuriyetin, kazanımlarını, demokrasiyi, eşitliği adaleti özgürlüğü barışı iyi savunmadıklarından dolayı kızmıyorum. Tam aksine bu konularda verdikleri çetin zorlu mücadeleden dolayı kutluyorum. Tebrik ediyorum. Sadece, sayıları az olduğu için AKP ye güçleri yetmiyor. Ondan dolayı üzülüyorum.
Partimizin adı nedir? Cumhuriyet Halk partisi. CHP’li milletvekillerimizi kim seçip TBMM meclisine yolluyor? CHP Ye gönül veren oy veren halkımız. CHP’Lİ milletvekillerimiz TBMM’sinde kimi temsil ediyorlar? CHP sine oy veren halkımızı temsil ediyorlar. Ama sayıları çok az olduğu için, AKP’ye güçleri yetmiyor. AKP’de istediği yasayı meclisten kolayca geçiriyor.
Ne yapmamız gerekiyor? Bu sorunun cevabını bilmek için âlim, bilgin olmak gerekmiyor. CHP Lİ Milletvekillerimizin sayısını çoğaltmamız gerekiyor. Bunun için ne yapmak gerekiyor? Halkımızı kazanmamız gerekiyor. İşte bu konuda CHP Lİ milletvekillerimize kızıyorum. Çünkü seçilince halkımızı yani kendilerine oy veren seçmenleri unutuyorlar. Boş vakitlerinde, halkımızı kazanmak için yeterli emek çaba sarf etmiyorlar. Seçimden seçime hatırlıyorlar. İşte bu sebepten dolayı milletvekillerimize kızıyorum.
Şu anda CHP parti içi seçim sürecini yaşıyor. Seçilen ve seçilecek olan il ilçe başkanları da milletvekillerimizin yaptıklarının aynısını yapıyorlar. Seçilmek ten başka hiçbir şey düşünmüyorlar. Bu yüzden onlara da kızıyorum. Çok iyi biliyorum ki, bunları yazdığım için onlarda bana kızıyorlar.
CHP Lİ bir üye olarak milletvekillerimizin kesinlikle iyi muhalefet yapmadıklarından dolayı kızmıyorum. Ülkemizin, halkımızın, partimizin ve bizlerin hak ve menfaatlerini iyi koruyup savunmadıklarından dolayı kızmıyorum. Cumhuriyetin, kazanımlarını, demokrasiyi, eşitliği adaleti özgürlüğü barışı iyi savunmadıklarından dolayı kızmıyorum. Tam aksine bu konularda verdikleri çetin zorlu mücadeleden dolayı kutluyorum. Tebrik ediyorum. Sadece, sayıları az olduğu için AKP ye güçleri yetmiyor. Ondan dolayı üzülüyorum.
Partimizin adı nedir? Cumhuriyet Halk partisi. CHP’li milletvekillerimizi kim seçip TBMM meclisine yolluyor? CHP Ye gönül veren oy veren halkımız. CHP’Lİ milletvekillerimiz TBMM’sinde kimi temsil ediyorlar? CHP sine oy veren halkımızı temsil ediyorlar. Ama sayıları çok az olduğu için, AKP’ye güçleri yetmiyor. AKP’de istediği yasayı meclisten kolayca geçiriyor.
Ne yapmamız gerekiyor? Bu sorunun cevabını bilmek için âlim, bilgin olmak gerekmiyor. CHP Lİ Milletvekillerimizin sayısını çoğaltmamız gerekiyor. Bunun için ne yapmak gerekiyor? Halkımızı kazanmamız gerekiyor. İşte bu konuda CHP Lİ milletvekillerimize kızıyorum. Çünkü seçilince halkımızı yani kendilerine oy veren seçmenleri unutuyorlar. Boş vakitlerinde, halkımızı kazanmak için yeterli emek çaba sarf etmiyorlar. Seçimden seçime hatırlıyorlar. İşte bu sebepten dolayı milletvekillerimize kızıyorum.
Şu anda CHP parti içi seçim sürecini yaşıyor. Seçilen ve seçilecek olan il ilçe başkanları da milletvekillerimizin yaptıklarının aynısını yapıyorlar. Seçilmek ten başka hiçbir şey düşünmüyorlar. Bu yüzden onlara da kızıyorum. Çok iyi biliyorum ki, bunları yazdığım için onlarda bana kızıyorlar.
3/27/12
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZDIR
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZDIR
Hepinizin bildiği gibi, bir çiftçinin bir tavuğu varmış, bu tavuk diğerlerinden farklı imiş. Çünkü her gün bir tane altın yumurtluyormuş. Çiftçide altın yumurtaları her gün götürüp satıyormuş. Çiftçi kısa sürede zengin olmuş. Kazandığını paralara mutlu olacağına hırsa kapılmış. Yumurtaları tek, tek almaktansa hepsini birden almaya karar vermiş. Tavuğu kesmiş. Karnını yarmış yumurta falan çıkmamış. Çiftçi hatasını anlamış. Altın yumurtlayan tavuktan olmuş. Ama artık iş işten geçmiş.
Seçilen seçilmek isteyen CHP’LİLERİN bundan çıkaracağı çok önemli dersler vardır.
Örneğin CHP, çiftçi olsun. CHP’ YE altın değerinde oy verenlerde, altın yumurtlayan tavuk olsun.
Şimdi hep birlikte düşünelim.
Çiftçi (CHP) altın yumurtalayan tavuğa iyi bakmaz, iyi beslemez, onu önemsemezse, gözü, aklı, fikri hep yumurtalarda ( altın değerinde ki oylarda olursa) tavuk açlıktan, bakımsızlıktan yumurtlayamaz. Çiftçi altın yumurtlayan tavuktan (oy veren seçmeden ) olur.
Çiftçi altın yumurtalara (altın değerinde ki oylara) hiç önem ve değer vermez ise, altın yumurtayı başkaları alır.
Yani altın yumurtlayan tavuk ne kadar önemli ve değerli ise, altın yumurtalar da en az altın yumurtlayan tavuk kadar değerli ve önemlidir.
CHP’ye verilen altın değerindeki oylar ne kadar değerli ise, altın değerindeki oyları veren seçmende en az verdikleri oy kadar hatta oylardan daha değerli ve önemlidir. Bunun çok, çok iyi anlaşılması lazım.
SÖZÜM ÜYELERİN ALTIN DEĞERİNDEKİ OYLARIYLA SEÇİLEN YÂDA SEÇİLMEK İSTEYEN CHP Lİ DELEGELERE, İL, İLÇE, BELEDİYE BAŞKANLARINA VE MİLLETVEKİLLERİNEDİR.
Sizi altın değerindeki oylarıyla oralara seçen üyeleri, seçmenleri ilgisizliğe, sevgisizliğe, açlığa, susuzluğa terk etmeyin. Onları unutmayın, onları yok hükmünde saymayın. Onları sadece seçileceğiniz zaman hatırlamayın. Hem kendinize hem onlara bu haksızlığı, bu vefasızlığı bu kötülüğü yapmayın. Yapmayın. Yapmayın. Size oy verenlere ilginizi, sevginizi, şefkatinizi eksik etmeyin, etmeyin, etmeyin. ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZDIR
Hepinizin bildiği gibi, bir çiftçinin bir tavuğu varmış, bu tavuk diğerlerinden farklı imiş. Çünkü her gün bir tane altın yumurtluyormuş. Çiftçide altın yumurtaları her gün götürüp satıyormuş. Çiftçi kısa sürede zengin olmuş. Kazandığını paralara mutlu olacağına hırsa kapılmış. Yumurtaları tek, tek almaktansa hepsini birden almaya karar vermiş. Tavuğu kesmiş. Karnını yarmış yumurta falan çıkmamış. Çiftçi hatasını anlamış. Altın yumurtlayan tavuktan olmuş. Ama artık iş işten geçmiş.
Seçilen seçilmek isteyen CHP’LİLERİN bundan çıkaracağı çok önemli dersler vardır.
Örneğin CHP, çiftçi olsun. CHP’ YE altın değerinde oy verenlerde, altın yumurtlayan tavuk olsun.
Şimdi hep birlikte düşünelim.
Çiftçi (CHP) altın yumurtalayan tavuğa iyi bakmaz, iyi beslemez, onu önemsemezse, gözü, aklı, fikri hep yumurtalarda ( altın değerinde ki oylarda olursa) tavuk açlıktan, bakımsızlıktan yumurtlayamaz. Çiftçi altın yumurtlayan tavuktan (oy veren seçmeden ) olur.
Çiftçi altın yumurtalara (altın değerinde ki oylara) hiç önem ve değer vermez ise, altın yumurtayı başkaları alır.
Yani altın yumurtlayan tavuk ne kadar önemli ve değerli ise, altın yumurtalar da en az altın yumurtlayan tavuk kadar değerli ve önemlidir.
CHP’ye verilen altın değerindeki oylar ne kadar değerli ise, altın değerindeki oyları veren seçmende en az verdikleri oy kadar hatta oylardan daha değerli ve önemlidir. Bunun çok, çok iyi anlaşılması lazım.
SÖZÜM ÜYELERİN ALTIN DEĞERİNDEKİ OYLARIYLA SEÇİLEN YÂDA SEÇİLMEK İSTEYEN CHP Lİ DELEGELERE, İL, İLÇE, BELEDİYE BAŞKANLARINA VE MİLLETVEKİLLERİNEDİR.
Sizi altın değerindeki oylarıyla oralara seçen üyeleri, seçmenleri ilgisizliğe, sevgisizliğe, açlığa, susuzluğa terk etmeyin. Onları unutmayın, onları yok hükmünde saymayın. Onları sadece seçileceğiniz zaman hatırlamayın. Hem kendinize hem onlara bu haksızlığı, bu vefasızlığı bu kötülüğü yapmayın. Yapmayın. Yapmayın. Size oy verenlere ilginizi, sevginizi, şefkatinizi eksik etmeyin, etmeyin, etmeyin. ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZDIR
3/25/12
KORKMAYIN ÇIKARIN ATIN YÜZÜNÜZDEKİ MASKELERİ
KORKMAYIN ÇIKARIN ATIN YÜZÜNÜZDEKİ MASKELERİ
Bir kaset atıldı ortaya Deniz Baykal istifa etmek zorunda kaldı. Tekrar dönmek istedi, il ilçe başkanları, kurultay delegeleri, milletvekilleri, (örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcısı Önder Sav dâhil) yüzde doksanı gelme, dönme diye baskı kurdular, Kemal Kılıçdaroğlu ’nu genel başkan seçtiler. Neden? İ
Daha sonra örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcısı Önder Sav olağan üstü kurultay yapmak için imza toplamak istedi, yeterli imzayı bulamadı. Neden?
Önder sav mücadelede kararlıydı, bu kez tüzük kurultayı için yeterli imzayı buldu. Kurultay yapıldı. Önder Sav kurultaya bile gelmedi. Neden?
Bu soruların cevaplarını CHP’lilerin yüzde doksanı biliyordu. Çünkü Parti içi, demokrasi uygulanmıyordu. Delegeler masa başında kâğıt üstünde ahbap çavuş ilişkisiyle seçiliyordu. Halkın içine girilmiyordu. Grup kutup hizip anlayışı uygulaması vardı. Küçük olsun benim olsun deniyordu. Vb. gibi birçok neden vardı.
Ama şimdi parti içi seçimler var. Deniz Baykal, Önder Sav yok. Onları destekleyen MYK. PM. Yok. Tam aksine Parti içi demokrasinin uygulanmasını isteyen bir genel başkan, MYK. PM. Üyeleri var.
Temel sorun seçmek seçilmek değil cumhuriyetin kazanımlarını korumak savunmak diyorsanız. Temel sorun ülkemizin birliği, bütünlüğü diyorsanız. Temel sorun eşitlik adalet özgürlük demokrasi diyorsanız. Temel sorun birlik, bütünlük dayanışma zamanı diyorsanız. Temel sorun iktidara gelmek diyorsanız. Hodri meydan. Halkımız sizi çok yakından izliyor ve takip ediyor.
ÇIKARIN YÜZÜNÜZDEKİ MASKELERİ Parti içi demokrasiyi uygulamanın tam zamanı. Delegeleri, il ilçe yönetimlerini demokratik ortam içinde, eşit şartlarda yapmanın tam zamanı. İç çekişmeleri, ben sen kavgasını bitirmenin tam zamanı.
Bir kaset atıldı ortaya Deniz Baykal istifa etmek zorunda kaldı. Tekrar dönmek istedi, il ilçe başkanları, kurultay delegeleri, milletvekilleri, (örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcısı Önder Sav dâhil) yüzde doksanı gelme, dönme diye baskı kurdular, Kemal Kılıçdaroğlu ’nu genel başkan seçtiler. Neden? İ
Daha sonra örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcısı Önder Sav olağan üstü kurultay yapmak için imza toplamak istedi, yeterli imzayı bulamadı. Neden?
Önder sav mücadelede kararlıydı, bu kez tüzük kurultayı için yeterli imzayı buldu. Kurultay yapıldı. Önder Sav kurultaya bile gelmedi. Neden?
Bu soruların cevaplarını CHP’lilerin yüzde doksanı biliyordu. Çünkü Parti içi, demokrasi uygulanmıyordu. Delegeler masa başında kâğıt üstünde ahbap çavuş ilişkisiyle seçiliyordu. Halkın içine girilmiyordu. Grup kutup hizip anlayışı uygulaması vardı. Küçük olsun benim olsun deniyordu. Vb. gibi birçok neden vardı.
Ama şimdi parti içi seçimler var. Deniz Baykal, Önder Sav yok. Onları destekleyen MYK. PM. Yok. Tam aksine Parti içi demokrasinin uygulanmasını isteyen bir genel başkan, MYK. PM. Üyeleri var.
Temel sorun seçmek seçilmek değil cumhuriyetin kazanımlarını korumak savunmak diyorsanız. Temel sorun ülkemizin birliği, bütünlüğü diyorsanız. Temel sorun eşitlik adalet özgürlük demokrasi diyorsanız. Temel sorun birlik, bütünlük dayanışma zamanı diyorsanız. Temel sorun iktidara gelmek diyorsanız. Hodri meydan. Halkımız sizi çok yakından izliyor ve takip ediyor.
ÇIKARIN YÜZÜNÜZDEKİ MASKELERİ Parti içi demokrasiyi uygulamanın tam zamanı. Delegeleri, il ilçe yönetimlerini demokratik ortam içinde, eşit şartlarda yapmanın tam zamanı. İç çekişmeleri, ben sen kavgasını bitirmenin tam zamanı.
3/23/12
ÖZÜYLE SÖZÜYLE DEMOKRATIM DİYENLER
ÖZÜYLE SÖZÜYLE DEMOKRATIM DİYENLER
Özüyle sözüyle, demokratım diyenler, gerçek anlamda demokrasiyi savunanlar, Bir fikri, bir düşünceyi ifade ederken, bir fikre ya da düşünceye karşı çıkarken daha dikkatli daha sorumlu olmalıdırlar. Hiçbir zaman hiçbir şekilde CHP’Yİ kutsal bir tabu haline getirmemlidirler. Partiyi koruma jandarmalığına soyunmamalıdırlar. Partiyi koruyan, partinin tüzüğü, partinin kurumları ve organları vardır. Çok değerli hukukçuları vardır. Parti suçu işleyenler suç belgeleriyle birlikte gereği yapılmak üzere ilgili organ ve kurumlara iletilir. İletilmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk “ benim iki büyük eserim vardır. Biri Türkiye cumhuriyeti, diğer CHP si” demiştir. Bizler Cumhuriyetin çocuklarıyız CHP’sinin de gerçek sahipleriyiz. Biz halkız. Kurtuluşu bir bütün olarak gördük. Yüzümüze sözümüze maske takarak mevki makam peşinde koşmadık. Oylarımızla CHP’sini 88 yıldır ayakta tuttuk, yaşattık ve yaşatacağız. CHP’sinin tüzel kimliğini, kuruluş felsefesini ilkelerini, değerlerini hep savunduk ve hep savunacağız. CHP’SİNDE Yüzüne ve sözüne maske takanlarla, bireysel çıkar ve menfaat peşinde koşanlarla, adaletsizliklerle, haksızlıklarla hep savaştık ve hep savaşacağız. Onları partiden temizleyip atacağız. Suç işleyenleri tehdit etmeyeceğiz. Ama suç belgeleriyle birlikte partinin ilgili organlarına yada Türk adaletine bildirmek vaz geçilmez görevimiz olacaktır. 24.3.2012
Özüyle sözüyle, demokratım diyenler, gerçek anlamda demokrasiyi savunanlar, Bir fikri, bir düşünceyi ifade ederken, bir fikre ya da düşünceye karşı çıkarken daha dikkatli daha sorumlu olmalıdırlar. Hiçbir zaman hiçbir şekilde CHP’Yİ kutsal bir tabu haline getirmemlidirler. Partiyi koruma jandarmalığına soyunmamalıdırlar. Partiyi koruyan, partinin tüzüğü, partinin kurumları ve organları vardır. Çok değerli hukukçuları vardır. Parti suçu işleyenler suç belgeleriyle birlikte gereği yapılmak üzere ilgili organ ve kurumlara iletilir. İletilmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk “ benim iki büyük eserim vardır. Biri Türkiye cumhuriyeti, diğer CHP si” demiştir. Bizler Cumhuriyetin çocuklarıyız CHP’sinin de gerçek sahipleriyiz. Biz halkız. Kurtuluşu bir bütün olarak gördük. Yüzümüze sözümüze maske takarak mevki makam peşinde koşmadık. Oylarımızla CHP’sini 88 yıldır ayakta tuttuk, yaşattık ve yaşatacağız. CHP’sinin tüzel kimliğini, kuruluş felsefesini ilkelerini, değerlerini hep savunduk ve hep savunacağız. CHP’SİNDE Yüzüne ve sözüne maske takanlarla, bireysel çıkar ve menfaat peşinde koşanlarla, adaletsizliklerle, haksızlıklarla hep savaştık ve hep savaşacağız. Onları partiden temizleyip atacağız. Suç işleyenleri tehdit etmeyeceğiz. Ama suç belgeleriyle birlikte partinin ilgili organlarına yada Türk adaletine bildirmek vaz geçilmez görevimiz olacaktır. 24.3.2012
3/22/12
NİSAN KAPLI KAYA DERESİNE YAPACAĞIMIZ DOĞA GEZİSİ HAKKINDA
NİSAN KAPLI KAYA DERESİNE YAPACAĞIMIZ DOĞA GEZİSİ HAKKINDA
Doğanın uyanışını, ilkbaharın güzelliklerini, Uludağ’ın yamacında, derin vadide, kaplı kaya deresinde, ormanın içinde, görmek yaşamak ve hissetmek, için, soğuk kaynaklardan içmek için, bol oksijen almak için, açan, açmaya hazırlanan tomurcukları, kır çiçeklerini görmek için, dinlenmek, eğlenmek, güzellikleri paylaşmak için,
Doğayı, doğallığı sadece sözüyle değil, özüyle, seven, benimseyen, insanlarımızı, dostlarımızı doğa gezisine davet ediyorum.
Gezimiz 1nisan 2012 tarihinde Pazar günü saat 9.00 da doğa harikası olan kaplı kaya parkında başlayacaktır. Hiçbir örgütün, kurumun kuruluşun gezimizle doğrudan yâda dolaylı olarak ilgisi yoktur. Tamamen doğa gezisi amaçlıdır.
Gezimiz, daha önce kaplı kaya yaşam boyu spor adı altında (2000-2003 yılları arasında) halkımızla birlikte toplu olarak yaptığımız sabah sporu etkinliklerin devamıdır. O tarihte etkinliklerimize ilçe belediye başkanımız, ilçe kaymakamımız ilçe emniyet müdürümüz katılmışlar ve bizle birlikte toplu egzersiz yapmışlardır. Etkinliklerimiz yerel basımızda defalarca haber konusu olmuştur. Alt yapı oluştuktan sonra ilçe belediyemizin görevlendirdiği beden eğitimi hocası ve müzik eşliğinde toplu egzersizler her yıl düzenli olarak yapılmaktadır.
Yol boyunca kaynak sular vardır. Küçük su kabı ve ekmek arası almanız iyi olur. Kısa bir yürüyüşten sonra isteyenler kaplı kaya parkında kalabilir.
İlk mola yeri tepebaşı şehrin derenin göründüğü yerdir. Yavaş tempoyla tahminen 20 dakikadır. İkinci mola yeri su deposu dur. Tahminen 20+10 =30 dakikadır. Üçüncü mola yeri yokuş başıdır. Tahminen 30+20=50 dakikadır. Dördüncü mola yeri dostlar çeşmesidir. Tahminen 50+20=70 dakikadır. Beşinci mola yeri erikli çeşmesidir. Tahminen 70+20= 90 dakikadır. Son mola yeri iki derenin buluştuğu zirveye tırmanışın başladığı yerdir. Tahminen 90+30=120 dakikadır.
120 dakika yürüyeceğiz diye bir mecburiyet tatbiki yoktur. Bizim ortak kararımıza bağladır. Daha çok bilgi amaçlıdır. Yürüyüş tempomuza göre az farkla da olsa dakikalar değişebilir. Yolumuz çok engebeli değildir. Ama doğal olarak yokuşlar vardır. Dönüş aynı yoldan olacaktır. Terleyebileceğiniz aklınızda bulunmalıdır.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150471585709419&set=a.10150471585669419.386334.552884418&type=1
Doğanın uyanışını, ilkbaharın güzelliklerini, Uludağ’ın yamacında, derin vadide, kaplı kaya deresinde, ormanın içinde, görmek yaşamak ve hissetmek, için, soğuk kaynaklardan içmek için, bol oksijen almak için, açan, açmaya hazırlanan tomurcukları, kır çiçeklerini görmek için, dinlenmek, eğlenmek, güzellikleri paylaşmak için,
Doğayı, doğallığı sadece sözüyle değil, özüyle, seven, benimseyen, insanlarımızı, dostlarımızı doğa gezisine davet ediyorum.
Gezimiz 1nisan 2012 tarihinde Pazar günü saat 9.00 da doğa harikası olan kaplı kaya parkında başlayacaktır. Hiçbir örgütün, kurumun kuruluşun gezimizle doğrudan yâda dolaylı olarak ilgisi yoktur. Tamamen doğa gezisi amaçlıdır.
Gezimiz, daha önce kaplı kaya yaşam boyu spor adı altında (2000-2003 yılları arasında) halkımızla birlikte toplu olarak yaptığımız sabah sporu etkinliklerin devamıdır. O tarihte etkinliklerimize ilçe belediye başkanımız, ilçe kaymakamımız ilçe emniyet müdürümüz katılmışlar ve bizle birlikte toplu egzersiz yapmışlardır. Etkinliklerimiz yerel basımızda defalarca haber konusu olmuştur. Alt yapı oluştuktan sonra ilçe belediyemizin görevlendirdiği beden eğitimi hocası ve müzik eşliğinde toplu egzersizler her yıl düzenli olarak yapılmaktadır.
Yol boyunca kaynak sular vardır. Küçük su kabı ve ekmek arası almanız iyi olur. Kısa bir yürüyüşten sonra isteyenler kaplı kaya parkında kalabilir.
İlk mola yeri tepebaşı şehrin derenin göründüğü yerdir. Yavaş tempoyla tahminen 20 dakikadır. İkinci mola yeri su deposu dur. Tahminen 20+10 =30 dakikadır. Üçüncü mola yeri yokuş başıdır. Tahminen 30+20=50 dakikadır. Dördüncü mola yeri dostlar çeşmesidir. Tahminen 50+20=70 dakikadır. Beşinci mola yeri erikli çeşmesidir. Tahminen 70+20= 90 dakikadır. Son mola yeri iki derenin buluştuğu zirveye tırmanışın başladığı yerdir. Tahminen 90+30=120 dakikadır.
120 dakika yürüyeceğiz diye bir mecburiyet tatbiki yoktur. Bizim ortak kararımıza bağladır. Daha çok bilgi amaçlıdır. Yürüyüş tempomuza göre az farkla da olsa dakikalar değişebilir. Yolumuz çok engebeli değildir. Ama doğal olarak yokuşlar vardır. Dönüş aynı yoldan olacaktır. Terleyebileceğiniz aklınızda bulunmalıdır.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150471585709419&set=a.10150471585669419.386334.552884418&type=1
3/20/12
GÖNÜL DOSTLARIM OLUP BİTENLER GERÇEKTEN GÜCÜME GİDİYOR
GÖNÜL DOSTLARIM OLUP BİTENLER GERÇEKTEN GÜCÜME GİDİYOR
HİÇ BİR KARŞILIK BEKLEMEDEN, HİÇ BİR KİŞİSEL ÇIKARIN PEŞİNDE OLMADAN, HİÇ BİR GRUBUN, KUTBUN, HİZBİN, ZENGİNİN, GÜÇLÜNÜN, ETİKETLİNİN, YETKİLİN, YANINDA YADA KARŞISINDA OLMADAN İKİ YIL BOYUNCA TEORİK VE PRATİK ANLAMDA CHP’DE BİR ÜYE OLARAK TAŞIN ALTINA ELİMİ DEĞİL BEDENİMİ RUHUMU KOYDUM. ÖZGÜR İRADEMLE VAR OLMAYA ÇALIŞTIM.
REFERANDUMDA, MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİNDE, MAHALLE TEMSİLCİSİ, OKUL SORUNLUSU OLARAK NASIL ÇALIŞTIĞIMI İL, İLÇE BAŞKAN YÖNETİM KURULU ÜYELERİ, MİLLETVEKİLİ ADAYLARININ HEPSİ, MİLLET VELİLERİ VE SÜRECİN İÇİNDE OLAN PARTİLİLERİMİZ, ÇOK YAKINDAN BİLİRLER. FACE BOOKTAKİ GÜNLÜK YZILARIM PAYLAŞIMLARIM BUNUN EN ÖNEMLİ KANITLARIDIR. BİRÇOK YAZIM (FACEBOOK SAYFASINDAN ALINARAK) YEREL BASIINIMIZ TARAFINDAN KÖŞE YAZILARIUNDA YAYINLANMIŞTIR.
VE BEN DELEGE SEÇİLEMEDİYSEM SUÇ ASLA BENİM DEĞİLDİR. PEKİ, KİMLER DELEGE SEÇİLDİ DERSENİZ, NE SİZ SORUN NE BEN SÖYLEYİM. AMA ASIL GÜCÜME GİDEN İSE, DELEGE SEÇİMLERİ OLDUKTAN SONRABİZ ÜYELERİN TAMAMEN DIŞLANMIŞ, UNUTULMUŞ OLMASI. YANİ YOK HÜKMÜNDE SAYILMASIDIR. HERKES DELEGE AVCILIĞINA ÇIKMIŞ DURUMDA. DELEGELER İSE SEÇME VE SEÇİLME DERDİNLER.
BİZ ÜYELER KİM NEREDE NE ZAMAN NE YAPIYOR. KİMLER BAŞKAN ADAYI OLUYOR. KİM NEREDE KİMLE NE ZAMAN TOPLANTI YAPIYOR BİLME, ANLAMA ŞANSIMIZ HİÇ YOK. KİMSEDEN BİLGİ ALAMIYORUZ. HİÇ BİR TOPLANTIYA KATILAMIYORUZ. SORU SORAMIYORUZ. AMA BİR GÜN PARTİ İÇİN ÇALIŞMAYANLAR AMA DELEGE SEÇİLENLER EL ÜSTÜNDE TUTULUYOR. AMA PARTİ İÇİN ÇALIŞAN UNUTULUYOR. DELEGE BİZİ TEMSİL ETMİYORMU EVET. PEKİ NEDEN BİZE BİLGİ VERMİYORLAR. KAPALI KAPILAR ARDINDA TOLANIP PAZARLIK YAPIYORLAR KENDİLERNİ TANITIYORLAR. BÜTÜN BUNLAR BİR ÜYE OLARAK NASIL GÜCÜME GİTMESİN. SAKIN YANLIŞ ANLAMAYIN SORUN ASLA BENİM VAR OLMAM DEĞİLDİR. SORUN PARTİ ÜYESİNİN VAR OLMASIDIR. YOK, HÜKMÜNDE OLMAMASIDIR.
HİÇ BİR KARŞILIK BEKLEMEDEN, HİÇ BİR KİŞİSEL ÇIKARIN PEŞİNDE OLMADAN, HİÇ BİR GRUBUN, KUTBUN, HİZBİN, ZENGİNİN, GÜÇLÜNÜN, ETİKETLİNİN, YETKİLİN, YANINDA YADA KARŞISINDA OLMADAN İKİ YIL BOYUNCA TEORİK VE PRATİK ANLAMDA CHP’DE BİR ÜYE OLARAK TAŞIN ALTINA ELİMİ DEĞİL BEDENİMİ RUHUMU KOYDUM. ÖZGÜR İRADEMLE VAR OLMAYA ÇALIŞTIM.
REFERANDUMDA, MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİNDE, MAHALLE TEMSİLCİSİ, OKUL SORUNLUSU OLARAK NASIL ÇALIŞTIĞIMI İL, İLÇE BAŞKAN YÖNETİM KURULU ÜYELERİ, MİLLETVEKİLİ ADAYLARININ HEPSİ, MİLLET VELİLERİ VE SÜRECİN İÇİNDE OLAN PARTİLİLERİMİZ, ÇOK YAKINDAN BİLİRLER. FACE BOOKTAKİ GÜNLÜK YZILARIM PAYLAŞIMLARIM BUNUN EN ÖNEMLİ KANITLARIDIR. BİRÇOK YAZIM (FACEBOOK SAYFASINDAN ALINARAK) YEREL BASIINIMIZ TARAFINDAN KÖŞE YAZILARIUNDA YAYINLANMIŞTIR.
VE BEN DELEGE SEÇİLEMEDİYSEM SUÇ ASLA BENİM DEĞİLDİR. PEKİ, KİMLER DELEGE SEÇİLDİ DERSENİZ, NE SİZ SORUN NE BEN SÖYLEYİM. AMA ASIL GÜCÜME GİDEN İSE, DELEGE SEÇİMLERİ OLDUKTAN SONRABİZ ÜYELERİN TAMAMEN DIŞLANMIŞ, UNUTULMUŞ OLMASI. YANİ YOK HÜKMÜNDE SAYILMASIDIR. HERKES DELEGE AVCILIĞINA ÇIKMIŞ DURUMDA. DELEGELER İSE SEÇME VE SEÇİLME DERDİNLER.
BİZ ÜYELER KİM NEREDE NE ZAMAN NE YAPIYOR. KİMLER BAŞKAN ADAYI OLUYOR. KİM NEREDE KİMLE NE ZAMAN TOPLANTI YAPIYOR BİLME, ANLAMA ŞANSIMIZ HİÇ YOK. KİMSEDEN BİLGİ ALAMIYORUZ. HİÇ BİR TOPLANTIYA KATILAMIYORUZ. SORU SORAMIYORUZ. AMA BİR GÜN PARTİ İÇİN ÇALIŞMAYANLAR AMA DELEGE SEÇİLENLER EL ÜSTÜNDE TUTULUYOR. AMA PARTİ İÇİN ÇALIŞAN UNUTULUYOR. DELEGE BİZİ TEMSİL ETMİYORMU EVET. PEKİ NEDEN BİZE BİLGİ VERMİYORLAR. KAPALI KAPILAR ARDINDA TOLANIP PAZARLIK YAPIYORLAR KENDİLERNİ TANITIYORLAR. BÜTÜN BUNLAR BİR ÜYE OLARAK NASIL GÜCÜME GİTMESİN. SAKIN YANLIŞ ANLAMAYIN SORUN ASLA BENİM VAR OLMAM DEĞİLDİR. SORUN PARTİ ÜYESİNİN VAR OLMASIDIR. YOK, HÜKMÜNDE OLMAMASIDIR.
3/18/12
3/15/12
GÖNÜL DOSTLARIMA GÖNÜLDEN GÜNAYDIN DİYORUM.
GÖNÜL DOSTLARIMA GÖNÜLDEN GÜNAYDIN DİYORUM.
BURSA’DA TÜRKİYE’DEVE DÜNYADA HABERLEŞTİĞİMİZ YENİ TANIŞTIĞIMIZ, UZUN SÜREDEN BERİ YAZIŞTIĞIMIZ, ORTAK DEĞERLERDE BULUŞTUĞUMUZ, PAYLAŞTIĞIMIZ, BEĞENDİĞİMİZ, YORUMLAR YAPTIĞIMIZ TANIDIĞIM TANIMADIĞIM, GÖRDÜĞÜM GÖRMEDİĞİM AMA BİR ŞEKİLDE İLETİŞİM KURDUĞUM, GÖNÜL DOSTLARIMA GÖNÜLDEN GÜNAYDIN DİYORUM. HEPİNİZE HER BİRİNİZE SELAM VE SEVGİLERİMİ YOLLUYORUM.
GÖNÜL DOSGTLARIM YAZACAKLAERIMDAN SIKILMAZSANIZ BUGÜN SİZLER LE BİRAZ DERTLEŞMEK İSTİYORUM.
GÖNÜL DOSTLARIM BİR BİRİMİZİ TANIMASAKTA GÖRMESEKTE ÇOK UZAKLARDA OLSAKTA GÖNÜLDEKİLERİ DUDAKTAN DEĞİL YÜREKTEN PAYLAŞMANIN ZENGİNLİĞİ, HUZURU, KEYFİ BİR BAŞKA OLUYOR.
GÖNÜL DOSTLARIM KENDİ ÇAPIMDA AMATÖRCE SİYASETLE POLİTİKYLA İLGİLENDİĞİM İÇİN DÜŞÜNCELERİMİ YA KONUŞARAK YADA YAZARAK İFADE ETMEM GEREKİYOR AMA, ÜZÜLEREK İFADE EDİYORUM ÜYESİ OLDUĞUM PARTİ İÇİNDE HİÇ BİR ÖRGÜT TOPLANTISINDA KONUŞMA ŞANSIM HİÇ OLMUYOR. ÇÜNKÜ YA TOPLANTI YAPILMIYOR, YA GİZLİ SAKLI YAPILIYOR HABERİM OLMUYOR. YADA TOPLANTI YAPILIYOR KESİNLİKLE SÖZ HAKKI VERİLMİYOR. VERİLECEĞİ ZAMANDA TOPLANTI BİTMİŞ OLUYOR. DİNLEYECEK KİMSE KALMIYOR. YANİ BİLİNMEYEN, GÖRÜNMEYEN, GİZEMLİ GÜÇLER SESİMİZİ KISIYOR BİR ANLAMDA KONUŞMA YASAĞI UYGULUYOR. (BEN SADECE BİR ÖRNEĞİM)
BİR PARTİ ÜYESİ İÇİN BU ÇOK ACIMASIZ VE İNSAFSIZ BİR CEZA OLUYOR. BU ADALETSİZLİK, EŞİTSİZLİK VE HAKSIZLIK KARŞISINDA BAŞVURACAĞIMIZ HAKKIMIZI ARAYACAĞIMIZ BİR YER BULUNMUYOR. ANCAK KAHVE KÖŞELERİNDE İKİLİ SOHBETLERDE KENDİMİZİ TATMİN EDİYORUZ. SÖYLEMESİ AYIP AMA BİR ANLAMDA DEDİ KODU YAPMAK ZORUNDA KALIYORUZ. YÂDA İNTERNET ORTAMINDA YAZARAK SESİMİZİ DUYURMAYA KENDİMİZİ İFADE ERTMEYE ÇALIŞIYORUZ. BUNDAN BİLE RAHATSIZLIK DUYANLAR OLUYOR. ZAMAN, ZAMAN İKAZ EDİYORLAR, PARTİYE ZARAR VERİYORSUN DİYROLAR. GİT PARTİ YETKİLİLERİYLE KONUŞ DİYORLAR. GİDİYORSUN. YÜZÜNE BAKMIYORLAR. SÖZÜNÜ DİNLEMİYORLAR. YÂDA HA HI DİYORLAR BOL BOL AKIL VERİYORLAR. BİZİ BUNA MAHKÛM EDENLER UTANSIN.
UMUYORUM ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE BU SIKINTILAR YAŞANMAZ YADA EN AZA İNER.
3/14/12
AŞAĞIDAKİ SÖZLERİN ALTINA HEMEN ŞİMDİ İMZA ATACAK YÜREKLİ CHP İLÇE BAŞKANLARI ARANIYOR.
AŞAĞIDAKİ SÖZLERİN ALTINA HEMEN ŞİMDİ İMZA ATACAK YÜREKLİ CHP İLÇE BAŞKANLARI ARANIYOR.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiğim takdirde, SÖZ VERİYORUM CHP’sinin gerçek sahiplerinin partiye oy veren halkımız ve partili üyelerimiz olduğunu hiçbir zaman unutmayacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM yapılan iş ve işlemlerde, alınan kararlarda, mali konularda, partinin amaçlarına ilkelerine, tüzüğüne, programına, kurultay kararlarına sıkı, sıkıya bağlı kalacağım. Alabildiğine şeffaf olacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, öncelikle örgütlenme ağını kurmak için, gerekli olan çalışma grupları oluşturmak için, mahalle, sokak, cadde sorumlularını seçmek, aktif hale getirmek ve kurumsallaştırmak için, görev yetki ve sorumlulukları parti tabanına alabildiğine yaymak, yaygınlaştırmak için üyelerimizin katkısı ve katılımı ile tüzükten kaynaklanan yetkileri sonuna kadar kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM örgüt içinde yapılan gündemli ve gündemsiz toplantılarda, toplantı disiplini, toplantı usulü, yöntemi ve kurallarına titizlikle uyulması ve uygulanması için üzerime düşen görevi eksiksiz olarak yapacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, parti içi demokrasinin kurum ve kurallarıyla işlemesi, kurumsallaşması için, tüm yetkileri kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, kadınlarımızı ve gençlerimizi partimize kazandırmak için tüzüğün verdiği tüm yetkileri sonuna kadar kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, ilçe binamızın partimize ve üyelerimize hizmet verebilecek koşullara sahip olması için gereken her türlü girişimde bulunacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, örgüt, içinde barışın, huzurun, dayanışmanın, sevginin, saygının, birliğin ve beraberliğin, disiplinin sağlanması için, sosyal etkinliklerin düzenlenmesi, için çaba harcayacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, üyelerimiz hakkı olan bilgilere zamanında engelsiz ulaşması için tüzükten kaynaklanan tüm yetkileri kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiğim takdirde, verdiğim sözleri yerine getirmek için, seçilmediğim taktide yerine getirilmesi için mücadelemi yılmadan usanmadan sürdüreceğim.14.3.2012
ADI SOY ADI TARİH İMZA
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiğim takdirde, SÖZ VERİYORUM CHP’sinin gerçek sahiplerinin partiye oy veren halkımız ve partili üyelerimiz olduğunu hiçbir zaman unutmayacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM yapılan iş ve işlemlerde, alınan kararlarda, mali konularda, partinin amaçlarına ilkelerine, tüzüğüne, programına, kurultay kararlarına sıkı, sıkıya bağlı kalacağım. Alabildiğine şeffaf olacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, öncelikle örgütlenme ağını kurmak için, gerekli olan çalışma grupları oluşturmak için, mahalle, sokak, cadde sorumlularını seçmek, aktif hale getirmek ve kurumsallaştırmak için, görev yetki ve sorumlulukları parti tabanına alabildiğine yaymak, yaygınlaştırmak için üyelerimizin katkısı ve katılımı ile tüzükten kaynaklanan yetkileri sonuna kadar kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM örgüt içinde yapılan gündemli ve gündemsiz toplantılarda, toplantı disiplini, toplantı usulü, yöntemi ve kurallarına titizlikle uyulması ve uygulanması için üzerime düşen görevi eksiksiz olarak yapacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, parti içi demokrasinin kurum ve kurallarıyla işlemesi, kurumsallaşması için, tüm yetkileri kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, kadınlarımızı ve gençlerimizi partimize kazandırmak için tüzüğün verdiği tüm yetkileri sonuna kadar kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, ilçe binamızın partimize ve üyelerimize hizmet verebilecek koşullara sahip olması için gereken her türlü girişimde bulunacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, örgüt, içinde barışın, huzurun, dayanışmanın, sevginin, saygının, birliğin ve beraberliğin, disiplinin sağlanması için, sosyal etkinliklerin düzenlenmesi, için çaba harcayacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiği takdirde, SÖZ VERİYORUM, üyelerimiz hakkı olan bilgilere zamanında engelsiz ulaşması için tüzükten kaynaklanan tüm yetkileri kullanacağım.
*CHP Bursa Yıldırım ilçe Örgüt Başkanı seçildiğim takdirde, verdiğim sözleri yerine getirmek için, seçilmediğim taktide yerine getirilmesi için mücadelemi yılmadan usanmadan sürdüreceğim.14.3.2012
ADI SOY ADI TARİH İMZA
3/13/12
13.11.2011 KAPLI KAYA DERESİ SONBAHAR YÜRÜYÜŞÜ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)